22 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 EKİM 2019 CUMARTESİ BEYİN DOKUSU 25 GÜN CANLI TUTULDU Japon bilim insanları, mik ro akışkan cihazıyla fare beyninden alınan dokuyu 25 gün laboratuvar ortamında canlı tuttu. Araştırma ekibinden Nobutoşi Ota, yöntemin hayvanlardan alı nan doku veya hücrelerin yapay ortamda yaşatılmasının dışında, doku ve organların büyümesi için gerekli olan uzun süreli kültürleme gibi farklı alanlarda da kullanılabileceğini kaydetti. Araştırma, Analytical Sciences’te yayımlandı. l AA Herkese Bilim Teknoloji dergisinin katkılarıyla hazırlanmıştır TASARIM: ilknur filiz Kazanan olmazBölgesel bir atom savaşı bile tüm dünyayı zora sokmaya yetecektir Tekfen Holding Yönetim Kurulu Başkanı Murat Gigin, Tekfen Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Vahide Gigin, Meltem Berker, BÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmed Özkan ve Şebnem Berker. TEKFEN HOLDİNG BÜ İŞBİRLİĞİ ‘Açık ders’ler Anadolu yolunda Boğaziçi Üniversitesi Kültür ve Sanat Komisyonu’nun sosyal, beşeri ve fen bilimlerini içeren “açık ders” semirleri, Tekfen Holding’in desteğiyle İstanbul dışında da yapılacak. Öğrenciler ve halkın katıldığı “açık ders”in Anadolu’daki ilk durağı Malatya olacak. Komisyonun başkanı Prof. Dr. Zafer Yenal, özgür düşünce ve yaratıcı fikirlerin oluşmasına katkıda bulunacak bilgi ve tartışmaları, toplumun her kesimine ulaştırmayı hedeflediklerini belirterek Tekfen’in desteğiyle Anadolu’ya açılacaklarını söyledi. Malatya’da kasım aralıkta verilecek derslerde iklim, kanserle mücadele, mikroküreciklerle aşının yolculuğu konuları işlenecek. İlk konuk Prof. Özel Tekfen kurucu ortaklarından ve 2017’de yaşamını yitiren Feyyaz Berker’in mezun olduğu Robert Kolej bugünkü adıyla Boğaziçi Üniversitesi ile işbirliği yapan Tekfen, açık dersin yanı sıra dünyanın önde gelen bilim insanlarının davet edildiği Boğaziçi Lectures ve kültür ve sanat insanlarının belirli bir süre kampusta kalarak zamanın tanıklığını yaptıkları Boğaziçi Chronicles’a da destek verecek. “Boğaziçi Lectures Feyyaz Berker Series” programının ilk konuğu 7 Kasım’da, kara deliğin görüntülenmesini sağlayan ekip içinde yer alan astrofizik profesörü Feryal Özel olacak. İşbirliğinin duyurulduğu BÜ yerleşkesindeki toplantıya Tekfen yöneticileri, rektör Prof. Dr. Mehmed Özkan, öğretim üyeleri ve Berker ailesi katıldı. Toplantıda “eğitim âşığı” Feyyaz Berker’in Atatürk ilke ve devrimlerine bağlılığına vurgu yapılarak bu misyonun devam ettirileceği ifade edildi. l Cumhuriyet Porsche ve BoeIng ‘Şehir uçağı’na imzayı attılar Alman otomobil üreticisi Porsche ve ABD’li uçak üreticisi Boeing, şehirlerde hava hareketliliği için uçak geliştirme projelerinde işbirliğine yönelik anlaşma imzaladı. Anlaşmaya göre şirketler, hava trafiğinin çeşitli yönlerini ele almak için uluslararası bir ekip oluşturacak. Açıklamada, Boeing, Porsche ve Boeing’in bir yan kuruluşu Aurora Flight Sciences’ın, elektrikli dikey kalkış ve iniş ka biliyetine sahip bir hava aracı için konsept geliştirdiklerine işaret edilerek, mühendislerin yakında hava aracının prototipini test edeceklerine yer verildi. Açıklamada, şehir hava hareketliliği pazarının 2025’ten sonra önemli ölçüde artacağına vurgu yapılarak, trafiğin geleneksel karasal ulaşım araçlarıyla yapılan yolculuktan daha verimli, daha hızlı ve düşük maliyetle olacağını gösterdiği belirtildi. l AA Görüntülerden adresi bulup Adreseşarkıcıya saldırdı teslim selfie! Japonya’nın başkenti Tokyo’da bir pop yıldızına saldırmak suçundan gözaltına alınan hayranı, şarkıcının adresini sosyal medyaya koyduğu selfie’lerde gözlerindeki yansımalardan tespit ettiğini söyledi. Yerel medyada yer alan haberlere göre Hibiki Sato adlı zanlı, ifadesinde hayranı olduğu Tenshitsukinukenşyomi grubunun üyesi Matsuoka’nın fotoğraflarından birinde gözlerine yansıyan bir tren istasyonu tabelası gördüğünü söyledi. Sato, Google haritalarının yardımıyla istasyonu bulduktan sonra diğer fotoğraflardan şarkıcının gözüne yansıyan perdelerin konumu ve ışığın geliş açısını inceleyerek Google Sokak Görünümü’nde (Street View) apartmanın yerini bulduğunu anlattı. Japon gazetesi Sankei Shimbun’a konuşan bir polis, “İnsanlar sosyal medyada fotoğraf ve video paylaşırken kişisel verilerini ele verme riskini dikkate almalı” dedi. l BBC Türkçe Bilim insanları, daha Soğuk Savaş döneminde bile süper güçler arasında yaşanacak bir nükleer çatışmanın, tüm dünya için korkunç sonuçları olacağını öncelemişlerdi. Patlamanın dumanı ve havada asılı parçacıkları güneşimizi karartarak dünya iklimini 18 derece kadar soğutabilirdi. Fakat politik gelişmelere bakılırsa bunlar çoktan unutulmuş görünüyor. Rusya’nın ABD Büyükelçisi Anatoliy Antonov, kısa bir süre önce ABD ve Rusya’nın kısa ve orta menzilli nükleer füzelerin konuşlandırılması konusunda ciddi görüşmelere başlaması gerektiğini söyledi. Kuzey Kore, yıllardan beri yeni nükleer silahlar denerken Hindistan ve Pakistan da nükleer silahlara yatırım yapmayı sürdürüyor. Atom savaşı koşulları Hindistan ve Pakistan arasındaki gerginlikten yola çıkan Colorado Üniversitesi’nden Owen Toon, bölgesel bir nükleer savaşın bile dünyayı ne kadar büyük bir felaketin içine sürükleyeceğini gösterdi. Araştırma çerçeve Colorado Üniversitesi’nden Owen Toon, bölgesel bir nükleer savaşın bile dünyayı ne kadar büyük bir felaketin içine sürükleyeceğini gösterdi. Örneğin bir Hindistan Pakistan savaşında 100 milyon kadar insan ölebilir... Çıkan dumanlar güneş ışınlarını yüzde 35 azaltır. Tüm dünyada kuraklık ve açlık baş gösterir. sinde Hindistan ve Pakistan arasındaki nükleer savaşın etkisi canlandırıldı. Keşmir bölgesinin yönetimini ele geçirmek isteyen iki ülke bölgede birkaç kez çarpıştılar. Aslında önemli provokasyonlar olmadığı müddetçe ne Pakistan ne de Hindistan’ın nükleer bir savaşı başlatmayacağı tahmin ediliyor. Ancak araştırmacılar bir atom savaşına neden olacak koşulları ince lediler. Araştırmacıların senaryola rı şöyle: Hindistan hükümetine bir terör saldırısı gerçekleştirilir. Hindistan ilk başta konvansiyonel silahlarla karşılık verir. Pakistan, Hindistan kentlerine ilk nükleer silahlarla saldırınca, Hindistan geri kalmaz ve bir hafta içinde 200’ün üzerinde nükleer saldırı gerçekleşir. Böylece sadece ilk haftada, patlama lar, ışın ve devasa yangınlar yüzünden 50 ila 150 milyon kişi yaşamını yitirir. “Buna göre tarihte ilk kez bölgesel bir savaşla, dünya genelinde bir yıl içinde doğal nedenlerle ölenden daha fazla insan ölür” diyor araştırmacılar. Ve bu sadece bir başlangıç olur. Çünkü patlamalar ve yangınlarla yayılan dumanlar stratosfere kadar uzanır. 16 ila 36 milyar kilo kurumdan oluşan bu duman bulutu, sadece birkaç hafta içinde tüm dünyaya yayılır. Buna bağlı olarak da güneş ışınları, yüzde 20 ila yüzde 35 oranında azalır. Dünyada ortalama sıcaklık 2 ila 5 derece kadar düşebilir ki bu da son buz devrinin en soğuk dönemiyle eşittir. Dünyada yağışlar da yüzde 1530 oranında azalabilir. Hatta Hindistan ve Pakistan’da bir yıl boyu hiç yağış düşmeyebilir. ABD’de ise yağışlar yarı yarıya azalacaktır diyor araştırmacılar. Bölgesel atom savaşının etkisi tüm dünyada tarımı olumsuz etkileyerek açlığa yol açacaktır. (Science Advances) Direnç sorunu araştırmacıları metallere yönlendirdi: Gözler galyumda Antibiyotiğe alternatif Kimi askeri kimi sivil amaçlı... ABD uyduda birinci, Çin İKİNCİ Uzayda 2 bine yakın uydu var Kapsamlı bir uydu veritabanına sahip bir bilim savunma grubu olan Endişeli Bilimciler Birliği, askeri faaliyetlerin uzayda gerçekleşen tüm faaliyetlerin yalnızca küçük bir kısmı olduğunu belirtti. Grubun veritabanındaki verilere göre aktif olarak listelenen 1957 uydudan yalnızca 302’sinin askeri kullanımı var. ABD, uzayda en fazla uyduya (830) sahip ülke iken Çin ikinci (208), Rusya da üçüncü (147) sırada yer alıyor. Çokuluslu işbirlikleri ise 145 uydu ile dördüncü sırada. Türkiye’nin de uzayda çeşitli uyduları bulunuyor. Türkiye’de tasarlanıp üretilen ilk yer gözlem uydusu RASAT olurken bir diğer yer gözlem uydusu BİLSAT olarak karşımıza çıkıyor. Askeri amaçlı uydu projelerine ise GÖKTÜRK ismi verilmiş durumda. Tabii bir de TÜRKSAT haberleşme uyduları bulunuyor. Türkiye’nin bilimsel araştırma amacıyla gerçekleştirdiği uydu projeleri ise şu şekilde: BeEagleSat (QB50 TR01), Bilsat 1 [Microsat100], HAVELSat (QB50 TR02), ITÜpSat 1, RASAT, TurkSat3USat ve UBAKUSAT (UBAK3USAT). Modern antibiyotiklerden önce doktorlar, hastalıkların tedavilerinde bakır ve cıva gibi maddelerden yararlanıyorlardı. Antibiyotik dirençliği problemi yüzünden bazı araştırmacılar artık bu eski geleneğe dönüş yapıyorlar. Peki, metaller gerçekten antibiyotiklere karşı alternatif olabilir mi? Washington Üniversitesi’nden Christopher Goss, bu amaçta galyumu inceledi. Çünkü galyum, demire benzer bir yapıya sahip ve mikroplar da özümleme için buna besleyici madde olarak gereksinim duyuyorlar. Gross, “Galyum bir Troya Atı gibi hastalık etkeninin metabolizma sistemine aşılanabilir. Galyum bakterileri beslemekle kalmayıp onlara zarar da verir” diyor. Bu yöntemin pratikte ne derece işlediğini bilim insanları tipik bir hastane bakterisi olan Pseudomonas aeruginosa üzerinde denediler. Umut verici Özellikle ağır akciğer enfeksiyonlarına neden olan bu bakteriyi taşıyan hastaların tükürük/balgam örneklerine dayanan incelemeler, düşük dozda galyumun bile mikropların üremesini engellediğini gösterdi. Daha sonraki incelemelerde ise bakterilerin tıpkı etkili antibiyotiklerde olduğu gibi galyuma çok yavaş direnç kazandıkları görüldü. Dahası Colistin gibi maddelerle kombine edildiğinde galyum tedavisinin oldukça etkili olduğu anlaşıldı. Umut verici sonuçlar hayvan deneyleriyle de tespit edildi. Galyum, ciddi yan etkiler yapmadan akciğer fonksiyonlarını iyileştirdi. (Science Translational Medicine) SEYİRCİ KALMAK doğamızda yok EN DEĞERLİ 10 UNICORN(*) 1. ByteDance (Çin, 75 milyar $) 2. Uber (ABD, 72 milyar $) 3. Didi Chuxin (Çin, 56 milyar $) 4. WeWork (ABD, 47 milyar $) 5. JUUL Labs (ABD, 38 milyar $) 6. AirBnB (ABD, 29 milyar $) 7. Stripe (ABD, 23 milyar $) 8. SpaceX (ABD, 19 milyar $) 9. Epic Games (ABD, 15 milyar $) 10. Grab (Singapur, 14 milyar $) (*) Değeri en az 1 milyar dolar olan yeni girişim (unicorn=tek boynuzlu at) Kaynak: VisualCapitalist Kalabalık bir caddede saldırıya uğrayacak olsanız, birileri yardımınıza koşar mıydı? Psikolojinin en ünlü bulgularından biri olan olaylara seyirci kalma etkisi, böyle bir durumda bir olasılıkla kimsenin yardıma koşmayacağını söyler. Bu görüşün kökeni 1964’te, New York’ta Kitty Genovese adlı kadının sabahın erken saatlerinde tecavüze uğrayıp öldürülmesi olayına uzanıyor. The New York Times’ta yer alan haberde, 38 kişinin yarım saati aşkın bir süre boyunca kadının saldırıya uğramasını izlediği, ancak bir kişinin bile araya girmediği belirtilmekteydi. Bu olay, psikoloji dünyasında bir söylenceye dönüştü. Sosyal psikoloji uzmanları Bibb Latané ve John Darley, bu olaydan yola çıkarak sonradan sayısız deneysel çalışma ile de kanıt lanan seyirci kalma etkisini ortaya attılar. Britanya Lancaster Üniversitesi’nden Richard Philpot ve arkadaşları, bu etkinin gerçekte yanlış olabileceğini belirtiyorlar. Araştırmacılar, araya girme olasılığının olayı izleyenlerin sayısına oranla artış gösterdiğine de tanık oldu. Bu da seyirci kalma etkisiyle doğru dan çelişen bir durumdu. Philpot, “Çevrede ne denli çok insan olursa, bir şeyler yapmaya hazır insanların sayısı da o denli çok olacaktır” diyor. Philpot, insanların zor durumda olan birilerini gördüklerinde araya girip yardım etmeye doğuştan eğilimli olduklarının bu araştırmayla gözler önüne serildiğini belirtiyor. Derleyen: Rita Urgan
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle