15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 2 Haziran 2018 6 TASARIM: FUNDA YAŞAR ER ‘Muhalefet galibiyet kokusunu alıyor’ İngiliz Economist dergisi, piyasaların Erdoğan tercihini değiştirmiş olabileceğini yazdı İngiliz Economist dergisi son sayısında, 24 Haziran’da yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilleri seçimlerine muhalefet cephesinden bakan bir yazı yayımladı. Yazı, “Türkiye’de muhalefet Erdoğan karşısında galibiyet kokusu alıyor” başlığı ile okurlara tanıtıldı. “Türkiye’nin otoriter cumhurbaşkanı bir sorunla karşı karşıya olabilir” alt başlığı ile yayımlanan yazıda son aylardaki ekonomik gelişmeler sonucu piyasaların da Erdoğan’a güvensizlik duymaya başlamış ola bileceği değerlendirmesi dikkat çekici bölümlerden biri. Muhalefette yer alan partilerin ve cumhurbaşkanı adaylarının oy oranlarına ilişkin bilgiler de yazıda yer buldu: ‘İnce bir delifişek’ “CHP’nin adayı olan Muharrem İnce popüler bir delifişek ve muhafazakâr seçmenle iletişim kurabilen ender laik politikacılardan biri. “Emektar milliyetçi ve bir dönem İçişleri Bakanlığı da yapmış olan Meral Akşener, kendisini ve kurduğu İYİ Parti’yi belirsizlik içinden ulusal seviyeye taşıdı. Bir yıldan az bir süre önce kurulmuş bir parti için saygı uyandırıcı şekilde yüzde 10 barajının oldukça üzerinde bir seçmen kitlesi elde etti. Son anketler Akşener’in kendisini ise Cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turunda, yüzde 20’nin üzerinde gösteriyor. Anketler Demirtaş’ın da çift haneli rakamlara ulaştığını ortaya koyuyor. Bu dış dünya ile sosyal medya ve avukatları aracılığı ile haberleşen biri politikacı için hiç fena değil.” Saadet Partisi lideri Temel Karamollaoğlu, bu ittifakın, Türkiye demokrasisinden geriye kalanları Erdoğan’ın elinden kurtarmak için yapılan zorunlu bir evlilik olduğunu söylüyor. Economist’in makalesi şu cümle ile son buluyor: “Her ne kadar baskıcı olsa ve çılgın ekonomik teorileri bulunsa da piyasalar her zaman Erdoğan ve partisini, dağınık bir muhalefete tercih etmişti. Geçen ay içinde bu da değişmiş olabilir.” l Haber Merkezi ‘Kaygının bittiği Türkiye’ Gençlerin önünde uzman çavuşluk ya da taşeronda iş bulmak dışında bir şans kalmadığını söyleyen Akşener, yolsuzluk ve kayırmanın bittiği bir Türkiye sözü verdi OZAN ÇEPNİ İYİ Parti lideri ve cumhurbaşkanı adayı Meral Akşener, seçim kampanyasına dün Hatay’da devam etti. Emlak Evler Meydanı’nda halka seslenen Akşener’in açıklamalarından satırbaşları şöyle: n Kurtulmuş Türkiye vizyonu: Ben bunları söyleyince damat kızmış. ‘Benim kayınpederimin öyle bir seçmeni var ki Mars’ta 4 şeritli yol yapsa bu seçmen inanır’ diyor. Bir gazeteci arkadaş ‘Nasıl bir Türkiye’ diye sordu. Yandaş kayırmayan, yolsuzluk ve rüşvetin önüne geçmiş, gençleri huzurlu ve mutlu, anne ve babalar çocuklarının gelecek kaygılarından kurtulmuş bir Türkiye vizyonumuz var. n Tülbent projesi: Bizim çılgın projemiz tülbent projesi. Bu barışın, kardeşliğin sembolü. Anadolu’nun her yerinde Şırnak, Hatay, Edirne, Yozgat da erkekler kavga edip barışmıyorsa orada bir kadın çıkar, alır başından tülbenti atar yere, millet barışır. n Ayrım yapacak konumda mısın?: Bu oyun böyle bozulunca, bu arkadaşlar da Cumhur İttifakı kurmuşlardı. Onlar ittifak kurdu her şey doğru, biz ittifak kurunca gayri milli olduk. Sen milli ve gayri milli ayrımını yapabilecek bir konumda mısın? Bak aynaya gör. Polonya’dan deli dana hastalıklı et ithal etmişler. Gençlerin önünde 2 seçenek var. Ya uzman çavuş ya da taşeronda iş. Onun için de torpil lazım torpil. Bizim çılgın projemiz nüfus kâğıdımız. Senin iş bulman için, senin tüm vatandaşlarla aynı hakka sahip olman için ağa da bu, paşa da bu, reis de bu. n Yardım ve yataklıktan yargılanacaklar: FETÖ ile mücadelede yardım ve yatakçılar da yargılanacak. Öyle bir sistem kuracağım ki ne askerin içine, ne polisin içine, ne yargının içine FETÖ falan giremeyecek. n Sistemi düzelteceğiz: Bu ülkenin meydanlarında ‘Affedersin Alevi’ derseniz bu ülkede, barış, huzur, refah olur mu? Olmaz. AK Parti’den kağıt getirmeden hâkim ve savcı olamıyorsanız o ülkede adalet batmıştır. Bu sistemi düzelteceğiz. n Atatürk’ün fabrikalarını sattınız: Atatürk’ün yaptırdığı her fabrikayı sattınız. Tekel’i sattınız, Tüpraş’ı, Petkim’i her şeyi sattınız. Sattın babam sattın. Seçileceğim ve o fabrikaların satışını iptal edeceğim. Biz bu seçime hazırız. ‘O ziyaretlerde yanında Gül ve Çömez olurdu’ AKP’nin kurucularından, es ki başbakan Yardım cısı Abdüllatif Şe ner, CHP’den mil letvekili adayı oldu ğu Konya’da seçim çalışmalarına baş ladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ŞENER Erdoğan’ın AKP’nin kuruluş aşama sında Fethullah Gülen’den icazet aldığı iddiasıyla ilgili Şener şunla rı söyledi: “Sayın Erdoğan, AKP ku rulduktan sonra Amerika Birleşik Devletleri’ne gitmiştir. Kuruluş saf hasında gitmiştir; ama bu gidişi sıra sında veya ABD’de bulunduğu sıra da kimlerle görüşmüştür bu bilgiye sahip değilim. Çünkü bu programda yanında başta Abdullah Gül olmak üzere, Turhan Çömez olmak üzere bazı isimler vardı. Sayın Erdoğan’ın sürekli aynı isimlerle gittiğini söyle yemem.” l DHA ERDOĞAN, SAHURA ‘DAVET’ EDİLDİĞİ YURDA 20 DAKİKADA ULAŞTI Çay soğumadan geldi! Altındağ’daki yurtta kalan, Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Diş Hekimliği öğrencisi Güngör Atak, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı Twitter üzerinden ‘Sayın Cumhurbaşkanım, bir gece de bizim Hüseyin Gazi Yurdu’nda sizi misafir etsek de sahuru birlikte yapsak?’ diyerek davet etti. Erdoğan da, ‘Çayınız hazırsa geliyorum’ yanıtını verdi. Bu konuşmanın üzerinden 20 dakika geçmeden Erdoğan ve beraberindekilerin yurda ulaşması ise şaşkınlık yarattı. Twitter hesabından canlı yayın yaparak öğrencilerle sahur yapan Erdoğan’a ziyaretinde Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürü Sinan Aksu ile Özel Kalem Müdürü Hasan Doğan eşlik etti. Cumhurbaşkanı sahur yapıp, gençlerle bir süre sohbet etti, fotoğraf çektirdi. Partisinin propagandasını yaptı. Twitter kullanıcılarının birçoğu ise ‘davet’ sahibi öğrencinin daha önceki tweet’lerinde bağlaç olan ‘deda’ eklerini doğru yazamazken, Erdoğan’a yolladığı twittekinin kusursuzluğunu ve Erdoğan’ın davet edildiği yurda 20 dakikada ulaşmasını ‘mizansen’ olarak değerlendirdi. l Haber Merkezi ERDOĞAN, ‘DEMİRTAŞ SERBEST KALMALI’ DİYEN DİĞER ADAYLARA ATEŞ PÜSKÜRDÜ ‘Neyi bırakıyorsun!’ Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Adıyaman’da halka hitap etti. HDP’nin cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş’ın serbest bırakılmasını isteyen tüm muhalefet unsurlarına ve diğer cumhurbaşkanı adaylarına yüklenen Erdoğan’ın konuşmasından satırbaşları şöyle: n Partinin (CHP) genel başkanı ve sözcüleri, ‘şu parti illa barajı geçmeli’ diyerek, adeta seçmenlerini işportaya çıkarıyor. O parti, bu ülkenin eli kanlı örgütünün peşinden çıkamadığı için gerçek anlamda siyasi parti olamamış bir yapıdır. Milletvekilleri örgütün cenaze ve silah işlerine bakıyordu. Belediye başkanları seçildikleri yere hizmet etmek yerine, devletin kendilerine tahsis ettiği aracı gereci parayı götürüp örgüte dağa gönderiyordu. Teşkilatları derseniz, örgüt adına dağa adam toplam ve bunları adeta ölüme gönderme merkezleri haline gelmişti. Böyle bir partinin illa Meclis’te olmasını ülkemizde sadece bir PKK istiyor, bir de CHP istiyor.  n Şimdi cezaevinden aday olan bu zat. Muharrem, sayın Muharrem ince ince Edirne’ye gittin. Peki, bu Diyarbakır’da yapılan 7 Haziran seçiminden sonra bu ziyaret ettiğin şahıs değil miydi? 53 tane benim Kürt kardeşimin ölümüne ne 20 yıllık havalimanı için ‘biz yaptık’ dedi Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün Adıyaman Mitinginde yaptığı konuşmada “Adıyaman’da havalimanı var mıydı? Biz yaptık biz” dedi. Ancak Adıyaman Havalimanı AKP iktidara gelmeden 4 yıl önce hizmete girmişti. Şehirde havalimanı 1998 yılında hizmete girdi. 2001 yılına kadar da düzenli seferler devam etti. An cak Türk Hava Yolları tarafından düzenlenen tarifeli seferler 20012005 arasında durduruldu. 2005’ten sonra yeniden başladı. 2011 yılında ise havalimanı yeniden inşa edilmeye başlandı ve 2014’te yeniden hizmete başladı. İşte Adıyaman Havalimanı’nın resmi sitesinde, havalimanının resmi tarihi de Erdoğan’ı yalanlıyor. den olan? Sen hangi akla hizmet ediyorsun? Neymiş adaymış. Neymiş serbest bırakılması gerekiyormuş. Sen ne diyorsun ya? Neyi serbest bırakıyorsun. Bu ülkede hukuk var, yargı var. 53 tane Kürt kardeşimi bunlar orada öldürdüler. Ondan sonra da biz kimseyi asla kimseyi öldürmedik diyor. Bırakın bu yalanları. Yasin Börü’nün hesabını vermezsiniz. 67 Ekim 2014 tarihinde vatandaşlarımızı sokağa çağırıp, insanlarımızı birbirine kırdıranlar bunlar. n Şimdi çıkmış AK Parti’yi kurarken ben Pensilvanya’dan icazet almışım. Ne dedim? İspat edemezsen namertsin dedim. Şu ana kadar bir ses var mı? Tuttu, bir kitaptan bir satır. O kitabın yazarı da dedi ki, bu somut bir şey değil. Dolayısıyla katılmıyorum dedi. Ya böyle yalan olur mu? Şimdi kendisine dava açtım, yargıda hesabını versin. l İSTANBUL ‘Uber işi bitti artık yok’ Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, İstanbul’da Özel Halk Otobüsleri Birliği’nin iftar programında konuştu. Erdoğan, “Bir de bu Uber muber diye bir şey çıkmış. Uber falan o iş bitti, artık böyle bir şey yok. Avrupa’da varmış, bana ne Avrupa’dan. Taksici esnafımıza alternatif hizmet söz konusu olamaz. Bu konuda sayın Vali bütün yetki sizde, İçişleri Bakanı talimatı verdi, bunların üzerine trafik gidecek, gereğini yapacak, biz taksicilerimizin hakkını birilerine kaptıramayız” açıklamalında bulundu. Erdoğan “Üç katlı büyük İstanbul tüneli içinde çalışmalara başlıyoruz” dedi. Bir Gün Mutlaka 50. yılında 1968’e sevgiyle, inançla, özlemle... Bugün seviştim, yürüyüşe katıldım sonra Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telaş Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel, düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz! Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam! Sevgilim on sekizinde bir kız, yürüyoruz bulvarda, sandviç yiyoruz, dünyadan konuşuyoruz Çiçekler açıyor durmadan, savaşlar oluyor, her şey nasıl bitebilir bir bombayla, nasıl kazanabilir o kirli adamlar Uzun uzun düşünüyor, sularla yıkıyorum yüzümü, temiz bir gömlek giyiyorum Bitecek bir gün bu zulüm, bitecek bu hân–ı yağma Ama yorgunum şimdi, çok sigara içiyorum, sırtımda kirli bir pardesü Kalorifer dumanları çıkıyor göğe, cebimde Vietnamca şiir kitapları Dünyanın öbür ucundaki dostları düşünüyorum, öbür ucundaki ırmakları Bir kız sessizce ölüyor, sessizce ölüyor orda Köprülerden geçiyorum, karanlık yağmurlu bir gün, yürüyorum istasyona Bu evler hüzünlendiriyor beni, bu derme çatma dünya İnsanlar, motor sesleri, sis, akıp giden su Ne yapsam... ne yapsam... her yerde bir hüzün tortusu Alnımı soğuk bir demire dayıyorum, o eski günler geliyor aklıma Ben de çocuktum, sevgilerim olacaktı elbette Sinema dönüşlerini düşünüyorum, annemi, her şey nasıl ölebilir, nasıl unutulur insan Ey gök! senin altında sessizce yatardım, ey pırıl pırıl tarlalar Ne yapsam... ne yapsam... Dekart okuyorum sonradan... Sakallarım uzuyor, ben bu kızı seviyorum, ufak bir yürüyüş Çankaya’ya Bir pazar, güneşli bir pazar, nasıl coşuyor yüreğim, nasıl karışıyorum insanlara Bir çocuk bakıyor pencereden hülyalı kocaman gözlü nefis bir çocuk  Lermontov’un çocukluk fotoğraflarına benzeyen kardeşi bakıyor sonra Ben şiir yazıyorum daktiloda, gazeteleri merak ediyorum, kuş sesleri geliyor kulağıma Ben mütevazı bir şairim, sevgilim, her şey coşkulandırıyor beni Sanki ağlayacak ne var bakarken bir halk adamına Bakıyorum adamın kulaklarına, boynuna, gözlerine, kaşlarına, yüzünün oynamasına Ey halk diyorum, ey çocuk, derken bende bir ağlama İlençliyorum bütün bireyci şairleri, hale gidiyorum portakal almaya İlençliyorum o laf kalabalıklarını, kurumuş yürekleri, bireyin kurtuluşunu filan.. İlençliyorum o kitap kurtlarını, bağışlıyorum sonradan Uzun kış gecelerinden sonra kim bilir nasıl olur her şey Uzun kış gecelerinden sonra, masallarda anlatılan Durup durup bunları düşünüyorum, bir sevinci bir hüzün izliyor arkadan Yüreğim ipe sapa gelmez bir bahar göğü, Türkçe bir yürek kısaca Beklemek usandırıyor, telaşlı telaşlı bir şeyler anlatıyorum sağda solda Bir otobüse biniyorum, inceliyorum bir böceği tutarak kanatlarından merakla Yürürdüm eskiden baharda, o yıkıntıların ve çayırların olduğu alanlara Aklıma şiiri gelirdi o yaşlı Amerikalının, sonbaharı anlatan şiiri Çayırlar vardı o şiirde, baharı anımsatan ne de olsa Böylece yeniden hazırlanıyorum bir coşkuya, yeniden sokaklara fırlamaya Kendimi atmak bir uçurumdan balıklama Büyük ve mavi bir şey izlenimi var bende, gördüğüm filmlerden mi ne Bir şapka, telaşlı bir gök, sıcak yapay bir dünya Anlat anlat bitmiyor, bitmiyor bendeki daüssıla Bütün sevgilerimi harcayabilirim bir çırpıda, yağmurlu o yollar geliyor aklıma Benzin kokuları, ıslak direkler, babamın esmer bir somun gibi tombul ve sıcak elleri Uyurdum. Bir de bakmışsın yeni bir film sinemada, şehirde yeni bir kız, kahvede yeni bir garson O üzgün ve sabahlıklı dururdu balkonda... Şimdi ne var hüzünlenecek burda, nedir bu çatlatan yüreğimi bu telaş Sanki yarın ölecek gibiyim, birazdan polisler gelecek ya da Gelip alacaklar kitaplarımı, daktilomu, bu şiiri, sevgilimin fotoğrafını duvarda Soracaklar babanın adı ne, nerde doğdun, teşrif eder misiniz karakola Dünyanın öbür ucundaki dostları düşünüyorum, öbür ucundaki ırmakları Bir kız sessizce ölüyor, sessizce ölüyor Vietnam’da Ağlayarak bir yürek resmi çiziyorum havaya Uyanıyorum ağlayarak, bir gün mutlaka yeneceğiz! Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey ithalatçılar, ihracatçılar, ey şeyhülislam! Bir gün mutlaka yeneceğiz! Bir gün mutlaka yeneceğiz! Bunu söyleyeceğiz bin defa! Sonra bin defa daha, sonra bin defa daha, çoğaltacağız marşlarla  Ben ve sevgilim ve arkadaşlar yürüyeceğiz bulvarda Yürüyeceğiz yeniden yaratılmanın coşkusuyla Yürüyeceğiz çoğala çoğala... 1965 Bahçeli ‘af’ta ısrarcı “Çocuk istismarcıları, tecavüzcüler, kadın katilleri, PKK’liler, FETÖ’cüler hariç olmak üzere” af çıkışında bulunan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ‘af’ta geri adım atmıyor. Bahçeli, bu çıkışının ardından MHP Genel Merkezi’ne ‘teşekkür’ ziyaretine gelen Mahkum Yakınları Derneği Başkanı Enver Yılmaz ve cezaevinde tutuklu bulunanların ailelerini kabul etti. Bahçeli, ziyaretinden dolayı memnuniyet duyduğunu belirtti ve af tartışmasını tekrar açtı. “Bahçeli, “Nasip olursa, benim kanaatim tabii, bunu Meclis’te yapabilecek sayısal gücümüz yok. Ama temennim odur ki inşallah Ramazan Bayramı öncesinde mevcut siyasi iktidar bir adım atarsa o bakımdan biz elden gelen gayreti gösteriyoruz. Çok sayıda af çıkmıştır. Bu defa da böyle bir affın yeni bir cumhuriyet hükümeti sisteminin oluşturduğu dönemde bütün siyasi partilerin desteğiyle çıkmasında yarar vardır diye düşünüyorum.” l ANKARA /Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle