22 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 19 Şubat 2018 haber EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: BAHADIR AKTAŞ 5 Seçim atmosferi ve CHP’DEKADINLARYARIŞTI partilerde son durum 2019’a Afrin operasyonunun etkisi, ittifakın AKP ve MHP’ye getirecekleri götürecekleri, CHP’nin adayının kimliği, İYİ Parti, SP ve diğer aktörler... Kâğıt üzerinde seçimlere bir yıldan fazla zaman var ama adı konmadan, tarihi açıklanmadan seçim atmosferi yaşanıyor. Ekonomide, dış politikada, günlük konuşmalar ve gündemde bariz seçim etkisi hissediliyor. Siyasi gündemin hareketli olacağı bu yılın ilk aylarında partilerin durumuna bakmak, muhtemelen artık her ay yenilenmesi gereken siyasi tabloyu anlamaya çalışmak için biraz soru biraz da cevap: Afrin gündemi sorasında AKP’nin durumu ne? n Geçen yıl yapılan referandum sonuçlarından ve sonrasındaki oy grafiğinden pek memnun olmayan AKP, “metal yorgunluğu” hamlelerinin fazla sonuç vermediği ve sıcak para girişindeki artış ancak durumu idare etmeye yettiği için garantili kartını “erken” kullanmayı seçti: Afrin harekâtı ve etrafında kurulan “milliyetçi teyakkuz”. Metropoll Araştırma’nın verilerini sosyal medyada paylaşan Prof. Özer Sencar, Afrin dolayısıyla milliyetçi oylarda bir hareketlenme olduğunu AKP’nin belirgin bir artış sağladığını söylüyor. Sencar’a göre, AKP’ye oy kayışı ağırlıklı olarak “kararsızlardan” ve kısmen İYİ Parti’den. n Afrin dolayısıyla AKP oylarında bir yükseliş olmasına rağmen hem gündemin ilerleyişinin neler getireceği, hem de böylesi “şok” çıkışların kalıcılığı meselesi biraz tartışmalı. Üstelik, Afrin dolayısıyla oluşan oy artışı, sadece üç ay korunabilmiş olan 15 Temmuz sonrası oy çıkışının da gerisinde. Afrin gündemi, iç politikada amaca uygun bir baskı yaratmaya devam ediyor olsa da, ihtiyaç duyulan “zafer” havasının uzağında. “Takvim verilemeyen” ve tarif edilemeyen “zafer” için bekletilen, “Osmanlı toka dı” vaadiyle yatıştırılan desteğin “sabrı” önümüzdeki günlerde ölçülecek. İttifak netleştikten sonra MHP’de durum nasıl? n Prof. JeanPierre Filiu’nun Rusya Suriye ilişkisini anlatmakta kullandığı Arapça bir kavram var: Tawrit. İki tarafa da yararlı görünen bir durumda, “zayıf”ın “güçlü”yü kendi lehine bir çarkın içine çekmesi için kullanılıyor. MHP’nin AKP ile kurduğu ittifak buna çok uyuyor ve süreç uzadıkça “güçsüz” daha çok yararlanıyor. AKP’nin MHP içinde eriyeceği konusunda çok çabuk karar veren değerlendirmelerin pek doğrulanmadığı, MHP’nin ve asıl olarak Bahçeli’nin avantaj kazanarak durumunu koruduğu görülüyor. n İttifak anlaşmasıyla siyasi pozisyonunu garantilemiş MHP’nin seçmenini Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığına ikna etmekte hâlâ zorluk yaşadığı sır değil. Hazine yardımından olmamak ve mümkünse gücünü toparladığını göstermek için her partinin kendi listesiyle seçime girmesinde ısrarcı olan MHP, seçim sonuçları itibarıyla aldığı oyla Erdoğan’a verdiği desteğin karşılaştırılabileceği bir resim verecek. Erdoğan’ın seçilmesine yetecek desteği sağlayamaması durumunda, fazladan vekillik kazanmış bir MHP’nin ittifaktaki rolü de tartışılır olacak, hatta “izinsiz” olarak şimdiden tartışılıyor. Kongresini tamamlayan CHP yeni bir atılım yapabilir mi? n Güçlü bir heyecan dalgası üretememiş olsa da, sorunsuz ve demokratik işleyişe uygun biçimde kongresini tamamlayan CHP, ne sağa ne sola doğru belirgin bir rota değişikliği yapmadı. Beklentileri karşılamasa da, endişeleri artırmadığı için seçmen nezdinde pozisyonunu koruyor. Kılıçdaroğlu, ellerinde ikti dar partilerinin yüzde elliyi geçemediğini gösteren anketler olduğunu ve seçimle iktidarın değişeceğini söylüyor. İYİ Parti’ye doğru oy kayışının durduğu, AKP’nin “milliyetçilik, millilik” üzerinden yürüttüğü saldırıların ve Afrin gündeminin CHP’nin oy desteğini etkilemediği görülüyor.  n CHP’nin, olası seçim başarısını bile iktidar blokunun oy kaybetmesi veya yeterli desteği sağlayamaması üzerinden tarif etmeye çalışması, kendi potansiyelini genişletme konusunda hâlâ atak olmaktan uzak olduğunu gösteriyor. Korkulan “suçlanmaların” fazla etkili olmadığı ve iktidar söyleminden ayrışma nın avantajları görülse de “kolay”, “risksiz” ve “iddiasız” siyasette ısrar devam ediyor. Siyasi kimlik ve kültürel mesafe yüzünden “uzak” duran toplum kesimlerine kimlik veya elbise değiştirerek değil, yeni bir dille ve farklı gündem başlıklarıyla ulaşmanın yolları pek aranmıyor. HDP’nin siyasi denklemdeki rolü ve etkisi nedir? n Binlerce yöneticisi tutuklanmış, siyaset yapma imkânları sınırlanmış, medya görünürlüğü tamamen ortadan kaldırılmış, kongresi öncesinde sistemli bir gözaltı dalgasıyla sabote edilmeye çalışılmış HDP’nin hâlâ araştırmalarda baraj üzerinde çıkması ve kongresi en canlı parti görüntüsü, çok çarpıcı ve öğretici. HDP’nin oyunu koruması, hatta Afrin gündemiyle biraz artırıyor olması yanında, AKP’nin Kürt seçmen içindeki desteğinin de hızla eridiği görülüyor. Başbakan’ın “çözüm yok” sözleri de gali ba bu yüzden. n HDP’nin en önemli sıkıntısı, oy po tansiyelini sandığa taşımak ve sandıktan çıkan sonucu korumak olacak. Açıkçası, bu konuda aklı olan bütün muhalefet partileri de seferber olmalı. HDP’nin bütün haklı mazeretlerine rağmen mevcut potansiyelini hareketlendirecek bir inisiyatif yaratmada daha aktif olabileceği söylenebilir. Mesela, eş genel başkanlığı konusunda bir formül üretilemeyen Selahattin Demirtaş’ın, duruşmalardaki tavrıyla da bağlantılı olarak, ilk seçimde cumhurbaşkanı adayı olarak erkenden açıklanması gibi bir çıkış, sembolik anlamı ve ateşleyici etkisi ile farklı bir ivme yaratabilir. İYİ Parti, Saadet Partisi ve diğer aktörlerden ne beklenebilir? n Geleneksel “alan siyasetinin” bütün gereklerini yerine getiriyor, il il dolaşarak yoğun biçimde çalışıyor olsa da, İYİ Parti’nin bu gayretlere paralel bir ivme yakaladığını söylemek zor. Kuruluşu sonrasında yükselen bir grafik üretemeyen İYİ Parti, Akşener’in erken cumhurbaşkanlığı adaylığını da oya çevirememiş görünüyor. AKP oylarında çözülme, CHP oylarında memnuyetsizlik, kararsız oylarında artış gibi kendi dışındaki beklentilere yapılan yatırım henüz kazandırmıyor. Tersine gündemdeki “milliyetçilik” dozunun artması, en çok İYİ Parti’den yiyor. Abdullah Gül’ün adaylığı ile seçimde etkili olabileceği veya tam tersi ittifaka katılabileceği konuşulan Saadet Partisi’nin sayısal olmasa bile moral bir etki yaratma potansiyeli hâlâ var. Çünkü, sözünü taşıma ve heyecan yaratma zaaflarına rağmen, zaman zaman iktidardan bağımsız söylem kurabildiği oluyor. n Oy desteği açısından seçimde etkili olabilecek partilerde Şubat 2018 itibarıyla resim böyle görünüyor. Bu resmi bütün partiler açısından ortaklaştıran nokta, hemen hepsinin kendi seçmenlerinin “seçeneksizliğine” fazla yaslanan siyaset konforundan vazgeçmeye hevesli görünmemeleri. Fatma Köse delegelerden aldığı 328 oyla yeniden seçildi. ‘Anadolu’ya huzur salacağız’ CHP Kadın Kolları’nın, “Adalet ve Gelecek” temalı 13. Olağan Kurultayı, Ahmet Taner Kışlalı Spor Salonu’nda yapıldı. Kadın Kolları Başkanlığı için mevcut Başkan Fatma Köse, CHP Kadın Kolları MYK Üyesi Meltem Öz, CHP Kırşehir Kadın Kolları Başkanı Nejla Yenidünya ile Tuğba Mingir yarıştı. Kurultayın açış konuşmasını yapan Kadın Kolları Başkanı Fatma Köse, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na ve eski Genel Başkan Deniz Baykal’a geçmiş olsun dileğinde bulundu. “Adalet ve gelecek” temalı kurultayın demokratik bir Türkiye için “umut kurultayı” olduğunu ifade eden Köse, “Genel Başkanımızın da dediği gibi bu ülkenin en çok huzura ihtiyacı var. 81 ilden gelen kadın örgütleri olarak Anadolu’nun dört bir yanına huzur salacağız. Gerçek demokrasinin tesisi için hayatın her alanında mücadele edeceğiz” dedi. 328 oyla yine Köse Divan Başkanı Elif Doğan Türkmen’in açıkladığı sonuçlara göre, 529 geçerli oydan 328’ini alan Fatma Köse, yeniden Kadın Kolları Genel Başkanı oldu. Diğer aday Meltem Öz ise 201 oyda kaldı. Sonuçlar belli olduktan sonra Köse, teşekkür konuşması yaptı. CHP’de kadın kollarının 600 kayıtlı delegesi bulunuyor. Kurultaya, CHP Genel Başkan Yardımcısı Aykut Erdoğdu, CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce, İzmir Milletvekili Selin Sayek Böke, Ankara Milletvekili ve eski CHP Kadın Kolları Başkanı Şenal Sarıhan ile bazı milletvekilleri de katıldı. l ANKARA / Cumhuriyet. ‘Çözümsüz kardeşlik olmaz’ Buldan, ‘Çözüm mözüm yok’ diyen Yıldırım’a, ‘Çözüm masasını deviren, bu ülkenin cumhurbaşkanıdır. Masayı devirenler çatışmalı süreci başlattılar’ yanıtını verdi HDP’nin 11 Şubat’ta gerçekleştirdiği 3. Olağan Kongre’de yeniden belirlenen Parti Meclisi (PM) dün ilk toplantısını yaptı. Toplantının hemen başında konuşan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, “Çözüm mözüm yok” açıklaması yapan Başbakan Binali Yıldırım’a da tepki gösterdi. Buldan, “Çözüm sürecinde hiçbir canın kaybedilmemesinin, hiçbir annenin gözyaşı dökmemesinin bizim için büyük kazanım olduğunu düşünüyoruz. Bu ülkede umut ve huzur sağlanmıştır. Ancak masayı devirenler çatışmalı sürecin başlamasına neden oldular. Çözüm sürecini bitiren AKP iktidarıdır. Çözüm masasını deviren, bu ülkenin Cumhurbaşkanı’dır. Ve çözüm olmadan ne kardeşlik ne özgürlükler hiçbir şekilde gerçekleşmeyecek” dedi. ‘Kongremiz yanıt oldu’ Buldan HDP kongresinin “Bir kongre bile toplayamıyorlar” diyen Cumhurbaşkanı’na bir yanıt olduğunu belirterek, “Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ ve tutuklu tüm milletvekili arkadaşlarımızın görüntüleri yayımlandığı anda atılan sloganlar ve alkışlarla ‘Biz milletvekillerimizi yanımızda görmek istiyoruz’ mesajı verildi” ifadelerini kullandı. Buldan, Selahattin Demirtaş’ın geçen hafta üç gün devam eden duruşmada hukuk dersi verdiğini belirterek, “Bunu görmezden gelenler, bunun üstünü örtmeye çalışanlar halkın seçtiği iradelerin teslim alınamayacağını çok iyi bilmelidir” dedi. Deniz Yücel’in serbest bırakılmasının sevindirici olduğunu kaydeden Buldan, ancak bağımsız yargının herkes için eşit olması gerektiğini kaydetti. Toplantıda konuşan Eş Genel Başkan Sezai Temelli de demokrasi cephesinin kurulmasıy Buldan ve Temelli, HDP kongresinde Kemalbay ve Demirtaş’ın yerine Eş genel başkanlık koltuğunu devralmışlardı. MYK’de 16 isim değişti PM toplantısında MYK üyeleri de belli oldu. 29 kişilik MYK’de 16 isim değişirken, 13 üye ise yeni dönemde de MYK’de görev yapmaya devam edecek. Ali Kenanoğlu, Ayhan Bilgen, Ayşe Acar Başaran, Dirayet Taşdemir, Fatma Kurtulan, Gülsüm Ağaoğlu, Hakkı Saruhan Oluç, Hişyar Özsoy, Nadir Yıldırım, Nimetullah Erdoğmuş, Ömer Öner, Sevtap Akdağ Karahanlı ve Yurdusev Özsökmenler yeni dönemde de MYK’de yer alacak. HDP’nin yeni MYK üyeleri ise Alican Önlü, Aysel Güzel, Bedia Akkaya, Bedia Özgökçe Ertan, Bedriye Yorgun, Emine Kaya, Garo Paylan, Günay Kubilay, Hüseyin Taka, İlknur Birol, Kemal Peköz, Murat Çepni, Rıdvan Turan, Tuna Aydın, Zahide Besi ve Zeynep Boğa oldu.  la milli ittifakın geriletileceğini belirterek, “Zor bir dönem, ama biz yakınmalarla vakit geçirmeyecek, mücadelemizi yükselteceğiz” dedi. Deniz Yücel yorumu Gazeteci Deniz Yücel’in serbest bırakılmasına çok sevindiklerini söyleyen Temelli, “Ama serbest bırakılma yöntemi, herkesin bakması gereken bir şey. Bir siyasi müdahale sonucunda serbest bırakıldı. Merkel’in dolaylı talimatları ve pazarlıkların sonucunda serbest bırakıldı. Merkel’e sormak gerekiyor; Deniz Yücel bırakıldıktan sonra Türkiye’de basın özgürdür diyebilir miyiz” diye konuştu. l ANKARA / Cumhuriyet HDP Antalya binasına gece yarısı silahlı saldırı HDP Antalya İl Binası’na önceki gece saatlerinde ateş açıldı. Saldırıyla ilgili olarak 4 kişi gözaltına alındı. Edinilen bilgilere göre, gece saat 02.00 sıralarında 4 kişi binaya ateş açtı. İçeride kimsenin bulunmadığı sırada yaşanan saldırı nedeniyle binada maddi hasar meydana geldi. İhbar üzerine olay yerine giden polis ekipleri, yaptıkları inceleme sonucunda binaya ateş açtığı belirlenen 4 kişiyi gözaltına aldı. HDP Antalya İl Örgütü, basın toplantısıyla saldırıyı kınadı. HDP Antalya İl Eşbaşkanı Songül Şarklı, saldırının toplumu birbirine düşman eden zihniyetin ürünü olduğunu ve bu saldırının amacına ulaşamayacağını söyledi. HDP İl Eşbaşkanı Cevdet Çağlar ise hiçbir saldırının kendilerini yürüttükleri mücadeleden alıkoyamayacağını belirtti ve partilerine yönelik saldırıların son bulmasını istedi. l ANTALYA / Cumhuriyet Samsun’da TKP’lilere saldırı Samsun’da TKP tarafından Ali Rıza Aydın’ın konuşmacı olarak katıldığı söyleşi düzenlendi. Söyleşiye katılanlar Gazi Sahnesi’nden çıkmak istedikleri bir sırada bir gurubun saldırısına uğradı. Olayda TKP’li 3 kişi darp sonucu yaralanırken, Gazi Sahnesi’nin camı ve panolardaki camlar kırıldı. Olay yerine çok sayıda polis sevk edildi. Saldırganlar slogan atarak olay yerinden uzaklaşırken, polis saldırı olayına karıştığı ileri sürülen bir kişiyi gözaltına aldı. Polis, Gazi Sahnesi’nin bulunduğu sokakta geniş güvenlik önlemi aldı. Söyleşiye katılanlar ise Gazi Sahnesi’nde mahsur kaldılar. Gazi Sahnesi giriş kapısına içeriden barikat kuran TKP’liler, polis gözetiminde polis otobüsüne ve minibüsüne bindirilerek olay mahallinden götürüldü. Darp sonucu yaralanan 3 TKP’li ise 112 Acil Servis ekipleri tarafından ambulansla Gazi Devlet Hastanesi’ne kaldırılarak tedavi altına alındı. Olayla ilgili soruşturma devam ediyor. l İHA Tanrıverdi’den Akşener’e dava Üsküdar Üniversitesi’nde bir panelde konuşan SADAT’ın kurucusu ve Erdoğan’ın danışmanı emekli general Adnan Tanrıverdi, Türkiye’de eğitim kampları bulunmadığını iddia ederek, “Sözde biz Cumhurbaşkanı’na gizli ordu kuruyormuşuz. Ne alakası var?” dedi. Gazetecilerin sorusu üzerine İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in SADAT ile ilgili iddialarını da değerlendiren Tanrıverdi, “Suç duyurusunda bulunduk. Tazminat davası açacağız. Bizim Türkiye’de herhangi bir askeri üssümüz yok, silahlı bir unsur eğitmiyoruz. ‘Paramiliter yapı oluşturuyor’ derken, sivilleri silahlandırıyor demek istiyor. Böyle bir şey yok” dedi. l İSTANBUL/Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle