25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 12 Ağustos 2018 EDİTÖR: SERKAN OZAN ‘Yeni dostlar ararız’Cumhurbaşkanı Erdoğan, New York Times’a yazdı. ABD’ye mesaj verdi Rusya ile Türkiye aynı cephede buluşur mu? Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yılında Irak tezkeresinin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) New York Times’a yaz reddedilmesine kadar dığı makalede imalı şe devam etti. TBMM’den kilde Türkiye’nin “ye çıkan beklenmedik “ha ni dostlar ve müttefikler CENK yır” oyu Rusların “Türki arayabileceğini” söyle BAŞLAMIŞ ye Batı ne isterse yapar” mesi ister istemez akıl önyargısının kırılması lara öncelikle Rusya’yı getiri nı sağladı ve eşzamanlı olarak yor. Türkiye siyasetinde çok önem Ankara ile Washington ara li bir değişikliğe gidilmesinin sındaki “Pastör Brunson kri yolu açıldı. Taktik değişikli zi” nedeniyle gündeme gelen ğin amacı Türkiye’yi Batı ittifa bu konu aslında yeni değil. 15 kından kopararak aynı cephe Temmuz darbe girişiminden de buluşmaktan çok, “düşman bu yana, yani yaklaşık iki yıl safları”nda yaşanan görüş ay dır Türkiye’nin eksen değişti rılıklarından azami ölçüde ya rip değiştirmeyeceği, Batı’dan rarlanmak, Batı’nın bölgedeki kopup kopmayacağı tartışılı surlarında gedik açmak, böy yor. İlk bakışta, gerçekten de lece Rusya’nın güçlenmesini Türkiye’nin sadece ABD ile sağlamaktı. değil, Avrupa Birliği üyesi bazı ülkelerle ilişkileri gözle görü İtirazları yok lür şekilde kötüye gidiyor, buna karşılık Rusya ile hissedilir bir yakınlaşma yaşanıyor. Bu noktada haklı olarak, “Rusya Türkiye’yi tümüyle yanına çekmek yerine neden Rusya tarifi böyle bir oyuna girişti” diye sorulabilir. 24 Kasım 2015’teki “uçak Bunun birkaç nedeni var… krizi”nin ardından toparlanma Bunların başında, Rusya’nın sürecine giren TürkRus ilişki nasıl bir dünya düzeni görmek lerinde somut gelişmeler var. istediği geliyor. Putin her ne Öncelikle barışma sayesinde kadar ülkesi bir süper güçmüş Türkiye Suriye’de sahaya dö gibi hareket etse de, ABD’ye nebildi, askeri operasyonlar kafa tutuyormuş gibi görün yaptı ve Rusya ve İran’la birlik se de aslında var olan ulusla te Astana sürecinde yer alma rarası düzene Rusya’nın fazla yı başardı. Moskova’nın bü bir itirazı yok. “Amerikan em yük önem verdiği Türk Akı peryalizmine karşı çıkan, ezilen mı Projesi ile Akkuyu Nükleer halkların dostu Rusya” işin tri Santrali’nde adımlar atıldı ve bünlere oynama kısmı. S400 füzelerinin 2019 yılında İtirazı yok çünkü, son yıllar teslim edilmesi konusunda an da dış politikada kazandığı ba laşmaya varıldı. Bütün bunlar, şarılara karşın Rusya, ABD ile iki ülke arasında siyasi, ener baş edebilecek, kurulabilecek ji ve askeri alanlardaki işbirliği yeni bir düzeni omuzlayabile nin ete kemiğe büründüğünü cek güce en azından günü kanıtlayan önemli örnekler. müzde sahip değil. Bu koşul Bu tabloya, TürkAmerikan larda bölgede yepyeni bir dü cephesinde son zamanlarda zen kurulmasından ve oluşa hiç azalmayan gerginlikler ek bilecek kaosa komşu olmak lendiğinde Erdoğan’ın “ye tansa TürkiyeBatı gerginliğin ni dostlar ve müttefikler ara den yararlanmak Rusların işi yabiliriz” derken adını verme ne geliyor. den Rusya’yı tarif ettiği sonu cunu zorlanmadan çıkarmak mümkün. Türkiye’nin ABD ve Batı itti Rusya’nın istediği Türkiye fakından koparak Moskova’ya Önemli bir neden daha yönelebileceği zaten uzun sü var… redir devam eden bir tartışma. Rusya tarih boyunca böl Ancak Türk, hatta Batı kamu gesel liderlik için kapıştığı oyunda bu tartışma hep Türki Türkiye’yi “kendinden” görmü ye eksenli yürüyor, diğer tara yor, ona hep bir “yabancı” gö fın, yani Rusya’nın ne düşün züyle bakıyor. Ortak bir geç düğü, böyle bir yakınlaşmayı miş, din, dil ve kültür paylaş arzu edip etmeyeceği üzerinde madığı Türkiye ile fazla yakın fazla durulmuyor. laşmak, bir anlamda evinin ka O zaman soru belli: Rusya pılarını açmak istemiyor. Rus Türkiye ile aynı cephede bulu ya öyle bir Türkiye istiyor ki, ne şur mu? tümüyle “karşı cephe”de yer Soruya kestirmeden yanıt alsın ne de çok yakınında ol vermek gerekirse, hayır! sun ama mutlaka kontrol ede Peki, neden? bileceği bir uzaklıkta bulun Geleneksel düşman sun. Bu taktik yardımıyla Ruslar aynı zamanda, Türkiye üze Bunu anlamak için öncelik rinden ABD’yi bölgede, önce le Rus stratejistlerin Türkiye’ye likle Karadeniz’de zayıflatma bakış açısına, Türkiye’yi nere hesapları da yapıyor. “Yeterli ye konumlandırdığına bakmak yakınlıkta tutarak kontrol etme” gerekiyor. planı Rusya için önemli çün “Soğuk Savaş” döneminde kü Türkiye ile işbirliğinin geçi saflar çok kesin çizgilerle çi ci bir nitelik taşıdığını, bölge zilmişti, Moskova’nın gözün sel liderlik için iki ülkenin er ya de Ankara, NATO’nun ileri ka da geç karşı karşıya geleceğini rakolu dışında bir anlam taşı düşünüyor, dolayısıyla yakının mıyordu. Sovyetler Birliği’nin da tutarak Ankara’nın hırsları yıkılmasından sonra bu ba na gem vurmaya çalışıyor. kış açısında bir değişiklik ol Kısacası Rusya, kendinden madı, hatta 1990’lı yıllarda, ya görmediği, Kafkasya, Orta As ni Rusya tarihinin en zayıf dö ya ve Ortadoğu’daki uzun va nemlerinden birini yaşarken deli planlarına kuşkuyla baktı Türkiye’nin Kafkasya ve Orta ğı bir ülkeyle aynı çatı altında Asya’ya yönelik hırsları iki ülke buluşmaktansa, NATO üye arasında ciddi gerginlik kayna si ama ittifakla ilişkileri sorun ğıydı. Kremlin’deki geleneksel lu bir ülkeyi çıkarları açısından “düşman Türkiye” algısı 2003 tercih ediyor. BAŞSAĞLIĞI Üniversitemiz GSF Seramik ve Cam Tasarımı Bölümü Emekli Öğretim Üyesi, üniversiteleşme sürecinde yeniden yapılandırılan Temel Sanat Eğitimi Bölümü’nün Kurucu Bölüm Başkanı Kıymetli Hocamız PROF. OKTAY ANILANMERT 9 Ağustos 2018 tarihinde vefat etmiştir. Değerli hocamıza Tanrı’dan rahmet, Üniversitemiz mensuplarına, öğrencilerine, ailesine ve yakınlarına başsağlığı dileriz. Hocamızın naaşı, 13 Ağustos 2018 Pazartesi günü saat 11.00’de Üniversitemiz Fındıklı Yerleşkesi Osman Hamdi Bey Salonu’nda düzenlenecek törenin ve Dolmabahçe Camii’nde kılınacak öğlen namazının ardından Yeni Ayazağa Mezarlığı’nda toprağa verilecektir. MİMAR SİNAN GÜZEL SANATLAR ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ Türkiye ile ABD arasındaki gerilim sürerken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD’nin önde gelen gazetelerinden New York Times için bir makale kaleme aldı. “Türkiye, ABD ile Krizi Nasıl Görüyor?” başlıklı makalede, iki ülke arasında son dönemde yaşanan gerginliğe değinen Erdoğan, “ABD, Türkiye’nin alterna ERDOĞAN’A DÜZELTME Erdoğan’ın makalesinde hata olduğu ortaya çıktı. ABD’nin ihtiyacı olduğu dönemlerde Türkiye’nin yardımına koştuğunu anlatan Erdoğan, buna örnek olarak Kore Savaşı ile 1962 yılındaki SSCB ile ABD arasında yaşanan Küba füzeleri krizini örnek gösterdi. Makalenin ilk halinde, füze krizinin tepe noktaya vardığı dönemde, ABD’nin gerilimi “Türkiye’ye Jüpiter füzesi yerleştirerek” dağıttığı bilgisi yer aldı. Oysa ABD, Jüpiter füzelerini tiflere sahip olduğunu kabul etme Türk topraklarına Küba Füzeleri krizi çıkmadan önce yer lidir. Bu tek taraflılık ve saygısızlık leştirmişti. SSCB’nin Küba’daki füzeleri çekmesi karşılı trendini tersine çeviremezlerse yeni dost ve müttefikler aramaya başlayacağız” ifadelerini kullandı. Türkiye ve ABD’nin stratejik ortak olduğuna işaret eden Erdoğan, ABD’nin Türk halkının endişelerini anlayamadığını ve saygı duyama ğında, ABD de Türkiye’deki Jüpiter füzelerini geri çekmişti. Makalenin internet üzerinde yayımlanmasının ardından gazetenin geçtiği düzeltme metninde “Bu makalenin önceki versiyonunda Türkiye’ye Jüpiter füzelerinin yerleştirilmesine ilişkin detaylar yanlış verilmiştir” denildi. Düzeltme notunda, “1962’de Kennedy yönetimi, İtalya ve Türkiye’deki Jüpiter füzelerini çekerek, Küba’daki Sovyetler füzelerinin kaldırılmasını müzakere etmişler dığını vurguladı. Son yıllarda iki ül dir. Küba füze krizinde Türkiye’nin böyle bir hamle yap kenin ortaklığının ABD tarafından tığı gerçeği yansıtmıyor” denildi. l Haber Merkezi anlaşmazlıklarla sınandığını kayde den Erdoğan, “Ne yazık ki bu tehli ettiği suçlaması bulunan Amerikan vatanda keli trendi tersine çevirme çabalarımız boşa şı Andrew Brunson’ın tutuklanmasını gerek çıktı. ABD, Türkiye’nin egemenliğine saygı çe göstererek Türkiye ile tansiyonu artıracak duymaya başlayıp, milletimizin karşı karşıya birçok adım attığını vurguladı. Erdoğan, şu olduğu tehlikeleri anladığını ispatlayamazsa ifadeleri kullandı: ortaklığımız riske girebilir” dedi. “Hükümetimi hukuki sürece müdahale et Türkiye’nin hayal kırıklığı meye zorlamaya çalışmak anayasamıza ya da ortak demokratik değerlerimize uygun değil 15 Temmuz kanlı darbe girişimine değinen dir. Kötülüğün dünyanın her yerinde pusu Erdoğan, “Türk halkı, ABD’den bu saldırıyı ya yattığı bir dönemde, uzun zamandır müt kesin bir dille kınamasını ve Türkiye’nin se tefikimiz olan ABD’nin Türkiye’ye karşı attı çilmiş hükümetiyle dayanışmasını dile getir ğı tek taraflı adımlar sadece ABD’nin çıkar mesini istedi. ABD bunu yapmadı. Bu da yet larına ve güvenliğine zarar verir. Çok geç ol mezmiş gibi Türkiye’nin iki taraflı bir anlaş madan, Washington ilişkilerimizin asimet ma ile Fetullah Gülen’in iadesi için yaptığı ta rik olabileceği yanlış düşüncesini bir kena lepte hiçbir ilerleme kaydedilmedi.” ra bırakmalı ve Türkiye’nin alternatiflere sa TürkiyeABD ilişkilerinde başka bir hayal hip olduğunu kabul etmelidir. Bu tek taraflı kırıklığının ise PYD/YPG’ye ABD’nin verdi lık ve saygısızlık trendini tersine çeviremez ği destek olduğuna dikkati çeken Erdoğan, lerse yeni dost ve müttefikler aramaya başla ABD’nin, hakkında bir terör örgütüne yardım yacağız.” l NEW YORK / AA Özgür medya bir gün herkese lazım Medya ve siyasi tarih açısından çok ilginç günlerden geçiyoruz. Türkiye, tarihinin en bü rununun boyutlarını da gösteriyordu. Türk medyası üzerindeki baskı san sür otosansür dünyadaki hiçbir ülke yük ekonomik ve dış politika krizlerin ile kıyaslanmayacak ölçüde ağır. Batı den biriyle ile karşı karşıya. Toplum lı medya kuruluşları popülist yönetim sal tartışmanın ve itirazların canlı olma lerin yönlendirmesiyle ve kendi yapısal sı gereken bu dönemde yüzde 90’ı hü KEMAL sorunları nedeni ile inandırıcılık krizi ya kümet yanlısı hale getirilen medya ve GÖKTAŞ şıyor. Buna karşılık Türk medyası artık muhalefet başka hiçbir dönemde, hiç bir varlık yokluk noktasına gelmiş du bir ülkede kolay kolay rastlanmayacak bir sus rumda. Son kriz, halkı asgari bilgilendiren bir kunluk ve atalet sergiliyor. Medya, döviz kur medyanın ortadan kalktığını gösterdi. Medya larındaki korkunç yükselişi bile distopyalara kuruluşlarının yüzde 90’ı bir propaganda bül özgü bir karartmayla görmezden geldi. Aslın tenine dönüşmüş durumda. İşte bu nedenle da iktidar yanlısı medya döviz krizini tetikleyen Erdoğan da sesini dünyaya duyurabilmek için ABD ile yaşanan siyasi krizde ise resmi açıkla geçmişte ağır sözler ettiği ve Türkiye düşman malar ve hamaset yüklü haberler dışında okuru lığı ile özdeşleştirdiği bir Amerikan gazetesin bilgilendirmekten kaçındı. Türk halkı, kendisi de makale yazmayı tercih etti. ni yoksullaştıran ve ülke ekonomisini çökertebilecek, uluslararası alanda ülkeyi yepyeni bir Trump’ı eleştiriyorlar dönüşümün eşiğine getiren gelişmelerden ha Erdoğan’ın makale yazmayı tercih ettiği New bersiz kaldı.  York Times, Trump’a karşı eleştirel tutumuyla Bu krizde de iktidar ve medyası, bütün biliniyor. New York Times’ın yayıncısı Berker, farklı görüşleri ‘düşman’ kategorisinde etiket Trump ile bir görüşme yapmış ve gazetecile ledi. Gazeteler ve televizyonlar, krizin neden re halk düşmanı demeyi bırakmasını istemiş leri, etkileri, sonuçları ve olası yönelimleri ile ti. Trump’ın Türkiye krizinde attığı adımlar da ilgili bilgilendirme yerine karartma ve hükü Türk medyasının aksine kendi yönetimine kar met propagandasını tercih etti. Türk kamuoyu şı suskunluğa girmeyen Amerikan medyasın krizi tetikleyen rahip Brunson davasına ilişkin da sık sık eleştiriliyor. Öyle ki, Anadolu Ajan objektif haberler alamadığı gibi ABD ile yapı sı (AA) ABD medyasındaki bu eleştirilere iliş lan görüşmelerin içeriğine ilişkin de herhangi kin haberleri servis ediyor. AA son olarak ser bir bilgiye de ulaşamadı. Hürriyet Washington vis ettiği haberde Trump’ın Türkiye’ye ilişkin temsilcisi Cansu Çamlıbel’in Türkiye ve ABD ek vergi uygulamalarını eleştiren ABD medya arasındaki pazarlıklara ilişkin önemli bilgiler kuruluşlarının haberlerinden alıntılar yapmıştı. içeren yazısının gazetenin internet sitesinden Habere göre, CNN, Trump’ın ek vergi kararı apar topar kaldırılması, sansürün boyutlarını nın ulusal güvenlik ile ilgili izahının yapılamadı göstermesi bakımından oldukça çarpıcıydı. ğı eleştirisi yaparken, Washington Post, bu ka Her yerin gazete olsa... rarın ilişkileri olumsuz etkilemekten başka bir işe yaramayacağını yazdı. Benzer haberlerin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın New York Ti ana akım Türk medyasında yayımlanmasının mes’taki makalesi işte tam da böyle bir ka artık imkânsız olması bir yana, Trump’ın Erdo rartma ortamında yayımlandı. Oysa Eylül ğan yönetimini suçlayan bir makalesinin her 2014’te Erdoğan IŞİD’in Türkiye üzerinden hangi bir Türk gazetesinde yayımlanması ha petrol ticareti yaptığına ilişkin haberleri nede linde o gazetenin başına geleceklerini bir dü niyle New York Times’a sert tepki göstermiş şünün... İktidar temsilcileri, medyası ve troller ve röportaj talebini reddetmişti. 2015 yılında tarafından vatana ihanetten casusluğa pek çok ise Erdoğan, New York Times’ın benzer ha iftiraya muhatap kalırdı.  berlerini “edepsizlik, alçaklık, adilik” olarak nitelemiş ve “Her yerin gazete olsa, her yerin Dur, sadece dur! den kin kussan avucunu yalarsın” demişti. New York Times, Trump’un basın düşmanı Erdoğan geçmiş yıllarda sert sözler söyledi tweet’leriyle ilgili sadece üç kelimelik bir baş ği New York Times’a bir makale yazarak po yazı yayımlamıştı: “Stop, just stop!” Şimdi ül zisyonunu Amerika ve uluslararası kamuoyu kenin geleceği (bekası) için haber alma hakkı na aktarmayı amaçladı. Bu küresel bir propa elinden alınan toplumun ve gazetecilerin basın ganda faaliyetiydi kuşkusuz ama aynı zaman üzerindeki baskılara karşı burada da aynı şeyi da içerde ve dışarda yaşadığı inandırıcılık so söylemesi gerekiyor: Dur, sadece dur!  ABD ile kriz 9 Trump, Brunson’la ilgili ne demiş? Rahip Brunson müzakereleriyle başlayıp doların 6.50 TL’ye kadar tırmandığı doludizgin bir ekonomik krize dönüşen süreçle ilgili söylenecek çok şey var... Ama önce hayıflanma... Keşke bu kriz, işler bu raddeye gelmeden çözülseydi. Tabii hemen belirteyim: Brunson krizi daha erken çözülseydi, Türkiye yine de ekonomik bunalıma girecek, ABD’nin faiz yükseltmesi, Türkiye’ye has yapısal dengesizlikler ve ağır döviz borcu yüzünden zaman içinde dolar yine 6.50’lere çıkacaktı. Brunson sadece işin tuzu biberi oldu. Brunson krizinden ari, değişmeyen bir meselemiz var: Yeterince üretmiyor ama haldır haldır dolarla harcama yapıyoruz. Kurulan yeni sistem, rasyonel değil. Eninde sonunda ‘Müzik bitti!’ denilen bir an gelecek ve Türkiye ekonomisi daralacaktı. Ancak ekonomik kriz zamana yayılsaydı, en azından tedbir almak kolaylaşacak, ekonomide daha rasyonel bir tavır geliştirme fırsatı doğacaktı. Hatta bu noktada Berat Albayrak’ın ekonomi bakanı olması, belki bazı zaruri adımlar konusunda Tayyip Erdoğan’ın daha kolay ikna edilebilmesi anlamına gelebilirdi. Ancak zamanımız yok. Kriz, ABD’nin aldığı yaptırım kararıyla ‘güm’ diye geldi. Bugün özel sektörde yavaş yavaş hissediliyor; 3 ay sonra, sokakta hissedilecek. Kapalı kapılar ardında devam eden Brunson müzakerelerini, günbegün takip ettim. O yüzden hayıflanmama biraz izin verin. Çünkü masada ciddi bir mutabakat zemini vardı. Çözüm, çok yakındı. Biraz esneklik olsa, anlaşma sağlanabilir, Brunson evine gider, Hakan Atilla da eylül başında Türkiye’ye dönmüş olurdu. ABD Halkbank’a düşük (piyasaların satın alacağı cinsten) bir kınama cezası verecekti. Ancak iki taraf da şansını zorladı. Türkiye, ABD’ye son gönderdiği heyetle, Brunson’ın bırakılması karşılığında Halkbank’a yönelik OFAC yaptırımları olmamasını istedi. Beyaz Saray ise “Önce Brunson’ı bırakın” noktasında ısrarcı oldu. Donald Trump ve Tayyip Erdoğan, tarz olarak birbirine benzeyen liderler. Çatışmacı davranmaktan çekinmiyor, elitlerden nefret ediyor, uluslararası kuralları sorguluyor, pazarlığı seviyor, yeri geldiğinde dünya meselelerini şahsileştiriyorlar. İkisi de ‘Batı ittifakı’ denen kavrama şüpheyle yaklaşıyor; sanki 20. yüzyıl hiç yaşanmamış gibi dünya meselelerini büyük güçler arasında bir alver olarak görüyorlar. Bu benzerlik, başta iki liderin de birbirini sevmesine neden olmuştu. Hatırlarsanız yandaş medya, Donald Trump’ı yere göğe koyamıyor, ABD lideri ise Tayyip Erdoğan’ı her gördüğünde övgülere boğuyordu. Ancak Brunson krizinde bu hayranlık işe yaramadı. İki lider arasındaki müzakereler, resmi kanallar değil büyük ölçüde özel aracılar üzerinden gitti. Dışişleri, ancak Brunson işi akut bir krize dönüştükten sonra devreye girdi. Anladığım kadarıyla Donald Trump, Brunson’un bırakılmamasını, şahsına yapılan bir hakaret olarak algılıyor. İddia o ki, ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, ABD Başkanı’na Türkiye’nin son teklifini ilettiğinde, cevabı, “Peki. [Brunson] Kalsın o zaman!” olmuş. ABD Başkanı, ‘dostu’ kabul ettiği Tayyip Erdoğan’ın tek ricasını geri çevirmesine kızmış, Türkiye’ye yönelik yaptırım kararı alırken, herhangi bir stratejik denge ya da ittifak hukuku gözetmiyor. Ne NATO, ne de Türkiye’nin Batı’dan kopması umurunda. ABD’nin küresel gücünü, yaptırımlar üzerinden hissettirmekten keyif alıyor. Devlet meseleleri stratejik dengeler değil şahsi meseleler haline geldiğinde, herkesin başı ağrır. Şu anda yaşadığımız da bu durum. Bu yüzden de tehlikeli. Peki ne olur? Önce kötüleşir, sonra düzelir. Türkiye’nin şu zamana kadar Almanya, Hollanda ve Rusya ile yaşadığı krizlerde gördüğümüz, duygusal reaksiyonlar ve sert demeçlerle olayların önce tırmandığı, ancak birkaç ay sonra sessiz sedasız diplomatik temasların başladığı. Her üç ülkeyle de önce ipler feci şekilde koptu, ardından ‘normalleşme’ adı altında son derece ciddi barışma müzakereleri başladı. Tahminim, birkaç aylık bir gerilimden sonra ABD ile de ‘normalleşme’ ve barışma müzakereleri başlayacaktır. Ne stratejik, ne de ekonomik anlamda bu kavganın Türkiye’ye hayrı olmadığı ortada. Ancak daha büyük sorun, birkaç ay sonra ABD ile barışma olsa bile Türkiye’de ekonomik kriz ve Batı’dan kopma sürecinin artık kaçınılmaz bir hale gelmiş olmasıdır. İkisi de istemediğim senaryolar, ancak artık kaçınılmaz olarak görüyorum. Brunson 6 ay sonra serbest kalsa, Hakan Atilla evine dönse dahi, artık global konjonktürdeki yerini Batı’da görmeyen ve ekonomik olarak duvara toslamaya mahkum bir Türkiye var. Dedim ya asıl meselemiz Brunson değil; asıl sorunumuz, Türkiye krizi... C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle