Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Pazar 15 Temmuz 2018 8 EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ haber TASARIM: İLKNUR FİLİZ 9 İki yıl önce bu gece Sakin başlamış, sakin biteceğe benzeyen bir gündü. Yaz günü gün uzun sürer ya, biz de daha akşam karanlığı çökmeden gazeteyi gece sorumlusu takıma devredip, devretmekte biraz da acele edip paydos etmiştik. Bir arkadaş evinde, iki yaşlı yaz bekârı kendimize salata hazırlamış, birkaç çeşit peynir ve iyice soğutulmuş beyaz şarap eşliğinde bir yaz gecesi keyfine başlamış, hatta şaraptan birer yudum da içmiştik ki lânet olası cep telefon öttü: Abi, Boğaziçi köprüsünde tuhaf bir hareketlilik var. Askerler köprünün bir yönünü kapattı. Öbür yön serbest. “Askerler” denmese yerimden bile kımıldamazdım. “Askerler” dendi, yerimden kımıldadım; ilk bulduğum taksiye atlayıp Cumhuriyet’in yolunu tuttum. Yolda taksinin radyosu ne olduğu anlaşılmayan bir önemli haberi, ne olduğunu anlatamadan laf gevelemekteyken cep telefonu yine öttü. Abi Ankara’da jetler alçak uçuşa geçti. Camlar bile patlayacak gibi sarsılıyor. Meclis civarında uçan helikopterler de var… Ne diyeyim? Üç darbe yaşamış bir gazeteciysen “Neden, nasıl, ne oluyor” diye sormazsın. Ama taksinin meraklı şoförü sordu Ne oluyor abi? Darbe oluyor darbe… HHH Sonra meslek açısından aşırı yorucu, aşırı gergin ve bitmek bilmeyen bir gece başladı. Gazetenin yazıişleri takımıyla, Ankara bürosundan haber aktaran arkadaşların telefonuna yansıyan ses duvarını aşmış jet gümbürtüsü eşliğinde hiç de uzun sürmeyen bir toplantı yaptık. Ertesi sabah yayımlanacak Cumhuriyet’in ana manşetini saptadık: “Çözüm demokrasi” Jet gümbürtüsü İstanbul’a da ulaşmış; köprü üstünde askerler sivilleri silahlarla taramış; öldürülenlerin sayısı ürkütücü boyutlara ulaşmış; TRT ekranında kendine “Yurtta Sulh Konseyi” adını münasip görmüş darbecilerin bildirileri okunmaya başlamış iken de, yani görünüşe göre darbe başarıya ulaşmış gibiyken de o başlık hiç değişmedi. Ardından Birinci Ordu Komutanının darbeyi reddeden açıklaması ekranlarda yansıdığında, onun da ardından CNN Türk ekranında Tayyip Erdoğan’ın halkı darbeye karşı direnmeye çağıran açıklamasını dinlerken de o başlığı değiştirmeyi hiç düşünmedik. Sabaha yaklaşmış, baskı saatine gelmişken darbe girişiminin sonucunu hiç düşünmeden o başlığı değiştirmedik: “Çözüm demokrasi” HHH Bu, Cumhuriyet’in, darbe girişiminin en hızlı saatlerinde, “Ya darbeciler kazandıysa ya da kazanırsa” sorusunu sorma yüreksizliğine asla düşmeden verdiği bir demokrasi sınavı idi. Cumhuriyet darbe girişiminin bastırılışının hemen ardından, darbecilerin kesinlikle ve en ağır ölçülerde cezalandırılmasını savunmaktan, ancak darbe girişimini “Allahın bir lütfu” sayıp darbeden haberi de olmayan, ucundan kıyısından bile bulaşmamış, asla desteklememiş siyasal rakipleri ve muhalifleri tasfiye niyet ve kararlılığı ayan beyan olunca “Cadı avına hayır” diyen bir demokrasi savunusunda da asla geri kalmadı, geri adım atmadı. Anlaşıldı ki darbeye karşı çıkma kararlılığı kadar hukuku, hukukun üstünlüğünü, hukuk devletini yani en kestirme terimiyle “demokrasi”yi ısrarla, inatla savunmak suç sayılacakmış. Çok değil sadece birkaç ay sonra Cumhuriyet yöneticilerinin, yazarlarının evleri sabahın köründe basıldı ve hepsi de polis nezarethanesine kondu. Ardından 12 arkadaşımızın en kısası 10 ay, en uzunu 19 ay süren Silivri zindanı günleri başladı. 15 Temmuz darbe girişiminin ikinci yılında Cumhuriyet’in öyküsünün özeti bundan ibaret. “Sen o gece ve sonrasında ne yaptın baba, dede” diye soracak çocuklarımıza, torunlarımıza göğsümüzü gere gere anlatacağımız onurlu bir öykü bu... Cumhurbaşkanı Erdoğan İstanbul’da olacak Fethullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz’daki kanlı darbe girişiminin ikinci yılında, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nde, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da katılımıyla tören düzenlenecek. Erdoğan, Ankara’daki programını tamamladıktan sonra 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nde düzenlenecek yürüyüşe katılacak ve burada halka hitap edecek. Etkinlikler kapsamında, 15 Temmuz Şehitler Makamı’nın hemen altındaki 1500 metrekarelik alanda inşaatı devam eden “15 Temmuz Şehitler Müzesi”nin de kısmi açılışı gerçekleştirilecek. 15 Temmuz Şehitler Köprüsü bugün saat 14.00’te trafiğe kapatılacak. Belediyeler ve bağlı kuruluşlarınca yürütülen toplu taşıma hizmetleri bugün saat 06.00’dan başlayarak pazartesi günü saat 06.00’ya kadar ücretsiz sağlanacak. 249 yurttaşIN katledildiği VE 2 bin 196 kişiNİN YARALANDIĞI FethullahÇı Terör Örgütü tarafından gerçekleştirilen darbe girişiminİN 2. YILDÖNÜMÜ Inadına demokrasi, inadına hukuk Savaş uçakları ve helikopterlerle başta Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni bombalamaktan ve sokakta darbeye direnen yurttaşlara kurşun sıkmaktan çekinmeyen darbeciler, en büyük zararı Türkiye’nin demokratikleşme mücadelesine verdiler. İktidar, siyasi ayağı açığa çıkarmak ve darbenin önlenmemesinde ihmali olanlara hesap sormak yerine, 15 Temmuz’u ve OHAL’i kendi çıkarları için kullandı. OHAL’de darbe karşıtlığı ile bilinen on binlerce muhalif kamu çalışanı işlerinden edildi, tutuklandı, gazeteler kapatıldı. 2004’teki MGK kararına rağmen 1725 Aralık 2013 tarihine kadar FETÖ ile mücadele etmek yerine örgütün devletin tüm kurumlarına sızmasına yol açan AKP iktidarının yetkilileri hesap vermedi. Meclis’teki araştırma oldubittiye getirildi. Ogece Meclis’teki tüm partilerden vekiller darbeye karşı ortak ses verdi. Ancak bu bile AKP’nin tek adam rejimi için Meclis’in yetkilerinin elinden alınması planını değiştirmedi. OHAL koşullarında yapılan düzenlemelerle TBMM yetkisizleştirildi. TRT’de Gülen’in ilahisi 15 Temmuz’un ikinci yılında TRT’nin Diyanet kanalında güftesi Fethullah Gülen’e ait “Bulanlar Hakkı Buldu” adlı ilahi yayımlandı TRT ile Diyanet İşleri Başkanlığı’nın ortak imzaladığı protokol ilkelerine da yalı olarak 2012 yılın dan bu yana yayın ha yatına devam eden TRT Diyanet kanalında Fet hullah Gülen skanda SİNAN TARTANOĞLU lı yaşandı. Kanalda 22 Haziran’da akşam sa atlerinde, yayımlanan Tasarruf Musikisi programında, bes tesini Ahmet Hatipoğlu’nun, güftesi ni ise Fethullah Gülen’in yazdığı bir ilahi seslendirildi. “Bulanlar Hakkı Buldu” adlı ilahinin bant yayın olma sı nedeniyle denetimden geçerek ya yımlanması dikkat çekti. Sızıntı’da yayımlanmış Gülen’in bu şiirinin Sızıntı dergisinin 1984 yılı Mart ayı sayısında “O’nun Yolunda” başlığı ile yayım landığı ortaya çıktı. Şiirin, “Bulanlar Hakkı buldu, buldular can içinde, Kalanlar yolda kaldı, kaldılar zan içinde. Dünya gaddar ve yaman, etraf sisli ve duman. Böylece kalmak ziyan, en az zaman içinde” mısraları dikkat çekti. ‘Resmen mesaj’ RTÜK’ün CHP kontenjanından seçilen üyesi İlhan Taşcı, “Görünün o ki FETÖ Pensilvanya’da firarda, güftesi Diyanet’in kanalında. FETÖ ile mü cadele edildiği söylenirken, neredeyse her gün operasyon düzenlenirken, nasıl oluyor da TRT Diyanet kanalında Fethullah Gülen’in güftesi yayımlanabiliyor. Hem de darbe girişiminin seneyi devriyesinde. Anlaşılan o ki kripto FETÖ’cüler işbaşında. Devletin kanalında FETÖ’nün bir numarası güftesiyle resmen ‘ben buradayım’ mesajı veriyor. Eğer terörle mücadale ise FETÖ’nün bir numarasının güftesini yayınlayanlar hakkında derhal işlem yapılmalıdır” ifadelerini kullandı. Görevine son verildi Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada, idari soruşturma sonrasında sorumluluğu tespit edilen personelin görevine son verildiği belirtilip adli soruşturma sürecinin sürdüğü ifade edildi. l ANKARA Saat saat darbe girişimi Başkanlığı vuruldu. 44 polis şehit oldu. n 00:02: MİT helikopterlerle ta randı. n 14:30: Kara Havacılık’ta görev n 00:13: Darbeci askerler TRT’de li binbaşı O.K., MİT’e giderek Hakan zorla darbe bildirisi okuttu. Fidan’ın kaçırılacağını, bunun darbe n 00:24: Cumhurbaşkanı Erdoğan, girişimi olabileceğini bildirdi. CNNTürk haber televizyonuna bağla n 16:16: MİT Müsteşarı Hakan Fi narak darbeye karşı halkı meydanla dan, Genelkurmay İkinci Başka ra çağırdı. nı Yaşar Güler’i telefonla araya n 00:56: Ankara Emniyet Müdürlü rak bilgi verdi ve ayrıntıları anlat ğü binası bombalandı. ması için Müsteşar Yardımcısını n 01:31: Erdoğan, Dalaman Genelkurmay’a gönderdi. Havalimanı’na getiren helikopterden n 17:32: MİT Müsteşar Yardımcısı, inerek Cumhurbaşkanlığı ATA uçağına Yaşar Güler’i bilgilendirdi. bindi. Uçak 01:43’de havalandı. n 17:54: Yaşar Güler, Genelkur n 02:35: TBMM bombalandı. may Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’ı lusi Akar’ın makam odasına girdiği, kendisi n 03:20: Erdoğan’ı taşıyan uçak bilgilendirdi. ne “Komutanım operasyon başlıyor, her İstanbul’a geldi. n 18:10: MİT Müsteşarı Hakan Fidan, Ge kesi alacağız, taburlar tugaylar yola çık n 03:24: TBMM 2. kez bombalandı. nelkurmay Karargâhı’na gelerek Hulusi Akar tı, biraz sonra göreceksiniz” diyerek darbe n 04:00: Ankara Cumhuriyet Başsavcılı ve komutanların yaptığı toplantıya katıl yi tebliğ etti. Akar’ın tepki göstermesi üze ğı, FETÖ/PDY terör örgütü ile irtibatlı yargı dı, “gelen ihbarın daha büyük planın parçası rine darbeciler içeri girdi ve Genelkurmay görevlileri, Yurtta Sulh Konseyi üyesi gene olabileceğini” beyan ederken darbeden hiç Başkanı’nı derdest etti. ral, amiral ve askerlerle darbeye teşebbüs söz etmedi. n 21:20: Akıncı’dan yola çıkan 33 özel kuv faaliyetine katılan askerler hakkında gözal n 18:30: Akar, havada bulunan araçların vetçi Genelkurmay Karargâhı’na ulaşarak tı kararı verdi. indirilmesi emrini verdi. komuta katına yöneldi. n 04:42: Erdoğan’ın Marmaris’te konakla n 19:25: Orgeneral Akar, 4. Kolordu Ko n 22:21: Genelkurmay Karargâhı mesaj ve dığı ve gece yarısı ayrıldığı otele helikopter mutanı Korgeneral Metin Gürak’ı arayarak, evrak dağıtım sistemi (MEDAS) üzerinden lerden ateş açıldığı, helikopterlerden inen Etimesgut Zırhlı Birlikler Okulu’ndan hiçbir “SIKIYÖNETİM DİREKTİFİ” konulu mesaj “tüm yüzleri maskeli ve ağır silahlar taşıyan asker tank ve zırhlı aracın çıkmaması emrini verdi. bakanlıklar” adreslerine gönderildi. ler oteli abluka altına aldı. n 19:26: Hakan Fidan, Marmaris’te bulu n 22:28: Haber kanallarında “İstanbul Bo n 04:54: Erzurum’dan 2 adet F16 uça nan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı aradı, ulaşa ğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet köprülerinin ğı H188 yetkisiyle (Uçak Düşürme Yetkisi) mayınca koruma müdürüyle güvenlik ön Anadolu’dan Avrupa’ya geçiçi Jandarma ta kalktı. Bu durum darbeye teşebbüs faaliye lemleri hakkında görüştü, ancak darbe ihba rafından trafiğe kapatıldı” şeklinde son daki tinin başlamasından itibaren, darbenin ön rından hiç söz etmedi. ka haberlerinin yapılmaya başlandı. lenmesi için ilk karşı hareket bu saat itibarıy n 19:26: Yaşar Güler’in özel kalem mü n 22:35: Diyarbakır 8.Ana Jet Üs la başladı. dürü Yarbay Bünyamin Tümer, darbeci ge Komutanlığı’ndan 6 adet F16 uçağı izinsiz n 06:19: Cumhurbaşkanlığı Külliyesi ya neral Mehmet Partigöç’ün odasına giderek kalktı. Ankara semalarında alçak uçuş yapan kınındaki köprülü kavşak ve otopark bom komutanlar ve MİT Müsteşarı arasında yapı uçaklar, Akıncı Üssü’ne indi. balandı. lan görüşmeler hakkında bilgi verdi. n 23:02: Başbakan Binali Yıldırım, NTV’ye n 06:52: Başbakan Binali Yıldırım tarafın n 20:22: Hakan Fidan, karargahtan ayrıldı. telefonla bağlanarak “Emir komuta dışında dan Genelkurmay Başkanlığına vekâleten n 20:23: Akıncı 4. Ana Jet Üs bir kalkışma olduğunu” açıkladı. 1. Ordu Komutanı Orgeneral Ümit Dündar Komutanlığı’nda toplanan 33 Özel Kuvvet n 23:03: Hulusi Akar, Genelkurmay’dan atandı. ler görevlisinin Genelkurmay Karargâhı’na helikopterle Akıncı Üssü’ne götürüldü. n 08:03: Akıncı Üssü’ndeki pistler uçak doğru bir otobüs ile yola çıktı. n 23:05: Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, ların kalkmasını engellemek amacıyla bom n 20:46: Darbenin gece saat 03:00’da darbeye teşebbüs eden askerlerle ilgili so balandı. başlayacak olması nedeniyle karargâhtan ruşturma başlattı. n 09:06: Hulusi Akar’ı Akıncı’dan alan heli erken ayrılan Genelkurmay Stratejik Daire n 23:18: Emniyet Genel Müdürlüğü Hava kopter, Çankaya Köşkü’ne indi. Başkanı Tümgeneral Mehmet Dişli, Genel cılık Daire Başkanlığı, darbeci F16’lar tarafın n 12:57: Başbakan Binali Yıldırım, Çankaya kurmay Karargâhı’na geri döndü. dan bombalandı. 7 kişi şehit oldu. Köşkü’nde açıklama yaparak darbe girişimi n 21:00: Tümgeneral Mehmet Dişli, Hu n 00:00:33: Emniyet Özel Harekât Daire nin önlendiğini açıkladı. Fethullahçı Terör Örgütü tarafından gerçekleştirilen 15 Temmuz kanlı darbe girişimi sonucunda 249 yurttaş yaşamını yitirdi, 2 bin 196 kişi yaralandı. Darbe girişimin üzerinden 2 yıl geçmesine karşın soru işaretleri ortadan kalkmadı. En önemlisi bunca zaman FETÖ’nün siyasi ayağına dokunulamadı. 2004 yılında MGK’de alınan Fethullah Gülen cemaatiyle mücadele kararına rağmen, suçun miladı olarak 1725 Aralık 2013 tarihini esas aldı. 17 Aralık’tan önce muhalefetin uyarılarına ve MGK kararına rağmen FETÖ, bizzat iktidar tarafından açıkça desteklendi, ortaklık yapıldı. Hükümetin bakanları, belediye başkanları, valileri, aldıkları kararlarla verdikleri desteklerle cemaatin büyümesine imkân verdi. Dönemin Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, MGK kararı uygulamadıklarını yıllar sonra açıklarken bir savcı da bunun hesabını sormadı. Cemaatin devlet içinde güçlenmesine özellikle ordu, emniyet ve mülkiyede kadrolaşmasına imkân veren bakanlardan hiçbirisi yargılanmadı. Eski İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in arasında olduğu FETÖ lehine kararlar alan, arsa ve bina tahsis eden belediye başkanları yargılanmadı. “Cemaat devleti ele geçirmiş, buna kargalar güler” diyen eski AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik unutuldu. 15 Temmuz’a kadar cemaate yakın duran Bülent Arınç’ın FETÖ ile ilişkileri ortaya çıkarılmadı. Diğer yandan 15 Temmuz darbe girişiminin başarılı olması halinde kimin başbakan ve bakan olacağı sorusu aydınlatılamadı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “FETÖ’nün bizim dönemimizde büyüdüğünü reddetmem” sözündeki büyümenin nasıl desteklendiği ortaya konulmadı. Neden haber verilmedi? 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili karanlıkta kalan en önemli bölüm ise darbenin önceden haber alınmasına karşın neden kamuoyu ve devletin üst düzey yöneticileriyle paylaşılmadığı oldu. Kara Havacılık Komutanlığı’nda görevli binbaşı O.K’nin MİT’e 14.30’da gider darbeye ihbar etmesine karşın, bu bilgi sadece Hakan Fidan ile Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ile bir grup komutan dışında kimseyle paylaşılmadı. 15 Temmuz gecesi tüm hava sahasının kapatılması kararı, ne Başbakan ne de Cumhurbaşkanı ile paylaşılmadı. Bu durumu Hakan Fidan’a sorduğunu belirten dönemin Başbakanı Binali Yıldırım “cevap veremediğini” söylerken, neden görevden almadığına ilişkin soruya ise “Dere geçerken at değiştirilmez” yanıtını verdi. İhbarın alındığı saatlerde kamuoyuyla paylaşılması durumunda girişim başlamadan sona erecek ve 249 yurttaş hayatını kaybetmeyecekti. Yargılamalarda ise toptancı anlayışla hareket edildi. Tatbikat denilerek götürülen ve kendilerini darbenin ortasında bulan askeri öğrenci ve erlere ceza verildi. RAPOR BASILAMADI 26Temmuz’da AKP ve muhalefet partilerinin verdiği araştırma önergeleri birleştirilerek görüşüldü ve TBMM Darbe Araştırma Komisyonu kuruldu. Ancak komisyon çalışmalarına AKP’nin üye vermeyi geciktirmesi nedeniyle 4 Ekim 2016’da başlayabildi. AKP, zaman içinde komisyonun çalışmaları ve dinlenen kişilerin parti aleyhinde bilgi vermeleri üzerine rahatsız olmaya başladı. Komisyonun yalnızca 3 aylık çalışması yeterli görüldü. Raporun hazırlanması tam 6 ay sürdü. 12 Temmuz’da TBMM Başkanlığı’na sunulan rapora, muhalefetten habersiz ekleme yapıldığı ortaya çıkınca tartışmalar yaşandı. CHP 70 sayfalık ek şerhte, AKP ile FETÖ arasında yıllar itibarıyla gerçekleşen ilişkiler belgeleriyle sıralandı. TBMM Başkanlığı, komisyonun raporundan ek şerhi çıkararak basmak istedi. Ancak CHP’nin müdahalesi üzerine basım durduruldu. 26. yasama dönemi sona erince basılamayan raporu da ‘hükümsüz’ kaldı. yıllarca uyardı Cumhuriyet gazetesi, Fethullah Gülen’in devleti ele geçirme planlarını yıllar öncesinden deşifre etmişti. Cemaatin devletin kurumlarına nasıl sızdığını; Emniyet ve askeri teşkilatları nasıl ele geçirdiğini manşetleriyle kamuoyunun gündemine getirmişti. Gazetemiz yazarları köşelerinde ve kitaplarında yaşamı boyuncu FETÖ’nün devletteki yapılanmasını anlatarak teh like çanlarının çaldığını kaleme aldı, yazdı. İktidar ve taraftarları Gülen’e ‘Hocaefendi’ derken Cumhuriyet gazetesi FETÖ diyordu. AKP kurulmadan önce gazetemiz 22 Şubat 2002’de manşetinden “Gülenciler terör örgütü” başlığıyla çıkıyordu. Gazetemize ‘Gülen’e hakaret edildiği’ gerekçesiyle yüzlerce dava açıldı. Gülen’in dava açtığı yazarımız Hikmet Çetinkaya’nın yazı dizisi mahkeme kararıyla yasaklandı. Yıllar sonra FETÖ’yle mücadelede simge olan Çetinkaya ve Cumhuriyet gazetesi çalışanları ‘iftira iddianamesi’ ile bu örgütle ortaklık yapanlar tarafından cezaevine konuldu. Sekiz duruşma boyunca iddianamedeki bütün iddialar tek tek çürütülmesine karşın Cumhuriyet yazar ve çalışanlarına hapis cezası verildi. ‘Hesap verecekler’ Kılıçdaroğlu, diktatörlük rejiminin 15 Temmuz’a dair pek çok sorunun yanıt bulmasını engellediğini belirtti. CHP lideri, siyasi sorumluların yargıda hesap vereceğini söyledi İŞ DÜNYASI: Demokrasiyle önlenir n TÜSİAD Başkanı Erol Bilecik: “Bu hain girişimin hemen ardından uluslararası medyada yayımladığımız ilan metninde de ifade ettiğimiz üzere, ‘demokrasiye müdahaleler ancak demokratik standartları yükselterek ve hukukun üstünlüğünü güçlendirerek önlenebilir.’ Toplum olarak demokrasi için verdiğimiz mücadele önümüzdeki döneme de ışık tutmalıdır. Türkiye özgürlükler, güvenlik, adalet ve refah ülkesi olarak ancak toplumsal uzlaşma ve çoğulculuk içinde 15 Temmuz’un yarattığı sarsıntıyı geride bırakabilir. TÜSİAD olarak bu süreçte evrensel demokratik ilkelerin ve Cumhuriyet değerlerinin savunucusu olmaya ve bu yönde emek vermeye devam edeceğiz.” n TİM Başkanı İsmail Gülle: “Artık dünyada hiç kimse, ülkemiz üzerinde oyun oynanamayacağını çok iyi biliyor. Bu ülkede ve yakın çevremizde, bize rağmen yaşanabilecek bir gelişme yok.” n İTO Başkanı Şekip Avdagiç: “Elimiz işte, gözümüz ufukta... Türkiye’nin ekonomik cephesinde de nöbetteyiz. Her günü 15 Temmuz, her yeri Şehitler Köprüsü bilmek zorundayız. Biz de 15 Temmuz şehitlerine layık olabilmek için ekonomik destanlar yazacağız.” n TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu: “Darbe girişimi olmasaydı ekonomimiz yüzde 5 civarında büyüme sağlayacaktı. Büyümede 2 puana yakın kayıp yaşadık. Sadece bunun ekonomide yol açtığı maddi zararın karşılığı 17.3 milyar dolardır. İkinci olarak istihdamda azalma meydana geldi. 2016’da turizm gelirleri de azaldı. Buradan gelecek için önemli dersler çıkartabiliriz. Birincisi, Türkiye hukuk devleti ve demokrasi kavramlarının önemini ve değerini bilmeli, kamunun kurumsal yapısının siyasi hesaplarla zedelenmesine izin vermemeli. İkincisi, ülkemizin temel niteliği olan ‘Türkiye Cumhuriyeti demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletidir’ şeklindeki Anayasa hükmü titizlikle korunmalı. Üçüncüsü de darbelere karşı demokrasiyi ve hukuk devletini güçlendirmeliyiz.” n ATO Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran: “Milli seferberlik şuuruyla ülkemize yönelen tüm tehdit ve taarruzların karşısında, bulunduğumuz mevzide görevimizin başındayız.” n Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir: “Bu hainlerin devletin içinden temizlenmesinin yanı sıra iş dünyasından da temizlenmesi için büyük çaba gösterdik. Bu çabalarımız sürecek.” n İNTES Yönetim Kurulu Başkanı Celal Koloğlu: “Milletin iradesini hiçe sayan, vatan haini teröristler tarafından gerçekleştirilen darbe girişimi, sayın Cumhurbaşkanımızın sergilediği kararlı, dirayetli duruş ve meydanlarda nöbet tutan aziz milletimizin gösterdiği birlik ve beraberlikle engellendi” n TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken: “Zor şartlarda kazanılan bu vatanı ve kurulan bu Cumhuriyeti, masum güvenlik güçlerimizi de kirli amaçlarına alet ederek yıkmaya çalışan hainlere hak ettikleri karşılık verilmiştir.” l Ekonomi Servisi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, darbe girişiminin 2. yıl dönümüne ilişkin mesajında “15 Temmuz, yüce Meclis’in tek vücut olarak hain namlulara direndiği, vatandaşlarımızın teröristlere geçit vermediği bir destandır” dedi. Kılıçdaroğlu, “15 Temmuz, yüce Meclis’in tek vücut olarak hain namlulara direndiği, vatandaşlarımızın teröristlere geçit vermediği bir destandır. Sokaklarda şehit olma pahasına teröristlere direnen, tanklara karşı koyan vatandaşlarımız, yüce Meclis’in çatısı altında toplanarak parlamenter sisteme ve demokrasimize sahip çıkan parlamenterlerimiz, demokrasi kahramanıdırlar” dedi. FETÖ darbe girişiminin sadece 15 Temmuz gecesinden ibaret bir demokrasi karşıtı saldırı olmadığını belirten Kılıçdaroğlu, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni ele geçirmek isteyen FETÖ’nün, bu doğrultudaki faaliyetleri sırasında dönemin AKP hükümetlerinden yıllarca açık destek gördüğünü, kamu kurumlarına, güvenlik bürokrasisine ve hukuk sistemine yönelik kumpaslar kurduğunu söyledi. Kılıçdaroğlu, “Tayyip Erdoğan’ın, FETÖ ile yapılan işbirliğinin itirafı niteliğindeki ‘Ne istediniz de vermedik’ sözü, kumpas döneminin karakterini en ‘RİSKLER AŞILAMADI’ n MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli: “Aklımızı başımıza almazsak, şarlatanların, maskaraların oyuncağı olursak daha pek çok FETÖ ve türevleri gelecekte peydahlanacak, 15 Temmuz’da yapamadıklarını punduna getirdiklerinde hayata geçireceklerdir. Türkiye 15 Temmuz’la henüz tam bir hesaplaşma yapamamış, tedirginliği atamamış, riskleri aşamamıştır.” n SP Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu: “15 Temmuz, bütün ihanet şebekelerine rağmen bu milletin sahip olduğu iman ateşinin hiçbir zaman söndürülemeyeceğini göstermiştir.” doğru şekilde betimlemesi bakımından tarihseldir. Erdoğan’ın ‘aynı menzile giden farklı yollardan biri’ olarak gördüğü FETÖ ile arasındaki kavga, ‘daha demokratik, özgür ve adil bir Türkiye’ konusundaki görüş farklılıkları nedeniyle başlamamıştır. Aksine, demokrasinin geriletilmesi, özgürlüklerin kısıtlanması konusunda birbirleriyle yarışan iki yapı olarak karşımıza çıkmışlardır. Bu iki yapı arasındaki çıkar çatışması ülkemizi 15 Temmuz karanlığına sürüklemiştir” ifadelerini kullandı. Kılıçdaroğlu, “Demokrasi karşıt lığında birleşen yapılardan biri 15 Temmuz’da darbe girişiminde bulunmuş, diğeri ise 20 Temmuz’da ilan edilen OHAL yoluyla Türkiye’yi bir diktatörlük rejimine dönüştürmüştür. Adil yargılanma hakkı yok edilmiş, işkence ve kötü muamele rutinleşmiş, on binlerce kamu çalışanı KHK’lerle işten çıkartılmış, işçi hakları yok edilmiş, adil ve serbest seçimler ilkesi ihlal edilmiş durumdadır. FETÖ ile mücadele adı altında Erdoğan’a muhalif tüm seslere karşı ‘sürek avı’ sürdürülmektedir. 16 Nisan referandumu ve 24 Haziran seçimleri OHAL şartlarında yapılmıştır. Bu seçimlerde toplum üzerinde her türlü baskı kurulmuş, devlet kaynakları hukuka ve ahlaka aykırı şekilde bir parti lehine kullanılmıştır. Meşru olmayan bir süreç yaşadığımız da asla unutulmamalıdır” dedi. CHP lideri mesajında, “Diktatörlük rejimi 15 Temmuz 2016’ya dair kararlılıkla sorulan pek çok sorunun yanıt bulmasını, o gecenin üzerindeki sis perdesinin aralanmasını da engellemeyi sürdürmektedir ancak biliyoruz ki tüm gerçekler er ya da geç ortaya çıkacak, FETÖ’yü başımıza musallat eden siyasi sorumlular yargı önünde hesap vereceklerdir” ifadelerine yer verdi. l ANKARA/Cumhuriyet Kara Harp Okulu için hukuk mücadelesi ZEHRA ÖZDİLEK 15Temmuz darbe girişiminden sonra kapatılan Kara Harp Okulu (KHO) öğrencilerinin hukuk mücadelesi sürüyor. Son sınıftayken okulsuz kalan Ö.F.Ç., 669 sayılı KHK’nin Kara Harp Okulu’nu kapatan 104. ve 105. maddelerinin iptalini isteyerek mahkemeye başvurmuştu. 4.sınıf öğrencisiyken okulu kapatılan Ö.F.Ç., şimdi hukuk okuyor. Hayatını yeniden planlamak zorunda kaldı. İstinaf kararıyla Ö.F.Ç’nin dosyası Ankara 3. İdare Mahkemesi’ne geri gönderildi. Kararda KHK hükümlerinin kanun niteliği taşıdığı için iptaline yönelik açılmış davanın incelenmesinin hukuken olanaksız olduğuna değinilerek, “Uyuşmazlıkta, davacının subaylığa nasbının yapılamayacağı hususunun doğrudan ve kanun niteliğini taşıyan hukuki düzenleme olan KHK ile varlık kazandığı açıktır. KHK’de bu konuda idareye herhangi bir değerlendirme yapma ya da başka yönde işlem kurma olanağı tanımadığının anlaşılmış olması karşısında, davanın incelenmeksizin reddi gerektiği sonucuna varılmıştır” ifadelerine yer verildi. ‘Kanunsuz ceza olmaz’ İstinaf mahkemesine ikinci kez Kara Harp Okulu öğrencisi Ö.F.Ç. okulunu kapatan KHK’nin iptali için başvurmadık kapı bırakmadı başvuru yapan Ö.F.Ç. başvuru dilekçesinde ‘kanunsuz ceza olmaz’ ilkesine atıfta bulunarak, “Bu ilke KHK’ler ile, gerekse ceza soruşturması süreciyle ihlal edildiği görülmektedir. Yani askeri okulda öğrenci olmanın suç sayılmayacağı ve alınan tedbirin anayasaya aykırı olduğu OHAL’deki durumla harp okullarındaki öğrencilerin ilişiğinin kesilmesi OHAL’in mantığına da aykırıdır” dedi. Olağanüstü halin gerekli kılmadığı konuların olağanüstü hal KHK’leriyle düzenlenmesinin olanaksız olduğuna değinen Ö.F.Ç “669 sayılı KHK ile hem kalıcı düzenlemeler yapılmıştır hem de bu düzenlemeler olağanüstü halin gerekli kıldığı konulardan değillerdir. Anayasa Mahkemesi’nin çıkartılan bir olağanüstü hal KHK’sinin bu niteliği taşıyıp taşımadığını belirlemesi ve eğer bu niteliği taşımıyorsa uygunluk denetimini yapması zorunludur.” l İSTANBUL FETÖ tutuklusu intihar etti Mersin’de FETÖ’ye dönük operasyon kapsamında Arbel Gıda’nın sahiplerinden Mahmut Arslan’la birlikte tutuklanan eniştesi Davut Demirkale’nin Mersin E Tipi Kapalı Cezaevi’nde kendisini çarşafla asarak intihar ettiği belirtildi. Demirkale’nin cenazesi Mersin’de toprağa verildi. Bir gün tutuklu kalan Arslan ise adli kontrol şartıyla ertesi gün serbest bırakılmıştı. Mahmut Arslan, 2004 seçimlerinde AKP’den Mersin Büyükşehir Beledi ye Başkan adayı olmuş ancak seçimi kazanamamıştı. Arslan daha sonraki dönemlerde Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkanlığı, Akdeniz İhracatçı Birlikleri Başkanlar Kurulu Başkanlığı görevlerinde de bulunmuştu. l MERSİN / Cumhuriyet Batı’yla pazarlık Donald Trump, geçen haftaki NATO zirvesinin ilgi odağıydı. NATO’ya veryansın etti, ‘Bak çıkarız ha!’ dedi, Almanları kızdırdı, yemeyip içmeden Twitter üzerinden herkesi ifrit etmeye devam etti. Ancak NATO zirvesinde Trump’ın tuhaf tavırları dışında daha önemli birkaç dinamik daha vardı. Birincisi, Avrupa’nın artık bazı konularda ABD’den ayrışmasının kaçınılmazlığının ayyuka çıkması. Belki onlarca yıl alacak bir sürecin daha başındayız; ancak 2020’de ABD’de iktidar değişmezse, Avrupa eninde sonunda ‘kendi kaderini tayin’ etmeye mecbur kalacak. İkinci önemli dinamik de, Türkiye’nin Batı ittifakına dönüşü için kapının aralanmasıydı. Uzunca bir süredir Batı, adeta Tayyip Erdoğan’a vebalı muamelesi yapıyor, Ankara’ya mesafeli duruyordu. Kurumsal anlamda ilişkiler devam etse de Batılı liderlerde Erdoğan’la aynı fotoğraf karesine girmeme gayreti vardı. 24 Haziran seçimleri bu anlamda bir kırılma yaratmış gözüküyor. Buna ister ‘kabulleniş’, ister ‘temiz sayfa’ deyin Batı başkentlerinde ‘Ne yapalım? Erdoğan’ın bir yere gittiği yok!’ havası hâkim. Kimse Türkiye’deki gidişattan, Ankara’daki otoriterlik ve üçüncü dünyacılık sevdasından mutlu değil. Ancak çıkarlar, yine de Ankara’yla iş yapmayı gerektiriyor. Son yıllarda biriken kızgınlıklar, yerini ‘Ne yapıp edip Türkiye’yi Batı’da tutalım’ şeklinde daha pragmatik ve stratejik bir tutuma dönüşmüş durumda. Bu aşk değil, bir alver ilişkisi. NATO zirvesinde Angela Merkel’den Trump’a kadar tüm liderler Erdoğan’la uzun uzadıya görüştü. Tabii burada Türkiye’nin akıbetini belirleyecek en önemli durum, ABD ile olan ilişkiler. Donald Trump, İngilizce de çok kullanılan bir ifadeyle ‘Erdoğan’la iş tutmak’ istiyor. Türkiye’yi cezalandırmak ya da ekonomik olarak ‘batırmak’ kimsenin çıkarına değil. Bir şekilde karşılıklı senkronize adımlarla ilişkileri uçurumun kenarından kurtarmak ve rayına oturtmak hedefi var. Bu karşılıklı adımların birincisi, Mınbiç’te varılan mutabakattı. Mutabakat Mınbiç’in Türkiye’ye devredilmesi değil, sınırlarında ortak devriye ve uzun vadede YPG’nin Fırat’ın doğusuna geçmeye ikna edilmesi... Şimdi adım atma sırası, Ankara’da. Amerikalılar, Erdoğan’ın seçime kadar herhangi bir adım atmayacağını biliyorlardı. Şimdi Türkiye’deki tutuklu Amerikalıların ve konsolosluk görevlilerinin serbest bırakılmasını istiyorlar. ABD konsolosluğunda çalışan polislerden tutun da NASA mühendisi Serkan Gölge’ye kadar bir dizi tutuklunun serbest kalması, özellikle Kongre’den Türkiye’ye yönelik tepkileri dindirmek için şart gözüküyor. Bu isimlerden en önemlisi, 20 aydır Türkiye’de tutuklu olan rahip Andrew Brunson. Brunson, misyoner bir ailenin çocuğu ve 24 yıldır Türkiye’de yaşıyor. Absürt iddialarla tutuklanması, Brunson’u kilise cemaati ve evanjelist camiada bir sembol haline getirdi. Amerika’nın her yerinde kiliselerde Brunson için dua ediliyor. Kongre, Brunson’un serbest bırakılmaması durumunda Türkiye’ye yönelik bir yaptırım paketi hazırladı. Trump hükümeti ise hem Kongre, hem de kilise liderlerine bu işi Ankara’yla anlaşarak halledeceğini söyledi. Şimdi muhtemelen olacak olan, Almanya’yla gazeteci Deniz Yücel için bulunan formül gibi, Brunson’un 18 Temmuz’daki duruşmada ya serbest bırakılması ya da ‘ev hapsi’ alması. Bu, iki başkent arasında belli bir yumuşama yaratır. Ama yetmez. Eylül itibarıyla ikili ilişkilerde aynı sorunlar yumağı karşımızda olacak. Trump yönetimi, Türkiye’nin Rusya’dan S400 füze savunma sisteminden vazgeçmesini, onun yerine Patriot sistemlerini almasını isteyecek. Ankara, Halkbank cezasının düşük (yani en fazla birkaç milyar dolar) çıkmasını istiyor. İki ülke de Suriye’de ortak bir formülde anlaşmak, sonra da bunu Rusya’ya kabul ettirmek durumunda. Anlayacağınız bundan sonrası pazarlık, pazarlık, pazarlık. Bir sorun bitiyor, bir diğeri başlıyor. Türkiye, Batı ile ilişkilerinde onlarca pazarlığı, bir anda, tek elden ve hata yapmadan yürütmek durumunda. Bakalım nasıl yönetecek bu sorunlar yumağını... İtirafçı hâkime ‘janjanlı’ kod adı Erzurum Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen FETÖ davasında Kars Adliyesi’nde görevli eski hâkim M.K., “silahlı terör örgütüne üye olma” suçundan 4 yıl 2 ay hapis cezasına çarptırıldı. İtirafçı olan hâkim M.K., “Avukatlık yaptığım dönemde diş hekimi G.E. telefonuma ByLock programını kurdu. Bana ‘Sen çok ters adamsın, sana janjanlı bir isim bulalım’ diyerek kullanıcı adımı ‘Fraksiyon’ ve şifremi ‘Mk1986’ olarak belirleyip telefonu bana geri verdi” dedi. l DHA C MY B C MY B