24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 6 Temmuz 2018 EDİTÖR: ŞEHRİBAN KIRAÇ TASARIM: SERPİL ÜNAY Sözleşmeler yenilensin Enflasyondaki rekorun ardından işçi ve memur, sözleşmelerin boşa düştüğünü vurgulayarak ücretlerinin artırılmasını istiyor Enflasyondaki rekor artışla DİSK’in “tüm ücretler artırılsın” çağrısının ardından me na göre memurlar ortalama 162.4 lira enflasyon farkı alacak. 15. derecenin 1. kademesindeki bir hiz enflasyon rakamlarının çok altında toplusözleşme imzalandığına işaret eden Bozgeyik, önümüzdeki dönem mur konfederasyonları da 2 yıllık metli 122.1 lira enflasyon farkı de kurdaki yükselişle, doğalgaz baş toplu sözleşmenin revize edilmesini ödemesi alırken, bu rakam 16 yıl ta olmak üzere yeni zamlarla enf istedi. KESK OHAL’in lık hizmetlide 123.8 lira olacak. lasyonun daha da artacağını belirt bütün sonuçları ile Hemşire, ebe, sağlık memuru, ti. Bozgeyik,“OHAL sürecinde imza birlikte ortadan kal 152.4 lira enflasyon farkı alırken, lanan sözleşmede yapılan yüzdelik dırılmasını, OHAL’de lise mezunu bir memura 137.1 li artışlar da revize edilmeli. Kayıp imzalanan toplusöz ra, üniversite mezunu memura ise lar karşılanmalı. Çocuk, aile, eş yar leşmenin revize edile 147.9 lira enflasyon farkı verilecek. dımlarının güncellenmesi gereki MUSTAFA rek ekonomik hak ka ÇAKIR yıplarının giderilme sini talep etti. Türkiye KamuSen de, memur ve emekliler Bu yıl için memur ve memur emeklisine yüzde 4+3.5 zam verildi. ‘Destek paketi’ istendi yor” dedi. Ayrıca, 3600 ek gösterge açıklamasının da seçim vaadi olarak kalmamasını, sadece öğretmenlere, polislere değil tüm kamu emekçile için yeni ekonomik destek paketleri açıklanmasını istedi. Büro Emekçileri Sendikası (BES) ise ilk 6 aydaki kaybın 700 lira olduğunu, enflasyon farkı ile bunun sadece 150 lirasının karşılanacağına dikkat çekti. Memur ve memur emeklisi maaşları yılın ilk yarısında yüzde 5.17 eridi. Bu ayın 15’inde enflasyon farkı maaşlara yansıtılacak. Türkiye KamuSen’in hesaplaması Türkiye KamuSen Başkanı Önder Kahveci, geçen yıl imzalanan toplusözleşmenin uygulandığı ilk altı ayda hiçbir yürürlüğü ve anlamı kalmadığına dikkat çekti. KESK Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik, enflasyon resmi olarak yüzde 15.3 olarak açıklansa da, çarşıpazara göre oranın yüzde 20’nin üzerinde olduğuna dikkat çekti. MemurSen ile hükümet arasında rine yansıtılmasını da istedi. KESK’e bağlı BES, yılın ilk altı ayında kamu emekçilerinin kaybının 150 dolar seviyesinde iken enflasyon farkı adı altında 150 liralık iyileştirme yapılacağına dikkat çekti. BES, “Dolar bazında kamu emekçilerinin satın alma gücünde 700 TL’lik bir azalma oluşurken bu kaybın ancak 150 TL’si karşılanmaktadır” vurgusu yaptı. l ANKARA Cargill işçisinden, ‘çadır’ uyarısı Bursa’da bulunan Cargill fabrikasında Türkİş’e bağlı Tek Gıdaİş Sendikası’na üye oldukları için işten atılan ve 80 gündür direnen Cargill işçileri, İstanbul Ataşehir’deki Cargill Genel Müdürlüğü önünde oturma eylemi başlattı. İşçiler, talepleri için olumlu bir dönüş yapılmadığı takdirde Cargill Bursa (Orhangazi) fabrikası önünden İstanbul’da bulunan Cargill Genel Müdürlüğü’ne yürüyerek, genel müdürlük önünde çadır kuracaklarını açıkladı. 2014’ten itibaren sendikanın fabrikada başlattığı örgütlenme çalışması daha önce birçok işçinin işten çıkarılmasına rağmen sürmüş, Cargill sendikaya tazminat ödemişti. Oturma eyleminde sendika adına açıklama yapan Suat Karlıkaya, “İşten atılan arkadaşlarımız bir an önce işe alınsın” dedi. Metal çalışanları işini geri istiyor Tuzla Serbest Bölge’de kurulu Çin serma yeli CSUN fabrikasında ücretleri ödenmediği için direnen metal işçileri bugün Çin Konsolosuğu önünde haklarını arayacak. Birleşik Metal İş Sendikası’ndan yapılan açıklamaya göre, sendika üyesi işçiler ücretlerinin ödenmemesi üzerine 18 Haziran’dan itibaren üretimi durdurarak fabrika önünde direnişe başladı. Şirketin yaşadığı krizin faturasının işçilere kesilmek istendiği belirtilen açıklamada, emek dostları sendika başkanı Adnan Serdaroğlu ve merkez yöneticilerinin katılımı ile Çin Halk Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosluğu önünde olacağı toplantıya çağrıldı. Toplantı, konsoloslukta 11.30’da olacak. 160 makarna işçisi greve çıktı Bolu’da, D100 Karayolu üzerinde bulunan bir makarna fabrikasında çalışan Tek Gıda İş Sendikası’na bağlı 160 işçi, toplu iş sözleşmesinde önerilen yüzde 20’lik zam oranına karşılık yüzde 15’lik teklif sunulması üzerine grev başlattı. İşçiler sabah saatlerinde fabrikanın önünde toplanırken, bu sırada idari kadro ve yöneticiler de işyerinin balkonundan eylemi izledi. Jandarma ve polis ekipleri güvenlik amacıyla fabrika önünde hazır bulundu. İşçiler sloganlar attıktan sonra fabrikanın 2 giriş kapısına ‘Bu iş yerinde grev vardır’ yazılı pankart astı. Tek Gıda İş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Türkel, taleplerinin karşılanmaması halinde grevle rini aylarca sürdüreceklerini belirterek, “Biz grevin mümkün olan en kısa zamanda bitmesini isteriz. Biz greve başladığımızda en az 3 ay süreceğini göz önüne alarak başlarız. Bu işletme 3 ay, 5 ay, 8 ay greve dayanacaksa biz çalışanlarla birlikte dayanmaya hazırız. Sendika olarak çalışanlarımıza 8 ay, 1 yıl bakarız bunu kimse unutmasın. Tek Gıda İş Sendikası grevi amaç olarak gören bir sendika değildir. Ama işletmelerimiz çalışanların emeklerinin ücretlerinden tasarruf ederek kârlarını sürdürmek için böyle bir anlayışı ortaya koyarsa bizim tavrımız net ve sert olur. Elimizi uzatmışız. Talebimizi verdiğiniz an bu grev biter” dedi. l Ekonomi Servisi Seçim bitti kervan kaldığı yerden yola düzüldü. Kervan derken 80 milyon nüfuslu koca Türkiye’den bahsediyorum. Gelir adaletsizliğinin her yıl daha da derinleştiği ülkemizden... Ama bakıyoruz, TÜİK verilerine göre ‘ciddi maddi yoksunluk’ oranı yüzde 30.3’ten 32.9’a çıkmasına, nüfusun yüzde 14.3’ünün yoksulluk sınırının altında olmasına rağmen 16 yıldır ülkeyi yönetenlere bir kez daha “sizden çok memnunuz, yönetmeye devam” vizesi verenlerin çoğu yine onlar. Yine bakıyoruz, en zengin yüzde 20’lik dilimin de keyfi yerinde. Fortune 500 Türkiye listesindeki şirketlerin kârları yarıdan fazla artmış (yüzde 52.3). Ama kârlarını artırırlarken istihdam artışı yaşanmamış (sadece yüzde 2.5). Fortune 500 içinde finansal kurumlar yok. Ama o cephede de kârlılık hayli artmış durumda. Demek ki gidişattan en rahatsız olan kesim ortadaki gelir diliminin içinde bulunanlar. Bir yandan iyi yaşamak, iyi bir evde oturmak, tatil yapmak, çocuklarının iyi eğitim alması gibi çağdaş dünyanın temel gereksinimlerini karşılamaya çabalarken öte yandan da işlerini kaybetme korkusunu her an enselerinde hissedenler... Kervan yola koyuldu ama yol artık daha önce olmadığı kadar engebeli. Bir yandan kur ve enflasyon sarmalının giderek bir kısır döngüye dönüşüyor olması ve istihdam yaratamayan büyüme modeli; öte yandan tüm dünyada endüstriyel robotların kullanımı başta olmak üzere, siber fiziksel sistemlere ve yapay zekâya dayalı gelişen bir küresel ekonomi gerçeği... Ki bunu kısaca Endüstri 4.0 olarak tanımlıyoruz. Türkiye’de ise sanayinin olgunluk seviyesi ortalama olarak Endüstri 2.0 ile Endüstri 3.0 arasında bir yerde. Ortalama diyoruz çünkü otomotiv, ilaç, savunma ve havacılık gibi sektörlerde Sanayi 4.0’ün endüstriyel robotlara dayalı üretiminin varlığını da göz ardı Kervan yeniden yolda ama... edemeyiz. Ancak hem belirli sektörler hem de sınırlı sayıda işletme oluşu ülke bütününe çıtayı atlatmaya yeterli olamıyor. Hep tekrarlıyoruz, bir kez daha anımsatalım. TL en çok kıymet kaybeden iki paradan biri. Neden? Çünkü ekonominin döviz ihtiyacını kars¸ılayacak kadar teknoloji üretip satamıyoruz. Sanayi üretiminde ithal girdilerin payı yüzde 60 dolayında. Günübirlik plansız politikalar ve neyi ucuza üretiyorsa onda uzmanlaşan kafa yapısı sonucunda erken sanayisizleşme olgusunu aşamadı ve düşük ve orta teknolojilere kilitlendi. Bayram Ali Eşiyok HBT Akademi’nin ekitaplar serisinde yer alan “Türkiye Sanayi 4.0’a Hazır mı?” kitabında bu konuyu çok iyi anlatıyor, öneririm.. Yüksek teknoloji yoğunluklu ürünlerde dünya ihracat payı hâlâ yüzde 0.10’larda seyrediyor. İma lat sanayiinde orta ve yüksek teknoloji yoğunluklu sektörlerde yaratılan katma değerin toplam imalat sanayii katma değeri içindeki payı ise sadece yüzde 30. Yol engebeli dedik. Bunun bir nedeni de eğitim ve istihdam politikaları arasındaki uyumsuzluk. Türkiye’de egˆitim kalitesi son derece yetersiz, temel beceriler eksik. Üstelik genç nüfusun neredeyse üçte biri ne egˆitime ne ekonomiye katılıyor. Bunu OECD, Pisa verileri ile daha birçok uluslararası veri tüm çıplaklıgˆı ile gözler önüne seriyor. AKP iktidarının asla önemsemediği ama Türkiye’nin geleceği için yaşamsal olan bir diğer unsur da bas¸arılı beyinlerin ülkeyi terk ediyor olmaları. Türkiye’de gelecek göremeyenlerin sayısı hızla artıyor. Bas¸arılı akademisyenler, nitelikli beyaz yakalılar, gençler kapagˆı yurtdıs¸ına atmak için çes¸itli yollar arıyorlar. Hepsi birbiri ile bağlı bunların. Çünkü ülkelerin teknolojide sagˆladıkları bas¸arının arkasında bilimde, özellikle de temel bilimlerde ulas¸tıkları kapasite var. ManpowerGroup’un 12 yıldır hazırlanan yetenek açığıyla ilgili raporunun 2018 verilerine göre Türkiye, yüzde 66 yetenek açığıyla listenin 6’ncı sırasında. En fazla yetenek açığı olduğu alan ise “nitelikli işçi” . Bu sorunların hiçbirinde acil adımlar atılmadan kervanın ilerlemesi mümkün değil. Bu böyle biline... Kadın Bakanlığı’nı yeniden kurun Bir zamanlar bu ülkenin bir Kadın Bakanlığı vardı. Kadını birey olarak değil sadece aile içindeki konumu ile sınırlandıran AKP zihniyeti, bakanlığı devam ettirmedi. İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği Koordinatörü Nazan Moroğlu önceki gün basın açıklaması yaparak “Bakanlıklar yeniden yapılandırılırken Kadın Bakanlığı unutulmasın” çağrısında bulundu. Kadın nüfusunun yüzde 74’ünün ilköğretimden sonra okula devam edemediği; çalışmak isteyen her on kadından sadece üçünün istihdam edilebildiği; TBMM’deki 600 milletvekili arasında sadece 104 kadının yer alabildiği; kadına yönelik şiddetin doludizgin devam ettiği, çocuk istismarının sürdüğü bu yapının değişmesi için Kadın Bakanlığı elzem. Dileriz İKKB’nin bu haklı çağrısı ses bulur. ekonomi 11 Döviz borcu korkutuyor İnşaat ve gayrimenkulün 52 milyar dolara ulaşan döviz kredisi stoku, kurlardaki artış nedeniyle mali açıdan endişe yaratıyor İnşaat sektörü ve inşaat malzemeleri sanayisinde, ikinci çeyrekte faaliyetler yavaşlarken şirketlerin mali yapıları da zarar görmeye başladı. Haziran 2018’de inşaat sektöründe mevcut işlerin seviyesi 3.6 puan düştü. Bu gerilemede mali göstergelerdeki bozulmalar ile finansman olanaklarındaki sıkılaşma etkili oldu. Alınan yeni iş siparişleri, nisanda bir önceki aya göre 1.5 puan yükseldikten sonra mayısta 2.2 puan, haziranda ise 3.4 puan geriledi. Böylece seçim kararı alınmasının ardından yeni alınan işler endeksinde nisana göre 5.6 puan geriledi. Seçimin yarattığı belirsizlikler inşaat sektöründe yeni iş siparişlerini de olumsuz etkiledi. Yeni siparişlerin geleceği ise yeni dönemde uygulanacak politikalara göre şekillenecek. Yapılandırma yolda Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği’nin ‘Haziran 2018 Sektör Raporu’na göre, inşaat sektöründe Şubat 2018 itibari ile yur stoku içinden yeniden yapılandırma talepleri ortaya çıkabilme ihti mali çok yüksek. Konut satışlarında geçen yılın eylül ayın tiçi ve yurtdışında alın dan itibaren ortaya çı mış olan toplam 39.3 mil kan gerilemeye önlem ola yar dolar tutarında dö rak mayısta konut kre viz kredisi stoku bulunu di faizlerini aylık ortala yor. Gayrimenkul sektö ma yüzde 0.99’a indiren ründe ise aynı tarih iti bir kampanya başlatıldı ve bariyle döviz kredisi sto birçok banka bu oranı uy ku 12.59 milyar dolar ci guladı. Buna bağlı olarak varında. Her iki sektörün aylık konut kredisi faiz toplam 51.89 milyar dolara ulaşan döviz kredisi stoku dö A KAÇINoranollaarraıkyügzedrçee1k.l1e2ş Bozulan ti. Ancak uygu BOZULM ILMAZ viz kurlarındaki makroeko lamanın azal artış nedeniy nomik dengele ması ile bir le mali olarak rin iyileştirilmesi ve likte hazi endişe ya mali göstergelerde ran ayın ratıyor. Her yeniden istikrar sağ da banka iki sektörün döviz kredilerinden oluşan toplam stokun 29.24 milyar doları yurtiçindeki bankalardan, 22.65 milyar doları ise yurtdışındaki bankalardan lanması için sıkılaştırıcı cılık sek maliye ve para politikala töründe rına ihtiyaç duyuluyor. Bu konut na bağlı olarak uygulanacak sıkılaştırma politikalarının şiddetine göre inşaat sektöründeki faaliyetlerde de en azından 612 aylık bir yavaşlama kaçınılmaz olacak. Genişletici politikalar uygulanması halinde ise makro dengeler ile mali göstergelerdeki bozulmalar inşaatı daha olumsuz etkileyebi kredisi ortalama aylık faiz oranları yeniden yüzde 1.18’e yükseldi. Konut kredisi faiz oranların alınmış bulun lecek. da artış devam maktadır. Bu kredi edecek. Kiraya yüzde 16.57 zam Eğer kira sözleşmesini geçtiğimiz yıl temmuz ayında yaptıysanız zam zamanı geldi. Peki kira artış oranı Temmuz 2018’de ne kadar? Kira artış oranı borçlar kanununa göre Yurtiçi Üretici Fiyat Endeksi’ne (ÜFE) göre yapılıyor. ÜFE’nin 12 aylık ortalaması dikkate alınarak kira artışı belirleniyor. Yurtiçi üretici fiyat endeksi (YİÜFE), 2018 Haziran’da bir önceki aya göre yüzde 3.03, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 15.52, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 23.71 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 16.57 artış gösterdi. Yani kira artış oranı Temmuz 2018’de yüzde 16.57. Mevcut kiranızın bin TL olduğunu varsayarsak zam oranı şöyle yansıyacak. Kira beleli: 1000 TL Kira zam oranı: Yüzde 16.57 Kira zammı: 165.7 TL Zamlı yeni kira beledli: 1.165.7 TL SEKTÖRDEN n Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu, Fethullahçı Terör Örgütü’ne mali destek sağladığı gerekçesiyle devredilen Dumankaya Şirketler Topluluğu’nun Gebze’deki plazasını satışa çıkardı. 6 katlı plaza 18 milyon 500 bin TL’ye satılacak. Kapalı teklif usulü ile gerçekleşecek ihaleye teklifler 27 Temmuz 2018’e kadar yapılabilecek. İhale 31 Temmuz 2018’de yapılacak. n Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Fatma Varan, imar barışı ile ilgili “8 Haziran’dan bu yana 2 milyona aşkın başvuru var” dedi. Türkiye ‘yarı şeffaf’ Ticari gayrimenkul şirketi JLL’nin iki yılda bir hazırladığı ‘Gayrimenkul Şeffaflık Endeksi 2018’ raporuna göre Türkiye, 100 ülke arasında bir önceki çalışmaya kıyasla üç basamak yükselerek 41’inci sırada yer aldı. Yatırımı etkiliyor Listenin zirvesinde İngiltere var. İkinci sırayı Avustralya, üçüncü sırayı ise ABD alıyor. Bu ülkeler ve listenin ilk 11 sırasındaki ülkeler ‘Yüksek Derecede Şeffaf’ kategorisinde yer alıyor. Türkiye’nin yer aldığı ‘Yarı Şeffaf’ ül keler grubu ise, 33’üncü sıradaki Çin ile başlıyor, 60’ıncı sıradaki Macau ile son buluyor. Listenin son sırasında ise Venezüella var. JLL’nin 100 ülkede ve toplam 158 şehirde yaptığı kapsamlı araştırmalar sonucu ortaya çıkan şeffaflık endeksi, küresel ölçekte projeler gerçekleştiren yabancı yatırımcılar için ‘karar verme’ açısından kilit rol oynuyor. Bir ülkenin gayrimenkuldeki şeffaflık performansı, o ülkeye gerçekleştirilmesi muhtemel yabancı yatırımlara yön veriyor. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle