19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 27 Mart 2018 [email protected] TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Benzine bir haftada ikinci zam Benzinin litresine dün geceden geçerli olmak üzere 12 kuruş yat değişikliği beklenmiyor” denildi. Benzinin litresine geçen salı günü zam geldi. Böylece benzinin litresine 15 kuruş, geçen perşembe günü de bir haftada toplam 27 kuruş zam ya motorinin litresine 17 kuruş ve oto pılmış oldu. gaza 4 kuruş zam gelmişti. Yarısın Petrol Ürünleri İşverenler dan itibaren geçerli olan zamla birlik Sendikası’ndan yapılan açıklamada, te İstanbul’da benzinin ortalama litre “27 Mart Salı gününden geçerli ol fiyatı 5.93 liraya yükseldi. Bu zamla mak üzere benzin grubunda 12 kuruş birlikte daha önce Hakkâri’de 6 lira fiyat artışı beklenmektedir. Motorin yı geçen benzin İstanbul ve Ankara’da grubunda 26 27 Mart tarihlerinde fi da 6 lira sınırına yaklaştı. enflasyoSnüupyeürzmdaer1k2e.8tNymüieazldrskeeen9t’iln0e’arainryaiünşktaısrçemıllddaisığğı,iınnziaı,omerntaaçlgyoıaskınkinoındyidrium RK: Doğan dosyası önümüze gelsin bakarız Rekabet Kurumu Başkanı Ömer Torlak, Doğan Şirketler Grubu Holding’in medya sektöründe faaliyet gösteren şirketlerinin Demirören Holding AŞ’ye satışının rekabete aykırı olduğu iddialarına ilişkin, “Dosyayı görmeden bir şey diyemeyiz. Dosya gelecek, orada pazar payları var, vesaire... İlgili kriterlere göre bakılacak. Şu aşamada herhangi bir müracaat yapılmadan bir şey söyleme şansımız yok. Çünkü ortada rakamlar, dosya yok” dedi. l Ekonomi Servisi Yarkadaş, RK’yi göreve çağırdı CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, Doğan Medya Grubu’nun Demirören Grubu’na satışının durdurulmasını istedi. Yarkadaş, Rekabet Kurumu’nu göreve çağırdı. TBMM Genel Kurulu’nda konuşan Yarkadaş, “AKP iktidarı 2019 seçimleri öncesi muhalefetin kendisini ifade edebileceği tüm alanları bloke ediyor ve kapatmaya çalışıyor” dedi. Yarkadaş, şöyle devam etti: “Rekabet Kurumu, Aydın Doğan’ın elinden zorla alınan ve Demirören Grubu’na verilen bu yayın organlarının satışını derhal durdurulmalıdır. Çünkü bu, halkın haber alma hakkının ve rekabet ortamının ortadan kaldırılmasıdır.” l İSTANBUL/ Cumhuriyet ‘Doğan Grubu Saray’da mı satıldı?’ CHP Ankara Milletvekili Ali Haydar Hakverdi, Doğan Medya Grubu’nun Demirören’e satılışını TBMM gündemine taşıdı. Sabah ve ATV’nin müteahhitler eliyle ‘havuz’ oluşturularak satın alınmasını hatırlatan Hakverdi, Başbakan Binali Yıldırım’a “Doğan Medya Grubu’nun satışı için karar Kısıklı’da mı Saray’da mı alınmıştır? Demirören Grubu’nun parası yetmezse yine bir müteahhit havuzu oluşturulacak mıdır” dedi. Hakverdi, Ziraat Bankası’nın Demirören’e kredi verip vermeyeceğini de sordu. l ANKARA Maliyeti düşürmek isteyen Türkiye’de Cushman & Wakefield tarafından açıklanan İmalat Riski Endeksi 2018 (Manufacturing Risk Index, 2018) araştırmasına göre üretimin kalbi Çin’de atmaya devam ediyor. Araştırmanın sürpriz yıldızı Litvanya olurken, maliyet avantajı, altyapı yatırımları ve coğrafi konumuyla Türkiye ilk 10’da. Rapor, özellikle maliyetler açısından Türkiye’nin yanı sıra, Romanya ve Bulgaristan’daki gelişmekte olan imalat lokasyonlarının çekiciliğinin giderek arttığını ortaya koydu. Jeopolitik çatışmalar uluslararası şirketler için ülke çekiciliğini bir nebze olumsuz etkilemiş olsa da, Orta Avrupa’daki ücret zamları ve artan işgücü sıkıntısı, daha maliyet duyarlı endüstrileri Türkiye’ye itmeyi sürdürüyor. l Ekonomi Servisi Ülkede hızlı tüketim pazarı yüzde 14 büyürken, tüketicinin promosyonlu ürünler ve indirim marketlerini daha fazla tercih ettiği görüldü. Dünyanın önemli araştırma şirketlerinden Nielsen, 2017 Yılı FMCG (Paketli Hızlı Tüketim Ürünleri) Perakende ve Alışverişçi Trendleri Raporu’nu açıkladı. Nielsen Türkiye Genel Müdürü Didem Şekerel Erdoğan, “Nielsen’in raporuna göre, 2017 Aralık ayı toplam süpermarket enflasyonu bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 12.8 oldu. Gıdada özellikle yağlar ve süt ürünleri, enflasyonu yukarı çeken kalemler oldu. Alkolsüz içeceklerde de belirgin artış kaydedildi” dedi. Verilen bilgiye ve araştırmaya göre, n Mağaza sayısındaki artışların da etkisi ile 400 metrekare altı süpermarketler yüzde 26, parfümeriler yüzde 34’lük ciro büyümesi kaydetti. n Özellikle dondurulmuş gıda, cilt bakım ürünleri, deodorant, beyaz peynir, bebek mendilleri, paketli ekmek, hazır puding, keyif peynirleri, Türk kahvesi ve kuruyemiş kategorilerinin hacim büyümesi bakımından öne çıkan kategoriler oldu. İndirim gözleniyor n Tüketicinin gıda fiyatı artış algısı yüzde 69’dan yüzde 90’a yükseldi. n Promosyon duyarlılığı da yüzde 58’den yüzde 84’e çıktı. n Ayrıca, tüketicilerin düşük birim fiyat için daha büyük paket almaya başladıkları ve ucuz markalara artan oranda yöneldikleri de raporun dikkat çeken sonuçlarından. n Fiyat indirimi en çok tercih edilen promosyon olarak öne çıktı. n Enerji içecekleri, bebek mendilleri, kuruyemiş, şampuan, bisküvi ve ayran gibi kategorilerde büyük gramaja geçiş trendi görüldü. n Bebek bezleri, gazlı içecekler, margarin, salça, çay ve süt kategorilerinde küçük gramaja geçiş trendi göze çarptı. n Büyük gramajların ciro payı yüzde 65 oldu. l Ekonomi Servisi Tamer Gülsaç Yankı Yalçın Didem Şekerel Erdoğan Avokado ve ananas tüketimi arttı n Üç yılın rakamları kıyaslandığında, ulusal zincirler yüzde 26, indirim marketleri yüzde 64 ve lokal zincirler yüz de 14’lük mağaza sayısı artışı gösterdi. n Özellikle indirim marketlerinin de dahil olduğu kü çük süpermarketler yüzde 26, parfümeri zincirleri yüzde 34 büyüme gösterdi. n Yaklaşık 225 bin FMCG perakende alışveriş noktası olduğunu, son 12 yılda modern kanaldaki mağaza sayısının yaklaşık 4 katına çıktı. n Geçen yıl özellikle özellikle avokado, muz ve ananas gibi sürpriz ürünler toplam kategori içerisinde ağırlık kazandı. n Mandalina, kavun ve limon gibi ürünlerdeki büyüme, toplam kategori büyümesinin altında kalarak pay kaybetti. l Ekonomi Servisi Mühendislik değil, güvenlik okuyun! İşsizliğin önlemediği ve üniversitelerin, gençlerin istihdama girişini uzatmak için kurgulandığı ülkelerde, yüksekokul ve fakülte mezunlarının işsizlik oranı yüzde 12.7 oldu. TÜİK’in geçen hafta yayımladığı yıllık istihdam verilerinden yapılan çalışmaya göre, işsizliğin en çok görüldüğü alan yüzde 26.4 ile sosyal hizmetler oldu. İşsizlik oranı en düşük alan da yüzde 5 ile gü venlik hizmetleri. İlkokul mezunlarının işsizlik oranı yüzde 8.1, ilköğretim, ortaokul ve orta dengi meslek okullarından mezun olanların işsizlik oranı yüzde 12.2, genel lise mezunlarının işsizlik oranı yüzde 13.3, meslek lisesi mezunlarının iş sizlik oranı yüzde 11.9 olarak saptandı. Geçen yıl itibarıyla 7 milyon 350 bin yüksekokul ve üniversite mezunundan, 930 bini işsiz kaldı. En çok işsiz kalan alan sosyal hizmetler olurken, onu sanat, sonra sırası ile bilişim ve iletişim teknolojileri, gazetecilik izledi. İşsizliğin en düşük olduğu güvenlik hizmetlerinden 129 binlik işgücünün sağlandığı alanda sadece 7 bin kişi işsiz kaldı. l Ekonomi Servisi Buğdayda düşüş görüldü Uluslararası Tahıl Konseyi (IGC) yayımladığı son raporunda, dünya buğday üretim öngörüsünü 17 milyon ton düşürürken; dünya pirinç üretimi öngörüsünü 6 milyon tonluk bir artışla 492 milyon tona çıkardı. IGC, 20172018 sezonunda 486 milyon ton gerçekleşeceğini öngördüğü dünya pirinç üretiminin, Temmuz 2018/Haziran 2019 sezonunda altı mil yon tonluk bir artışla 492 milyon tona çıkacağını öngörüyor. Prof. Dr. M Hikmet Boyacıoğlu, IGC’nin dünya buğday üretim ra porunu değerlendirerek, “Dünya buğday tüketimi 20172018 sezonu sonunda 742 milyon ton, 20182019 sezonunda bir önceki sezona göre iki milyon tonluk artışla 744 milyon ton olacak. Buğday stokları da üç milyon ton düşecek” dedi. l Ekonomi Servisi Organik için son gün 30 Mart Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, organik tarım ve iyi tarım uygulamaları desteği başvurularının, 30 Mart Cuma günü sona ereceğini bildirdi ve süreyi geçirmemeleri konusunda üreticileri uyardı. 2017 tarımsal destekleri kapsamında verilecek organik tarım desteği olarak dekarda, birinci kategori ürünlerde 100 lira, ikinci kategori ürünlerde 70 lira, üçüncü kategori ürün lerde 30 lira, dördüncü kategori ürünlerde 10 lira olarak ödenecek. Ayrıca, belirli tarım sal üretim konularında, 1841 yaş arası genç çiftçilere en fazla 30.000 TL’ye kadar hibe desteği sağlanacak. Program, nüfusu 20.000’den az olan yerleşim birimlerini kapsıyor. Uygulama büyükküçükbaş hayvan, arı yetiştiriciliği ve bal üretimi gibi bir dizi alanı kapsıyor. l Ekonomi Servisi ekonomi 11 Ankara kriterlerinden Erdoğan kriterlerine.. Gerekçe aynı gerekçe gibi.. “AB merkez, karar verici ülkelerinin, Müslüman ağırlıklı ülke olarak Türkiye’yi üye almaya gönülleri yatmıyor.. Kapılarında en uzun süreli ülke olarak süründürdükleri yetmiyor. Haksız, sudan gerekçelerle işleri yokuşa sürüp, görüşmeleri tam kesmeseler de ertelemeler, geri çevirmeler için bahaneler üretiyorlar. Pes etme, vazgeçme suçunu bizim üzerimize atmak üzere taktikler uyguluyorlar. Zorla güzellik olmaz. Türkiye AB’den gelen çifte standartlı dayatmalara boyun eğemeyeceğine göre, iç dinamiklerini, kararlılığını kanıtlama yolunda Ankara kriterleri ile yürür..” Gazeteci olarak tanıklıklarım, en keskin 12 Eylül askeri darbesi ile kazanılmış demokratik haklara, siyasal, sendikal, düşünce özgürlükleri yasaklarına karşı tepkilerin yoğunlaştığı yıllar sonrası, AB üyeliği, Türkiye’nin çağdaşlaşması, uygarlaşması, demokratikleşmesi amaçlarından vazgeçmeme simgesi olarak siyasetçilerin ürettikleri bir kavramdı “Ankara kriterleri” içinde demokrasiden sapma adımlarında bizimle benzer konumdaki aday ülkelere gösterilen anlayış, hoşgörü, kolaylıkların bize tanınmamasının kırgınlığının altının çizilmesi de vardı. Türkiye’yi arka bahçede tutma, bir yandan da ekonomik ilişkiler ağırlıklı Türkiye’nin nüfus yoğunluğu, ucuz pazar olarak kullanılabilmesini sonuna kadar sömürme sitemlerini, haklı tepkilerini de barındırıyordu. Kuşkusuz ülkemiz siyasetçilerinin sorumluluğunda, gümrük duvarlarının aleyhimize sınırsız kırılmasının, “Biz pazar onlar ortak” sitemlerinin de sayısız örneklerini yaşama, bedellerini ödemenin burukluğundan da besleniyordu. Çok sınırlı da olsa iç siyaset dinamiklerinin elverdiği ölçülerde, en azından liberal demokrasinin çıkarlarına çomak sokmayan alanlara yönelik, kimi evrensel demokratikleşmenin adımları sayılabilecek, BM, AB sözleşmelerinin kriterleriyle uyumlu yasal değişiklikler de Meclis’ten uzlaşmalar ağırlıklı geçebiliyordu.. HHH Benim için en anlamlıları Uluslararası Çalışma Örgütü, ILO’nun kimi sözleşmelerinin, asgari çalışma, sendikal hak ve özgürlüklere ilişkin metinlerin geçirilmiş olmalarıydı.. Hâlâ ILO sözleşmelerine imza atmış olmamızla bağlantılı iç hukukumuzda uymak zorunda olduğumuz ancak pek çoğunda yasal düzenlemelerle içselleştirme hak götüre, çok daha ağır hukuk ihlalleri yoluna saptığımız örnekleri değil saymak, yazı dizilerine sığdırmak çok zor olabilir. İnsan hakları, kadın hakları, BM sözleşmelerine uyum yasalarına ilişkin yol alışlarımızda da aynı çarpık gelişme söz konusu. Sadece 12 Eylül sabıkalarından söz etmek de haksızlık. Doğrusu Ak Parti, Erdoğan liderliği yürüyüşünde 2002’den günümüze kimi liberalleşmenin en sorgulanamaz metinlerini, ilk yılların havai fişeklerle kutlanan AB üyelik görüşmelerinin yeniden başlatılması havalarını saymazsak, her alanda, her şeyin 12 Eylül sürecinin de hakların içselleştirilmesi ölçeklerinde çok ama çok daha gerilere götürüldüğü gerçeğini görmek zorundayız.. HHH Özetle basın özgürlüğü, siyasal, toplumsal örgütlenme, sendikal, kadın, çocuk, çevre, bağımsız yargı, hakhukukun geçerli olduğu insan hakları, demokratikleşmenin tüm yaşamsal ölçeklerinde, günümüz Türkiye’si, 12 Eylül askeri darbesinin yarattığı hak gasplarının gerisinde.. Çok daha ustalıkla fiili dayatmalar, sivil darbelerinin, tek partili, tek liderli gibi yürütülen, 15 Temmuz öncesi ve sonrasının İktidarları erklerinde, çifte kavrulmuş süreçlerinin paketlerinin bütününde, çok daha boyutlu gerisinde, rejimi demokrasi gibi görünen ülkeler içinde en gerilerde, diplerde.. Birlikte anımsayalım 12 Eylül askeri darbesinin demokrasimizde açtığı yaralar üzerinden yaşanan sorunlar nedeniyle, yaraların çabuk sarılabileceği, gereken onarımların yapılabileceği anlamındaydı siyasilerimiz AB’den gelen ikiyüzlü tepkilere yanıtlarındaki “Siz bize şans tanımazsanız, biz de Ankara kriterleriyle yolumuza devam ederiz..” sitemleri 12 Eylül sonrasının sıcak gündeminde yeşermişti. Dönemin sendikal hareketi 27 Mayıs’ın askeri darbe yüzüne karşın, Türkiye’nin yakalayabildiği en demokratik haklar, düşünce , basın, özgür sendikalaşma, siyasal, sosyal örgütlenmeler özgürlüklerinin kapılarını açan anayasası,12 Eylül’ün istenildiği kadar ağırlaştırılamayan haklar gaspı gerçeği karşısında, 12 Eylül yaralarının çok kolay onarılabileceği düşünü bile görmüştü. Erdoğan kriterleri dayatmasında ise; “Dünya dengeleri altüst. Bize çok haksızlık ettiniz. Dünyanın en diktatoryal rejimleri, kirli çıkar ağları içinde at oynatıyorsunuz. Yarattığınız terör örgütleri ile bizi tehdit ediyorsunuz..” bir yüzü ile ne kadar haklı ise, öteki yüzüyle o kadar haksız meydan okumalar var.. Uçuş iptali bezdirdi Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’ne (SHGM) geçen yıl posta ve çevrimiçi form yoluyla gelen 2 bin 312 başvuru içerisinde en fazla şikâyetin 1059 ile ‘uçuş iptali’ nedeniyle yapıldığı belirtildi. SHGM Faaliyet Raporu’ndan derlenen bilgiye göre, Genel Müdürlüğe geçen yıl havayoluna ilişkin toplam 3 bin 244 şikayet geldi. l Ekonomi Servisi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle