15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 1 Haziran 2018 2 Sorular seçici olacak haber EDİTÖR: FİGEN ATALAY TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN Liselere Geçiş Sınavı’nda bilgiden çok bilgiyi kullanma gücü sorulacak 8. sınıf öğrencilerini liselere yerleştirecek kullanılacak olan Liselere Geçiş Sınavı, (LGS) yarın yapılacak. Sınava 996 bin öğrenci girecek. Bu öğrencilerden 126 bin 240’ı beş farklı türde sınavla öğrenci alan bir okula yerleştirilecek. Bu adayların gerçek hedefi ise beş okul türü içinde toplam kontenjanı 78 bin 480 olan fen lisesi, anadolu lisesi veya sosyal bilimler liselerinden birine yerleşmek. Matematik öğretmeni Vural Aksankur, bu yıl ilk kez düzenlenecek olan LGS’nin önceki yıllarda düzenlenen TEOG sınavına göre daha zorlayıcı ve seçici sorulara sahip olacağını belirterek, ‘‘Bunun nedeni eskiden yapılan sınavların tüm öğrencilere, yeni sınavın ise sadece yüzde 5’lik bir kısma hitap etmesi. Elbette sınava girecek olan öğrencilerin sayısı bu yüzde 5’lik dilimden çok daha fazla olacak’’ dedi. Aksankur, sınavda başarılı olmak için dikkat edilmesi gerekenleri şöyle sıraladı: ‘‘Öncelikle konu çalışmayı bırakmalısınız. Yıl boyunca bu konuları gördünüz, tekrarlar yaptınız ve testler çözdünüz. Bunlar konuyu öğrenmek için yeterli. Artık yapmanız gereken son hafta bol miktarda deneme çözerek farklı soru tarzlarını görmek ve ba kış açınızı geliştirmek. Çünkü yayımlanan örnek sorularda gördük ki soruların zorluk dereceleri oldukça yüksek, bunun nedeni elbette kısıtlı sayıda öğrenci alınacak olması ve MEB’in seçici davranması. O zaman çözeceğiniz denemelerin soru kalitesinin yüksek olmasına dikkat etmelisiniz. Özellikle matematikte yorum ağırlıklı sorular çok olmalı. LGS’de bilgiden ziyade bilgiyi kullanma gücü sorulacağını biliyoruz. Öğrendiğiniz formülleri, özellikleri, verilen yoruma dayalı soru tarzlarında uygulayabilmelisiniz. Bu nedenle soruların çözümü kolay olmayabilir, hemen çözemezseniz vazgeçmeyin. Sadece matematikte değil, başta Türkçe olmak üzere diğer alanlarda da yoruma dayalı sorularla karşılaşacaksınız. Zamanınızı iyi kullanın ve çözüme ulaşamadığınız, cevabını bulamayacağınız sorularla çok fazla vakit kaybetmeyin. Ama şunu da unutmayın; bu tarz sınavlarda genellikle uzun cümlelerle sorulan sorular kolay çözümlere sahiptir. Soruyu yapa bilmeniz için gereken tek şey soruyu anlamanızdır. Bu nedenle uzun paragraflardan oluşan sorular sizleri korkutmasın. Dikkatli okur ve anlarsanız, çözüme ulaşabilirsiniz’’ Uzun metinli sorular Edebiyat Öğretmeni Onur Soğuk, ‘‘Türkçe sorularında netlerin çok olması öğrencilere büyük avantaj sağlayacak’’ diye konuştu. LGS’de Türkçe testinin fen ve matematikle birlikte sınavın en çok puan getiren üç testinden biri olduğuna dikkat çeken Soğuk, öğrencilere Türkçe sorularıyla ilgili şu uyarılarda bulundu: ‘‘MEB’in yayımladığı örnek sorular incelendiğinde Türkçe testindeki en önemli farklılık, 34 paragraflık uzun bir metne bağlı olarak öğrencilere yöneltilecek olan birkaç sorunun bulunmasıdır. Liseye geçişle ilgili daha önce uygulanan sınavların hiçbirinde böylesine uzun bir metin üzerinden sorular yöneltilmemişti. Öğrencilerimizin sınav anında bu tip bir sorunun metnini çok dikkatli okuması gerekiyor. Testte yazım kuralları ve noktalama işaretleri konularından soru çıkması da yüksek ihtimal.” Veliler güvercin uçurarak taleplerini Milli Eğitim Bakanlığı’na duyurmaya çalıştı. Velilerin isteklerini güvercinler götürecek Öğrenci Veli Derneği VeliDer’in organizasyonuyla veli ve öğrenciler, 16 il ve ilçede çeşitli mekânlarda toplanarak, yeni sisteme itiraz etti, güvercin uçurarak Milli Eğitim Bakanlığı’na seslerini duyurmaya çalıştı. İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü önünde bir araya gelen öğrenci ve veliler, “Geleceği kinle değil bilimle kuralım”, “Nitelikli niteliksiz okul dayatmasına hayır”, “Bizler yarış atı değil ülkenin gelecekleriyiz” dövizleri taşıdı. Grup adına yapılan açıklamada “Eğitim sisteminin, çocuklarımızın ve memleketin geleceğinin yapboz tahtasına çevrilme sine artık yeter diyoruz. Buradan MEB’ye ve tüm yetkililere sesleniyoruz. Çok iyi bilsinler ki çocuklarımız sahipsiz değildir. Biz VeliDer olarak bugün Türkiye’nin her yerinde sokaklardayız, eylemdeyiz” denildi. EgitimSen Genel Başkanı Feray Aytekin Aydoğan ise, “Türkiye tarihinin en büyük sınav kaosu yaşatılıyor. Sınav sisteminin bir gecede bir kişinin sözüyle değiştirilmesi sonucu çocuklarımıza dayattıkları bu geleceksizliği reddediyoruz. Bu sınav sistemi çocuklarımızın istemedikleri okullara yerleştirilme projesidir’’ dedi. l İSTANBUL/ Cumhuriyet UZMANLARDAN öğrencilere: Stresten korkmayın Öğrenci ve annebabaların en çok zorlandığı konuların başında stres yönetimi geliyor. Gelecekleri için önemli bir eşik olarak gördükleri sınav tarihinin yaklaşması stresi kontrol edilemez bir hale getirebiliyor. Kontrol edilemeyen stres bir süre sonra ciddi kaygı düzeylerine ulaşıp, öğrencinin zihinsel, duygusal ve fizyolojik etkinliğini zayıflatacak düzeylere ulaşıyor. Her ne olursa olsun stresin kontrol edilebilir bir olgu olduğunu söyleyen eğitim uzmanı Yusuf Yıldırım, sınav stresini azaltacak şu ipuçlarını verdi: ‘‘Sınav stresiyle başa çıkmanın birinci yolu onun ortaya çıkış nedenini ortadan kaldırmaktır. Sınav stresi ilk olarak, sınava karşı olumsuz algıyla ortaya çıkmaktadır. Sınava aslında olduğundan farklı anlamlar yükleyerek stres oluştururuz. Stresin ortaya çıkmasında elbette bizim eksikliklerimizin de payı vardır ancak unutmamak gerekir ki tüm eksikliklerimizi doğru bir planlama ile tamamlayabiliriz. Yeter ki, sınava karşı olumsuz anlamlar yükleyerek eksiklerimizi düzeltecek enerji ve inancımızı engellemeyelim. Spor çok işe yarar Stresin bozduğu mekanizmayı terse doğru işleterek stresle başa çıkacak gücü kendinizde bulabiliriz. Bu nedenle her öğrenci stres altında olsun ya da olmasın uyku ve beslenme düzenine çok dikkat etmeli ve aynı zamanda düzenli olarak spor yapmalıdır.’’ Politikacının iç dünyası Hiç düşündünüz mü, bizden oy isteyen politikacıların iç dünyaları nasıldır? Nerede büyümüşler, nasıl bir eğitim görmüşlerdir... Kişilikleri, aile yaşamları nasıldır... Anne babaları onlara nasıl davranmıştır... Kendilerinden memnun mudurlar... Kendi kişilikleriyle uzlaşma halinde midirler... Mutlu mudurlar? Yoksa kendileriyle bile kavgalı... Mutsuz... Tatminsiz... Kavgacı mıdırlar? Ve elbette son ama çok önemli olarak: Beden ve ruh sağlıkları nasıldır? HHH Bir politikacı düşünün: Asık suratlı, huysuz, huzursuz, mutsuz, kendine güveni olmayan, kompleksli, herkesi kendine düşman gören, yeteneksiz, beceriksiz, cahil, bilgisiz, görgüsüz, korkak, saldırgan, kavgacı, kimseyi dinlemeyen, etrafını sürekli azarlayan, kendi gibi düşünmeyenlere sürekli hakaret eden, ayrıştırıcı, bölücü, düşmanlaştırıcı, sorun üreten, çıkarcı, ilkesiz, hırsız, yalancı ve elbette megaloman. Böyle bir politikacıdan, halkına, milletine, ülkesine hayır gelir mi? Ve bir başka politikacı düşünün: Güler yüzlü, kendisiyle barışık, mutlu, bilgili, görgülü, dürüst, yalan söylemeyen, başkalarına ve kendisi gibi düşünmeyenlere de saygılı ve sevgili, herkese kendine davranılmasını istediği gibi davranan, nazik, terbiyeli, becerikli, yetenekli, çalışkan, dinleyen, anlayan, birleştirici, bütünleştirici, sorun çözen ve elbette alçakgönüllü. Böyle bir politikacı halkına, milletine, ülkesine umut vermez mi? HHH Her politikacı, özellikle de her lider, kendi iç dünyasını topluma yansıtır: Kimisi ayrıştırır böler, kimisi birleştirir, bütünleştirir... Kimisi kendi iç huzursuzluğunu, yeteneksizliğini, beceriksizliğini, çıkarcılığını toplumun üstüne bir karabasan gibi kusar... Kimisi kendi mutluluğunu, iç huzurunu, barış ve sevgi özlemini, becerikli ve yetenekli bir biçimde toplumsal yaşama aşılar. Özetle; siyasal modaya uygun biçimde sorarsak: Bizi yönetenler nerelerden gelmişlerdir... İç dünyaları nasıldır... Nerelere gitmektedirler... Ne yapmak istemektedirler? HHH Seçimler, politikacıların seçmenlere hesap verme günüdür: Bizi yönetme iddiasında olanlara, aslında bizim hizmetkârlarımız olduklarını bir kez daha anımsatmanın tam zamanıdır: YAŞASIN DÜRÜSTLÜK VE DOĞRULUK... YAŞASIN, SEVGİ VE BARIŞ... YAŞASIN BİLGİ VE GÖRGÜ... YAŞASIN NEZAKET VE TERBİYE... DİREN ADALET! DİREN HUKUK DEVLETİ! DİREN DEMOKRASİ! Okulda Ensar protestosu Ensar Vakfı tarafından Buca Ege İhracatçılar Birlikleri Ortaokulu öğrencilerine Said Nursi’nin “Küçük Sözler” kitabının dağıtılması, okul önünde protesto edildi. Gazetemizde geçen hafta yayımlanan haberin ardından Öğrenci Velileri Derneği Buca Şubesi harekete geçti. Okul önünde yapılan açıklamada, “Öğrencilere zorla din derslerini dayatan okul müdürü, şimdi de çocuklara yönelik istismar ile kamuoyunun gündemine gelen ENSAR Vakfı’nın kitaplarının dağıtımına izin veriyor. Tepkimiz üzerine bu kitaplar toplatıldı. Bizlerden habersiz çocuklarımızın eğitim dışında hiçbir etkinliğe götürülmesine, eğitimci olmayan kişiler tarafından ders anlatılmasına, eğitim adı altında bir takım hurafelerin, ayrıştırıcı ve olumsuz davranışlara neden olacak konuların işlenmesine izin vermeyeceğiz” denildi. l İZMİR / Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle