19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 18 Eylül 2018 EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ TASARIM: BAHADIR AKTAŞ İşçiye büyük kuşatma haber 9 Yaşam koşulları ve hakları için eylem başlatan 3. havalimanı işçileri mesailerine polis ve jandarma eşliğinde devam ediyor. 162 işçi hâlâ gözaltında tutuluyor 3. havalimanı inşaatında kötü çalışma şartları ve haklarını alamadıkları için cuma günü ey Ağbaba sorumluluğuN işçilerin ve CHP’nin üstüne atılmaya çalışıldığını söyledi lem başlatan ve ardından yüzlerce si gözaltına alınan işçiler, şantiyede ki mesailerine polis ve jandarma eşliğinde de vam ediyor. Gözaltına alınan işçilerin önemli bir kısmı serbest bırakı SEYHAN AVŞAR lırken 162 işçi halen gözaltında tutulmaya devam ediliyor. Çalışma koşullarının düzeltilmesi için başlattıkları eylem sonrası yet kililerin ve yandaş gazetelerin “pro vokasyon” yapmakla suçlayarak he CHP heyetinin önü şantiyeye 10 km kala bariyerler ve TOMA ile kesildi. ‘29 Ekim’e yetişmeyecek’ def haline getirdikleri işçiler ve bağlı oldukları sendika yöneticileri Cumhuriyet’e konuştu. ‘Altaylı’ya videolu yanıt’ Yapı İşçileri Sendikası (İYİSEN) Genel Başkanı Ali Öztutan, gazeteciler Hıncal Uluç ve Fatih Altaylı’nın açıklamalarına değinerek “Patronların medya temsilcileri olan kişilerin çalıştıkları kurumların inşaat firmalarından aldıkları reklamlar var. Musluk kesilsin istemiyorlar. İşçilerin talebi yaşamsal bir talepti. Fatih Altaylı, ‘Açılışa 5 hafta kala ayaklandılar’ dedi. Bizler kendisine 2012 Şubat ve Mart aylarında yaptığımız eylemlerin videolarıyla ya ALİ AÇAR CHP İşçi Sendikaları ve Meslek Odalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ve CHP milletvekilleri inceleme yapmak üzere gittikleri 3. Havalimanı inşaatına alınmadı. Çalışma koşulları ve yaşam koşullarına karşı havalimanı işçilerinin başlattığı eylemin ardından dün Veli Ağbaba, Canan Kaftancıoğlu ve milletvekilleri havalimanının bulunduğu inşaat alanına gitti. 10 km kala önleri bariyerler ve TOMA ile kesilen CHP’liler içeri alınmazken Ağbaba, Kaftancıoğlu ve milletvekilleri Şişhane’deki İl Başkanlığı’nda basın toplantısı düzen ledi. CHP’nin ilk günden itibaren yaşanan dramı yerinde gördüğünü belirten Kaftancıoğlu, “Uçan saraylarını bir an önce havalimanına indirmek için emekçisini telef eden zihniyet, bir an önce piramitlerini bitirmek için emir veren firavunları anımsatmıyor mu?” dedi. Havalimanının 29 Ekim’e yetiştirilemeyeceği yönünde iddiaların bulunduğunu söyleyen Ağbaba, “Şimdiye kadar yapamadıkları için hep bahaneler bulmuşlardı. Bahane bitti. Şimdi sıra işçilere geldi. 29 Ekim’e yetişemeyecek havalimanı inşaatının bitirilmemesi için işçilerin engellediğini söylüyorlar ve bunu yayıyorlar. Fatura işçilere kesilmek isteniyor. 29 Ekim’de yetiştiremedikleri için suçu ya işçiye, ya CHP’ye atacaklar” diye konuştu. İşçilerin iddialarını da gündeme taşıyan Ağbaba, “Şantiyede iş kazasında yaşamını yitiren işçilerin çoğunda baret ve emniyet kemeri olmadığı söyleniyor. Daha vahimi, hayatını kaybeden işçilere daha sonradan kemer ve baret takılması iddiasıdır. Bu iddialar araştırılmalıdır. Yine vergiden ve sigortadan kaçırmak için işçilerin maaşlarının elden ödendiği iddiaları var. Binlerce işçi insanca çalışma ortamı isteyip eylem yaparken, Çalışma Bakanı’nın nerede” ifadelerini kullandı. Ağbaba, “Bu ülkede devletin bütün sırlarının olduğu kozmik odaya izin veriliyor. Milletvekilleri sokulmuyor. Acaba neyi gizlemeye çalışıyorlar” diye tepki gösterdi. l İSTANBUL nıt verdik. Altaylı’nın bunu bilmemesi mümkün değil” diye konuştu. ‘Yetişmeyecek diye..’ Devrimci Yapı, İnşaat ve Yol İşçileri Sendikası’nın (DevYapıİş) Genel Başkanı Özgür Karabulut ise 3. havalimanının hükümetin istediği tarihe yetişmeyeceği için İGA ile hükümet arasında gerginliğin olduğunu, bu durumun faturasının ise işçiye kesildiğini söyledi. Karabulut, “Nasıl ki doların faturası Trump’a kesildi, havalimanının faturası da işçilere kesildi. Jandarma, ‘O söz uğruna can veriyorlar’ SANİYE YURDAKUL (*) “29 Ekim’e kadar ölseniz de burası bitecek...” 3. havalimanı inşaatında dört gündür yaşananlar bu cümlede gizli... Bu emekçiler için bir tehdit değil, düpedüz gerçek. Çünkü “teslim tarihi” giderek yaklaşıyor ve onlar birilerinin birilerine verdiği “söz” uğruna izinsiz çalıştırılıp, can veriyorlar. Bıçağın kemiye dayandığı noktayı çoktan geçmiş havaalanı emekçileri... CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun yönlendirmesiyle, İstanbul İl Başkan Yardımcısı Murat Akbaş’la birlikte üç gün boyunca emekçilerin yanlarındaydık. Koğuşlarına, yemekhanelerine konuk olduk, demli çaylarını içtik... Dağları aşan dertlerini dinledik. Koşullar gerçekten de insani şartlara uygun değil. Yatakhaneler tahtakurusu dolu. “Haftada bir gün düzgün yemek çıkıyor. Birkaç gün üst üste makarna verdikleri oluyor. Yemekler bittiği zaman çorbaya su ekleyip dağıtıyorlar. Yemeğe 12.00’de çıkıyoruz. 13.00’te işbaşı yapmamız gerek. O bir saat da sırada beklemekle geçiyor. Sıra beklemekten dinlenemiyoruz. Hatta yemek bile alamadan işe başladığımız oluyor” diyorlar. Havaalanı inşaatındaki en büyük sorun ise bütün bunları birer “detay” haline getiren iş cinayetleri. İş güvenliği uzmanı bulundurmak zorunlu ama emekçilerin an lattığına göre hepsi tecrübesiz. İşçilere polis gözetiminde işçiler çalıştırılmaya zorlanıyor. Gözaltındaki arkadaşlarımızın derhal serbest bırakılmasını istiyoruz” dedi. Havaalanındaki eyleme katıldığı için gözaltına alınan, serbest bıra Yurdakul göre, bunun nedeni tecrübeli uzmanların çok para istemesi. “İş kazasında yaralananlar bile raporlu sayılmıyor, işe gelmedikleri günler maaşlarından kesiliyor” diyor bir emekçi. Eylemler başlamadan önce bir servis kazası olmuş. Arkadaşları ölmüş, ağır ya kılmasının ardından iş akdine son verilen Hekim K., “İnsanca bir yaşam için eylem yaptık. Kimse bize para vererek eylem yapın demedi. Tahtakuruları, hijyenin olmaması gibi sorunlarımız vardı. Bunun ralılar da var. Emekçiler, “Servis araçları çok eski. Her yeri dökülüyor. 910 tane yeni araç var. Onlar da şefler ve işveren temsilcilerini taşıyor” diyor. Havaalanı inşaatı Haziran 2014’ten beri sürüyor. 29 Ekim’e kadar bitmiş olacak. O sayı bir türlü açıklanmıyor, üzeri yanında ayrımcılık en büyük sorunumuzdu. Bu sorunlar hallolsun istedik. Önce gözaltına alındım. Sonra işten çıkarıldım. Konuyu yargıya taşımayacağım çünkü biliyorum ki işçiden yana bir karar çıkmayacak. Devlete başkaldırmış deyip be İşçilerin koğuş ve yemekhanelerine giden CHP’liler fotoğrafları gazetemizle paylaştı. örtülüyor ama bir işçinin sözleri, 4 yıllık inşaat boyunca kaç iş cinayeti yaşandığının ipuçlarını veriyor: “Her gün bir cenaze var. O da bizim bildiğimiz...” (*) İnsan Haklarından Sorumlu CHP İstanbul İl Başkan Yardımcısı ni suçlu çıkaracaklar” dedi. ‘Dava açsam ne olacak?’ Gözaltına alınan işçilerden Ali B.”Zaman zaman eylemler yapıldı ama sonuç alınamadı. Bu sefer eylem büyüdü. Halk bize destek çıktı. Her gün bir arkadaşımızın sakatlandığına tanıklık ediyorduk. Kaldığımız yer, tuvaletlerimiz çok kötü bir haldeydi. Basında fotoğraflar paylaşılınca tüm halk görmüş oldu. Basit insani taleplerde bulunduğumuz için gözaltına alınacağımızı düşünmemiştik. Kimileri para aldığımız için eylem yaptığımızı, kimisi ise havaalanının açılışına az bir zaman kaldığı için eylem yaptığımızı söylemiş. Kimseden para almadık. Hakkımızı aradığımız için kim bize niye para versin. Havaalanı zaten 29 Ekim tarihine yetişmeyecekti. Biz havalimanı inşaatında çalışan işçiler olarak bunu herkesten iyi biliyoruz. Çocuklarım var benim onları tehlikeye atamam. Dava açmayı ise düşünmüyorum. Kime karşın dava açacağım ki... Ancak hakkımı helal etmiyorum” dedi. 3 işçiden açlık grevi Gözaltına alınan İnşaatİş yöneticileri Yunus Özgür, Deniz Gider ve adı öğrenilemeyen bir işçi ise dün açlık grevine başladığı öğrenildi. İnşaatİş Sendikası “Arkadaşlarımız insani talepleri karşılanmadığı için bugün açlık grevine başlıyor. Avukatları ile görüştü rülmüyorlar ve nerede tutulduklarına dair bugüne kadar bilgi alamadık. Arkadaşlarımızın hayatlarından endişeliyiz” açıklaması yaptı. ‘Sorgu odası’ Havaalanı şantiyesinde sorgu odası kurulduğu, gözaltına alınmayan işçilere kaba dayak atıldığı ve psikolojik baskı uygulandığı iddia edildi. KHK ile kapatılan Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD), Özgürlükçü Hukukçular Platformu (ÖHP) ve Demokrasi İçin Hukukçular üyesi avukatlar dün İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı ve İstanbul Nöbetçi Sulh Ceza Hâkimliği’ne başvuruda buluna rak gözaltındaki işçilerle görüştürülmesine izin vermeyen Arnavutköy Jandarma Karakolu, Maslak Jandarma Karakolu, Eyüp İlçe Jandarma Komutanlığı ve Arnavutköy Yavuz Selim Jandarma Komutanlığı’ndaki yetkili personel hakkında suç duyurusunda bulundu. Ayrıca müvekkillerle görüşme talebi ve dosyadan evrak verilmesi talebinde bulunuldu. Ayrıca işçiler hakkındaki gözaltı kararının derhal kaldırılması talep edildi. İşçilerle görüştürülmediklerini belirten avukatlar, suç duyurusunda gözaltı ve serbest bırakılan işçi sayısının ısrarla taraflarına bildirilmediğini belirtti. l İSTANBUL Sudan sebeple direnişe engel Cargill işçileri, destek için Flormar işçileriyle bir araya geldi. Cargill önünde eylem yapmaya hazırlanan 14 işçi “E5’te güvenliğinizi sağlayamayız” denildi, karşı çıkınca da gözaltına alındı Bursa’da bulunan Amerikan gıda fabrikası Cargill’de Tekgıdaİş Sendikası’na üye oldukları için işlerinden çıkarılan, ve ardından eyleme başlayan 14 işçi Bursa’dan İstanbul’a olan yürüyüşleri sırasında polis tarafından gözaltına alındı. Cargill işçileri, yürüyüşün dördüncü gününde Kocaeli’nin Gebze ilçesine ulaşarak geceyi burada geçirdi. İşçilere, Gebze Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunan Flormar’da yine aynı gerekçeyle işten çıkarılan Flormar işçileri ve Tuzla’da bulunan Bilgin Tekstil işçileri de destek verdi. Eskihisar Feribot İskelesi’nden Gebze Meydanı’na yürüyen işçiler sık sık, “Flormar, Cargill omuz omuza” ve “Cargill, Flormar işçisi yalnız değildir” sloganlarını attı. “İnşaat işçisi yalnız değildir” sloganı da atan işçiler, üçüncü havalimanı işçilerine destek verdi. Geb Polis Ataşehir’e yürüyen Cargill işçilerini güvenlik gerekçesiyle gözaltına aldı. ze Meydanı’nda Cargill işçileri adına konuşan Suat Karlıkaya, 155 gündür mücadele ettiklerini söyleyerek, “Flormar işçisinin, Cargill işçisinin mücadelesi yoktur, Türkiye işçi sınıfının mücadelesi vardır. İşçi sınıfı ayağa kalkarsa oturması zordur, işçi sınıfını ayağa kaldırmak boynumuzun borcudur, çocuklarımızın geleceğidir. Çocuklar iyi yaşasın diye babalar direni yor, anneler direniyor, hepimiz direneceğiz” dedi. Güvenlik bahanesi Gebze’de Flormar direnişini ziyaret ettikten sonra Kartal’a doğru yürüyüşe geçen Cargill işçilerinin önü Tuzla Şifa Mahallesi’nde kesildi. Polis, işçilerin yürüyüşüne “E5 karayolunda güvenliğinizi sağlayamayız” gerekçesiyle izin vermedi. Yürümeye devam edeceklerini söyleyen işçiler gözaltına alınarak, Vatan Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü. İşçiler ifade işlemlerinin ardından akşam saatlerinde serbest bırakıldı. Cargill işçilerinin sosyal medya hesabından yapılan açıklamada “Şimdi Kartal Meydanı’na geçeceğiz. Sabah yürüyüşümüze devam edeceğiz. Yarın (bugün) saat 14:00’te Palladıum Towers önünde basın açıklamamız vardır” denildi. l Haber Merkezi Soma’dan 3. havalimanına: 19. yüzyıldayız... İstanbul’un kuzey ormanlarına kıyarak başlayan 3. havalimanı inşaatında, işçilerin insanlık dışı çalışma koşullarına hayır deme cesaretini göstermesi başta iktidar çevreleri olmak üzere pek çok kesimi şaşırttı.  İnsanlar iş bulduklarına şükredip ölüm pahasına çalışmayı kabul etmek varken neden buna itiraz ediyorlar. Olacak şey değil! Bunun ardında ya bir terör örgütü var ya da bir provokasyon tezgâhlandı! Hak aramak o kadar yabancı bir kavram ki... İşte Türkiye’nin geldiği nokta bu. Hayat pahalı, can ucuz... HHH 3. havalimanında sürekli iş kazalarının yaşandığı ancak bunun kamuoyundan saklandığı görgü tanıklarının da ifade ettiği bir gerçek. Buna ilişkin haberler aklımıza ister istemez 13 Mayıs 2014’te Soma’da yaşanan, 301 madencinin ölümüyle sonuçlanan faciayı getirdi.  Bu iş cinayetinde yaşamını yitirenlerden Ergül Sidal’ın babası Durmuş Sidal ile cenaze töreni sonrası Kınık’ta tanışmıştım.  Baba Sidal, oğlunun çalıştığı madenden emekli oldu. 19831996 yılları arasında yeraltında ter döktü. Daha sonra yerüstüne geçti, emekli oldu. Yerine oğlu işe başladı. Baba Sidal, oğlunun ölümünden sonra madene gitti, ocaklardaki duruma baktı. Gözlerine inanamadı. O anı şöyle anlatıyor: “Bizim zamanımızda parola şuydu; ‘önce emniyetini al, sonra üretime geç.’ Şimdi iş değişmiş, ne olursa olsun, daha çok üret. İş emniyeti bizde o kadar önemliydi ki, müfettişler geldiklerinde ilk buna bakarlardı. 13 yıl yeraltında çalıştım, bir tek ölümlü kaza olmadı. Soma’da son yıllarda sürekli 23, bazen 56 kişinin öldüğü kazalar oluyordu. Pek duyulmuyordu. Sayı 301 olunca haber oldu...” Yıllar içinde çalışma güvenliğinde geldiğimiz nokta bu. Soma’da madeni işletenler o dönem 10  Ağustos 2014’teki Cumhurbaşkanlığı seçiminden önce çok ama daha çok üretim yapmak zorundaydılar. Yaz ortası bile daha çok kömür dağıtmak gerekiyordu! HHH 3. havalimanında da işin özü aynı; ne olursa olsun 29 Ekim’e yetiştirilsin.  Kaldı ki, önceki yıllarda da gerek iş güvenliği gerekse çalışma koşulları bakımından ciddi sorunlar vardı.  İşçilerin istemlerine bakınca insan ister istemez soruyor: Hangi yüzyıldayız? İşçiler diyor ki: Çalışma saatleri düzenli olsun... İş cinayetleri önlensin... Altı aydır ödenmeyen maaşlar verilsin... Elden ödeme olmasın... Yatakhanelerde tahtakurusu sorunu çözülsün... Banyo ve tuvaletler temiz olsun... Bu tablo bırakın 20’nci yüzyılı, 18, 19’uncu yüzyılın tablosudur... O yıllarda Avrupa’da, Amerika’da özellikle maden işçilerinin ortalama 35 yaşında ölmesi doğal sayılıyordu. Bir maden işçisinin yeraltında ortalama 7 yıl çalıştıktan sonra ölümcül bir meslek hastalığına yakalanması normaldi... Çalışanlar, 20’nci yüzyılda adım adım örgütlü şekilde mücadele ederek temel haklarını aldılar. Soma’dan 3. havalimanına, çalışma hayatı açısından geldiğimiz nokta kölelik dönemini anımsatan bir vahşiliktir. Feyzioğlu: Adı Mustafa Kemal Atatürk olmalı Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu, yaptığı yazılı açıklamada, üçüncü havalimanının adının, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve Türk milletinin birleştirici değeri Mustafa Kemal Atatürk olması gerektiğini kaydetti. Feyzioğlu, bunun dışındaki isimlerin toplumu derinden ayrıştıracağını belirttti. Feyzioğlu, “Havaalanı inşaatında işçilerin insanca çalışma ve yaşama koşullarına dair taleplerinin yargısal ve polisiye güç kullanılarak bastırılması sosyal hukuk devletinde sürüklendiğimiz dipsiz kuyunun yeni bir delilidir. Toplumsal çatışmaya değil, toplumsal barışa ihtiyacımız vardır. Devletimizin gücü, anayasada tanımlanan kuruluş ilkelerinden gelmektedir. Bu ilkelerden verilen her taviz, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin gücünü kırmakta, üzerimize oynanan her küresel senaryoya dayanak teşkil etmektedir” dedi. l ANKARA /Cumhuriyet İki işçi öldü, 3 kişi yaralı Bilecik’in Osmaneli ilçesinde beton mikserinin devrilmesi sonucu sürücü Harun Üker (28), Kırıkkale’nin Gürler Mahallesi’nde de çalıştığı binanın çatısından düşen işçi Muhittin Özdemir (56) yaşamını yitirdi. Adıyaman’ın Sincik ilçesindeki mermer ocağında ise önceki gece patlayıcı maddelerin infilak etmesi sonucu makine operatörlerinden Ahmet Gün (25), Yakup Yaman (28) ve makine bakım ustalarından Orhan Gökçe (22) yaralandı. Gün’ün sağlık durumunun ciddiyetini koruduğu öğrenildi. l DHA / İHA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle