28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 2 Haziran 2018 10 haber EDİTÖR: SERKAN OZAN / BURAK YURTTAŞ TASARIM: İLKNUR FİLİZ ANKARA’DAKİ VİZE GÖRÜŞMELERİ AB, Türkiye’den ek bilgi istedi AB ile Türkiye arasında Türkiye’nin şubat ayında AB Komisyonu’na ki vize muafiyeti gö sunduğu çalışma pla rüşmelerinde AB nı üzerinde görüş alış Komisyonu Göç ve verişinde bulunuldu. İç İşleri Genel Mü AB Komisyonu’nun vi dürlüğü Genel Mü ze serbestisi diyaloğu dür Yardımcısı Si nun yeniden canlandı mon Mordue baş rılmasından memnu kanlığındaki heyet Simon Mordue niyet duyduğunu ifade Türkiye’den ek bilgi talebin ettiği aktarıldı. de bulundu. Dışişleri kaynak Kaynaklar, diyaloğun ye ları AB heyetinin diyalog sü niden canlandırılmasının ça recinin canlandırılmasından lışma planındaki kalan kri “mutlu olduğunu” duyurur terlerin karşılanmasına yö ken AB Komisyonu yetkilileri nelik olumlu bir adım ola ise sessiz kaldı. rak gördüklerini belirtti ve Türkiye ile AB arasındaki “2016’dan bu yana geçen sü Vize Serbestisi Diyaloğu top rede yaşanan gelişmelerin ya lantısı, dün, Dışişleri Bakan rattığı zorlukları bildiklerini” lığı Konsolosluk İşleri Genel de vurguladı. Müdürü Mehmet Samsar ile Dışişleri kaynaklarının ver AB Komisyonu Göç ve İç İşleri diği bilgiye göre AB Komisyo Genel Müdürlüğü Genel Mü nu, Türkiye’nin şubat ayın dür Yardımcısı Simon Mordue da sunduğu Çalışma Planı’nın eşbaşkanlığında Ankara’da teknik ayrıntıları ile ilgili ek gerçekleşti. Toplantıya vize bilgi talep etti. Edinilen bilgi serbestisi sürecinde çalışma ye göre toplantıda, AB tarafı larda bulunan AB Bakanlığı, na planla ilgili ayrıntılı bilgi Adalet Bakanlığı İçişleri Ba sunuldu, teknik düzenlemeler kanlığı yetkilileri katıldı. için atılacak adımlar hakkın Diyalogdan memnun da görüşler paylaşıldı. Delegasyondan bir yetkili Dışişleri kaynaklarından ise Dışişleri’nden yapılan bil edinilen bilgiye göre top gilendirme için “Dışişleri ile lantıda, uzun süredir karşı aynı noktadayız” demekle ye lanmayan kriterlere karşın tindi. l ANKARA/Cuhuriyet BAKANLIKTAN İLGEZDİ’YE YANIT Her gün 115 kişi tutuklanıyor CHP Genel Başkan yardım Sadece son 3 ayda 10 bin 528 kişi tutuklan cısı Gamze Akkuş dı. Böylece günde or İlgezdi’nin cezaev talama 115 kişi tutuk leriyle ilgili Adalet lanmış oldu.AKP’nin Bakanlığı’na yaptı iktidara geldiği dö ğı bilgi edinme öner nemde çocuk tutuk gesine verilen yanıta lu ve hükümlü sayısı göre 15 Mayıs 2018 tarihi itibarıyla ee İlgezdi nın 2 bin 45 olduğunun belirtildiği rapor za infaz kurumlarında toplam da, 16 yılın sonunda yüzde 246 bin 416 tutuklu ve hü 51’lik artış ile çocuk hüküm kümlü bulunduğu öğrenildi lü sayısının 3 bin 85’e yük Adalet Bakanlığı’nın seldiği aktarıldı. Konuyla ilgi İlgezdi’ye verdiği yanıtın ar li açıklama yapan İlgezdi, Av dından hazırlanan raporda, rupa genelinde cezaevlerinde AKP’nin iktidara geldiği ilk bulunan tutuklu ve hükümlü günlerde, 31 Aralık 2002 ta sayısında en fazla artış göste rihi itibarıyla cezaevlerinde ren ülkenin, Türkiye olduğu toplam 59 bin 429 kişi bulu nu anımsattı. Cezaevlerinin nurken, aradan geçen 16 yıl kapasite bakımından yetersiz da, bu sayıda 4 kat artış ya kaldığını vurgulayan İlgezdi, şandığı, 31 Aralık 2002 tari sorunun yeni cezaevleri yap hinde hükümlü sayısı 34 bin mak yerine, adalet mekaniz 808 iken, 15 Mayıs 2018 ta masını iyileştirmekten geçti rihi itibariıyla yüzde 416’lık ğini söyledi. artış ile 179 bin 514’e yükseldiği kaydedildi. Yine aynı tarihlerde tutuklu sayısının Çözüm yeni cezaevi değil yüzde 172’lik artış ile 24 bin 621’den, 66 bin 902’ye yükselmesi dikkat çekti. Rapora göre, 7 Şubat 2018 tarihinde 235 bin 888 olan tutuklu ve hükümlü sayısı, 15 Mayıs 2018 tarihine gelindiğinde 246 bin 416’ya ulaştı. Sadece son 3 ayda tahliye edilenler hesaplanmadan yaşanan yüzde 4.5’lik artış, Türkiye’deki tutuklu ve hükümlü sayısındaki yükselişin devam edeceğini de ortaya koydu. Türkiye’de insanların kriminalleştirildiğini söyleyen İlgezdi, “Yeni hapishaneler yapmak, suçun yaygınlaşmasını önlemez. Aksine kökleştirir. Yapılması gereken şey, yurttaşlarımızı suça iten bozuk düzenin ortadan kaldırması ve 16 yıldır adım adım çürüyen sosyal dokunun yeniden ‘hukuk devleti ve tarafsız adalet mekanizması içinde’ tamir edilmesidir” dedi. l İSTANBUL/Cumhuriyet ELÇİ CİNAYETİNİN ÜZERİNDEN 129 HAFTA GEÇTİ Kayıp görüntüler için hâlâ inceleme yapılmadı Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi’nin 28 Kasım 2015’te Sur’da öldürülmesinin üzerinden 129 hafta geçti. Diyarbakır Barosu Diyarbakır adliyesi önünde yaptığı açıklamayla Elçi’nin faillerinin bulunmasını istedi. Baro Başkanı Ahmet Özmen, “Soruşturmanın asli delillerinden olan görüntü kayıtlarının çözümü noktasında çok kötü bir sınav verildiğinin hepiniz farkındasınız. Mardin Kebapevi isimli işyerinden bizim sunduğumuz delil kaydına ilişkin 2 yıl ara dan sonra Adli Tıp Kurumu tarafından gönderilen raporda işyerinin iç kısmına bakan 3 kameranın çalışır vaziyette olduğu, ancak Tahir Elçi’nin vurulduğu ve katledildiği yere bakan kameranın ise bozuk olduğu şeklinde bir rapor geldi” dedi.Emniyet’e ait bir kamera kaydındaki 13 saniyelik kesintiyle ilgili de başvurduklarını anımsatan Özmen, “Kameranın ve hafıza kartının savcılık tarafından ilgili Emniyet biriminden istenmemiş” diye konuştu. l Yurt Haberleri ÇYDD BAŞKANI PROF. DR. AYSEL ÇELİKEL, GAZETEMİZİ ZİYARET ETTİ ‘Cumhuriyet’in yanındayım’ Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Başkanı Prof. Dr. Aysel Çelikel dün gazetemizi ziyaret etti. Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Orhan Erinç, İcra Kurulu Başkanımız Akın Atalay ve Genel Yayın Yönetmenimiz Murat Sabuncu ile görüşen Çelikel “Cumhuriyet Gazetesi Cumhuriyetle, Atatürk’le, demokrasiyle, özdeşleşmiş bir gazete. O bakımdan haberciliği, habercilik gibi yapan gazeteciler çalışıyor her zaman Cumhuriyet’te. O nedenle Cumhuriyet’i savunmak, Cumhuriyet’le beraber olmak, o fikirleri benimsemek Türkiye’nin ge leceği açısından da önem taşıyor. Ben fikren ve kalben her zaman Cumhuriyetçiyim, Atatürkçüyüm, Cumhuriyet gazetesinin yanındayım” dedi. Çelikel, şöyle konuştu: “Tükiye’de biz son 15 yıl içerisinde çok şey kaybettik. Birey olarak kaybettik. Kurumlar olarak kaybettik. Bütün özelliklerimiz sarsıldı, zedelendi, yok oldu. Ben 2 tanesini çok önemli buluyorum. Bir tanesi toplumun ulus olma özelliği sarsıldı. Biz seviçte, kederde, üzüntüde, acılarda veya mutluluklarda beraber olmayı bilen nefret ve kin beslemeyen bir toplumduk. Evet, farklı etnik, dini gruplar var, siyasi düşünceler var. Böyle bir toplumun özelliği var. Son zamanlarda her açıdan bu ayrımları keskinleştirdik. Derinleştirdik. Hatta kadın erkek eşitsizliğini bile derinleştirdik. Biz 50 sene kadın erkek eşitliğini savunurken şu anda bakıyorum eşitsizliği savunan pek çok grup çıktı ortaya. Bu tablo bir ulus olmanın özelliklerini yıpratan bir tablo. İşte zaman içerisinde demokrat kesimler Atatürkçü kesimler mutlaka bunun üstesinden gelmek zorundalar. Bütün leşmemiz lazım. Bu bütünleşme aynı zamanda eğitim demek oluyor. Eğitim zedeleniyorsa, eğitim bilimsel özelliğini ve laik özelliğini kaybediyorsa o zaman zaten çağdaş ve Atatürkçü eğitim yoktur. Hepsi birbiriyle bağlantılı. Eğitim toplumun geleceğini şekillendiren bir varlık ve olgu olduğu için eğitimi de çok önemsiyorum. Bu ulus olmanın yıpratılması, toplumdaki keskinleşen bu ayrışmalar yüreğimi derinden yaralıyor. Eğitim de onunla bağlantılı olarak bu acının içerisinde.” l İSTANBUL \ Cumhuriyet ‘Biz unutmadığımız sürece yaşayacaksın’ Gezi Direnişi sırasında polis kurşunuyla katledilen Ethem Sarısülük ölümünün beşinci yıldönümünde Güvenpark’ta karanfillerle anıldı Beş yıl önce Gezi Direnişi’nde çıkan olaylarda polis kurşununun hedefi olarak hayatını kaybeden Ethem Sarısülük, vurulduğu yer olan Güvenpark’ta bir kez daha anıldı. Gezi Direnişi’nde hayatını kaybedenlerin isimlerinin tek tek okunduğu anmada, Sarısülük ailesi ve sevdikleri Ethem Sarısülük için karanfiller bıraktı. Anmada konuşan HDP milletvekili adayı aktivist Veli Saçılık, “Sevgili dostlar, yoldaşlar Ethem en sevdiği sözcükle başlamak isterim; Hele kurban olduğum bizimle misin? Evet sen bizimlesin çünkü sana sıkılan kurşun bize sıkıldı. Biz bunu biliyoruz ve onun için beşinci yılında senin yanındayız senin düştüğün yerdeyiz, seninle birlikteyiz. Sen bizimle birlikte olduğun sürece, biz seni unutmadığımız sürece sen yaşayacaksın” dedi. ‘Saray’ın temeli kan’ CHP milletvekili adayı Umut Erarslan ise “Bugün ülkemiz tarihinin en zor, en karanlık günlerinden geçiyor. İçinde bin akıllı odası olan bir saray yükseldi bu ülkede ama temelinde kan olan bir saray. İçinde Ali İsmail’in, Berkin’in, Ethem’in kanı var. O sarayın temelinde Suruç’ta katledilen 33 yoldaşımızın kanı var. O sarayın içinde Roboski’de, Uludere’de katledilen çocukların kanı var. Torunlar’da, Soma’da ölen yüz Anmada, Gezi Direnişi’nde hayatını kaybedenlerin isimleri tek tek okundu. lerce işçi kanı var. Özgecan’ın kanı var. Her yanı kan kokuyor sarayın. Her yanın kan kokuyor AKP. Kan üzerine kurulan bu iktidarı yıkana dek, duvarları altüst edene dek sokaklarda olmaya devam edeceğiz. Onların hesabını soracağız” ifadelerini kullandı. l ANKARA/Cumhuriyet İki çobana dayak iddiası Şemdinli’de Nasır Taş ve Ramazan Aktaş’ın askerlerce feci şekilde dövüldüğü öne sürüldü. Jandarma olayla ilgili soruşturma başlattı Hakkâri’nin Şemdinli ilçesinde yine işkence iddiaları günde lan soruşturmada 1 polis açığa alınırken, 16 Mayıs’ta yine aynı köy olayla ilgili jandarma tarafından soruşturma başlatıldığını belirterek, me geldi. Altunsu (Şapatan) köyü de Temer Şengül ve Mehmet Ali Diyarbakır ve Hakkâri barolarının nün ardından bu kez Yufkalı köyü Avcı’nın polislerce evlerinin basıla bugün köyde inceleme yapacağını Binahare mezrası yakınlarında ko rak darp edildiği iddiaları medya açıkladı. Özmen, “Şemdinli’ye gi yunlarını meraya götüren Nasır Taş ya yansımıştı. Bu kez Şemdinli’ye derek ailelerle görüşeceğiz. Olayın ile Ramazan Aktaş adlı çobanların bağlı Yufkalı köyü Binahare mezra ayrıntıları ve soruşturmanın seyri askerlerce dövüldüğü iddia edildi. sı yakınlarında koyunlarını meraya ne ilişkin bilgi alacağız. Jandarma Diyarbakır Barosu Başkanı Ahmet götüren Nasır Taş ile Ramazan Ak da tahkikat evrakı olduğu yönünde Özmen, olayla ilgili jandarma tara taş adlı çobanların askerlerce dö bilgi aldık ama henüz içeriğine iliş fından soruşturma başlatıldığını, vüldüğü iddiaları gündeme geldi. kin bilgi sahibi değiliz” dedi. Diyarbakır ve Hakkâri Barosu’nun İki köylünün olay yerine gelen ak Hakkâri Barosu’ndan yapılan ya bugün köyde inceleme yapacağı rabaları tarafından Şemdinli Devlet zılı açıklamada ise, “Baromuz avu nı açıkladı. Hastanesi’ne kaldırıldığı Aktaş’ın katları olayı öğrenir öğrenmez ola Hakkâri’nin Şemdinli ilçesinde işkence iddialarına yenisi eklendi. Geçen yıl 5 Ağustos’ta Al ilk tedavisinin ardından taburcu edildiği, Taş’ın ise hastanede müşahade altında tutulduğu belirtildi. yın takipçisi olmuşlardır. İşkence gördüklerini belirten vatandaşlarla ve aileleriyle görüşmek suretiyle tınsu (Şapatan ) köyünde 36 köylünün yaklaşık 1 saat boyunca dö Barolar gidiyor hukuki yardımda bulunmuşlardır. Hakkâri Barosu olarak, olayın so vülmesiyle ilgili iddiaların medya Gazetemize konuşan Diyarba nuna kadar takipçisi olacağız” de ya yansımasının ardından başlatı kır Barosu Başkanı Ahmet Özmen, nildi. l Yurt Haberleri İKİ ÇOCUĞUN ÖLÜMÜ Israrlı inkâr beraat gerekçesi Diyarbakır’da Enes Ata (8) ile Mahsum Mızrak’ın (14) ölümüyle ilgili davada 3 polis hakkında beraat kararı veren mahkeme gerekçeli kararında, “sanıkların tutarlı ve ısrarlı bir biçimde haklarındaki suçlamaları inkâr etmelerini” gerekçe gösterdi. Diyarbakır’da 28 Mart 2006’da çıkan olaylarda 8 yaşındaki Enes Ata ve 14 yaşındaki Mahsun Mızrak’ın gaz kapsülüyle vurularak ölümüne ilişkin “Olası kast sonucu ölüme neden olmak” suçundan ömür boyu hapis cezası istemiyle yargılanan özel harekât polisleri H.A., N.Ö. ve B.Ö, 26 Nisan’da görülen duruşmada beraat etti. Gerekçeli kararını açıklayan Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, “söz konusu gaz fişeklerin bulunamaması, adli emanetten kaybolması sebebiyle, suç konusu delillerin atıldığı silah ya da silahların tespit edilememesi, sanıkların tüm aşamalarda tutarlı ve ısrarlı bir biçimde suçlamaları inkâr etmeleri, ölümlere neden olan kapsüllerin sanıkların silahlarından ateşlendiğine dair tanık beyanı, kamera görüntüsü, uzmanlık raporu gibi somut, maddi deliller elde edilememesi mevcut delillerden sanıkların beyanına itibar edilmiştir. Mevcut şüphe sanıklar lehine değerlendirilerek, müsnet suçun sanıklar tarafından işlendiği sabit olmadığından müsnet suçtan ayrı ayrı beraatına karar vermek gerekmiştir” ifadesini kullandı. l Yurt Haberleri C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle