18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DUNYA Çocukları ‘canlı bomba’ yaptılar Haram tarafından yerlerinden edilen yakla Nijerya’nın Borno eyaletinde Boko Haram’ın şık 40 bin kişinin yaşadığı belirtildi. Boko Ha intihar saldırılarında en az iki kişi öldü, 13 ki ram, Dapçi bölgesinde bir okuldan şubat ayın şi yaralandı. Yetkililer Zovaya’da önceki ak da kaçırdığı 110 kız öğrenciden 100’den fazla şam meydana gelen saldırıların yaşları 13 ila sını geçen hafta serbest bırakmıştı. Daha önce 18 arasında değişen dört genç kız tarafından örgütün kaçırdığı çocukları intihar eylemcisi gerçekleştirildiğini açıkladı. Zavoya’da Boko olarak kullandığı haberleri basına yansımıştı. Pazar 1 Nisan 2018 ‘Esad kalıcı’SSPEURLUEMNDASİN: [email protected] EDİTÖR: BETÜL BERİŞE TASARIM: EMİNE BİLGET 13 ‘MASKE ÇABASI’ Prens Selman’ın “ılımlı İslam reformu” girişimleri ile ilgili tartışmalar sürüyor. Kimi yoruma göre, bu reformlar ülkenin insan hakları ihlallerini, Riyad’ın Ortadoğu’daki agresif tutumunu maskelemek için kullanılıyor. ABD ziyareti ise halkla ilişkiler çalışmalarının bir parçası. Brookings Enstitüsü’nden Shadi Hamid, “Selman ‘yeni Suudi Arabistan’ hikâyesini anlatmada başarılı oldu. Basit modernizasyon mesajları, Arapların sonunda kendilerini toparladıklarına dair hikâyeler ABD’lilerin yumuşak noktası. Doğru olup olmadığı önemli değil bunun her zaman alıcısı olacak” diyor. Selman, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ile New York’ta bir araya gelmiş, Suudi Arabistan ve BAE tarafından BM’nin Yemen’e insani yardımlarını desteklemek için 930 milyon dolar bağış da takdim etmişti. Riyad öncülüğündeki koalisyona yönelik ise Yemen’de sivil ölümlere ilişkin insan hakları örgütlerinden tepkiler var. Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın ABD çıkarmasından bu kez de muhaliflere yönelik yoğun destekleriyle bilinen Suriye konusunda dikkat çeken açıklamalar geldi. Washington Post ve Wall Street Journal (WSJ) gazetelerinin ardından TIME dergisine konuşan Selman, ABD’nin Suriye’deki askeri varlığını sürdürmesini istediğini belirtirken Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad için “Beşşar kalıyor” dedi. ‘ABD çekilmesin’ Selman, Esad’ın “muhtemelen devrilmeyeceğini” söyleyip, “Tahran’ın kuklası haline gelmemesini umduğunu’ belirtti. “Beşşar kalıyor. Fakat Beşşar’ın çıkarının, İranlıların her yapmak istediklerini yapmalarına izin vermemek ol duğuna inanıyorum” ifadesini kullandı. Suudi Arabistan, Suriye’de iç savaşın başladığı 2011’de silahlı muhaliflere ilk destek veren ülkelerden biri olmuştu. Veliaht Prens, ABD Başkanı Donald Trump’ın “Çok yakında Suriye’den çekileceğiz, bırakalım başkaları ilgilensin” sözlerini de değerlendirdi. Böyle bir çekilmenin Suriye’de Riyad’ın güç mücadelesi verdiği İran’ın nüfuzunu artıracağı görüşünü savunan Selman, “ABD askerlerinin uzun vadede olmasa da en azından orta vadede kalması gerektiğine inanıyoruz” dedi. ABD’nin Suriye’deki varlığı sayesinde İran’ın LübnanSuriyeIrak hattı üzerinden bir “Şii hilali” kurmasının engellendiğini, Suriye’deki ABD askeri varlığının bu bağlamdaki son girişim olduğunu savundu. “Ilımlı İslam” reformları, ülkesindeki yolsuzluk operasyonunun yanı sıra Yemen’de İran’la verilen vekâlet savaşını tırmandırmasıyla konuşulan Selman, Washington Post’a verdiği söyleşide de “müttefikleri istediği için Sovyetler’e karşı Vahabiliği yaymaya başladıklarını” açıklamıştı. İran: Çaylak... WSJ’ye İran ile ilgili söylediği “Askeri çatışmayı önlemek için Tahran’a daha fazla yaptırım gerektiği aksi takdirde İran ile 1015 yıl içinde karşı karşı gelebilecekleri” açıklamasına ise İran’dan sert yanıt geldi. İran Dışişleri Sözcüsü Behram Kasımi, “Hayal dünyasında yaşayan bir çaylak. Ya savaşın ne olduğunu bilmiyor ya da tarih okumadı veya maalesef akıllı birisine danışmadı” dedi. ABD, Suriye’de karışık Trump ‘yakında çekileceğiz’ derken Mınbiç’e ek asker gönderildiği duyuruldu. Beyaz Saray’ın, Suriye’de yeniden yapılanma için 200 milyon dolarlık fonu dondurduğu da iddia edildi ABD Başkanı Donald Trump’ın geçen perşembe günü Ohio mitinginde “yakında Suriye’den çekileceğiz” çıkışının yankıları sürerken bu kez de Washington’ın bu ülkenin “yeniden inşası” için ayrılan 200 milyon doları aşkın bütçeyi dondurma kararı aldığı iddiası gündeme düştü. Amerikan Wall Street Journal (WSJ) gazetesinde yer alan habere göre, Trump yönetimi yaklaşık sekiz yıldır çatışmaların sürdüğü Suriye’ye ilişkin Washington’ın rolünü gözden geçiriyor. ABD’li yetkililere dayandırılan haberde, Trump’ın Dışişleri Bakanlığı’nın Suriye’nin inşası için ek 200 milyon dolar ayrıldığına ilişkin haberler üzerine söz konusu fonu durdurma yönünde talimat verdiği savunuldu. o‘ApBeDra’nsiynohnalavraı a zaldı’ Gazete, IŞİD karşıtı mücadelenin Suriye’de son zamanlarda çıkmaza girmesinin de Trump’ın böyle bir karar almasına neden olduğu iddiasını aktardı. Son aylarda ABD’nin, Suriye’de yerel güçlere destek yönündeki hava saldırılarında bariz bir azalma olduğu da kaydedildi. Ayrıca kararın Trump’ın ses getiren “Suriye’den çıkacağız, bırakın diğerleri ilgilensin” söylemiyle ilişkili olarak alındığı ifade edildi. Trump’ın görevden aldığı Dışişleri Bakanı Rex Tillerson şubat ayında Kuveyt’te IŞİD’le mücadele koalisyonunun toplantısında Suriye’de yeniden inşa çabaları çerçevesinde 200 milyon dolarlık fon ayırdıklarını açıklamıştı. Trump’ın ise buna karşı olduğu, Riyad gibi bölgesel güçlerin daha fazla yardım sağlaması gerektiği düşüncesi taşıdığı öne sürülmüştü. WSJ’nin haberiyle birlikte bu yardımların genel olarak ABD güçlerinin de konuşlu olduğu Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) ana un HER ŞEYE RAĞMEN UMUT... Her savaşta olduğu gibi Suriye’de de sekiz yıllık ateş hangi taraftan olursa olsun sivilleri vuruyor... Garmuş ailesi de Suriye’de savaşla birlikte kayıplar, yıkımlar yaşamış yüz binlerden... Şu aralar cihatçılarla, Rusya’nın arabuluculuğunda Şam arasında varılan anlaşmayla tah surunu oluşturan, Ankara’nın terör örgütü gördüğü YPG kontrolündeki bölgelere yönelik olduğuna dikkat çekiliyor. “Suriye’den çıkacağız” söylemine karşın Washington’ın tutumunun belirsizliğine vurgu yapılıyor. Trump’ın çıkışına ABD Dışişleri’nden “haberimiz yok” yorumu yükselmişti. Beyaz Saray söylemleriyle, Pentagon’un politikalarının da pek çok kez sahada uyuşmadığı biliniyor. Ayrıca İran’ın etkisinin artacağı gerekçesiyle S. Arabistan, İsrail’in ABD’nin Suriye’den çekilmesine karşı olduğu yorumları da artıyor. Öte yandan, Trump’ın açıklamasıyla eşzamanlı olarak Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un SDG ile görüşmesi, Türkiye ile aralarında arabuluculuk yapma önerisi AnkaraParis arasında kriz çıkarmıştı. Fransa, TSK’nin Afrin operasyonuna yönelik muhalefetini sıkça dile getiriyor. ‘koalisyon mınbiç’i koruyacak’ liyelerin sürdüğü Doğu Guta’dan... Amira Garmuş 9 çocuklu bir anne, Şam yakınlarındaki cihatçıların kontrolündeki Doğu Guta’dan yaklaşık dört yıl önce, üç kızından birinin ordu kontrol noktasındaki bir alanda ekmek almaya gittiği sırada muhaliflerin ateşiyle öldürülmesinin ardından iki oğlu, diğer kızları ve torunları ile birlikte kaçmışlar. Dört oğlu Guta’da kalmış. Yanındaki iki oğlu ise Şam kontrolündeki alana ulaşınca askerler tarafından gözaltına almış. Bu ayrılışın ardından ise onlardan hiç haber alamamış. Guta tahliyeleriyle birlikte ise son günlerde iki oğluna kavuşan Amira ABD Başkanı Trump’ın Suriye’den “çıkacağız” söylemine karşın IŞİD’le mücadele koalisyonu çerçevesinde ABD’nin, Mınbiç’te özel operasyonlar birliğini bu hafta genişlettiği duyuruldu, ancak sayı verilmedi. Amerika’nın Sesi’ne göre, ABD ordu sözcüsü Albay Thomas F. Veale, yeni konuşlanmanın bölgedeki IŞİD karşıtı koalisyon askerlerinin güvenliğinin sağlanması için bir koruma önlemi olduğunu söyledi. “Koalisyon güçleri, Mınbiç Askeri Konseyi ile resmi ilişkileri üzerinden, ope rasyonlar için ortak bir işbirliği mekanizması oluşturuyor” dedi. “Mınbiç Askeri Konseyi”nden bir yetkilinin de koalisyonun kenti koruyacağı” sözü verdiğini iddia ettiği aktarıldı. Türkiye’nin Afrin operasyonu sonrasında gözler ABD’nin de konuşlu olduğu YPG kontrolündeki Mınbiç’te. Son Milli Güvenlik Kurulu bildirisinde, YPG’nin bölgeden hemen çekilmemesi halinde Ankara’nın harekete geçeceği uyarısı yer almıştı. ABD’nin Suriye’de yaklaşık 2 bin askerinin konuşlu olduğu sanılıyor. Garmuş, ailesini yeniden birleştirme umudunda. Suriye yönetiminin oluşturduğu geçici kampta Guta’da kalan diğer iki oğlunun yolunu gözlüyor. Yanındaki torunlarından biri ise muhaliflerin ateşinde yaşamını yitiren kızından olan 7 yaşındaki torunu. Savaşın sonlanması umuduyla yeniden doğduğu, bir zamanlar çiftçilik yaptıkları topraklara dönme umudunu dile getiriyor. “Bir kere döneyim de... Eğer evim yıkılmışsa şimdi kaldığım gibi önce bir çadır kurar, orada çocuklarım ve torunlarımla yaşarız” diyor. Filistin’de yas Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas önceki gün yaptığı açıklamada İsrail’e sert tepki gösterirken Filistin halkı için uluslararası koruma sağlanmasını talep etti. Filistin’de dün için ulusal yas günü ilan edilirken yaşamını yitirenlerin cenaze törenlerinde gözyaşı, öfke hâkimdi. Hamas kontrolündeki Gazze’de binlerce kişinin katıldığı törenlerde “intikam çağrıları” yükseldi. Filistin’de dün de İsrail karşıtı protestolar vardı. İsrail güvenlik güçlerinin müdahale ettiği eylemlerde en az 35 kişinin yaralandığı duyuruldu. Gazze’de önceki gün “Toprak Günü” çerçevesinde binlerce Filistinlinin katıldığı yürüyüşe, en az 17 kişinin yaşamını yitirmesi, yüzlerce kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan İsrail güçlerinin kanlı müdahalesinin ardından uluslararası toplumdan tepkiler yükselirken dün Filistin’de yas ve öfke vardı. İsrail askerlerinin açtığı ateşle silahsız 6 Arap gencinin yaşamını yitirdiği 30 Mart 1976 tarihli günün anısına her yıl düzenlenen “Toprak Günü” yürüyüşüne İsrail güçlerinin önceki gün “göstericilerin molotofkokteylleri, taş fırlattıkları, tel örgülere ve sınırı koruyan yapılara müdahalede bulundukları” iddiasıyla gerçek mermi ile yanıt vermesiyle ortalık savaş alanına dönmüştü. 2014’te Gazze savaşından bu yana bölgede bir gün içinde yaşanan en fazla can kaybının meydana geldiği dehşetin ardından Kuveyt’in talebi üzerine BM Güvenlik Konse yi önceki gece acil toplandı. Kuveyt, Konseyi “İsrail saldırılarını durdurmak için harekete geçmeye çağırdı”. İsrail’in yakın müttefiki ABD’nin itirazları nedeniyle İsrail’e yönelik kınama kararı ise çıkmadı. Netanyahu orduyu övdü BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Gazze’de yaşananlarla ilgili bağımsız soruşturma çağrısında bulundu. Gelişmenin barış sürecine yeniden dönülmesinin aciliyetini ortaya koyduğuna işaret etti. AB Dış İlişkiler Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini de İsrail askerinin gerçek mermi kullanmasının soruşturulmasını istedi. İfade ve toplanma özgürlüğüne saygı vurgusu yaptı. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun ise tepkilere karşı çıkarak askerlere övgü yağdırması dikkat çekti. Ordu ise yaşamını yitiren Filistinlilerin 10’u için “terörist” iddiasında bulundu. YARDIMLAR YOK OLDU Savaşın gölgesinde, büyük bir insani krizin yaşandığı Yemen’de BM yardımlarının toplandığı depoda yangın çıktı. Ülkenin en büyük limanına ev sahipliği yapan Hudeyda’da depo alanındaki yangın zorlukla söndürüldü. Ancak yetkililer 50 ton gıdanın yok olduğunu duyurdu. Casus krizi havaya sıçradı Britanya’nın Salisbury kentinde eski Rus çifte ajan Sergey Skripal’e sinir gazı ile suikast girişimiyle suçlamaların Rusya’ya yönelmesinin ardından KremlinBatı hattında sular durulmuyor. Diplomat sınır dışı hamleleri sonrasında bu kez de MoskovaLondra seferini yapan Rus havayolu şirketi Aeroflot’a ait yolcu uçağının Britanya polisi tarafından Heathrow Havaalanı’nda önceki gün aranması taraflar arasında gerilimi daha da artırdı. ‘Provokasyon’ Rusya, uçağın “hiçbir sebep gösterilmeden” arandığını savundu, olayı “açık bir provokasyon” olarak nitelendirdi. Uçağın içindeki arama sırasında yolcuların olmadığı, sadece pilotun bulunduğu da belirtildi. Londra’dan olayla ilgili açıklama beklediğini duyuran Moskova, aksi takdirde misilleme yapabile ceklerine işaret etti. Britanya İçişleri Bakan lığı ise aramanın organize suça karşı mücadele kapsamında gerçekleştirildiğini söyledi. “Casus krizi”yle birlikte Britanya’nın yanı sıra ABD, Fransa, Almanya’nın da aralarında bulunduğu 28 ülke 150’den fazla Rus diplomatı sınır dışı etmişti. Buna Rusya da önceki gün 23 ülkenin elçilerini çağırarak misilleme kararını açıklamıştı. Öte yandan dün Kremlin’den Londra’ya karşı bir hamle daha geldi. Rusya, Britanya’dan ülkesinde bulunan diplomatik kadrosundan 50 kişi azaltmasını istedi. Londra ve Moskova karşılıklı 23 diplomatı sınır dışı etmişlerdi. Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Zaharova, 50 Britanyalı diplomatın daha sınır dışı edilmesiyle Rusya’daki diplomat sayısını Rusya’nın Britanya’daki diplomat sayısına eşitleyeceklerini belirtti. ‘SOĞUK SAVAŞ HİÇ BİTMEDİ...’ CENK BAŞLAMIŞ Eski Rus casusu Sergey Skripal’ın İngiltere’de zehirlenmesiyle önce Londra ile Moskova arasında başla yan kriz, daha sonra Batı dünyası ile Rusya arasında bir diplomatik misilleme savaşına döndü. Batılı ülkelerin Skripal’ın Sovyetler Birliği döneminde geliştirilen Noviçok adındaki kimyasal bir maddeyle ze hirlenmesinden Rusları suçlamasının ardından iki taraf arasında belki de son 27 yılın en gergin günleri yaşanı yor. Hatta o kadar ki, pek çok gözlemci Sovyetler’in da ğılmasıyla bittiği sanılan “Soğuk Savaş”ın yeniden baş layacağını düşünüyor. Haksız da sayılmazlar çünkü Skripal krizinin sonucu “Soğuk Savaş” yıllarını hatırlatır şekilde taraflar karşılıklı olarak diplomat sınır dışı edi yor. ABD ve İngiltere’nin başını çektiği Batılı ülkeler şu ana kadar 150’den faz la Rus diplomatı sınır dışı etti, Moskova ise şu ana kadar 60 ABD’li diplomatın ülkeyi terk etmesini istedi. Peki, gerçekten yeni bir “Soğuk Savaş” kapıda mı? Aslında “Soğuk Savaş” hiç bitmedi, daha doğrusu Sovyetler 1991 yılı sonunda da ABD Başkanı Trump, göreve gelmesinin ardından Rus lider Putin’le diyalog istediği yönünde çıkışlar yapmıştı. ğıldı dağılmasına ama ABD başta, Batı’nın Moskova’ya bakış açısı gerçekte hiç değişmedi. Bunun sonucunda, Rusya’nın kendi derdine düştüğü 1990’lı yıllarda NATO ve Avrupa Birliği, eski Varşova Paktı üyesi ülkeleri içi ne alarak Rusya sınırlarına dayandı. Çünkü Batı, nükle er silahlara sahip olan, ayrıca son derece zengin doğal kaynakları da bulunan Rusya’nın ayakları üzerinde doğ rulmasını ve uluslararası arenada yeniden başrole so yunmasını engellemeye çalışıyor. Lunaparklarda deliklerden çıkan canavarı tokmak la öldürme oyunu vardır. İşte, BatıRusya ilişkisi de bu oyuna benziyor; Batı elinde tokmak deliğin başında bekliyor, Rusya ise tokmaktan en uzak deliklerden ka fasını çıkarmaya çalışıyor. Ama son yaşananlar oyun değil, iki taraf arasındaki kriz bitmek bir yana giderek tırmanarak daha da tehli keli bir hal alacak gibi görünüyor. Mziyeamrleetkete Kız çocuklarının eğitim hakkını savunduğu için 2012 yılında 14 yaşındayken Taliban’ın silahlı saldırısına uğradığı ülkesi Pakistan’a 6 yıl sonra ilk ziyaretini yapan Nobel Barış Ödüllü Malala Yusufzay dün doğup büyüdüğü Svat Vadisi’ndeki Mingora kasabasını ziyaret etti. 20 yaşındaki Malala ve ai lesinin sıkı güvenlik önlemleri altında askeri helikopterle getirildiği kasabanın bütün yollları kapatıldı. Reuters’in haberine göre Yusufzay ailesi bir aile dostu tarafından kiralanan eski evlerinde komşuları ile bir araya geldi. İki saatlik ziyaretin ardından ailenin İslamabad’a geri döndüğü belirtildi. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle