18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 24 Nisan 2018 EDİTÖR: ŞEHRİBAN KIRAÇ TASARIM: SERPİL ÜNAY KADININ ADI YOK ekonomi 11 2017’de Türkiye’de toplam 1.4 milyon adet konut satıldı. Bu satışlarda erkeklerin payı yüzde 59.5 olurken kadınların payı ise yüzde 29.1’de kaldı İş hayatında olduğu gibi mülk edinmede de kadının adı yok. Dünyanın önde gelen gayrimenkul danışmanlık şirketlerinden Coldwell Banker’in araştırmasına göre, Türkiye genelinde ise 2017 yılında toplam 1.4 milyon adet konut satıldı. Bu satışlarda erkeklerin payı yüzde 59.5 olurken kadınların payı ise yüzde 29.1’de kaldı. Yüzde 2.1 pay ile 29 bin 178 konut kadınlar ve erkekler tarafından ortaklaşa alınırken, yabancılar ve kurumlar Yazılımcıya destek artacak Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi (KOSGEB) Başkanı Cevahir Uzkurt, 2017’de en fazla desteğin imalat sanayiine verildiğini söyledi. Uzkurt, “İmalat sanayiinde geçen sene yaklaşık 18 bin 125 işletmemize 408 milyon lira proje bazlı destek verdik. Bilgi ve iletişim sektöründe 2017 yılında yaklaşık 2 bin firmamıza 35 milyon lira destek verdik. Bilgi ve iletişim sektöründe özellikle yazılımcılarımıza, yazılım projelerine bu yıl özel bir destek programı üzerinde çalışıyoruz. Bu sektöre vereceğimiz destek miktarlarını artırmak istiyoruz” dedi. l Ekonomi Servisi Kanuna uyana af olacak mı? Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, Türkiye’deki 26 milyona yakın binanın yüzde 60’ının devletle ihtilaflı olduğunu belirtti. Özhaseki, cüzi bir bedel karşılığı imar barışı getireceklerini, elde edilecek gelirin ise kentsel dönüşümde kullanılacağını açıkladı. İstanbul İnşaatçılar Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Nazmi Durbakayım ise imar barışıyla ilgili “Kanun ve yönetmeliklere saygılı bir şekilde bina inşa edenlerin de bu olumlu girişimde bir mükâfatlarının olması için yüce devletimizin nasıl bir planı olduğu hususunu da merak ediyoruz” dedi. l Ekonomi Servisi Türkiye’nin gözü 300 milyonda ABD ile Çin arasında yaşanan ekonomik savaşın Türkiye’ye olumlu yansıması bekleniyor. Çin’in, ABD’den ithal ettiği 130 kalem ürün çeşidine ambargo veya ek vergi uygulaması, Türkiye’nin Uzakdoğu pazarına açılması adına bir fırsat doğurdu. Türk Amerikan İşadamları Derneği ve Amerika Ticaret Odası (TABA AmCham) Başkanı Ali Osman Akat, Türkiye’nin bu fırsatı kullanarak, belli ürün gruplarında Çin’e mal satabileceğini belirtti. TABA AmCham Başkan Yardımcısı Süleyman Şanlı ise “Bu kriz bize yarayabilir. Çin’in ABD’den ithal ettiği ürünleri Türkiye ikame edebilir. Burada 300 milyon dolarlık bir pasta var. İkili ticaretin gelişmesi sonrası bu rakam daha da artabilir” diye konuştu. l Ekonomi Servisi TOKİ’den yüzde 20 indirim başlıyor Başbakanlık Toplu Konut İdaresi (TOKİ) Başkanı Ergün Turan, borcunu erken kapatıp tapusunu almak isteyen konut ve işyeri alıcılarına yönelik her yıl uyguladıkları yüzde 20 indirim kampanyasının bugün başlayacağını söyledi. Başvurular 18 Mayıs’ta bitecek. tarafından alınan konutlar la Muğla, Edirne, Çanakka konut satışının en düşük ol da kalan bölümü oluşturdu. le ve İzmir takip etti. Kadı duğu bir diğer il de Van ol Coldwell Banker tarafın na konut satışlarında yüzde du. Van’da konut satışında dan, TÜİK Konut Satış İsta 30’dan fazla pay alan illerin kadınların payı yüzde 15.5 tistikleri üzerinden yapılan sayısı ise 27’yi geçiyor. oldu. ‘Konutta Kadının Gücü’ araştırmasına göre Türkiye’de Ağrı son sırada Coldwell Banker Türkiye Ülke Başkanı Dr. Gökhan konut satışlarında kadın pa Kadınların payının en dü Taş, “Karar vermesi en zor yının en yüksek olduğu il şük olduğu il ise Ağrı ol konulardan biri olan konut Balıkesir oldu. Son dönem du. Geçen yıl Ağrı’da satı satın alma süreçlerinde ko lerde Kuzey Marmara Oto lan 2 bin 378 adet konutun nutun lokasyonu, ulaşım ko yolu ve Osman Gazi Köprü 355 tanesini kadınlar alır laylığı, mega projelere olan sü gibi projelerle dikkat çe ken, 1900 konut da erkekler uzaklığı ve mimari özellikle ken Balıkesir’de konut sa tarafından satın alındı. Böy rinin yanı sıra yaşam alanı tışlarında kadının payı yüz lece Ağrı’daki konut satış ve dekorasyonu kriterleri de de 37.5 olarak gerçekleşti. larında kadınların payı yüz alım nedenlerini etkiliyor” Balıkesir’i bu alanda sırasıy de 14.9’da kaldı. Kadınlara dedi. l Ekonomi Servisi yatKırııbmrcısıy, kı çaeygktıliıeyKvaKrfıTiayyCrata’ttdrılıeayraı Türkiye’deki ekonomik endişeler, konut yatırımcısını KKTC’ye yönlendirdi. Kıbrıs Town Houses projesinin yüzde 70’i Türkiye’deki yatırımcılara satıldı Girne’ye 100 milyon TL yatırım 30 yıldır inşaat sektöründe olduğunu, son 8 yıldır da toplu konut yaşam alanlarına yöneldiklerini belirten Çağatay Özbirim, Girne’de 230 konuttan oluşan Kıbrıs Town Houses projesine 100 milyon TL yatırım yaptıklarını anlattı. 70 dönüm arazide toplam iki etaptan oluşan projenin birinci etabına 60 milyon TL, 2019 Kasımı’nda bitecek 2. etabına ise 40 milyon TL’lik yatırım yapıldığını ifade eden Özbirim, 6 Ekim’den bu yana 90 dairelik satış yaptıklarını, daire fiyatlarının da 79370 bin pound arasında değiştiğini kaydetti. Rant katliamdır Özbirim, ranta karşı çıktığı ve ülkesinde yüksek binalar görmek istemediği için en fazla 2 katlı binaların yer aldığı projeler yaptıklarını söyleyerek, “Girne Alsancak’ın unutulmuş değirmenleri vardır. Bir önceki projemizde bunu bire bir hayata geçirdik. Rantın yüksek olduğu yerlere katliam diyenler denim. Ben Girnemi gökdelenlerle görmek istemiyorum” dedi. Son projeleriyle bin 170 konut hayata geçirdiklerini anlatan Özbirim, hayalindeki projenin ise yat limanı inşa etmek olduğunu dile getirdi. Çağatay Özbirim GAMZE BAL Türkiye’de emlak sektörünün yavaşlaması ve ekonomik kaygılar, emlak yatırımcısının Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne (KKTC) talebini artırdı. Girne’de 100 milyon TL yatırımla hayata geçirdikleri Kıbrıs Town Houses projesinin tanıtımında konuşan Kıbrıs Developments Direktörü Çağatay Özbirim, “Türkiye içerisindeki kaygılar ve beklentiler ile Kıbrıs’taki bazen ters çalışabilir. Şu an ters çalışan bir dönemdeyiz. Türkiye’de kaygılar var, Kıbrıs’ta yok. Bu yüzden Türkiye’deki insanımızın buraya artan bir talebi söz konusu. Projemizin yüzde 70’ini Türkiye’deki yatırımcılara sattık” dedi. Kıbrıs’ın emlak piyasasındaki hareketliliğinin devam ettiğinianlatan Özbirim, KKTC’nin diğer ülkelerce tanınmaması sebebiyle Akdeniz Havzası’ndaki konut fiyatları arasında en düşük pozisyonda bulunduklarını ifade ederek, “Bu konutların geri dönüşümü en fazla 12, en az 9 yılda gerçekleşir. Bu da diğer Akdeniz ülkelerinin hiçbirinde yoktur” diye konuştu. Cazibesi artıyor Öte yandan Ekonomi Bakanlığı’nın verilerine göre, KKTC’de turizm sektörü GSYİH’den yüzde 34 civarında pay alırken, inşaat sektörü GSYİH’den yaklaşık yüzde 1112 pay alıyor. Ülkedeki satılık konut fiyatları da son bir yılda ortalama yüzde 50 arttı. l GİRNE Sağlık turizmine teşvik Maliye Bakanı Naci Ağbal, sağlık turizmi kapsamındaki hizmetler için getirilen KDV istisnasıyla ilgili, “Sağlık turizmini kurumsal olarak teşvik etmek amacıyla yeni bir düzenleme daha yapacağız. Özel sektöre sağlık turizmi kapsamında yapacağımız yatırımlarda ilave yatırım teşvikleri getireceğiz” diye konuştu. Ağbal, daha önce de sağlık turizmi kapsamında elde edilen kazançların yüzde 50’sini ku rumlar vergisinden istisna tuttuklarını, özel hastanelerin yurtdışından hasta getirmesini teşvik ettiklerini söyledi. Ağbal, sağlık turizminin, gittikçe gelişen bir alan olduğunu anlatarak “Dünya nüfusu yaşlanıyor. Sağlık ve yaşlıların bakımı çok maliyetli bir iş. Birçok ülke bu maliyetleri düşürmek için çareler arıyor. Türkiye, güneşi, nitelikli sağlık tesisleri ve personeliyle iyi fırsat yakaladı” dedi. l Ekonomi Servisi Ette fiyat istikrarı üretimle sağlanır Mera hayvancılığından paketlemeye kadar et sektöründe entegre üretim yapan Hacıince Entegre Et Tesisleri Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Hacıince, Türkiye’de sık sık gündeme gelen “et ve canlı hayvan ithalatı”yla fiyat istikrarının sağlanamadığına dikkat çekerek, “Et fiyatında istikrar için ithalat yerine üretime destek zorunludur. Son günlerde dövizlerde yaşanan artış da ette ithalatın çözüm olmadığını gösterdi” dedi. Türkiye’nin her yıl 150 200 bin ton dolayında et açığı olduğuna dikkat çeken Hacıince, “Böylesine önemli temel gıda maddesinde bu kadar büyük açık olması, doğal olarak fiyatları yukarıya çekiyor; bu durum da ete ulaşım çok dar bir kesim ile sınırlıyor” diye konuştu. 2017 Temmuz’da alınan, “Sıfır gümrüklü canlı hayvan ve et ithalatı kararı” çözüm gibi görünebilir diyen Hacıince, “Ancak, unutmamalı ki, Türkiye, dövize gereksinim duyuyor. Ortaya çıkan döviz talebi nedeniyle de döviz kurları, et ithalatını da pahalılaştırıyor; fiyatları ister istemez yukarıya çekiyor. Ette yeterince yerli üretim için tek eksiğimiz destek. Milyonlarca dolarlık ithalat yapacağımıza, yerli et üretimi için biraz vergi desteği dahi yapsak, fiyatlar istikrar kazanır, zorla kazandığımız döviz dışarıya gitmez” ifadesini kullandı. l Ekonomi Servisi ‘Padişah buyruğundan halk iradesine...’ Gazi Meclis’in 98. yaş günü, dünkü özel oturumunda, “Gazi Meclis’in yetkilerinin elinden alınması” tartışmalarını izlerken, 1969, çömez gazetecilik yıllarımda, Gazi Meclis’te milletvekilliği yapmış, o tarihte halen yaşayan 19 milletvekili ile görüşerek yaptığım, “Padişah buyruğundan halk iradesine..” başlıklı yazı dizisini biraz buruk anımsadım.. Sonuçta şekil olarak halk iradesinin temsil edilmesinden öte, ülkemiz sınırları içinde yaşayan, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının tümünün oy hakları kullanılmış Gazi Meclis’teki yelpazenin dağılımı, bugünün siyasi partiler, grupların varlıklarına yönelik kimlik pazarlamalarıyla eksiksiz gibiydi. Beş aşağı beş yukarı, aidiyet duygularına bakılırsa soyut sağsol çorba yapılmış kavramlarının ötesinde, kabaca geçerli algılamalara göre aynı çerçevelerde dilkültür, alt kimliklerin temsil edilmelerinin geçerli olduğu bir dağılımdan söz edilebilirdi.. Kan olarak ari ırk söz konusu olamayacağına göre, Gazi Meclis’tekine benzer, dilinanç boyutları ile ırkların, çok daha ağırlıklı olarak da mezhepler üzerinden, siyasal İslamcı akımların, inançlar ekseninde temsil edilmeleri, aynı topraklar üzerindeki varlıkları ile orantılı yer almaları gerçeği sürpriz değildi. Sürpriz olanı, benim içimi buran ayrıntıyı mı merak ettiniz? Gazi Meclis’in “Padişah buyruğundan halk iradesine” geçişini sağlayan, sözde aynı yelpazeden temsilcilerinin bugünlerde, bugünkü Meclis’te karşımıza çıkan değerler erozyonu, kimlik sapmaları, cepheleşmelerle birbirlerine düşmanlıklarından çok öte, halk iradesinin temsil edildiği bir Meclis’in varlığından söz edilebilecek işleyişin yok olmuş olması olabilir mi? HHH 16 Mayıs 1969’da, İzmir’in işgalinden bir gün sonra yayımlanmaya başlayan yazı dizisinde, o tarihte yaşayan Gazi Meclis’te görev yapmış 19 milletvekilini bulmuştum. Kuşkusuz benim tarih bilgimin onların anılarını açmada yetersiz kalışı ile, onların ileri yaşlarının çakışması, birkaçının ben görüştükten sonra dizi yayımlanamadan yaşamlarını yitirmiş olmaları benim için büyük sorundu. Yine de Celal Bayar’dan Diyap Ağa’ya, Yusuf Kemal Tengirşek, İsmet İnönü, Tevfik Rüştü Aras, Kılıç Ali, Fahrettin Altay, Fuat Carım, Ekrem Rize.. çok renkli yelpazede marka isimlerin, 49 yılın ardından Gazi Meclis’teki buluşmaya, Meclis ile gerçekleştirilmiş büyük devrime, kurtuluş, kuruluş savaşları destanları, Atatürk devrimine bakışları, değerlendirmeleri çok anlamlıydı. En çok Yassıada yargılamalarından çıkmış, arkadaşları idam edilmiş Celal Bayar’ın, Mustafa Kemal’in hem asker, hem de siyasal direnişe, Meclis’e damgasını vuran lider olarak duymayı sürdürdüğü hayranlığından etkilenmiştim. Osmanlı’nın büyük yenilgisi, uzun soluklu savaşlar, ağır kayıplar karşısında Anadolu topraklarında yaşayanların çaresizliğini, ağır yılgınlığını tanıklıklarıyla anlatırken, Ege bölgesi, İzmir’in teslim edilişi sahneleri ile özetlerken; “Biz direnelim desek, arkamızdan vurmaya hazırdılar. İzmir işgali İstanbul’da Saray’ın teslim oluşuna biat etmiş çaresiz halka çok ağır darbe olmuştu. Mustafa Kemal güçlü iradesi, üstün zekâsı ile Anadolu topraklarında Samsun’dan başlayan yolculuğunda, direniş taşlarını bir bir bağlayarak, o büyük direnişi, Kurtuluş Savaşı destanını gerçekleştirdi..” diyordu. Tatlı bir anı, bu dağınık yelpazedeki anılar aktarımından yazıya kimlik vermesi gereken damga vurucu sonucu; o tarihte Türkiye’de şiirleri yasaklı Nâzım Hikmet’in Bulgaristan’da basılmış 2. cildindeki şiirinden ancak bir alıntı ile röportaj dizisine giriş yaparak, çıkarabileceğimi düşünmüştüm. NATO’ya 23 sente mal olan ucuz askeri anlatan şiirinde “tavşan gibi korkak, toprak gibi akıllı, gençlik gibi cesur, su gibi kurnaz..” tanımlamalarının yapıldığı akış; “O tornacı Hasan, köylü Mehmet, öğretmen Ali’dir. Kaya gibi yumruğunun son ustalığı; 922 yılı 9 Eylülü’dür” dizeleri ile bitiyordu. Sevgili Hocam Ecvet Güresin besbelli şiiri en azından dilinden, akışından tanımış, benim “Bir antolojiden aldım” savunmama inanmayarak, ama şiiri de sayfadan atmaya kıyamayarak, “Yarın bir sorun çıkarsa kovuldun” demekle yetinmişti. Ne dersiniz? Bu toprakların her daim çok ağır bedeller ödemiş, yılgın, yorgun, biat eden, en altta, en çok ezilenleri, kaybedecek bir şeylerinin kalmadığının yüzlerine çarpılması noktasında, ortak değerlerle direniş destanlarını yazmayı yine başaracaklar mı? Dünyada bir benzeri olmayan, hakhukukadaletdemokrasinin katledildiği tek adam rejimi adına yaşatılanlardan, Meclis’in son halinden uyanıp dersler çıkarabilecekler mi? C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle