22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 27 Mart 2018 EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ TASARIM: İLKNUR FİLİZ Adalet bekliyoruz haber 9 Gazetemiz avukatları, Akın Atalay’ın tutukluluğunun, hukuk, anayasa ve AİHS’ye aykırılığının aleni hale geldiğini belirtip karar verilmesini istedi Gazetemiz avukatları, gazetecilik faaliyetleri nedeniyle 513 gün dür Silivri Cezaevi’nde tu tuklu olan İcra Kurulu Baş kanımız Akın Atalay’ın yaptı ğı bireysel baş vuruyu 1 yıl 3 aydır gün ALİCAN ULUDAĞ demine almayan Anayasa Mahkemesi’ne ikinci bir dilekçe verdi. AİHM ve AYM’nin Şahin Alpay ve Mehmet Altan’la ilgili verdiği ihlal kararlarına dik ‘Tutukluluk, telafisi kat çekilen dilekçede, Akın Atalay hakkındaki tutuklu imkânsız zararları luğunun hukuka, anayasa ve AİHS’ne aykırılıklarının aleni hale geldiği belirtilerek, büyütecek’ başvuruyla ilgili ivedilikle karar verilmesi talep edildi. İstanbul 27. Ağır Ceza’nın Mehmet Altan’la ilgili AYM kararı ve herkesçe bilinen hale geldiği, hukuka, anayasa ve AİHS’ye aykırı Cumhuriyet avukatları ta nı uygulamadığı anımsatılan dilek lıkların aleni hale geldiği, kamuoyu rafından Akın Atalay adına hazırlanan dilekçe, dün Anayasa Mahkemesi İkinci Bölüm Başkanlığı’na sunuldu. 26 Aralık 2016’da Cumhuri çede, Akın Atalay’la ilgili verilecek ihlal kararına, “ihlalin tutukluluk halinin sona erdirilmesi suretiyle ortadan kaldırılması hakkında açık hüküm kurulması” istendi. Dilekçenin sonuç kısmında talepler vicdanını rahatsız eden Akın Atalay hakkındaki tutukluluk halinin devam ettiği ve edeceği her günün telafisi olanaksız zararları büyüteceği gerçeği karşısında, Anayasa Mahkemesi’nin diğer baş yet gazetesi yönetici ve ga şöyle sıralandı: vurularımız ancak özellikle Akın zetecileri adına AYM’ye bireysel başvuruda bulunulduğu anımsatılan dilekçe “Akın Atalay hakkındaki tutukluluğun devamına dair kararların ne kadar haksız olduğu artık çok açık Atalay’ın bireysel başvurusu hakkında ivedilikle karar vermesini bir kez daha talep ediyoruz.” de, 1 yıl 3 aydır AYM’nin he nüz bir karar vermediği ne dikkat çekildi. AYM’nin leri tartışılarak, “tahliye/tu sevk edilerek, Anayasa Mah ile diğer başvurucular arasın bu başvurulardan sadece Ki tukluluk halinin sona erme kemesi tarafından bir an ön da bu bakımdan herhangi bir tap Eki Yayın Yönetmenimiz si” ile ilgili hallerin derece ce karar verilmesi istendi. fark gözetilmediğini teyit et Turhan Günay hakkında 11 Ocak’ta “Tutuklamanın hukuki olmaması nedeniyle ki mahkemesinin görev, yetki ve takdirinde olduğu bu nedenle dikkate alınmaması gCeuçmehrluiriyet için de mektedir. Bu işlemlerin tümünde yine yargılamanın konusunun da yayın faaliyeti, şi hürriyeti ve güvenliği hak gerektiğini ileri sürüldüğü AİHM’nin, 20 Mart 2018’de yani doğrudan basın özgürlü kının ihlal edildiğine” kararı kaydedildi. Mehmet Altan ve Şahin Al ğü ile ilgili olduğu da açıkça verdiği anımsatılan dilekçede, Günay’ın diğer 10 Başvuru bekletiliyor pay kararlarını açıkladığı, bu kararda Cumhuriyet dava vurgulanmaktadır.” Anayasa Mahkemesi’nin; Cumhuriyet ça Dilekçede, Anaya sı için geçerli olacak tespitler hem başvurucu Akın Atalay lışanı ile aynı soruşturma ve eylem 1 YIL 3 AYDIR sa Mahkemesi’ne başvuran Murat Sabuncu, Akın yapıldığı ifade edilen dilekçede, şöyle denildi: “Turhan Günay’la aynı so hem de diğer Cumhuriyet gazetesi mensuplarının başvuruları için Şahin Alpay ve ler nedeniyle suçlandığı ve tutuklandığı anlatıl GÜNDEMİNE ALMADI Atalay, Güray Tekin Öz, Hacı Musa Kart, Ahmet Kadri Gürsel, ruşturma ve dava kapsamında, aynı fiiller ve suç isnadından ve aynı gerekçelerle başvurucu Akın Atalay halen da Mehmet Altan’la ilgili AİHM ve AYM kararlarını dikkate alarak karar verebileceği anlatılan dilekçede, şu değer dı. Buna karşı Hakan Karasinir, vadaki tek tutukludur. Bu lendirme yapıldı: lık İstanbul 27. Ağır Önder Çelik, Bülent Ut güne kadarki tüm tutukla “Bugün geldiğimiz nokta Ceza Mahkemesi’nin, Gü ku ve Mustafa Kemal Güngör ma kararları ve iddianamede, da, başvurucu Akın Atalay’ın nay kararı emsal olarak ya tarafından yapılan bireysel Cumhuriyet gazetesiyle ilgi tutukluluğu 16 ay 21 güne pılan Murat Sabuncu, Ahmet başvuruların halen günde li bütün başvurucuların suç ulaşmış durumdadır. Dosya Şık ve Akın Atalay’ın tahliye me alınmak üzere bölüm baş lama konusunda aynı sebep nın Anayasa Mahkemesi ta taleplerini reddettiği belirti kanlığında bekletildiği belir lere ve gerekçelere istinaden rafından ele alınması talebi len dilekçede, ret gerekçesin tilerek, bu bireysel başvuru ve aynı eylemlerden sorumlu miz dikkate alınmadığı için de AYM’nin görev ve yetki dosyalarının Genel Kurul’a tutulduğunu, Turhan Günay yaşanan gecikme nedeniy le başvurucu Akın Atalay’ın telafisi olanaksız mağduriyeti katlanarak artmaktadır. Bu durumda Anayasa Mahkemesi’nin son AİHM kararları çerçevesinde yeni bir değerlendirme yaparak, ivedilikle karar vermesini bir kez daha talep ediyoruz. Gerektiğinde her geçen gün mağduriyeti artmakta olan Akın Atalay’ın 2016/50970 No’lu bireysel başvurusu hakkında incelemenin öne alınarak ve ivedilikle inceleme yapılarak hemen karar verilmesi hak ihlalinin önlenmesinde önemli bir karar olacaktır. Tüm bu gelişmeler dikkate alındığında Akın Atalay Başvurusu ve diğer başvurular için Anayasa Mahkemesi bir an önce karar vermelidir. Bu karar açıkça davada tek tutuklu yargılanan Akın Atalay’ın tahliyesini sağlayacaktır.” l ANKARA MÜLKİYELİLER BİRLİĞİ ‘Yetiştik Çünkü Biz’ kazandı Mülkiyeliler Birliği’nin 46. Olağan Genel Kurulu’nu çoğunluğunu ihraç edilen akademisyenlerin oluşturduğu “Yetiştik Çünkü Biz” listesi kazandı. İhraç edilen akademisyen Dinçer Demirkent’in yeni başkan seçildiği birliğin Onur Kurulu’nda Taner Timur, Cem Eroğul, Ömür Sezgin, Aynur Özuğurlu, Sevilay Çelenk, Murat Sevinç, Banu Beliz Güçbilmez, Aydın Arı, Elçin Aktoprak, Özlem Albayrak, Denetim Kurulu’nde ise Kerem Altıparmak, Çiğdem Gönen yer alıyor. Yeni başkan ve Yönetim Kurulu şöyle: Dinçer Demirkent: Anayasa hukukçusu. 2006’da Ankara Üniversitesi (AÜ) Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden mezun oldu. 2011’de aynı fakültenin anayasa kürsüsüne asistan oldu. 2017’de KHK ile mesleğinden ihraç edildi. Pınar Ecevitoğlu: AÜ SBF Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi mezunu. Yardımcı doçent olarak görev yaparken, 7 Şubat 2017’de KHK’yle ihraç edildi. İlker Akcasoy: 2009 AÜ Kamu Yönetimi mezunu. 2012’den bu yana Eğitim Sen’de yükseköğretim uzmanı. Metin Bayrak: 1998 AÜ İktisat Bölümü mezunu. 1998’den beri Türkiye Kalkınma Bankası’nda kıdemli uzman. Suzan Tuncer: 2015 AÜ Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi mezunu. Siyaset Bilimi Anabilim Dalı’nda yüksek lisans yapıyor. Tutku Yurdakul Engin: Yeminli mali müşavir, bağımsız denetçi, marka ve patent vekili. 1998 AÜ Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri mezunu. Evrim Can İflazoğlu: TBMM’de çalışıyor. 2013 AÜ Uluslararası İlişkiler mezunu. l Haber Merkezi Öğrenciler tek ses ‘Son oyun Boğaziçi’nde’ diyen İHD, Gençlik Örgütleri ve Boğaziçili öğrenciler, gözaltında tutulan arkadaşlarının serbest bırakılmasını istedi İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, Boğaziçi Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümü öğrencileri, içerisinde Öğrenci Kolektifleri, Kaldıraç, Öğrenci İnsiyatifi, Marksist Fikir Topluluğu, Yeni Demokrat Gençlik, EHP Gençliği ve SGDF’nin de yer aldığı Gençlik Örgütleri, gözaltına alınan Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerine yönelik operasyona tepki gösterdi. İHD’den yapılan yazılı açıklamada “BÜ’de yaşanan bu tehlikeli gidişata derhal son verilmeli. Tehtitkâr ve düşmanlaştırıcı tutumdan vazgeçilmeli. Düşünce ve ifade özgürlüğü bağlamında muhalif her tür düşünce ve barışçıl eylem özgür olmalıdır. Haksız suçlamalarla gözaltına alınmış olan öğrenciler derhal serbest bırakılmalı, üzerlerindeki keyfi baskıya derhal son verilmelidir” ifadeleri yer aldı. Boğaziçi Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümü öğrencileri de sıra arkadaşlarının gözaltına alınmasına yazılı açıklama yaparak tepki gösterdi. Açıklamada, “Arkadaşlarımız BÜ’ye geri dönecek, muhbirler kaybedecektir. Düşünce özgürlüğü kazanacak, taassup yenilecektir. Savaş naraları kaybedecek, barış şiirleri okunacaktır. Arkadaşla Gençlik Örgütleri temsilcileri dün Taksim’deki İHD İstanbul Şubesi’nde bir araya gelerek, gözaltındaki BÜ öğrencilerinin serbest bırakılmasını istediler. rımızın yanındayız” denildi. Gençlik Örgütleri ise son iki yıldır muhaliflere yönelik ciddi bir baskının olduğunu vurgulayarak, “Üniversitenin özgün yapısını bozmaya yönelik saldırılar yapılıyor. Onlar kendi kafalarındaki gibi bir üniversite istiyorlar. AKP son oyununu BÜ’de oynuyor. Bir grup faşistin provokasyonunu fırsat bilen AKP iktidarı, üniversitedeki sol muhalefeti sindirmek için arkadaşlarımızı gözaltına aldı. Erdoğan herkesten önce ‘Terörist’ diyerek adeta hükmü verdi. Bu yar gı sürecini siyasi olarak baskı altına alma çabasıdır ve suçtur” diye konuştu. Eğitim Sen ve ÇHD öğrencilerin yanında Eğitim Sen Boğaziçi Üniversitesi temsilciliği tarafından yapılan açıklamada da “Gözaltılar serbest bırakılsın. Eğitim ve Bilim Emekçileri olarak temel hak ve özgürlükleri savunacak özgür ve demokratik bir üniversite için var gücümüzle mücadele edeceğiz” denildi. Çağdaş Hukukçular Der 7 GÜNLÜK GÖZALTI KARARI Gözaltına alınan 7 Boğaziçi Üniversitesi (BÜ) öğrencisi, Gayrettepe Emniyet Müdürlüğü’nde, 1 öğrenci ise Vatan Emniyet Müdürlüğü’nde gözaltında tutuluyor. Öğrenciler hakkında 7 günlük gözaltı kararı alındı. Öğrencilerin avukatı İnayet Aksu, “Öğrencilerin durumu gayet iyi. Gözaltında herhangi bir kötü muameleye maruz kalmamışlar. Ancak ev baskınları sırasında sert bir müdahalede bulunuldu” dedi. neği (ÇHD) ise OHAL politikalarıyla üniversitelerin sınırsız itaate zorlandığı belirterek, “Siyasi ranta karşı okullarını savunan Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin yanındayız!” açıklamasında bulundu. Açıklamada, “7 öğrenci 5 gündür gözaltında tutuluyor. Savaşa karşı çıkmak suç değildir. Siyasi parti kongresinde alenen polise talimat veren Cumhurbaşkanı’ndan, üniversite kapısına yığılan çetelere kadar gerçek suçlular ortadadır” ifadelerine yer verildi. l İSTANBUL / Cumhuriyet Irkçılığı besleyen yalan haberler Yabancı düşmanlığı ve ırkçılık, hedef kitle hakkında üretilen yalan haberlerle körüklenir. Bunları kimin ve nasıl ürettiği genellikle belirsizdir. Ortam uygunsa, hızla yayılır, doğru bilinen yanlışlar olarak kamuoyunu yönlendirirler. Kendine sol sıfatını yakıştıran bir dergi, Kürtlerin çok çocuk yaptığı, ülkenin demografik dengesinin yakın tarihte değişeceği temasını yıllarca işledi. Kullandıkları “Kürt sorunu yok, Kürt istilası var!” sloganını, Kürtlerden alışveriş yapmama çağrısı izlemişti. Kırsal bölgelerde yaşayan Kürt kadınların doğurganlık oranının Türkiye ortalamasındaki düşüşü izlediği gerçeğinden elbette söz etmiyorlardı. Birçok Batı ülkesinde benzer bir ırkçı tepki, Müslüman nüfusun hızla artması tehdidini diline doluyor. 2050 yılında ülke çoğunluğunun Müslüman olacağı iddiası, Fransa’da, Almanya’da aşırı sağ hareketlerin artık sık kullandıkları bir tema. Halbuki bütün bu ülkelerde ikinci kuşak göçmenlerde doğum oranı ülke ortalamasına hızla yaklaşıyor. Türkiye’de de Suriyeli sığınmacılarla ilgili benzer haberler giderek daha fazla üretiliyor. Doğruluğu sınanmadan medyaya yansıyan bu haberler, Suriyeli mültecilere yönelik ırkçı tepkiyi besliyor. Mülteciler Derneği Suriyelilerle ilgili on yanlış haberi ve bunların doğrularını sitesinde yayımladı (mülteciler.org.tr). Suriyelilerin telefon faturalarını devlet ödeyecek haberinin aslı, sınır dışı edilmek için Geri Gönderme Merkezlerinde bekleyen yabancılara Göç İdaresi’nin ankesörlü telefonlarda kullanılacak telefon kartı dağıtması imiş. Üstelik bunu finanse eden Türkiye değil, AB. Başka bir haber, Suriyelilerin devletten maaş aldıkları. Dernek, Suriyelilere verilen KIZILAYKART’larının üzerinde AB logosu olduğunu ve bu mali destek projesinin de AB fonlarından finanse edildiğini belirtiyor. Suriyeliler arabaları için vergi ödemiyor mu? TOKİ evleri onlara bedava mı verilecek? Dernek, vergiden muaf olan araçların MTV Kanunu’nda belirtildiğini, Suriyelilerin araçları için ne vergi ne de sigorta muafiyeti olduğunu, TOKİ’den ev almanın ilk ve zorunlu koşulunun T.C. yurttaşı olmak olduğunu hatırlatıyor. Başka bir yaygın rivayeti çürütmek için, vatandaş olmayanların ne devlet memuru olabileceğini ne de oy kullanabileceklerini belirtiyor. Geriye Suriyeli mültecilere yurttaşlık verilmesi konusu kalıyor. Çoğu beş yıldan fazla Türkiye’de oturan Suriyelilerin arasında, bir de Türkiye’de doğmuş önemli bir nüfus var. Suriye’de barış olsa da, bu nüfusun bir bölümünün artık yabancısı oldukları ülkelerine dönme ihtimali zayıf. Avrupa’ya göçmüş Türkiyelilerin yaşadıkları ülkenin de vatandaşlığını elde etmesi talebi Türkiye’de çok yaygın destek görür. Aynı hakkı Suriyelilere tanımamanın gerekçesi ne olabilir? Mülteciler arasında, “istisnai hakla” Türkiye vatandaşı olan Suriyeli sayısı şimdilik on binden az. Bu sayının orta vadede üç yüz bine kadar çıkması öngörülüyor. Bunlar AKP’nin oy deposu mu olacak? Eğer bir KHK ile yasada ani değişiklik yapılmazsa, halen vatandaşlığın alındığı tarihten ancak bir yıl sonra oy verme hakkı kazanılıyor. Türkiye hükümeti, Batı ülkelerinin de uyguladığı ayrımcı bir politika izleyip, Suriyelileri vatandaşlığa mesleklerine göre kabul ediyor. Bu ayrımcılık, aynı zamanda mezhepçi bir ayrımcılığa da olanak sağlayabilir. Hrant Dink Vakfı’nın yayımladığı Medyada Nefret Söylemi araştırmasının 2017 yazına ilişkin raporu, hakkında en çok nefret söylemi üretilen grupların Yahudiler ve Suriyeliler olduğunu gösterdi. Bunun en yoğun yapıldığı gazeteler, hükümete ve milliyetçi görüşe yakın olanlardı. Karşı kesimde de, Erdoğanizmin giderek artan baskı rejimine duyulan haklı tepki Suriyelileri de giderek daha fazla hedef alıyor. Siyasal alanı boğan şiddet politikasından da beslenen çok boyutlu bir ırkçılık toplumsal tahayyüle hâkim oluyor. Ferhat Tunç hâkim karşısına çıkıyor Müzisyen Ferhat Tunç, bugün “örgüt propa gandası” iddiasıyla, 6 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargıç karşısına çıkacak. Duruşma bu gün saat 09.15’te İstanbul 36. Ağır Ceza Mahkemesi’nde. İddianamede, Tunç’un sosyal medya paylaşımlarında PKK, YPG ve YPJ örgütlerini övdüğü iddia ediliyor. 14 Aralık 2017’deki ilk duruşmada Tunç, “İnsan sevgim, siyasi iktidarın despotik politikalarına kurban edilFerhat Tunç meyecek kadar büyük” dedi. Merkezi Danimarka’da bulunan Dünya Özgür Müzik Forumu’nun (Freemuse), Ferhat Tunç hakkında açılan davaların düşürülmesi için başlattığı imza kampanyası da sürüyor. İSTANBUL/Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle