22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 13 Mart 2018 8 haber EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Umut Oran Şükran Soner Murat Sabuncu Yalçın Doğan ‘KAPTANIN GEMİSİ GAZETESİDİR’ CHP Genel Sekreteri Akif Hamzaçebi, eski CHP milletvekili Umut Oran ve gazeteci Yalçın Doğan, gazetemizi ziyaret etti. Konuklarımız Akın Atalay’ın hala cezaevinde tutulmasına tepki gösterip mahkeme hakimine göndermede bulundu Genel Yayın Yönetmenimiz Murat Sabuncu ve muhabirimiz çekerek “Düşüncelerinden dolayı tutuklu olan diğer gazeteciler de tahliye olduğunda da yapacaktır. Bunun mücadele li olduğunu düşündüğümüzsini veriyoruz. Cumhuriyet ga de bu insanları 500 gün rehin zetesi yaşamına devam ettiği tutmak ne insan hakları, ne mek ve Türkiye’yi karanlıktan aydınlığa, gericilikten ilericiliğe taşıyabilmek. Bunun son derece dik ve onurlu durdular. Çökmüş bir davayı hem Türkiye’ye hem dünya Ahmet Şık’ın tahliyesinin ar ha da mutlu olacağız. Cum sürece Türkiye’de her şey gü demokrasi ne de basın özgür için mücadele ediyoruz” şek ya savunmalarıy dından, gazetemize dayanış huriyet davası sıradan bir da zel olacaktır” diye konuştu. lüğüne uyan bir şey. Türkiye linde konuştu. la, hukuki süreç ma ziyaretleri sürüyor. CHP Genel Sekreteri Akif va değildir. Bu dava Cumhuriyet gazetesini teslim alma ‘Atalay içerde rehin’ açısından kaygılı bir durum. Elâlem Mars’a gitmeyi, üç bo ‘İflas etmiş bir dava’ le, duruşlarıyla gösterdiler. Akın Hamzaçebi dün Şişli’deki mer ya, susturmaya yönelik bir da Eski CHP milletvekili Umut yutlu yazıcılarla insan haya Gazeteci Yalçın Doğan ise içerde, buruk kez binamıza gelerek Genel vadır. Başından itibaren hak Oran, Akın Atalay’ın rehin tını uzatacak şeyler düşünür “Çoktan iflas etmiş bir dava. bir sevinç içi Yayın Yönetmenimiz Murat sız bir davaydı. Bir demokra alındığını belirterek “Geçmiş ken Türkiye’nin hızla ortaça Hâlâ dava devam ediyor. Akın mizde var” diye Sabuncu ile görüştü. Hamza si ayıbıdır. Eğer bu gazete sus olsun derken buruk bir geçmiş ğa doğru sürüklenmesi kabul Atalay ‘kaptan gemiyi en son konuştu. çebi, Sabuncu ve muhabirimiz turulsaydı demokrasiyi, laik olsun diyoruz. 500 güne yakın edilemez bir şey. Bu davanın terk eder’ gibi garip bir gerek l İSTANBUL/ Ahmet Şık’ın özgürlüğe kavuş liği savunan önemli bir mevzi bir süredir haksız, hukuksuz siyasi bir dava olduğunu bi çeyle içerde tutuluyor. Kapta Cumhuri masının kendileri için mut susturulmuş olacaktı. Başarılı tutuklu kaldılar. Bunun kar liyoruz. Ortada suç yok ama nın gemisi cezaevi değil Cum yet luluk verici olduğunu söyle olamadılar, olamayacaklar. Bu şılığı nasıl ödenebilir? Sevi ceza ve yargısız infaz var. Ga huriyet gazetesidir. O cümle di. Hamzaçebi, gazetemiz İcra davanın sonucu ne olursa ol nilecek bir durum değil haki zeteciliğin, demokrasinin yar de çok anlamlı bir cümle de Kurulu Başkanı Akın Atalay’ın sun Türkiye’de demokrasi bir katen. Hayatta bir günün hat gılandığı bir süreç. Bütün ça ğil. Herkesin üzerinde durdu hâlâ içerde olduğuna dikkat gün çok güçlü şekilde dönüş ta bir saatin ne kadar önem bamız bu süreci normalleştir ğu ve birleştiği nokta hapiste Akın Atalay Kafa karıştırdıDURUŞMASIBUGÜN KORKUNÇ BİLANÇO 19 çocuk patlayıcı Nursel Tanrıverdi Çelişkiyi sordu dava açıldı Eğitim Sen üyesi felse fe öğretmeni Nursel Tanrıverdi hakkında “halkın bir kısmının dini duygularını aşağıladığı” iddiasıyla açılan dava bugün başlıyor. 7 Şubat 2017 tarihinde 686 sayılı KHK ile ihraç edilen Tanrıverdi, dün Eğitim Sen 3 No’lu şubede yapılan toplantıda, ihraç edilme gerekçesini hâlâ bilmediklerini söyledi. Meslekten ihraç edilmesini aylardır Bakırköy Meydanı’nda yaptığı oturma eylemiyle protesto eden Tanrıverdi, hakkında açılan davayla ilgili şunları söyledi: “Hakkımda ihraçtan bir ay önce bir soruşturma başlatıldı, ihraç edildikten sonra ifadeye çağrıldım. ‘Memur olmadığım için ifade vermeyeceğim’ dedim. Dosya Kağıthane İlçe Milli Eğitim tarafından Ankara’ya gönderilmiş. Soruşturmanın konusu ise öğrencilerin benim dersim sırasında din kültürü dersinin ödevini yapmaya çalışırken ödevin konusunu sormamla ilgili. Aralık ayında, Kutlu Doğum Haftası nedeniyle bir ödev verildiğini söyleyen öğrencilerime, ‘Kutlu Doğum Haftası nisanda, biz aralıktayız. Bu bir çelişki değil mi? Bir insan iki kez doğar mı? deyişim. Buradan çıkarılan sonuç halkın bir kısmının dini değerlerine alenen hakaret etmek olmuş. Ben, okulun felsefe öğretmeniyim. İşim doğru düşünmenin yol ve yöntemlerini soru sorarak öğretmek. Bunu benim sorgulamamdan dolayı suçlanmak ise en hafif tabiriyle cehalettir.’’ l Eğitim Servisi Dönemin İstanbul İl Jandarma görevlilerinden Karakaya, Dink’i kapıcısına soran maskeli kişilerin mafya olduklarını öne sürdü, görüntüleri reddetti İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dün başlayan ve cuma gününe dek sürmesi planlanan Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin davada, ilk olarak dönemin İstanbul Jandarma İstihbarat TİM komutanı Yüzbaşı Muharrem Demirkale’nin savunma vermesi istendi. Ancak Demirkale, savunmasını hazırlayamadığını söyleyerek mahkemeden süre istedi. Bunun üzerine dönemin İstanbul İl Jandarma görevlilerinden Yavuz Karakaya’nın savunmasına geçildi. Karakaya, iddianamede kendisine isnat edilen suçlamaların hiçbir somut delile dayanmadığını, soyut değerlendirmeler olduğunu savunarak suçlamaları reddetti. Tetikçi Ogün Samast’ın cinayetten 9 yıl sonra aleyhinde verdiği ifadeleri inandırıcı bulmadığını söyleyen Karakaya, “Ogün Samast 9 yıl sonra verdiği ifadesinde, İstanbul’da kendisini takip eden kişileri tanıdığını söylüyor ve beni tespit ediyor” dedi. Olay günü Muharrem Demirkale’nin yönlendirmesiyle Ogün Samast’ın görüntüleri çektiği iddia edilen Karakaya, şöyle konuştu: “Bahsedilen görüntülerin gerçekte var olup olmadığı ortaya konulamamıştır. Bana gönderilen iddianame içeriklerinde böyle bir görüntü yok. Hakkımdaki bir diğer delil de, TEM şube tarafından hazırlanan görüntü inceleme tespit tutanağı. Bu da hiçbir maddi delile dayanmıyor. Akbank güvenlik kamerası incelemesi sonrası soyut, yorum ötesine geçmeyen bir belgedir. Beni o görüntülerdeki ki ADALET TALEBİ İÇİN YİNE ADLİYEDELER Hrant’ın Arkadaşları duruşma öncesi adliye binası önünde açıklama yaptı. Hrant’ın Arkadaşları’ndan Bülent Aydın’ın yaptığı açıklamada, geçen haftalarda mahkemenin Trabzon Jandarması’ndan Okan Şimşek ve Veysal Şahin’i tahliye ettiğini anımsattı. 85 sanıklı davada tutuklu sayısının 9’a indiği, 10 sanığın ise firari olduğunu kaydeden Aydın, Dink cinayeti soruşturmasında görev yapan savcı Muammer Akkaş hakkında hazırla nan iddianamenin de mahkemeye gönderildiğini söyledi. 11 yıldır sürdürdükleri adalet mücadelesinde işaret edilen yerlere yeni bakıldığını kaydeden Aydın, “Gerçekler görülecek mi, adalet yerini bulacak mı, henüz bilmiyoruz. Adalet talebimizi bir kez daha haykırmak için buradayız. Gerçek katilleri hak ettikleri cezayı alana, bu alçak cinayetin tüm ortaklarından hesap sorulana kadar, biz bitti demeden bu dava bitmez” dedi. şiye önce TEM şubede’ki polisler benzetmiş sonra da Yusuf Bozca’ya bu görüntüleri onaylatmaya çalışmışlardır. Yusuf Bozca ise mahkemede verdiği ifadesinde, söz konusu görüntülerde kimseyi tespit etmediğini, teşhis konusunda TEM polisleri tarafından baskı uygulandığına dair bilgi vermiştir. Sahte video bel gesiyle adım kirletildi, aylardır tutuklu bulunuyorum.” Dink’in kapıcısının olaydan 2 ay önce maskeli kişilerin Dink’i sorduğu yönündeki beyanlarında bahsettiği kişilerin kamu görevlisi olamayacağını iddia eden Karakaya, bu kişilerin “mafya” olduğunu savundu. Karakaya, 9 yıl sonra suçlama konusu yapı lan görüntüleri ise “İhtiyaca göre yeniden yorumlanan görüntüler ve ifadeler” olarak değerlendirdi. Karakaya, görüntülerde kendisine benzetilen kişinin telefonla konuştuğunun görüldüğünü, ancak olay günü kendisinin telefonunun olay yerinden sinyal vermediğini söyledi. l İSTANBUL / Cumhuriyet WASHINGTON POST: Erdoğan Türkiye’yi cezaevine dönüştürdü ABD’nin Washington Post gazetesinin editoryal yazısında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’yi totaliter bir cezaevine dönüştürdüğü ileri sürüldü. Erdoğan yönetiminde tweet atmanın bile suç sayılabileceği belirtilirken Türkiye’nin zaten tehlikede olan demokrasisinin diktatörlüğe evrildiğine dikkat çe kildi. Erdoğan’ın 2016’daki darbe girişiminin ardından baskı kampanyasına giriştiği belirtilirken 60 binden fazla kişinin tutuklandığı, 150 binden fazla kişinin ise işlerinden olduğu hatırlatıldı. Türkiye’nin bir zamanlar güçlü, bağımsız bir basını olduğuna dikkat çekilen yazıda Cumhuriyet davası da hatırlatıldı. Göstermelik duruşma ların Türkiye’nin demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğü normlarından ne kadar uzaklaştığını gösterdiğine dikkat çekildi. Erdoğan’ın Rusya, Çin, Mısır, Küba gibi ülkelerle aynı yolda yer aldığı savunulan yazıda “Erdoğan kulaklarını tıkasa bile ABD ve diğer ülkeler yüksek sesle protesto etmeli” ifadeleri kullanıldı. l Dış Haberler kurbanı Hakkâri’nin Şemdinli ve Yüksekova, Diyarbakır’ın Sur ve Silvan, Şırnak’ın Cizre, İdil, Silopi, Mardin’in Nusaybin ve Dageçit, Ağrı’nın Diyadin, Siirt’in Şirvan, Tunceli’nin Pertek ilçesi gibi çatışmalı bölgelerde basına yansıyan verilere göre son 2 yılda 19 çocuk yaşamını yitirdi, 36 kişi de yaralandı. Gazetemize değerlendirmelerde bulunan İHD Genel Başkan Yardımcısı ve Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici, “Çatışmalı alanlarda bulunan patlayıcı maddeler ve mayınlar sonucu yaşamını yitiren veya yaralanan çok sayıda çocuk oluyor. Sürekli raporlar paylaştık yetkililerle. Sivil insanların yaşam alanlarında hiçbir patlayıcı maddenin bırakılmaması noktasında hassasiyet gösterilmesini istedik ama sonuç alamadık. Umuyoruz ve diliyoruz ki bundan sonra dikkat edilsin. Yılda ortalama 1015 çocuk bu şekilde yaşamını yitiriyor veya sakat kalıyor. Biz devletten talepte bulunduk; mayınlı alanların belli olması, görülebilir şekilde olması ve operasyon sonucu patlayıcıların, bırakılmaması gereken cisimlerin toplanması temelinde çağrılarımız oldu. Görüşmeler yapmak istedik ancak OHAL sürecinde muhattap bulmakta sıkıntı yaşadığımızı ifade etmek isteriz” dedi. Bir ölüm daha Öte yandan Hakkâri’nin Yüksekova ilçesi Güngör mahallesinde geçen cumartesi günü 10 yaşındaki Berat Oktay, bulduğu cismin patlaması sonucu yaşamını yitirmişti. Pazar günü ise yine aynı mahallede İbrahim Akdağ (30) evinin bahçesinde istiflediği odun ve çalılarla uğraştığı sırada, çalıların arasındaki bir cismin patlaması sonucu ağır yaralandı. l Yurt Haberleri C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle