24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 11 Nisan 2018 EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ TASARIM: BAHADIR AKTAŞ haber 11 Aileler 10 Ekim Anıtı önünde adalet aradı 10Ekim Barış Aileleri Der önündeydi. Aileler, Ankara Bü ni belirtti. 10 Ekim Barış Aileleneği, katliamın 30. ayın yükşehir Belediyesi’nin kararı ri Derneği yetkilileri en yakın bulunduğunu anlatan Seylan, “10 Ekim katliamı ile ilgili haber ma yapma imkanı bile hukuka ve ahlaka aykırı bir şekilde en da da Ankara Tren Garı önünde na karşın katliam alanına dikil zamanda anıtın yeniden tamir yapan gazeteciler yargılan gellendi. Bize karşı açılan bun toplandı. Katliamda yaşamını yi meyen anıt yerine yitirdikle edileceğini vurguladı. dı, hatta 10 Ekim mitingine ka ca davaya karşın 10 Ekim katli tiren 103 yurttaşın aileleri ri yakınları için fotoğraflardan 10 Ekim Barış Aileleri Der tılanlar bile yargılandı. Bu sü amında açık sorumluluğu bu ve sevenlerinin yanı sıra, HDP oluşan temsili anıtın MHP’nin neği Başkan Yardımcısı İhsan reçte bazı prosedürler baha lunan kamu görevlilerine iliş Van Milletvekili Lezgin Botan Gar karşısındaki Ankara Spor Seylan 10 Ekim’de yaralandı ne gösterilerek 10 Ekim Barış kin açılan herhangi bir dava ve Suruç katliamında hayatını Salonu’nda düzenlediği kong ğı için ihraç edilen, tutuklanan, ve Dayanışma Derneği kapa bulunmamaktadır” diye ko kaybedenlerin aileleri de gar renin ardından zarar verildiği gözaltına alınan onlarca kişinin tıldı. Yakınlarını yitirenlere an nuştu. l ANKARA/Cumhuriyet ‘Gurur duyuyoruz’ Erdoğan’ın hedef göstermesinin ardından tutuklanan Boğaziçili öğrencilerin aileleri, “Çocuklarımızın yeri cezaevi değildir” dedi Boğaziçi Üniversitesi’nde Afrin operasyonu için lokum dağıtanları protesto etmeleri nin ardından tutuklanan öğ rencilerin aileleri, İstanbul Tabip Odası’nda (İTO) bir ara ya gelerek tu tukluların ser best bırakılma sını istedi. Aileler adı na konuşan tu ZEHRA ÖZDİLEK tuklu öğrencilerden Deniz Yılmaz’ın ba bası Bülent Yılmaz, çocukları hedef gösterenlerin özür dile mesini, çocukların serbest bı rakılarak hukuksuzluğa son verilmesini istedi. Yılmaz, “Şimdi biz sizlere çocukları mızı tanıtalım; kimdir bu ço cuklar? Tutuklanan, soruştur maya uğrayan çocuklarımızın geçmişlerinde büyük emek denle kimse çocuklarımızın ler, çabalar vardır. İlkokul da bir yerlerden emirler alarak hil tüm okudukları okullar kendilerini ifade ettiklerini id da büyük başarılar elde etmiş dia edemez. Çocuklarımızın lerdir. Hepsi Türkiye’nin, ya arkasında yanında örgüt ara şadıkları şehirlerin en önem yanlar edebiyat, çevre, çeviri, li okullarından mezun olmuş bilim kulüplerine, matematik lardır. Yani hepsinin geçmiş topluluğuna bakabilirler. Kim lerinde önemli başarılar var dir bu gençler? Gitar çalan, re dır ve bu başarılarla Boğazi sim, heykel yapmayı becere çi Üniversitesi’ne yerleşmiş bilen, ülkemizin ve dünyanın lerdir. O nedenle kimsenin ço tarihine, kültürlerine vakıf bi cuklarımızın okuma özgür reylerdir. Çocuklarımızın ye lüklerini ellerinden almaya ri Bakırköy, Silivri cezaevi de hakkı yoktur. Çünkü bu ba ğil Boğaziçi Üniversitesi’nin şarılar kimsenin lütfuy kampüsüdür. Aileler ola la gerçekleşmemiştir. rak çocuklarımıza uy Kimdir bu genç Bir gözaltı gulan bu hukuk ler? Bilim insanı olmayı, yazar daha suzluğa acilen son verilmesi olmayı, sanatçı Boğaziçi Üniversitesi’nde ni ve çocukları olmayı, iyi bir eğitimci olmayı hedeflemişler ve bu yolda öğrencilere yönelik gözaltılar devam ediyor. 10 öğrencinin tutuklanmasının ardından dün bir öğrenci daha Kuzey Kampüsü girişinde gözal mızın serbest bırakılmasını, haklarında yürütülen soruş da önemli mesa tına alındı. Böylece gö turmaların dur feler katetmişler zaltı sayısı 2’ye durulmasını talep dir” diye konuştu. yükseldi. ediyoruz.” Yılmaz, konuşmasına şöyle devam etti: “Bu yol ‘Kelepçeyle tanıştı’ culukta sorgulayıcı olmayı, Tutuklu öğrenci Yaren insanlıktan, iyilikten, güzel Tuncer’in annesi Özgür Tun liklerden, barıştan yana tavır cer, “Sadece barış isteyen ço almayı öğrenmişlerdir. O ne cuklardı, ne diyebilirim ki. ‘ONLARLA OLMALIYIM’ Boğaziçi Üniversitesi eski Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Faruk Birtek , “Bizim üniversitemizde her görüş özgürce ifade edilir. İsmi geçen çocukların pırıl olduklarına eminim, onlardan terörist olamaz. Bütün çocukların suçsuz olduğu ortaya çıkacak fakat ben dayanamıyorum. Dershanede berabersek hapishanede de onlarla olmak istiyorum...Eğitim hakkı ilk gündeme geldiğinde başörtülü öğrenciler vardı ve girebildikleri tek üniversite Boğaziçi’ydi. Biz o dönem anayasal suç işledik. Ama bugün anayasada komünist öğrenci okula giremez diye bir şey yok ancak öğrencilere yapılan muameleye bakın” ifadelerini kullandı. Yavrumu her cana duyarlı, toplumda yaşananlara karşı farkındalığı yüksek bir çocuk olarak büyüttüm. Ağaçlar için de şehitler için de gözyaşı dökebilen bir çocuk o. İktidar için canlar yanmasın, analar ağlamasın istediler. Biz onları evlerinde özgürce yetiştirdiğimiz için dışarıda da özgürce konuşabileceklerini zannettiler” dedi. Tutuklu Esen Deniz Üstündağ’ın ablası Özlem Kösem “Biz kızımızı Atatürk sevgisiyle, vatan sevdalısı bir birey olarak yetiştirdik. Kardeşim 23 Mart’a kadar sıradan bir barınak gönüllüsü öğrenciydi. Ama o günden bu yana kalem tutması gereken elleri kelepçeyle tanıştı” dedi. Kendisi de 22 Mart’ta gözaltına alınıp serbest bırakılan Tilbe Akan, “Arkadaşlarımızla kendi seslerini zorbalığa karşı ifade edebildikle ri için gurur duyuyoruz” diye konuştu. l İSTANBUL Yaren Tuncer’in ailesi BÜYÜK DESTEK Basın açıklamasına çok sayıda akademisyen ve öğrencinin yanı sıra Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Başkanı Kani Beko, Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Mehmet Raşit Tükel, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Eş Genel Başkanı Aysun Gezen, HDP Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, Diyalog Yurttaş Girişimi’nden Prof. Dr. Gençay Gürsoy, eski Anavatan Partisi Genel Başkanı Nesrin Nas, DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu, Makina Mühendisleri Odası (MMO) Başkanı Battal Kılıç, İstanbul Tabip Odası (İTO) Sekreteri Samet Mengüç, Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP) Başkanlar Kurulu Üyesi Alper Taş, Emek Partisi MYK üyesi Levent Tüzel ve Halkevleri Eş Genel Başkanı Nuri Günay katıldı. Prof. Dr. Faruk Birtek Kadıköy’de polis engeli Boğaziçi Üniversitesi’nde Afrin lokumu dağıtanlara müdahale ettikleri gerekçesiyle ev baskınlarıyla gözaltına alınan ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından hedef gösterilmelerinin ardından tutuklanan 10 Boğaziçi Üniversitesi öğrencisi dahil tutuklu bulunan tüm üniversiteliler için eylem yapıldı. Gençlik örgütleri tarafından Kadıköy Khalkedon Meydanı’nda “Eğitim hakkımızdan da, üniversitelerden de vazgeçmiyoruz” çağrısıyla düzenlenmek istenen ve HDP İstanbul Milletvekili Hüda Kaya ile Devrimci Parti Genel Başkanı Musa Piroğlu’nun destek verdiği basın açıklamasına meydanı abluka altına alan polis, kaymakamlık tarafından yasaklandığı gerekçesiyle izin vermedi. YAŞASAYDI 50. YAŞ GÜNÜNÜ KUTLAYACAKTI Göktepe anıldı Metin Göktepe 22 yıl önce öldürülen Metin Göktepe’nin arkadaşları anne Fadime Göktepe’yi ziyaret ettiler. “Mutlaka ben izlemeliyim” diyerek 8 Ocak 1996’da gittiği haberde gözaltına alınıp polisler tarafından işkencede öldürülen Evrensel Gazetesi muhabiri Metin Göktepe yaşasaydı 50. yaş gününü kutlayacaktı. Göktepe’nin arkadaşları, dün acılı anne Fadime Göktepe’yi ziyaret ederek doğum günü pastası kesti. Göktepe’nin doğum gününe, Annesi Fadime Göktepe, ailesi, meslektaşları ve Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat ile gazetemiz muhabiri Ahmet Şık katıldı. Kutlamada Metin Göktepe için doğum günü pastası kesildi. Ailesi ve arkadaşları tarafından anılan ve her yıl adına gazetecilik ödülleri verilen Metin Göktepe, İstanbul Eyüp’te 8 Ocak 1996 günü takip ettiği haber sırasında polislerce gözaltına alındıktan sonra götürüldüğü kapalı spor salonu yakınında ölü bulundu. Metin Göktepe’yi öldüren polisler kamuoyunda “Rahşan affı” diye bilinen afla şartlı tahliyeden yararlanarak toplam 1 yıl 8 ay cezaevinde kaldı. Metin Göktepe gözaltında öldürülmüş gazeteciler içinde katilleri yargılanmış ilk gazeteci olarak da tarihe geçti. l İSTANBUL/Cumhuriyet Muhtar bile olamamak Devlet tarafından kendilerine verilen gri renkli hizmet pasaportlarını havada sallayarak kameralara neşeyle bakan... Sponsorlar desteğiyle Endülüs’e doğru bir yolculuğa çıktıkları için sevinçten ayakları yere değmeyen... Bu arada devlet katında gördükleri ilgiden de başları göğe eren muhtarların havaalanında çekilen görüntülerine iyice bakın. Ve sorun: Muhtarların bu sevinçlerinin kaynağı ne? Neden bu kadar sevilip kollanıyorlar? Bu halleriyle neyi temsil ediyorlar? Bu özel ilgiyi hak etmek için ne yaptılar veya yapacaklar? Muhtarlar bu ülkede nihayetinde nasıl bir işe imza atacaklar? Bu soruların cevaplarını çok derinde değil, ülkenin yakın tarihinde, hemen yüzeyde, kolayca bulabilirsiniz. Yapılan ilk muhtarlar toplantısını anımsayın. 2015 yılında ocak ayında... Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden tam beş ay sonra... Kendi küçük muhtarlıklarından belki de ilk kez çıkan... Dev Cumhurbaşkanlığı sarayında krallar gibi ağırlanan... Ve ülkenin en yüksek makamındaki liderden, yaptıkları işin değerine dair o güne kadar hiç duymadıkları kadar güzel sözler duyan muhtarların... O gün orada dinledikleri o dramatik hikâyeyi hatırlayın. Hikâyenin iki kahramanından biri Cumhurbaşkanı’nın kendisi, diğeri zamanın en çok satan gazetesi Hürriyet’ti. 1998 yılında henüz genç bir politikacı olan ve o sırada İstanbul Büyük Şehir Başkanlığı yapan Erdoğan, Siirt’te okuduğu bir şiirdeki dizeler yüzünden DGM’de yargılandığında... Ve hakkında “Halkı sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge farklılığı gözeterek kin ve düşmanlığa tahrik ettiği” gerekçesiyle açılan davanın sonunda 10 ay hapis cezası aldığında gazete şu manşeti atmıştı: “Artık muhtar bile olamaz”. O gün Erdoğan muhtarlara bu hikâyeyi anlattı. Sonra onlara uzun uzun ülkenin kibrinden bahsetti. Muhtarları küçümseyen anlayıştan girdi, kendi politik yolculuğunda maruz kaldığı hakaretten çıktı. Muhtarların aklını aldı. Muhtarlar toplantısı orada kalmadı. Aradan geçen üç yılda tam 46 kez topluca Cumhurbaşkanı’nın karşısına çıktılar. Ve politik bir liderin kişisel bir travmadan yola çıkarak muhtarlara yüklediği büyük ilginin şanslı odağı oldular. Bu süreçte... Muhtar akademisi adı altında verilen seminerlere katılan birtakım muhtarlara sanki üniversiteden mezun oluyorlarmış gibi cüppe ve kep giydirildi; Bir başka muhtar grubu, ellerine kalaşnikoflar, tabancalar verilip atış poligonlarında talimlere davet edildi. Şimdi de iktidara sadakati tescilli olanlar ödüllendiriliyor ve Avrupa seyahatine gönderiliyorlar. Zamanında Erdoğan için “Muhtar bile olamaz” manşetini atan gazetenin ipinin resmen çekildiği günlerle; Muhtarların ödüllendirildiği günlerin aynı zamanlara denk gelmesi tesadüf değil. Bu ülkede Cumhurbaşkanı’nın yaptığı ilk kişisel devrimlerden biri, makamının olmazsa olmazı olan tarafsızlık ilkesini kale almamasıydı. Diğeri de mahallenin muhtarlarını bizzat baş tacı yapması. Ülkeyi her bakımdan yeniden şekillendiren ve bugünkü haline getiren iktidar, nihayetinde medyayı tekeline; muhtarları da avcuna aldı. Muhtemelen, devletin imkânlarıyla Endülüs’e gönderdiği muhtarlar sayesinde önümüzdeki seçimlerde yeni bir destan yazmayı hayal ediyor. Ve destanın adını da “Zil, şal ve muhtar” koymaya hazırlanıyor. DOSYAYA YENİ GÖRÜNTÜ EKLENDİ Kurkut’u hedef almış Diyarbakır’da geçen yıl Nevruz kutlamaların da Malatya İnönü Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Müzik Bölümü öğrencisi 23 yaşındaki Kemal Kurkut’un polis tarafından vurularak öldürülmesine ilişkin yeni görüntüler dava dosyasına girdi. Mezopotamya Ajansı’nın yaymladığı görüntülerde, savunmasında “ayaklarına ateş ettim” diyen polis memuru Y.Ş.’nin doğrudan hedef alarak Kurkut’a ateş açtığı görülüyor. “Olası kastla öldürme” suçundan müebbet hapis istemiyle yargılanan ve görevine iade edildiği ortaya çıkan polis memuru Y.Ş’nin tutuklanması için daha önce defalarca yaptıkları başvuruların reddedildiğini anımsatan avukat Reyhan Yalçındağ Baydemir, 26 Nisan’da görülecek duruşmada bir kez daha tutuklama talep edeceklerini ifade etti. Baydemir, “Sanığın kaçma şüphesinden tutalım, delillere etki etmeye kadar her türlü durumda sanığın tutuklanması gerekir” dedi. l DİYARBAKIR/Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle