23 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 1 Nisan 2018 EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ TASARIM: EMİNE BİLGET haber 7 ‘Türkiye İzmir LOKOMOTİF KOOPERATİFLER Amerika’da siyahilerin eşitlik mücadelesinin liderlerinden Martin Luther King’in “Bir hayalim var” diye başlayan sözünü yineleyerek konuşmasına başlayan Kocaoğlu, İzmir’in değişen fotoğrafını bu hayalin içine yerleştirdi. “Kalkınma problemine kafa yoran, yaşam kalitesinin yerelden geliştiğine inanan, adam kayırmacı değil herkesi kucaklayan, katılımcı, kimlikli, ahlaklı bir belediye ve tutkulu bir kent” için çok çalıştıklarını dile getiren Kocaoğlu, belediyeye yapılan kumpas operasyonuyla “acıyı bal eylediklerini” dile getirdi. Kocaoğlu, bir zamanlar “komünist işi” diye kenara itilen kooperatifleşmeyi İzmir modelinin lokomotifi haline getirdiklerini, bu sayede İzmir’deki tarımsal üretimini Türkiye ortalamasının iki katı arttığını kaydederek, bu modelin Türkiye’ye yayılması gerektiğini vurguladı. olsun’ İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nda 14 yılı geride bırakan Aziz Kocaoğlu mutlu, umutlu ve barış içinde yaşayan İzmirlilerin örnek alınmasını istedi İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, 14 yıllık belediye başkanlığı süresince ya lünmelerin arttığı şu dönemde mutlu, umutlu, barış içinde yaşayan İzmirlilerden feyz alsın Ankara. İzmir’den şama geçirdiği projeleri “İzmir mo yükselen sese kulak versin. Farkımı deli” başlığı altında kamuoyuna tanı zı fark etsin. Bize önyargılı bakma tırken “Türkiye İzmir gibi ol sın. Dışlamasın. Ötekileştirmesin. sun” dedi. Karşımıza türlü türlü engel çıkar “Güneş İzmir’den doğuyor” masın. Omuz versin, el uzatsın. sloganıyla ve İzmir’deki sivil Güzel İzmir’de güzel şeyler oldu toplum kuruluşlarından ko ğunu kabul etsin. Yerelden kal operatif üyelerine dek geniş kınma başarımızı kıskanmasın; kesimden temsilcilerin katılımıyla Adnan Saygun Sanat HAKAN DİRİK aksine gurur duysun, mutlu olsun. Demokrasiye inansın.” Merkezi’nde gerçekleştirilen “Türkiye İzmir gibi olsun” toplantı, bir anlamda Kocaoğlu’nun çağrısı yapan Kocaoğlu, konuş yeniden başkan adaylığının ilanı ola masını “Mustafa Kemal Atatürk’e, rak değerlendirildi. onun ilkelerine ve çağdaş Türkiye İzmir’in örnek alınmasını isteyen Cumhuriyeti’ne bağlılığından hiçbir Kocaoğlu, şunları söyledi: “İstiyoruz zaman taviz vermeyen; kuruluş ve ki; sevgiyi, saygıyı, hoşgörüyü ve em kurtuluşun kenti İzmir olarak, hem patiyi artık pek dikkate almayan, bir şehrilerimize sunduğumuz özgür birine fazla güvenmeyen, hak ve hu ve demokratik yaşamı ve oluşturdu kuk yerine emrivakilerle yol alma ğumuz yerelden kalkınma modelini yı alışkanlık haline getiren benim gü Türkiye’ye açıyoruz. Güneş İzmir’den zel ülkem, kafasını çevirip biraz da doğuyor artık” sözleriyle tamamladı. İzmir’e baksın. İzmir’in, İzmirlile 14 yılda yapılanların yer aldığı sunu rin lugatına da arada bir göz atsın ör mun ardından soyadı günün sloganıy neğin. Hoşgörüyü, toleransı, empa la uyumlu İzmirli sanatçı Burcu Gü tiyi görsün ve öğrensin. Çatışmala neş “İzmir’de Günbatımı” şarkısını rın, kamplaşmaların, karpuz gibi bö seslendirdi. l İZMİR Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde gerçekleştirilen toplantıda, başkan Aziz Kocaoğlu, 14 yılın bilançosunu sundu, yeni hedeflerini açıkladı. Bu toplantı bir anlamda yeniden başkan adaylığının ilanı olarak nitelendirildi. um:ag Öykünün Yapısı Semineri Eğitmen: Gürsel Korat um:ag Seminerleri “Güven Çayyolu Sağlıklı Yaşam Kampüsü’nde” 1.Gün: 2 Nisan 2018 Pazartesi 18:3021:30 Birinci oturumda, öykünün zaman içindeki dönüşümü, 2.Gün: 9 Nisan 2018 Pazartesi 18:3021:30 İkinci oturumda, karakter ve zaman kavramları 3.Gün: 16 Nisan 2018 Pazartesi 18:3021:30 Üçüncü oturumda ise öyküde anlatıcı ve yazarın bakış açısı, konu edilecektir. Ayrıntılı Bilgi İçin http://www.guven.com.tr/web/#!/etkinlikler Başvurular için 0 312 457 35 91 www.umag.org.tr 0312 417 77 20 Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı Paris Caddesi No:14 Kavaklıdere Ankara Güven Çayyolu Sağlıklı Yaşam Kampüsü Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı Mahallesi, Alacaatlı Caddesi No:15, 06810 Çayyolu / Ankara Telefon: 0 312 4573591 İzleyene de gözaltı Boğaziçi’nde iki öğrenci daha gözaltına alındı. Öğrencilerden birinin suçu sadece duvara yaslanıp olayları izlemek Boğaziçi Üniversitesi’nde öğrencilere yönelik gözaltı operasyonları sürüyor. Önceki gün 2 öğrenci daha Boğaziçi Kuzey Kampus önünde sivil polisler tarafından gözaltına alındı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın hedef göstermesi sonucu başlayan operasyonlarda gözaltına alınan öğrenci sayısı 15’e yükseldi. Boğaziçi Üniversitesi Kuzey Kampus kapısında önceki gün saat 15.30 civarında sivil polisler tarafından yapılan aramada bir felsefe bölümü öğrencisi gözaltına alındı. Gözaltına alınan öğrencinin pazartesi günü Afrin lokumu dağıtımı sırasında çıkan olaylara ait videoda bir karede gözüktüğü öğrenildi. Saat 19.0019.30 civarında ise biri psikoloji biri bilgisayar mühendisliğinden iki öğrenci Kuzey Kampus kapısından dışarıya çıkarken sivil polisler tarafından durduruldu. İki öğrenci karşı otoparkta bulunan sivil bir araca götürülüp arabada GBT taraması yapıldı. Tarama sonucunda bilgisayar mühendisliğinde okuyan kişi serbest bırakılırken psikoloji bölümünde okuyan öğrenci ERDOĞAN NE DEMİŞTİ? Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Boğaziçi Üniversitesi’nde lokum dağıtan grubu protesto eden üniversiteliler için, “O komünist, o vatan haini, terörist gençler onların masalarını dağıtıyor. O terörist gençlerle ilgili her türlü çalışmayı yapıyoruz. Bu gençlere üniversitede okuma hakkı vermeyeceğiz” demişti. gözaltına alındı. Gözaltına alınan bu öğrencinin sadece duvara yaslanıp olayları izlediği belirtildi. İmza sayısı 927’ye çıktı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hedefi haline gelen gözaltındaki Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerine başta Harvard, Cambridge, Yale gibi üniversitelerden gelen destek artıyor. Akademisyenler tarafından imzalanan metinde “Boğaziçi Üniversitesi’ndeki öğrencilerin son zamanlarda tutuklanmasına ve taciz edilmesine sert bir şekilde karşı çıkıyoruz” denilmişti. Bildiriye imza atan akademisyenlerin sayısı dün akşam saatlerinde 927’ye yükseldi. Kendilerini “Dünya çapındaki akademik toplulukların üyeleri” olarak tanımlayan grup “açık destek bildirisi”nde “Türkiye’de son zamanlarda artan siyasi konuşmaların muhalefeti suç kabul etme trendinin bir parçasını oluşturduğunu” söylemiş, öğrencilerin serbest bırakılmasını istemişlerdi. l İSTANBUL/ Cumhuriyet Denklem Değişebilir Tartışmalı anayasa referandumundan sonra, ortaya çıkan “evet mi kazandı hayır mı kazandı” sorusunun bir anlamının kalmadığı söylenebilir; “atı alan Üsküdar’ı geçti” sözü de dayatılmış “gerçeği” ifade ediyor olabilir. Ama şimdi referandumun ikinci aşamasına hazırlanıyoruz. Hem ilkindeki sonucu pratik olarak tartışma olanağına sahibiz, hem de bu kez muhalefet Üsküdar değil, daha ötesine geçebilecek durumdadır. HHH Daha ötesi derken, toplum olarak önümüze çekilen duvarı aşmaktan söz ediyoruz. Tehlike, anayasa referandumu ile şekillenmeye başlayan, yasal olmayan yöntemlerle yerleştirilen rejimin, uzunca bir süre için kalıcılaşması demektir. Duvarı aşmak ise, 2002 öncesine dönmeyi değil, yeni bir aşamaya geçme fırsatının tarihsel olarak elde edilmesi anlamına geliyor. HHH Bu hedefler değişiklik isteyen toplumsal, siyasal güçler tarafından dile getiriliyor. Farklı kesimlerin farklı projeleri olabilir ama 2002 sonrasının yinelenmemesi konusundaki “asgari müşterek”, ortak payda, “halk temsilinin öne çıkması” anlamına geliyor. Parlamenter demokrasinin kendini koruyamadığı koşullar yerine, hem “halkçı bir iktisat politikası” hem de “demokratik cumhuriyeti koruyacak anayasal güvence” seçimleri kazanan güçlerin ortak paydasını oluşturabilir. HHH Bu iddia, hem içeride mevcut rejimin kendini tüketmiş olmasına, hem de küresel kapitalizmin yapısal krizinin nesnel derinliğine dayanıyor. Kapitalizmin gelişme sınırına dayandığı, daha ileri gitmesinin, gelinen gelişme düzeyiyle çelişen siyasal, toplumsal yapıyla mümkün olmadığı anlaşılıyor. Şimdi onlar gerçeğe değil “post truth”, algıya dayalı sahte “gerçeğe” güveniyorlar. Oysa bilimde, teknikte, ekonominin kendini zorla kabul ettiren yöntemlerinde, yönetim biçimlerinde kendini dayatan algı değil, çok uzak olmayan bir geleceğin gerçeğidir. HHH Ekonomide politikada söz sahibi CEO’ların, liderlerin gönüllerinde zorbalığı artırmak, otoriter yönetimleri desteklemek, bölgesel savaşlarla bir kere daha silah sanayi üzerinden ayağa kalkmak, kıtlaşan kaynakları bir büyük savaşla yeniden paylaşmak yatıyor olabilir. Yapıyı tehdit eden krizden kurtulması imkânsız kapitalist devletlerin dayatmaları, daha bir süre emperyalist projelere hayır diyemeyen, bölgesel savaşların gönüllüsü ülkelerin başında patlayacaktır. Türkiye’de değişmesi gereken rejimi ile bu ağır tehdidin içinde yaşıyor. HHH Ama tablo onların istedikleri gibi şekillenmiyor. Bir yandan Güney’den Kuzey’e Doğudan Batı’ya savaşlar ve yoksulluk nedeniyle artan göç dalgaları, öte yandan Türkiye gibi ülkelerden yükselen itirazlar, onların artık eskisi gibi politika dikte etme gücüne sahip olmadıklarını gösteriyor. Aralarındaki çatışma ve çelişkilerin görünür hale gelmesi, arkasının geleceği anlaşılan ticaret savaşları, giderek büyüyen kamplaşma kapitalizmin nesnel olarak sona yaklaştığını, kendini yenileyemeyeceğini gösteriyor. Fırtınalar estiren neoliberal dönem aynı zamanda sistemin iflasının başlangıcı oldu. HHH Türkiye kurtuluş kuruluş amaçlarıyla çelişen politikalardan, gittikçe otoriterleşen sağcı bloktan kurtulmaya çalışıyor. Bu kez değişim isteyenlerin şansı fazladır. Bu kez halka karşı politikaların gizlenemez hale gelmesinin de etkisiyle eski söylemin, yüzde 60 yüzde 40 denkleminin çöpe atılması mümkün görünüyor. Şimdi mücadele edenler, kurtuluşu eski rejimin ihyasında görmez, ağır emperyalist baskıya karşı yurtseverliği yükseltir, halkın taleplerini öne çıkaran bir ekonomi politikasına, önü açık bir demokratik cumhuriyet hedefine uygun adımlar atarlarsa kazanan Türkiye olacaktır. Boğaziçi Kampusu rengârenkÖĞRENCİLER ARKADAŞLARINA VE YASAKLARA DİKKAT ÇEKMEK İÇİN EYLEM YAPTI Arkadaşları gözaltına alınan Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri bir forum düzenledi. Bianet’te yer alan habere göre forumda öğrenciler okulda masa açmanın, afiş asmanın yasak olması ve suç kabul edilmesinden dolayı kampusu rengârenk kurdelelerle süsleÖğrenciler ağaçlara renkli kurdeleler astı. me kararı aldı. Eylem için “Yağmur çamur geçecek. Sis dağılacak. Özgürlük Boğaziçi’nde renklerle doğacak. Boğaziçi Üniversitesi Türkiye’de özgürlüklerin simgesi haline gelmiş, farklı fikirlerin ifade edilebildiği ve tartışılabildiği bir üniversitedir. Yok etmeye çalıştıkları sadece Boğaziçi değil, hepimizin özgürlükleridir. Okulumuzla beraber Türkiye’de düşünce ve ifade özgürlüğünün, eğitim hakkının, çok sesliliğin de yargılandığı bu süreçte herkesi kampusu renklendirmeye ve okulumuza sahip çıkmaya çağırıyoruz. Kurdelesini, kalemini kapan gelsin” çağrısı yapıldı. Yapılan çağrı büyük ilgi toplarken okuldaki ağaçlar rengârenk kurdeleler ile kaplandı. l Haber Merkezi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle