Katalog
                    Yayınlar
                
                - Anneler Günü
 - Atatürk Kitapları
 - Babalar Günü
 - Bilgisayar
 - Bilim Teknik
 - Cumhuriyet
 - Cumhuriyet 19 Mayıs
 - Cumhuriyet 23 Nisan
 - Cumhuriyet Akademi
 - Cumhuriyet Akdeniz
 - Cumhuriyet Alışveriş
 - Cumhuriyet Almanya
 - Cumhuriyet Anadolu
 - Cumhuriyet Ankara
 - Cumhuriyet Büyük Taaruz
 - Cumhuriyet Cumartesi
 - Cumhuriyet Çevre
 - Cumhuriyet Ege
 - Cumhuriyet Eğitim
 - Cumhuriyet Emlak
 - Cumhuriyet Enerji
 - Cumhuriyet Festival
 - Cumhuriyet Gezi
 - Cumhuriyet Gurme
 - Cumhuriyet Haftasonu
 - Cumhuriyet İzmir
 - Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
 - Cumhuriyet Marmara
 - Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
 - Cumhuriyet Oto
 - Cumhuriyet Özel Ekler
 - Cumhuriyet Pazar
 - Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
 - Cumhuriyet Sokak
 - Cumhuriyet Spor
 - Cumhuriyet Strateji
 - Cumhuriyet Tarım
 - Cumhuriyet Yılbaşı
 - Çerçeve Eki
 - Çocuk Kitap
 - Dergi Eki
 - Ekonomi Eki
 - Eskişehir
 - Evleniyoruz
 - Güney Dogu
 - Kitap Eki
 - Özel Ekler
 - Özel Okullar
 - Sevgililer Günü
 - Siyaset Eki
 - Sürdürülebilir yaşam
 - Turizm Eki
 - Yerel Yönetimler
 
                        Yıllar
                    
                    - 2025
 - 2024
 - 2023
 - 2022
 - 2021
 - 2020
 - 2019
 - 2018
 - 2017
 - 2016
 - 2015
 - 2014
 - 2013
 - 2012
 - 2011
 - 2010
 - 2009
 - 2008
 - 2007
 - 2006
 - 2005
 - 2004
 - 2003
 - 2002
 - 2001
 - 2000
 - 1999
 - 1998
 - 1997
 - 1996
 - 1995
 - 1994
 - 1993
 - 1992
 - 1991
 - 1990
 - 1989
 - 1988
 - 1987
 - 1986
 - 1985
 - 1984
 - 1983
 - 1982
 - 1981
 - 1980
 - 1979
 - 1978
 - 1977
 - 1976
 - 1975
 - 1974
 - 1973
 - 1972
 - 1971
 - 1970
 - 1969
 - 1968
 - 1967
 - 1966
 - 1965
 - 1964
 - 1963
 - 1962
 - 1961
 - 1960
 - 1959
 - 1958
 - 1957
 - 1956
 - 1955
 - 1954
 - 1953
 - 1952
 - 1951
 - 1950
 - 1949
 - 1948
 - 1947
 - 1946
 - 1945
 - 1944
 - 1943
 - 1942
 - 1941
 - 1940
 - 1939
 - 1938
 - 1937
 - 1936
 - 1935
 - 1934
 - 1933
 - 1932
 - 1931
 - 1930
 
                    Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
                    Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
                    Sayfayı Satın Almak İstiyorum
                
            
                Pazar 12 Ağustos 2018 EDİTÖR: SERKAN OZAN  ‘Yeni dostlar ararız’Cumhurbaşkanı Erdoğan, New York Times’a yazdı. ABD’ye mesaj verdi  Rusya ile Türkiye aynı  cephede buluşur mu?  Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın  yılında Irak tezkeresinin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM)  New York Times’a yaz  reddedilmesine kadar  dığı makalede imalı şe  devam etti. TBMM’den  kilde Türkiye’nin “ye  çıkan beklenmedik “ha  ni dostlar ve müttefikler CENK  yır” oyu Rusların “Türki  arayabileceğini” söyle BAŞLAMIŞ ye Batı ne isterse yapar”  mesi ister istemez akıl  önyargısının kırılması  lara öncelikle Rusya’yı getiri nı sağladı ve eşzamanlı olarak  yor. Türkiye siyasetinde çok önem  Ankara ile Washington ara li bir değişikliğe gidilmesinin  sındaki “Pastör Brunson kri yolu açıldı. Taktik değişikli  zi” nedeniyle gündeme gelen ğin amacı Türkiye’yi Batı ittifa  bu konu aslında yeni değil. 15 kından kopararak aynı cephe  Temmuz darbe girişiminden  de buluşmaktan çok, “düşman  bu yana, yani yaklaşık iki yıl  safları”nda yaşanan görüş ay  dır Türkiye’nin eksen değişti rılıklarından azami ölçüde ya  rip değiştirmeyeceği, Batı’dan rarlanmak, Batı’nın bölgedeki  kopup kopmayacağı tartışılı surlarında gedik açmak, böy  yor. İlk bakışta, gerçekten de lece Rusya’nın güçlenmesini  Türkiye’nin sadece ABD ile  sağlamaktı.  değil, Avrupa Birliği üyesi bazı ülkelerle ilişkileri gözle görü  İtirazları yok  lür şekilde kötüye gidiyor, buna karşılık Rusya ile hissedilir bir yakınlaşma yaşanıyor.  Bu noktada haklı olarak, “Rusya Türkiye’yi tümüyle yanına çekmek yerine neden  Rusya tarifi  böyle bir oyuna girişti” diye sorulabilir.  24 Kasım 2015’teki “uçak  Bunun birkaç nedeni var…  krizi”nin ardından toparlanma  Bunların başında, Rusya’nın  sürecine giren TürkRus ilişki nasıl bir dünya düzeni görmek  lerinde somut gelişmeler var. istediği geliyor. Putin her ne  Öncelikle barışma sayesinde kadar ülkesi bir süper güçmüş  Türkiye Suriye’de sahaya dö gibi hareket etse de, ABD’ye  nebildi, askeri operasyonlar  kafa tutuyormuş gibi görün  yaptı ve Rusya ve İran’la birlik se de aslında var olan ulusla  te Astana sürecinde yer alma rarası düzene Rusya’nın fazla  yı başardı. Moskova’nın bü  bir itirazı yok. “Amerikan em  yük önem verdiği Türk Akı  peryalizmine karşı çıkan, ezilen  mı Projesi ile Akkuyu Nükleer halkların dostu Rusya” işin tri  Santrali’nde adımlar atıldı ve  bünlere oynama kısmı.  S400 füzelerinin 2019 yılında  İtirazı yok çünkü, son yıllar  teslim edilmesi konusunda an da dış politikada kazandığı ba  laşmaya varıldı. Bütün bunlar, şarılara karşın Rusya, ABD ile  iki ülke arasında siyasi, ener baş edebilecek, kurulabilecek  ji ve askeri alanlardaki işbirliği yeni bir düzeni omuzlayabile  nin ete kemiğe büründüğünü cek güce en azından günü  kanıtlayan önemli örnekler.  müzde sahip değil. Bu koşul  Bu tabloya, TürkAmerikan larda bölgede yepyeni bir dü  cephesinde son zamanlarda  zen kurulmasından ve oluşa  hiç azalmayan gerginlikler ek bilecek kaosa komşu olmak  lendiğinde Erdoğan’ın “ye  tansa TürkiyeBatı gerginliğin  ni dostlar ve müttefikler ara den yararlanmak Rusların işi  yabiliriz” derken adını verme ne geliyor.  den Rusya’yı tarif ettiği sonu  cunu zorlanmadan çıkarmak mümkün. Türkiye’nin ABD ve Batı itti  Rusya’nın istediği Türkiye  fakından koparak Moskova’ya  Önemli bir neden daha  yönelebileceği zaten uzun sü var…  redir devam eden bir tartışma.  Rusya tarih boyunca böl  Ancak Türk, hatta Batı kamu gesel liderlik için kapıştığı  oyunda bu tartışma hep Türki Türkiye’yi “kendinden” görmü  ye eksenli yürüyor, diğer tara yor, ona hep bir “yabancı” gö  fın, yani Rusya’nın ne düşün züyle bakıyor. Ortak bir geç  düğü, böyle bir yakınlaşmayı miş, din, dil ve kültür paylaş  arzu edip etmeyeceği üzerinde madığı Türkiye ile fazla yakın  fazla durulmuyor.  laşmak, bir anlamda evinin ka  O zaman soru belli: Rusya  pılarını açmak istemiyor. Rus  Türkiye ile aynı cephede bulu ya öyle bir Türkiye istiyor ki, ne  şur mu?  tümüyle “karşı cephe”de yer  Soruya kestirmeden yanıt  alsın ne de çok yakınında ol  vermek gerekirse, hayır!  sun ama mutlaka kontrol ede  Peki, neden?  bileceği bir uzaklıkta bulun  Geleneksel düşman  sun. Bu taktik yardımıyla Ruslar aynı zamanda, Türkiye üze  Bunu anlamak için öncelik rinden ABD’yi bölgede, önce  le Rus stratejistlerin Türkiye’ye likle Karadeniz’de zayıflatma  bakış açısına, Türkiye’yi nere hesapları da yapıyor. “Yeterli  ye konumlandırdığına bakmak yakınlıkta tutarak kontrol etme”  gerekiyor.  planı Rusya için önemli çün  “Soğuk Savaş” döneminde kü Türkiye ile işbirliğinin geçi  saflar çok kesin çizgilerle çi  ci bir nitelik taşıdığını, bölge  zilmişti, Moskova’nın gözün sel liderlik için iki ülkenin er ya  de Ankara, NATO’nun ileri ka da geç karşı karşıya geleceğini  rakolu dışında bir anlam taşı düşünüyor, dolayısıyla yakının  mıyordu. Sovyetler Birliği’nin da tutarak Ankara’nın hırsları  yıkılmasından sonra bu ba  na gem vurmaya çalışıyor.  kış açısında bir değişiklik ol  Kısacası Rusya, kendinden  madı, hatta 1990’lı yıllarda, ya görmediği, Kafkasya, Orta As  ni Rusya tarihinin en zayıf dö ya ve Ortadoğu’daki uzun va  nemlerinden birini yaşarken  deli planlarına kuşkuyla baktı  Türkiye’nin Kafkasya ve Orta ğı bir ülkeyle aynı çatı altında  Asya’ya yönelik hırsları iki ülke buluşmaktansa, NATO üye  arasında ciddi gerginlik kayna si ama ittifakla ilişkileri sorun  ğıydı. Kremlin’deki geleneksel lu bir ülkeyi çıkarları açısından  “düşman Türkiye” algısı 2003 tercih ediyor.  BAŞSAĞLIĞI Üniversitemiz GSF Seramik ve Cam Tasarımı Bölümü Emekli Öğretim Üyesi, üniversiteleşme sürecinde yeniden yapılandırılan Temel Sanat Eğitimi Bölümü’nün Kurucu Bölüm Başkanı Kıymetli Hocamız PROF. OKTAY ANILANMERT 9 Ağustos 2018 tarihinde vefat etmiştir. Değerli hocamıza Tanrı’dan rahmet, Üniversitemiz mensuplarına, öğrencilerine, ailesine ve yakınlarına başsağlığı dileriz. Hocamızın naaşı, 13 Ağustos 2018 Pazartesi günü saat 11.00’de Üniversitemiz Fındıklı Yerleşkesi Osman Hamdi Bey Salonu’nda düzenlenecek törenin ve Dolmabahçe Camii’nde kılınacak öğlen namazının ardından Yeni Ayazağa Mezarlığı’nda toprağa verilecektir. MİMAR SİNAN GÜZEL SANATLAR ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ  Türkiye ile ABD arasındaki gerilim sürerken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD’nin önde gelen gazetelerinden New York Times için bir makale kaleme aldı. “Türkiye, ABD ile Krizi Nasıl Görüyor?” başlıklı makalede, iki ülke arasında son dönemde yaşanan gerginliğe değinen Erdoğan, “ABD, Türkiye’nin alterna  ERDOĞAN’A DÜZELTME Erdoğan’ın makalesinde hata olduğu ortaya çıktı. ABD’nin ihtiyacı olduğu dönemlerde Türkiye’nin yardımına koştuğunu anlatan Erdoğan, buna örnek olarak Kore Savaşı ile 1962 yılındaki SSCB ile ABD arasında yaşanan Küba füzeleri krizini örnek gösterdi. Makalenin ilk halinde, füze krizinin tepe noktaya vardığı dönemde, ABD’nin gerilimi “Türkiye’ye Jüpiter füzesi yerleştirerek” dağıttığı bilgisi yer aldı. Oysa ABD, Jüpiter füzelerini  tiflere sahip olduğunu kabul etme Türk topraklarına Küba Füzeleri krizi çıkmadan önce yer  lidir. Bu tek taraflılık ve saygısızlık leştirmişti. SSCB’nin Küba’daki füzeleri çekmesi karşılı  trendini tersine çeviremezlerse yeni dost ve müttefikler aramaya başlayacağız” ifadelerini kullandı. Türkiye ve ABD’nin stratejik ortak olduğuna işaret eden Erdoğan, ABD’nin Türk halkının endişelerini anlayamadığını ve saygı duyama  ğında, ABD de Türkiye’deki Jüpiter füzelerini geri çekmişti. Makalenin internet üzerinde yayımlanmasının ardından gazetenin geçtiği düzeltme metninde “Bu makalenin önceki versiyonunda Türkiye’ye Jüpiter füzelerinin yerleştirilmesine ilişkin detaylar yanlış verilmiştir” denildi. Düzeltme notunda, “1962’de Kennedy yönetimi, İtalya ve Türkiye’deki Jüpiter füzelerini çekerek, Küba’daki Sovyetler füzelerinin kaldırılmasını müzakere etmişler  dığını vurguladı. Son yıllarda iki ül dir. Küba füze krizinde Türkiye’nin böyle bir hamle yap  kenin ortaklığının ABD tarafından  tığı gerçeği yansıtmıyor” denildi. l Haber Merkezi  anlaşmazlıklarla sınandığını kayde  den Erdoğan, “Ne yazık ki bu tehli  ettiği suçlaması bulunan Amerikan vatanda  keli trendi tersine çevirme çabalarımız boşa şı Andrew Brunson’ın tutuklanmasını gerek  çıktı. ABD, Türkiye’nin egemenliğine saygı çe göstererek Türkiye ile tansiyonu artıracak  duymaya başlayıp, milletimizin karşı karşıya birçok adım attığını vurguladı. Erdoğan, şu  olduğu tehlikeleri anladığını ispatlayamazsa ifadeleri kullandı:  ortaklığımız riske girebilir” dedi.  “Hükümetimi hukuki sürece müdahale et  Türkiye’nin hayal kırıklığı  meye zorlamaya çalışmak anayasamıza ya da ortak demokratik değerlerimize uygun değil  15 Temmuz kanlı darbe girişimine değinen dir. Kötülüğün dünyanın her yerinde pusu  Erdoğan, “Türk halkı, ABD’den bu saldırıyı ya yattığı bir dönemde, uzun zamandır müt  kesin bir dille kınamasını ve Türkiye’nin se tefikimiz olan ABD’nin Türkiye’ye karşı attı  çilmiş hükümetiyle dayanışmasını dile getir ğı tek taraflı adımlar sadece ABD’nin çıkar  mesini istedi. ABD bunu yapmadı. Bu da yet larına ve güvenliğine zarar verir. Çok geç ol  mezmiş gibi Türkiye’nin iki taraflı bir anlaş madan, Washington ilişkilerimizin asimet  ma ile Fetullah Gülen’in iadesi için yaptığı ta rik olabileceği yanlış düşüncesini bir kena  lepte hiçbir ilerleme kaydedilmedi.”  ra bırakmalı ve Türkiye’nin alternatiflere sa  TürkiyeABD ilişkilerinde başka bir hayal hip olduğunu kabul etmelidir. Bu tek taraflı  kırıklığının ise PYD/YPG’ye ABD’nin verdi lık ve saygısızlık trendini tersine çeviremez  ği destek olduğuna dikkati çeken Erdoğan, lerse yeni dost ve müttefikler aramaya başla  ABD’nin, hakkında bir terör örgütüne yardım yacağız.” l NEW YORK / AA  Özgür medya bir gün herkese lazım  Medya ve siyasi tarih açısından çok ilginç günlerden geçiyoruz. Türkiye, tarihinin en bü  rununun boyutlarını da gösteriyordu. Türk medyası üzerindeki baskı san sür otosansür dünyadaki hiçbir ülke  yük ekonomik ve dış politika krizlerin  ile kıyaslanmayacak ölçüde ağır. Batı  den biriyle ile karşı karşıya. Toplum  lı medya kuruluşları popülist yönetim  sal tartışmanın ve itirazların canlı olma  lerin yönlendirmesiyle ve kendi yapısal  sı gereken bu dönemde yüzde 90’ı hü KEMAL  sorunları nedeni ile inandırıcılık krizi ya  kümet yanlısı hale getirilen medya ve GÖKTAŞ  şıyor. Buna karşılık Türk medyası artık  muhalefet başka hiçbir dönemde, hiç  bir varlık yokluk noktasına gelmiş du  bir ülkede kolay kolay rastlanmayacak bir sus rumda. Son kriz, halkı asgari bilgilendiren bir  kunluk ve atalet sergiliyor. Medya, döviz kur medyanın ortadan kalktığını gösterdi. Medya  larındaki korkunç yükselişi bile distopyalara  kuruluşlarının yüzde 90’ı bir propaganda bül  özgü bir karartmayla görmezden geldi. Aslın tenine dönüşmüş durumda. İşte bu nedenle  da iktidar yanlısı medya döviz krizini tetikleyen Erdoğan da sesini dünyaya duyurabilmek için  ABD ile yaşanan siyasi krizde ise resmi açıkla geçmişte ağır sözler ettiği ve Türkiye düşman  malar ve hamaset yüklü haberler dışında okuru lığı ile özdeşleştirdiği bir Amerikan gazetesin  bilgilendirmekten kaçındı. Türk halkı, kendisi de makale yazmayı tercih etti.  ni yoksullaştıran ve ülke ekonomisini çökertebilecek, uluslararası alanda ülkeyi yepyeni bir  Trump’ı eleştiriyorlar  dönüşümün eşiğine getiren gelişmelerden ha Erdoğan’ın makale yazmayı tercih ettiği New  bersiz kaldı.   York Times, Trump’a karşı eleştirel tutumuyla  Bu krizde de iktidar ve medyası, bütün  biliniyor. New York Times’ın yayıncısı Berker,  farklı görüşleri ‘düşman’ kategorisinde etiket Trump ile bir görüşme yapmış ve gazetecile  ledi. Gazeteler ve televizyonlar, krizin neden re halk düşmanı demeyi bırakmasını istemiş  leri, etkileri, sonuçları ve olası yönelimleri ile ti. Trump’ın Türkiye krizinde attığı adımlar da  ilgili bilgilendirme yerine karartma ve hükü Türk medyasının aksine kendi yönetimine kar  met propagandasını tercih etti. Türk kamuoyu şı suskunluğa girmeyen Amerikan medyasın  krizi tetikleyen rahip Brunson davasına ilişkin da sık sık eleştiriliyor. Öyle ki, Anadolu Ajan  objektif haberler alamadığı gibi ABD ile yapı sı (AA) ABD medyasındaki bu eleştirilere iliş  lan görüşmelerin içeriğine ilişkin de herhangi kin haberleri servis ediyor. AA son olarak ser  bir bilgiye de ulaşamadı. Hürriyet Washington vis ettiği haberde Trump’ın Türkiye’ye ilişkin  temsilcisi Cansu Çamlıbel’in Türkiye ve ABD ek vergi uygulamalarını eleştiren ABD medya  arasındaki pazarlıklara ilişkin önemli bilgiler kuruluşlarının haberlerinden alıntılar yapmıştı.  içeren yazısının gazetenin internet sitesinden Habere göre, CNN, Trump’ın ek vergi kararı  apar topar kaldırılması, sansürün boyutlarını nın ulusal güvenlik ile ilgili izahının yapılamadı  göstermesi bakımından oldukça çarpıcıydı. ğı eleştirisi yaparken, Washington Post, bu ka  Her yerin gazete olsa...  rarın ilişkileri olumsuz etkilemekten başka bir işe yaramayacağını yazdı. Benzer haberlerin  Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın New York Ti ana akım Türk medyasında yayımlanmasının  mes’taki makalesi işte tam da böyle bir ka artık imkânsız olması bir yana, Trump’ın Erdo  rartma ortamında yayımlandı. Oysa Eylül  ğan yönetimini suçlayan bir makalesinin her  2014’te Erdoğan IŞİD’in Türkiye üzerinden  hangi bir Türk gazetesinde yayımlanması ha  petrol ticareti yaptığına ilişkin haberleri nede linde o gazetenin başına geleceklerini bir dü  niyle New York Times’a sert tepki göstermiş şünün... İktidar temsilcileri, medyası ve troller  ve röportaj talebini reddetmişti. 2015 yılında tarafından vatana ihanetten casusluğa pek çok  ise Erdoğan, New York Times’ın benzer ha iftiraya muhatap kalırdı.   berlerini “edepsizlik, alçaklık, adilik” olarak nitelemiş ve “Her yerin gazete olsa, her yerin  Dur, sadece dur!  den kin kussan avucunu yalarsın” demişti.  New York Times, Trump’un basın düşmanı  Erdoğan geçmiş yıllarda sert sözler söyledi tweet’leriyle ilgili sadece üç kelimelik bir baş  ği New York Times’a bir makale yazarak po yazı yayımlamıştı: “Stop, just stop!” Şimdi ül  zisyonunu Amerika ve uluslararası kamuoyu kenin geleceği (bekası) için haber alma hakkı  na aktarmayı amaçladı. Bu küresel bir propa elinden alınan toplumun ve gazetecilerin basın  ganda faaliyetiydi kuşkusuz ama aynı zaman üzerindeki baskılara karşı burada da aynı şeyi  da içerde ve dışarda yaşadığı inandırıcılık so söylemesi gerekiyor: Dur, sadece dur!   ABD ile kriz 9 Trump, Brunson’la ilgili ne demiş? Rahip Brunson müzakereleriyle başlayıp doların 6.50 TL’ye kadar tırmandığı doludizgin bir ekonomik krize dönüşen süreçle ilgili söylenecek çok şey var... Ama önce hayıflanma... Keşke bu kriz, işler bu raddeye gelmeden çözülseydi. Tabii hemen belirteyim: Brunson krizi daha erken çözülseydi, Türkiye yine de ekonomik bunalıma girecek, ABD’nin faiz yükseltmesi, Türkiye’ye has yapısal dengesizlikler ve ağır döviz borcu yüzünden zaman içinde dolar yine 6.50’lere çıkacaktı. Brunson sadece işin tuzu biberi oldu. Brunson krizinden ari, değişmeyen bir meselemiz var: Yeterince üretmiyor ama haldır haldır dolarla harcama yapıyoruz. Kurulan yeni sistem, rasyonel değil. Eninde sonunda ‘Müzik bitti!’ denilen bir an gelecek ve Türkiye ekonomisi daralacaktı. Ancak ekonomik kriz zamana yayılsaydı, en azından tedbir almak kolaylaşacak, ekonomide daha rasyonel bir tavır geliştirme fırsatı doğacaktı. Hatta bu noktada Berat Albayrak’ın ekonomi bakanı olması, belki bazı zaruri adımlar konusunda Tayyip Erdoğan’ın daha kolay ikna edilebilmesi anlamına gelebilirdi. Ancak zamanımız yok. Kriz, ABD’nin aldığı yaptırım kararıyla ‘güm’ diye geldi. Bugün özel sektörde yavaş yavaş hissediliyor; 3 ay sonra, sokakta hissedilecek. Kapalı kapılar ardında devam eden Brunson müzakerelerini, günbegün takip ettim. O yüzden hayıflanmama biraz izin verin. Çünkü masada ciddi bir mutabakat zemini vardı. Çözüm, çok yakındı. Biraz esneklik olsa, anlaşma sağlanabilir, Brunson evine gider, Hakan Atilla da eylül başında Türkiye’ye dönmüş olurdu. ABD Halkbank’a düşük (piyasaların satın alacağı cinsten) bir kınama cezası verecekti. Ancak iki taraf da şansını zorladı. Türkiye, ABD’ye son gönderdiği heyetle, Brunson’ın bırakılması karşılığında Halkbank’a yönelik OFAC yaptırımları olmamasını istedi. Beyaz Saray ise “Önce Brunson’ı bırakın” noktasında ısrarcı oldu. Donald Trump ve Tayyip Erdoğan, tarz olarak birbirine benzeyen liderler. Çatışmacı davranmaktan çekinmiyor, elitlerden nefret ediyor, uluslararası kuralları sorguluyor, pazarlığı seviyor, yeri geldiğinde dünya meselelerini şahsileştiriyorlar. İkisi de ‘Batı ittifakı’ denen kavrama şüpheyle yaklaşıyor; sanki 20. yüzyıl hiç yaşanmamış gibi dünya meselelerini büyük güçler arasında bir alver olarak görüyorlar. Bu benzerlik, başta iki liderin de birbirini sevmesine neden olmuştu. Hatırlarsanız yandaş medya, Donald Trump’ı yere göğe koyamıyor, ABD lideri ise Tayyip Erdoğan’ı her gördüğünde övgülere boğuyordu. Ancak Brunson krizinde bu hayranlık işe yaramadı. İki lider arasındaki müzakereler, resmi kanallar değil büyük ölçüde özel aracılar üzerinden gitti. Dışişleri, ancak Brunson işi akut bir krize dönüştükten sonra devreye girdi. Anladığım kadarıyla Donald Trump, Brunson’un bırakılmamasını, şahsına yapılan bir hakaret olarak algılıyor. İddia o ki, ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, ABD Başkanı’na Türkiye’nin son teklifini ilettiğinde, cevabı, “Peki. [Brunson] Kalsın o zaman!” olmuş. ABD Başkanı, ‘dostu’ kabul ettiği Tayyip Erdoğan’ın tek ricasını geri çevirmesine kızmış, Türkiye’ye yönelik yaptırım kararı alırken, herhangi bir stratejik denge ya da ittifak hukuku gözetmiyor. Ne NATO, ne de Türkiye’nin Batı’dan kopması umurunda. ABD’nin küresel gücünü, yaptırımlar üzerinden hissettirmekten keyif alıyor. Devlet meseleleri stratejik dengeler değil şahsi meseleler haline geldiğinde, herkesin başı ağrır. Şu anda yaşadığımız da bu durum. Bu yüzden de tehlikeli. Peki ne olur? Önce kötüleşir, sonra düzelir. Türkiye’nin şu zamana kadar Almanya, Hollanda ve Rusya ile yaşadığı krizlerde gördüğümüz, duygusal reaksiyonlar ve sert demeçlerle olayların önce tırmandığı, ancak birkaç ay sonra sessiz sedasız diplomatik temasların başladığı. Her üç ülkeyle de önce ipler feci şekilde koptu, ardından ‘normalleşme’ adı altında son derece ciddi barışma müzakereleri başladı. Tahminim, birkaç aylık bir gerilimden sonra ABD ile de ‘normalleşme’ ve barışma müzakereleri başlayacaktır. Ne stratejik, ne de ekonomik anlamda bu kavganın Türkiye’ye hayrı olmadığı ortada. Ancak daha büyük sorun, birkaç ay sonra ABD ile barışma olsa bile Türkiye’de ekonomik kriz ve Batı’dan kopma sürecinin artık kaçınılmaz bir hale gelmiş olmasıdır. İkisi de istemediğim senaryolar, ancak artık kaçınılmaz olarak görüyorum. Brunson 6 ay sonra serbest kalsa, Hakan Atilla evine dönse dahi, artık global konjonktürdeki yerini Batı’da görmeyen ve ekonomik olarak duvara toslamaya mahkum bir Türkiye var. Dedim ya asıl meselemiz Brunson değil; asıl sorunumuz, Türkiye krizi...  C MY B   
            
    
