16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Sağnak 8 8 OCAK 2019 SALI Diktatörler ve emperyalizm Venezüella Devlet Başkanı Maduro, 10 Ocak’ta, ikinci devlet başkanlığı dönemine tartışmalı bir şekilde başlıyor.  Muhalefetin diktatör dediği lider, geçen sonbahar İstanbul’da NusrEt’te yemek yemişti hatırlarsanız. Venezüella kriz halindeyken lüks bir lokantada kendine ziyafet çekmesi, çok eleştirilmişti.  Mikrop dergisindeki AntiTürcü Köşe’de, Venezüella Bolivarcı Devrim’den uzaklaşalı epey oldu diye yazmıştım. Maduro’yu “sosyalistlik” üzerinden eleştirenlerin argümanının geçersiz olduğunu, aslında bir diktatörün ağırlanacağı en iyi yerin adı geçen yer olduğunu düşünüyorum. Maduro ise, kendisine diktatör diyenlere, şu yanıtı veriyor: “Bana diktatör demeleri umurumda değil. Bana diktatör diyenlerin cehenneme kadar yolu var. Ben kim olduğumu biliyorum, Simon Bolivar’ın değerlerini taşıyan mütevazı bir adamım. Asla diktatör olamam.” Diktatörlük tartışması, geçen mayıs ayında devlet başkanlığı seçimlerindeki hile iddialarıyla alevlendi. Muhalefetin büyük kesimi seçimi boykot etti. Boykotu aşıp aday olan muhalif liderlerden Henri Falcón, sandıkların kapanmasından kısa bir süre sonra seçimlere hile karıştırıldığını ve sonucu kabul etmediğini açıkladı. Falcón’un söylediğine göre, hükümet, oy kullanma yerlerine yakın noktalara 13 bin yardım masası kurmuş. Seçmenlerin oy kullandıktan sonra çadırlardaki yardım masalarına gelmesi istenmiş. Devlet yardımlarını almak için kullandıkları “anavatan kartlarını” okuttuklarında, ikramiye verileceği vaat edilmiş! Muhalefet, haklı olarak, hükümeti oy satın almakla suçluyor. Hükümet yetkilileri ise seçimlerin “adil ve özgür” yapıldığı iddiasında...  Muhalefet, bu meseleyi Venezüella Ulusal Meclisi’ne taşısın derseniz... Ülkedeki son meşru seçim kabul edilen Aralık 2015 seçimi sonucunda oluşan Meclis, muhalefetin kontrolünde. Batı destekli Meclis’in Başkanı Juan Guaido da, Maduro’nun ikinci dönem devlet başkanlığının yasadışı olduğunu söylüyor ama bundan öte pek bir şey yapamıyor. Çünkü Meclis’in, kendi aldığı hiçbir kararı uygulama gücü yok; rejimin kontrolündeki Yüksek Mahkeme, Meclis’in tüm kararlarını iptal ediyor!  Yargıya başvurulsun derseniz... O kapı da kapalı. 2015’teki seçimle görevi biten eski parlamento, yeni milletvekilleri göreve başlamadan harekete geçti ve Yüksek Mahkeme’nin görev süresi dolmak üzere olan 12 üyesinin yerine yenilerini seçti. Sonuçta ülkede her konuda söz sahibi bir kişi kaldı: Maduro! Dünyanın en büyük petrol rezervine sahip olan bir ülke niye bu halde diye merak ediyor insan... Milyarlarca dolarlık petrol gelirleri var ama şiddetli bir ekonomik kriz içindeler. Niye? Halk yararına yapılacak planlı işler yerine tüm kararları tek adamın aldığı bir sistem yaratıldı. Hiçbir kontrolden geçmeyen harcamalar, yargısal denetim ve kuvvetler ayrılığını yok eden tek başlılık, yolsuzlukları da artırarak ülkeyi derin bir krize sürükledi.  Maduro, Chavez’in inşa ettiği despotik yönetimi benimseyip baskıyı artırdı. O kadar ki, iktidara muhalefet edenlerin “ülkeye karşı ekonomik savaş başlattığını” iddia etti.  ABD Başkanı Trump’ın seçim sonuçlarını tanımayacağını açıklaması da, Maduro’nun ekmeğine yağ sürdü. Böylece yandaşlarınca “emperyalizm ile mücadele eden kahraman” diye pohpohlanması kolaylaştı. Oysa Maduro yönetimi, antiAmerikan olsa da antiemperyalist değil.  Emperyalizmi durdurmak isteyen lider, öncelikle ülkesinde yargı bağımsızlığını sağlar, adil ve özgür seçim yapar. Maduro gibi yargıyı susturup Ulusal Meclis’i işlevsizleştirdiğinde ise diktatörlüğe kayar ve emperyalizme geçit verir. Ülkesinin bağımsızlığını korumayı hedefleyen, ilk olarak demokrasiyi güçlendirir! Bu, tarihin tüm dönemlerinde her ülkede böyle oldu. SAĞLIK BAKANI KOCA: Raporlar standart hale getirilecek Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, yurttaşlardan mevzuatta olmayan onlarca çeşit rapor talep edildiğini belirterek “Uygulamaya geçeceğimiz düzenlemelerle rapor sayısı azaltılacak ve raporlar standart hale getirilecek” dedi. Yurttaşlardan mevzuatta olmadığı halde çeşitli raporlar talep edildiğini, bunun fazladan iş yükü ve zaman kaybı yarattığını belirten Bakan Koca, “Bakanlığımızca yapılan saha çalışmasında mevzuat harici istenen sağlık raporu çeşidinin 200’den fazla olduğu tespit edilmiştir. Satranç oynayabilir, okul gezisine katılabilir, belediye kurslarına katılabilir, temizlik personeli olabilir gibi... Rapor talepleri vatandaşlarımızı gereksiz bürokratik işlemlerle uğraştırdığı gibi, fazladan iş yükü oluşturmaktadır. Bu ek iş yükü, hastalara ayrılan zamandan çalarak hizmet kalitesini düşürebilmektedir” ifadelerini kullandı. Koca yeni uygulamaya ilişkin ise, kısa sürede uygulamaya geçileceğini açıkladı. l ANKARA/ Cumhuriyet HABEREDİTÖR: GÜRER MUT TASARIM: FUNDA YAŞAR ER 4 ay sonra attılar!Ardahan Üniversitesi, okula başlayan, burs çıkan öğrenciye ‘Hata yapmışız’ dedi Şeyda Nur Turlak Okumak için son şans Şeyda Nur Turlak arkadaşları Change. org’dan ‘Okumak İçin Son Şans’ başlığıyla bir imza kampanyası başlatarak arkadaşlarının yaşadığı mağduriyetin giderilmesini istedi. İmza metninde, “Arkadaşımız Şeydanur Turlak bu yıl Ardahan Üniversitesi BESYO Spor Yönetciliği bölümünü 149 puanla ve yapılan parkur sınavı ile kazanmıstır. Üniversitenin hatasi sonucunda ve üniversite sisteminin de kabul etmesi doğrultusunda baraj altı puanla kayıt yaptırmıştır. Okul bu durumu 03.01.2019 tarihinde fark etmiş ve arkadaşımizı okuldan atma kararı almıştır. Mağdur durumda olan arkadaşımız için lütfen siz de destek olun. Şeyda’nın yerinde sen de olabilirdin!” denildi. Ardahan Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu’nda (BES ya karar verdim. 2017’de Umut Akademi grubunda çalışmaya başladım. Hiçbir ücret ödemek YO) eğitimine başlayan 23 ya sizin ellerinden geldiği çabayı şındaki Şeyda Nur Turlak, üni ZEHRA harcayıp beni ve diğer arkadaş versite yönetiminin yerleştirme ÖZDİLEK larımı sınava hazırladılar. 2018 döneminde yaptığı hata sonucu yılında 149.05802 puan aldım. okuldan atıldı. Sadece Ardahan Üniversitesi’ne baş 2018 yılında Temel Yeterlilik vuru yaptım. Üniversiteden arayıp Testi’nden aldığı (TYT) 149.05802 ‘evrak teslimi yapmanız gerekiyor’ puan ile Ardahan Üniversitesi BES dediler. Biz de ‘TYT puanına bakmı YO bölümüne başvurusu kabul edi yor musunuz’ diye sorduk. Bize ve len ve 4 aydır okula giden Turlak, rilen cevap ‘TYT puanıyla alakası öğrenci işleri tarafından çağrılarak yok yerleştirme puanıyla alıyoruz’. “Bir hata yapmışız. Normalde 150 Beni yetiştiren hocam ile bizzat el ile alıyoruz ama senin puanın ye den evrak teslimi yapmak için üni tersiz olduğu için öğrenciliğine son versiteye geldik. Yüz yüze görevli vermemiz gerekiyor” bildirimiy ye de sorduk TYT puanı konusunu. le karşı karşıya kaldı. İddiaları sor Tekrar aynı cevap verildi, ‘yerleştir duğumuz okul yönetimi ise, “O sıra me puanına göre alınıyor’. Ve kaydı larda inanılmaz bir yoğunluk vardı. mı yaptılar”diye konuştu. Bir günde 300500 tane dosya geldi. Arada kaynamış” cevabını verdi. Okuluna dönmek istiyor ‘Üniversitenin hatası’ 4 aydır eğitim gördüğünü dile getiren Turlak, şöyle devam etti: “Yurt Ardahan Üniversitesi’nde çaresiz çıktı, burs çıktı, sınavlara girdim ak ce resmi tebligat gelmesini bekle tif bir öğrenciydim. Sonra dönem bi yen, bir yandan da okuluna geri dön timine yakın öğrenci işleri aradı beni mek için çırpınan Turlak’ın tek isteği odaya çağırdılar gidip konuştum. Ba okuluna geri dönebilmek. Bulunduğu na söyledikleri şey ‘biz bi hata yap durumu gazetemize aktaran Turlak, mışız seni gözden kaçırmışız yanlış “Ailem ile beraber Van Erciş’te yaşı lık yapıp okula almışız. Hakkında iş yordum. Liseyi açıköğretimden oku lemler başlatıldı okuldan çıkarılmak yup bitirdim. BESYO’ya hazırlanma zorundasın’ denildi. Ve bana gelecek olan yazılı tebligattan sonra ‘okulla tamamen alakan kesilecek’ dediler. Ben buralara gelene kadar neler çektim kimse bilmiyor. Babam beni ne zorluklarla okuttuğunu kimse bilmiyor. Üniversitenin yapmış olduğu hata bana yansıdı ve mağdur oldum. Kendi işlerini yanlışlarını kapatmak için okuldan atıldım. Bu benim suçum değil bunu ben ödemek istemiyorum. İstediğim tek şey hayalim olan bölümüme devam etmek.” Öğrenci suçlandı Ardahan Üniversitesi BESYO Müdür vekili Okan Eştürk ise iddialara ilişkin şu yanıtı verdi: “Bir şikâyet üzerine fark edildi. Puanının 150’nin altında olduğunu gördük. Bir şekilde süzgeçten geçmiş. Hukuk Müşavirliği’ne danıştık. Haksız yerleştirme söz konusu olduğu için yönetim kurulu olarak kaydının silinmesi yönünde karar aldık. O sıralarda inanılmaz bir yoğunluk vardı. Bir günde 300500 tane dosya geldi. Arada kaynamış. Öğrenci tamamen mağdur değil başvurmaması gerektiğini biliyor. Buna rağmen başvurmuş ve bence başka bir kişinin hakkını yedi. Kayıta çağıran ve süzgeçten geçmesini sağlayan tarafından soruşturma açılacak.” l İSTANBUL ‘Arslan’danYARSAV başkanının yargılandığı davada sona gelindi cemaatçi çıkmaz’ Murat Arslan KHK ile kapatılan YARSAV’ın genel başkanı Murat Arslan’ın yargılandığı davada mahkeme, esas hakkındaki savunmalarını yapmaları için son kez süre verdi. Duruşmada tahliye talebinde bulunan avukat Mustafa Karadağ, “Murat Arslan’dan cemaatçi çıkmaz. Hükümet, yargıyı cemaate teslim etti ama suçunu Murat Arslan’dan çıkarmak istiyor” dedi. Ankara 25. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya, tutuklu sanık Murat Arslan katıldı. Arslan’ın savunmasını üstlenen avukatlardan Şerif Özgür Urfa ve Deniz Doğan, mahkemeye mazeret dilekçesi göndererek duruşmaya katılmadı. Tutukluluk hak ihlalidir Avukat Öykü Didem Aydın, Deniz Doğan’ın sağlık sorunları nedeniyle hastanede bulunduğunu, bu nedenle esas hakkındaki savunmayı tamamlayamadıklarını belirterek süre istedi. Mahkeme heyeti talebi kabul ederek Murat Arslan ve avukatlarına savunma yapmaları için söz verdi. Arslan, “Bir diyeceğim yok” derken, avukatı Mustafa Karadağ, “Murat Arslan, 15 Temmuz darbe girişiminden iki gün sonra FETÖ’ye yönelik operasyonların en yoğun yapıldığı dönemde ailesiyle İngiltere bulunuyordu. Böyle bir dönemde ülkeye gelen birinin kaçma şüphesi olamaz. Murat Arslan’ı zorla gönderseniz yine yurtdışına kaçmaz. Bu salonda siz değerli heyet dahil herkes biliyor ki; Murat Arslan’ın bu örgütle bir bağlantısı yoktur. YARSAV Başkanı olduğu dönemde ‘Ne hükümet, ne cemaat’ dediği için cezalandırılıyor. Arslan’ın tutuklu kalması bir hak ihlalidir” dedi. Savunmaların ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti, Murat Arslan’ın tutukluluk halinin devamına karar verdi. Mahkeme heyeti, son kez esas hakkında savunma yapmaları için Arslan ve avukatlarına süre verdiğini belirterek bir sonraki celsede aynı mazeretlerin sunulması halinde, sanık ve avukatlarının susma hakkını kullandıkları yönünde değerlendireceğini belirtti. Duruşma 18 Ocak’a ertelendi. l ANKARA/ Cumhuriyet Avukata skandal ceza SEYHAN AVŞAR Mahkeme savunmasını beğenmediği avukatın akıl hastanesinde müşaade altına alınmasına karar verdi. Avukat Muhittin Köylüoğlu İstanbul Adliyesi girişinde arama yapmak isteyen özel güvenlik görevlileriyle tartıştığı için hakkında, “Hakaret” ve “Özel güvenlik görevlilerine mukavemet” suçlamasıyla dava açıldı. İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ilk duruşmada avukat Köylüoğlu, “Yargılanmamın esas nedeni benim mesleki anlayışım. Hâkim ve savcıların odaları arandı. Ketıllarına el konuldu. Hâkim kararı olmadan arama ve el koyma kararına tek bir hâkim tepki vermedi. Kendi mesleki onurlarını korumadılar” dedi. Savunması devam ederken Köylüoğlu duruşma salonundan atıldı. Ardından heyet, suç duyurusunda bulunduğu Köylüoğlu hakkında skandal bir karara imza attı. Mahkeme, Köylüoğlu’nun ikinci celsede de aynı konuları gündeme getirdiğini belirterek, sanığın meslektaşlarını aşağılayarak kendi mesleki konumunu ve rüçhaniyetini ortaya koymaya çalıştığını bu yaklaşımın sağlıklı bir ruh halini yansıtmadığını öne sürdü. Mahkeme heyeti Köylüoğlu’nun duruşmadaki savunmasında paranoid ve şizofreni rahatsızlığını çağrıştıran durumlar olduğunu öne sürerek Köylüoğlu’nun 3 hafta süre ile Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde müşahede altına alınmasını ve cezai ehliyetinin bulunup bulunmadığının tespit edilmesine karar verdi. Öte yandan, Fatih İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri dün ofisine giderek, Köylüoğlu’nu hastaneye götürmek istedi. Ancak Köylüoğlu ofiste bulunamadı. l İSTANBUL Metin Göktepe anılıyor Polislerce gözaltına alınan ve dövülerek öldürülen Evrensel Muhabiri Gazeteci Metin Göktepe, bugün katledilişinin 23. yılında mezarı başında anılacak. Evrensel Gazetesi muhabiri Metin Göktepe, 8 Ocak 1996 tarihinde, Ümraniye E Tipi Cezaevinde öldürülen tutuklular Orhan Özen ile Rıza Boybaş’ın cenaze törenini izlemek için gittiği Alibeyköy’de polisler tarafından gözaltına alınmış ve götürüldüğü Eyüp Kapalı Spor Salonu’nda dövülerek öldürülmüştü. Göktepe, katledilişinin 23. yılında yine mezarı başında anılacak. Atı şalanı Esenler Kemer Mezarlığı’nda bugün saat 11.00’de gerçekleşecek olan anmaya Metin Göktepe’nin gazetesi Evrensel’in çalışanları, ailesi, meslektaşları, basın örgütlerinin temsilcileri ve dostları katılacak. l İSTANBUL / Cumhuriyet sağlıkçıların sözleşmesi yenilenmedi Aile hekimlerine bir darbe daha SİBEL BAHÇETEPE Türkiye’de görev yapan 26 bin aile hekiminin iş sözleşmesi ilgili valilikçe yenileniyor. Son 1.5 ay içinde farklı illerde 9 aile hekiminin sözleşmesinin hiçbir hukuki ya da adli karar olmaksızın valilikçe veya yetki devir edilen sağlık müdürlerince “görülen lüzum üzerine” denilerek yenilenmediği ortaya çıktı. “Artık canımıza tak etti” diyerek duruma tepki gösteren Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu (AHEF) Başkanı Dr. Şenol Atakan, “Sağlık Bakanlığı kendi tahsis ettiği binalarımızda kira ücretlerimize yüzde 46 zam yapıyor, iş yükümüz her geçen gün korkunç bir şekilde artıyor, gelirlerimiz artması gerekirken azalıyor. Bir de üstüne üstlük iş güvencemiz keyfi gerekçelerle, hukuksuz olarak elimizden alınmaya çalışılıyor. Artık sabrımız, takatimiz tükeniyor çalışanları sürekli huzursuz etmenin kimseye bir faydası olmaz” dedi. Sağlık Bakanlığı’nın hazırlamakta olduğu “Aile Hekimliği Ödeme ve Sözleşme Yönetmeliği” aile hekimlerinin iş akdinin yenilenme yetkisini valilerden alarak, il sağlık müdürlerine veriyor. Bunun da olası keyfi uygulamaların önünü açılabileceği belirtildi. Aile hekimleri, kamu hizmeti verdiklerini, bu nedenle sözleşme ile değil kadro ile görevlerini yapmak istediklerini kaydettiler. ‘Artık sabrımız tükeniyor’ AHEF Başkanı Atakan, “İş güvencemiz keyfi gerekçelerle, hukuksuz olarak elimizden alınmaya çalışılıyor. Artık sabrımız, takatimiz tükeniyor çalışanları sürekli huzursuz etmenin kimseye bir faydası olmaz” dedi. Atakan, şöyle devam etti: “Son 45 günde farklı illerde yaşanan 9 aile hekimimizin işine hiçbir gerekçe olmaksızın ‘görülen lüzum üzerine’ denilerek son verilmek istenmesi kabul edilemez. Aile hekimliği uygulaması maalesef son yıllarda hızla baltalanmaktadır. Adeta ikinci sınıf insan muamelesi yapılan, iş yükü artan, şiddete uğrayan ve geliri azalan tek meslek olan aile hekimliğinin şimdi de iş güvencesinin elinden alınmak istenmesi bardağı taşıran son damla olmuştur. Hiçbir gerekçe olmaksızın Valilerce iki dudak arasında olan iş güvencesinin, yeni taslak ile İl Sağlık Müdürlüklerine verilecek olmasını AHEF olarak şiddetle reddediyoruz. Sağlık Bakanlığının, aile hekimleri üzerindeki bu korkunç yükü azaltması gerekmektedir.” Dr. Şenol Atakan ALMAN BİLİM İNSANLARINDAN AÇIK MEKTUP Akademisyenler için Alman hükümetine çağrı Almanya Demokratik Bilim İnsanları Birliği (BdWi), Kürt sorununa barışçı çözüm için bildiri imzalayan ve “terör örgütü propagandası” suçlamasıyla yargılanan Türkiye’deki akademisyenler için Almanya Dışişleri Bakanı’ndan destek istedi. DW Trükçe’de yer alan habere göre, BdWi’nin Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas’a yazdığı açık mektupta, sadece geçen yıl aralık ayında sekiz Türk akade misyenin 15 ile 30 aylık hapis cezalarına çarptırıldığı hatırlatılarak “Türk hükümetinin eleştirel vatandaşlara yönelik baskı uygulamalarının derin endişe yarattığı” kaydedildi. Mektupta, Alman hükümetinin temel hakların ihlali konusunu Türk hükümetine karşı gündeme getirmesi ve bilim insanlarına yönelik cezai önlemlerin derhal durdurulması için çaba göstermesi çağrısı yapıldı. l Haber Merkezi Akpınar’ın dosyası ayrıldı İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nca, katıldığı bir televizyon programında sarf ettiği sözler nedeniyle sanatçı Metin Akpınar hakkında, “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ne karşı silahlı isyana tahrik etme” suçundan yürütülen soruşturmada yeni bir gelişme yaşandı. Savcılık, Metin Akpınar hakkında “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ne kar şı silahlı isyana tahrik etme” suçuna ilişkin dosyasının tefrik (ayrılmasına) edilmesine karar vererek, hazırlanan suç itibarıyla görev kapsamına girdiği gerekçesiyle fezlekeyi İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderdi. Akpınar hakkındaki diğer suçlarla ilgili soruşturmanın ise İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nda devam ettiği öğrenildi. l DHA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle