21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 26 Mayıs 2018 6 TASARIM: SERPİL ÜNAY Seçim öncesi ceza Seçime bir ay kala KCK ana davasındaki cezalar onandı. Cezası kesinleşenler arasında HDP’nin 24 Haziran seçimleri için aday gösterdiği 4 isim de var Gaziantep Bölge Adliye (İstinaf) Mahkemesi, 24 Haziran seçimlerine 1 ay kala KCK Ana davasında cezaları onadı. Cezası onanan isimler arasında HDP’nin 24 Haziran seçimlerinde aday gösterdiği tutuklu DTK Eşbaşkanı Leyla Güven, Pero Dündar, Musa Farisoğulları ve Tayyip Temel de yer alıyor. 2009 yılında yerel seçimlerin ardından KCK operasyonlarında tutuklanan Kürt siyasetçiler, belediye eşbaşkanları, meclis üyeleri, insan hakları savunucuları, gazeteci ve aydınların bulunduğu 154 kişinin yargılandığı KCK Ana Davası’nda 28 Mart 2017’de 99 kişiye toplam 1109 yıl 10 ay 22 gün hapis cezası verilmişti. 608 klasör ve 11 bin 84 sayfadan oluşan dava dosyasını inceleyen Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi (İstinaf Mahkemesi) 4. Ceza Dairesi, 24 Haziran seçimlerine bir ay kala aralarında HDP milletvekili adaylarının da yer aldığı 89 sanık hakkındaki mahkumiyeti onayladı. Cezalar 621 yıl arası “Örgüt yöneticiliği” iddiasıyla eski DBP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek’in de aralarında bulunduğu 15 sanığa verilen 21 yıl hapis, yine aynı iddiayla 24 Haziran’da aday gösterilen gazeteci Tayyip Temel ve eski Sur Belediye Başkanı Abdullah Demirbaş’ın da aralarında bulunduğu 13 kişiye verilen 18 yıl hapis cezasını onayan mahkeme, sanık Er AVUKAT REYHAN BAYDEMİR: Aday olmalarına engel değil Gazetemize değerlendirmede bulunan Avukat Reyhan Yalçındağ Baydemir şunları söyledi: “2009’da KCK adı altında Kürt siyasetçiler, insan hakları savunucuları, gazetecilere yönelik operasyonda teknik takip, gözaltı, tutuklama kararı alan ve davayı yürüten heyetin yüzde 95’i FETÖ’den tutuklu.‘Yargıya kumpas kurdular’ diye FETÖ ana iddianamesinde hakim ve savcılara yönelik bir bölüm var. Ergenekon ve Balyoz davaları yeniden ele alındı, yargılananlar beraat etti, astronomik tazminatlar ödendi sı ra Kürtlere gelince bu durum yok sayıldı. FETÖ’den ihraç edilen hakim ve savcılardan alınan dosyalara yeni atanan hakim ve savcılar bu hukuksuzluğu sür dürdü. Bu hukuksuzluğu şimdi de istinaf mahkemesi de onadı. Bugün açıklanan kararda cezalar 5 yıl ve üzerinde olduğu için bu kişilerin aday olamaması gibi bir durum söz konusu değil. Yargıtay yolu açık çünkü. Süreçte müvekkillere ilişkin siyasi bir yasak yok. O nedenle milletvekili adaylığı listelerinde isimleri yer alacak. Lakin önümüzde bir Yargıtay süreci var.” Reyhan Baydemir can Akyol’un, aynı iddiadan Adana 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanması devam ettiği için hakkındaki hükmün bozularak, dosyasının Adana’daki davayla birleştirilmesine karar verdi. Pero Dündar ve Musa Farisoğulları ile eski DTK Eşbaşkanı Hatip Dicle’nin de bulunduğu 20 kişiye “Örgüt üyesi olmak” iddiasından 9 yıl hapis cezasını onayan mahkeme, tutuklu DTK Eşbaşkanı Leyla Güven ile eski Diyarbakır Belediye Başkanı Fırat Anlı, eski Siirt Belediye Başkanı Selim Sadak, eski İHD Genel Başkan Yardımcısı ve Diyarbakır Şube Başkanı Muharrem Erbey’in de aralarında bulunduğu 32 kişiye yine örgüt üyeliği” verilen 6 yıl 3 aylık cezaları onadı. Görevden alınan, tutuklanan ve bir süre sonra sağlık gerekçesiyle tahliye edilen eski Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk’ün de aralarında bulunduğu 36 kişi hakkında verilen beraat kararını da onayan mahkeme, eski Kızıltepe Belediye Başkanı Ferhan Türk hakkında “Örgüt üyeliği” iddiasıyla verilen 6 yıl 3 ay hapis cezasıyla ilgili hükmü de yeterli delil bulunmadığı gerekçesiyle bozdu. Eski DBP Diyarbakır İl Eşbaşkanı Zübeyde Zümrüt’e “örgüt adına suç işlemek” iddiasıyla 5 yıl, sanıklar Mehmet Güzel ve Mehmet Aksünger’e de aynı iddiayla verilen 4 yıl 8 ay 7 gün, Abdurrahim Tanrıverdi, Mustafa ile Osman Ocaklık, Nazim Çağlak, ve Türki Gültekin hakkında “Örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek” suçundan 6 yıl 9 ay ve sanık Murat Tuğrul hakkında da aynı iddiayla verilen 5 yıl 7 ay 15 gün hapis cezasını onayan mahkeme, sanıklar Veysel Yıldırım ve Adnan Bayram’la ilgili beraat kararını uygun buldu. Aynı suçtan Veysel Akar’ın 6 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırıldığı hükmü bozdu ve beraatına karar verdi. Mahkeme heyeti, sanıklar Ahmet Cengiz ile Hatip Dicle’nin “Ateşli Silahlar Kanunu’na muhalefet” suçundan 1 yıl 2 ay hapis ve 600 lira para cezasına çarptırıldığı kararın yeniden değerlendirilmesine hükmetti. Yargıtay süreci var HDP’de daha önce cezası İstinaf Mahkemesi’nce onanan Batman 1. sıra adayı İdris Baluken ve Şırnak 1. sıra adayı Abdullah Güngen’in haklarındaki cezaların kesinleşmesiyle adaylıkları geçersiz hale gelirken, HDP kaynakları, Temel, Dündar, Farisoğulları ve Güven hakkındaki kararın kesin karar olmadığını, Yargıtay aşamasının da bulunduğuna işaret etti. Ancak YSK’nin vereceği kararın farklı olabileceği de dile getiriliyor. l ANKARA ‘Peki ya en sevdiğiniz Ahmet Şık rakibinizin durumu?’ KADIKÖY’DE ETKİNLİK HDP İstanbul adaylarını tanıttı Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul milletvekili adaylarını, Kadıköy İskele Meydanı’nda düzenlenen etkinlik ile tanıttı. Yurttaşlar, “Ana muhalefet rolünü üstlenmek için HDP ile sınırlı olmayan sol blok, Cumhurbaşkanı Adayı Demirtaş” pankartı açarak “jin, jiyan, azadi”, “Başkan Demirtaş”, “Faşizme karşı omuz omuza”, “HDP halktır halk burada” sloganları attı. Tanıtım etkinliğine HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, HDP İstanbul İl Eşbaşkanı Esengül Demir ve HDP Milletvekili Filiz Kerestecioğlu katıldı. Pervin Buldan Edirne Cezaevinin önünden geldiklerini söyleyerek, “Demirtaş ile görüşmemize izin verilmedi ancak sıcak duygularını, selamını getirdim. Onlar Selahattin Demirtaş’ı rehin tutsalar bile Demirtaş’ın sesi, yüreği, sıcaklığı bizlerle olacak. Demirtaş Edirne’de tutulabilir ama Demirtaş Mardin’de, İzmir’de, Hakkâri’de olacak” ifadelerini kullandı. “25 Haziran Erdoğan’ın olmadığı bir tarih olacak” diye konuşan Buldan, “Seçimler sandıkta kazanılır sandıkta kaybedilir. Oylarımızı çalmalarına izin vermeyeceğiz. Kimsenin gücü bu halkın sesini kısmaya yetmeyecek” ifadelerini kullandı. HDP İstanbul 1.Bölge 1. Aday Musa Piroğlu ise “Bu karanlığı yıkmak, deli gömleğini parçalamak için geliyoruz. Saltanatı devirip sarayı yıkmak için geliyoruz. Gazeteciler tutuklanmasın, öğrenciler atılmasın diye bu zulme karşı geliyoruz. Biz sadece sarayı yıkmaya değil özgürlüğü inşa etmeye geliyoruz” dedi. ‘Halka sözümüz var’ HDP İstanbul 2. Bölge 1. Adayı olan Ahmet Şık ise “Neden HDP’den aday olduğumu soruyorlar. İhtiyacımız olan şey umut ve inanç. Çünkü HDP halka sözünü tutan bir parti. Bu sebeple HDP’den aday oldum. Halka bir söz veriyoruz. Bu mafya iktidara son vereceğiz” diye konuştu. HDP İstanbul 1. bölge 3. Adayı Erkan Baş ise “7 Haziran’ın ,16 Nisan’ın tokadını anlamayanlara karşı halkla birleşip geliyoruz. Mutlaka direnen halklar kazanır. Bu iktidarı ancak yan yana durarak yıkacağız” ifadelerini kullandı. HDP İstanbul 3. Bölge 2. Adayı Dilşat Canbaz ise “16 yıllık politikalarında gözaltı ve tehditleriyle bizi yok etmeye çalıştılar. Hep beraber ortak cevap ile biz kazanacağız” dedi. l İSTANBUL/Cumhuriyet Demirtaş, seçimden sonra ‘adalet’ vaat eden Erdoğan’a, “Seçim çalışmalarımı hapisten yürütmeme dair fikriniz nedir” diye sordu Edirne Cezaevi’nde tutuklu bulunan HDP’nin cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş, Twitter hesabı üzerinden rakiplerine ve kendisini görmezden gelen medyaya seslendi. Diğer cumhurbaşkanı adayları Muharrem İnce, Meral Akşener ve Temel Karamollaoğlu’nun kendisinin serbest bırakılması gerektiği yönündeki mesajlarını değerlendiren Demirtaş, bu adaylara “Hakkımdaki çağrılarınızı önemli ve değerli buluyorum. Seçim çalışması adil ve eşit olmazsa sonuçların meşruiyeti de tartışmalı olur. Sizler de adil bir ortamda çalışamıyorsunuz. Ülkemizin adalet ihtiyacı en çok da bu şekilde anlaşılıyor” mesajı verdi. Demirtaş, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a ise “Cumhurbaşkanı olarak, 16 yıllık yönetimden sonra adalet vaat ediyorsunuz. En sevdiğiniz rakibinizin cezaevinden seçim çalışması yürütmek zorunda kalmasına dair görüşlerinizi de duymak isterdim. Anayasadaki masumiyet karinesini unutmadan yorum yaparsanız sevinirim” ifadeleri ile seslendi. TRT’ye: Günah ve suç Demirtaş, sosyal medya hesabından kendisini ve partisini görmezden gelen TRT için ise “Seçmenin vergilerini tek bir partinin propagandası için kullanmanız hem günah, hem de suçtur” derken, özel kanallara yönelik şu ifadeleri kullandı: “24 Haziran seçimlerine HDP ve Demirtaş da giriyor ama sanırım sizin bundan haberiniz yok. Aksi takdirde ne diye bültenlerinizde bizimle ilgili haberler, tartışma programlarınızda bir HDP’li olmasın, değil mi(!) Kesin haberiniz yoktu, ama söylemiş oldum şimdi” dedi. l ANKARAİSTANBUL /Cumhuriyet ‘Biz sizi kapatmayacağız’ Demirtaş, Vatan Partisi’nin cumhurbaşkanı adayı Perinçek’in HDP’nin kapatılması gerektiği yönündeki sözlerine ise “Ben seçilirsem Vatan Partisi’ni kapattırmayacağım. Partiniz dahil, bütün partilerin Hazine’den adil bir yardım almasını sağlayacağım. Ayrıca siz kazanırsanız söz veriyorum, HDP’yi biz kendimiz kapatacağız” karşılığını verdi. Cezaevinden start HDP, seçim çalışmalarını Demirtaş’ın tutulduğu cezaevi önünden başlattı. Açıklamaya izin verilmedi HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Sezai Temelli; 24 Haziran seçimlerine 1 ay kalan çalışmalarını, cumhurbaşkanı adayları Selahattin Demirtaş’ın 1.5 yıldır tutulduğu Edirne Cezaevi önünden başlattı. Demirtaş ile görüşmek üzere cezaevine giren Buldan ve Temelli’ye Adalet Bakanlığı tarafından izin verilmedi. İki eşbaşkanın cezaevi önünde yapmak istediği açıklama da polis ve jandarma tarafından engellendi. Aralarında HDP milletvekilleri ve adaylarının bulunduğu partililer, cezaevinin 5 kilometre uzağındaki bir arsada basın açıklaması yaptı. Demirtaş ile görüşme taleplerini, Adalet Bakanlığı’na geçen hafta ilettiklerini ancak yanıt alamadıklarını söyleyen Buldan, cezaevi önünde açıklama yapmalarına izin verilmemesine tepki gösterdi. ‘Utanç tablosu’ Edirne Valiliği’nin geçmişte aldığı bir kararın yasağa gerekçe olarak gösterildiğini belirten Buldan şu ifadeleri kullandı: “Bugün bize eski bir karar gösterilerek cezaevi önünde açıklama yapmamıza izin verilmedi. Halkımızın da cezaevi önüne gitmesine izin verilmedi. Bugün yeni bir hukuksuzlukla karşılaşmanın utancını yaşıyoruz. Bu bir utanç tablosudur. Sayın Demirtaş ile görüşmemize izin verilmemesi ayrıca bir utanç tablosudur. Sayın Demirtaş milyonların umududur. HDP’nin cumhurbaşkanı adayıdır. Evet, Demirtaş’ı dört duvar arasında rehin olarak tutabilirsiniz, ama Sayın Demirtaş’ı milyonların gönlünden, yüreğinden silemezsiniz. Korkunuz Sayın Demirtaş’ın yüreğinden, yönetim biçimindendir” dedi. Buldan, Demirtaş’ın seçim sürecinde seçmeni ile buluşamayacağını hatırlatarak, “Sayın Demirtaş’ı ve arkadaşlarını 24 Haziran’da Türkiye halkları tahliye edecektir. Buna herkesin inanması lazım. Biz Sayın Demirtaş’ı ce zaevinden çıkarmak için yola çıktık. Buradan söz veriyoruz: Halkımız, 24 Haziran akşamı seni oradan halaylarla çıkaracak. Yalnız değilsin. Milyonlar seninle birlikte, senin arkanda” diye konuştu. HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli ise, Demirtaş’ın resmi görüşmecisi olmasına rağmen 18 aydır kendisiyle görüşemediğini söyleyerek, “568 gündür rehin tutulan Sayın Demirtaş’ın, rehin tutulmasını gerekli kılacak hiçbir hukuki, yasal dayanak yoktur. Yargılandığı davalara baktığınızda, özellikle tutuklu bulunduğu davaya baktığınızda, bu davanın fezlekeleri cemaat mensubu savcılar tarafından hazırlanmıştır ve bu savcıların büyük bir kısmı şu anda tutuklu” dedi. Güler yüzlü Kosova Yazıya Kosova’dan dönüş yolunda, Adem Yashari Havaalanı’nda başladım. Yaklaşık yarım saat içinde uçağa alınacağımızı tahmin ediyorum. Bu nedenle başladığım yerde bitirmeye sanmam ki şansım olsun. Kosova’ya ilk gelişimin üzerinden yedi yıl geçmiş. Haziran 2011’deki bir şiir şöleninin konuğu olarak Prizren’e gelmiştim. Bu kez yolculuk yine bir şiir şöleni nedeniyle Peja’ya oldu. Peja, İpek demekmiş. Sanırım bu şehir bizde zaten İpek olarak biliniyor. Şehrin ipekle ilişkisini bilmiyorum, fakat ister yağmurlu ister güneşli olsun, ipek gibi bir havası olduğunu söyleyebilirim. Şehri çepeçevre kuşatan sislerle kaplı Hajla Dağ silsilesi ise, bir Kafkas şehrinde olduğunuz duygusunu yaşatıyor. Bu duygu, Balkanlar’ın yazgısıyla Kafkaslar’ın yazgısı arasında benzerlikler olabileceğini düşündürüyor… Bağımsızlık savaşları ve dağlar arasındaki ilişki bu yazgı ortaklığının başlıca kanıtı olmalı… HHH Başlayan ve hızını alan yazıyı uçakta sürdürüyorum… Henüz havalanmadık. İstanbulKosova (Priştina Havaalanı) arası 1 saat 20 dakika… Yunanistan’a yıllar önceki ilk yolculuğum sonrasındaki bir yazımda ve bir şiirimde, “bu kadar uzak ve bu kadar yakın” oluşumuzun kederle karışık şaşkınlığını yazmıştım. Gerçi zaman içinde çok şey olumluya doğru değiştiyse de bütün komşu ülkelere hem çok yakın hem çok uzağız. Kendi payıma, yanı başımızdaki Kosova’yı ne kadar az tanıdığımı bu yolculuğum sırasında gördüm ve açığımı internetten edindiğim bilgiyle kapatmaya çalıştım. Coğrafi konumu gerçekten de özgün ve önemli. Arnavutluk, Makedonya, Karadağ ve Sırbistan’la çepeçevre çevrili. Adriyatik Denizi ve Karadeniz arasında bir yerde. Orta ve Güney Avrupa arasında bir konumda. Bu coğrafi özellikleri hem şansı hem de şanssızlığı Kosova’nın. HHH 19. yüzyıl sonlarında yapılan bir ölçüme göre yüzölçümü yaklaşık 20 bin km2 iken, bugünkü Kosova Cumhuriyeti’nin yüzölçümü bunun yarısı kadar. Buna karşılık o tarihte yaklaşık bir milyon olan nüfusu bugün iki milyon civarında… Resmi diller Arnavutça ve Sırpça. Nüfusun yüzde 96’sı Müslüman. Geri kalanı ise Katolik ve Ortodoks Hıristiyan. Böylece Kosova Cumhuriyeti, Bosna Hersek’ten sonra büyüklük bakımından Avrupa’da nüfusu büyük oranda Müslüman 2. büyük devlet oluyor. Tabii, Türkiye’yi Avrupa sayarsak (ki saymalıyız) üçüncü diyeceğiz… (Bu arada Arnavutluk nüfusunun yüzde altmışa yakınının da yine İslam dininden olduğunu belirtelim.) HHH Yüzyıllar içinde Roma, Bizans, Bulgaristan, Sırbistan arasında el değiştiren Kosova 1445’te Osmanlı toprağı olduktan sonra 20. yüzyıl başlarına kadar bir Osmanlı vilayeti olarak kalmış. 19. yüzyılda Arnavut bağımsızlık hareketinin merkezi olmuş ve Osmanlı’nın Balkan Savaşı yenilgisinden sonra da Sırbistan’a bırakılarak 2. Dünya Savaşı sonrasından itibaren de özerk bir devlet olarak Yugoslavya içinde varlığını sürdürmüş. Bosna Hersek katliamlarının hemen sonrasında, 199899 yılları arasındaki savaşta bu kez Kosova çok büyük acılar yaşadı. Sonrasında BM denetimine girerek 17 Şubat 2008’de Sırbistan’a karşı bağımsızlığını ilan etti. HHH Bunca tarih, coğrafya vb. bilgisinden sonra (şimdi Büyükada’ya doğru Mavi Marmara’da yol alırken!) ekleyeceğim şey, acılar dolu bu tarihe karşın bugünkü Kosova’nın, halkıyla ve coğrafyasıyla güler yüzlü bir ülke olduğudur. Katıldığım şiir şöleni, 20. yy. Kosova şiirinin önde gelen şairi Azem Shkreli (19381997) adına her yıl düzenlenen uluslararası buluşmanın 16.’sıydı. Şiirleri dilimize çevrildi mi, bilmiyorum. Fakat bu şairi ve Kosova şiirini elbet tanımamız gerekiyor. Bu arada, bu yılın festivaline çağrılı oluşumun bir nedeni de şiirlerimden bir seçkinin Kosova’da (değerli bir genç şair olan J. Kelmendi’nin çevirisiyle) Arnavutçada kitaplaşmış olmasıdır. Elinizde bir başka dilde kitabınızı tutmak güzel bir duygu. Okurlarımla paylaşmak istedim… ‘Krizin faturasını emekçi ödemeyecek’ Bir Adım Daha İnisiyatifi, Şişli İşkur Merkezi önünde bir araya gelerek, krizin faturasını emekçiler ödemesin diye alınması gereken tedbirleri ve taleplerini açıkladı. ‘Doları coşturanlar gidecek’, ‘Ekmeğimizi küçültenler gidecek’ , ‘İşsiz bırakanlar gidecek’, ‘Oylarımız HDP’ye ve Demirtaş’a’ dövizleri taşıyan grup, “Ekonomiyi düzeltemiyorsanız o makamları boşaltacaksınız” dedi. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle