18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 23 Nisan 2018 4 haber EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Sinop engel tanımadıOHAL YASAKLARINA RAĞMEN nükleer santrala karşı BÖLGE SAKİNLERİ bir araya geldi Sinoplulara, İnceburun’a yapılması planlanan nükleer santrale karşı gerçekleştire cekleri panel ve mitingin va lilik tarafından yasaklanma sı engel olmadı. Sinop Ata türk Anıtı önündeki alan da dün bulu şan onlarca bölge sakini hep bir ağız dan “Sinop’a nükleer sant HAZAL OCAK ral yaptırmayacağız” de di. Çernobil’in 32. ve Fukuşima felaketinin 7. yılında, Fukuşima’nın ya kından tanığı Masumi Kowa to, yaşadıklarını anlatarak Alanda toplanan bölge sakinleri “Nükleere hayır bu memleket bizim” pankartı açtı. Sinopluları nükleer santra le izin vermemeleri gerektiği konu Platform Dönem Sözcüsü Kayhan mektir” derken, CHP Genel Başkan sunda uyardı. Felaketten önce yaşa Konukçu, ‘Türkiye’nin her yerinden Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca da dığı kasabada çiftçilik yaptığı söy bize destek veren dostlarımız da eş “Bu iktidara doğa dediğimizde do leyen Kowato, şunları anlattı: “Fu zamanlı olarak bulundukları şehir lar anlıyor. O yüzden Sinop’a nük kuşima felaketinden sonra 100 km lerde basın açıklamaları gerçekleş leer yapılmak isteniyor. AKP git uzaklıktaki bir kasabaya taşındım. tirmek suretiyle sokağa çıkmış bu tiğinde bu katliam son bulacak” Bizim şehrimiz de Sinop gibi bir ba lunuyor. Yasaklardan korkmuyoruz şeklinde konuştu. Nükleer Fizik lıkçı kasabasıydı ve öldü. Felaket ve yılmayacağız” diye konuştu. çi Prof.Dr Hayrettin Kılıç da konuş le açığa çıkan ve doğada biriken Konukçu Türkiye’nin nükleer masına “Size bir özür borçluyum” radyasyon yüzyıllarca kalacak. Her santrallerden elde edilecek elekt diyerek başladı. Kılıç “Nobel ödül yağmur ve fırtınada tekrar açığa çı riğe ihtiyacı olmadığını belirte lü bilim insanı Aziz Sancar televiz kacak.” Sinop Nükleer Karşıtı Plat rek ‘Türkiye’de elektrik üretimi yona çıkıp nükleer enerji temiz de formu üyeleri de “Yasaklara boyun ne gereksiz yatırımlar yapılmış miştir. O bilim insanının yaptığı eğmeyeceğiz” dedi. ve plansızlık nedeniyle elektrik hatadan dolayı sizlerden özür dili Sinopluların İnceburun’da yapıl te arz fazlası oluşmuştur. Hangi yorum. Nükleer enerji temiz değil ması planlanan nükleer santrala koşulda olursa olsun, ne Sinop’ta dir” sözlerini kaydetti. karşı gerçekleştireceği miting ve pa ne Akkuyu’da ne de Türkiye’nin Santralın vereceği suyu ısıtma nel OHAL gerekçe gösterilerek ya bir başka yerinde Nükleer Santral sının değil, aldığı suyu ısıtması saklandı. Yasaklamaya ilişkin res yaptırmayacağız” dedi. nın felakete yol açacağını söyle mi yazı, Valilik tarafından Cuma günü sabah saatlerinde Sinop Nükle ‘Vatana ihanet demek...’ yen Kılıç “Her metreküpte bir tane balık yavrusu olduğunu düşü er Karşıtı Platform yetkililerine teb CHP Sinop Milletvekili Barış Ka nün. Bir yılda buradan geçen ve liğ edildi. Yazıda hem miting hem radeniz de “Korku bu mitingi engel Karadeniz’in üstlerinde yumurtla de panelin kamu düzeni ve güven ledi. Sadece Sinop değil, Türkiye’ye yan yavru balıkların 10 yılda deniz liği açısından risk olacağı belirtil kurdurmayacağız. Dünya artık ye hayatı biter” dedi. di. Bunun üzerine Sinoplular plat nilenebilir enerji kaynaklarına yö Sinoplular Cumhuriyet Başsav formun çağrısıyla dün bir araya gel neldi. Bu kadar güneşin ve rüzgârın cılığı’na geçen Şubat ayında gerçek di. Alanda “Nükleere hayır bu mem bol olduğu ülkede nükleer santral leşen ÇED Katılım Toplantısı’na yö leket bizim” yazılı pankart açan böl kurmak demek vatana ihanet de re halkının katılımını engellendiği ge sakinleri, “Her yer Sinop, her yer mektir” ifadelerini kullandı. gerekçesiyle ilgili yetkililer hakkın direniş” sloganını attı. Platform üye CHP Denizli Milletvekili Kazım da suç duyurusunda bulunulacağını leri adına basın açıklaması yapan Arslan, “Nükleer enerji felaket de duyurdu. l SİNOP Fukuşima’yı yaşayan Kowato ‘Ağlayan siz olursunuz’ Fukuşima’nın meydana geldiği şehirde felaketten önce çiftçilik yapan Masomi Kowato, “Ben çiftçilik yapıyordum Fukuşima felaketinden önce eşimle birlikte etüt dersleri de veriyorduk çocuklara. Fakat şu an bu felaketin etkilerine maruz kalmamak için 100 km ötedeki başka bir şehre taşındım. Nükleer felaketlerden sonra ayrılan insanların yarısı bile dönmedi yerlerine. 165 bin kişi tahliye edildi. 50 bin kişi hala dönmedi. Devletin politikası radyasyonun bittiği yönünde ve insanların dönmesi için çağrıda bulunuyorlar ama durum değişmedi. Hala kirlilik var” diyerek, yaşadıklarını anlattı. ‘İnsanlar hasta oldu’ Dağlarda ve doğal ortamda biriken radyosyonun bitmesinin mümkün olmadığına dikkat çeken Kowato, şöyle devam etti: “Yüzyıllarca kalacak. Bu kirliliğin doğaya karışması yeni bir kirlilik demek. Örneğin yağmurlar, rüzgâr, fırtına tekrar radyasyonun yayılması için tekrar felaket oluyor. Toprağa karıştı mı bu radyasyon onu oradan çıkarmak mümkün değil. Yetiştirdiğiniz ürünleri düşünün nasıl olur bir daha oradan sağlıklı ürün çıkarmak. Biz yeraltı sularına da bu radyasyonun karıştığını düşünüyoruz ve satın alıyoruz suyu. Bununla yaşamaya çalışıyoruz. İnsanlar çok hasta ve çeşitli hastalıklarla boğuşuyorlar. Hasta olan ve intihar eden bildiklerimiz 2227 kişi. Çok fazla radyasyon var.” Kowato, Sinop’u gezdiğini ve çok beğendiğini belirterek Sinoplullara şöyle seslendi: “Bakın Sinop çok önemli. Benim bahsettiğim yer de balıkçı kasabası. Balıkçılık Fukuşima’dan sonra çok olumsuz etkilendi. Balıkçılar artık test yapmak için balık tutmaya başladılar. Santral bölgesinde balık yenmiyor. Balıkçılar mesleklerini değiştiriyorlar ve geleceğini göremiyorlar. Sinop’a geldiğimde gördüm ki cıvıl cıvıl bir yaşam var. Ama benim balıkçı kasabam artık öldü ve biz bu güzelliği kaybettik. Bundan sonra ne kadar yaşarım bilmiyorum ama balıkçılığın geri gelmeyeceğiniz düşünerek çok üzülüyorum. Biliyorsunuz trityum maddesi denize karışıyor ve biz bunu balıklarla alıyoruz. Sinoplular nükleer santrala karşı çıkmak zorundayız yoksa ağlayan sizler olursunuz.” Beşiktaş’ta ve Kadıköy’de ‘Nükleere Hayır’ eylemi Çevre örgütleri, Sinop’ta yapılacak olan “Sinop nükleer santral istemiyor” mitinginin ‘güvenlik’ gerekçesiyle engellenmesini Beşiktaş ve Kadıköy’de düzenledikleri eşzamanlı eylemler ile protesto etti. Nükleer Karşıtı Platform (NKP) üyeleri dün Beşiktaş Kartal Heykeli önünde bir araya geldi. Burada düzenlenen eyleme CHP Milletvekili Mahmut Tanal, ressam Bedri Baykam’ın yanısıra yaşam savunucuları ve yurttaşlar katıldı. “Nükleer Karşıtı Platform İstanbul Bileşenleri’” pankartının açıldığı eylemde “Nükleer santrallere hayır”, “Dünyadaki tüm nükleer santrallar kapatılsın”, “Nükleere inat, yaşasın hayat” sloganları atıldı. ‘Kabul edilebilir karar değil’ Grup adına açıklama yapan NKP sözcüsü Fatoş Sezer, Çernobil felaketinin 32. yıl dönümü nedeniyle Sinop’ta yapılması planlanan miting ve panelin İçişleri Bakanlığı’nca güvenlik gerekçesiyle yasaklandığını anımsatarak, kararın kabul edilemez olduğunu söyledi. Sezer, “Tüm haklılığımızdan aldığımız güçle, Akkuyu’da, Sinop’ta ve İğneada’da nükleer güç santrallarına izin vermeyeceğiz” diye konuştu. CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal da “Halkın bilinçlendirilmesi toplantısının yasaklanması anlaşılıyor ki siyasi iktidar halkın aydınlanmasından korkmaktadır. Biz olası bir facianın ülkemizde yaşanmasını istemiyoruz. Nükleer felakettir. Hep birlikte nükleere hayır, yaşama evet diyoruz” dedi. Munzur Çevre Platformu, Patika Ekoloji Kolektifi, Yaşam ve Dayanışma Yolcuları, Kadıköy AKADER, Sosyalist Emekçiler Partisi, Yeşil Direniş Ekoloji ve Yaşam Gazetesi, Amasra’ya Dokunma Meclisi ve Kocaeli Ekolojik Yaşam Derneği üyeleri de Kadıköy’deki Süreyya Operası önünde bir araya gelerek Sinop’taki mitingin iptal edilmesini protesto etti. l İSTANBUL/CUMHURİYET ‘Çocukluğun ilanı’dır 23 Nisan! Çocukluğun modern zamanlarda, yani Yeni Çağ’dan itibaren keşfedildiği, Orta Çağ’da ise adeta bir “kayıp kıta” olduğu görüşü çok işlenmiş, tartışılmıştır. Ben de bu köşede başka vesilelerle değindim. Bilindiği üzere tezin kaynağı, Fransız tarihçi Philip Ariés’dir. O, Avrupa Orta Çağ’ına ilişkin görsel tarihsel belgelerden hareketle çocukların Orta Çağ’da “çocukluk” hallerinin bulunmadığını, başlı başına bir kültürel (duygusal) kategori olarak çocukluktan söz etmenin mümkün olmadığını öne sürmüştür. Tabii Ariés’in abarttığına dair bir tepkisel mutabakat vardır ve çocukların tarihin her döneminde “çocuk” olarak bilinip ayırt edildiği hususundaki karşı çıkışlar, onun tezini ihtiyatla karşılamayı kaçınılmaz kılar. Ne var ki çocukların, adına “çocukluk” denen bir “kültürel tekne” içinde alabildiğine yoğrulup hayata hazırlanmasının gerçekten de modern dönemde beliren ve bu dönemin ekonomipolitik ihtiyaçlarıyla uyarlı bir gelişme olduğu savını da kanımca yabana atmak mümkün değildir. En azından kendi çalışma alanım antropolojiden gelen veriler, bebeklik ile yetişkinlik arasında özel ilgi ve muameleye tâbi bir kültürel özelleşme alanı olarak çocukluğun ne avcıtoplayıcılarda, ne tarımcı köylülerde, ne de hayvancılıkla geçinen konargöçer topluluklarda mevcudiyetini gösterir.  Bu, modern (şehirliendüstriyel) toplumlarda karşımıza çıkan ve esasen iki amaca hizmet eden bir yeniliktir. Bunlardan birincisi, söz konusu toplumların iş bölümüne, mesleki farklılaşmaya dayalı işleyişi doğrultusunda ihtiyaç duyduğu işgüç sahibi “profesyonel” insanı yetiştirme zorunluluğudur. İkincisi ve daha önemlisi, modern toplumun siyasi karşılığı olan “ulusdevlet”in ihtiyaç duyduğu “yurttaş”ı var etme zorunluluğudur. Her iki zorunluluk, çocukluğu, modernöncesi toplumlarda olduğu şekilde bebekliğin ardından varla yok arası ve hemencecik yetişkin yaşamla (geçim derdiyle) bütünleşik bir evre durumundan çıkarmış; modern toplumun meslek sahibi yurttaşı olmaya yönelik başlı başına ve uzun süreli bir hazırlık evresi yapmıştır. Elbette bu evrenin başat bir mekânı da vardır: Okul… Ve aslında çocukluk, okulla muteberdir. Okul, ulusdevlete çocuğun hazırlandığı yer, bir anlamda onun “2’nci ev”i olmuştur. Dolayısıyla çocukluk bu bakımdan insanın içerisinde doğduğu evden, aileden, anababadan ayrılıp yeni bir “anababa”nın himayesine bırakılması olarak da değerlendirilebilecek bir evredir. Yeni ev, ulus; ana, okul; baba da devlettir. Ne diyor mesela o meşhur okul şarkımız, “Daha dün annemizin”, hepimizin söylediği bilindik sözlerin ardından gelen ve pek bilinmeyen dörtlüğünde, bakalım: “Okul yurt güneşidir / Bize bilgiler saçar /Annemizin eşidir / Severek kucak açar.” Demek ki çocukluk, en işlevsel çerçevede ulusdevletin “yurttaş”a ihtiyacının sonucudur. O halde bu topraklarda da Cumhuriyet’in kuruluşu sonrasında, ulusdevlete giden yolun en önemli hukuki dönemeci olan 23 Nisan 1920’de TBMM’nin açılışına yönelik anmanın aynı zamanda Çocuk Bayramı olarak takdir edilmiş olmasını, idealist bir güzellik olmanın ötesinde gayet “realist” bir motivasyonla açıklamak gerekir. Yeni ulusdevlet, çocukta “yurttaş”ı görmek istemiştir. Bu doğrultuda “ulusal” egemenliğin simgesi olan Meclis açılışı ile bir kültürel kategori olarak çocukluk buluşturulmuştur. Çocukluğun tarihsel ve toplumsal serüvenine ilişkin yukarıda aktardığımız özet doğrultusunda bakıldığında, Cumhuriyet kurulduğu zaman modern Batı’da olduğunun aksine bu topraklarda “çocukluk” yoktur. Çünkü Türkiye yüzde 90’ı kırsal alanda tarımsal etkinlikle hayatını sürdüren ve yine yüzde 9095 oranında okuryazar olmayan insanın bulunduğu bir köylü toplumudur. Ve bu yaygın tarımsal yaşantının bir sonucu olarak da bebeklikten yetişkinliğe yıldırım hızıyla geçilmektedir. Ne demiştir mesela Cumhuriyet’le beraber 1923’te doğmuş edebiyatımızın abide ismi Yaşar Kemal, hatırlayalım: “Bana hiçbir zaman çocukmuşum gibi köyde kimse davranmadı. Başka çocuklara da… Ben köyden ayrılıp şehre düşünce çocukların çocuk olduğunu anladım.” Sözün özü, Cumhuriyet, ulusdevletin ihtiyaç duyduğu okuryazar, eğitimli, meslek sahibi “bireyyurttaş”ı var etme yolunda yaklaşıp önemsedi çocuğu da, çocukluğu da… Ulusdevlete giden yolda simgesel anlamı en büyük günü çocuklara hediye etmenin önemini bu sosyopolitik arka plân üzerinden anlamak, anlamlandırmak gerekir. O yüzden 23 Nisan Çocuk Bayramı, bu topraklarda “çocukluğun ilanı”nı da işaret eder. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle