23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 1 Nisan 2018 EDİTÖR: FİGEN ATALAY TASARIM: İLKNUR FİLİZ MEB’den sınav skandalı Milli Eğitim Bakanlığı’nın dünkü açık lise sınavına girenler eksik kitapçık ve cevap anahtarlarıyla karşılaştı. 21 Nisan’da telafi sınavı yapılacak Milli Eğitim Bakanlığı dün gerçekleştirilen açık lise sınavında Türkiye genelin de bir skandala daha imza attı. Sabah 09.30’da sınava giren öğrenciler ba kanlığın eksik kitapçık ve cevap anahtarları ile karşılaştı. Okul yöne timleri MEB’in skandalı karşısında tutanak tu OZAN ÇEPNİ tulmasını isterken, yeni sınav yapılacağı duyuruldu. İl dışından sınav için gelen binlerce aday ise yaşadıkla rı mağduriyet sonrası isyan etti. Eksiklikler üst üste MEB’in Açık Öğretim Kurumları Sınavları, Ölçme Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün baskı ünitesinde meydana gelen teknik arıza nedeniyle iki hafta ertelenmesinin ardından dün sabah ilk oturumu gerçekleştirildi. Ancak MEB’in ‘arızası’ ülke genelinde skandala dönüştü. Bakanlığın, 800 bine yakın öğrencinin katıldığı açık lise sınavının sabah oturumunda İstanbul ve Ankara başta olmak üzere bütün illerde öğrenciler girecekleri ders sayısı ile optik cevap kâğıtları arasındaki tutarsızlıkla karşılaştı. Binlerce öğrencinin cevap kâğıdı var ve soruları eksikken; binlercesi de elinde sorular olmasına karşın cevap kâğıdı eksik olduğu için sınavı tamamlayamadı. Öğrencilerden açık lisede 6 ders alanlar cevap kağıdında 4 derslik alan ile karşılaştı. Soruları çözen öğrenciler cevaplarını dolduramadı. Bazı öğrenciler ise cevap anahtarı olmasına karşın sorulara ulaşamadı. Sabah saatlerinde başlayan itirazların ardından eksik evrak skandalının Türkiye genelinde on binlerce öğrencinin kitapçık ve cevap anahtarında yaşandığı ortaya çıktı. Birçok MEB’den ‘teknik hata’ özrü Sabah saatlerinde yaşanan skandalın ardından her ilde farklı uygulamalarda bulunan MEB akşam saatlerinde açıklama yaparak özür diledi. Binlerce öğrenciyi mağdur eden skandalı ‘teknik hata’ olarak değer lendiren MEB’den , “Açıköğretim kurumları sınavlarının 2. dönem sınav oturumlarında 4’ten fazla ders ten sınava giren adayların cevap kâğıtlarında teknik bir hatadan dolayı 4 ders için kodlama alanı ayrılmıştır. 4’ten fazla dersten sınava katılan adaylara yönelik, cevap kâğıtları eksik basılan dersler için, 21 Nisan Cumartesi günü saat 09.30’da telafi sı navı yapılacaktır. Konu ile ilgili açıköğretim kurumları öğrencileri herhangi bir mağduriyet yaşamayacaktır. Yapılan bu teknik hata nedeniyle bütün öğrencilerimizden özür diliyo ruz” açıklaması yapıldı. ‘hata’nın üst üste yaşandığı sınavda bazı öğrencilerin de cevap kâğıtları ile giriş belgesinde yazan sınavların eksik olduğu tespit edildi. Sınav giriş formları ile optik okuyucuların uyumsuzluğu ve sınav evraklarında bakanlığın ‘teknik arıza’ nedeniyle ertelediği ilk sınavın tarihinin yazması da dikkat çekti. Birçok okulda da sınav gözetmenlerine öğrencilerin sınav giriş kimlikleri iletilmedi. Skandalın ardından il milli eğitim müdürlükleri ve okul yönetimleri harekete geçerek eksiklikler için tutanak tutulmasını istedi. Okulların ‘hata’lara ilişkin farklı çözümler üretmesi de dikkat çekti. Bazı okullarda anonslar yapılarak öğrenciler sakinleştirilmek istendi. Bir okulda eksik dersleri olan adayların açık öğretim ofislerine başvurması gerektiğinin söylendiği öğrenildi. Bazı okullar da ise okul sorumluları sınıf sınıf dolaşılarak MEB’in şikâyet sistemi Alo 147’nin aranmasını istedi. Ancak sınav gözetmenleri eksik dersler için tutanak düzenlemeye başladı. Tutanaklara adayın ismi, optik formlara basılmayan derslerin ismi ile “adayın seçtiği ders sayısı ve optik formdaki ders sayısı uyuşmazlığı tespit edildi” notu düşüldü. Ayrıca sınav gözetmenleri tarafından salon yoklama listesindeki tutanak bölümüne binlerce aday için “20172018 Açıköğretim Kurumları 2. dönem 2. oturum sınavı .. No’lu salonda bazı adayların optik okuyucularında cevaplayacakları dersler ile adayın giriş belgesindeki dersler uyuşmamaktadır. Adaylar sadece optik okuyuculardaki dersleri cevaplayabilmişlerdir” yazılı tutanak tutulduğu öğrenildi. Yeni sınav mağduriyeti Binlerce aday için sınav devam ederken okullarda ayrıca çözülemeyen dersler için sınavların yenileneceği anonsu yapıldı. Her ilde öğrencilere farklı farklı açıklamalar ve bilgiler verilirken İstanbul’da yeni bir sınavın yapılacağı Ankara’da da bugün gerçekleştirilecek oturumlarda eksik sınavların ve evrakların tamamlanacağı öğrencilere iletildi. MEB’in sınav skandalına tepki gösteren Eğitimİş, “Her sınavda olduğu gibi bu sınavda da MEB her şeyi yine eline yüzüne bulaştırmıştır. ‘Yanlış’ nedeniyle devlet zarara uğratıldığı gibi, en önemli zarar devlete güvenerek sınava giren gençlerimize dokunmaktadır. Bunun temel sorumlusu iş başına getirilen liyakatsiz ve yeteneksiz yöneticiler ve onları işbaşına getiren AKP iktidarıdır. Bu gibi olayların bir daha yaşanmaması için sorumluların derhal istifa etmesini istiyoruz” açıklaması yaptı. l ANKARA Çocuğun ana dili oyun Prof. Dr. Ferhunde Öktem’e göre, çocuğu oynatmadan oyuncağa boğmak anlamsız Mesleğime dokunma! Eğitim Sen, Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz’a çağrı yaparak, öğretmenlerin ve öğrencilerin sesine ve taleplerine kulak vermesini istedi. Sendika üyeleri, TEOG yerine getirilecek yeni modelden ve performans sisteminden vazgeçilmesi isteğiyle 56 Nisan tarihlerinde iş yerlerinde kokart takma eylemi yaparak, “mesleğime dokunma” diyecek. Sendikadan yapılan açıklamada, MEB’in hayata geçirmek istediği performans değerlendirme sistemi ile öğretmenlerin mesleki yeterlilikleri arasında somut bir ilişki veya bağ kurmanın mümkün olmadığı belirtilerek şöyle dendi: İş barışı bozulur ‘Performans değerlendirme sisteminde öğretmenlerin yaptıkları işin niteliğinden çok, yüksek performans notu alma hedefiyle bireysel değerlendirmeye tabi tutulması, okullarda herkesin birbirinin ‘rakibi’ olduğu düşüncesinin gelişmesine ve iş barışının bozulmasına neden olacaktır. Kaldı ki bu sistem uygulanırsa, aynı işi yapanlar arasında derin eşitsizlikler oluşacak ve bunun doğal sonucu olarak okullarda iş barışı tamamen bozulacak, eğitim ortamı bu durumdan olumsuz etkilenecektir. Yapılacak değerlendirmeler sonucunda hizmet puanlarının hesaplanmasında oluşacak eşitsizlik tayin hakkının kullanımı dahil, pek çok alanda yeni mağduriyetler yaratma potansiyeline sahiptir. Böylesi bir uygulama, öğretmenin iktidara, işverene olan bağımlılığını artıracak; iş güvencesinin sürekli tehdit altında olmasından dolayı, öğretmenlerin istenilen ve belirlenen rolleri oynamak zorunda bırakılmasına neden olacaktır.” Çocukların düşünme becerilerinin gelişmesi için eğitim sisteminde de, ders programlarında da gelişim basamaklarına uygun yaklaşımlar ve yeterli farkındalık yok. Türk Eğitim Derneği’nin Düşünce kuruluşu TEDMEM’in hazırladığı “çocuklarda düşünme becerileri ve oyun” konusu, Hacettepe Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı öğretim üyesi, Türkiye Zekâ Vakfı kurucu üyesi Prof. Dr. Ferhunde Öktem tarafından ele alındı. Ailelerin, yanlış olarak, “Aman çocuğumuzun zekâsı iyi gelişsin” ya da “Benim çocuğum üstün zekâlı” diye düşündükleri için bütüncül gelişimin bir kenara itildiğini ve çocukların sadece zihinsel gelişimi üzerine odaklanıldığına dikkat çeken Prof. Öktem, şunları söyledi: “Buradaki yanlışlığa bağlı olarak çocukların zihinsel gelişimi keyifli gitmiyor; yapabileceğini bile çok yapamayan, tüm enerjisini bir alana toplayan mutsuz insanlar yetişiyor. Ben bunu dört ana dalı olan görkemli bir ağaca benzetirim. Bu dalları eşit geliştirirsek, dallar birbirini besler, dayanak olur. Yalnız birini geliştirirseniz o ağaç çarpık olur ve bu dal kırılmalara daha yatkındır. Oyun, özellikle küçük çocuklar için bu dalların tümünün gelişmesine katkıda bulunan en güçlü araçtır. Çocuğun ana dili oyun. Oyuncaklar da bunun sözcükleri. Çocuğu oynatmadan oyuncağa boğmanın ise hiçbir anlamı yok. Her gün yeni bir oyuncak varken çocuk oynayamıyor. Bir oyuncağın işlevinin ne olduğunu, onunla ne yapabileceğini düşünmeye fırsatı olmuyor. Esinlendiğim iki kavram var: ‘Sayı ZekÂnın 3 türü Kabaca üç tür zekâdan söz edilebileceğine dik kat çeken Prof. Dr. Ferhunde Öktem, bunları analitik (konuşma, öğrenme, okuma), evirgen zekâ (pratik) ve yaratıcı zekâ olarak sıraladı. ların efendisi olmak’ ve ‘sözcüklerin efendisi olmak’. Türkiye’de çocuklar neden matematikten nefret ediyor? Çünkü matematiğin efendisi değiller! Sayılarla oynamayı bilmiyorlar.” Öz disiplinin önemi Oyun kadar öz disiplini de savunduğunu vurgulayan Prof. Öktem, şöyle devam etti: “Çocukların sınırlarla tanışması gerekiyor. Sınır koyma bizim ülkemizde sağlıklı yapılmıyor. Bir kural konduğunda onun altındaki felsefeyi veya nedeni anlatırsanız; bu çok güzel. Ama çocuk buna uymazsa ve ‘uymazsa uymasın!’ denirse, onun altındaki felsefe çiğnenmiş oluyor. Çocuklara ‘Şu misafir gelsin mi?, ‘Onu sevdin mi?’ gibi sorulmaması gereken soruları soruyor, ‘Şimdi ne yapmak istersin?’, ‘Hangi ka zağı giymek istersin?’ gibi sorulması gereken soruları ise sormuyoruz. Bunlar farkındalık yaratan sorulardır. Yurtdışında Türk aileye ulaşmak istediğimde ağlayan çocukları izlerim; yüzde 100 beni Türk aileye götürürler. Hiç şaşmaz! Yurtdışında çocuklar dışarı çıktığında çantalarında onları oyalayacak malzemeler ile çıkar. Resim yapar, oyun oynar, ailenin fikrini alıp devam eder, ne yiyeceklerini garsona söyler. Biz de ise çocuk ağlar, annesini çekiştirir, masalar arasında koşturur, garsonun işini zorlaştırır, oyalanacağı hiçbir şey yoktur; varsa da annesinin telefonudur. O anne düşünmüyor ki bu çocuk sıkılacak ve sıkıldığında onu neyle oyalayabilirim. İşte bu öz disiplindir ve Türk çocukların yüzde 90’ında yoktur. Farkı ise bu yüzde 10 yaratır.” Liseliler yaz okulunda Özyeğin Üniversitesi, “Liseliler İçin Yaz Okulu” programı düzenliyor. 24 Haziran 8 Temmuz ve 15 29 Temmuz olmak üzere iki farklı dönemde gerçekleştirilecek olan programa katılmak için son başvuru tarihi 1 Mayıs. Liseler İçin Yaz Okulu, 10 saati İngilizce, 27 saati akademik dersler, 15 saati ise seçmeli dersler ve atölye çalışmaları olmak üzere toplam 52 saatten oluşuyor. Derslerin tamamı Özyeğin Üniversitesi akademisyen kadrosu tarafından veriliyor. eğitim 15 Çocukları ‘koruyan kurdele’ Çocuklara yönelik cinsel istismar suçlarına karşı toplumsal seferberlik çağrısı Aile Hukuku Derneği’nce çocuklara karşı işlenen cinsel istismar suçlarına karşı toplumsal seferberlik çağrısı yapıldı. Bu amaçla eğitici videolar hazırlanacak, çocuklar bilinçlendirilecek. Aile Hukuku Derneği Başkanı, Çocuk ve Haklarını Koruma Platformu Hukuk Komitesi Başkanı Prof. Dr. B. Bahadır Erdem, çocuklara karşı işlenen cinsel istismar suçlarını önlemenin devletin hukuki ve ahlaki sorumluluğu olduğunu söyledi. Öğretmenlerin ve çocuğa yakın olan herkesin cinsel istismar konusunda eğitilmesi gerektiğini vurgulayan Prof. Erdem, “Bu suçu önlemenin en önemli yollarından biri çocuklarımızı cinsel istismar suçlarına karşı eğitmektir. Çocuklarımıza okullarda cinsel istismara karşı koymayı, ‘Hayır’ diye haykırmayı, güvenli kişi ve alana doğru uzaklaşmasını öğretmeliyiz” dedi. Okulda eğitim Çocuklara cinsel istismara karşı durma eğitiminin, aile içinde, okulöncesi eğitim kurumlarında ve ilkokulda verilmesi gereğine dikkat çeken Prof. Erdem, şöyle devam etti: “İlkokul 1. sınıfta ilk dört hafta çocuklara cinsel istismara karşı durma ve kendisini koruma eğitimi, rehber öğretmen ve sınıf öğretmeni tarafından verilmelidir.Yuvada ve 1. sınıfta cinsel istismardan korunma eğitimi alan çocuklara, öğretmenleri ‘Koruyan Kurdele’yi törenle takmalıdır. Koruyan Kurdele çocuğun cinsel istismardan korunma eğitimini aldığını ve kendisini korumayı öğrendiğini temsil eden, çocukları, ailelerini ve toplumu teşvik edici simgedir. Herkesi, çocuklarımıza cinsel istismardan korunma eğitimini ve ‘Cinsel İstismara Dur Deme Eğitimi’ni desteklemek için Koruyan Kurdele takmaya ve sosyal medyada paylaşmaya davet ediyoruz.” Teknoloji ve Eğitim Fuarı Eğitim Teknolojileri Derneği’nin (EĞİTEKDER) düzenlediği “Teknoloji ve Eğitim Fuarı – TEF 2018”, 1820 Mayıs tarihlerinde İstanbul Kongre Merkezi’nde açılacak. Fuar, üniversiteler, devlet okulları ve özel okullarla; başta bilgi teknolojileri, eğitim teknolojileri olmak üzere eğitimin her alanında faaliyet gösteren markaları bir araya getirecek. “Eğitimi Kodla’’ sloganıyla düzenlenen fuarda ziyaretçiler, eğitim teknolojileri alanında hizmet veren kurum ve kişilerin gerçekleştireceği uygulamalı oturumlara da katılabilecek. YÖK’ten engelli kontenjanı Yükseköğretim Kurulu’nca ÖSYS Kı lavuzunda yayımlanan programların kontenjanının yüzde 10’unun engelli öğrenciler için ayrılmasına karar verildi. Örneğin, 30 kontenjanın üçü engelli öğrencilere, 27’si ise diğer adaylara ayrılacak. Kontenjanı 10’un altında olan programlar için başvuru olması durumunda kılavuzda yayımlanan kontenjana ek olarak 1 engelli öğrenci kontenjanı ayrılabilecek. Özel yetenek sınavını kazanan ancak engelli öğrenciler için ayrılan kontenjana yerleşemeyen adayların, engelli kontenjanı için yedek öğrenci olarak belirlenmesi kararı da alındı. İlgili programa başvuran engelli öğrenci kontenjanının ayrılan kontenjandan fazla olması durumunda, özel yetenek sınavını kazanan ancak ayrılan kontenjana yerleşemeyen adayların, ÖSYS Puanının değerlendirmeye katılan diğer öğrenciler ile birlikte ÖSYS puanlaması dahil edilerek değerlendirmeye tabi tutulması ve ilgili programda engelliler için ayrılan kontenjanın dolmaması halinde, bu kontenjanın diğer öğrenciler için ayrılan kontenjana eklenebilmesine olanak sağlanması da alınan kararlar arasında yer alıyor. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle