25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 27 Mart 2018 8 haber EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ TASARIM: İLKNUR FİLİZ İ2st4anbyul’ıallık ‘Ihanet’ Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve yönettiği siyasi hareket 27 Mart 1994’ten bu yana İstanbul’u adeta hallaç pamuğu gibi attı Recep Tayyip Erdoğan, 27 Mart 1994 günü yapılan seçimlerde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı oldu. Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye başkanlığı sonrası önce başbakan sonra da cumhurbaşkanı oldu. Erdoğan’ın lideri olduğu siya si hareket, tam 24 yıl dır İstanbul Büyükşe hir Belediyesi’ni yö netiyor. Partisinin İs tanbul adayını biz zat Erdoğan belirliyor, başkanlık haya HAZAL OCAK li kuranlar Erdoğan’ın iki dudağının arasından çı kacak ismi merakla bekliyor. Durum böyle olunca da İstanbul’la ilgili pek çok yaşamsal konuda bir numaralı karar verici yine Erdoğan oluyor. İstanbul’u 24 yıldır “yöneten” Erdoğan, geçen haftalarda kente ihanet ettikleri ni, kendisinin de bundan sorumlu olduğunu söyledi. Her geçen gün daha da kalabalıklaşan ve trafiği çekilmez hale gelen İstanbul’da artık İstanbul Boğazı da, nefes aldığımız Kuzey Ormanları da eskisi gibi değil. Bir bir yıkılan apartmanların yerine gökdelenler yükseldi ve yükselmeye devam ediyor. 24 yıllık süreçte birçok plansız ilçe doğdu. Boğaz, boğazına kadar dolduruluyor. Şehrin başına gelenler yetmezmiş gibi Erdoğan tarafından “çılgın proje” olarak tanıtılan Kanal İstanbul için de çalışmalar başladı. 16/9 kuleleri Zeytinburnu’nda 16/9 kulelerinin bulunduğu arazi deprem toplanma alanıyken 18 Mayıs 2007 tarihinde AKP’ye yakınlığı ile bilinen Mesut Toprak’a satıldı. Toprak, buraya İstanbul’un tarihi siluetini bir hançer gibi saplanan 27, 32 ve 36 katlı 3 blok yaptı. Mahkeme blokların tıraşlanması için karar verdi ancak hâlâ bu işlem yapılmadı. Kulelerin tıraşlanma işlemi gerçekleşmeden 4. İdare Mahkemesi’nin verdiği hükümle yasallaştı. Gerekçe ise davaya bakan hâkimlerin FETÖ mensubu olduğu iddiası. Zorlu Center Zorlu Center da Zincirlikuyu’daki eski Karayolları arazisine ‘siluet tartışmaları’ odağında kentin en tartışmalı projelerinin başında geliyor. Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından ihaleye çıkarılan arazi 2007 yılında Zorlu Gayrimenkul tarafından alındı. Dönemin Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın proje için ‘hançer’ demişti. Torunlar Mecidiyeköy’de deprem toplanma alanı olarak da görünen Ali Sami Yen Stadyumu yerine bir yapı inşa edileceği 2006 yılında duyuruldu. Stat, 2011 yılının nisan ayında yıkıldı. Yerine 42 ve 36 katlı konut ve ofis ağırlıklı 2 gökdelen yapıldı. Torunlar Center projesine inşaat süresince çok sayıda dava açıldı. 2010 yılında onay verilen imar planlarını yargıya taşıyan Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi’nin açtığı davada bilirkişi heyeti imar planlarında “ayrıcalıklı yapılaşma hakkı” getirildiğine dikkat çekmişti. Torunlar Mecidiyeköy’deki yapılaşma oranı en yüksek projelerden biri. Ataköy sahilİ Bakırköy ilçesi, Ataköy sahilinde, Zeytinlik Mahallesi’nde bulunan sahil yapılaşmaya açılarak bölge sakinleri denizden uzaklaştırıldı. Tescilli Baruthane Yapılar Topluluğu’nun bulunduğu 412 bin metrekarelik arazi, Emlakbank ve TOKİ arasında imzalanan 14 Aralık 2001 tarihli protokolle TOKİ’ye devredilmişti. TOKİ tarafından 650 milyon YTL muhammen bedelle satışa çıkarılan AtaköyBakırköy sahil şeridindeki 124 bin 980 metre karelik arazinin ihalesinde, en yüksek teklifi 850 milyon YTL ile SinpaşKat Turizm Gayrimenkul A.Ş. Ortak Girişimi 2008 yılında aldı. ‘Turizm alanı’ ilan edilen araziyi parsellere bölündü. Otel, AVM, akaryakıt istasyonu, rezidans ve benzeri fonksiyonlar tanımlandı. Arazide çok katlı kuleler yükseldi. 3. Köprü ve 3. Havalimanı Mega projeler olarak açıklanan 3. köprü ve 3. havalimanı İstanbul’un orman ve tarım alanlarına zarar verdi. Dönemin başbakanı Erdoğan yeni bir havalimanı yapılacağını 2010 yılında açıkladı. 3. köprünün adı ise ilk olarak 1997 yılında duyuldu. 2013 yılında Garipçe köyünde ayakları için temeli atılan 3. Köprü ve yolları İstanbul’un akciğeri olan Kuzey Ormanlarına darbe vurdu. Köprünün bağlantı yolları hâlâ ağaçlara zarar veriyor. 2015’te temeli atılan 3. havalimanının bir bölümü ise İstanbul Arnavutköy’ün tarım arazileri üzerine yapılıyor. Çevresindeki birçok köyü de adeta yuttu. Hâlâ havalimanına malzeme üretmek için orman arazileri üzerine taşocakları açılıyor. Kentte dikey mimari hâkimiyet kurdu, trafik ve kalabalık çekilmez hale geldi, Boğaz boğazına kadar doldu, Kuzey Ormanları delik deşik edildi, son hamle ise Kanal İstanbul olacak. Ali Müfit Gürtuna Mevlüt Uysal 12 Kasım 1998 28 Eylül 2017 01 Nisan 2004 Halen Erdoğan 27 Mart 19946 Kasım 1998 Kadir Topbaş 28 Mart 2004 22 Eylül 2017 En büyük tehlike yolda KANAL İSTANBUL Kanal İstanbul da ilk olarak 2011 yılında dönemin başbakanı Erdoğan tarafından çılgın proje olarak açıklandı. Erdoğan projeyi “İstanbul, artık içinden iki deniz geçen bir şehre dönüşecek” şeklinde açıklayarak Karadeniz ile Marmara Denizi arasında yaklaşık 45 ile 50 kilometre arasında bir kanal yapılacağını ve 300 bin tonluk gemilerin de bu radan geçebileceğini duyurdu. Proje için ilk resmi adım geçen aralık ayında atıldı ve Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) süreci başlatıldı. Buna göre yaklaşık 45 kilometrelik Kanal İstanbul projesinin maliyeti 60 milyar TL. Belirlenen 5 güzergâh alternatifi arasında Küçükçekmece SazlıdereDurusu güzergâhı seçildi. Kanal, Marmara Denizi’ni Kü çükçekmece Gölü’nden ayıran noktadan başlayarak Sazlıdere Baraj Havzası boyunca devam edecek. Sazlıbosna Köyünü geçerek Dursunköy’ün doğusuna ulaşıp Baklalı köyünü geçtikten sonra Terkos Gölü’nün batısında Karadeniz’e ulaşacak. Projenin güzergâhında 8 bin 138 hektar tarım arazisi, 771 hektar fundalık, 641 hektar meralık, 738 hektar verimli ormanlık alan bulunuyor. Kanal, RAMSAR Sözleşmesi kapsamında Türkiye’de belirlenmiş 135 Uluslararası Öneme Sahip Sulak Alan arasında yer alan Terkos Gölü Sulak Alanı ve Küçükçekmece Gölü Sulak Alanı’ndan da geçiyor. Proje kapsamında bir de denizi dolduracaklar. Uzmanlar projenin İstanbul’a büyük zarar vereceği konusunda uyarıyor. Taksim meydanında bir taraftan AKM yıkılıyor diğer taraftan cami yapılıyor. Vedat ARIK Taksim geçmişini arıyor Taksim’in sembollerinden ve bölgenin tek yeşil alanı Gezi Parkı’na Topçu Kışlası yapılmak istendi. 2013 yılında parkı korumak için Gezi Direnişi oldu. Park şimdilik kurtarıldı ancak Taksim Meydanı ve İstiklal Caddesi düzenleme projesiyle daha da yaşanmaz hale geldi ve betonlaştı. Caddenin yerli esnafı ise tek tek kepenk kapattı. Eski sinemalar yerine AVM açıldı. Caddede hâlâ iş makineleri çalışıyor. Yağan yağmurlardan sonra ise cadde göle dönüşüyor. Meydanın bir tarafında AKM yıkımı gerçekleştirilirken Taksim Maksemi bitişiğinde ise 2009 yılında yapılacağı duyrulan Taksim Cami yükseliyor. Her yerimiz dolgu İstanbul Boğazı’nı 1956’da EmirgânSaryer sahil yolunun genişletilmesiyle doldurulmaya başlandı. Ancak Boğaz’a ilk kez AKP döneminde bu denli dolgu yapıldı. Yenikapı ve Maltepe miting alanla rı denize dolgu yapılarak inşa edildi. Birçok ilçeye kazıklı yollar yapıldı. Boğaz’da 266 bin 100 metrekarelik alan dolduruldu. Boğaz 4 ile 27 metre arasında daraldı. Hâlâ da dolgu çalışmaları sürüyor. Galataport Karaköy ve Tophane’yi birbirine bağlayan bölgede planlanan tartışmalı Galataport Projesi 2002 yılında açıklandı. Tüm hızıyla süren proje kapsamında Karaköy sahilinin 1200 metrelik şeridinde otel, restoran, Kafe ve mağazalar yapılacak. Önce limanın Karaköy bölgesinde bulunan tek ve iki katlı yolcu kabul ve pasaport işlemlerinin yapıldığı eski binalar ve antrepoların yıkım işi tamamlanmıştı. Daha sonra yenileme ve güçlendirme yapılması planlanan Tarihi Karaköy Ana Yolcu salonu da yıkıldı. 2002 yılında Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu tarafından “Korunması gereken kültür varlığı” olarak tescil edilen tarihi binanın yıkılması sivil toplum kuruluşlarının yoğun tepkisine neden olmuş tu. Tarihi Karaköy Yolcu Salonu’nun ardından, 1. derece tarihi bina olan Paket Postanesi aynı proje kapsamında yıkıldı. Yassıada ve Sivriada Tarihi özelliği bulunan Yassıada 1. derece doğal ve tarihi, 3. derece arkeolojik sit alanı olarak geçiyor. Yassıada önce imara açıldı sonra da otel ve kongre merkezi olmak üzere inşaatı başladı. İnşaattan öncesi ve sonrası fotoğraflarının ardından adayı tanımak mümkün değil. Yapılaşma ise tüm hızıyla sürüyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı son olara adaya ilişkin askıya çıkardığı yeni imar planında da “kayalık” olarak görünen alana bile imar vererek liman alanı statüsüne getirdi. Yassıada’dan sonra Sivriada’da geçen aylarda imara açıldı. İmar planları Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yapılan adaya artık otelden restorana, müzeden dini tesis alana kadar birçok yapı inşa edilebilecek. Sit alanına Çamlıca Camisi YAPILDI Doğal sit alanı olan Çamlıca Tepesi’ne Çamlıca Camisi’nin yapılacağı ilk olarak 2012 yılında dönemin başbakanı Erdoğan tarafından açıklandı. Erdoğan cami yapılacağını duyururken “Çamlıca’daki bu dev cami, İstanbul’un her yerinden görülecek” demişti. 6 Ağustos 2013 tarihinde temelleri atılan cami 2016’da ibadete açıldı. Camiye giden cadde boyunca 50 metre arayla 3 cami yer alıyor. Camiye giden yollar üzerinde yer alan taşınmazlar için de Bakanlar Kurulu’nun 4 Ocak 2016’da tarihinde acele kamulaştırılması kararı alındı. Ayrıca cami için bir de tünel yapılıyor. Caminin yakınına bir de Çamlıca TV Kulesi yapılıyor. 53 katlı ve 220 metre yüksekliğindeki betonarme kulenin her bir katının 4.5 metre yüksekliğinde olacağı belirtildi. Kulenin üzerine 165 metre uzunluğunda konulacak antenle birlikte toplam yükseklik 365 metreye çıkacak. İnşaatı süren kule şu anda İstanbul’un birçok yerinden görülüyor. Kabataş’a Martı kazığı Kabataş sahiline yapılan Martı Projesi’nde denizin bir kısmı dolduruldu. İnşaatı süren proje için Fındıklı Parkı’nın sahile bakan tarafı da kapatıldı. Parkın büyük bölümüne yeşil bir set çekildi. l İSTANBUL Vedat ARIK YERELDEN GENELE Erdoğan’ın değişim hareketi Siyasi yasakların kalkmasıyla birlikte Refah Partisi’nin başına ge çen eski Milli Selamet Partisi (MSP) li deri Necmettin Erbakan’ın ilk seçim ba şarısı 1991’de gelmiş, Milliyetçi Çalışma Partisi (MÇP) ile ittifak sonucu TBMM’de grup kuracak sayıda milletvekili çıkar mayı başarmıştı. O tarihe kadar yerel se çimlerde bir başarısı bulunmayan, özel likle de Konya hariç metropollerde bir tek ilçede dahi belediye başkanı seçtire meyen RP’nin yereldeki iktidarının ayak sesleri, 1992’deki ara yerel seçimde işi tilmeye başlandı. İstanbul’daki ara ye rel seçimlerde 6 ilçeden dördünü RP ka zanarak tabanını 1994 yerel seçimle ri için motive etmiş oldu. Bahçelievler, Kâğıthane, Bağcılar ve Güngören ilçele rini kazanan RP’nin ba şarısının sırrını tesadüfi olarak değerlendirenler fena halde yanıldı. Zi ra iki yıl sonra 27 Mart 1994 yılında yapılan ye rel seçimlerde RP İstanbul, Ankara, Konya, Diyarbakır, Kayseri gibi MİYASE İLKNUR büyükşehirlerin belediyelerini kazanarak yerelde iktidarını ilan etti. RP’nin bu seçim zaferinde en çok yankı yapan ise İstanbul ve Ankara be lediyelerinin kazanılmasıydı. Özellikle İstanbul’da Recep Tayyip Erdoğan’ın ka zanması laik çevrelerde şok etkisi yarat tı. Aynı ölçüde dindar kesimlerde ise za fer sarhoşluğu. Bu kesime göre İstanbul ikinci kez fethedilmişti. Seçim sonuçlarının ilanıyla basın ve kamuoyu Erbakan’dan çok Erdoğan’ın başarısını konuşuyordu. Diğer parti ler parlak transferle seçime girerken ve medya desteğini sınırsızca alırken ba sının görmediği, görmek bir yana olum suzluklarıyla manşetlere çıkardığı Erdo ğan ipi göğüslemişti. Erdoğan’ın başarı sının sırrını herkes kendine ve durduğu yere göre açıklıyordu. Bazılarına göre Erdoğan’ın cami ce maati dışındaki kitleye açılması, din dar yönetim değil adil yönetim vaat et mesi, bazılarına göre ise mevcut bele diyelerin iyi hizmet verememesi neden olmuştu bu duruma. Seçimi kaybeden partiler ise transfer ettikleri adaylar ile örgütler arasındaki doku uyuşmazlığı gerekçesine sarılıyordu. Medyada ise Erdoğan’ı eleştireceğiz diye oturduğu kaçak binanın manşetlere çekilmesi nin, çoğu kaçak yapılarda oturan varoşların isyanı yorumları yapılıyordu. Aslında bu gerekçelerin tümü bir araya geldiği için Erdoğan İstanbul’un beledi ye başkanı olmuştu. Seçim öncesinde cami cemaati dışın da laik kesimlerden de oy isteyen, iyi hizmet ve adil yönetim vaat eden Tay yip Erdoğan’ın nasıl bir belediye baş kanlığı yapacağını sadece İstanbullu lar değil tüm Türkiye merak ediyordu. Erdoğan’ın geleneksel parti tabanı dışı na açılmasını kendi partisi içindeki kla sik Milli Görüşçüleri de tedirgin etmişti ama seçim zaferi ona propaganda yön teminin haklılığını ortaya çıkardı. Erdoğan Köseoğlu Erdoğan, görevi Nurettin Sözen’den 4 Nisan 1994’te törenle devraldı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) ilk Meclis toplantısının açılışında Erdoğan nasıl bir belediye başkanı olacağının da sinyallerini verdi. Atatürk ve mücadele arkadaşları anısına yapılması gereken saygı duruşunu yapmayarak ve muhalefet partilerinin itirazı üzerine de “Öyle sap gibi ayakta durmaya gerek yok” diyerek RP’nin gelenekçi Milli Görüş çizgisinden daha radikal bir İslamcı olduğunu da göstermiş oldu. Belediyede eski dönemden kalan sadece yönetici konumunda olanları değil düz bürokratlara bile mobbing uygularak ya istifa ya da emeklilğe zorlayan Erdoğan, her ramazan ayında yemekhane ve çayocağını kapatarak “dindar bir belediye çalışanı” istediğini ilan etmiş oluyordu. “Adil yönetim” ve “Rüşvete son verme” vaatlerinde gelince.... Akbil desek, İGDAŞ desek, BRT’nin peşkeş çekilmesi desek, ulaştırma ihaleleri desek, İstanbul Boğazı’nın iki yakasındaki yeşil alanların talanı desek, Gökkafes desek anlayan anlar herhalde. l İSTANBUL C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle