22 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 12 Temmuz 2018 EDİTÖR: PELİN ÜNKER TASARIM: SERPİL ÜNAY ekonomi 11 Bu rejim kalıcıdır! Piyasalar yangın yeri Bu kalıcılık, içinde bulunulan durumun bileşenlerinin arasındaki ilişkilere, bu ilişkilerdeki göreli yeğinlik skalasına bağlıdır. Durumun bileşenlerinin andaki hali değişmediği sürece (ekonomik çöküş, bir “Siyah Kuğu” olayı olasılıkları bir yana) bu rejim kalıcıdır. Durumun temel bileşenleri çok ve karmaşıktır. Ben, durumun bileşenleri arasındaki göreli yeğinlik skalasında önemli olduğunu düşündüğüm iki bileşene değinmekle yetineceğim. Birincisi iktidarın yapısına diğeri de devletin biçimine ilişkindir. Liberalizmin iflası Liberal düşüncenin temel analiz birimi bireydir. Bireyin arzusu, bireyler arası rekabet, bireyin hatası ve başarısı top Ekonomide gücünü sağlamlaştıran Erdoğan’ın faizle ilgili açıklamaları, yatırımcılarda Türkiye ekonomisine yönelik endişelere yol açarak dolar/TL’yi 4.8492 seviyesine taşıdı Yeni kabine açıklandığından bu yana piyasalarda sular durulmuyor. Yatırımcıların ana endişesi Hazine ve Maliye Bakanı olarak enerji eski bakanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın damadı Berat Albayrak’ın atanması olurken, çift haneli enflasyon ve ekonomideki dengesizlikler bu endişeleri daha da tırmandırıyor. Dün de bu endişeler sürerken Erdoğan’ın faiz değerlendirmeleri doları 4.8492’ye taşıdı. Borsayı eritti. Erdoğan kur ve faize ilişkin, “Birileri bu işi tırmandırmaya çalışsa da bunun düştüğünü göreceksiniz. Bu kadar emin konuşuyorum. Hazine ve Maliye Bakanımız elbette ne ge rekiyorsa yapacaktır. Burada birçok enstrümanlarımız var. Önümüzdeki süreçte inanıyorum ki faizin de düştüğünü göreceğiz. Ben eminim, sadece devlet bankalarımız değil, özel bankalarımız da gerektiğinde taşın altına eline koyacaktır” dedi. 26 kuruş artırdı Piyasa analistlerine göre yabancı yatırımcılarda ekonominin başına damadını atayan Erdoğan’ın bağımsız kurumlara ve özellikle para politikasına daha çok müdahale edeceği beklentisi hâkim. Erdoğan’ın faizle ilgili açıklamaları da bu yüzden Merkez Bankası faizi olarak algılandı. Dolar/TL dün 23 Mayıs’ta görülen 4.92’lik zirveden sonra en yüksek seviye olan 4.8492’ye çıktı. Dolar/TL 4.9230 seviyesinden sonra 30 Mayıs’ta 4.44’lere kadar gerilemişti. Bu tarihten beri kur yaklaşık 41 kuruş yükselirken, kabine açıklandığından beri artış 26 kuruşu geçti. Bir günlük yükseliş 15 kuruşu buldu. Öte yandan ABD ile Çin arasındaki gerilimin bir ticaret savaşını tetikleyeceği endişesi de diğer gelişen ülke para birimleriyle birlikte TL’yi olumsuz etkileyen bir diğer unsur oldu. Türkiye’nin dolar cinsi tahvillerinin fiyatları, Erdoğan’ın gücünü sağlamlaştıran adımlarının ardından tahminlerin üzerinde artan cari açık veri sinin de etkisiyle kayıplarını artırdı. Tradeweb verilerine göre Mart 2036 vadeli dolar cinsi tahvilin fiyatı 1.1 sent düşüşle 91.7 sente, Şubat 2045 vadeli tahvilin fiyatı 1.1 sent düşüşle 86.4 sente indi. Türkiye dolar cinsi tahvilleri ile ABD’nin aynı vadeli tahvilleri arasındaki getiri farkı 434 baz puana çıktı. Bankalar çakıldı Yükselen faiz ve kurun etkisiyle borsa (BIST 100) da bankalar öncülüğünde sert düştü. Banka hisselerinde düşüşte Fitch’in not indireceği söylentileri de etkili oldu. Bankacılık endeksinde kayıplar yüzde 8’i buldu. Borsa yüzde 5 düştü. l Ekonomi Servisi Moody’s izlemede Kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, Türkiye’ye ilişkin değerlendirmesinin odak noktasında kişilerin değil uygulanacak ekonomi politikalarının olduğunu bildirdi. Kuruluştan yapılan açıklamada, “Haziranda duyurduğumuz Türkiye’nin notuna ilişkin değerlendirmenin odağı kişiler değil, gelen hükümetin toplamda sürdürülebilir büyümeyi destekleyecek politikaları uygulama ve kamunun mali gücünü koruma kapasitesidir” denildi. Fitch Rating’s’in Türkiye’nin kredi notuna ve not görünümüne ilişkin değerlendirmesini ise 13 Temmuz Cuma günü yapması bekleniyor. l Ekonomi Servisi lumsal olayları belirler (tabii toplum diye bir soyutlama düzeyi olduğu da kesin değildir). Dahası bu bireyler rasyonel tercihler yaparlar, örneğin siyasi tercihleri, ekonomik çıkarları doğrultusunda şekillenir. Liberalizm, tarihsel hareketleri, siyasi iktidarları kolaylıkla tek bir kişinin iradesine indirgeyebilir. Bir düşüncenin (teorinin) değeri, gelişmeleri önceden görebilme becerisine indekslidir. Liberal düşünce, Türkiye’de 2000’li yıllardan bu yana yaşanan siyasi gelişmeleri öngörebilme becerisini, gelişmelerin hiçbir aşamasında gösterememiştir. Liberalizm pratikte iflas etmiştir. Bu iflasının ayırdında olmadan, şimdi seçimlerden sonra, “yeni rejimi”, tüm toplumsal, yapısal özelliklerini bir kenara koyarak, bir kişinin iradesi üzerinden, (örneğin “Erdoğanizm” olarak) tanımlamaya çalışmakta, ya da bu rejimin “normalleşebileceğini” düşünebilmektedir. Halbuki, o kişiyi, görünüşte “her şeyi belirler” konuma getiren dinamiklerin (ekonomik, kültürel ve tarihsel), onu orada tutan, iradesinin maddi sonuçlar yaratmasına olanak veren toplumsal güçlerin özellikleri anlaşılamadan, o kişinin adıyla tanımlanan iktidarın gerçeği, anlaşılamaz. Anlaşılamayan şey değiştirilemez. Recep Tayyip Erdoğan ‘Ekonomi çok sıcak, eriyebilir’ The New York Times gazetesinde Peter Goodman imzalı ve “Türkiye ekonomisi o kadar sıcak ki eriyebilir” başlıklı bir Türkiye analizi yayımlandı. Türkiye’nin bir finansal krize sürüklenme riskinin giderek arttığını belirten Goodman’ın yazısından satır başları şöyle: 4 Erdoğan yönetiminde Türkiye kotrolsüz şekilde borçlanarak büyüdü ve borç seviyesi alarm vermeye başladı. Erdoğan’ın yeni olağansüstü yetkileriyle ekonomik gerçekliğin sınırlarını daha fazla zorlaması bekleniyor. 4 Erdoğan’ın ekonominin başına damadını geçirmesi, piyasalar tarafından onun yakın zamanda daha sorumlu bir yönetim tesis etmeye niyetinin olmadığının bir işareti olarak değerlendirildi. 4 Hükümet, havalimanı ve Kanal İstanbul gibi büyük altyapı projelerini finansal olarak destekliyor. Birçok firma dövizle borçlandı ve TL’deki değer kaybı ile borç yükleri arttı. 4 Büyük Türk şirketleri şu an bankaları kredilerini yeniden yapılandırmak için ikna etmeye çalışıyor. Belki de bu bir iflas dalgasının alametidir. l Ekonomi Servisi Ticaret savaşı yine alevlendi Washington yönetimi, ABDÇin ticaret savaşının katlanarak büyümesine neden olacak bir adım daha attı. ABD Ticaret Temsilciliği (USTR), Başkan Donald Trump’ın 18 Haziran’da verdiği talimat doğrultusunda hazırladığı yüzde 10 ek gümrük vergisi uygulanacak Çin menşeli ürünlerin listesini açıkladı. Yaklaşık 200 milyar değerinde 5 bin ürünün bulunduğu listede deniz mahsullerinden spor eldivenine, doğal ve kimyasal minerallerden sebzemeyvelere, tütün mamullerinden otomobil lastiğine kadar pek çok çeşitte ürün yer alıyor. Listenin önemli bir bölümünü “Made in China 2025” girişimini zedeleyecek teknoloji ağırlıklı ürünler oluşturuyor. Amerikan iş dünyası ve kamuoyunun yorumuna açılan listenin geri bildirimler ışığında 60 gün içinde son şeklini alacağı bildirildi. l Ekonomi Servisi Tek adam projesi Solun kafa karışıklığı Kimi sol kesimlerin kafaları, liberalizmin, “bireyler rasyonel tercihler yaparlar, örneğin siyasi tercihlerini ekonomik çıkarları belirler” düşüncesiyle, Marx’ın “Maddi yaşamın üretim tarzı, genel yatırımcıyı ürküttü olarak toplumsal, siyasal ve entelektüel yaşam sürecini koşullandırır. İnsanların varlığını belirleyen şey, bilinçleri değildir; tam tersine, onların bilincini belirleyen, toplumsal varlıklarıdır.” (abç) düşüncesi arasında, karışabiliyor. Bireyler sınıfsal konumlarına, toplumsal olan ekonomik olana indirgenebiliyor. FT’de yer alan başyazıda ‘Erdoğan’ın gücünü, ülkenin büyüyen ekonomik sorunların çözümü yerine, yerini sağlamlaştırmak için kullandığı’ vurgulandı Birincisinde, bireyin iç dünyası (aşkın olana ilişkin inançları din burada önemli bir yer tutar), oradaki değerler sistemi, bu değerlere ilişkin adalet, “özgürlük” anlayışı, bunlardan kaynaklanan İngiltere’de yayımlanan Financial Times (FT), Albayrak’ın siyaset öncesi profesyonel hayatı hakkın sadakatler ihmal edilmenin ötesinde siyasi analiz sürecinin dışında tutuluyor. İkincisinde, “toplumsal varlığın” kültürel Türkiye’de cumhurbaşkan da bilgi veren gazete, bu yıl bir varlık olduğu, bir simgesel evrene lığı hükümet sisteminin res larının büyük kısmını Çalık tekabül ettiği, “yaşam sürecinin” aynı men başlamasıyla Cumhur Holding’de geçirdiğini ve hol zamanda kültürel bir süreç olduğu unu başkanı Erdoğan’ın elinde dingin Üst Yöneticisi olarak tulabiliyor. toplanan güçlerin yatırımcı ilk icraatının daha sonra hü ları ürküttüğünü yazdı. kümetin sözcüsü haline ge Gazetede Maliye ve Hazi len bir medya grubunu satın İktidarın yapısı, devletin biçimi ne Bakanı olarak atanan Be almak olduğunu hatırlattı. Liberalizmin teorik iflası, solun kafa rat Albayrak hakkında “Er Makalede ismi verilme karışıklığı (ve hâlâ tarih sahnesinde eski Türkiye’ye kriz uyarısı Nobel ödüllü ABD’li iktisatçı ve The New York Times yazarı Paul Krugman, Türkiye’nin 199798 Asya finansal krizine benzer bir kriz riski taşıdığına dikkat çekti. Twitter’daki değerlendirmesinde Türkiye’nin çoğunluğu özel sektöre ait olan yüksek dış borcuna dikkat çeken Krugman, bunu 1996’da Endonezya’nın durumuyla karşılaştırdı. Endonezya örneğinde para biriminin hızla değer kaybettiğini ve dövizle borcun milli gelire oranının iki yılda yüzde 58’den yüzde 168’e fırladığını hatırlatan ünlü profesör, Paul Krugman Nobel ödüllü İktisatçı Paul Krugman, Türkiye’ye bir kez daha “Asya tipi kriz” uyarısı yaptı. Türkiye’de bunun yaşanmayabileceğini ama ekonominin buna benzer kırılganlığa sahip olduğunu yazdı. Krugman, geçen aylarda Türkiye’de esas sorunun özel sektörün dö viz borçluluğu olduğunu belirtmiş ve Latin Amerika ve Asya’da daha önce başka örnekleri görülen durumun Türkiye’de hızlı ekonomik kötüleşmeye yol açtığını vurgulamıştı. doğan ekonomiyi aile meselesi yaptı” başlıklı bir analiz ve bir başyazı yer aldı. Baş yazıda Erdoğan’ın Albayrak seçimi sert bir dille eleştirildi. “Erdoğan’ın tek adam yönetimi projesi tamamlandı” cümlesiyle başlayan yazı “Erdoğan, ülkenin büyüyen ekonomik sorunlarını çözebilecek uzmanları gö yen bazı iş insanlarının Albayrak hakkındaki görüşlerine de yer verildi. Buna göre “Bir iş adamı ‘Onunla iş yapmak çok zor. Kendisini çok önemli görüyor. Kendisini tahtın vârisi olan prens olarak sunuyor” dedi. Albayrak’ın seçim kampanyası döneminde TL’nin yaşadığı değer kaybından elbiselerle dolaşma ısrarı) iktidarın yapısını, devletin biçimini anlamayı çok zorlaştırıyor. Bugün Türkiye’de, siyasal İslamı, bunun liderliğinin, toplumsal tabanını oluşturan bireylerin, sınıfsal (üretim araçları karşındaki durumubilginin de bir üretim aracı olduğunu unutmadan) konumlarının yanı sıra, durumun içinde, en az onun kadar önemli, iç dünyalarını ve sadakatlerini anlamadan, iktidarın yapısını (ekonomik ve kültürel güç odakları arasındaki “network’ü”) an revlendirerek, bu gücünü ‘dış güçleri’ sorum lamak olanaklı değildir. akıllıca kullanabilirdi. Ama bunun yerine gücünü kendisinin ve yakın arkadaşlarının yerini sağlamlaştırmak, kendine has ve çoğu zaman yanlış olan ekonomik yaklaşımını uygulamak için lu tuttuğunu hatırlatan FT, “Bu gibi açıklamalar, Merkez Bankası’nın 24 Temmuz’da faizi artırması gerektiği ni yüksek sesle dile getiren yatırımcılara güven vermiyor” yaz Devletin biçimi de, devleti oluşturan kurumların arasındaki network, bu network içindeki hiyerarşi, bu network’ü bir bütün olarak bir arada tutan, dışardan bir bütün olarak algılanarak yüce nesne konumuna yükseltilmesine olanak veren kültür ve ideoloji, işlemesine olanak veren maliteknolojik ve personel girdileri düşünülmeden tanımlanamaz. Kısacası liberalizmin iflası, solun kafa karışıklığı aşılamadan, durumun bileşenlerinin (CHP ve sol olarak bilinen her şey kullana dı. l Eko bu durumun içindedir) şu andaki halini cak” diye sürdü. Berat Albayrak nomi Servisi değiştirebilecek etkinlikler düşünülemez. Düşünülemediği sürece bu rejim kalıcıdır. ‘Kaybedecek zaman yok’ TÜSİAD Başkanı Erol Bilecik, bundan sonra kaybedecek zaman olmadığını, bir an önce makro ekonomik istikrarı sağlayacak programların ortaya konması gerektiğini belirtti. 10 Temmuz’da Bloomberg HT’ye konuşan Bilecik, daha kuvvetli makro ekonomik prorgamların uygulamaya konması gerektiğini belirterek “Yeni bir süreç, deneyim başladı, özel sektörden katılımın daha fazla olduğu bir sistemi izliyoruz. Bunun olumlu neticileri olmasını temenni ediyorum. İçinde bulunduğumuz dönemde dünyada gerek demokrasi, gerek teknoloji ve gerek ekonomi için farklı bir sınav dönemindeyiz, daha yüksek standartlarda demokrasi yönetimine ihtiyaç var. Daha kuvvetli makro ekono mik istikrarı ortaya koyan prog ramı da uygulamak zorunda yız” diye konuştu. Bilecik “İyi dış po litika güçlü ekonomi için olmasa olmaz. Ar tık zaman kaybedecek lüksümüz yok” dedi. l Ekonomi Servisi Erol Bilecik C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle