23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KULTUR 37. İstanbul Kitap Fuarı’nın Onur Konuğu Selim İleri Bu sene 1018 Kasım tarihleri arasında TÜYAP Fuar ve Kongre MerkeziBüyükçekmece’de gerçekleşecek fuarın onur konuğu, yazar Selim İleri oldu. Fuar süresince İleri’nin katılımıyla çeşitli panel ve söyleşiler düzenlenecek. TÜYAP Tüm Fuarcılık Yapım AŞ tarafından Türkiye Yayıncılar Birliği işbirliğinde hazırlanan İstanbul Kitap Fuarı’nın teması ise “Hayatı Edebiyatla Kuşatmak” olarak belirlendi. 37. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı, ARTİST 2018 / 28. İstanbul Sanat Fuarı ile eşzamanlı olarak yapılacak. 16 EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK TASARIM: İLKNUR FİLİZ Ödüllü Yönetmen ‘Tamam’danEmrahEren: kultur@cumhuriyet.com.tr Cumartesi 26 Mayıs 2018 ‘Hiçbir şey için umutsuz değilim’ önce ‘Hamam’ “Elbette her yurttaş kadar dertliyim. Keşke dertsiz bir dünyaya doğsaydık ve doğarken bile ağlamasaydık” diyen Emrah Eren, hiçbir şey için umutsuz olmadığını söylüyor ve ekliyor, Yönettiği ve rol aldığı oyunlarla adından söz ettiren ve son olarakta 22. Yapı Kredi Afife Ti ‘ÇOK KİÇRÜLENNKDÜİ’K “Enseyi karartmıyorum ve ulaşabildiğim her insana bu umudu aşılamaya gayret ediyorum. Ve sanırım ‘TAMAM’ demeden önce bir de ‘HAMAM’ demekte fayda var. Çok kirlendik çünkü, bizi hamam paklar.” KURTULUŞ ARI Ve minicik o¨mru¨mu¨zu¨ yine bir uyku noktalar.” (William ShakespeareFırtınaPerde 4 Sahne 1) yatro Ödülleri’nde Baba Sahne’de yö n Neden “Hamlet”i değil de ‘Bir Ba nettiği “Bir Baba Hamlet” ile Yılın En ba Hamlet’i sahnelemeyi tercih et Başarılı Yönetmeni ödü tiniz? lünü alan Emrah Eren Çok kendiliğinden ve hızlıca gelişen ile buluştuk. Daha ön bir süreçti. Önce Baba Sahne’yi gez ce yönettiği oyunları dirdi bana Nilgün Kurt, sahnenin bü seyretmiş ve kaleme al yüsüyle zehirledikten sonra da teks mış biri olarak söyleme ti tutuşturdu elime. Heyecanla Barış ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK liyim ki hepsi birbirinden başarılıydı. Yaptığı işlerle her zaman dik kat çeken ve adından söz ettiren Eren ile aldığı ödülü, bugünü ve yarını ko nuştuk. n 22. Yapı Kredi Afife Tiyatro Emrah Eren yeni sezonda tiyatroadam ve Baba Sahne’de yeni oyunlar sahneleyecek. Ağabey’i (Dinçel) aradım. “Teksti oku öyle konuşalım” dedi. İlk perdeyi okumayı bitirince bir daha aradım, ne zaman başlayacağımızı sordum. Gerisi de çorap söküğü gibi geldi açıkçası. Sebastian Seidel’in yazdığı, Yücel Erten Hoca’nın nerdeyse Türkçe söy Ödülleri’nde, Yılın En Başarılı Yö leyerek çevirdiği oyunun orijinal adı netmeni ödülünü aldınız ve konuş İşimizin doğası gereği sahnede ba torunlarıyız değil mi? Ecdadımızın mi “Hamlet for You” yani “Size Göre Ham manızda Hamlet’in meşhur repliği zen koca koca laflar ederken bazen rasına sahip çıkacaksak işe önce Nas let”. Bize göresi de “Bir Baba Hamlet” ni ‘ama’ ekleyerek kullandınız, “Çürümüş bir şeyler var ama Danimarka Krallığı’nda”... Ne demek istediniz? Ülkemizde çürümüş bir şeyler var mı? Nedir bunlar? “Tiyatro çok ciddi bir şakadır” derdi rahmetli Müşfik Kenter Hoca. Kulağımın küpesi aslında bu tabir. Ve zamanla çok daha önem kazanıyor be de seyirciden makas alıyoruz. Konuşmamdan alıntıladığınız cümlenin orijinali: “Çürümüş bir şeyler var Danimarka Krallığı’nda” (William ShakespeareHamlet Perde 1 Sahne 4) Müthiş replik. Fakat öyle bir gece için bir anda hamasi kaçabilirdi. Araya koyduğum “ama” ile yüzleri biraz olsun gülümsetmek istedim. reddin Hoca’dan başlasak nasıl olur acaba? Acılarımızı fıkra haline getirsek, nasırımıza basanların suratına avaz avaz gülsek, takmasak, tınmasak... Çok da ciddiye alacak kadar uzun yaşamıyoruz maalesef. Yine Shakespeare’den alıntı yapayım madem Hoca Nasreddin’i takan yok: “Tepesi bulut kaplı burc¸lar, oldu. Şevket Çoruh ve Murat Akkoyunlu inanılmaz bir ikili. Adeta hazıra kondum. Shakespeare eserlerine yaklaşmak aklımın ucundan dahi geçmezken kendimi ortasında buldum diyebilirim. Bir daha da Shakespeare’e niyetlenmeyi pek düşünmüyorum açıkçası. Evrensel bir yazar evet, ama yönetmenin o evrenselliğe ulaşabilmesi için nim için. Mesleğine gereken titizliği gösterirken aslında şaka yaptığımızı unutmamak... Ödüller de öyle aslında. “Afife Tiyatro Ödülleri” gibi işini titizlikle yapan organizasyonlar sezon sonunda bizim şakalarımıza ortak olu ‘Gülmek hayata tutunabilmek’... n Gülümsettiniz de, peki ama sizin “ama” da neler saklıydı? İşte o “ama”da neler saklı ise o ka go¨rkemli saraylar, Ulu mabetler, hatta s¸u yu¨ce yerku¨re Ve u¨stu¨nde var olan ne varsa, bir gu¨n eriyecek; Biraz o¨nce uc¸up giden s¸u hayali go¨steri gibi, Shakespeare’in diline hâkim olması şart bence. Hiçbir repliğin boş yere yazılmadığı, Rönesans’ın altın oranının hem içerikte hem biçimde korunduğu, deha işi eserler hepsi. Hamlet, buzdağının görünen tarafında bir oyun met yorlar. Bu yılın şakalarından benim de dar gülelim istedim. Gülmek haya Dumanı bile kalmayacak ardında. ni, evet, ama altında kocaman bir fel payıma “En İyi Yönetmen” şakası düş ta tutunabilmek için en büyük silahı Ru¨ya dedigˆin s¸ey de bizlerden olur sefe kitabı yatıyor. “Bir Baba Hamlet” tü. Çok güzel bir şaka oldu tabii... mız. Lafa gelince Nasreddin Hoca’nın is¸te kadarı bana yetti de arttı... n Size önce bir vatandaş olarak soruyorum; Var mı ülkeyle ilgili bir derdiniz, nasıl buluyorsunuz ülkenin son durumunu? Size bir sanatçı olarak soruyorum artık TAMAM mı? Ülkenin dertlerine bugüne kadar sahneye koyduğum oyunlarda fazlasıyla değinmeye gayret ettim ve bu gayretim sanırım böyle devam edecek. Darbelerin (Sokağa Çıkma Yasağı2009), mülteci sorununun (Nereye2011), pedofili belasının (Turnike2012), totaliter rejimlerin (Hayvan Çiftliği2014), kitlesel katliamların (Kıran Resimleri2016), erdemsiz siyasetin (İvan İvanoviç Var Mıydı, Yok Muydu?2016) ve insanı öğüten sistemin (İntiharın Genel Provası2017) ardında yaşananlara mercek tutmaya çabaladım karınca kararınca. Elbette her yurttaş kadar dertliyim. Keşke dertsiz bir dünyaya doğsaydık ve doğarken bile ağlamasaydık. Ama hiçbir şey için umutsuz değilim, enseyi karartmıyorum ve ulaşabildiğim her insana bu umudu aşılamaya gayret ediyorum. Ve sanırım ‘TAMAM’ demeden önce bir de ‘HAMAM’ demekte fayda var. Çok kirlendik çünkü, bizi hamam paklar. ‘Evim, yuvam BBT’ n Nasıl gidiyor bu aralar hayat? Durmadan çalışmaya devam. Evim, yuvam dediğim BBT’de yeni sezon hazırlıkları sürüyor. O hazırlıkların koordinasyonuyla uğraşıyorum bir yandan. Sezon başında Baba Sahne ve tiyatroadam’da birer oyun yöneteceğim. O oyunların ön çalışmaları sürüyor. Bu çalışmaları hızlıca bitirip tatile çıkmayı arzuluyorum açıkçası. Kızım artık dört yaşında, sezon içinde ondan çaldığım vakitleri bir şekilde telafi etmek istiyorum. ‘Hurafeleme’ oyunu Yunus Emre’de Ramazan Baş’ın yazdığı Aytekin Özen’in yönettiği “Hurafeleme” adlı oyun 27 Mayıs’ta saat 21.00’de Ataköy Yunus Emre Kültür Merkezi’nde sahnelenecek. TOFD Tiyatro Atölyesi’nin kara komedi türündeki oyunu günümüzde insanların keramet beklediği her türlü hurafelere ve kör inançlara sarılan kişilerin nasıl hurafeleştiğini konu alıyor. Oyunda, Sevgi Gemici, Ulaş Bakır, Tuğçe Akgün, Saadet Kuban, Onur Soyal, Ömer Faruk Sağlam, Müslüm Bayakır, Burak Akgün, Mehmet Acıkaya, Ali Ekber Ağkoyun ve Serkan Uman rol alıyor. Biletler Yunus Emre Kültür Merkezi’nin gişesinden temin edilebilir. Oyunda Sevgi Gemici de rol alıyor. ‘Gövde Gösterisi’ Koreograf, dans sanatçısı, akademisyen ve hareket terapisti Tuğçe Tuna’nın 2014 yılında İKSV 19. İstanbul Tiyatro Festivali kapsamında sunduğu ve Sainte Pulchérie Fransız Lisesi’ne özel olarak ürettip sahnelediği “Gövde Gösterisi” eseri dördüncü yılında??seyircisiyle buluşuyor. “Gövde Gösterisi” b? ugün 20.30?‘da?Sainte Pulchérie Fransız Lisesi’nde izleyiciyle buluşacak. Konsept, metin ve koreografisi Tuğ çe Tuna’ya ait olan eserde Özgün Akaçça, Begüm Balcıoğlu, Taner Güngör, Ahu Kınoğlu, Erdem Kaynarca, Ezgi Künktakan, Yağmur Anaz, Sema Semih, Tuğçe Tuna dans sanatçısı olarak yer alıyor. Eserin müzikleri Ah! Kosmos ve Vahit Tuna’ya, fotoğrafları ise Murat Dürüm’e ait. Koleksiyonerler Kadıköy’de buluşuyor Korku sinemasına olan ilginin artırılması ve sinema kültürüne destek olunmasını amaçlayan Alacakaranlık, bu yıl 2’ncisini düzenleyeceği “Koleksiyoner Festivali ve Açık Hava Film Gösterimi”ni bugün İDEA Kadıköy’de gerçekleştirecek. Kadıköy Belediyesi’nin alan sponsorluğunda gerçekleşecek etkinlikte, saat 14.00’ten 20.30’a kadar “koleksiyoner pazarı” kurulacak. Pazarda film arşivcilerinin, plak ve kaset tutkunlarının, figür meraklılarının, çizgi romancıların ve başka koleksiyon ürünü biriktiren kişilerin aralarında iletişim sağlanacak. Daha sonra ise saat 21.00’de açık havada Tony Maylam’ın yönettiği 1981 yapımı “The Burning” filminin gösterimi yapılacak. Festival ve film gösterimleri ücretsiz olacak. Derd’Ali & Dervişler ‘Kozmos Anadolu’ (Z / Kalan) Naif ruhu ve karıncaezmez karakterinin mesleği ile bağdaşmamasından, hayatında radikal bir değişikliğe imza atmış bir divane Derd’Ali mahlaslı Ali Kartal. İstanbul’da çevik kuvvet olarak vazife yapmış, Şanlıurfa’da karakol polisliği. Ardından derdini ummana dökmenin yegâne yolunun müzikten geçtiğine hükmederek silahını (amirlerinin izniyle) çekmeye koymuş, santur ve gitar çalmaya başlamış. Şimdi, “Kozmos Anadolu” adlı ilk albümünü ateşliyor. Albümde gitar çalan Veys Çolak ile (eski Kargo’dan) basçı MŞŞ, 2012 yılında Kesmeşeker konseri için Urfa’ya git tiklerinde tanımışlar Derd’Ali’yi, çünkü organize eden oymuş. Önce çalıp söylemişler, sonra arkadaş olup birbirlerini çok sevmişler. Şarkıları kaydetme konusunda yol gösteren MŞŞ olmuş, prodük törlük yapmış. Ayrıca isim babası olmuş. Hayatından yola çıkarak yazdığı şarkılarda, türkü ve Anadolu ezgilerinden esinlenmiş, ozanlığını rakçı damarı ile buluşturmuş. MFÖ’nün ilk dönemini anımsatan modern dervişlikle Batılı singersongwriter arasında çağdaş deyişler söyleyen Derd’Ali, saflıkla yıkanmış bir ruhun, günümüzde az kalmış örneklerinden. Not: Derd’Ali 8.5 yıldır silah taşımayan bir polis memuru olarak Adana Polis Radyosu’nda görev yapıyor. So Duo ‘Ay Ana’ (Kalan Müzik) İkisini de tanıyoruz, hem de çok iyi tanıyoruz. Onları Konjo, Sappho, Black SeaBalkans Line, Ayde Mori Yeniden gibi çalışmalarda da yan yana görmüştük. Biri seksenli yıllarda (Ezginin Günlüğü’nden Mozaik’e) insanlığın geleceğine dair söylenen şarkılarda en umut verici ses olan Sumru Ağıryürüyen, diğeri ise Replikas’ın en iyi çalgıcısı olarak bilinen davulcu Orçun Baştürk. Toplumun dar bir kesimi tarafından değeri anlaşılmış bu iki kıymetli müzisyen, 2016 yılından bu yana sürdürdükleri So Duo projesini şimdi “Ay Ana” adını verdikleri albüm ile resmen kayıt altına aldılar. Onların müzikal referansları ortalık yerde dolanan isimlerin listelerindekinden çok daha orijinal: eski Uygur kültüründen Irk Bitig ya da yerli uygarlıklardan esinlenmeler gibi… Gelenekselden avangarda uzanan bu cesaret dolu deneyim her ne kadar folk müziğinden besleniyor olsa da içinde oldukça modern bir zihniyeti barındırıyor. Müslüman mahallesinde salyangoz satan bu iki dirayetli müzisyenin ne bir piyasa kaygısı ne de bir ünlü olup medyanın amiral gemilerinin hafta sonu eklerinde röportaj yapma hesabı güderek çalıp söyledikleri bu albümün, gönüllerin “2018 yılının en iyi albümleri” listesinde başa güreşeceği kesin. muratbeser@muratbeser.com Ceylan Ertem Yavaş Fest hızlı başlıyor Ankara’da tamamı akustik perfor manslardan oluşan yepyeni bir festival başlıyor. Bu sene ilk kez düzenlenecek Yavaş Fest’e 2627 Mayıs tarihleri arasında ODTÜ Mezunlar Derneği Vişnelik Tesisleri ev sahipliği yapacak. Sürpriz düetlerin de yer alacağı festivalde 2 gün boyunca 12 sanatçı birbirinden güzel şarkılarıyla müzikseverlerin karşısında olacak. Festivalin ilk gününde Vişnelik sahnesinde Teoman, Bülent Ortaçgil, Birsen Tezer, Erkan Oğur & İsmail H. Demircioğlu ve Sena Şener olacak. İkinci gün programında ise Halil Sezai, Cem Adrian, Ceylan Ertem, Redd, Ahmet Aslan ve Tuna Kiremitçi sevilen şarkılarını Ankaralılar için seslendirecek. l ANKARA/Cumhuriyet) C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle