19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 3 Eylül 2018 EDİTÖR: ELİF TOKBAY TASARIM: EMİNE BİLGET haber 3 340/2 0 0 350/2 4 0 270/1 8 0 320/2 2 0 330/2 0 0 290/1 3 0 280/1 1 0 330/1 8 0 380/2 3 0 370/2 4 0 330/1 9 0 340/2 6 0 280/1 7 0 350/2 6 0 250/1 2 0 240/1 4 0 270/1 3 0 330/1 9 0 220/1 4 0 280/1 8 0 280/2 1 0 250/2 2 0 TARİHTE BUGÜN 1869: İstanbul’da “Atlı Tramvay”, Konstantin Karopana tarafından çalıştırıldı. 1925: Türbe, tekke ve zaviyeler kapatıldı. İçin için yanıyor ALİAĞA’YA PARÇALANMAK İÇİN GETİRİLEN GEMİDEKİ YANGIN SÜRÜYOR İzmir’in Aliağa ilçesine, parçalanmak üzere ağustos başında getirilen, İtalya bandıralı ‘M/V Koza’ isimli geminin içindeki buğday kepeğinin uzun süredir yanması dikkat çekiyor. Sahibinin Türk olduğu öğrenilen, İtalya bandıralı ‘M/V Koza’ isimli gemi, 12 Aralık 2017 tarihinde, Atlas Okyanusu kıyısındaki Sierra Leone’da arızalandı. Bir bölümü suya batan geminin mürettebatı kurtarıldı. Çalıştırılması uygun görülmeyen gemi, içindeki buğday kepeğiyle Aliağa’ya, parçalanması için getirildi. Aliağa’da yetkililer, 14 Ağustos günü, geminin içindeki yükü denetlemek istedi; ancak arıza nedeniyle ambar kapakları açılmadı. Arıza nedeniyle meydana geldiği söylenen yangında, buğday kepeğinin tutuştu ğu fark edildi. Geminin bir bölümünün denize batmasına ve buğday kepeğinin 9 ay önce ıslanmasına rağmen yanması, yetkilileri şaşırttı. ‘İzinsiz iddiası’ Söküm tesisinde bekletilen gemiden hâlâ dumanlar yükseliyor. Çevre Mühendisleri Odası’nca geminin Aliağa’ya izinsiz getirildiği öne sürülürken, İzmir Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü ile Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’na başvuruldu. Oda tarafından gemide denetimlerin yapıldığına dair evrakın kendilerine ulaştırılması istendi. Arızası nedeniyle Aliağa açıklarında demirli bulunan ve seferden alınarak söküme yönlendirilen 6 bin 221 grostonluk kuru yük gemisi “Koza”nın yaklaşık 1800 ton buğday kepeği yüklü ambarında 4 Ağustos’ta çıkan yangın söndü rülmüştü. Konuyla ilgili Cumhuriyet’e konuşan TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Genel Başkanı Baran Bozoğlu, geminin tehlike yarattığını, sökülmesinin kirlilik yaratabileceğini söylemişti. Bozoğlu, İzmir İl Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü başta olmak üzere ilgili kurumların inceleme yapmasını ve sonuçların kamuoyuyla paylaşılmasını istemişti. Gemideki yükün yaklaşık bir aydır yanması soru işaretlerini de beraberinde getirdi. ‘Söküm başlayacak’ Aliağa Liman Başkanı Levent Köleteli “Geminin radyoaktif veya tehlikeli atık taşıdığı kesinlikle doğru değildir. Beklemesinin sebebi içindeki yükün akıbetinin ne olacağıydı. Sonuçta maddi değeri olan bir yük ancak yükün kullanılamaz olduğu anlaşıldığı için geminin söküm işlemi kısa sürede başlayacak” dedi. Aliağa’da gözler şimdi gemideki yangının söndürülmesinin ardından başlayacak sö kümde. l DHA / İHA Aliağa’daki Koza isimli geminin yarattığı tehlikeyi ve soru işaretlerini Cumhuriyet 23 Ağustos 2018 tarihli sayısında duyurmuştu. Gemideki yangının hâlâ sürmesi şüpheleri artırıyor. Dumanlar yükselen gemiyi DHA görüntüledi. Gaziantep ve Sakarya’daki kazalarda Acı üstüne acı15kişiöldü Motosikletli gruba çarptı Sakarya’nın KocaaliAkçakoca yo lu üzerinde meydana gelen trafik kazasında 7 kişi yaşamını yitirdi, 2 kişi yaralandı. İddiaya göre hafif ticari araç, sürücüsünün kontrolünü kaybetmesi sonucu takla atarak karşı şeride geçti. Motosikletli grubun arasına dalan araç, güçlükle durabildi. Sakarya Valisi İrfan Balkanlıoğlu, 7 kişinin yaşamını yitirdiği kazayla ilgili “7 vatandaşımız olay yerinde hayatını kaybetti. 2 vatandaşımız ise yaralı” dedi. l İHA Mevsimlik işçileri taşıyan kamyonet ile minibüs kafa kafaya çarpıştı. Gaziantep’in Oğuzeli ilçesinde fıstık top za yerinde, ölen minibüs sürücüsü Ali Bor’un layacak mevsimlik işçileri taşıyan kam cep telefonu sürekli çaldı. Jandarma, çalan yonet ile Suriye’deki kamplara yemek bıra cep telefonuna cevap veremedi. Ali Bor’un kan özel bir yemek şirketine ait minibüsün Suriye’deki kamplara yemek götüren şirkette kafa kafaya çarpışması sonucu meydana ge çalıştığı ve akşam Gaziantep’e dönüp kuzeni len kazada 2’si çocuk 8 kişi öldü, 19 kişi de nin düğününe katılacağı belirtildi. yaralandı. Can pazarının yaşandığı kazada ölenlerden Mustafa Altunbaş’ın (13), ailesi 3 kişi hastanede öldü nin, havuza yüzmek için gitmesine izin ver Hastanelere götürülüp acil serviste müda meyip yakınlarının yanında gezi amacıyla fıs hale edilen yaralılardan Murat Demirel (18), tık bahçesine gönderildiği ortaya çıktı. Mustafa Altunbaş ve Suriye uyruklu Fatma Kazada, sürücüler İbrahim Şahin ve Ali Bor Mılla (57) da kurtarılamayarak yaşamını yi ile kamyonette bulunan 3 çocuk annesi Sa tirdi. Mılla’nın oğlu da yaralılar arasında. Ka riye Diker (50), Hüseyin Deniz (81) ve Uğur zada ölenlerden kamyonet şoförü İbrahim Güneş (17) olay yerinde yaşamını yitirdi, 22 Şahin’in ise 1 yıllık evli olduğu ve eşinin ise kişi de yaralandı. Can pazarının yaşandığı ka 7 aylık hamile olduğu belirlendi. l DHA Yassıada’ydı, ‘yamyassıbeton’ oldu!  Tatili bitirip döndük, rutin tempomuzu tutarak gazetelere göz gezdirir olduk ki dakika birgol bir, Yassıada’nın yeni görüntüsü karşısında dehşete kapıldık!.. Dünkü Hürriyet’te Vahap Munyar marifeti ile verilen haberdeki fotoğraf, sadece ve sadece geçmişten hınç almak ile ne pahasına olursa olsun bugününü kurtarmak arasında sıkışıp kalmış bir dinbaz iktidarın dünyasında “demokrasi” ve “özgürlük” denince ne anlaşıldığının kristal berraklığıyla karşımızda duran bir resmi aslında… “Özgürlük ve Demokrasi Adası” adını vereceklerini söyledikleri Yassıada’yı betona boğmuşlar!.. Elbette ne yaptıklarının da, bunun karşısında nasıl insanî tepkiler alacaklarının da farkındalar ve bu yüzden tüm bu olup bitenin başındaki karakterlerden Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu’yla TOBB’a bağlı Gümrük ve Turizm İşletmeleri (GTİ) Yönetim Kurulu Başkanı Arif Parmaksız demişler ki: “Şu anda inşaat nedeniyle beton yoğun bir görüntü var. Proje tamamlandığında en az 100 adet yetişmiş ağaç dikeceğiz.” Maşallah size!.. HHH Çevre katliamı yapan insanlığın, bozduğu doğal dengeyi “kendi hesabınca” yeniden kurma yolunda ne güzel bir ruhunu kurtarma, vicdanını rahatlatma yöntemidir bu, sormayın gitsin!.. 125 odalı otel, 30 civarında betonarme bungalov, 600 kişilik konferans salonu, 1200 kişilik cami, ayrıca müzeler, kafeteryalar, restoranlar… Ve buna karşılık 100 ağaç öyle mi?! Siz ancak kendinizi kandırır ve bunun hesabını ne doğaya, ne de o inandığınız (tabii ne kadar içtenlikle inanıyorsunuz, o da tartışılır!) Allah’a verebilirsiniz!.. Ettikleri bir diğer lakırdı da şu: “Aslında adada ağaçtan çok maki vardı. [Böyle olmadığını, adanın eskiden yemyeşil olduğunu söyleyenler de var.] Dikilecek ağaç ve fidanlarla beton yoğun görün tü önemli ölçüde giderilecek.” İşte bu da “çevrekırım”a (ecocide) hem bahane, hem de önayak olan cahil cesaretinin bir başka nişanesi… Acaba neden doğa ya da eğer istiyorsanız, önünde secde ettiğiniz Allah, Marmara’nın ortasındaki Yassıada’da ağaç bitirmek yerine maki bitirmiş ve bu bitki örtüsü ile uyarlı bir ekosistem var etmiştir de… Siz şimdi güneş ışınlarını emecek toprak bırakmamacasına orayı cehenneme döndürecek bir betonlaşmanın yanına adeta çevrecilere “sus payı” nev’inden 100 ağaç dikmekten bahsediyorsunuz?.. Nedeni ortada: TOBBGTİ tarafından yürütülen 500 milyonluk bir “proje” bu ve “İnşaat Ya Resulullah” şiarıyla hareket eden dinbaz iktidarın hükmünü sürdürebilmesi yolunda bu betonlaşmaya çok ama çok ihtiyaç var. “Yassıada” denince isimleri büyük acı ve hüzünle akla gelen Demokrat Parti maktul ve mazlumları da bu işin “paravan”ı ne yazık ki… HHH Biz böyle düşünüyoruz! AKP’nin bugün yaygın kitlesel desteğinin de, eksilmeyen “rıza üretimi”nin de arkasında inşaat kapitalizmi var. “Reis”in ağzından hiç düşmeyen, “Durmak yok yola devam” sözünün gerçek karşılığı da durmak yok yol yapmaya devam, yani kısacası “inşaata devam”dır. Ve nasıl tarif ediyordu eski Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce AKP’nin bu “ekonomipolitik” betonataparlığını birkaç yıl önce, hatırlayalım: “Beton makinesinin sesi bu ülkede hiç eksik olmasın! Bu beton makinesi böyle pat pat vurdukça Türkiye kalkınıyor. Bu beton pompaları hiç durmasın! Rabbim bu ülkeyi hep böyle kalkındırsın (…) ve o beton pompaları insanlara güzel güzel evler, yollar, otobanlar, havaalanları yapsın. Rabbim, bunu hep nasip etsin!..” Başka söze hacet var mı? Yassıada’yı Türk siyasi tarihinde kara bir leke, bir utanç mekânı olmaktan çıkarma bahanesiyle kolları sıvadılar, onu betonataparlıklarının mabedi yapma yolunda ilerliyorlar. Hepsi bu. CİNHCPE’LTİ BEMAKİZALNİK: YAPILMALI ‘Foça’yı hafife almayın’ Foça’da kaynağı belirlenemeyen petrol sızıntısı nedeniyle 5 kilometreye yakın sahil şeridi siyaha bürünürken, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın “kirlilik kontrol altına alındı” açıklamalarına CHP’den tepki geldi. Konu hakkında bugün Meclis araştırması teklifi verecek olan CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan, “Bakanlık bu felaketi hafife alıyor ve yaptığı manipülatif açıklamalarla da kamuoyunu yanıltıyor. Bakanlıktan titizlik ve şeffaflık bekliyoruz” dedi. Foça sahilindeki temizlik çalışmaları özel şirket aracılığıyla yürütülürken, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un “Kirlilik kontrol altına alındı” açıklaması CHP’li Bakan’ı tatmin etmedi. Bakan şunları söyledi: “Bölge halkının sızıntıyla ilgili neden, sonuç ve süreç hakkında doğru ve şeffaf bilgilendirilmesi hayati önem taşımakta. Bakanlık açıklamasının aksine kirliliğin yaklaşık 5 kilometrelik sahil şeridinin sızıntıyla siyaha büründüğü, karadan yaklaşık 60 metre genişliğe yayıldığı ifade ediliyor. Ayrıca kaba temizlik birkaç gün içinde tamamlanacak olsa da ince temizliğin ivedilikle yapılması tüm sahil şeridinin ve deniz altının temizlenmesi ihmal edilmemeli.” l İZMİR/Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle