22 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KULTUR 14 Tekirdağ’da Plastik Sanatlar Çalıştayı başladı Tekirdağ’ın merkez Süleymanpaşa Belediyesi’nin düzenlediği 5. Bisanthe Uluslararası Plastik Sanatlar Çalıştayı, 7 ülkeden 28 sanatçının katılımıyla başladı. Çalıştay 8 gün sürecek ve 6 Temmuz günü düzenlenecek olan resim sergisi ile sona erecek. Çalıştayda üretilen eserler, Ahmet Erensoy Gençlik Merkezi’nde sergilenecek. Çalıştay kapsamında ayrıca resim sanatçısı Devrim Erbil’in kişisel sergisi de sanatseverlerin beğenisine sunulacak. l DHA EDİTÖR: eMRAH KOLUKISA TASARIM: İLKNUR FİLİZ [email protected] Pazar 8 Temmuz 2018 Rıfat Ilgaz vefatının 25. yılında anıldı Roman, şiir ve öykü yazarı Rıfat Ilgaz, ölümünün 25. yılında çeşitli etkinlilerle anılıyor. Ilgaz için doğduğu şehir olan Kastamonu’da düzenlenen “23. Cide Rıfat Ilgaz Sarı Yazma Kültür ve Sanat Festivali”nde yürüyüş düzenlendi. Festival kapsamında, yazarın doğduğu evin önünden bele diye meydanına kadar süren yürüyüşün ardından Atatürk Anıtı’na çelenk konuldu. Cide Belediye bir kattıysa o ilçesine on katmıştır. Sadece ilçesi ne değil Kastamonu’yu, Türkiye’yi eserleriy le dünyaya tanıtmış tır” ifadelerini kullan dı. 2 Temmuz Sivas Ma dımak Olayı’nda baş ta yakın dostu Asım Be Rıfat Ilgaz zirci olmak üzere birçok kişinin katledildi Başkanı Nejdet Demir ise Rı ği haberine çok üzülen fat Ilgaz’ın Cide’yi dünyaya du Ilgaz, bundan 5 gün sonra, yuran nadide bir yazar olduğu 7 Temmuz 1993’te evinde nu söyledi. Ilgaz’ın Türkiye’nin vefat etmiş ve Zincirlikuyu önemli bir değeri olduğunu be Mezarlığı’na, Asım Bezirci’nin lirten Demir, “Cide Rıfat Ilgaz’a yanına defnedilmişti. 2 Temmuz acısı... Rıfat Ilgaz’ın oğlu Aydın Ilgaz geçen hafta Asım Bezirci ile Rıfat Ilgaz’ın mezarları başında yapılan anmada Sivas Katliamı’na sonrası babasının yaşadığı acıyı şu sözlerle aktarmıştı: “2 Temmuz haberi aldığımızda babamla beraberdik, tiyatro vardı. ‘Abbas Yolagiden’ tiyatro oyunu oynanacaktı. Ona bizimle gelmesini söyledim, gelmedi. İyi ki gelmemiş, haberi orada duyduk. İyi haberi duyarız diye bekledim ama Asım abinin vefat ettiğini duyduk. Babamdan sakladım; pazar akşamı mecbur kaldık babama söylemeye. O gece babam suskun kaldı. Bir şeyler söyledi söyleyemedi. Cumhuriyet gazetesinden aradılar ve, ‘Ne düşünüyorsun? Yazar mısın’ diye sordular. Babam da ‘yaşam ve ölümün bir anlamı kalmadı her şey yalama oldu artık, Asım da öldü Çimen de öldü’ yazısını yazdı.” Harbiye’de Sertab’ın Müzikali Denizbank Açıkhava Konserleri kapsamında sahne alan Sertab Erener, izleyiciyi iki saatlik müzikal bir zaman yolculuğuna çıkardı Bir sahne düşünün. Sadece ses, müzik, dans yok. 1990’lardan bu güne yaşanmışlıklar var, bir zaman tünelindeyiz. Şarkı lar birbirini takip ederken sı ra Kız Leyla’ya geldiğinde yer lerimize mıh lanıyoruz. Münevver’in, DİLEK ŞEN Özgecan’ın, Eylül’ün, Leyla’nın ba kışları barkovizyonda, ses leri Erener’in sesinde, ya rım bırakılmış yaşamları ayakta...“Bir daha vurmasın lar kız çocuklarını.” Türkçe müziğin güçlü ses lerinden Sertab Erener, önce ki akşam “Sertab’ın Müzika li” ile Harbiye Açıkhava’day dı. Erener, 25 yıllık sanat ya şamını 1990’lar ve 2000’lerde söylediği 37 şarkıyla özetledi. Açıkhava’yı dolduran müzik severler, 2 saat boyunca bir zaman tünelinden geçtiler. Sa natçı, gösterinin ilk bölümün de Yalnızlık Senfonisi’nden Lâl’e, Rüya’dan Aslolan Aşktır’a, Vur Yüreğim’den Unutursun’a sevilen pek çok şarkısını dinleyiciye sundu. Neredeyse hiç konuşmadı; durmadan, yorulmadan şarkı Sertab Erener ‘Kız Leyla’ adlı şarkısıyla katledilen kız çocuklarını andı, tüm Açıkhava ayakta alkışladı söyledi. Bazen kendini teypten dinledi bazen de geçmişinin kıyısında yüzdü. “Aldırma Deli Gönlüm” dediğinde ise; dinleyici gösterinin başından beri koruduğu dinginliğini terk etmiş, Erener’in enerjisi hak ettiği karşılığı bulmuştu. ‘Bastırın Kızlar’ Erener, hemen ardından dinleyicisine Mecbursun’u hediye etti. Daha sonra, barkovizyonda sanatçının 20 Temmuz’da çıkaracağı “Bastırın Kızlar” teklisinin videosu döndü. Sanatçı videoda, kadınlardan “Biz her şeyi yapabiliriz” diyerek video çekmesi ni ve #bastırınkızlar etiketiyle bu videolarını kendisiyle paylaşmalarını istedi. Erener, sık sık değiştirdiği kostümleriyle yılların içinden geçip 2003’e geldiğinde, Eurovision Şarkı Yarışması’nda Türkiye’ye birincilik kazandıran şarkıyı, Everyway That I Can’i, söylemeye başladı. Dinleyici, o günlerden tanıdık o elbiseyi ve koreografiyi gördüğünde heyecanla sanatçıyı uzun süre alkışladı. Erener; ikinci bölümde Koparılan Çiçekler, Hani Kimi Zaman, Açık Adres, İyileşiyorum, Rengârenk’in de aralarında olduğu şarkılarını söyledi. Dinle yiciler, “Çok büyük emek var bu işte” diye diye Erener’in enerjisini kutsadı. “Ellisini geçti; ama Sertab, Sertab işte” diyenler, “İyi ki geldim” diyenler gittikçe artıyordu. Leyla’ya ağıt Gösterinin yüreklere dokunan şarkısı ise “Kız Leyla” oldu. Erener, siyah duvakla sahnedeydi bu kez; “Kız Leyla ayağa kalk hemen! Kalk çabuk, topla kırıklarını. Kız Leyla pusuya yat hemen. Bir daha vurmasınlar kız çocuklarını” diyordu. O sırada konser alanındaki tüm kadınlar ayağa kalktı ve katledilen kız ço cuklarını uzun bir alkışla andı. Münevver Karabulut, Özgecan Aslan, Eylü, Leyla’nın bakışları barkovizyonda, sesleri Erener’in sesinde, yarım bırakılmış yaşamları ayaktaydı. Sertab Erener, “Açık Adres” şarkısını söylerken sahneden indi, dansçı arkadaşlarıyla birlikte dinleyicilerinin yanına geldi. Harbiye’yi dans ederek turlayan sanatçı, sahneye döndüğünde çoşkulu bir vedayla müzikseverlere ve gösteri için emek veren çalışma arkadaşlarına teşekkür etti. Nihayetinde gitti, akıllarda Leyla’yı bırakarak... Örümcek Adam’ın yaratıcısı öldü Amarikan çizgi roman efsanesi Stan Lee ile birlikte Örümcek Adam ve Doctor Strange’in yaratıcısı olarak tanınan Steve Ditko 90 yaşında hayata veda etti. Marvel’in en popüler süper kahramanlarından Örümcek Adam’a çizgileriyle hayat veren Ditko 2 Kasım 1927’de Pennsylvania’da dünyaya geldi. Batman’in çizeri Jerry Robinson’ın öğrencisi olarak New York’ta eğitim alan Ditko 1953 yılında profesyonel hayata atıldı. Kısa süre sonra yazar Joe Simon ve Captain America’nın yaratıcısı çizer Jack Kirby’nin stüdyosunda çalışmaya başladı. 1955’in sonlarında, sonradan Marvel Comics’e dönüşecek Atlas Comics ile çalışmaya başlayan Ditko günümüzde klasik olarak kabul edilen Strange Tales’in birçok macerasını çizdi. Yine burada ilk kez Stan Lee ile tanıştı. Stan Lee’nin bir fikrinden hareketle Marvel tarafından yeşil ışık yakılan yeni bir kahraman için önce Jack Kirby ile çalışmaya başlayan Lee, onun çizimlerinden memnun Örümcek Adam’ın ilk görüldüğü kapak 1962 tarihli Amazing Fantasy’ye aitti. olmadığı için rotayı Steve Ditko’ya çevirdi ve böylece 1962’de Örümcek Adam efsanesi doğmuş oldu. Lee ile birlikte Doctor Octopus, Lizard, Sandman, Electro ve Green Goblin gibi Örümcek Adam’ın unutulmaz düşmanlarını da yaratan Ditko, 25. sayıdan itibaren yazar olarak da künyeye dahil oldu. İkili daha sonra yine bir başka popüler kahraman olan Doctor Strange’i de yaratacaktı. 29 Haziran’da New York’taki evinde ölü bulunan Ditko’nun kalp hastalığı sonucu hayatını kaybettiği açıklandı. Günlerin getirdiği... Yasa boğulduk. Ayağa kalktık, pankartlarla yürüdük, protestolar ettik, haykırdık, imzalar topladık... Hâlâ sürdürüyoruz isyanı. İki küçük kız çocuğu... Eylül ve Leyla... Ateş elbet düştüğü yeri yakar ama bu kez sanki tüm toplum da yandı... Fırsat bu fırsat kimilerinin iştahı kabardı: “Çocuk istismarcılarını idam edelim” diyerek topluma idamı geri getirme yolunda kolları sıvadı... Dünyanın her yerindeki beyler, beyefendiler, ağalar, herifler, pezevenkler; idam çözüm değil, hiçbir yerde olmadı, olamaz da! Çocuk istismarı, gökten zembille inmiş tekil bir şey değil ki! Bir bütünün, bir zihniyetin parçası! Eğitim sisteminin; hukuk sisteminin bir parçası: Siz çocukları kız erkek diye daha bebeklikten ayırırsanız... Cinsiyet rolleri ve cinsiyet kalıplarını daha ilkokulda kafalara sokarsanız... Cehalete övgüler düzerseniz... Ülkenizde 2018 yılının ilk 6 ayında 206 kadının öldürülmesine göz yumarsanız... “Rızası vardı” ya da “iyi hal” nedeniyle rezilliği kışkırtırsanız... Son 10 yılda 482 bin 908 kız çocuğunun devletin izniyle evlendirilmesini; son 6 yılda 142 bin 298 çocuğun anne olmasını ve bu çocukların büyük kısmının dini nikâh ile evlendirilmesini (TÜİK verilerigerçeği çok daha fazla) normal karşılarsanız... Kadın bakanlığının kaldırılmasına, kadını salt “annelik” rolü ve “aile içinde” konumlandıran bir kuruma razı olursanız... İsterseniz tüm ülkeyi idam edin... Yine de bu kafayla bu sorun çözülmez! HHH Şu yukarıdaki satırları yazarken, içimden nedense hep o ünlü şarkıyı mırıldanıyordum: “Günlerin bugün getirdiği baskı zulüm ve kandır / Ancak bu böyle gitmez, sömürü devam etmez.” Benim yaştakiler anımsadınız mı? Sözleri Cem Karaca’ya; bestesi Sarper Özsan’a ait, işçi ve emekçiler için bestelenmiş 1 Mayıs şarkısı... Moral veriyor, tavsiye ederim siz de söyleyin... Aziz Nesin İki gün önce Aziz Nesin’in aramızdan ayrılışının 23. yıldönümüydü. (Nasıl da uçuyor zaman. Daha dün... Nasıl da geçmek bilmiyor zaman...) Almanya’nın Deutsche Welle televizyonu (Neyran Elden) bir anma programı gerçekleştirdi. (https://youtu.be/ Sm0wGr21jao adresinden izleyebilirsiniz. Ya Türkiye’de??? Güldürmeyin beni.) Aziz Nesin Vakfı’nın yöneticisi Süleyman Cihangiroğlu, Adnan Özyalçıner ve benimle konuştular... Hepimiz, birbirimizden habersiz onun eğitime, özgür düşünceye verdiği önemi ve o “borç duygusunu” vurgulamışız. Bir değil daha çok Aziz Nesin’imiz olsaydı, bugün Türkiye bu durumda olmazdı. Sonsuzluğa göçmeden 2 gün önce Foça konuşmasında şöyle demişti: “Yarın bugünden kötü olacak. Nereden biliyorum, çünkü, dün bugünden iyiydi...” Onu sevgiyle, saygıyla anarken “Ödenemeyen” adlı şiirini de sizlerle paylaşıyorum. “Ey benim halkım / Ey benim eliaçık gözü kapalım / Yüreği açık dili bağlım / Ey benim en güzelim / Ey benim en çirkinim Yiyemedin yedirdin / İçemedin içirdin / Giyemedin giydirdin / Okuyamadın okuttun / Kendin üşüdün yağmurda karda / Ama beni korudun Varından değil yoğundan verdin / Az az değil çoğundan verdin / Ah ne az ne az aldın / Ama çok ne çok verdin / En az aldın en çok verdin / Almadan vermek sana özgü Utanırım aldıklarım demeye / Gücüm yetmez borcun ödemeye / Bende hakkın çoktur halkım / Değil böyle bir Aziz / Bin Azizler olsa yetmez / Aldığını vermeye / Utanırım hakkını helal et demeye / Dünya durdukça durasın halkım.” C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle