21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 13 Mayıs 2018 12 haber EDİTÖR: SERKAN OZAN Çocuklarını kaybeden anneler, annelerini kaybeden çocuklar Cumhuriyet’e konuştu Bize Anneler Günü yok Acep seçimi Reis kazansa daha mı iyi? Ekonomiden iyi anlayan, yargısına, çözümlemelerine, değerlendirmelerine, öngörülerine güvendiğim; beni hiç yanıltmadığı, vardığı sonuçlar hep doğru çıktığı için duraksamadan güvendiğim bir arkadaşmeslektaşla sohbet ettim. Adını sormayın. Hem reklam olmasın hem de çalıştığı medya kurumundan “Vay sen Cumhuriyet’teki o heriflere bilgi mi veriyorsun” diye kapının önüne konmasın... Aslında derinlemesine bir iktisat dersi almak niyetinde filan değildim. Sadece AKP Reisi’nin Ekonomi Bakanı’nı soracaktım. Hani şu akıllara zarar cümleyi kuran, “Şu anda ekonomimiz ihracat, istihdam, yatırımlar, turist sayısı ve makro ekonomik göstergeler itibarıyla oldukça sağlam adımlarla ilerliyor. Tüm bu olumlu gelişmelere rağmen kurda yaşanan artışı kabul etmiyorum” diyen Ekonomi Bakanı’nı... Koskoca bakanın bir bildiği vardır herhalde. Merakım, acaba dolar kuru artarken “Şişşşş ekonomi bakanı kardeş, doların değerini biraz artıracağız kabul ediyor musun” diye soruyorlar mı? Benimki kıs kıs güldü. Ardından “Sen asıl cümlenin baş tarafına bak” diye ekledi. Sonra da içinde “cari açık, GSYH, FX hedge, merkez bankalarının bağımsızlığı, geç likidite penceresi, Philips eğrisi, swap işlemi, yurtiçi yerleşikler” gibi terimler ve kavramlar geçen uzun bir ders verdi. Ülkenin bugünkü ekonomik durumunu sergileyen bir ders... Bitirdi, arkasına yaslanıp “Anladın değil mi” diye sordu. Duraksamadan cevapladım: Yooooo... Benim gibi katıksız bir “iktisat cahiline” acıyarak baktı. Çökmüş oğlum, bu ülkenin ekonomisi çökmüş... İnşaat gibi katma değer yaratmayan bir sektöre indirgenmiş, umudu inişli çıkışlı turizm gelirlerine bağlanmış ekonomiler çöker... Seçim için devlet kesesinin ağzının ardına kadar açılması da tuzu biberi... Şimdi anladın mı? Bu kadar aşağılanmayı, cehaletimden dolayı küçümsenmeyi kendime yediremedim: O kadarını ben de biliyorum oğlum. Ben sana bu çökmüş ekonomiyi düzeltmek için ne yapmak gerektiğini soruyorum. Konuş da bilgini görelim... Anlattı. Uzun uzun anlattı. Benim anlayacağım gibi anlattı ve ben anladım. HHH Ey okur, Ekonomiden anlıyorsanız zaten biliyorsunuz demektir, yok, bencileyinseniz haberiniz olsun. Türkiye ekonomisi tümüyle çöküp dibe vurmadan ancak uzun erimli, çok sabırlı ve hepimizin (evet hepimizin) çok zorlanacağı bir toparlanma süreci yaşamak zorunda. AKP Reisi yönetiminde ülke ekonomisinin aldığı derin ve ölümcül yaraların sağaltılması öyle üç beş günün işi değil ve kimsenin elinde sihirli reçete yok. “Avrupa’da raflarda ne varsa bizde de var” kostaklanmasının, üretmeden tüketme çılgınlığının, el parası (Dolar, Euro) ile gerdeğe girmenin bedeli çok ağır ödenecek. Hem de hangi siyasal iktidar gelirse gelsin bu ağır bedel çok gecikmeden ödenecek. Çünkü dibe vurmaya çok az kaldı... HHH 25 Haziran’da bu ateşten gömleği kim giyecek? Bizim Ege’de “İti öldürene sürütürler” derler. Acaba 25 Haziran için Kemal Kılıçdaroğlu ile konuşsam, “Kemal Bey fazla yüklenmeyin, şöyle 100, 120 milletvekillik çabalayın, ötesini Reis’e bırakın” desem beni dinler mi? Selahattin Demirtaş’ı etkileyebilir miyim? “Yav heval, nasıl olsa iki kişilik bir hücredesin, fazla çabalama. Dışardakilere söyle bir grup kuracak kadar yüklensinler, ötesini boş versinler...” desem kulak asar mı? Yani iti öldürene sürütmek daha akıllıca olmaz mı acep? Yoksa “Biz ne güzel yapıyorduk, bunlar geldi halkın canına okuyorlar” şişinmelerine şimdiden hazır olmak gerekecek... İHD’de görev değişimi İHD Diyarbakır Şubesi’nin 15. Olağan Kongresi dün yapıldı. Yönetim kurulu üyeliklerine Abdullah Zeytun, Yüksel Aslan Acer, Diren Özkan Balsak, Ercan Yılmaz, Muhterem Süren, Gülesra Güllü ve Gurbet Yavuz seçildi. Seçilen Yönetim Kurulu önümüzdeki günlerde toplanarak yeni dernek başkanını seçecek. Kongreye tutuklu bulunduğu dirne F Tipi Cezaevi’nden mesaj gönderen HDP’nin cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş da mesaj gönderdi. l DİYARBAKIR / Cumhuriyet 11 yaşındaki çocuk öldü Mardin’in Nusaybin ilçesi Dicle Mahallesi, Moris Tepesi bölgesinde hayvanlarını otlatan 11 yaşındaki Hogır Kayran, moloz yığını içinde bulduğu demir cismi kurcalarken, patlama meydana geldi. Ambulansla Nusaybin Devlet Hastanesi’nin acil servisine kaldırılan Hogır Kayran, burada yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Acı haberi alan çocuğun yakınları sinir krizi geçirdi. l DHA B ugün Anneler Günü... Annesiz çocukların, anne şefkatine, sevgisine daha çok ihtiyaç duydukları bir gün. Çocuğunu kaybeden anneler ise bugünü acı ve özlemle karşılıyor. SEYHAN AVŞAR Gülsüm Elvan, Aysel Doğan, Emel Korkmaz ve daha niceleri... Acısına ortak olduğumuz anneler, “Bizler için ne bayram bıraktılar, ne düğün seyran bıraktılar, ne de anneler günü...” diyorlar. Berkin Elvan’ın annesi Gülsüm Elvan: Bugün yine yanımda değil Berkin Elvan 14 yaşındaydı. Gezi di renişinin olduğu günlerde ekmek almak için çıktığı Okmeydanı’ndaki evine bir daha geri dönemedi. Polisin attığı gaz fişeği başına isabet eden Elvan, 269 gün yoğun bakımda kaldıktan sonra hayatını kaybetti. Berkin Elvan’ın annesi Gülsüm Elvan, kendisi için Anneler Günü diye bir günün kalmadığını belirterek, “Bir yavruma sarılıyorum. Diğer yavruma sarılamıyorum. Bizler için ne bayram bıraktılar, ne düğün seyran bıraktılar, ne de anneler günü... Bugün yine çocuğum yanımda yok” dedi. Nurcan Arslan’ın annesi Hayriye Arslan: Bir türlü geri gelmiyor Nurcan Arslan yaklaşık 2.5 yıl önce evli ve 3 çocuk ba bası muhtar Abdullah Melih Barış tarafından 11 kurşunla öldürüldü. Mahkeme heyeti 12 Nisan’da görülen duruşmada sanığa ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. İyi hal indirim uygulayan heyet cezayı müebbete çevrildi. Nurcan Arslan’ın annesi Hayriye Arslan kızının yokluğunu her gün hissettiğini ancak bir türlü geri gelmediğini söyleyerek, “Bugün Anneler Günü çocuğum yanımda yok. Kızımın arkadaşları arıyorlar. Hepsi sağolsun. Nurcan’ımın hayali ile yaşıyorum. Her gün onun mezarına gidip, onunla sohbet ediyorum. İçim yanıyor. Bağrım acıyor” dedi. Taybet İnan’ın kızı Şaristan Algan: Eskiden bayram gibiydi Taybet Ana, Silopi’de 19 Aralık günü vuruldu. 20 saat bo yunca ambulans beklendi ama gelmedi. Cenazesi yedi gün sokak ortasında bekletildi. Çocukları günlerce annelerinin cenazesine bakıp, onu yerden kaldıramamanın acısını yaşadı. Kızı Şaristan Algan, “Anneler Günü bizim için bayram havasında geçerdi. Ama artık bir kutlama olmuyor. Yalnızca mezarına gidip ziyaret edebiliyoruz. Bir annenin çocukları annesinin eline çiçek verip o eli öpmeyince, o günün anlamı olmuyor. Anneler Günü’nü annesiz geçirmek, büyük eksiklik. Hiçbir devletin bir çocuğu annesiz, bir anneyi çocuksuz bırakmaya hakkı yok” dedi. Şule İdil Dere’nin annesi Nesrin Aslan: İdil’im bana uğradı ve gitti İstanbul Üniversitesi İngilizce İktisat Bölümü 3. sınıf öğrencisi Şule İdil Dere, 12 Mayıs 2016’da Kadıköy Yoğurtçu Parkı’nın içinde geri gelen hafriyat kamyonunun altında kalarak hayatını kaybetti. Dün Şule İdil’in ölüm yıldönümüydü. Acılı annesi Nesrin Aslan, şöyle konuştu: “Bu Anneler Günü kızım olmadan geçirdiğim ikinci anneler günü. Böyle bir günde duygularımı nasıl anlatabilirim ki. Ben hala İdil’imin annesiyim. O bana uğradı ve gitti. Böyle bir günde onu benden götürenlere bütün kötü dileklerimi yolluyorum. Benim kızım ölmedi öldürüldü. Anneler Günü’nde yine kızım yok.” Dilek Doğan’ın annesi Aysel Doğan: Ne diyeyim ki, kızım artık yok Dilek Doğan Armutlu’da ailesiyle bir likte yaşadığı evde 18 Ekim 2015’te evlerine operasyon düzenleyen polislerden Y.M. tarafından öldürüldü. İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yargılanan özel harekât polisi Y.M. “Bilinçli taksirle ölüme neden olmaktan” 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı. Cezası istinaf mahkemesinde de onanan Y.M. olayın üzerinden geçen 2.5 yıla rağmen tutuklanmadı. Dilek Doğan’ın annesi Aysel Doğan, “Dilek benim tek kızımdı. Onu vuran polis bizi kızımsız bıraktı. Üstelik bu polis bir gün dahi gözaltına alınmadı. Mahkeme ceza verdi ama tutuklanmadı. Cezaevine girmedi. Kızım artık yok ne diyebilirim ki Anneler Günü’yle ilgili” dedi. Namık Ayhan Akbaba’nın annesi Pakize Akbaba: Gözümün yaşı hiç kurumuyor Astsubay Namık Ayhan Akbaba 3 Ey lül 1993’te Van Başkale’de görev başındayken yaşanan çatışmada şehit oldu. Vücuduna yedi kurşun isabet etmişti. Annesi Pakize Akbaba, yıllardır gözyaşı dökmeye devam ediyor. Acılı anne Akbaba, “Anneler Günü geldi. Ben bugünde Türkiye düzelsin, hükümet düzelsin diye dua ediyorum. Vatan için, analar ağlamasın diye, başka gelinler dul kalmasın, yavrular babasız kalmasın diye çocuğumu şehit verdim. Gözümün yaşı hiç kurumuyor. Tek isteğim anneler ağlamasın” dedi. Vedat Bizi avutmayın, çocuklarımızı verinARIK Cumartesi Anneleri Galatasaray’daki 685. eylemlerinde, 1992’de gözaltında kaybedilen İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi öğrencisi Soner Gül’ün ve İstanbul Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu öğrencisi Hüsamettin Yaman’ın akıbetini sordu. 38 yıl önce gözaltında kaybedilen Hayrettin Eren’in kız kardeşi İkbal Eren, annesi Elmas Eren’in mesajını iletti. Elmaz Eren, “26 yıl emek verdiğim oğlumu 38 yıldır arıyorum. 38 yıldır Hayretin Eren’e ne oldu diye hesap sordum faillerinden hesap sordum. Şimdi çıkıp cennet anaların ayakları altında diyecekler benim aya ğım altında ne olduğu sizi ilgilendirmiyor. Oğlumun akıbetini açıklayın, çocuklarımıza ne yaptınız onları açıklayın” dedi. Gözaltında kaybedilen Murat Yıldız’ın annesi Hanife Yıldız da “Oğlum 23 yıldır ‘Anneler Günü’n kutlu olsun’ demedi. Şimdi afişlerde ‘Anneler Günü kutlu olsun’ yazıyor. Demek ki bunların buradan haberleri yok ve görmemişler bizi. Yüreklerimizi yakanlar, ciğerimizi yakanlar ‘Anneler Günü kutlu olsun’ demesinler. Ben hâlâ oğlumun kapıdan girip anneler günümü kutlamasını bekliyorum” diye konuştu. Fehim Tosun’un eşi Hanım Tosun da “Hangi annelerin gününü kutlayacaklar? Çocukları ve bebekleri ile cezaevine ko nulan annelerin mi? Cenazesi 7 gün sokakta bekletilen Taybet Anne’nin mi? Kızının cenazesini buzdolabında saklayan annenin mi Anneler Günü’nü kutlayacaklar? Herkes annesinin elinin öpmeye gidecek. Ülkeyi yönetenler anneler günümüzü kutlayacak. Peki Hanife annenin elini kim öpecek?” diye sordu. HDP’li Hüda Kaya ise kadınların gözyaşının ırkının ve kimliğinin olmadığını belirterek, “Cehennemi yaşattığınız kadar cehennemliksiniz. Adaleti görene kadar meydanlarda olmaya, hesap sormaya devam edeceğiz” dedi. Eyleme CHP İstanbul Kadın Kolları üyeleri de destek verdi. l İSTANBUL / Cumhuriyet Çağdaş Aydın’ın annesi Saniye Aydın: Biri toprakta diğeri tutuklu Sosyalist Gençlik Dernekle ri Federasyonu (SGDF) üyeleri, “Kobane’yi Yeniden İnşa Edelim” kampanyası için Türkiye’nin çeşitli illerinden oyuncak, kitap ve sağlık malzemeleriyle yola çıktılar. 21 Temmuz 2015’te Suruç’ta Amara Kültür Merkezi önünde bombalı saldırıya uğradılar. Çağdaş Aydın patlamada hayatını kaybeden 33 gençten biri. Çağdaş Aydın’ın annesi Saniye Aydın, Anneler Günü’nün kendisi için en acı günlerden birisi olduğunu söyledi. İki çocuk sahibi olduğunu ancak bir çocuğunun toprak altında diğerinin ise cezaevinde olduğunu anımsatan Aydın, “İki çocuğumu da benden aldılar. Biri toprakta, diğeri cezaevinde. Benim çocuklarım bencil olmadıkları, yiğit oldukları için bunları yaşadılar” dedi. Aycan Kaya’nın kızı Sevda Kaya: İçimdeki hüzün bugün daha çok Aycan Kaya, barışı haykırmak için arkadaşları ile İstanbul’dan çıktı yola. Barış Mitingi’nde 101 kişiyle birlikte hayatını kaybetti. Geriye mücadelesini ve üç çocuğunu bıraktı. Sevda Kaya annesinin ölümünü asla kabullenemeyecek çocuklardan birisi. Kaya, “Annemin mezarı Batman’da. Bu nedenle bugün mezarına gidemeyeceğim. Evde boş boş oturacağım” dedi. Televizyonda ve çevresinde Anneler Günü için yapılan hazırlıkları gördüğünde hüzünlendiğini aktaran Kaya, “İnsanlar bu özel gün için konuşuyor. İçime hüzün çöküyor. İçimdeki boşluk, hüzün aslında her zaman var. Ancak Anneler Günü’nde bunu çok daha ağır yaşıyorum. Gözlerim doluyor. Annemle kutladığımız Anneler Günü’nü düşünüyorum” diye konuştu. Ali İsmail Korkmaz’ın annesi Emel Korkmaz: Benim için çok anlamsız bir gün Ali İsmail Korkmaz 19 yaşınday dı. Eskişehir Anadolu Üniversitesi Eğitim Fakültesi İngilizce Öğretmenliği Bölümü’nde birinci sınıf öğrencisiydi. Gezi Parkı direnişinde Eskişehir’de yapılan yürüyüşe katılan Korkmaz, polis müdahalesinden kaçarken kimliği belirsiz kişilerin saldırısına uğradı. Tedavi altına alınan Korkmaz hayata tutunamadı. Korkmaz’ın annesi Emel Korkmaz, bu günün kendisi için çok anlamsız bir gün olduğunu söyledi. Anne Korkmaz, “Hayat o kadar acımasız ki yaşadığımız bunca acıya rağmen ayakta durmaya çalışıyoruz. Canım yanıyor. Dün torunum Ali’nin bale gösterisi vardı. Oradaki insanlar, ‘Keşke Ali İsmail’de yaşasa, yeğenini görseydi’ dediler. Keşke... Acılar içinde yaşamaya çalışıyoruz” ifadelerini kullandı. ANNESİ, TUTUKLU AVUKAT YAPRAK TÜRKMEN’E DOĞUM GÜNÜNDE MEKTUP YAZDI ‘Aydınlık günlere inancını sakla kızım’ Halkın Hukuk Bürosu’na 18 Aralık’ta yapılan baskında gözaltına alınan ve 20 Aralık’ta tutuklanan avukat Yaprak Türkmen’in annesi Nimet Türkmen, bu Anneler Günü’nü kızından ayrı geçiriyor. Anne Türkmen, kızına doğum gününde mektupla seslendi. Nimet Türkmen, mektubunda şu ifadeleri kullandı: “Güneşli bir 13 Mayıs baharında doğan, Anneler Günü hediyem, meleğim, benim öğrencim, terbiyemle büyüyen güzel ahlaklı kızım.. Her zaman aydınlık günlere inancını sakla, bu karanlık günler geçecek unutma. Yine bir arada olacağız. Yine uzun sohbetli pazar kahvaltılarımız olacak. Sana pişiler, börekler yapacağım. Yine tatillerimiz olacak. Yine Gül ve Cansu ile bitmek bilmeyen tartışmalarınız olacak. Beni bezdireceksiniz ama olsun. Yine susmadan konuşarak sinirlerimi hoplattığın zamanlar olacak, benim asi güzel kızım. Ayrıca yetkililere sesleniyorum. Anne olmak kolay değil, bir evlat kolay yetişmiyor, ortada iddiadan başka bir konu yokken seni tecritle sınayanlara analık hakkımı helal etmiyorum.” l Yurt Haberleri Rojbin Perişan, serbest bırakılsın İHD İstanbul Şubesi, F Oturması’nın 320. haftasında hasta tutuklu Rojbin Perişan’ın serbest bırakılmasını istedi. İHD üyesi Hatice Onaran, Menemen R Tipi Hapishanesi’ndeki Ergin Aktaş’ın da aralarında bulunduğu 4 ağır hastanın tedavi haklarının gasp edilmesi nedeniyle 20 Nisan’dan beri açlık grevinde olduklerini belirtti. Onaran, Rojbin Perişan’ın kanser hastası olduğunu kaydetti. l İSTANBUL / Cumhuriyet Tutuklularla kitap dayanışması Tutuklularla Dayanışma İnisiyatifi, hapishanelerdeki kitap yasaklarına karşı, mahpuslara kitap ve mektup gönderme kampanyası başlattı. “Devrimci tutsaklara bir kitap da sen gönder” sloganıyla bir araya gelen grup, Galatasaray Meydanı’nda basın açıklaması yaptı. Açıklamada, “Her kitapla ve mektupla yasakları aşacağız, hücrelere misafir olacağız” denildi. l İSTANBUL / Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle