15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
haber EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN 516 OCAK 2019 ÇARŞAMBA Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Trump’ın tweet’ine sert açıklama yapmaması dikkat çekti ‘Üzüldük’le yetindi Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, ABD Başkanı Donald Trump’ın Twitter’dan yaptığı “Eğer Kürtleri vurursa, Türkiye’yi ekonomik yönden mahvederiz” açıklamasına “Beni ve arkadaşlarımı üzdü” demekle yetindi. AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin grup toplantısında Trump’ın sosyal medya hesabından verilen birtakım mesajların kendisini ve arkadaşlarını üzdüğünü, bunun üzerine harekete geçtiklerini ve önceki gece Trump ile telefonda tekrar konuştuğunu söyledi. “Gayet müspet bir görüşme olduğunu” kaydeden Erdoğan, Trump’ın Amerikan askerlerinin Suriye’den çekilme kararını bir kez daha teyit ettiğini, Suriye sınırı boyunca Türkiye tarafından oluşturulacak 30 kilometreyi aşan güvenli bölge dahil tüm konularda ekipler arasında süren görüşmelerin devamına karar verdiklerini belirtti. Türkiye’nin kendisiyle gönül bağı içindeki herkesin en başta sınırlarının hemen yanı başında yaşayan Kürtlerin devleti olduğunu kaydeden Erdoğan, “300 bine yakın Kürt kardeşimiz şu anda bizim ülkemizde yaşıyor. Demek ki bunu bilmeyen, anlamayanlar var, anlamak istemeyenler var. Onun için ben 31 Mart için şimdiden Kürt kardeşlerimize sesleniyorum, bu oyuna gelmeyin. PKK’nin desteğindeki siyasi partilere, onların yandaşlarına oylarınızı vererek zayi etmeyin” dedi. Kommersant’a makale Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya’nın Kommersant gazetesine “TürkiyeRusya işbirliği, Suriye krizinin çözümü için kritik önemde” başlıklı bir makale yazdı. Erdoğan makalede “Terörle mücadele etmek için kimsenin müsaadesini isteyecek değiliz. Koşullar olgunlaştığında Suriye topraklarından ülkemizi tehdit eden teröristleri hedef alma hakkımızı saklı tutuyoruz ” ifadelerini kullandı. l ANKARA/Cumhuriyet Trump’ın Türkiye’ye yönelik tehdit içeren sözlerine Erdoğan partisinin grup toplantısında yanıt verdi. Erdoğan Trump’la telefon görüşmesini ise ‘müspet’ diye niteledi Erdoğan, AKP grup toplantısının başında partilileri ‘Rabia’ işaretiyle selamladı. NECATİ SAVAŞ GÜVENLİ BÖLGE TOKİ’YE EMANET Partisinin grup toplantısı sonrasında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan, Suriye sınırında oluşturulması planlanan güvenli bölgeye ilişkin önerilerini Obama’nın başkanlığı döneminde gündeme getirdiklerini, ancak bir adım atılmadığını belirterek “Bu konu üzerinde çalışılabilir hatta 20 mil daha da uzatılabilir, böyle bir adım atılabilir. Biz TOKİ olarak bu işin içerisine girebiliriz. Başta Amerika olmak üzere koalisyon güçleri lojistik olarak maddi destekleri bize verirlerse bu insanların güvenliğini de orada koruma kaydıyla böyle bir güvenli bölgeyi halletmiş oluruz” diye konuştu. Güvenli bölgenin Türkiye tarafından oluşturulup oluşturulmayacağının sorulması üzerine ise Erdoğan, “Beraber, biz de koalisyon güçlerinin içindeyiz, biliyorsunuz. Sürecin içerisine Astana süreci de ilave edilebilir” dedi. Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile 23 Ocak’ta büyük olasılıkla birebir görüşme yapacaklarını, ayrıca Putin ve İran Cumhurbaşkanı Ruhani’nin katılımıyla üçlü zirve gerçekleştireceklerini ancak tarihinin netleşmediğini söyledi. Trump’tan ticari ilişki mesajı ABD Başkanı Donald Trump, Türkiye’yi tehdit etmesinden saatler sonra bu kez iki ülkenin ekonomik ilişkileri üzerine olumlu görüş bildirdi. Trump, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile önceki gün yaptığı telefon görüşmesinde, iki ülke arasında ekonominin geliştirilmesi için “büyük potansiyel” gördüğünü söyledi. Trump Twitter’da yaptığı açıklamada Erdoğan ile “IŞİD’den kalanlar ile mücadelede son iki haftadaki başarılarını ve Washington’un Kürt müttefikleri için Suriye’de 20 mil güvenli bölgeyi” ele aldıklarını söyledi. Öte yandan Birleşik Arap Emirlikleri Dışişleri’nden Sorumlu Devlet Bakanı Enver Muhammed Gargaş, uluslararası toplumun Suriyeli Kürtlerin geleceğine dair endişelerinin meşru oluğunu söyledi. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nden Fırat’ın doğusuna askeri ve lojistik malzeme taşıyan 100 araçlık bir konvoyun geçtiğini duyurdu. Kalın: ABD ile sonuca bağladık Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Bakanlar Kurulu toplantısı devam ederken gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. ABD Başkanı Trump’ın tehdit içerikli mesajına gerekli cevapları verdiklerini ifade eden Kalın, “Cumhurbaşkanımız, Trump’la kapsamlı görüşmeyi yaptılar ve konuyu sonuca bağladılar. Dünkü görüşme tonu ve genel havası itibarıyla olumlu bir görüşmedir. Sonuçta sayın Trump da bir tweet attı, Türkiye ile ilişkileri geliştirmek üzere. Bunu geride bıraktığımızı düşünüyoruz” dedi. Kalın, 23 Ocak’ta Erdoğan’ın Moskova’yı ziyaret edeceğini söyleyerek “Özellikle ABD’nin çekilme kararı sonrasında ortaya çıkan durumu, Ruslarla koordine etmek amacıyla günübirlik bir ziyaretimiz olacak. Burada hem Suriye konusunu hem de enerji, ekonomi, ticaret, ulaştırma gibi ikili konuları etraflı bir şekilde ele alma imkânımız olacak” dedi. Rusya’dan S400 ve Patriot alımına ilişkin Kalın, “Bizim açımızdan S400 alımı ile Patriot füzelerinin alınması arasında hiçbir korelasyon, şartlı ilişki söz konusu değildir. Bu pozisyonumuzda herhangi bir değişiklik söz konusu değil” ifadesini kullandı. ABD ile dosya alışverişi İdlib’deki amaçlarının baştan beri aynı olduğunu söyleyen Kalın, “Bolton bize 5 maddelik bir dosya verdi. Bu 5 madde ana başlıklarıyla ABD’nin buradan çekilmeyi teyit eden bir metindir. Biz de kendi kâğıdımızı verdik. Çekilme kararı çerçevesinde terör örgütlerine alan verilmemesinin altını çizdik. Ayrıca verilen silahların toplanması, askeri üslerin dağıtılması ya da Türkiye’ye devredilmesi konularını biz de ifade ettik. ABD’nin artık kendileri için maliyet haline gelen PYD/ YPG unsurlarıyla ilişkisini kesme zamanı gelmiştir. Bunu Suriye’nin toprak bütünlüğü içerisinde biz yapabiliriz” diye konuştu. l ANKARA/Cumhuriyet Dolara karşı imanı koyduMHP lideri Devlet Bahçeli, Trump’ın tehditkâr sosyal medya mesajına yanıt verdi Trump’ın Türkiye’ye yönelik tehdit dolu sözlerini değerlendiren Bahçeli, ‘Tehditlerine tamam diyen senin gibi olsun’ dedi MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, TBMM Başkanı Binali Yıldırım’ın istifa tartışmalarıyla ilgili formül önerdi. “TBMM İçtüzüğü’nün 14. maddesi akla ve mantığa uygun en kalıcı çözüm yoludur. Bu kapsamda Yıldırım, seçim propaganda ve yasaklarının başladığı tarihten oy verme gününe kadar, Ankara dışında olduğu dönemlerde başkan vekillerinden birisine yazıyla vekâlet görevi verebilecektir” diyen Bahçeli, ABD Başkanı Trump’ın Türkiye’ye yönelik sözleri üzerine de “Tehditlerine ‘tamam’ diyen senin gibi olsun. Müttefiklik ilişkisi yoğun bakıma alınmış demektir” tepkisini gösterdi. Partisinin grup toplantısında konuşan Bahçeli, şunları söyledi: Gocunan varsa gocuk giysin: Cumhur İttifakı’nın yaşaması hususunda sözümüz senettir. Gocunan varsa şu kış kıyamette tavsiyem gocuk giysin. CHP’li bazı kan sulandırıcı komodinler, siyasetin bir ayağı dışarıda bir ayağı içeride bulunan bir odak tarafından yönlendirildiğini, hem şahsımı hem de Sayın Erdoğan’ı bu odağın yönettiğini ileri sürmekte. İddia sahiplerine diyorum ki, manavdan aldığınız karpuz kabak çıktı, hayalleriniz kâbus olarak size döndü. CHP seçime de katılmasın: Asıl CHP’yi kim yönetiyor, genel başkanınıza “çürük aklı” kim veriyor, kimler sokağa doğru itekliyor? CHP’liler YSK’yi tanımıyormuş. Amaç, 31 Mart’ı gölgelemek, sabote etmektir. CHP YSK’yi tanımıyorsa, buyursun seçime de katılmasın. Katılacaksa, iddialarını ispatlasın. İp kopacaksa kopsun: Trump travmatik bir kişilik bozukluğuna savrulmuştur. İp inceldiği yerden kopacaksa varsın kopsun. Paylaştığı Twitter mesajı düşmanlık ötesidir. Senin doların varsa Türk milletinin imanı var. Elinden geleni ardına koyma, ne biliyorsan onu yap. Yıldırım’ı ziyaret edecek Bahçeli, “Cumhur İttifakı” kapsamında, yarın partisinin il başkanlarıyla Kızılcahamam’da bir araya gelecek, 27 Ocak’ta ise İstanbul’da, AKP’nin İstanbul adayı ve TBMM Başkanı Binali Yıldırım’ı ziyaret edecek. İki partinin İstanbul ve Adana’da da “ortak miting” yapması bekleniyor. l ANKARA / Cumhuriyet Akşener’den Erdoğan’A Fırat’ın doğusu eleştirisi: İYİ Parti lideri Akşener’in tanıttığı belediye başkan adayları, kürsüden ‘Bozkurt’ işareti yaparak MHP’ye göndermede bulundu. Ortada devlet duruşu yok İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, CHP ile İYİ Parti arasındaki ittifaka “zillet ittifakı” diyen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye “Bozkurt” göndermesinde bulundu. ABD Başkanı Donald Trump’ın Türkiye’ye yönelik tehditkâr sözlerine sert tepki gösteren Akşener, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a da “dik duramama” eleştirisinde bulundu. Partisinin grup toplantısında konuşan Akşener, Sakarya’da Cihan Kolip’i, Kocaeli’de Serdar Kaman’ı, Konya’da Oğuz Şimşek’i, Kastamonu’da Levent Dikmen’i, Ağrı’da Taner Söylemez’i, Rize’de ise Yakup Özkan’ı belediye başkan adayı olarak açıkladı. Akşener, kürsüye çıkan her adayın “Bozkurt” işareti yapması sonrası, MHP’li Kurukız’ın Erdoğan’dan “Bozkurt” işareti yapmak için izin istediğini anımsattı. Akşener, Bahçeli’nin CHP ve İYİ Parti ittifakı için “zillet ittifakı” nitelendirmesine de atıfla, “Asıl zillet nedir biliyor musunuz? Türk milletinin binlerce yıllık değeri, kıymeti, ‘Bozkurt’ işaretini yapabilmek için Türk milliyetçiliğini ayaklar altına alanlardan izin almaktır. ‘Bozkurt’ bir siyasi parti sembolü değildir. Sağcısıyla, solcusuyla büyük Türk milletinin sembolüdür” dedi. Trump’a tepki ABD Başkanı Trump’ın “Kürtlere saldırırlarsa, Türkleri ekonomik olarak mahvedeceğiz” sözlerini de anımsatan Akşener, şu tepkiyi gösterdi: “Türk devleti, Kürtlerle değil, terö ristlerle mücadele ediyor. Türk milleti ve Türk devleti saldırmaz, katletmez. Türkiye bölgeye girerse, milli güvenliğini tehdit eden teröristlere haddini bildirmek için girer. Ekranlarda Amerikan Başkanı’ndan Avrupa liderlerine kadar herkese atar gider yapılıyor ya... Kanmayın. Düşman ilan ettiklerinin isteklerini, ertesi gün yerine getiriyorlar. Çünkü ortada bir devlet duruşu yok. Tarihimize bakalım lütfen. 7 düvele meydan okuyan Mustafa Kemal’den başlayalım. İnönü’nün had bildiren duruşuna bakın, Ecevit’in, Erbakan’ın, Başbuğ Alparslan Türkeş’in Türk milletinin onuru için dik duruşuna örneklerle doludur. Yakışmıyor Sayın Erdoğan.” l ANKARA / Cumhuriyet HDP EŞ BAŞKANI SEZAİ TEMELLİ: Saray telefonla pazarlık ediyor HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, Leyla Güven’in 69 gündür açlık grevinde olduğunu ve artık ciddi sağlık sorunlarının görülmeye başladığını belirterek “Gelin ölümlere izin vermeyelim. Gelin tecride karşı bu mücadelede yerimizi alalım” dedi. ABD’li yetkililerin YPG’yi kastederek “Türkiye’nin Suriye’de Kürtler’e saldırmasını önlemeye çalışıyoruz” açıklamalarının ardından hükümetin son günlerde “Kürtler kardeşimizdir” söyleminin kullanmaya başladığını belirten Temelli, “Kürtçe’nin bir ta belada bulunmasına bile tahammülü olmayanlar, kayyımlarla gasp edilen belediyelerde Kürt kültürüne dahil ne varsa söküp atanlar, hangi kardeşlikten bahsedebilir” ifadesini kullandı. ABD Başkanı Trump’ın “Kürtler’e saldırırsa Türkiye’yi ekonomik olarak mahvederiz” açıklamasının ardından önceki akşam Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Trump’la telefonda görüştüğünü kaydeden Temelli, “Trump bir tweet atıyor bunlar apar topar telefona sarılıyorlar. Dışişleri bakanı çıkmış ‘aç kalmaya razıyız’ diyor. Saray razı değil. Sen bunu söylüyorsun bir saat son ra telefon ediyor. Yalvar yakar o telefonda Trump ile tekrar pazarlıkta bulunuyor. Yeni bir Patriot sözleşmesi mi? Kim bilir bu ülkenin hangi hakkını yine ABD’ye peşkeş çektiler” diye konuştu. Temelli, terör örgütü PKK’nin İmralı’daki hükümlü lideri Abdullah Öcalan’a 2.5 yıl aradan sonra kardeşi Mehmet Öcalan ile görüşme izni verilmesiyle ilgili olarak da “Her hafta olması gereken ziyaret iki buçuk yıl sonra bir lütuf gibi sunuluyor. Avukatları İmralı’ya gidebilmek için 780 kez başvurdu, 780 kez reddedildiler” dedi. l ANKARA/Cumhuriyet Palu ailesi ve medya ailesi İnancın en zehirli okuyla vurulmuş ve aldığı yaralar yüzünden çok ağır bir travmanın karanlık dehlizlerinde kaybolmuş bir aile... Aile bireylerinin bizzat yaşadıkları ve başkalarına da yaşattıkları psikolojik ve kriminal kâbus... Bu kâbusu mesleki bir deformasyonla kendisine malzeme yapan gözü dönmüş bir medya... Olan biteni heyecan verici bir dizi film gibi ekranlardan çekirdek çitleyerek izleyen bir halk... O medyanın vahşi şovuna, hukukuyla, devletiyle topyekun destek veren bir ülke... Sorun kendinize, bu iklimde... Palu ailesi olmak mı daha dehşet vericidir? Yoksa televizyon izleyicisi olmak mı? Ortadaki korkunç meseleyi hiç derinine inmeden, aksine yüzeyselleştirerek ve hafifleterek, kimin kime ne yaptığını eğlencelik bir bilmece çözer gibi çözmeye çalışan... Yaşanan ağır trajediye mesleki bir deformasyonla ve arsız bir iştahla yaklaşan... Bu çok ağır insanlık dramı karşısında gaddarlığı ve hadsizliği kendi hakkı gibi tepe tepe kullanan medya... Gözümüzün içine baka baka, Palu ailesinin işlediklerinden daha büyük ve korkunç bir suç işliyor. Bu ülkenin vicdanına tecavüz edip, taammüden aklını öldürüyor. Bunu yaparken de... Cin kelimesini cümle içinde asla kullanmıyor. Kelime kazara kullanıldığında sansürlüyor. Ekrandaki herkesin cinlerden “üç harfliler” diye bahsetmesini istiyor. RTÜK ve yargı onaylı medya vahşiliği böylece bir kez daha dünyanın en tehlikeli silahına dönüşüyor. Bu sayede cinlere dair yaygın ve etkin bir batıl inanç, televizyon ekranlarında elbirliğiyle rasyonelleştiriliyor. Sanki cin diye bir şey gerçekten varmış gibi. Adları anılırsa herkesi çarparmış gibi. Medya kendi dilini cinci hoca diline dönüştürerek yeniden kuruyor. Ve cin olup tüm ülkeyi çarpıyor. Bir çok cinayetin, tecavüzün, tacizin, suçun faili olmadan önce aslen çok ağır bir psikolojik travmanın mağduru olan Palu ailesinin temsil ettiği cehaleti ve hatta deliliği kendisine kanat yapıp reyting uçuşuna çıkıyor. Batıl inançların kıskacında aklını yitiren ve her türlü suçu bünyesinde barındıran aile bireylerini “katil”, “cani”, “vahşi” olarak etiketlerken, aslında izleyicisinin mantığını da mühürlüyor. Korkunç bir trajedinin rantını yeme hezeyanı, medyanın kirli dünyasından ev içlerine kadar yayılıyor. Ekranda beliren akbaba iştahı, tüm ülkenin kolektif iştahına dönüşüyor. Belki Palu ailesinin yaşadıkları bu ülkede bir istisna. Ama bu hikâyede onlar dışında hiçbir şey istisna değil. Şırıngalardan, muskalardan, büyülerden, dualardan medet uman... Hiç gocunmadan televizyon programını arayıp bu aileyi daha önceden tanıdığını, onlara para verdiğini, onlardan medet umduğunu anlatan... Bu aileyle komşuluk yapan, çocuklarının durumunun farkında olan... Ve susan... O pimi çoktan çekilmiş koca bomba bir televizyon programında patlayana kadar susan... Ve katlanan... Her şeye, cinlere, cinnetlere, cinayetlere katlanan onlarca insanın istisna olmadığı bir ülkede... Aile toplumun en küçük ve tehlikeli; Devlet ve medya da en büyük ve tehlikeli birimidir. “Şırnak’ta ahıra seçmen kaydedildi” iddiası HDP Şırnak Milletvekili Hüseyin Kaçmaz, Uludere ilçesinde harabe olan ve ahır olarak kullanılan bir yapıya 9 AKP seçmeninin kaydedildiğini iddia etti. İddiaya konu olan yerin videosunu Twitter hesabından paylaşan Kaçmaz, “AKP iktidarı öğretmenevi, polisevi, jandarma birlikleri, hayali adreslere ve metruk binalara yaptığı seçmen taşımaları sonrası hızını alamayıp kendi seçmenlerini ahırlara kaydetmeye başladı. Uludere ilçemizde AKP seçmenlerinin kayıtlı olduğu ahır video görülmektedir” ifadelerini kullandı. l Haber Merkezi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle