24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KULTUR Grup Yorum konseri internet üzerinden yayımlanacak Grup Yorum, ‘8’inci Bağımsız Türkiye Konseri’ni 29 Nisan Pazar günü internet üzerinden yayımlayacağını duyurdu. Grup Yorum, 2011’de başladığı konserlerine üç yıl öncesine kadar devam edebiliyordu. Bu konserlere de on binlerce kişi katılıyordu. Ancak grubun konserlerine üç yıl dır izin verilmiyor. Çalışmalarını yürüttükleri İdil Kültür Merkezi’ne düzenlenen operasyonlarda üyeleri tutuklanan Grup Yorum, bu yıl yasaklara karşı farklı bir çözüm buldu. Grup Yorum, saat 16.00’da başlayacak konserin kendi sosyal medya hesaplarından takip edilebileceğini bildirdi. Doğa ve insanın14 EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK TASARIM: EMİNE BİLGET [email protected] Pazartesi 16 Nisan 2018 sonsuz döngüsü Teoman Südor ‘Sonsuzluk’ adlı kişisel sergisiyle 28 Nisan’a dek Galeri Diani’de sanatseverle buluşuyor Teoman Südor “Sonsuzluk” adlı kişisel sergi siyle 28 Nisan’a dek Galeri Diani’de sanatseverle bu luşuyor. “Ben her zaman yarın bir sergi teklifi gelir veya iki gün sonra aniden bir sergi açabilirim diye hiç ama hiç düşünmeden yalnızca resim yapar resimle yatar, resimle kalka rım” diyen sanatçı, “Bir ressam ola rak paletimdeki boyaların kuruması na izin vermem” diyor. Südor, 55 yıllık sanat yaşamına çok sayıda yapıt, 100’e yakın sergi sığdırmış bir sanatçı... Daha önce açtığı ser gilerini gezen ve takip edenlerin iyi bileceği gibi, doğa, ışık ve felse ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK fe Südor’un resimlerinde, olmazsa ol mazlarından. Son sergisini açmadan önce aklını ‘Sonsuzluk’ kavramına ta kan sanatçı, “Her sanat eserinin izle yenine vereceği, anımsatacağı bir fel sefesi olmalıdır. Yoksa çiçek, böcek, şırıl şırıl akan dereler bir anda izleye ne güzel gelebilir ama sadece bakıp geçilecek ve de akılda kalıp üzerinde düşünülmeyecek şeylerdir. Ben mut laka resimlerimin önünde durulup bu ressam bana ne demek istiyor diye düşünülmesini isterim. Çünkü ancak o zaman kendimi bir şeyler yaratabil miş, insanların bam tellerine dokuna bilmiş olduğumu anlarım” diyor. Südor’un daha önce yaptığı “Atlantis’te Son Akşam Yemeği” ve “Atlantis Tanrıçası” adlı yapıtların da efsanelere ve mitlere olan ilgisini açıkça görmüştük. “Gizemli şeylere bayılırım” diyen sanatçı, “Gerçekler biraz daha acımasızdır. Ama masallar, mitler öyle mi? Her şeyden önce yaşamın ağır sorunlarından beni çekip alır. Masalsı Kaf Dağı’nın zirvesine çıkartır. Hayal gücümü güdümler” diyor. Yapıtlarında ışığı çok iyi kullanan sanatçı, bu sergide herkesi kendi içinde bir yolculuğa çıkarıyor. Hiç ara vermeden sürekli üreten Südor, bir sanatçının beyni ve dış dünyaya açık olan algıları kadar; tezgâhının da her zaman yaratacağı eserler için açık ve hazır olması gerektiğini söylüyor. Sanatçı, “Eğer bir ara vermiş çalışmıyor gibi gözükürsem. O zaman da zaten yeni yapacağım resimlerimin konusu, kurgusu, teknik detayları için düşüncelere dalmışımdır. Bu süreç bazen kısa bazen biraz uzun olabilir ama sonuçta hemen tuvalin başına geçerim. Zaten yapacağım resim benim artık beynimde ve gözümün önünde tamamen bittiği için bana sadece kağıda veya tuvale aktarmak kalır” diyor. Son olarak sanatçıya “aklını tak tığı yeni bir proje var mı” diye soruyorum, “Yakın zamanda düşünebildiğim projelerim size garip gelebilir ama en az 89 metre eninde yine aynı boyda devasa resimler üretebilme ve bunları yapabilme gücümün olabilmesi” diye cevaplıyor. Kısaca Südor’un zaman ve mekân öğelerini birbiri içinde eriterek doğa ve insanın sonsuz döngüsünü sorguladığı sergi görülmeye değer. kBeİFmOa’nnuynıldızları Şef Orçun Orçunsel yönetiminde Orchestra’Sion Notre Dame de Sion’da iki keman virtüözü Nilay Sancar ve Pelin Halkacı Akın’a eşlik etti. İki sanatçı Sir Malcolm Arnold’un “İki Keman ve Yaylı Çalgılar İçin Konçerto” ve Pablo de Sarasate’nin “Navarra” eserlerini yüksek uyumla seslendirdiler. Akın ve Sancar’ın öğrencilik yıllarında başlayıp Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası’nda (BİFO) pekişen birliktelikleri, müzikaliteleri bu konserde bir kez daha alkışlandı. Solist sanatçılardan oluşan orkestranın Haydn “Senfoni La Poule” yorumuyla başlayan konser Schubert “5.Senfoni” ile noktalandı. Kardeş Türküler’den 25. yıl konseri Maltepe Belediyesi Prof. Dr. Türkan Saylan Kültür Merkezi, 25. yılını kutlayan Kardeş Türküler’e ev sahipliği yaptı. 1993 yılında kurulan Kardeş Türküler’in, çok kültürlü bir coğrafyada kardeşlik içinde bir arada yaşama umudunu dile getirdikleri eserleri, salonu dolduran yüzlerce kişi tarafından hep birlikte söylendi. Konserde grup, Türkçe, Kurmancî, Ermenice, Kırmanckî, Arapça, Romeika (Karadeniz Rumcası), Çerkesçe ve Boşnakça dillerinde eserler seslendirdi. Konserde Neşet Ertaş, “Ahirim Sensin”, Âşık Mahzuni Şerif de “Darıldım Darıldım” isimli eserleriyle anıldı. Ses sanatçısı Korman yaşamını yitirdi Sadettin Kaynak’ın öğrencisi ve Münir Nurettin Selçuk’un ise hem öğrencisi hem uzun yıllar tek asistanı olan, 1960 yıllarının ses sanatçısı Tülin Korman yaşamını yitirdi. Sanatçının ölümünü Onur Akay duyurdu. Akay, “Büyük bir sesi, usta bir sanatçıyı ve gerçek bir efsaneyi, Türk sanat müziğinin dev ismi Tülin Korman’ı kaybettik. Aynı zamanda çok sayıda sanatçımızın da konservatuvarda hocası olan Korman, birkaç yıl önce yerleştiği Bodrum’da bulunan evinde dün vefat etti” ifadelerini kullandı. Sanatçının cenaze bilgileriyle ilgili bir açıklama yapılmadı. TÜLİN KORMAN KİMDİR? Müziğe olan tutkusu nedeniyle İnönü Kız Lisesi’ne giderken 1951’de İstanbul Belediye Konservatuvarı sınavlarına giren Tülin Korman, üstün başarısından dolayı eğitimine beş yıllık konservatuvarın üçüncü sınıfından başladı. Eğitimi boyunca ünlü besteci Münir Nurettin Selçuk’un asistanlığını yapan Korman, Madam Rosenthal’dan batı müziği dersi aldı. 1953 yılında TRT Radyosu’nun sınavlarını kazanan Korman, radyoda ilk olarak batı müziği icra etmeye başladı. Hocası Münir Nuret tin Selçuk’un, “Çok batıya dönüksün, Türk müziğine hizmet et” demesi üzerine, sesi soprano olan ve batı müziğine çok yatkın olan Korman’ın rotasını, Türk sanat müziğine çevirmesine neden oldu. 1967’ye dek solo ve koro programlarında sanatını icra eden Korman, aynı yıl Ulvi Ergüner tarafından TRT Radyosu’nda koro şefliğine getirildi. Aynı zamanda 1986’ya dek radyoda hocalık yapan Korman, aynı yıl İTÜ Devlet Konservatuvarı’nda repertuvar hocası olarak göreve başladı. Sinan Cem Eroğlu & Muhlis Berberoğlu “Hemdem” (Ahenk Müzik) Bütünüyle iyi bir albüm Sıra dışı ikili Sinan Cem Eroğlu ve Muhlis Berberoğlu. Onları sıra dışı yapan şey, çalgı kombinasyonları ve repertuar tercihlerinden ziyade doğaçlamaya açık bir ruhla gerçekleştirdikleri olağanüstü güzellikteki icraları ve düzenlemeleri. “Hemdem” adlı ilk albümlerini doğru bir kararla üç gün içinde yapılan canlı kayıtlardan oluşturmuşlar. Albümde yer alan 13 eserin ikisi özgün beste. Diğerleri geleneksel Anadolu türküleri ya da halk ozanlarının bestesi. Neşet Ertaş’tan Tatyos Efendi’ye, Kul Himmet’ten Cihangir Cihangirov’a yorumluyorken, Âşık Emrah (Hamza Başyurt) gibi çok değerli ama unutulmaya terk edilmiş bir ismi de yeniden hatırlatıyorlar. Bu iki genç adam eline aldığı tüm çal gıları gönül telini titrete titrete, büyük bir ruh ile çalıyor. Ana sazlar bağlama ile gitar; ancak kaval ve tanbura gibi epey de renk sazı var ki, tamamı ikili tarafından çalınıyor. Örneğin kendini hiç öne çıkarmasa da elektrik gitarın tonu ve melodileri alttan alta fena can yakıyor. Bir yıl içinde bu kalitede çıkan albüm sayısı bir elin parmaklarından fazla değil. Kısmen değil, bütünüyle iyi bir albüm bu. Şayet halk müziğine yeni çağdaş yorumlar getirilecekse, “Hemdem” albümü tüm müzisyen ve dinleyicilere örnek olsun. Ozan Sarıboğa & Utku Barış Andaç “Azerbaijan Love Songs” (Ahenk Müzik) Gelenek ile modernin buluşması Azeri şarkıları pek çok nedenle popüler müzik tarihi serüvenimiz içinde çokça ilgi görmüş ve sayısız müzisyene ilham kaynağı olmuş. Sadece Azeri şarkılarından oluşan albümler bile yapılmış. Duygusal açıdan ruhumuza dokunan bu eserlerin gayrete getirdiği, albüm yaptırdığı son müzisyenler genç bir ikili. Kemanda (Marmara Üniversitesi Müzik Öğretmenliği mezunu) Utku Barış Andaç, piyanoda ise (İTÜ Ses Tasarım ve Kayıt Teknolojileri mezunu) Ozan Sarıboğa’dan vücuda gelen ikili, ilk albümleri “Azerbaijan Love Songs”da dost ve kardeş ülkenin aşk dolu halk şarkılarını enstrümantal olarak yorumluyorlar. Bu albümde iki veçhe var; ilki parçaların otantik dokularının korunmuş olması, ikincisi ise gelenekçi yaklaşımla yeni likçi yorumların iç içe geçmesi. Gelenek ile moderni, batı müziği ile makamları nevi şahıslarına münhasır bir üslupla buluşturuyorlar. Ayrıca ikilinin teknik ustalıklarını, işin duygusal yanını zedelemeden gerçekleştirilmiş olması bu icraların en güzel tarafı. 20 şarkıdan oluşan albüm, kültür ataşeliğinin yanı sıra, Azerbaycan’da bilinen ama ülkemizde az tanınan eserlere arkeolojik bir yaklaşım sergiliyor. Endişelenmeyin: “Alagözlü Yar”, “Laçın”, “Ay Gız” ve “Nazende Sevgilim” tabii ki var. [email protected] 40 filme 31 milyon lira destek Kültür ve Turizm Bakanlığı internet sitesinden yapılan duyuruya göre 2018’de 40 sinema filmi projesine 31 milyon 100 bin lira destek sağlanacak. 376 film projesinin değerlendirildiği kurul toplantısında, ilk filmini çekecek 12 yönetmen projesine 7 milyon 400 bin, 26 uzun uzun metrajlı kurgu film yapım projesine 22 milyon 850 bin, 2 yapım sonrası projesine ise 850 bin lira destek verildi. Destek alan projeler arasında Yavuz Özkan, Belmin Söylemez, Atalay Taşdiken gibi farklı kuşaklardan deneyimli sinemacılar bulunuyor. Destek başvuruları reddedilen sinemacılar arasında ise ilk filmi “Babamın Kanatları” ile festivallerden birçok ödül kazanan Kıvanç Sezer, “Annemin Şarkısı” ile 2014’te Antalya Film Festivali’nden En İyi İlk Film ödülünü alan Erol Mintaş, “Başka Semtin Çocukları” adlı filmiyle yine Antalya’dan ödülle dönen Aydın Bulut gibi isimler dikkat çekiyor. Türk sinemasındaki gelişimin sürdürülebilir hale getirilebilmesi amacıyla Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hazırlanan yeni Sinema Kanunu da çok yakında TBMM’nin gündemine gelecek. İSTANBUL FİLM FESTİVALİ’NDE BUGÜN l “Mimari ÜtopyalarSinematik Distopyalar” seçkisinde yer alan “Stalker” 11.00’de Atlas Sineması’nda gösterilecek. l “Yarışma Dışı” bölümünde olan “Paranın Kokusu” 21.30’da Beyoğlu Sineması’nda yönetmen Ahmet Boyacıoğlu’nun katılımıyla gösterilecek. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle