26 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DUNYA Meclis başkanlığına 5 Yıldız oturdu İtalya’da 4 Mart’taki genel seçimlerin ardından yeni parlamento top lanarak Temsilciler Meclisi ve Senato başkanlarını seçti. Seçimde hiçbir parti ya da ittifakın parlamentoda çoğunluğu elde edememesi nedeniyle yeni hükümet konusundaki belirsizlik sü rüyor. Temsilciler Meclisi’nin başkanlığına, seçimlere tek başına girerek en çok oyu alan par ti olan popülist 5 Yıldız Hareketi’nden Roberto Fico seçildi. Senato başkanlığı ise seçime ittifak halinde giren sağ partilerden Haydi İtalya’dan Maria Elisabetta Alberti Casellati’nin oldu. ‘Kâbusta bile olmazdı!..’ ABD’de Adalet Bakanı Jeff Sessions tara fından emekliliğine iki gün kala kovulan eski FBI Direktör Yar dımcısı McCabe, Washington Post gazetesine yaşadıklarını yaz dı. “En kötü kabuslarında bile FBI kariyerinin böyle biteceğini düşünemediğini” vurgulayan McCabe, kendisine yöneltilen ta rafsız olmadığı suçlamalarını da reddetti, Trump’ı eleştirdi. Pazar 25 Mart 2018 [email protected] EDİTÖR: BETÜL BERİŞE TASARIM: EMİNE BİLGET 7 Seçim öncesi bombalı saldırı Mısır’da gözler yarın başlayacak cumhurbaşkanlığı seçimlerine çevrilirken İskenderiye’den dün saldırı haberi geldi. İçinde İskenderiye Emniyet Müdürü General Mustafa el Nemr’in bulunduğu konvoy bombalı saldırının hedefi oldu. El Nemr’in saldırıdan kurtulduğu, ancak bir polisin öldüğü yerel basın tarafından duyuruldu. Olayın polis konvoyunun geçtiği güzergâh yakınındaki bir aracın altına yerleştirilen bomba düzeneğinin patlatılmasıyla gerçekleştiği, saldırıda dört polisin yaralandığı kaydedildi. Saldırının ardından gözler IŞİD’le bağlantılı cihatçı gruplara çevrildi. Özellikle Sina bölgesinde etkin olan bu gruplara yönelik ordu operasyonları sürüyor. Bombalı saldırı, Mısır’da halihazırda Cumhurbaşkanı Abdülfettah el Sisi’nin tekrar koltuğa oturmasına kesin gözüyle bakılan 26 Mart’ta başlayıp üç gün sürecek seçimler öncesinde geldi. Saldırı bombalı araçla gerçekleşti. Kendi canını ortaya koydu Fransa, önceki günkü rehine krizinden geriye kalan kahramanlık hikâyesini konuşuyor. Fransa’nın Trebes kasabasındaki bir süpermarkete düzenlenen baskında saldırganın elindeki son rehinenin yerine gönüllü olarak geçen ve baskının sona erdirilmesi için süpermarket içinden emniyet yetkililerine yardım eden Fransız polis Arnaud Beltrame (45) kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Fas kökenli 25 yaşındaki Redouane Lakdim girdiği süpermarkettekileri rehin almış ve IŞİD’e bağlılık açıklamıştı. Güvenlik güçlerinin, Lakdim’in müzakere umuduyla markete giren polis memurunu bıçakladıktan sonra boğazından vurması üzerine operasyon düzenlediBeltrame ği aktarıldı. Lakdim operasyonda vurularak öldürülmüştü. Beltrame’nin ölümüyle, Lakdim’in kurbanlarının sayısı 4’e yükseldi. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanual Macron, Arnaud Beltrame’nin bir kahraman olarak öldüğünü söyledi. Fransa İçişleri Bakanı Gerard Collomb, Twitter mesajında “Ülkesi için öldü. Fransa onun kahramanlığını, cesaretini ve fedakârlığını unutmayacak” ifadelerini kullandı. Kore’lerden yeni buluşma PyongyangSeul arasında Güney Kore’deki olimpiyatlarla birlikte hızlanan diyalog süreci devam ediyor. Güney Kore Birleşme Bakanlığı, iki ülke heyetlerinin 29 Mart’ta bir araya geleceğini duyurdu. Açıklamaya göre, “Kuzey Kore Barışçıl Yeniden Birleşme Komitesi Başkanı Ri Son Gwon liderliğinde üç yetkiliden oluşan bir komite, 29 Mart’ta ateşkes köyü olarak da bilinen Panmunjom’da Güney Kore yetkilileriyle bir araya gelerek üst düzey görüşmeler gerçekleştirecek.” Pyongyang yönetiminin Seul’ün görüşme önerisine evet demesi, Güney Kore Devlet Başkanı Moon Jaein ve Kuzey Kore lideri Kim Jongun arasında nisan ayında yapılması planlanan zirveden önce geldi. ABD Başkanı Donald Trump da bu ay başında yaptığı, Kim ile mayıs ayında doğrudan görüşecekleri yönündeki açıklamasıyla dikkat çekmişti. Silaha hayır! ABD’nin Florida eyaletindeki bir lisede geçen ay eski bir öğrencinin 17 kişinin ölümüyle sonuçlanan katliamının ardından hükümete ve silah lobisine yönelik mücadele sürüyor. ABD genelinde yüz binlerce kişi dün saldırıdan kurtulan öğrenciler tarafından organize edilen “Yaşamlarımız İçin Yürüyüş” kapsamında sokaklara çıktı. Eylemlerde “ABD çocuklarını sevmeli, silahları değil”, “Artık yeter”, “Hayatları koruyun, silahları değil” pankartları taşındı. Florida saldırısından kurtulan öğrencilerden olan ve hareketin liderlerinden biri haline gelen David Hogg geçen perşembe günü yaptığı açıklamada, “protesto ların, genç ABD’lilerin güçlü silah lobisi Ulusal Silah Birliği’ne (NRA) muhalefetini gösterme yolu olduğunu” söylemişti. Hogg, “İnsanlardan ABD’yi NRA’nın üstüne koymalarını istiyoruz” ifadesini kullanmıştı. Öğrenciler bireysel silahlanmaya yönelik denetimin, yasal uygulamaların bir an önce hayata geçirilmesi çağrısını dile getiriyor. ABD, okulların da hedef olduğu, can kayıplarının yaşandığı pek çok silahlı saldırıya sahne oldu. Bireysel silahlanma karşıtı cephe gerekli önlemlerin alınması yönünde sık sık tepkilerini dile getiriyor. Silah lobilerine Cumhuriyetçi kanadın desteği biliniyor. Tahran Batı’ya karşı ittifak arayışındayö‘RnuÇesliymna’eeilleiyiz’ ABD’de Trump yönetiminin İran karşıtı hamleleri birbirini izlerken gözler son dönemde Avrupa ile ilişkilerde tıkanıklık yaşayan Tahran’ın atacağı adımlarda. İran Meclisi Ulusal Güvenlik ve Dış Politika Komitesi Başkanı Alaaddin Burucerdi, ABD Başkanı Donald Trump’ın kabinesini “şahinleştirme”, Tahran’a karşı sertleşen politikalarına işaret ederek “Bakışımızı Doğu’ya yönlendirmeliyiz, özellikle de Çin ve Rusya’ya” ifadesini kullandı. Burucerdi, Trump’ın son olarak John Bolton’u Ulusal Güvenlik Danışmanı olarak atamasına dikkat çekti, İran’a yönelik ABD baskısına İsrail ve Suudi Arabistan’ın da destek verdiğine atıf yaptı. Trump’ın CIA Direktörlüğü’nden Dışişleri Bakanlığı koltuğuna getirdiği Mike Pompeo gibi Tahran karşıtı, İsrail yanlısı politikalarıyla bilinen Bolton’u atama adımı ABD’nin de aralarında olduğu uluslararası güçlerle İran arasında 2015’te varılan nükleer anlaşmanın Washington tarafından çöpe atılması çabasının yeni bir göstergesi yorumlarını beraberinde getirmişti. Avrupa ile gerilim ABD, Tahran’ı nükleer anlaşmaya uymamakla suçlarken mayıs ayında da eksiklerin yerine getirilmemesi halinde uzlaşıdan çekileceği sinyali veriyor. Avrupa Birliği (AB) yönetiminden ise Tahran’la anlaşmanın sürmesi yönünde tutuma karşın üye ülkelerden özellikle Fransa’dan İran’a eleştiriler son dönemde dikkat çekiyor. Geçen hafta Britanya, Fransa ve Almanya’nın, AB’den ABD’yi ikna etmek amacıyla İran’a balistik füze programı ve Suriye savaşındaki rolüne yönelik yeni yaptırımlar uygulamasını istediği haberleri basına yansımıştı. Buna Burucerdi’den “Avrupalı ülkeler ABD’yi memnun etmek amacıyla yaptırımlar uygularsa bu adım ABD’nin baskıları altında zafiyetlerini gösteren en kötü yöntem olacaktır” tepkisi yükselmişti. Suriye’de çocuklar savaşların, silahların gölgesinde... Gözler Duma’da Suriye’nin başkenti Şam yakınlarındaki Doğu Guta’nın çoğunluğunda cihatçı gruplara karşı ordunun hâkimiyet alanı genişlerken bölgeden tahliyeler de sürüyor. Şam yönetimi ile cihatçı gruplar arasındaki uzlaşıya arabuluculuk yapan Rus yetkililer, Haresta kasabasından önceki akşam saatlerinde yaklaşık 5 bin militan ve ailelerinin daha tahliye edildiğini açıkladı. Erbil kasabasından militanların ve ailelerinin tahliyesi için bir çıkış noktasının daha oluşturulduğu da duyuruldu. Öte yandan Suriye ordusunun muhaliflerin Doğu Guta’da neredeyse tek etkinlik alanları olarak kalan Duma bölgesine yönelik bombar dımana ara verdiği de iddia edildi. Muhaliflere yakın Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, bu gelişmenin cihatçıların aileleriyle bölgeden tahliye konusunda yönetimle uzlaşmaya hazır olduğuna işaret ettiğine dikkat çekti. Öte yandan Suriye devlet televizyonu dün Zemelka, Erbin, Cobar bölgesinden de yaklaşık 7 bin cihatçı militan ile ailesinin tahliyeleri için düğmeye basıldığını duyurdu. Tahliye otobüslerinin büyük çoğunluğunun istikameti ise cihatçıların etkin olduğu, diğer yandan da Astana süreciyle birlikte çatışmasızlık bölgeleri kapsamında TSK’nin de konuşlandığı Türkiye sınırındaki İdlib. İran’a ‘siber saldırı’ yaptırımı ABD Hazine Bakanlığı, aralarında yüzlerce üniversitenin de bulunduğu hedeflere, İran Devrim Muhafızları adına, siber saldırı düzenlediği iddia edilen bir İran şirketine ve 10 kişiye am dTüeünhrivkeiediydrdeseii’afdtseaeıllkeınirdıDıdşabTiğedşüeıfılmerr2akir1nıliindyüeBaıelğkag’Tıdeknöaadeırhneedorlka,ıulğaişnyıüni’urdSnlkraaödiervnzutedcit.nraüeBsshpviBtüeakeC,rdil’.“egneAYreifnBaaladpDhrliatd’a.nısırİirıınnmadna bargo uygulanacağını açıkladı. Mab bu provokatif, yasadışı, hiçbir geçerli bir ne na Enstitüsü adlı kuruluş 31 terabaytlık “fikri dene dayanmayan eylemi İran halkına kar varlık ve veri” çalmakla suçlanıyor. ABD Ada şı düşmanlığını gösteriyor. ABD, yaptırımlara let Bakanlığı, firmanın dünya genelindeki 320 karşın İran halkının bilimsel gelişimini engel şirket, ABD hükümeti kurumlarını, BM’yi he leme çabasında başarılı olamayacak” dedi. Madrid’den sert hamle İspanya’da Katalonya Özerk Yönetimi’nin geçen ekim ayında düzenlediği tek taraflı bağımsızlık referandumu ile patlak veren krizde sular durulmuyor. İspanya Yüksek Mahkemesi dün aralarında Finlandiya’da bulunan eski Katalan Yönetimi Başkanı Carles Puigdemont’un da olduğu 25 Katalan siyasetçinin “İsyan, dolandırıcılık ve devlete başkaldırmak” suçlamalarından yargılanmasına karar verdi. Katalan liderler suçlu bulundukları takdirde 25 yıl hapis cezası ile karşı karşıya kalacak. Mahkeme firari 6 siyasi hakkında uluslararası yakalama kararı çıkardı. Yüksek Mahkeme, Katalonya Cumhuriyetçi Sol Partisi (ERC) Genel Sekreteri Marta Rovira ve Puigdemont ile birlikte 13 ki Barselona’da protesto gösterileri düzenlendi. şinin “isyan” ile diğer 12 kişinin ise “dolandırıcılık, devlete karşı gelmek” suçlamalarıyla yargılanacağını açıkladı. Carles Puigdemont hakkında soruşturma açılmasının ardından krizi Avrupa Birliği’nin kalbine taşımak için Brüksel’e geçmişti. Siyasi görüşmelerde bulunmak ve bir seminerde konuşma yapmak için Finlandiya’ya giden Puigdemont için Madrid’den gelen tutuklama kararı sonrası polisin harekete geçeceği haberleri dün gündeme yansırken ilerleyen saatlerde ise Katalan liderin bu ülkeden ayrıldığı iddiası geldi. İspanya basını Rovira’nın ise İsviçre’de olduğunu yazdı. Bu arada mahkeme kararı kapsamında aralarında Katalonya Özerk Yönetimi başkan adayı Jordi Turull’un da aralarında olduğu 5 ayrılıkçı Katalan siyasetçinin gözaltına alınmasına karar verildi. Karar Barselona’da halkı sokaklara döktü, polis gösterilere müdahale etti, 20’den fazla kişi yaralandı. [email protected] Üst akıl: Cambridge Analytica Hangi taşı kaldırsanız, Trump’ın eski “baş stratejisti” Steve Bannon çıkıyor... Dünyayı sarsan “Cambridge Analytica” (CA) skandalında da böyle oldu. Skandalın baş figürü Steve Bannon çıktı. 201416’da CA’nın başkan yardımcılığını yaptığı gibi, Bannon’ın CA’nın kurucularından olduğu anlaşıldı. Türkiye Doğan Grubu’nun satışı ile çoksesliliğe indirilen ölümcül darbeyle meşgul olduğundan, “Cambridge Analytica” gibi adı bile “uzak” yabancı bir skandalla ilgilenecek durumda değil. Ama biz ilgilenmesek de CA bizimle ilgileniyor. Gaipten bir ses olmak pahasına, ahtapot gibi dünyayı saran bu CA meselesinden söz etmek durumundayız. FDreamnkoekşrtaasyilnelrainşması CA, içleri boşalan, ideolojik referanslarını ve temsili niteliklerini yitiren demokrasilerin Frankeştaynlaşmasının son noktası. Siyasi bir danışmanlık şirketi olarak kurulan CA, adı dahi Orwell’in siyasi kurgu romanlarından ödünç alınmış gibi duran “Stratejik İletişim Laboratuvarları/Strategic Communication LaboratoriesSCL” isimli bir şirketin yan kolu olarak 5 yıl önce faaliyete geçmiş. Seçim olan ülkelerde siyasi danışmanlık hizmeti veren şirket, Nijerya, Kenya, Çek Cumhuriyeti, Hindistan’da çalışmış. Ama en büyük namı, son ABD seçimlerinde Trump ve Brexit’te kıl payı kazanılan zaferleri belirleyerek elde etmiş. Basından izleyebildiğimiz kadarıyla CA’nın Türkiye ile de bağlantıları var. 2019’un kader seçimi öncesinde bizden de iki parti CA ile temas kurmuş. İçlerinden biri bu şirketle anlaşmış! Vaktiyle nasıl siyasi partiler “reklam şirketleri” ile iş yapıyorlardı ise, bugün, bu işbirliğini “siyasi danışmanlık hizmeti” veren şirketlerle kotarıyorlar. CA da şimdi bu hizmeti sağlayan ve mantar örneği gibi çoğalan bu şirketler arasında (Trump, Brexit zaferleri nedeniyle) en tanınanı oluyor. Kirli çamaşırları ortalığa döküldüğü için artık iç yüzünü çözdük. Ama karanlık yüzü ifşa olan CA’nın kapısına yarın kilit vurulsa, aynı işlevi başka şirketler yerine getirecek. Nabza göre şerbet CA ne yapıyor? Potansiyel seçmenler üzerinde “veri madenciliği/data mining” denen işlemi gerçekleştiriyor. Facebook ve Google’da kullanıcıların yaptıkları aramalardan/“app” uygulamalarından, “arkadaş grupları” da dahil olmak üzere bir “kişisel” bilgi bankası oluşturuyor. Davranış, düşünce, hayat tarzı, beklentilerden.. “psikografi” denilen bir harita meydana getiriyor. Sonra bu “psikografi haritası” üzerinden, danışmanlık verdiği parti/aday namına; “algı operasyonu” hedefli, tümüyle “kişisel” siyasi pazarlama ve propaganda yapıyor. Buna bir nevi “nabza göre şerbet”in teknolojik versiyonu da diyebilirsiniz. Düşünün... Grup ya da cemaat olarak değil.. hedefteki kişiler, tüm bireysel zaaflarıyla, siyasi bir propaganda kampanyasında nokta atış, ince ince “algı operasyonuna” tabi tutuluyor. CA bu amaçla, FB bilgilerinizi ve Google taramalarınızı, arkadaş bağlantılarınızla birlikte aşırarak yürütüyor. Dünyanın şu ara odaklandığı bu “kişisel bilgi hırsızlığı” tabii başlı başına skandal, ancak bu, büyük fotoğraftaki sadece bir ayrıntı. Büyük resim, tek tek hepimizin.. “zaaflarımız”dan yararlanılarak ayrı ayrı birer propaganda hedefi haline getirilmiş olmamız. Propaganda bundan böyle artık miting meydanlarında değil, bilgisayar ekranında yapılıyor. Hafta başında Channel 4, CA’yı ifşa eden bir belgesel yayımladı. Belgeselde gizli kameraya konuşan bir yönetici şunu söyledi: “Seçim kampanyalarını biz artık gerçekler üzerine değil, duygular üzerine inşa ediyoruz. Seçim, duyguyla kazanılır. İnsanları harekete geçiren iki baş anahtar vardır: Korku ve umut. Korku ve kaygıya ne kerte hitap ederseniz, o kadar kazanırsınız!” Trump ve Brexit’in önünü açan anahtarlar nitekim tam da bu; “göçmen”, “küreselleşme” ve “Müslüman” korkuları olmuştu. Görüyoruz ki süreçte CA’nın parmağı varmış. Nasıl olmasın? CA’nın başstratejisti, ABD “alternatif sağ”ının temsilcisi Steve Bannon. Projeyi fonlayan Bannon’ın mülti milyarder sponsorları Robert ve Rebekah Mercer. Hedef ise Avrupa’yı Brexit’le bölmek ve Beyaz Saray’a Trump’ı çıkartmak suretiyle liberal demokrasileri çaptan düşürmek. Türkiye’de “üst akıl, üst akıl” deniyor ya, “üst akıl” artık böyle çalışıyor. Zagreb’de kafalar karışık! Hırvatistan’da, kadınlara yönelik şiddetin engellenmesini içeren Avrupa Konseyi bünyesindeki İstanbul Sözleşmesi tartışma yarattı. Katolik Kilisesi destekli muhafazakâr kanat, sözleşmenin mecliste kabul edilmemesi için dün Zagreb’de protesto düzenledi. Muhafazakârlar, sözleşmenin “kadınları koruma kisvesi altında cinsiyet ideolojisini teşvik ettiğini, aile değerlerini zayıflattığını” öne sürüyor. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle