28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 19 Haziran 2018 8 Mantar tabancası patlasa da sandığa 24Haziran baskın seçimlerine şurada 5 gün kaldı. İktidarın şapkadan bir şey çıkarmasını bekliyoruz hâlâ. Neyse artık o şey, düne kadar çıkmadı, çıkarılamadı. Önceki gün Yenikapı’da Tansu Çiller çıktı gerçi. Ama Tansu Çiller merakla beklenen o şey değildi, olamazdı. Çiller’i önceki gün Yenikapı’daki mitinge davet edenler, cumhurbaşkanı seçiminde Meral Akşener’e kaptırdıkları görülen stratejik önemdeki 34 puan oyu bu marifetle geri alabileceklerini mi sanıyorlardı? “Eski Türkiye”nin hemen bütün musibetlerinin vücuda bürünmüş hali olan bir siyasi mevtayı, 21 yıl önce onun yanında içişleri bakanlığı yapmış Akşener’i aşağıya çekmek için kullandılar. Bugün hiç de hayırla yad edilmeyen bir Çiller’in himmetine muhtaç halde olduklarını göstererek zararın büyüğünü aslında kendilerine verdiler. Hedef büyük olunca çaresizlik de büyük oluyor. Hedefleri, Meclis’te çoğunluğu ve cumhurbaşkanlığını 24 Haziran’da almak ve bütün işi bir günde bitirmek. Lakin kendileri de bunun kolay olmadığını görüyor ve kapalı kapılar ardında, “İş çantada keklik değil, onu da söyleyeyim” diyerek gerçeği itiraf ediyorlar. Son iki hafta içinde AKP ve CHP oylarında biriki puanlık bir artış gözlemlenirken diğer partilerin oylarında ise birer puanlık düşüşler ölçülüyor. Bu hareketler iktidar için yeterli değil. Seçimleri, fazla gürültü patırtı doğurmayacak, dozu ayarlı bir baskı, yolsuzluk ve hileyle çalıp kaçırmaya yelteneceklerini varsayınca, kendilerine halihazırda verilen baz destekle bu amaca ulaşmalarının pek mümkün olmadığı da ortaya çıkıyor. Bu bağlamda, Kandil’deki PKK üslenmesini seçim zamanında hedef alan operasyonun sandığa muhtemel etkisinin ne olacağı akla geliyor. Lakin bu harekâtın, milliyetçi seçmeni iktidara kenetleyebilecek bir “sürpriz”i ya da seferberlik heyecanını henüz üretmediği de bir gerçek. Diğer taraftan 24 Haziran’a beş gün var. İktidarın, tüm gayrimeşru ve antidemokratik yöntemlerine rağmen cumhurbaşkanı seçiminin ilk turunda yüzde 50’yi bulamaması kuvvetli bir ihtimal olarak görünüyor. Seçmenin motivasyonu, ilk tur sonucu üzerindeki tayin edici faktörlerin başında gelecek. Muhalefetin seçmenini daha iyi motive ettiğini sahada gözlemleyebiliyoruz. Parlamento seçiminde ise iktidar bütün oyununu HDP’yi baraj altında bırakma üzerine kurdu. Çoğunluğu almak için başka çaresi yok çünkü. HDP açısından durum şu: Muharrem İnce faktörü nedeniyle CHP seçmeni HDP’ye verdiği desteğin küçük bir bölümünü geri çekti ama anketlerde bu partinin hâlâ barajın birkaç puan üzerinde görünmesini sağlayan kesim, parlamento seçiminde tercihini HDP’den yana yapacağını açıklayan, batıdaki CHP’li ve sol seçmenler. Dolayısıyla iktidar bu CHP’lilere diş biliyor. İktidarın bu kesime karşı hissettiği nahoş duygular, dün İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tarafından TRT Haber’in canlı yayınında da dile getirildi. TRT Haber’in elemanı Soylu’ya şu soruyu yöneltti: “Bu seçimler öncesinde anlıyorum ki CHP ve HDP’nin bir örtülü ittifak içinde olduğunu düşünüyorsunuz.” Süleyman Soylu şu cevabı verdi: “Sadece öyle değil, sosyal medyada da var. Yaptığımız anketlerde ve araştırmalarda bu tuzu kuru CHP’liler var. İstanbul’da yaşarlar, ondan sonra bir mantar tabancası patlasa evlerinden beş gün çıkmazlar (Burada bir saniye kadar duruyor ve üzerine basarak tekrar ediyor); beş gün, çıkmazlar. Ondan sonra, televizyon delikanlısıdırlar. İstanbul’da böyle bir grup var, CHP’li... HDP’ye oy veriyorlar şimdi. 1.5 puan civarında, 2 puan civarında HDP’ye oy veriyorlar, CHP’li...” Soylu’nun bu CHP’liler hakkındaki müteakip ifadelerini, nefret söylemi oluşturduğunu düşündüğüm için alıntılamıyorum. OHAL’den önce seçimlere giderken “adil seçim” düsturu gereği içişleri bakanı istifa eder ve yerine partisiz bir bürokrat atanırdı. Şimdiki partili İçişleri Bakanı’nın varsayılan görevi gerçi yine aynı; memlekette asayiş ve huzuru temin etmek. Ama kendisi CHP’lileri hedef gösterirken, “mantar tabancası patlasa korkup beş gün eve kapandıklarından” bahsediyor. Bunu ne zaman söylüyor? Seçimlere altı gün kala. Memlekette mantar tabancası patlatmak yoluyla seçmeni korkutup sandığa gitmekten alıkoymak isteyebileceklere mani olmak, İçişleri Bakanı’nın görevidir. Bu Türkiye’de şuurlu yurttaş olmanın sorumluluğu da mantar tabancasından korkmadan sandığa gidip oyunu kullanmayı gerektirir. haber EDİTÖR: Hakan akarsu TASARIM: ilknur filiz atığa daYgeamraenğtei vdaernShaaayssıtılşaitsnateiyslmerarapinrodereudniylddüiağzdişoeerh7tia0rygaaçraıkntıtinin Sayıştay Başkanlığı, iktidarın yalanlamasına kar şın şehir hastanelerinde “Mik tara Bağlı Hizmetler” için ida renin, şirkete yıllık yüzde 70 doluluk garantisi verdiğini be lirlerken, raporunda bunun nasıl istismar edildiği göz ler önüne ser di. Personel öğ le yemeği, per sonel ünifor ALİCAN ULUDAĞ masının yıkanması, özel atık, gizli atık, Ro botik Sistem Onkolojik İlaç Hazırlama/Uygulama seti ve TPN torbası hazırlama gibi miktara bağlı hizmetlerde ve rilen yüzde 70 garanti oranı na ulaşılamadığı, bu neden le şirkete ödeme yapıldığı ifa de edilen raporda, doküman larda sadece yemek hizmetle ri yer alırken, ödeme evrakla rında öğün, hasta, personel ve misafir gibi ayrımlara gidildi ği vurgulandı. Raporda, Mer sin Şehir Hastanesi’nde mima ri hatalar yüzünden tüp bebek ünitesinin hizmete giremedi ğinde dikkat çekildi. Sayıştay Başkanlığı, şehir hastaneleri raporunda top lam 20 başlıkta “bulgu” tes pit etti. Cumhuriyet’in son bö lümünü bugün yayımladığı raporda, şehir hastanelerine ilişkin yatırım, hizmete alın ma ve hizmetlerin yürütülme si döneminde planlama, ileti şim, koordinasyon ve uzman laşma eksikliğinden kaynak lanan sorunlar yaşandığı vur gulandı. Sayıştay, bunları dört alt başlıkla şöyle sıraladı: n Şehir hastanelerine iliş kin sözleşme gibi dokümanla rın, bakanlığın taşra teşkila tındaki sözleşmenin yürütül mesinden sorumlu görevlile re geç teslim edilmesi ve ye terli uzmanlaşmanın sağlana maması. n Planlama ve taraflar ara sındaki koordinasyonda yaşanan sorunların, sağlık tesislerinden tam olarak istifade edilmesine mani olması. n Sağlık tesislerinin yüksek doluluk oranlarına ulaşmış olmalarına rağmen, miktara bağlı hizmetlerin bir kısmında yıllık yüzde 70 doluluk oranına göre hesaplanan aylık miktarlara ulaşılamaması. n Sözleşmede hastane bilgi yönetim sisteminin eksikliklerinin, hastane açılmadan giderileceği ifade edilmesine rağmen, eksikliklerin bulunması. Sayıştay, projenin karmaşıklığıyla ilgili de şu uyarılarda bulundu: “Modelin ülkemizde yeni bir model olması, sözleşmelerin çok tafsilatlı oluşu, sözleşme terminolojisine aşina olmama, yönetim modeline yabancılık ve bütün bunlardan kaynaklanabilecek uyuşmazlıkların olağan usullerle çözülememesi durumunda tahkime başvurulması gibi nedenlerle, uygulayıcıların sözleşmelere hâkim olması gerekmekte ve yetersiz kalınan yerlerde çok iyi bir merkezi yönlendirme yapılması icap etmektedir. ” Taraflar arasındaki koordinasyon eksikliği nedeniyle ya şanan sorunların örnekleriyle anlatıldığı raporda, tesisin inşaası ve ekipmanların şirket, tıbbi hizmetleri ise Sağlık Bakanlığı’nın sunduğu anımsatıldı. Raporda, yaşanan aksaklıklar şöyle anlatıldı: n Adana ve Mersin Şehir Hastanelerinde, göz tedavisinde kullanılan Excimer Laser cihazı, şirket tarafından teslim edilmiş olmasına rağmen, tıbbi kötü uygulama riskini azaltıcı bazı tıbbi cihazların bulunmaması gibi nedenlerle söz konusu cihazlardan yararlanılamaması. n Ekipmanlar başlıklı ek13’teki listelerde değişiklik yapılması aşamasında yaşanan sorunlar ile mimari projedeki hatalar nedeniyle, normalde projede olan “In vitro fertilizasyon” ya da halk arasındaki adıyla tüp bebek ünitesinin, Mersin Şehir Hastanesi’nde hizmete girememesi. n Adana şehir hastanesinde inşa edilen yüksek güvenlikli adli psikiyatri hastanesinin, yapılış amacına uygun olarak hasta kabulüne başlayamaması. Sayıştay raporunda, kamuoyunda yüzde “70 hasta garantisi” olarak yorumlanan tartış Denetime açık olun Şehir hastanelerinin çok aktörlü olması nedeniyle bu süreçlerin iyi planlanması, koordinasyonu ile paydaşların doğru bilgilendirilmesinin projenin başarısında oldukça ehemmiyet arz ettiği anlatılan raporda, şu öneride bulunuldu: “Planlama ve koordinasyonun istenen düzeyde sağlanabilmesi için, taraflar arasındaki iletişim ziyadesiyle önemlidir. Kamuoyu ile iletişim ve kamuoyu denetiminin de önemli olduğu düşünülmektedir.” mayla ilgili de değerlendirmede bulunuldu. Sözleşme gereği “Miktara Bağlı Hizmetler” için idarenin, şirkete yıllık yüzde 70 doluluk oranı üzerinden hesaplanan aylık miktarların ödenmesinin, hasta yatak doluluk oranından bağımsız bir şekilde garanti ettiği anlatılan raporda, şöyle denildi: §“Eğer, idare tarafından garanti edilen tutara ulaşmak için şirkete aylık bazda yapılan ödemelerin yıllık toplamının, idare tarafından garanti edilen yıllık miktarı aşması halinde, aşan miktarın, “işletme yılı” sonunda sunulan “Miktara Bağlı Hizmetler”in yıllık toplam bedelinden kesilmesi öngörülmüştür. Yapılan incelemelerde, sözleşme dokümanlarında belirtilen kırılım seviyesinden daha ayrıntılı alt kırılımlar için bu mahiyette garantiler verildiği görülmüştür. Örneğin; ulaşılabilen dokümanlarda sadece yemek hizmetleri yer alırken, ödeme evraklarında öğün, hasta, personel ve misafir gibi ayrımlara gidildiği görülmüştür. Fakat bu garantileri teyit edecek dokümanlar talep edilmesine rağmen Sayıştay’a sunulamamıştır.” “Ödeme evraklarına dayanı larak yapılan incelemede, şehir hastanelerinin yıl içerisinde yüksek doluluk oranlarına ulaşmış olmalarına rağmen garanti miktarlarına ulaşılamayan, personel öğle yemeği, personel üniformasının yıkanması, özel atık, gizli atık, Robotik Sistem Onkolojik İlaç Hazırlama/Uygulama seti ve TPN torbası hazırlama gibi miktara bağlı hizmet alt kırılımlarının bulunduğu görülmüştür. Garanti miktarına ulaşılamayan alt kırılımlardan kaynaklanan maliyetleri azaltmak için şehir hastanesinin farklı usuller geliştirdiği anlaşılmaktadır.” Atıklara ilişkin olarak, özel atık ve gizli atığın tam mahiyetinin tespit edilemediği belirtilen raporda, mevzuatta da yer alan “tehlikeli atık”a ilişkinse herhangi bir belirlemenin yapılamamış olmasının, garanti miktarına ulaşılamamasına sebebiyet veren önemli bir gerekçe olduğu ifade edildi. Raporda, sözleşmede hastane bilgi yönetim sisteminin eksikliklerinin hastane açılmadan giderileceği ifade edilmesine rağmen, eksikliklerin bulunduğu vurgulandı. l ANKARA ‘Ekonomi konuşulmalı’CHP’li Kesici, siyasi ve ekonomik seçim stratejisinin nasıl olması gerektiğini anlattı CHPİstanbul Milletvekili İl han Kesici, Cumhurbaşka nı Tayyip Erdoğan’ın seçim öncesi Londra seyahatini, “Cumhurbaşkanı’nın kişiliğine göre, Londra’ya gitmesine te nezzül bile etmemesi gerekir. Tehlikeyi gördü. Orada bir ateş olduğunu his setti, ama ‘ben bu ateşi söndü rürüm’ diye git SİNAN TARTANOĞLU ti. Ateş sönmedi, harlandı ve eli yandı. Bunu görerek geldi” sözleri ile değer lendirdi. “Ufukta kara bulutlar toplanıyor” diyen Kesici, “Eko nomi bu durumdayken bizim cumhurbaşkanı adaylarımızın, siyasi polemiklerle devam et mesi yerine, sadece ekonomi ile ilgili konuşmaları daha doğ ru” ifadelerini kullandı. CHP İstanbul milletvekili ve Muherrem İnce’nin adaylı ğı öncesinde CHP’nin Cumhur başkanı adayları arasında ismi geçen İlhan Kesici, seçime kı sa süre kala gündemi değerlen dirdi. Kesici şu mesajları verdi: n Kampanyalar tedirginliği kaldırdı: Cumhurbaşkanı’nın kampanyasını, alıştığımız yük sek tempolu kampanyadan zi yade, başarısız buluyorum. İnce’nin performansı, biz parti nin içindeki arkadaşların um duğumuz gibi, Meral Hanım’ın, Temel Bey’in, kısıtlılık içinde enteresan bir formül buldular ama Demirtaş’ın performansı nı başarılı buluyorum. Siyasal polemikle Cumhurbaşkanı’na kafa tutabilir olmak toplumun üstüne sinmiş olan endişeyi te dirginliği kaldırdı. n Güven çökme seviye sine geldi: Milletin asıl der di ekonomi. En somut göster gesi ise dolar. Dolar birdenbi Ateşi söndürmek için gitti, eli yandı Cumhurbaşkanı’nın kişiliğine göre, Londra’ya gitmesine tenezzül bile etmemesi gerekir. Tehlikeyi gördü. Cumhurbaşkanı oradaki ağızlarından çıkan laf ne anlama geliyor onu bilmiyor. O kulaklar neyi duymak istiyor, onu da bilmiyor. Öyle olunca da güven tesisini artırmak için giderken, güven eksikliğine sebep oldu. Yine Sayın Cumhurbaşkanı kıyamet kopsa, ilaveten bunu tamir için bakan göndermezdi. Boynunu eğdi, Başbakan Yardımcısı ile Merkez Bankası Başkanı’na, orada kırdım döktüm, tamir edin toplayıp gelin dedi. Hadisenin ciddiyetini fark etti, bileğini büktü. Londra’da Sayın Cumhurbaşkanı elini ateşe dokundu. Orada bir ateş olduğunu hissetti, ama ‘ben bu ateşi söndürürüm’ diye gitti. Ateş sönmedi, harlandı ve eli yandı. Bunu görerek geldi. Arkasından bakanları göndermesinin sebebi bu. Bunu tam olarak görmezse olan Türkiye’ye olur, insanlara bir şey olmuyor. re 4.60 oldu, 4.92’ye kadar çıktı. Türkiye’nin 453 milyar dolar dış borcu var. 2002’de AK Parti iktidara geldiği zaman, toplam borcumuz 130 milyar dolarmış. AK Parti döneminde 323 milyar dolarlık borçlanma yapılmış. Kısa vadeli borçların döndürülmesi derdi var. Bunu döndürüyorduk, şimdiye kadar. Ama döndürmesi pahalı. Bir de Cumhurbaşkanı’nın şahsından başlamak üzere çökme seviyesinde güven kaybı meydana geldi ve bu ekonomi yönetimini de kapsadı. n Polemikle oy geçişi olmaz: Oy kayışları var. Bunların bir anlamı yok, bu seçimde. Yegâne anlamı olabilecek resim, Cumhur İttifakı’ndan bizim tarafa doğru oy gelmesi. Aşırı muhafazakârlıktan, aşırı milliyetçiliğe kadar bir spekturum bu. Kimse yer değiştirme hevesinde değil. Tayyip Bey, ekonomiyi, dış politikayı çok iyi biliyor değil, ama iç politikayı ve seçim stratejilerini çok iyi biliyor. En başından beri kurduğu, ‘biz ve onlar’ stratejisi. Siyasi polemiği bunun üzerinden yürütüyor. Tayyip Bey’in şahsına hücum ettiğimiz zaman AK Parti oylarını orada kilitleriz. O insanlar 12 seçim üst üste Tayyip Bey’e oy vermişler, 13. seçimde satmazlar. Oradan oy gelmezse, seçimin sonucu belli, orada 55’lik bir oy var. Seçmeni rahatsız etmeyecek başka alan bulmamız lazım, ekonomi. Dolar 4.60, bu kötüdür dediğimiz zaman, muhafazakârlara göre de 4.60, milliyetçilere de, Kürt vatan daşlara da aynı. Gündeme getirmemiz gereken ekonomik problem, problemin şiddeti, büyüklüğü. Bunu bu hale getiren iktidar. Bu da yetmez, yüzde 55’ten oy almak için. ‘Senin daha iyi olacağına nereden emin olacağım.’ Sadece ‘ben iyiyim demekle olmaz.’ ‘Bu problemi çözerler’ denilmesi lazım. Bizim kampın cumhurbaşkanı adaylarının tamamının siyasi polemikleri başarı ile yaptınız, ama bundan sonra ekonomi ile ilgili iş yapalım dememiz lazım. n Yeniden IMF kapısına gelmeyiz: Henüz IMF kapısının ağzında olduğumuzu görmüyorum. Bizim arkadaşımızın seçimi kazanması halinde, bütün yapması gerekenleri yaparsa, IMF’ye ihtiyaç olacağını düşünmüyorum. n Dış mihrak yok: Bazı hü kümet çevreleri dış mihraklara bağlıyor. Ortada dış mihrak yoktur. Türkiye’nin dış döviz ihtiyacı vardır. Batılının bizden 453 milyar dolar alacağı var. Alacaklılar siyasiler değil ki. Türkiye’yi istikrarsızlaştıracak bir davranışta bulunmak istemiyorlar. 200 milyar dolar civarında yatırımı da var. 650 milyar dolarlık alacağı var. n Sihir yok, sihirbaz yok: Ekonomide kimsenin elinde sihir yok, sihirbaz yok. Akıl var, bilim var, ciddiyet var, program var. Bol keseden vaat veriyor imajı ortaya çıkarsa, ‘kendimizi emanet edemeyiz’ der, insanlar. Ciddiyet, inandırıcılık, güven tesis edilemesi gerekir 21. yüzyıl milliyetçiliği ekonomik milliyetçiliktir. Türk Lirası şerefimizdir. Hem yerli, hem milli. Türk Lirasına itibar kazandıracaksınız. n Ekonominin tek lideri olmalı: Çıkış yolu. Ekonominin bir tane, tek, tam yetkili, tam sorumlu tek bir yönetisinin olması lazım. Seçimlerin sonuçlanmasından hemen sonra kapsayıcı, büyük, en az 3 yıl vadeli ekonomik program hazırlanması lazım. Bunun içinden 1, 1.5 yıllık bir dilimi acil eylem planı olarak çıkarmamız lazım. Bir de bunu ulusal ve uluslararası platformlarda anlatmamız lazım. Ayrıca Türkiye’nin Merkez Bankası rezervlerinin kullanabilir bölümü çok küçük. En çok 30 milyar dolar, o da en fazla iki aylık ithalat. Dış dünyaya güven tesis edebilmemiz gerekir. Siyasi güven ve ekonomik güven gerekir. Merkez Bankası rezervlerinin zayıflığı münasebetiyle bugünün ölçülerine göre en az 40 milyar dolar para bulmamız gerekir. l ANKARA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle