23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKONOMİ ekonomi@cumhuriyet.com.tr TASARIM: BAHADIR AKTAŞ 1116 OCAK 2019 ÇARŞAMBA İşsizlikte vahim tabloEkonomide küçülme sürecek. İşsizlik yüzde 15’i bulacak. 1.2 milyon genç çalışmıyor İşsizlik oranı ekimde yüzde 11.6’ya çıkarak Mart 2017’den bu yana en yüksek seviyeyi gördü. Gençlerde işsizlik oranı yüzde 22.3’e yükseldi. Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştakilerde işsiz sayısı 2018 yılı Ekim döneminde geçen yılın aynı dönemine göre 501 bin kişi artarak 3 milyon 788 bin kişi oldu. aynı dönemine göre 225 bin kişi artarak 28 milyon 870 bin kişiye yükselirken, istihdam oranı 0.1 puanlık düşüşle yüzde 47.5 oldu. Tarımda çalışan sayısı 187 bin kişi azalırken, tarım dı İşsizlik oranı 1.3 puanlık artış ile yüzde 11.6 seviyesinde gerçekleşti. Bir önceki dönemde yüzde 11.4 seviyesindeydi. Böylece, işsizlik oranı 6 aydır üst üste yükseliş göstermiş oldu. Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu’na göre işsizlikteki artış sürecek, hatta ekonomideki diğer gelişmeler dikkate alındığında yüzde 15’e dayanacak. CHP Genel Başkan Yardımcısı Aykut Erdoğdu da, “Gerçek işsizlik oranı yüzde 17.1’e, gerçek işsizlik sayısı ise 7 milyon kişiye ulaştı” dedi. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, ekim döneminde, tarım dışı işsizlik 1.3 puanlık artış ile yüzde 13.6 oldu. Genç nüfusta (1524 yaş) işsizlik oranı 3.0 puanlık artış ile yüzde 22.3 düzeyine çıktı. Gençlerdeki işsiz sayısı 1.2 milyona yaklaştı. 1564 yaş grubunda bu oran 1.4 puanlık artış ile yüzde 11.9 olarak gerçekleşti. şı sektörlerde çalışan sayısı 414 bin kişi arttı. İstihdam edilenlerin yüzde 18.5’i tarım, yüzde 19.7’si sanayi, yüzde 6.7’si inşaat, yüzde 55’i ise hizmet sektöründe yer aldı. Bir önceki yılın aynı dönemine göre tarım sektörünün istihdam edilenler içindeki payı 0.8 puan, inşaat sektörünün payı 0.9 puan azalırken, sanayi sektörünün payı 0.6 puan, hizmet sektörünün payı 1.0 puan arttı. İşgücüne katılma oranı 0.6 puan artarak yüzde 53.7 oldu. Yüzde 34’ü güvencesiz Ekim 2018 döneminde herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna bağlı olmadan çalışanların oranı, bir önceki yılın aynı dönemine göre 0.2 puan azalarak yüzde 33.7 olarak gerçekleşti. Tarım dışı sektörde kayıt dışı çalışanların oranı ise bir önceki yılın aynı dönemine göre 0.6 pu Kadın işsizliği yüzde 14.7’ye an artarak yüzde 22.4 oldu. çıktı, kentsel kadın işsizliği ve genç kadın işsizliği yüksek oranda seyrediyor. Tarım dışı kadın işsizliği yüzde 18.8 ola Mevsim etkisinden arındırılmış istihdam bir önceki döneme göre 64 bin kişi artarak 28 milyon 863 bin kişi olarak tahmin rak açıklanırken, genç kadın iş edildi. İstihdam oranı değişim sizliği yüzde 27.9, kentsel genç göstermeyerek yüzde 47.4 oldu. kadın işsizliği ise yüzde 32.9’a Mevsim etkisinden arındırıl yükseldi. Resmi verilere göre mış işsiz sayısı bir önceki dö yaklaşık 1.5 milyon kadın işsiz. neme göre 58 bin kişi artarak 3 İstihdam edilenlerin sayısı milyon 742 bin kişiye çıktı. Ekim 2018’de, bir önceki yılın l Ekonomi Servisi 2.8 milyon kişi boşta Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Dairesi (DI·SKAR) Türkiye İstatistik Kurumu’na göre, geniş tanımlı işsiz sayısı 6 milyon 351 bine yükseldi. Geniş tanımlı işsizlik oranı ise yüz de 18.3 olarak hesaplandı. Geçen yılın aynı dönemine göre geniş tanımlı işsiz sayısı 517 bin arttı. İşsizlik sigortasında rekor başvuru Aralık 2018’de yaşandı. Başvuru sayısı 211 bine yüksel di. Ne eğitimde ne istihdam olan gençlerin (bos¸ta gezer) oranı yüzde 24.7 ile 2.8 milyona çıktı. Sanayi üretimi daralmaya devam ediyor. Kasım 2018 itibarıyla yüzde 6.5 oranında küçüldü. Küresel ekonomide tekelleşme ve kârlılık Bu haftaki yazımızın tam başlığı aslında şöyle olmalıydı: “Gelişmiş ülkelerde dev şirketlerin daha da büyümesi ve küresel piyasalarda tekelleşmenin ve sermayenin yoğunlaşmasının sonuçları”... Soru Uluslararası Para Fonu’nun (IMF’nin) blog sitesinden. Sorunun yanıtını gene IMF’nin blog sitesi yazarlarından alalım(*): “İleri sanayi ekonomilerin şirketlerinde gözlenen aşırı büyüme ve sermayenin yoğunlaşması, piyasalarda rekabet koşullarını engellemekte ve artan şirket kârlarına rağmen yatırımların duraklamasına, iş dinamizminin yavaşlamasına, üretkenlik kazanımlarının gerilemesine ve işçi gelirlerinin milli gelir içindeki payının da gerilemesine neden olmaktadır”. Yanlış okumadınız. Küresel ekonomide sermaye birikiminin yoğunlaşması ve tekelleşme sürecine ilişkin yukarıdaki satırlar, radikal bir sol örgüt ya da Marksist bir yazardan değil, küresel finans sermayesinin üst aklı diye tanıdığımız bir örgütün (IMF’nin) çalışanlarından geliyor. IMF blogundaki söz konusu çalışmayı bu sonuca götüren deliller ise son derece açık ve çarpıcı: Yetmiş dört ülke bazında yapılan bu çalışmaya göre, mal ve hizmet sektörlerinde faaliyet gösteren tüm büyük şirketler göz önüne alındığında, maliyetlere eklenen ortalama kâr oranları (mark up’lar) özellikle 2009 krizi sonrasında yükselme eğiliminde gözüküyor. İktisat yazınında mark up diye de anılan maliyet ekleri dev şirketlerin hem kârlılığını koruyor, hem de pazar payının artışına olanak sağlayarak tekelci güçlerini perçinliyor. 33 gelişmiş ve 41 gelişmekte olan ekonominin verilerine dayalı olan bu bulgu aşağıdaki grafikte betimlenmekte. Patronlar umutsuz Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) üyelerinin yüzde 90’ı, bölgelerinde ve yurtiçinde ekonomik gidişatın 2018 üçüncü çeyrekte önceki çeyreğe göre daha olumsuz duruma geldiğini, yüzde 75’i satışlarının dördüncü çeyrekte önceki üç aya göre azaldığını belirtti. ‘Bölgesel ve Sektörel Beklenti Anketi’ne göre katılımcılar istihdamın düşeceğini yatırımın azalacağını öngörüyor. Yurtiçine satış yapan ve ihracat yapan üyelerin tümünün yüzde 80’i stoklarının önceki döneme göre aynı kaldığını anlattı. Üretimlerini kısıtlayan faktörlerin başında “faiz ve döviz kurlarının değişkenliği” ile “talep yetersizliği” öne çıkıyor. l Ekonomi Servisi Faiz indirimi kamikaze olur Uzmanlar, Merkez Bankası’nın bugünkü Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında faiz indirim kararı vermesi durumunda TL’de değer kaybının hızlanacağı uyarısında bulundu. Londra merkezli BlueBay Asset Management’tan Tim Ash, faiz indiriminin ‘kamikaze’ olacağını ve böyle bir durumda TL’nin yere çakılacağını söyledi. Nomura Gelişen Piyasalar Ekonomisti İnan Demir de, “Ekonomideki soğumanın getirdiği enflasyon düşüşünü bekleyip görmemiz ve ancak o enflasyon düşüşünü gördükten sonra faizi indirimlerine başlamamızda fayda var diye düşünüyorum. Faiz indirimlerine başlamak için yılın ikinci yarısına bakmamız lazım. Baz etkilerinin de destekleyici olduğu ve enflasyonu daha kalıcı olduğu bir dönem” dedi. l Ekonomi Servisi 2018 bütçesi delik deşikAçık yüzde 52 artışla 72.6 milyar liraya çıktı. Albayrak “hedefle uyumlu” dedi Üretim düşüyor Yıl Ekim alanı (da) Üretim (ton) 2012 722.319 1.735.857 2013 616.324 1.904.846 2014 600.441 1.790.000 2015 577.040 1.879.189 2016 604.026 2.120.581 2017 576.918 2.131.513 2018 480.000 1.900.000 Soğana muhtaç olduk MUSTAFA ÇAKIR Tarım ülkesi Türkiye, bu alanda yaptığı ithalata her geçen gün yeni ürünler ekliyor. Hükümet, 6 liraya ulaşan soğan fiyatını düşürmek için bu üründe de sıfır vergiyle ithalat kapısını açtı. Dünkü Resmi Gazete’de yayımlanan bir Cumhurbaşkanlığı kararıyla 28 Şubat’a kadar kuru soğan ithalatında gümrük vergisi sıfırlandı. Şirketler sıfır vergiyle dışarıdan soğan ithal edebilecek. İlgili karara gö re, bu tarih sonrası Türkiye Bosna Hersek’ten sıfır, Singapur’dan yüzde 30.9, Güney Kore, Malezya ve diğer ülkelerden ise yüzde 49.5 gümrük vergisi ile soğan ithal edebilecek. 10 liraya çıkabilir İthalat kararını değerlendiren Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Özden Güngör, “Bu ayıp bize yeter” dedi. Geçen yıl zarar eden üreticinin üretimden vazgeçtiğine işaret eden ve 12 ay içerisinde soğanın 10 lira ya çıkmasının beklendiğini söyleyen Güngör, hükümetin günü kurtarmaya çalıştığını vurguladı. Düşük rekolte nedeniyle üreticinin elindeki malı geçen sonbahar başında ortalama 1 TL’den elinden çıkardığını hatırlatan Güngör, ayrıca kuru soğanın kişi başına yıllık tüketim ortalamasının 22 kilogram olduğuna da dikkat çekerek “Araştırmalarımıza göre bu yıl tüketim 1617 kg’a kadar düşecek, fiyatlar daha da yükselecektir” dedi. Türkiye’nin merkezi yönetim bütçesi, 2018’de 72.6 milyar lira açık verdi. 2017’deki açık 47.4 milyar liraydı. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak ise Yeni Ekonomi Programı’nda (YEP) açığı 72.1 milyar lira olarak öngördüklerini anımsatarak “Bütçe açığı gerçekleşmesi, hedefimizle uyumlu” dedi. Ancak 2017 sonunda açıklanan OVP’de açık hedefi 65.9 milyar liraydı. Bütçenin dikkat çeken diğer yönleri şöyle: n Yıllık bütçe gelirleri yüzde 20.2 artarak 757.8 milyar, giderleri yüzde 22.4 artarak 830.5 milyar lira oldu. n Vergi geliri yüzde 15.8 artarak 621.3 milyar lira olurken, ÖTV yüzde 3.2 düştü. Vergi dışı gelir yüzde 52.9 artarak 107.8 milyar lira oldu. Örtülü 1.7 milyar lira n Mal ve hizmet alım giderleri için 59 milyar lira çıktı. Tüketime yönelik mal ve malzeme alımları için 28.2 milyar lira ödendi. n ‘Örtülü ödenek’ten 1.7 milyar lira harcama yapıldı. n Kiralar için 1.3 milyar lira harcanırken, bunun 426.6 milyon lirası taşıt için oldu. n Faiz giderleri 73.9 milyar lira oldu. Başlangıç ödeneği 71.7 milyar liraydı. n Kamu kuruluşlarının görev zararları 80.1 milyar lira oldu. Başlangıç ödeneği ise 55.1 milyar liraydı. l ANKARA AKP ‘boş işler’ dedi EYT teklifini reddetti CHP milletvekili Ömer Fethi Gürer, emeklilikte yaşa takılanların (EYT) mağduriyetinin giderilmesi için hazırladığı kanun teklifinin doğrudan Genel Kurul gündemine alınmasını istedi. CHP, İYİ Parti ve HDP’nin desteğinin karşısında AKP’nin ret oyları ve MHP’nin çekimser kalması ile önerge reddedildi. AKP Grup Başkanvekili Cahit Özkan “Yasa koyucu boş işlerle uğraşmaz. Şu anki düzenleme, emekli olduğunda vatandaşlarımıza dünya yı gezebilecek haklar verdi. Böyle bir düzenleme emekli maaşlarında mağduriyetler ortaya çıkaracaktır” dedi. Meclis’teki görüşmeleri izlemek için gelen EYT mağduru 20 kişi, içeri alınmadı. TBMM Başkanvekili Mithat Sancar, devreye girince salona alınan EYT’liler “Saat 18.00’de ziyaretçi yasağının başlaması” gerekçesiyle yeniden dışarı çıkarıldı. CHP’li Engin Altay’ın tepki göstermesi üzerine tekrar salona alındı. l ANKARA/Cumhuriyet ‘Açığın finansman yapısı değişmeli’ ErolGürcan Gedik Yatırım’ın, “Ekonomi ve Piyasalarda Yeni Denge Arayışı” başlıklı 2019 Strateji Raporu’nu açıklayan ekonomist Erol Gürcan, 2018 cari açığının finansman yapısına dikkat çekerek, ekonominin geleceği açısından bunun değişmesi gerektiğini söyledi. Gürcan, 2018 11 aylık açıkla ilgili finansmanın kabaca 11 milyar dolarının Merkez Bankası’nın net rezervlerinden, 19 milyar dolarının da kaynağı belirsiz parayı ifade eden “net hata ve noksan” kaleminden geldiğini belirten Gürcan, özellikle net hata noksanın sürdürülebilir olmadığını, bu paraya güvenilemeyeceğini vurguladı. Finansmanın esası doğrudan uluslararası yatırımlar ve portföy yatırımları olmalı. Gedik Yatırım’ın 2019’la ilgili Türkiye tahminlerine göre bütçe açığının gayri safi yurtiçi hasılaya oranı yüzde 2.2’ye, işsizlik oranı yüzde 12.6’ya çıkacak. Büyüme oranı yüzde 1.6’da kalacak. Grafikteki verilerden öncelikle iki net gözlemi yapmak mümkün: Birincisi, gelişmiş ülkelerde neoliberal küreselleşmenin hız kazandığı 1980’lerden bu yana mark up oranlarının hızla yükseldiği (ortalama yüzde 40) ve bu yükselme eğiliminin özellikle 2009 küresel krizinden sonra daha da hızlandığını görmekteyiz. İkincisi, (yükselen piyasa ekonomileri diye de anılan) gelişmekte olan ülkelerde kâr oranlarını besleyen mark up’lardaki artış çok daha mütevazı, neredeyse sadece yüzde 5 boyutunda kalmış. Gelişmiş ülkelerde bu süreci sürükleyen dev şirketlerin ise çoğunlukla yüksek teknolojili yazılım, ilaç sanayii ve ulaşım sektörlerinde faaliyet yaptıkları görülüyor. Söz konusu çalışma bu gözlemlere ek olarak, kâr oranlarında (mark up’larda) yükselme gösteren şirketlerde çalışanların gelir paylarında da önemli gerilemeler olduğu tespitini yapıyor. Küreselleşme diye bir uygarlık projesi olarak tanıtılan yeni emperyalist tekelleşmenin bizlere hiç de şaşırtıcı gelmeyen sonuçları... (*) “The Rise of Corporate Giants” (Dev Şirketlerin Yükselişi) F. Diez ve D. Leigh https://blogs.imf.org Akaryakıta zam Önceki gün benzinin litre fiyatı 16 kuruş, motorinin litresi ise 20 kuruş arttı. Artış pompa fiyatlarına da yansıdı. Akaryakıt fiyatlarındaki artışta dolar kurunda ve brent petrol fiyatlarında yükseliş etkili oldu. Buna göre, İstanbul’da benzinin fiyatı 6.25 liraya çıkarken, dizel fiyatı da yeniden 6 lirayı geçti. Bugünden geçerli olmak üzere de otogazın litre satış fiyatına da 6 kuruş zam yapıldı. Zammın ardından otogaz litre satış fiyatları da İstanbul ve İzmir’de ortalama 3.52 liradan 3.58 liraya, Ankara’da ise 3.57 liradan 3.63 liraya yükseldi. l Ekonomi Servisi İki dev anlaştı Otomotiv sektöründe bir süredir konuşulan ‘dev’ ortaklık gerçekleşti. Detroit Otomobil Fuarı’nda düzenlenen etkinliklte Volkswagen ve Ford’un birlikte araç üretimi yapacağı açıklandı. Yapılan işbirliği kapsamında, iki marka ticari araç üretimi, elektrikli ve otonom teknolojileri üzerinde anlaştı. Ortaklık sonrası Volkswagen modelleri olan Crafter ve Transporter’ın üretiminin, Ford Otosan’ın Transit ve Custom araçlarını ürettiği Türkiye’deki Gölcük fabrikasında gerçekleşmesi bekleniyor. l Ekonomi Servisi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle