18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 2 Şubat 2018 10 Cezaevinde gözaltı karakolda tutuklama haber EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN GAZETECİ ABDİ İPEKÇİ, KATLEDİLİŞİNİN 39. YILINDA ANILDI Büyükada davasında hakkında tahliye kararı çıkan Taner Kılıç, savcılığın itirazı üzerine tahliye edilmeden bir kez daha tutuklandı Af Örgütü Türkiye Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı avukat Taner Kı lıç hakkında Büyükada davasın da verilen tahli ye kararına duruş ma savcısı itiraz etti. İtirazın üst mahkemece kabul CANAN COŞKUN edilmesinin ardından Kılıç tahliye olamadan yeniden AYM KARARI BAĞLAMIYOR, ÜST MAHKEME BAĞLIYOR Taner Kılıç’ın yeniden tutuklanmasına ilişkin karara hukukçulardan da tepki geldi. Dosya avukatlarından Aynur Tuncel Yazgan, 1 Haziran 2005’ten beri yürürlükte olan Ceza Muhakemeleri Kanunu’na göre gıyaben tutuklama yapılamayacağına dikkat çekerek, “Yeni yasada gıyabi tutuklama olmadığı için böyle bir liye etmiştir. Bu durumda tutuklama kararı kesin değildir, karara itiraz edilebilir” dedi. Yazgan, son dönemde yerel mahkemelerin Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) kararlarını tanımadıklarını da anımsatarak, “Yerel mahkemeleri AYM kararı bağlamıyor da aynı derecedeki mahkemenin kararı mı bağlıyor” diye sordu. itiraz etmesi üzerine diğer ağır cezanın tutuklama yetkisi ilk kez Taner Kılıç üzerinde uygulanıyor. Dosyanın hâkimi olan mahkemenin serbest bıraktığını, dosyayı bilmeyen mahkeme tutukluyor. Alpay/Altan ve Taner Kılıç kararlarının kısa özeti: Ağır ceza mahkemesini AYM kararı bağlamaz ama bir sonra sayılı ağır cezaevine gönderildi. Af Örgütü Türkiye Şubesi Yö netim Kurulu Başkanı Taner Kılıç, Haziran 2017’de ByLock kullanıcısı olduğu iddiasıyla tutuklanmıştı. Kılıç’ın dosyası uygulama olamaz” dedi. Yazgan, yasaya göre hakkında salıverme kararı verilmiş bir sanık için yakalama kararı çıkarılabileceğini belirterek, “İstanbul 35. Ağır Ceza Mahkemesi, Taner Kılıç’ı tah Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden Yard. Doç. Dr. Kerem Altıparmak da Twitter hesabından paylaştığı mesajında, “Son KHK ile getirilen ağır cezanın tahliye kararına savcının ceza kararı bağlar. Bu durumda yargı piramidinin en üstünde bir sonraki ağır ceza mahkemesi yer alır. AYM’nin nerede yer aldığı ise tümüyle belirsiz” yorumunu yaptı. Büyükada’da dijital güvenlik ve stresle mücadele toplantısında gözaltına alınarak 113 gün tutuklu kalan hak savunucularının dosyası ile birleştirilmişti. Adli bilişim uzmanı Tuncay Beşikçi ile yaptığı çalışmalar sonucu ByLock mağduriyetlerinin ortaya çıkaran adli bilişim uzmanı Koray Peksayar, davanın 22 Ka lefonuna yüklediğini belirten Kılıç, kendi gibi mağdurların tespit edilemediğini söylemişti. Mahkemenin Kılıç’ın tahliye edilmesi yönünde karar vermesinin ardından savcı Caner Babaloğlu, karara itiraz etti. Babaloğlu, itiraz dilekçesinde, Kılıç’ın ByLock programını kullandığını iddia ederek, “Örgütsel bağ ve hiye va sanıklarından Af Örgütü Türkiye Şubesi Direktörü İdil Eser ve İnsan Hakları Gündemi Derneği üyesi avukat Günal Kurşun ile irtibatı olmasının Kılıç’ın örgüt içindeki konumu ve eylemlerinin çeşitliliği, yoğunluğunu net şekilde ortaya koyduğunu iddia etti. Tahliye kararı veren heyetin kararda usul ve ya sına karar verdi. ‘Yeni belge yok’ Hakkında tahliye kararı olmasına karşın tüm bu işlemler sırasında Aliağa Cezaevi’nden tahliye edilmeyen Kılıç, jandarma tarafından gözaltına alınarak karakola götürüldü. Geceyi karakolda geçiren Kılıç, dün Ses ve sım 2017 tarihli duruşmasında rarşi içerisinde örgüt üyeliğini saya aykırı bir yön bulmama Görüntü Bilişim Sistemi aracılı Kılıç’ın telefonuna hiçbir şekilde devam ettirmesi, örgütün lider sı nedeniyle itiraz, aynı gün bir ğıyla yargılamayı yapan İstan ByLock yüklenmediğini ifade et ve yönetici kadrosundaki diğer üst mahkeme olan İstanbul 36. bul 35. Ağır Ceza Mahkemesi’ne mişti. Kılıç, davanın önceki gün kişilerden emir ve talimat alarak Ağır Ceza Mahkemesi’nce ince bağlandı. Beyanı sorulan Kılıç, görülen son duruşmasında, “Mor örgütsel faaliyet gösterdiğinin lendi. Mahkeme, itiraza ilişkin “Dosya, yeni bir dosya değildir. Beyin” programının altına yer en belirgin delilidir” dedi. incelemesinde, savcının iddia İtirazı inceleyen mahkemenin leştirilen programları kullandıkları için iradeleri dışında ByLock Örgüt çıkarma çabası sını aynen kopyalayarak, delillerin tam olarak toplanamadığı bu kadar kısa süre içinde dosyaya vâkıf olması mümkün değil IP’lerine yönlendirildikleri orta Büyükada’daki toplantının nı ancak kuvvetli suç şüphesi dir. Dosyaya yeni bir belge gir ya çıkan 11 bin 480 kişilik liste terör örgütleriyle ilişkilendi nin varlığını gösteren somut de memiştir. Kararınızda direnme ye değinmişti. “Mor Beyin” prog rildiğini öne süren Babaloğlu, lillerin olduğunu belirtti. Savcı nizi talep ediyorum” dedi. Beya ramının altına yerleştirilen prog Kılıç’ın bu toplantının organi nın talebini kabul eden mahke nın ardından müzakereye çeki ramlardan “Kıble Pusulası” ve zasyonunda etkin rol aldığını me, Kılıç’ın tutuklanmasına yö len heyet, Kılıç’ın tutuklu yargı “Namaz Vakitleri”ni 2014’te te savundu. Babaloğlu, Kılıç’ın da nelik yakalama emri çıkarılma lanmasına karar verdi. Türkiye’de hukuk yok Dünyada hukukun üstünlüğünü ilerletmeyi amaçlayan Washington merkezli bağımsız düşünce kuruluşu Dünya Adalet Projesi, 113 ülkede hukukun üstünlüğüne ne kadar uyulduğunu ölçen yıllık raporunu açıkladı. Kuruluşun 2015’teki raporunda 91’inci, 2016 yılındaki raporunda 99’uncu sırada olan Türkiye, 2017’de iki basamak daha gerileyerek 101’inci sıraya yerleşti. 110 bin hane halkı ve 3 bin uzmanla yapılan anketi temel temel alarak hazırlanan 194 sayfalık raporda ülkeler, hukukun üstünlüğüyle bağlantılı sekiz kategoride performans değerlendirmesine tabi tutuldu. Bu sekiz kategori, “hükümet yetkilerinin sınırları”, “yolsuzlukla mücadele”, “açık hükümet”, “temel haklar”, “düzen ve güvenlik”, “düzenleyici uygulamalar”, “medeni hukuk” ve “ceza hukuku” olarak sıralanıyor. Bu kategorilerin ortalamaları temel alındığında Türkiye toplamda 113 ülke arasında 101’inci, Do Dünya Adalet Projesi’nin yıllık raporlarında sürekli gerileyen Türkiye, 2017 yılını da 113 ülke arasında 101’inci sırada tamamladı ğu Avrupa ve Orta Asya bölgesinde 13 ülke arasında sonuncu, üst orta gelirli ülkeler arasında da 36 ülke arasındaysa sadece Venezüella’yı geçerek 35’inci sırada yer aldı. Türkiye’nin sekiz kategori arasında en kötü performans gösterdiği alan ‘hükümet yetkilerinin sınırları’ kategorisinde oldu. Türkiye bu kategoride 113 ülke arasında, Zimbabwe ve Venezüella’nın önünde 111’inci sırada yer bulabildi. Türkiye temel haklar konusunda da 107’inci sırada yer aldı. Rapora göre, 113 ülke arasında en büyük gerileme, temel haklar alanında yaşandı. Bu ölçekte 113 ülkeden, ABD’nin de içinde bulunduğu 71 ülkenin puanları düştü. Geçen yıla göre 1 basamak düşen ABD, 19’uncu sırada yer buldu. İkinci en büyük gerileme de hükümet yetkileri üzerindeki denetleme alanında oldu. Bu alanda 113 ülkenin 64’ünde düşüş gözlendi. Raporda, Danimarka, Norveç ve Finlandiya en üst sıralarda, Afganistan, Kamboçya ve Venezüella da en alt sıralarda yer aldı. l Dış Haberler DİNK DAVASI’NDA SANIK JANDARMA İFADE VERDİ ‘Yasin Hayal’in fiş kaydı yoktu’ Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dün görülen davada, dönemin Trabzon jandarma istihbarat görevlisi Hacı Ömer Ünalır savunma yaptı. Cinayet öncesinde Trabzon İl Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şubesi’nde aşırı sağ faaliyetlerden sorumlu olarak çalıştığını söyleyen Ünalır, Ağustos 2006’da dava sanıklarından jandarma Okan Şimşek’ten Yasin Hayal’in cinayet planı ile ilgili ihbarı duyduğunu, birkaç gün sonra da şube müdürüne arz ettiğini söyledi. İhbarın istihbarat toplantısında il jandarma komutanı Ali Öz’e söylendiğini öğrendiğini aktaran Ünalır, “Birkaç gün sonra unsur komutanım Okan Şimşek’e gittim, notla ilgili emir almadığımızı söyledim. Okan Şimşek şu be müdürüyle görüştüğünü ve bana emir vereceğini söyledi. Cinayet gününe kadar bu konu bir daha gündeme gelmedi” dedi. Ünalır, “Cinayet zanlısının Yasin Hayal olduğunu düşünüyorduk ancak görüntülerdeki kişiyi Hayal’e benzetemedik. Ertesi gün emniyete gittik. Hayal’in alındığını gördük. Soruşturma başlayınca ‘şubede gerçeği anlatacağız’ diye karar alındı. Gerçeğe aykırı düzenlendiği belirtilen haber kayıt formu ile ilgim yoktur. Yasin Hayal ismini Dink cinayet ihbarına kadar ne duydum, ne de hakkında bir fiş kaydı vardı. Göreve başladığımda arşivlerde çalıştım. Ancak Yasin Hayal adını hiç görmedim. Ne fişi vardı, ne de takip kararı vardı. Hayal ile ilgili emniyet de herhangi bir ikaz bilgisi bize göndermedi” dedi. l İSTANBUL / Cumhuriyet Kolcuoğlu uğurlandı Eski İstanbul Barosu Başkanı Kazım Kolcuoğlu, Levent Afet Yolal Camii’nde kılınan cenaze namazının ardından son yolculuğuna uğurlandı. 73 yaşında hayatını kaybeden eski İstanbul Barosu Başkanı Kazım Kolcuoğlu için düzenlenen törene Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, İstanbul Barosu Başkanı Murat Durakoğlu, Şişli Belediye Başkanı Hayri İnönü, Beşiktaş Belediye Başkan Vekili Tahir Doğaç, aile yakınları ve avukatlar katıldı. l İHA Toplum için adalet İstanbul Şişli’deki evinin önünde uğradığı suikast sonucu hayatını kaybeden Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni ve Başyazarı Abdi İpekçi, katledilişinin 39. yılında Zincirlikuyu’daki mezarı başında düzenlenen törenle anıldı. Törene, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) üyeleri ile İpekçi’nin meslektaşları, arkadaşları, Milliyet gazetesi çalışanları katıldı. İlk konuşmayı İpekçi’nin kızı Nükhet İpekçi İzet yaptı. Geçen 39 yılda resmi belirsizlik, örtbas etme, cezasızlık olduğunu ve bu bilinmezliklerin sürdüğünü belirten İpekçi İzet, şunları söyledi: “Öldür diyenler yargılanmadı. Öldürenin korunma ve kaçırılma giderlerini karşılayanlar yargılanmadı. Etrafı toz duman edenler, delilleri süpürge lerle yok edenler, kayıtları silip dosyaları kaybedenler yargılanmadı. Adalet beklentisini; bazıları, kin ve intikam dürtüleriyle karıştırıyor. Halbuki hakikatin ortaya çıkarılması ve resmen kayda geçirilmesinden öte bir talebim yok. Bu böyle bir talep ki, öldürten odaklara şuurlu veya şuursuz hizmet edenleri bile huzura kavuşturabilir. Hukuk, ailenin acısını dindirmek için değil, toplumun yararına olmalı diye tekrar edip duruyorum.” TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş ise Abdi ipekçi başta olmak üzere, tüm gazeteci cinayetlerinin bir demokrasi ve insanlık ayıbı olarak gördüğünü belirterek “Abdi İpekçi, evrensel gazetecilik ilkelerini büyük bir titizlikle uygulayan bir usta, onu hiç unutmuyoruz” diye konuştu. l İSTANBUL / Cumhuriyet GAR KATLİAMI DAVASI Katliamcılar sır vermedi 10 Ekim katliamı davasında yargılanan tutuklu sanıklar, Antep’teki hücre evinden çıkan IŞİD’li ler ile Suriye’deki kamplardaki fotoğraflara yansıyanların isimlerini vermekten kaçındı. 100kişinin yaşamını yitirdiği 10 Ekim Ankara katliamına ilişkin süren davadaki tutuklu sanıklar, katliamın organize edildiği Gaziantep’deki hücre evinin güvenlik kameralarına birlikte yansıdıkları ve emniyetin kimlik tespiti yapamadığı için xy olarak ifade ettikleri kişilerin isimlerini vermekten kaçındı. Sanıklar, Suriye’deki kamplarda, Gaziantep ve Elazığ’da çekilen bazı fotoğraflarda kimliği tespit edilemeyen IŞİD üyelerinin isimlerini de vermeyerek, “tanımıyoruz” savunması yaptı. Müşteki avukatların, sanıkların örgütsel konumlarını anlatması üzerine sanıkların salonda gerginlik çıkarması dikkat çekti. ‘Örgüt hâlâ faal’ Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın dünkü duruşmasına 17 tutuklu sanık katıldı. Müşteki avukatı Ahmet Özdel, duruşma başında söz alarak sanıkların tek tek örgütsel konumlarını dosyadaki delillerle ortaya koydu. Özdel, sanıkların bir tanesinin bile fotoğraflardaki x1, x2’nin kim olduğunu söylemediğini belirterek, “Pişman olsalar söylerlerdi. Bu davada, örgütün şeması çizilmedi. Bu davadaki sanıklar üye değil yönetici konumunda. Örgüt hâlâ faal durumda ve sanıklara güven veriyor. Örgüt, tutuklu Burak Ormanoğlu’na örgüt üyeliğinden yargılanan birini gönderip görüşme yapıyor” dedi. “Kasap Bedo” olarak anılan sanık Metin Akaltın’ın bir gün bile hayvan taşıdığını gösteren fotoğraflar olmadığını belirten Özdel, “Kasaplıkla ilgisi yok. Ancak telefonunda kafa kesme görüntüleri çıkıyor. Evinde patlayıcı malzemesi çıkıyor. Yunus Emre Alagöz ile fotoğrafı var” diye konuştu. Özdel, Suriye’de olduğu dönemde Metin Akaltın’ın sanık eşi Hatice Akaltın’a “Maaşını aldın mı? Bir ihtiyacın var mı? Biz cennet yolundayız” diye mesaj attığını, buna karşılık “Biliyorum demek ordasınız” karşılığını verdiğini açıkladı. Özdel, sanık Yakup Karaoğlu’nun sınırı geçen her IŞİD militanı ile görüştüğünü söyledi. Avukatın etkili sözleri üzerine sanıkların, bir yandan avukatlara karşılık vermesi, diğer yandan arkalarına dönerek müştekilere bakması, salonda gerginliğe neden oldu. Mahkeme Başkanı Selfet Giray, bu nedenle sanıkları uyardı. Mahkeme, duruşma sonunda tutuklu sanıkların tahliye taleplerini reddetti. Soruşturmayı yürüten üç savcı hakkında avukatların suç duyurusunda bulunulması talebini reddeden mahkeme, dava dosyası kapsamında istenilen belgeleri göndermeyen Gaziantep ve Ankara Adliyesi’ndeki yetkililer hakkında suç duyurusunda bulunma uyarısı yapılmasına karar verdi. Duruşma 4 Nisan’a ertelendi. l ANKARA / Cumhuriyet Almanya AİHM’ye görüş bildirdi ‘Yücel haberinden ötürü tutuklandı’ Almanya Hükümeti, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) gazeteci Deniz Yücel’in tutuklanmasıyla ilgili görüşünü bildirdi. Die Welt gazetesinin haberine göre, Alman hükümeti Yücel’in “haberlerinden ötürü” tutuklandığı ve tutukluluğunun Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde düzenlenmiş olan temel hak ve özgürlüklere aykırı olduğu görüşünü savundu. Adalet Bakanı Heiko Maas gazeteye yaptığı açıklamada, “Eleştirel haberciliğin baskı altında tutulması basın özgürlüğü konusundaki anlayışımızla bağdaşmamaktadır” dedi. Maas, federal hükümetin Yücel için adil bir yargılama yapılması için her şeyi deneyeceğini söyledi. l Haber Merkezi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle