22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 13 Mart 2018 EDİTÖR: EMRE DEVECİ TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Açıkta kaldıkZCİ4AR5RVİAEASYÇİINNIKDE ekonomi 11 Ocakta bir aylık açık 7.1 milyar, 12 aylık açık da 51.5 milyar dolar oldu. Dört yılın zirvesine yükselen cari açık sıcak parayla finanse edilirken, ekonomi ısınıyor Doların ateşi yine yükseldi Cari açığın beklentilerin de üzerinde gelmesiyle dolar ve Avro’da sert yükseliş kaydedildi. Dün güne 3.81 seviyesinde başlayan Dolar/TL kuru, cari açık verisiyle 3.8444 seviyesine zıpladı. Dolar/TL kuru son bir ayın zirvesine ulaşırken, güne 4.69 seviyesinden başlayan Avro/TL kuru da 4.72’nin üzerine çıktı., Societe Generale Gelişen Piyasalar Direktörü Phoenix Kalen, Dolar/TL kurunun yıl ortasında 3.92’ye, yıl sonunda 4’e yükselebileceğini ifade etti. Altın ticaretinde rekor açık Merkez Bankası’nın dün açıkladığı verilere göre ocakta altın ithalatı 2 milyar 290 milyon dolar olarak gerçekleşirken, altın ihracatı ise sadece 31 milyon dolarda kaldı. Böylelikle yılın ilk ayında altın ticaretinden doğan açık 2 milyar 258 milyon dolar oldu. Bu rakam verilerin kaydedildiği tarihten bu yana en yüksek aylık açık oldu. Altın ticaretinden kaynaklanan 12 aylık açık ise Ocak 2018’de 12 milyar 293 milyon dolara ulaştı. Ocak 2017’de Türkiye, altın ticaretinde açık değil 1.8 milyar dolar fazla vermişti. 2017 sonunda ise altından kaynaklı açık yaklaşık 10 milyar dolar olmuştu. Türkiye’nin altın ithalatı, 2017’de 370 tonu aşarak tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaşmıştı. 2016’da 106.2 ton olan bu rakam, 2017’de yaklaşık 3.5 katına çıkmıştı. İthalata bağımlı Türkiye ekonomisinde cari açık giderek artıyor. Ocakta dış ticaret açı ğında (ithalat eksi ihracat) kayde dilen 7.6 milyar dolarlık artış, ca ri açığa da yansıdı. Merkez Bankası’nın (TCMB) dün açıkladığı ödemeler denge si verilerine göre cari işlemler açı ğı, Ocak 2018’de geçen yılın ay nı dönemine göre tam yüzde 163 ar tarak 7.1 milyar do lara ulaştı. Son 12 aylık cari açık ise 51.5 milyar dolar EMRE DEVECİ la son 45 ayın zirvesine yükseldi. Ocak 2017’de 2.6 milyar dolar olan açık, Ocak 2018’de 4.4 milyar dolar arttı. Açığın milli ge lire oranı ise yüzde 6’ya yaklaştı. Ekonomistler, geçen yıl 47.1 milyar dolar olan cari açığın, 2018’de 50 milyar doları aşabile ceği uyarısında bulundu. Sıcak para Alarm veren diğer nokta, doğrudan yatırımlardan kaynaklanan net girişlerin, bir önceki yılın aynı ayına göre 149 milyon doları azalarak 288 milyon dolara gerilemesi oldu. Doğrudan yatırım azalırken, cari açık sıcak para ile finanse edildi. Hisse ve borç senetlerinden oluşan portföy yatırımlarında net giriş 4.9 milyar dolar oldu. Özetle, yangın kısa vadeli ve kırılgan olan sıcak parayla söndürüldü. Özel sektör ve devlet daha fazla borçlandı. Yurtdışındaki tahvil ihraçlarıyla, bankalar ve diğer sektörler sırasıyla 1.2 milyar dolar ve 493 milyon dolar net borçlanma gerçekleştirdi. Genel Hükümet 2 milyar doları yeni tahvil ihracında bulundu. Diğer yatırımlarda 7.4 milyar dolarlık net giriş gerçekleşti. Yurtiçi bankalar yurtdışındaki mevduatlarından 2.5 milyar dolar Türkiye’ye getirdi. Resmi rezervler de 4.4 milyar dolar arttı. Ocak 2017 Ocak 2018 Goldman: Endişe kaynağı Başta uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları olmak üzere Türkiye ve dünyadan birçok kurum, Türkiye ekonomisi için en büyük risklerden birinin cari açık olduğunu belirtiyor. ABD merkezli yatırım bankası Goldman Sachs’ın dünkü raporunda, cari açığın genişlemeye devam etmesi ve portföy akışlarına yönelik bağımlılıktaki artış ile birlikte dış dengesizliklerin Türkiye ekonomik görünümü için yeniden bir endişe kaynağı haline geldiği kaydedildi. Yani Goldman Sachs da, sıcak paraya olan bağımlılığa vurgu yaptı. Finansman zor 2018’de reel kesim 63.2, finansal kesim 84.3, kamu ise 29.3 milyar dolar dış borcu çevirmek zorunda. Cari açığın da 50 milyar doları aşması durumunda 2018’de Türkiye’nin dış finansman ihtiyacı yaklaşık 230 milyar dolar olacak. Dünyada faizler giderek arttığı için hem borçların çevrilmesi hem de cari açığın finansmanı zor ve maliyetli olacak. Türk tahvillerinde olumsuz dönüş ABD merkezli yatırım bankası Morgan Stanley, Türkiye dahil gelişmekte olan piyasalarda yerel para cinsinden tahvillere ve para birimlerine ilişkin görünümünü “pozitif”ten “nötr”e çevirdi. Kurum, gelişen ve gelişmiş pi yasalar arasındaki reel faiz farkını işaret ederek gelişen piyasaların dış faktörlere karşı daha kırılgan hale geldiğini belirtti. Kurum, dışsal faktörler olarak Fed’in şahinleşmesi, yükselen ticari savaşlara ilişkin riskler ve artan oynaklığa dikkat çekti. Sıcak para bağımlılığı zirvede Yabancıların Türkiye’deki hisse senedi, Hazine tahvili stokları ile bankalara yatırdıkları mevduatlardan oluşan sıcak paranın milli gelire oranı, yüksek cari açıkla birlikte rekor seviyeye ulaştı. Sıcak para stoku, 2017 sonunda 214 milyar dolara ulaşırken, Ocak 2018’de bu rakam yaklaşık 220 milyar dolar oldu. Sıcak paranın milli gelire oranı ise yüzde 25’in üzerine çıktı. Moody’s’ten bir kırık not daha Kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s geçen hafta Türkiye’nin kredi notunu düşürmesinin ardından yedi Türk şirketinin notunu bir kademe indirdi. Şirketlerden beşi yatırım yapılabilir seviyedeki notlarını kaybederken, Moody’s’e açıklamasına göre not indirimleri ülke notlarındaki bir kademe düşüşten kaynaklanıyor. Anadolu Efes, Coca Cola İçecek, Koç Holding, Turkcell ve Ordu Yardımlaşma Kurumu’nun (OYAK) notları yatırım yapılabilir en alt düzey olan Baa3’ten Ba1’e, yani spekülatif olarak adlandırılan düzeye indi. Öte yandan Moody’s, İstanbul ve İzmir Büyükşehir’in notlarını da düşürdü. Kurum, belediyelerin kredi notunu da Ba1’den Ba2’ye indirdi. Yerli derecelendirme kuruluşu geliyor Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Başkanı Hüseyin Aydın, “Ulusal kredi derecelendirme kuruluşu kurma projesine başladık” dedi. Aydın, kredi derecelendirme kuruluşlarının incelenerek iyi uygulamaların belirlendiğini ifade ederek, “Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) yönlendirmesini aldıktan sonra somut adımları atmaya başlayacağız” ifadesini kullandı. 2017 kasımında BDDK Başkanı Mehmet Ali Akben, bağımlılığı azaltmak ve sermaye piyasalarının gelişimine katkıda bulunmak amacıyla milli bir derecelendirme kuruluşu oluşturmaya yönelik çalışmaların sürdürüldüğüne işaret etmişti. l Ekonomi Servisi Ticari kredi faizi 9 yılın zirvesinde F aizlerin yüksekliği ile ilgili eleştiriler gelmeye devam ederken, artış ivmesinin de sürdüğü izleniyor. Merkez Bankası’nın verilerine göre ticari kredi faizleri yine yükselişe geçti. 2 Mart haftası itibarıyla bankalarca uygulanan ortalama ticari kredi faizi yüzde 18.12 olarak kaydedildi. Böylelikle Mart 2009’dan bu yana ticari kredi faizlerinde en yüksek seviye görüldü 18.12 Herkesi dolandırıp kayboldu Çok kısa sürede on binlerce kişiden yüz milyonlarca lira toplayan Çiftlik Bank sırra kadem bastı. Yatırdıkları paraları almak için şirketin İstanbul Ümraniye’deki merkezine giden vatandaşlar, şirketin sessiz sedasız boşaltıldığını öğrendi. Çiftlik Bank Genel Müdürü Niyazi Karakoç’un ise bayilerle bir toplantı yaparak “Ben de kandırıldım. Çift lik Bank’ın sahibi Mehmet Aydın’a ulaşamıyorum. Başınızın çaresine bakın” dediği öğrenildi. Akşam saatlerinde ise üyeler bir başka haberle sarsıldı. Çiftlik Bank’ın Facebook hesabı da kapatıldı. Aylardır gündemde olan, haklarında bir dizi suç duyurusu bulunan Çiftlik Bank ile ilgili en kritik gelişme dün sabah yaşandı. Türkiye genelinde 500 bi ne yakın kişinin üye olduğu Çiftlik Bank’ta bir süredir üyelere ödeme yapılmıyordu. Dün paralarını alabilmek için şirketin Ümraniye’deki binasına çok sayıda kişi gitti. Ancak üyeler, plazada bulunan işyerinin boşaltıldığı bilgisini aldı. Hürriyet’in haberine göre, şirket yetkilileri faaliyet gösterdikleri plazayı hafta sonu boşalttı. Mehmet Aydın Türkiye genelinde 500 bine yakın kişinin üye olduğu Çiftlik Bank’ta bir süredir üyelere ödeme yapılmıyordu. l Ekonomi Servisi İstemezük... Bir emperyal proje olarak İslam dünyası, Ortadoğu, yoksul dünya odaklı, aslında zengin kuzey dünyasının merkez ülkelerinde de farklı boyutlarda eşitlikçi, sosyal devlet paylaşım yükümlülüklerinden kurtulmaya yönelik ötekileştirmelerle.. Barış içinde birlikte yaşam olanaklarının kırılmasını üreten şeytani projelerle, alt kimlik ayrımcılıkları siyasetlerinde, cepheleştirme, parçalama, çatıştırma, gettolaştırmalarda sınır tanımazlığın en küçük yerel örgütlenmeden ülkelere, bölgelere.. halkalar halinde yayılmasıyla, dünyanın çivisi iyice çıktı. Bireyin özgürleşmesi süslü cümlecikleriyle beslenen, insan haklarının özünde ayaklar altına alınması sonuçlarını üreten, evrensel insan hakları, hukuk devleti düzenleri, demokrasilerin kazanımlarının, kayıplarının ötesinde, insanlık dışı, vahşi, gayri ahlaki bireysel, toplumsal şiddetin, vahşi boyutlarıyla yüz yüze kalıyoruz.. Türkiye Cumhuriyeti’nin tüm kazanımları, değerleriyle yıkılması, parçalanması hesapları içinde, ılımlı İslam projesini pazarlamaya yönelik yeni Osmanlıcılık düşleri öylesine cilalandı ki.. Osmanlı geçmişimiz reddedilmeden gerçekleriyle değerlendirilmesi engellenerek öylesine beyinler yıkandı ki.. Osmanlı gerçekleri içinde, sonuçta paramparça oluşun ötesinde, çok yoksul, çok eğitimsiz, çok geri bırakılmış, milyonların, can, kan bedeli yanında, çağdışı yaşam koşullarında, çöküşe, salgın hastalıklara düşürülmüş olmaları gerçeklerinin üzerine sünger çekildi. HHH Fetih yıllarının efsane padişahları dizileri cilalı, şaka değil medya güdüleme gücünü elinde tutan İktidarlarının 16 yıllık erkinde, en çok yaşam tarzı dayatmalarında, siyasal İslam cemaat örgütlenmelerinin önü açılmış olarak, toplumsal yaşamın başta eğitim her alanda baskın kamu gücü, erkiyle destek atılmasında yürünmüş yolları hafife almak olanaksız. Dünyada bir benzeri olmayan, başkanlık rejimi maskesinde, güçler ayrılığı seçimi yapılmadan bile fiilen ortadan kaldırmış tek adam düzeninde, Padişah, halife, şehzade dalkavuklukları ne kadar üzücü, şaşırtıcı sonuçlar olsa da sürpriz hiç değil. Ancak gidiş, daha doğrusu çağlar gerisine yuvarlanışın, zorlu koşullarında, kurtuluş, kuruluş savaşları, Atatürk devrimleriyle laik Türkiye Cumhuriyeti’nin, yaşamın her alanına dönük yaratılmış değerleriyle, toplumsal, çağdaş birikimlerini, hafife almak, hakhukuk, demokrasi savaşımını vermede yılgınlık da akıl işi değil. Osmanlı’dan alınabilecek en önemli ders, Fetih yıllarının yakalanmış başarıları, zenginliğinde, dönemin tarihsel süreci içinde Avrupa’dan daha ileri bilgi, toplumsal yönetim, birikimler olgusu ise tepetaklak çöküşte günümüz paralı askerleri yapılanmasına dönüşmüş Yeniçeri ocağı bir tipik örnek, “istemezük’lerin yaşamın pek çok kamu alanına, yağma, yolsuzluklar, inançlar erozyonu, ahlaki çöküş içinde, halkın cehalete, yoksulluğa, üretim dışına sürüklenişi, her türden toplumsal birikim, değerlerin erozyonu ile oluştuğu gerçeğinde saklı değil mi? Eğitimde çağdaş bilimsel gelişimden yararlanmak hak götüre, en geri ülkeler konumuna düşürülmüşsek, çoğunluk eğitim çağındaki gençliğin okulsuz kalmaları, cemaat akımlarının kucağında, akıldışı çocuk tacizleri, kadına şiddet baskılarında patlamalar yaşanıyorsa... Annebabalar susacak mı? İstemezük bireysel şiddet, tehditlerinde ipin ucu öylesine kaçtı ki, taksiciler, vergisiz haksız rekabet kıskacında savaşlar bile ürkütücü. Bir yandan birkaç dakikalık yolu birkaç saatlik dolandırıcılığa çeviren şoförler, onları karın tokluğuna sömürüp yüzlerle taksi sahibi avantacılar. Şiddet ve kirlilikte trafik teröründe her gün yaşananlar. Yaşamın her alanında geçerli kirli çıkar, mafyalaşmış ilişkiler düzeninde gücü gücüne yetende. Yıllarla siyasal İslamcı kutsal iktidarları ittifakında atılan adımların, işlenmiş ortak siyasal suçların hesaplaşmasında, ezilen siyasal erk katındaki sorumlular parmakla, tabanda kuşkusuz yüz binler birden sorumlu olamayacağına göre, haksız bedel ödetilenler en alttakiler. Yıllarca kör kör parmağım gözüne, sınav sorularının çalınmasına seyirci kalınacak, sonra da bu sınavlarla işe, yükseköğrenime girmiş on binler, yıllar çalıştıktan, okuduktan, meslek sahibi olduktan sonra işlerinden, diplomalarından olacaklar. Bu uygulamaların da adı hakça, hukukça sayılacak.. İstemezük’ler çok acımasız, çok çabuk, yılların kazanımlarından uçurumlara sürükleniş de olabilir.. Akıl bir tek çıkışı; hakhukukdemokrasi, değerler cephesinde, laik anayasal Cumhuriyet, Atatürk devrimleri kazanımlarında, parçalanmadan buluşmayı gösteriyor... 106 milyar sigara içildi Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, 2017 yılında sigara tüketiminin 106 milyar adeti geçtiğini açıkladı. Yurttaşların sigara maliyeti 60 milyar TL’ye yaklaştı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın sigaraya karşı savaşında başa dönüldü. Sigara tüketimi Erdoğan’ın talimatıyla kapalı mekânlarda sigara yasağının uygulanmaya başlandığı 2009’daki verilere geri döndü. CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer’in soru önergesine yanıt veren Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Eşref Fakıbaba şu bilgileri verdi: 2009’da düşüşe geçen sigara tüketimi 3 yılda yeniden artarak, 2017’de 106 milyar adete sigaraya ulaştı. 2016’da 5 milyar 274 milyon 432 bin 640 paket sigara satıldı. l ANKARA / Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle