18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 13 Aralık 2018 EDİTÖR: CAFER KURT TASARIM: SERPİL ÜNAY ‘Adil yargılama yok’AİHM kararı sonrası ilk duruşmada Demirtaş’ın reddi hâkim talebi kabul edilmedi haber 9 GAZETECİ ÖZTÜRK Muhalefet ‘terör çatısıyla’ susturuluyor SEYHAN AVŞAR FETÖ’nün 15 Temmuz kanlı darbe girişimini ilişkin çektiği belge sel nedeniyle tutuklanan ve önceki gün tahliye edilen gazeteci Ece Sevim Öz türk, muhalefetin her parçasının “terör çatısı altında” etkisiz hale getirilmek is tendiğini belirtti. “Deniz Kuvvetleri’nin En Karanlık Gü nü” belgeseli nedeniyle tutuklanınca 5.5 yaşındaki kızından ayrılmak zorun da kalalan Öztürk, Bakırköy Cezaevi’nde 3 ay boyunca tecritte tutulduğunu an lattı. 3 yıl 1 ay hapis cezasına çarptırı larak tahliye edilen Öztürk sorularımı zı yanıtladı. n Hazırladığınız bir belgeselin tu tuklanmanıza neden olacağı aklınıza gelir miydi? Tarih boyunca ga zeteciler gerçeğin pe şinde koştukları için muktedirlerin egemen ideoloji üzerine kur dukları dili kullanmayı reddettiklerinde ceza evi, işsizlik gibi baskı araçlarına maruz kal mışlardır. Sözcü gaze Ece Sevim Öztürk tesi ya da Cumhuriyet yazarları için açılan te rör soruşturmaları da bu amacı taşıyor. Tutuklanmam yönünde verilen kararı da böyle değerlendiriyorum. n FETÖ torbasına atılmaya çalışıl dınız... Bugünkü konjonktür ne yazık ki mu halefetin her parçasını terör çatısı altın da “etkisiz” hale getirebilecek bir süre ci içerisinde barındırıyor. O yüzden cür me bulaşanlar çoğu zaman soruşturma ya bile uğramazken, insanlar gazeteci olsun olmasın yalnızca susturulmak için dahi soyut söylemler ve geniş yorumla nabilecek yasalarla denetim altına alın mak isteniyor. Vicdanım rahat n Cezaevinde günleriniz nasıl geçti? Cezaevinde hücrede tecritteydim. Tek başıma, insandan uzak, hatta güneşe bile hasret geçirdim günlerimi. Yan hücrelere getirilen cezalı adli tutukluların kavgalarını dinleyerek geçti günler. Diğer tutuklulara sağlanan hiçbir imkân üstelik bana sunulmadı. İçerde sadece gündemi takip etme imkânım vardı. Her gün Cumhuriyet başta olmak üzere tüm gazeteleri okuyabildim. n Yerel seçimlere doğru giderken gazetecilerin susturulmaya çalışıldığına tanıklık ediyoruz. Böyle bir süreçte tahliye edilmeyi bekliyor muydunuz? Hukuk hakkaniyetle işleseydi eğer gözaltına dahi alınmamam gerekirdi. Duruşmaya giderken de dostlarıma üzülmeyin hiçbir sonuca dedim; nihayetinde vicdanım rahat. Her seçim öncesinde ülkenin kutuplaştırılması yöntemi ile zafer kazanıldığını öğrendik, biliyoruz. Bunun söylemlere de operasyonlara da yansıyacağını göreceğiz. 24 Haziran öncesinde tutuklandım, yerel seçim öncesinde serbest bırakıldım. Umarım bu seçim zamanı toplumsal gerginliklerin tavan yapmadığı bir süreç yaşarız. n Mahkemenin verdiği karar bozulmazsa yeniden cezaevine gireceksiniz... Dünden beri kızım “Anneciğim bir daha bu kadar uzun gitme” diyerek boynuma sarılıyor. Tek başımıza ilkelerimiz için ödeyeceğimiz bedeller için tek sözüm yok. Girdiğim gibi çıktım. Ancak kızımdan yeniden ayrı kalacak olmak bir anne olarak beni kaygılandırıyor. Evlat hasreti n İçeride en çok neye özlem duydunuz? İçeride en çok istediğim şarkıları dinleyebilmeye hasretlik duydum. Bir de insanın anahtarını cebinde taşıyabilme hürriyetine... Kızım 5.5 yaşında. 3 ay göremedi beni. Beni yurt dışında dil eğitiminde zannediyordu. Ayda bir kez açık görüşe geliyor, cezaevini havalimanı zannediyordu. Hatta; İnfaz memurları kızıma havalimanı görevlisiymiş gibi davranıyorlardı. İnsanın en büyük hasreti uğruna savaştığı evladı oluyor. n Özgürlüğünüzün ilk gününde neler yaptınız? Özgürlüğümün ilk gününde dostlarımla kucaklaştım. Tüm cezaevlerindeki dostlarıma selam gönderiyorum. Her şey güzel olacak, sessizlik suçunu işlemeyi reddedenler kazanacak. Umut kazanacak. l İSTANBUL Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, AİHM’in verdiği serbest bırakma ka rarının uygulanmamasının ardından ilk kez mahkemenin karşısına çıktı. AİHM kararının “siyasi operasyon” sonucunda uygulanmadığını belirten Demirtaş, bu aşama dan sonra mahkeme nin tarafsızlığını yitir diğini, adil yargılama yapamayacağını kay ALİCAN ULUDAĞ detti. “Heyetiniz bu davadan çekilerek tarihe not düşmeli” di yen Demirtaş, aksi durumda mah keme heyetini reddettiğini kaydet ti. Mahkeme, Demirtaş’ın mahkeme başkanı ve bir üyesi için reddi hâkim talebini, “Davayı uzatmaya yönelik” olduğu gerekçesiyle reddetti. Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Sincan Cezaevi Kampüsü içerisindeki salonda yapılan duruş maya, Edirne Cezaevi’nden getirilen tutuklu Selahattin Demirtaş katılır ken, kendisini çok sayıda avukat sa vundu. HDP eş genel başkanları Per vin Buldan ve Sezai Temelli’nin ara sında bulunduğu bazı HDP’li vekiller ile CHP milletvekili Sezgin Tanrıku lu da duruşmayı izledi. Mahkeme Başkanı Murat İlhan, gelen belgeleri okuduktan sonra Demirtaş’a savunmasını tamamla ması için söz verdi. HDP’ye yönelik siyasi soykırım uygulandığını söy leyen Demirtaş, “Yargı da bunun ge reğini yerine getiriyor” dedi. Konuş masının bir bölümünü ana dilinde yapmak istediğini söyleyen Demir taş, daha önceden hazırladığı yazı lı bir metni önce Kürtçe, ardından Türkçe okudu. Mahkemenin söyle diklerini anlayıp anlamadığının çok önemli olmadığını belirten Demir taş, “Zaten siz, benim söyledikleri me göre değil hükümetin söyledik 10 yıl hapis istemli yeni dava Selahattin Demirtaş hakkında, “Kayyımları asla namede, Demirtaş’ın “terör örgütü propagandası yap tanımayın, kabul etmeyin” mak” ve “halkı kin ve düş dediği gerekçesiyle 10 yıla manlığa tahrik” suçlarından kadar hapis cezası istendi. 10 yıla kadar hapisle ceza Van Cumhuriyet Başsav landırılması talep edildi. So cılığı, Demirtaş’ın 2 Eylül ruşturmanın BİMER’e yapı 2016’da Van Büyükşehir Be lan şikâyet üzerine başla lediyesi yeni hizmet binasının açılış töreninde yap Selahattin Demirtaş tıldığı bildirildi. Demirtaş’ın tutuklu bulunduğu cezae tığı konuşmasıyla ilgili yürüttüğü vinden Van Cumhuriyet Başsavcı soruşturmayı tamamlayarak iddi lığına dilekçe göndererek SEGBİS aname hazırladı. Van 2. Ağır Ceza aracılığıyla ifade vermeyi reddettiği Mahkemesi’nce kabul edilen iddia öğrenildi. l Haber Merkezi lerine göre karar vereceksiniz” diye konuştu. Reddi hâkim talebinde bulunacağını söyleyen Demirtaş, “Hükümetin yargı üzerindeki baskılarına da tepki göstererek davadan çekilmeli” ifadelerini kullandı. Olmayan gizli tanık Tutukluluğunun devamına 4 temel delile dayanarak karar verildiğini anımsatan Demirtaş, bunlardan gizli tanık Mercek’in gerçekte var olmadığının ortaya çıktığını, ikincisinin yasadışı dinleme kayıtları olduğunu kaydetti. Bu dinlemelere ilişkin ses kayıtlarının iki yıldır dosyaya sunulmadığını söyleyen Demirtaş, “Murat Karayılan’ın hesabından atılan 68 Ekim olaylarıyla ilgili tweeti de gerekçe gösterdiniz. Bu tweet’in araştırılmasını istedik. Esasa etkili değil diye reddettiniz” dedi. Demirtaş, bu sahte delilleri cemaatçi savcıların hazırladığını, mahkemenin de kabul edip kullandığını kaydetti. 16 Nisan 2017’deki referandum süreci ile cumhurbaşkanı adayı olduğu 24 Haziran 2018’deki seçimlerde mahkemenin kendisini tahliye etmediğine dikkat çeken Demirtaş, şöyle konuştu: “Biz içerde olduğumuz için Anaya sa değişikliği geçti. Bu AKP’nin başarısı değil sizin başarınızdır. Yunanistan sınırından itseniz de kaçmazdım. Dışarıda olsam Erdoğan başkan olamazdı. AKP seçim kazansın diye Demirtaş’ı içerde tuttunuz.” Uçum’un kararı AİHM’in uzun tutukluluk nedeniyle ihlal kararı verdiğini ve tahliye edilmesini istediğini anımsatan Demirtaş, şöyle devam etti: “Siz ne yaptınız? ‘Önce hükümetin tavrını bekleyelim’ dediniz. AKP Genel Başkanı, ‘AİHM’in kararlarını takmayız, karşı hamlemizi yapar işi bitiririz’ dedi. Arkasından siyasi operasyon başladı. Bunun başında Erdoğan’ın danışmanı Mehmet Uçum vardır. Sizin tahliyenin reddi kararının gerekçeleri, Uçum’un hazırladığı raporun aynısı. Gerekçeleriniz oradan geçmiş.” Öte yandan, duruşmada Selahattin Demirtaş’ın avukatları tartışmalar devam ederken Mahkeme Başkanı Murat İlhan’ın “Ben tarafım” dediğini iddia etti. İlhan ise bunun üzerine böyle bir ifade kullanmadığını savundu. l ANKARA Televizyon Haber Ödülü FOX Tv’ye, Radyo Ödülü RS FM’den Yavuz Oğhan’a, TV Belgesel Ödülü NTV’den Yağız Şenkal’a, Karikatür Ödülü Evrensel Gazetesi’nden Sefer Selvi’ye verilirken, Sosyal Bilimler Ödülü’nü Turan Akıncı, Fen Bilimleri Ödülü’nü Prof. Dr. Ahmet Kerim Avcı, Sağlık Bilimleri Ödülü’nü Doç. Dr. Özgür Öktem, Spor Ödülü’nü ise Vakıfbank Kadın Voleybol Takım’ı aldı. Sedat Ergin Çiğdem Toker Toker’e Gazetecilik Ödülü Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin (TGC) 42 yıldır sanatçı, gazeteci, edebiyat, spor ve bilim insanları kategorilerinde verdiği Sedat Simavi ödülleri sahiplerini buldu. Sözcü gazetesi yazarı Çiğdem Toker, Cumhuriyet gazetesinde 1 Ekim 2017 – 16 Mayıs 2018 tarihleri arasında yayınlanan, “Kamu İhalelerinde Davet Yöntemi” başlıklı köşe yazıları nedeniyle Gazetecilik Ödülü’ne değer görüldü. İstanbul Taksim The Marmara otelinde gerçekleştirilen törenin açılış konuşmasını yapan TGC Başkanı Turgay Olcayto, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları günü dolayısıyla iktidar ve ana mu halefet partilerinden cezaevindeki gazeteciler için beklentileri olduğunu belirtti. Olcayto, Türkiye’nin cezaevinde en çok gazeteci “barındıran’” ülke olduğuna dikkat çekti. Gazetecilik Ödülü’nü Seçici Kurul Başkanı Sedat Ergin’den alan Toker, “Bu ödülü gazeteciliğin pek çok farklı yerden ve alandan kuşatma altında olduğu bir dönemde almanın da ayrı bir önemi var. Bu ödülü gazeteciliği her koşulda, özgürlüğünden dahi yoksun kalma pahasına sürdüren ve bunda kararlı olan meslektaşlarım adına kabul ediyorum” dedi. l Haber Merkezi Nazmi Bilgin’den ‘Sözcü’ tepkisi Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin, Sözcü gazetesi yazarları Emin Çölaşan ve Necati Doğru’nun da aralarında bulunduğu beş gazeteci hakkında 15 yıla kadar hapis cezası istemli iddianameye tepki gösterdi. Basının korkutulup, bezdirilmesinin mümkün olmadığını söyleyen Bilgin, “Gazeteciler baskılarla, mahkeme celpleriyle, hapisle caydırılamaz” dedi. l Haber Merkezi l AYM kararının ardından tahliye edildi Hasan Gülbahar 35 yıl sonra özgür abidin yağmur Türkiye’nin en uzun süre hapis yatan isimlerinden biri olan ve hayatının 35 yılı cezaevlerinde geçen Hasan Gülbahar, Anayasa Mahkemesi’nin, (AYM) “haksız yere cezaevinde tutulduğu” yönündeki kararının ardından tahliye edildi. Hasan Gülbahar (57), 1981’de TİKKO üyeliği suçlamasıyla tutuklandı. 1983’te müebbet hapis cezasına çarptırılan Gülbar, 1991 yılında tahliye oldu. 2 yıl özgür kaldıktan sonra yeniden tutuklanan Gülbahar, 1995’te TİKKO üyeliği suçlamasıyla bu kez 12 yıl 6 ay ceza aldı. 1991’de yararlandığı şartlı salıverilme hakkını yaktığı gerekçesiyle iki cezasını bir likte yatmasına karar verildi. Gülbahar, 19 yıl cezaevinde kaldıktan sonra, 2013 yılında 4. yargı paketinden yararlanarak özgürlüğüne kavuştu. Ancak Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nin itirazını görüşen Yargıtay, yanlış hesaplama yapıldığına, Gülbahar’ın 7 yıl daha içerde kalması gerektiğine hükmedince Hasan Gülbahar 17 aylık özgürlüğün ardından ekim 2014’te yeniden cezaevine konuldu. Gülbahar’ın başvurusunu tam 4 yıl sonra karara bağlayan AYM, verilen cezaların tamamlandığını ve tahliye kararı verdi. AYM’nin kararı önceki gün gece saatlerinde uygulandı. Gülbahar, Tekirdağ F Tipi Cezaevi’nden tahliye edildi. l Haber Merkezi Tek kişilik eylem Taksim Gezi Parkı merdivenlerinde dün sabah Oruç Karacık adlı bir yurttaş elinde, “Gezideki milyonlarca liderden biri benim” pankartı taşıyarak oturma eylemi yaptı. Karacık, “2007 seçiminde tüm taraflara saygılı ve onların isteklerine değer verdiğini düşündüğüm AKP’ye oyumu attım. Doğayı, bellek mekanlarımızı, sanatı, tarihi zenginliklerimizi. Kısacası bizi toplum yapan her şeyi yok sayan bir partiye dönüşeceğini bilemezdim. Sürekli Gezi Parkı’nda kalmadığım için pişmanım" dedi. l İSTANBUL / Cumhuriyet 13 Aralık 2012... Silivri... Bugün, dünyada bir davayı izlemek ve “hak, hukuk, adalet” aramak üzere duruşma salonu önüne gelen insan rekorunun kırıldığı günün yıldönümü. Altı yıl önce 13 Aralık 2012’de Silivri cezaevi mahkemesi önüne yüz bin insan gelmişti. Silivri soğuğu jilet gibidir. Esti mi yüzü keser. Böyle bir gündü... Silivri cezaevleri zinciri kentin merkezinden uzakta. Yola saptınız mı ötesi yok. Anayol sapağı kesilince alternatif yol yoktur. İşte böyle bir günde Türkiye’nin dört bir yanından birkaç yüz bin insan yola çıktı. En çok dörtte biri Silivri’ye ulaşabildi. Anayol kapanınca tarlalardan yürüyerek cezaevi mahkemesi önüne gelenleri, biber gazı, cop ve barikatlar bekliyordu. Buna rağmen binlerce kişi sabahtan gece yarısına dek cezaevi önünü terk etmedi. 30 Kasım 2012’de İstanbul Kitap Fuarı’na gelenlerin yönünü Silivri’ye çevirme çağrısı yapmıştık. O gün duruşma ertelenince 13 Aralık’ta buluşma çağrısını dışarıya haykırdık. Yıllardır devam eden, sonuna yaklaştıkça yeni bir iddianame ekleyerek çoğaltılan Ergenekon davasına toplumsal bakış adım adım değişmişti. “Böyle dava olmaz” yorumu ağırlık kazanıyordu.  HHH 12 Aralık gecesi Tuncay’la hücrelerimize çekilirken aklımız sabahtaydı. Yığınsal bir katılım, özgürlük mücadelesinde yeni bir aşama olabilirdi.  Sabahları saat 07.30 sırasında gardiyanlar gelir, havalandırma kapısını açar. Geliş yoğunluğunu ilk onlardan öğrenebilirdik. 07.30’da gelmediler... 07.45 yok... 08.00 kimse yok... 08.30’a doğru telaşla kapıyı açtılar. Yollar insan seliymiş, otobüsler sıra sıra tarla kıyılarına dizilmiş.  Gardiyanlar yaşadıkları zorluğu anlatırken bizim sevincimize diyecek yoktu. O gün Ergenekon davasının halkın gözünde bittiğinin ilanıydı. O gün mahkeme ne yaptı? Birleştirdiği 21 iddianamenin üstüne 22.’yi ekledi.  Mahkeme heyetine şunu söylediğimi anımsıyorum: “İstanbul’dan yola çıktınız Ankara’ya gidiyorsunuz. Bir saat sonra tabela ‘Ankara 300’ yazıyor. Basıyorsunuz gaza, iki saat sonra yolu çoktan yarıladığınızı düşünüyorsunuz. Ankara 500’ yazıyor. Dava buna benzedi...” HHH 13 Aralık 2012’de Silivri’ye geliş öykülerini sonradan aldığım mektuplarda okudum. Onları saklıyorum. Hâlâ karşılaştığım pek çok insan o güne dair anısını anlatır. Kimin adını saysam sayamadığıma haksızlık olur. Kamuoyunda tanınan tanınmayan yüz binlerce insan ayaza, gaza, fişlenmeye aldırmaksızın Silivri’de bir destan yazdı.  O gün avukatlarla sanıklar arasına dizilen robocop’ların arasında, dışarıdan haberler alırken şunu düşünmüştüm: “Gün olur geç uyanır, gün olur zor bir araya gelir ama, bu halkla daha yaşanılası bir Türkiye mücadelesi verilir...” Bize düşen bu halka layık olabilmek, bu halkla omuz omuza olabilmek, bıkmadan usanmadan onun anlayacağı dille gerçekleri anlatabilmek... Tutuklu Güven’e destek eylemi HDP’lilere operasyon Tutuklu HDP Milletvekili Leyla Güven’in başlattığı açlık grevi eylemi, 36’ıncı güne girerken destek için açlık grevi eylemlerine yönelik operasyonlar da sürüyor. İzmir’in Menemen, Bayraklı, Karabağlar, Buca ve Konak ilçelerinde Güven’in eylemine destek verenlere yönelik düzenlenen operasyonda aralarında HDP ve DBP ilçe eşbaşkanları ile Barış Anneleri’nin de bulunduğu 22 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanların darp edildiği ileri sürülürken operasyonun “örgüt üyeliği” ve “örgüt propagandası” iddialarıyla yapıldığı öğrenildi. Yurt genelinde son bir haftada destek amacıyla açlık grevine girdiği için gözaltına alınanların sayısı 132 buldu. Diyarbakır’da 50 gözaltı daha Diyarbakır’da, HDP il binasında eylemlerine başlamalarının ardından gözaltına alınan 25 kadının emniyetteki işlemleri tamamlandı. Şüphelilerden 2’si emniyetten serbest bırakılırken, 23’ü çıkarıldıkları adli makamlarca adli kontrol hükümleri uygulanarak salıverildi. Diyarbakır’da dün ise 50 kişilik bir başka grup destek amacıyla üç günlük açlık grevine başladı. Eylem başlamadan önce açıklama yapan HDP milletvekili Remziye Tosun, “Onlar baskı uyguladıkça biz daha da güçleneceğiz” dedi. Eylemcilerin tümü akşam saatlerinde gözaltına alındı. l Haber Merkezi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle