15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ TASARIM: EMİNE BİLGET 58 OCAK 2019 SALI ‘İstanbul kazansın’AKP’nin yerel seçimlerde İstanbul adayı olan TBMM Başkanı Yıldırım, medyayla buluştu Kararlı, istifa etmeyecek TBMM Başkanı ve AKP’nin İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkan Adayı Binali Yıldırım’ın dünkü basın buluşmasına “istifa polemiği” damga vurdu. Yıldırım her ne kadar “İstanbul üzerine konuşmak istiyo rum” dese de kame ralara kapalı bölümde ilk soru bile Meclis Başkanlığı’ndan istifa etmemesiyle ilgiliydi. aykut küçükkaya Yıldırım’ın yanıtı da istifa tartışmasını alev lendirecek türdendi: “Hukukun olduğu yerde etik ko nuşulmaz. Hukuk devletinde hukuk konuşulur. TBMM Başkanlığı’ndan istifa etmeme konusundaki kararlılı ğımda değişiklik yok. Şayet milletve kili seçimlerinde tekrar istifa etmeye gerek yoksa, bu sırada kampanya larını yapabiliyorsa belediye seçim lerine giderken de aynısını yapmayı yadırgamak ne hukuki ne de adil bir değerlendirmedir.” Yıldırım’ın gazetecilerle buluş ması yaklaşık 3.5 saat sürdü. Bu buluşmanın yaklaşık iki saati aşkın bölümü kameralara kapalıydı. Ardı ardına sorular yöneltildi. Yıldırım sorulara bazen ciddi bazen es prilerle yanıt verdi. İstifa polemiğini tartışmak istemese de deneyimli siyasetçiye en çok soru “çalıştığı” konudan geldi! Yıldırım, anayasanın 94. madde si üzerinden yürüyen tartışmayla ilgili, “O madde tamamen yasama faaliyetleriyle ilgili. Yerel yönetimleri kapsamıyor” yanıtını verdi. “Yüksek Seçim Kurulu, adaylığınızla ilgili iptal kararı verebilir mi” sorusuna ise şu kısa yanıtı verdi: “Varsayımlarla hü küm tesis edilmez...” Yıldırım’ın “İstanbul’da seçimi kazan dınız. Hangi görevi tercih edeceksiniz” sorusuna verdiği “İstanbul” yanıtı ise tartışmaya nokta mı koyar; yok sa tartışmayı daha da mı büyütür? Bu yanıtın ardından “O zaman ni çin şimdi istifa etmiyorsunuz” ya da “Rakibiniz Ekrem İmamoğlu’nun mu kazanacağını düşünüyorsunuz” soruları akıllara gelmiyor değil. Yorum okurun, seçmenin... Binali Yıldırım’ın toplantıda en çok dikkatimi çeken vurgusu CHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu arasında geçecek yerel seçim yarışıyla ilgili “Genel seçim, referandum havasına sokulmasın” cümlesiydi. Yıldırım her nedense böylesi bir havanın “İstanbul’a iyilik vermeyeceğini” düşünüyor. Buna karşın Cumhur İttifakı’nın adayı ol duğunu üstüne basarak birkaç kez belirtti Yıldırım. Ancak konuşma yaptığı masanın arkasında yalnızca AKP bayrağı olması eleştirilince şöyle bir arkasına bakarak “Demek ki MHP flamasını atladık” esprisiyle salonu güldürdü... Yıldırım’ın HDP’nin tavrı ve Kürt seçmenin oylarıyla ilgili yorum ları da dikkat çekiciydi. Yıldırım, “PKK’nin Kürtler diye bir meselesi yok. PKK’yi terör örgütü gören, terörü reddeden her İstanbullu dan oy talep ediyorum” diyerek mesajını net verdi. “HDP’de ses sizlik hâkim. İmamoğlu’na, Millet İttifakı’na açık ya da gizli HDP desteği var mı yok mu? İleride belli olacak” sözleri ise CHP ve İYİ Parti kanadında nasıl yankı bulacak, önümüzdeki günler gösterecek. Yıldırım, Ekrem İmamoğlu’nun “İstanbul, Ankara’dan yönetilemez” açıklamasına, “Ankara’sız da yöne tilmez” yanıtını verirken rakibini de şu sözlerle eleştirdi: “Sayın İmamoğlu o gün o sözü nün yanında bir şey daha dedi. ‘Li derimiz Kılıçdaroğlu talimat verdi. Asgari ücreti 2 bin 200 yapın, dedi.’ Şimdi bu ne perhiz bu ne lahana turşusu.” ‘Organik kampanya’ 1967’de bir gece yarısı İstanbul’a geldiğini ve Beyoğlu’nda dedesinin evine yerleştiklerini söyleyen Yıldırım, ortaokulu Kasımpaşa’da okumuş. 1980’li yıllarda otobüsünü satarak iki taksi sahibi olduğunu, ancak bu maceranın 4 ay kadar sürdüğünü öğrendiğimiz Yıldırım, “Nasıl bir kampanya yürüteceksiniz, ilçelerde kaç miting yapacaksınız? Erdoğan ve Bahçeli mitinglerinize katılacak mı” soruma ise yine esprili bir üslupla yanıt verdi: “Organik kampanya yürüteceğim. Benim kendime has kampanyam var. Planlanmış değil doğal. Üsküdar’ın Doğancılar yokuşunda yürürken çay ocağına uğrayıp vatandaşa dokunabilirim...” l İSTANBUL TBMM Başkanı ve AKP’nin İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkan adayı Binali Yıldırım, gazete ve televizyonların genel yayın yönetmenleri ile bir araya gelerek projelerini anlattı. İstanbul’u endüstri 4.0’a benzeten leyla Yıldırım, “İhtiyaçlar dekılıç ğişti, beklentiler değişti. İstanbullu isteyecek biz yapacağız” dedi. Seçim süresince İstanbul’un sorunlarını tartışacaklarını anlatan Binali Yıldırım, “Bu seçimlerin bir genel seçim havasına dönüştürülmesi, bir referanduma dönüştürülmesi bana göre İstanbul’a yapılabilecek bir iyilik değildir” diye konuştu. Yıldırım, dün sabah Cemile Sultan Korusu’nda gazetelerin ve televizyonların genel yayın yönetmenleri ile bir araya geldi. Yerel seçimlere 84 gün (dün) kaldığını söyleyen Yıldırım, “Prensip olarak daha az konuşup, daha fazla dinleyeceğiz. 31 Mart seçimlerinde sonuç ne olursa olsun, İstanbul kazansın istiyoruz, ülkemiz kazansın istiyoruz” dedi. İstanbul’u bilişim teknolojileri ile endüstri faaliyetlerini bir araya getiren endüstri 4.0’a benzeten Binali Yıldırım, “İstanbul, ‘Endüstri 4.0’ gibi. Her şeyin bilgi iletişim teknolojileri ile desteklendiği, yaşamın adeta elektronik araçlarla yönetilir hale geldiği yönetim anlayışından bahsediyoruz. Dolayısı ile İstanbul’un yeni vizyonu, yeni hizmet dönemi de ‘Endüstri 4.0’a benzer, ‘İstanbul 4.0’ olarak kabul edebiliriz. İhtiyaçlar, beklentiler değişti. Şimdi İstanbullar daha ulaşabilir, havası doğası çok daha temiz, gençler için doya doya yaşayacakları, hayallerini karşılayacak alt yapı ve imkânların olduğu sosyal kültürel faaliyetlerin yoğun olduğu bir kent hayal ediyorlar. İstanbullu isteyecek biz yapacağız” diye konuştu. İstanbul’un en büyük sorunun ulaşım, trafik ve kalabalık olduğunu belirten Yıldırım, “Büyükşehirlerde trafiği yüzde 100 çözen yok. Biz çekilebilir bir İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN seviyeye getireceğiz. Sürekli 80 kilometre olmayacak ama mutlaka akacak. Durma zamanını azaltacağız. Bekleme süresini 45 dakikadan 25 dakikaya indireceğiz. Yolların yüzde 40’ı otopark olarak kullanılıyor. Parklanma işi site, mahalle ve ilçe bazında ele alınacak. Ulaşım entegrasyonunda aktarma noktaları olacak. Ayrıca raylı sistemde ülke olarak geç kaldık. Toplamda 233 kilometre raylı sistemimiz var. Devam eden 13 tane raylı sistem projesi var. Bunlar önümüzdeki 5 yılda bitecek ve İstanbul’un raylı sistem uzunluğu 450 km’nin üzerine çıkacak. Raylı sistemin toplam ulaşımda payı yüzde 19’ken, bu projeler bitince yüzde 48’e çıkacak” ifadelerini kullandı. ‘Suriyeliler kalıcı değil’ İstanbul’da yaşayan Suriyeliler konusuna da değinen Yıldırım, “İstanbul’da 563 bin 15 Suriyeli var. Derdimiz eline silah almamış, insanları öldürmemiş, teröre bulaşmamış Suriyelilerin, ülkelerinin kaderini belirlemesini istiyoruz. İstanbullular şunu bilmeli, Suriyeli mülteciler burada kalıcı değil” ifadelerini kullandı. ‘İmamoğlu’nu tebrik ettim’ İstanbul’da büyükşehir adına şu ana kadar kendisinin ve Ekrem İmamoğlu’nun isminin ortaya çıktığını anlatan Yıldırım, “Arkadaşımıza da telefon ettim, başarılar diledim, tebrik ettim. Benim arzum İstanbulluların sorunlarını, beklentilerini ve geleceğini konuşacağımız bir seçim olması. Bu seçimlerin bir genel seçim havasına dönüştürülmesi bana göre İstanbul’a yapılabilecek bir iyilik değildir. İstanbul’un sorunlarının tartışılmaması beni üzer. Mecbur kalmadıkça bu alan dışındaki konularda çok fazla mesai harcamayacağım” dedi. l İSTANBUL Gazetemizin Genel Yayın yönetmeni Aykut Küçükkaya, Binali Yıldırım’ın Cemile Sultan Korusu’nda düzenlediği toplantıya katıldı. Yıldırım: UBER’i yok sayamayız Binali Yıldırım, gazete ve televizyonların genel yayın yönetmenleri ile dün yaptığı toplantıda tartışmalara neden olan UBER’e ilişkin düzenleme sinyali verdi. Yıldırım, “80’li yıllarda iki taksim vardı. Taksiler şehrimizin aynasıdır. Taksicilerin gözden geçirilmesi lazım. Eğitim, standartlar, güvenlik yönleriyle yapılması gereken çok işler var” dedi. Uber’in teknolojinin getirdiği bir konfor olduğunu söyleyen Yıldırım, “Bunu da yok sayamayız. Buralarda düzenleme lazım. Bunları yapacağız, sıkıntı çıkacağını zannetmiyorum” diye konuştu. Saray’dan kıyak ihale3 aylık araç kiralama işi Saray’a yakın şirkete verildi, öyküsü bir hayli ilginç Cumhurbaşkanlığı, 2018 sonunda, 2019 ve 2020 yılı boyunca kullanılmak üzere kiralık hizmet aracı ihalesine çıktı. İhale “yüksek tek ‘Yüksek teklif’ gerekçesiyle iptal edilen ihale 5 gün sonra ‘acil’ denilerek pazarlık usulüne çevrilip yapıldı. 31 Mart’a kadar kullanılacak araçlarla ilgili yapılan kapalı usul ihaleyi iktidara yakın şirket kazandı. lif” gerekçesiyle iptal edildi. 5 gün sonra bu kez “aciliyet” gerekçe gösterilerek tek bir firma ile pazarlık yapılan “kapalı” ihale düzenlendi. 31 Mart yerel seçimleri SİNAN ne kadar kullanılacak hizTARTANOĞLU met araçlarını içeren iha leyi 536 bin TL karşılığında iktidara yakın Akmercanlar Şirketler Grubu’nun ortaklarından Veysel Akmercan’ın oto kiralama şirketi kazandı. Cumhurbaşkanlığı, garajındaki araçların 2019 yılı boyunca geçerli olacak kasko sigortaları için hizmet ihalesi açmadı. Bunun yerine bir den çok hizmet aracı kiralama ihalesi açıldı. Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı Yönetim Hizmetleri Genel Müdürlüğü’ndeki ihale masalarında dikkat çeken bir değişiklik yaşandı. Saray, 14 Aralık 2018’de, 2019 ve 2020 yılları boyunca 2 yıl süre kullanılacak kiralık hizmet aracı ihalesine çıktı. İhale 6’sı yabancı menşeli olmak üzere 25 binek taşıt için açıldı. Kiralanacak araçların tüm özellikleri belirlendi. Araçlar ile birlikte şoförlük hizmeti de alınacaktı, ancak araçlar için kullanılacak yakıt, başka bir ihalenin konusu oldu. Ancak bu ihale 21 Aralık 2018’de iptal edildi. İptal, “Teklifin, yaklaşık maaliyetin üzerinde olması” gerekçesine dayandırıldı. 5 gün sonra yeni ihale 21 Aralık’ta iptal kararının alınmasından 5 gün sonra 26 Aralık’ta yeni bir araç kiralama ihalesi açıldı. Bu kez 2 yıl değil, 3 ay boyunca kullanılmak üzere kiralık araç istendi. Kiralama hizmetinin, tam da yerel seçimlerin düzenleneceği 31 Mart 2019’a kadar süreceği belirtildi. İptal edilen ihalenin aksine bu ihale, “ani ve beklenmeyen” veya “yapım tekniği açısından özellik arz eden” hizmetler için kullanıbilen “pazarlık” usulü ile düzenlendi. 1 Ocak 2019 ile 31 Mart 2019 tarihleri ara DOĞALGAZ İHALELERİNİN GEDİKLİSİ sında kullanılacak araçların kiralanması için Saray, 605 bin 404 TL yaklaşık maaliyet belirledi. Şirket, kamu ihale masalarında doğalgaz dağıtım işleriyle bilinen Akmercanlar Şirketler Grubu’nun ortaklarından Veysel Akmercan’a ait. Pek çok ilde doğalgaz dağıtım ihalelerini kazanan Akmercanlar son olarak Hakkâri ve Şırnak doğalgaz dağıtım işlerini üstlendi. Böylece Cum hurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 81 ilde doğalgaz vaadi de yaşama geçmiş oldu. Saray’dan oto kiralama ihalesi alan şirketin sahibinin de yöneticilerinden olduğu Akmercanlar, Zonguldak, Bartın, Artvin, Tunceli ve Mardin’de de doğalgaz dağıtım lisansına sahip. 3 ay için yarım milyon Piyasaya kapatılan ihaleye bir firma katıldı. İhaleyi 536 bin 24 TL bedelle Grup Temizlik, Oto Kiralama, Taşımacılık, Servis ve Yedek Parça Dış Ticaret Limited Şirketi kazandı. l ANKARA FETÖ ile ABD tipi mücadele! Kimi tartışmalarda, söyleşilerde yeri geldikçe şu soruyu sorar, karşılık beklemeden yanıt veririm: Fethullah Gülen nerede? Memleketinde! ABD’den gelen heyetin temasları, sordukları sorular, derinleşmek istedikleri konular, bizi bir kez daha haklı kıldı. 7 kişilik ABD heyetinde New York savcısı ve FBI temsilcisi dikkati çekiyordu. ABD’nin sisteminde genel anlamda dış konulara CIA, iç konulara FBI bakar. Gerçi “suçluların iadesi anlaşması” çerçevesinde konu FBI’nın ilgi alanına da giriyor, ama şu yorumu yapmamız da yerinde olur: ABD, FETÖ’yü iç konu olarak görüyor. Bunda elbette şaşılacak bir şey yok, malumun ilanı. Ancak görmek istemeyen gözlere iyi gelir diye düşünüyoruz. HHH Amerikan heyetinin 3 Ocak’ta Ankara Adliyesi’nde bütün gün sorduğu soruların, aradığı belgelerin özü şuydu: “FETÖ, ABD topraklarında bir suç işledi mi? FETÖ’nün mali konularda ABD yasalarına ters işleri var mı?” Her iki sorunun da ne 15 Temmuz’la ilgisi var ne de FETÖ’nün Türkiye’deki hedefleriyle... Görünen o ki, Amerika FETÖ ile ilgili bir adım atarsa, bunun özü mali konular olacak. ABD’de vergi kaçırmak affa girmez, gelir beyan ederken yanlışlık yapmak plaket getirmez, kayıt dışı iş yapana, “Aferin, bürokrasi engelini aşmışsın” demezler... Bunlar çok ağır suçlardır. Halen ABD’deki FETÖ bağlantılı okul sayısı 250’nin üzerinde, 3 üniversite, 10’dan fazla sivil toplum kuruluşu var. Bütün bu kurumlarda ABD kontrolünün olmadığı söylenemez. Daha doğru anlatımla, FETÖ’nün ABD içindeki ve dışındaki tüm faaliyetleri Amerikan politikalarının parçası.  ABD mali konuları araştırarak neyi hedefliyor? Bunun yanıtlarından biri elbette, bu alandaki tüm gerçekleri ortaya çıkarmak.  Aklımıza şu da gelmiyor değil: Ya bu bağlantılardan Türkiye’deki iktidarın görmek istemediği isimler de çıkarsa! Bu durumda ne olur? ABD ya, “Bak senin çevren de mali konulara karışmış, ikide bir üstüme gelme” der, ya da “Arkadaş ben bu suçları affetmem, soruşturmayı genişletip derinleştiriyorum” der... ABD tipi terörle mücadelenin önü sonu belli olmaz. Bu mücadelenin tipi nasıldır, diye anlamaya çalışırken bir bakmışsınız tipiye tutulmuşsunuz! HHH Son iki yılda  ABD’nin altıncı heyeti de temaslarını tamamladı. Heyete ilişkin en güvenilir haberleri doğal olarak Anadolu Ajansı’nın (AA) vermesi gerekir. Biz de AA ne geçmiş diye baktık. Ayrıntılı haberler geçmiş. O kadar ayrıntılı ki, ABD heyetinin sivil imam Kemal Batmaz’ın yanı sıra iki gizli tanıkla görüştüğünü, bu gizli tanıklardan birisinin Kuzgun kod adlı Halil İbrahim Yıldız, ötekinin Şapka kod adlı Hakan Bıyık olduğunu yazmış. Gerçek adıyla, kod adıyla herkesin bildiği bu “gizli” tanıklar FETÖ ile mücadelenin ciddiyetini ne güzel ortaya koyuyor! Sadede gelelim...  ABD, FETÖ’yü vermez. Çünkü dünyada ne yaptığı, dini nasıl kullandığı ortaya çıkar. AKP, FETÖ’yü almaz. Çünkü, kendi yaptıkları tümüyle ortaya çıkar! Kanun teklifi sunuldu İYİ Parti’den ‘etik’ çağrısı İYİ Parti siyasetçilerin siyasi ahlak kurallarına uyması ve siyasetin yozlaşmasının önüne geçilmesi için “Siyasi Ahlak Kanunu Teklifi”ni TBMM Başkanlığı’na sundu. TBMM’de basın toplantısı düzenleyen İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Şenol Bal, her yıl siyasi partiler tarafından Meclis’e “Siyasi Ahlak Kanunu” ya da “Siyasi Etik Kanunu” adıyla kanun teklifleri verildiğini anımsatarak, bugüne kadar bu tekliflerin genel kurul gündemine alınmamasına tepki gösterdi. Bal, parlamentonun itibarının korunmasının, kamu vicdanını rahatsız eden konularda, Meclis’in ahlaki bir duruş sergilemesiyle mümkün olacağını kaydetti. Bal, teklife ilişkin “Toplumun demokrasiye ve devlete olan güven duygusunun zaafa uğramasına neden olan siyasetteki yozlaşmanın bir an önce önüne geçilmesi gerekmektedir” dedi. Meclis Başkanı Binali Yıldırım’ın, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adaylığı sürecinde başlayan istifa tartışmalarına ilişkin soru üzerine Bal, Yıldırım’ın anayasayı çiğnediğini vurguladı. Bal, “Anayasa çiğnenirse, ülkede hukuk kalmamış demektir. Biz de o yüzden, tekrardan siyasetin ahlaki değerlere kavuşabilmesi ve yozlaşmanın önüne geçilebilmesi için böyle bir teklif sunduk” dedi. l ANKARA/Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle