19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 18 Eylül 2018 EDİTÖR: ŞEHRİBAN KIRAÇ TASARIM: SERPİL ÜNAY Atatürk’ün mirasını siyasete alet etmeyin Erdoğan’ın “CHP’nin İş Bankası’ndaki Atatürk hisselerinin Hazine’ye devredilmesi gerektiği” sözleri tepki çekti. Bankanın hisseleri dün yüzde 6 değer kaybetti Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın İş Bankası yönetimindeki CHP’lilere ‘bakılması gerektiği’ açıklamasının ardından İş Bankası, Atatürk hisselerinin bankada geçmişten bugüne CHP ve Hazine tarafından birlikte ya da ayrı ayrı temsil edildiğini belirterek, bunun banka faaliyetleri ve iş yapış biçimi üzerinde herhangi bir etkisinin olmadığını açıkladı. İş Bankası’yla ilgili Erdoğan’ın açıklamaları hisse senedi piyasında İş Bankası hisselerini negatif etkiledi ve hisseler dün yüzde 6 civarında değer kaybetti. ‘Parti etiketi olmaz’ Cumhurbaşkanı Tayyip Erdo ğan, Azerbaycan dönüşü uçak ta yaptığı açıklamada CHP’nin İş Bankası’ndaki yönetim kuru lu üyelerinin ne iş yaptığına ‘ba kılması’ gerektiğini ifade ederek, “Ben diyorum, bir defa Gazi Mus tafa Kemal Atatürk’ün bu tür bir varlığı herhangi bir siyasi parti nin etiketi altına giremez. Girse girse Hazine’ye girer” dedi. Bunun ar dından yazı lı açıklama ya pan İş Bankası ise, banka his selerinin yüzde 31.79’unun hal ka açık olduğu ha tırlatılarak, çoğun luk hissesi ise yüz de 40.12’lik bir oran ile Türkiye İş Ban kası Mensupları Munzam Sandık Vakfı’na ait ol duğu, Atatürk Erdoğan hisselerinin ora nının ise yüzde 28.09 olduğu ifade edildi. İş Bankası: Üyeler bağımsız Açıklamada Atatürk hisselerinin mülkiyet ve temsilinin vasiyet, yasalar ve yargı çerçevesinde Türkiye İş Bankası tüzelkişiliğinden bağımsız olarak belirlendiği belirtilerek şöyle denildi: “Atatürk hisselerinin geçmişten günümüze CHP ve Hazine tarafından birlikte ya da ayrı ayrı temsil edildiği durumlar olmuştur. Ancak, bunun bankamızın faaliyetleri ve iş yapış biçimi üzerinde herhangi bir etkisi söz konusu değildir” denildi. Bankaların güven müesseseleri olduğunun belirtildiği açıklamada, bu güvenin ulusal ve uluslararası kamuoyu nezdinde hassasiyetle korunmasının bankalarımızdan ziyade milli ekonomi açısından önem taşıdığının da altı çizildi. Açıklamada “İş Bankası siyaset malzemesi yapılamayacak önemde bir kuruluş olup, özellikle ülkemizin yoğun ve hassas gündemi içinde tüm değerlendirmelerin bu önem çerçevesinde yapılması milli menfaat meselesidir” denildi. l Ekonomi Servisi Hisseler düştü dolar yükseldi Erdoğan’ın açıklamasının ardından Borsa İstanbul’da İş Bankası hisseleri dün yüzde 5.8 değer kaybetti. Hisselerde düşüşü ve açıklamaları yorumlayan bir bankacılık analisti, bunun sonuçlarının ne olabileceği konusunda öngöremedikleri bir süreç olduğunu belirterek, “Hisselerin hazineye transfer gibi bir durumu olursa bu ancak yasayla olabilir. Bunu kestirmek zor” dedi. Uzmanlar yaptıkları açıklamalarda “CHP’nin İş Bankası’ndaki hissesinin Hazine’ye devri tartışması açmak, Türkiye’deki hisse güvenliğini sorgulatması yönünden ekonomiye ciddi zarar verebilir. Krizin başında bir banka hissesini mülkiyet hakkını çöpe atarak tartışmaya açmak bile fısıltı gazetesini güçlendirir. Krizi derinleştirir” ifadelerini kullandı. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) geçen haftaki sert faiz artışı sonrası gerileyen kur, dün yönünü yukarı çevirdi. TCMB’nin geçen hafta beklentilerin üzerinde yaptığı 625 baz puanlık faiz artışı sonrası sert gerilese de kalıcı olamayan dolar/ TL, gündeme bomba gibi düşen İş Bankası’ndaki CHP hisselerine ilişkin açıklama ile yeniden tırmanışa geçti. Dün sabah 6.1780/6.2000 seviyesinde olan dolar/TL 6.33’e kadar yükseldikten sonra saat 17.28’de 6.2750/6.2900 seviyesinde işlem gördü. Benzer gelişmekte olan ülke para birimlerinden negatif ayrışan TL’nin dolar karşısındaki günlük değer kaybı bir ara yüzde 2.5’e yaklaştı. KENAN EVREN DE GÖZ DİKMİŞTİ A KP hükümeti tarafından daha önce de bankadaki CHP hisselerinin devrine ilişkin görüş ve temenniler dile getirilmiş, bu da söz konusu hisseler hakkında merak uyandırmıştı. CHP hisselerinin neden bankada olduğu, gelirlerinin nereye aktarıldığına ilişkin merak edilen soru ve yanıtlar özetle şöyle: n İş Bankası’ndaki Atatürk hisselerinin geliri nereye gidiyor? Bankadaki hisselerin geliri, CHP’ye gitmiyor. Atatürk’ün vasiyeti çerçevesinde, hisselerin mülkiyeti CHP’ye ait olmakla beraber, temettü geliri 1932’de kurulan Türk Dil Kurumu ile 1931’de kurulan Türk Tarih Kurumu’na bırakılmış durumda. Yani CHP esasında bu vasiyetin uygulandığının denetçisi konumunda. n CHP’yi temsil eden dört üye İş Bankası’nda ne iş yapıyor? İş Bankası yönetim kurulundaki CHP’li üyeler bankanın işleyişine karışamaz. Zira bankayı çalışanların ve emeklilerin oluşturduğu sandık yönetiyor. CHP sadece, İş Bankası yönetim kuruluna üç yıl için dört üye teklif ediyor. Bu üyeler maaşlı çalışan olarak görülüyor. CHP’nin bu üyeleri ekonomi, işletme ve hukuk alanında eğitim yapmış kişiler arasından seçtiği biliniyor. n 12 Eylül’de İş Bankası hisselerine ne olmuştu? 12 Eylül darbesinde asker yönetime el koyduktan sonra partileri kapatmış, CHP’nin İş Bankası’ndaki hisseleri de Hazine’ye devredilmişti. CHP’nin ilerleyen yıllar sonra Anayasa Mahkemesi’ne yaptığı başvurunun ardından hisseler iade edilmişti. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, “Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu aleyhlerine açılan davalarda birleştirildikten sonra, toplanan delillere, Yargıtay ilamlarındaki kesinleşen hususlara ve bilirkişiler kurulu raporlarına nazaran, Aziz Atatürk’ün hisselerinin banka sermayesindeki oranının sermaye artırımlarında da yüzde 28.90 olarak muhafazasının Aziz Atatürk’ün vasiyeti gereği olup, rüçhan haklarının kullanılması gerektiği, kurumların bundan dolayı müdahalede bulunamayacakları” yönünde karar vermişti. CHP: Biz 5 kuruş almıyoruz. İYİ Parti: Şirketler tehlikede Varlık Fonu’na mı verilecek? Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP’nin İş Bankası’nın ortağı değil sadece Atatürk hisselerinin temsilcisi olduklarını belirterek, yönetimindeki arkadaşlarının da bankacılık işlemlerine karışmadığını söyledi. Erdoğan’ın açıklamasına ilişkin “Acaba Türkiye Varlık Fonu’na mı devretmek istiyor” diye soran Kılıçdaroğlu, “Kenan Evren de daha önce aynı yolu denemişti. Darbe sonrasında Atatürk’ün hisselerini Hazine’ye devretmişti, dava açılmıştı ve kazanmıştık” diye konuştu. Erdoğan’ın önce hukuki sürece bakması ondan sonra karar vermesi gerektiğine işaret eden Kılıçdaroğlu, “Atatürk’ün vasiyetine herkesin say gı duyması lazım. Hiçbir zaman İş Bankası yönetiminde bulunan arkadaşlar, İş Bankası’nın bankacılık işlerine karışmazlar; sadece Mustafa Kemal Atatürk’ün hisselerini temsil etme onurunu taşırlar. Biz 5 kuruş para almayız, o para Türk Dil Kurumu’na Türk Tarih Kurumu’na gider” diye konuştu. Sonuna kadar mücadele CHP’nin 24 Haziran seçimlerindeki cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce de Atatürk’ün vasiyetinin çiğnenmesine karşı sonuna kadar mücadele edeceğini belirtti. Öztrak: Sivil darbe CHP Sözcüsü Faik Öztrak, “12 Eylül darbesinin müellif lerinin yapamadığını Recep Tayyip Erdoğan yapmak istiyor. Ondan sonra bu döneme sivil darbe deyince kızıyor. Biz darbeciye darbeci demek Demokrat Parti kanun çıkardı CHP’nin İş Bankası’ndaki CHP hisseleri daha önce de zaman zaman gündeme gelmişti. İlk kez Demokrat Parti getirdiği 6195 sayılı kanun ile CHP’nin söz konusu hisselerine el koymuştu. Ancak, müsadere kanunu daha sonra yürürlükten kaldırılmıştı. Anayasa Mahkemesi’nin 1963’teki kararıyla da haksız kanunun iptaline karar verilmişti. zorundayız” diye değerlendirdi. Amaç gündem değiştirme CHP MYK’nin dünkü toplantısında da Erdoğan’ın açıklamaları gündeme geldi. Erdoğan’ın bu konuyu gündeme getirerek Katar Emiri’nin hibe ettiği 500 milyon dolarlık lüks uçağa ilişkin kamuoyunda başlayan tartışmaları gölgelemek istediği yorumu yapıldı. İYİ Parti Genel Sekreteri Cihan Paçacı, “Buradan tüm özel sektör temsilcilerini uyarıyorum. Şirketleriniz ve holdinglerinizdeki hisseleriniz tehlikededir” diye konuştu. ekonomi 11 Katar Emiri’nden hediye uçak... Siyasi tarihimizde, paha biçilmez(!) hediyeler üzerinden, paha biçilmez tuzaklarla ülkemizin geleceği, kaderi üzerinden oynanabilmiş çok büyük oyunların damgası vardır.. Ölenlere saygının gereği isim vermeden, kara mizaha kazılmış örneklerden birinde, yine parasal gücü çok yüksek bir ülkeye, ziyarete gitmiş, askeri darbe kökenli Cumhurbaşkanı’nın eşine o ülkenin kültürü gereği armağan seçilmesi için sunulan tabaktan, heyecanla “Bu bana, bu gelinime, bu kızıma..” diyerek seçilen mücevherlerin, bir kısmının olsun geriye çevrilebilmesi uğruna Dışişleri’nin yaşadıkları anlatılırdı. Tersine bir karalama örneğinde, Demokrat Partililerin çoğulcu demokrasiden sapma fiilleri kapsamında hakhukuk ilkeleri içinde yargılanmaları yerine, örtülü ödeneğin suiistimaline kanıt Yassıada’daki cımbız ile damga vurulmuştur... 12 Eylül insan hakları, sendikal haklar, sosyal devlet örgütlenmeleri haklarının gasp edilmesinin Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tartışmalarında, sendikal, kazanılmış işçi hakları üzerinden Türkiye’nin kara listeye alındığı Sendika Özgürlükleri Komitesi’nde emekten yana savunmalardan sorumlu İngiliz sendika lideri, “Bizde hediye atın dişlerine bakılmaz. Ama biz sendikacılar kuşkucu insanlarız.. Bir de baktık ki, at yaşayamayacak kadar hasta..” polemiği ile söze girmiş, Türkiye’de iyileştirme, düzenleme adı altında gelen çok ağır emek haklarının kanıtlarıyla sunumuna, tartışmasına geçmişti.. Ülkemizde de çok yaygın, haksız kazanç, şaibeli ilişkiler ağında, bir o kadar kirli siyasal ilişkilerde geçerli uygulamaların pek çok yöntemleri yanında hediyelerin işlevi, ağırlığı atlanamaz.. Düğünlerin araç yapıldığı takı geleneğinin yanında dönem dönem iş kotarılması karşılığı hediyeler, yılbaşı, bayram armağanlarında ipin ucu öylesine kaçırılmıştır ki.. 27 Mayıs döneminin toplanan alyansları, belki de en abartılanı, sık sık yasaklama, kısıtlama genelgeleri yayımlanmak zorunda kalınılan kamu görevlilerine pahalı yeni yıl, bayram armağanları verilmesi yasakları, önlem alınma zorunluluğunun da kanıtları... HHH İflas masasına düşürülmüş Cumhuriyet’in Berin Nadiİlhan Selçuk, Cumhuriyet Vakfı eliyle yeniden yaşama geçirilmesi sürecinde, çaresizlikten kısa bir süreç için Ekonomi Servisimize de ablalık yapmaya çalışıyordum. Dönemin TİSK ve TÜSİAD başkanları anlaşmış gibi biriki hafta arayla aradılar. Elbette Sendika ve Cemiyet ile olan örgüt bağlarımın da sıcaklığına dayanarak, benzer örnekler sundular. Bütçelerinde yerleşik düzen içinde gazetecilere dönük armağan, seyahat kotaları sorun yaratacak büyüklüklere varmıştı. Üstelik haber karşılığı tersine işliyor, dürüst gazeteciler sunulan yemek, seyahat, armağan harcamalarından uzak dururlarken, çoğunluk için çok olumsuz bir alışkanlığın yerleşmiş olmasından yakınıyorlardı. İçtenlikle yönetimleri, üyelerini ikna edebilirlerse, öncelikle basın toplantısı çağrılarında tişört dağıtmakla işe başlamaktan vazgeçerlerse, Gazeteciler Cemiyetimiz, Sendikamızın bu olumsuz alşkanlıklara karşı etik savaşımda kendilerine destek vermeye gönüllü olacakları sözünü vermiştim. Tabii geri dönüş alamamıştık. Eveleyip gevelemeden Katar Emiri’nin uçağını satma haberi ile başlayan gelişmelerden sonra, “Emir, ‘Türkiye’den para almam. Hediye ediyorum, hibe ediyorum’ dedi. O uçak şahsımın değil, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nindir”... Başkan Erdoğan’ın açıklaması ile ortaya çıkan tabloda, başta Kılıçdaroğlu, muhalefet liderlerinden gelen eleştirilerin çok ciddiye alınması gereğinden yana olmalıyız. Hele de söz konusu tartışmaları gölgeleme adına, Atatürk’ün özel mirası, vasiyeti üzerinden İş Bankası hisseleri ile yapılmak istenen polemiklerin, bir o kadar haksız, medyatik tuzağına düşülmemesi gereğini önemsemeliyiz. Sadece 12 Eylül yönetiminin açtığı davaların ters tepmiş, kaybedilmiş olması nedenleriyle de değil. Siyasetteki kirlilik tuzaklarının evrensel ölçekleriyle de.. Örneğin çarkların en çok parayla döndüğü, ayakta kaldığı zengin Amerika’da seçim kampanyalarına rüşvetin katılmamasını sağlamak yolunda çok ciddi yasal önlemler, kurallar, denetimler söz konusudur. Pek çok Amerikan Başkanı, seçim kampanyalarına karıştırılmış rüşvet yerini alabilecek hesapların sonradan ortaya çıkmaları ile doğru orantılı, ağır yargılamalardan geçirilmişler, iktidarlarından olmuşlardır. Şimdilerde Trump’ı koltuğundan edebilecek gelişmelerin odağında, para bile değil, siyaseten gizli Rusya desteği yargılamalarındaki gelişmeler çok kritik bir dönemeçte. Trump’ın sağ kolunun konuya ilişkin itirafçı olmayı seçmesi sonrası, son yorumlarda Trump’ın yargılanmaktan kurtulamayacağı, koltuğundan olacağına kesin gözü ile bakılmıyor mu? BDDK’den yeni düzenleme Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) yüzde 25 sınırlamasına dahil edilen swap ve benzeri işlemlerin hesaplanmasında 90 ile 360 gün vadeli işlemlerin yüzde 75, 360 gün ve üzeri vadeli işlemlerin ise yüzde 50 oranında dikkate alınacağını duyurdu. Kurum daha önce, bankaların yurtdışı yerleşiklerle yaptıkları döviz ve TL olan para swaplarından, TL alım yönünde gerçekleştirecekleri forward, opsiyon ve bu gibi swap dışındaki türev işlemlerinin toplamının bankaların yasal özkaynaklarının yüzde 25’ini geçemeyeceğini duyurmuştu. l Ekonomi Servisi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle