25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 20 Kasım 2018 EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ TASARIM: İLKNUR FİLİZ Hani benim haklarım? Bugün Dünya Çocuk Hakları Günü. Ama açlıktan, önlenebilir hastalıklardan ölen, evlendirilen, istismara uğrayan, çalıştırılan, suça itilen çocukların bundan haberi yok! Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 20 Kasım 1989 tarihinde kabul edilen “Birleşmiş Milletler Çocuk Hakla rı Sözleşmesi”, Türkiye’de 27 Ocak 1995’te yürürlüğe gir di. Ancak geçen 23 yıl lık sürede tüm çocuk ların ayrımsız, eşit ve adil bir biçimde hak FİGEN ATALAY larını kullanması sağlanamadı. “Çocuğun cinsel istismarı su çu’’ davalarındaki mahkumiyet ora nı 2010’da yüzde 39.2 iken, 2017’de bu oran yüzde 62.2’yı çıktı. Avukat Seda Akço, bu artış ile il gili şu yorumu yaptı: “2010 ile 2017 arasında açılan davalardaki suç sayısı değişmemiş. Buna karşın mahkumiyet oranı artmış. Bu sıra da çokça dile getirilen cezasızlık artı yor iddiasının aksini gösteriyor bu sa yı. Artış genelde değil, cinsel suçlar da ve özellikle de çocuğa yönelik cin sel istismar suçlarında. Neden bu ar tış meydana geldi, sorusunun cevabı nı bilmiyoruz. Çünkü böyle veri topla mıyoruz. Öte yandan geri alan yüzde 38’e ne oluyor? Neden bu davalar açıl dığı halde mahkumiyet ile sonuçlan mamış? Muhtemelen yeterli delil olma dan dava açılmış. İşte bu davalar ceza sızlık konusundaki algının oluşmasına neden olan davalar. Ama bunlar aynı zamanda adil yargılama açısından da sorun olduğunu gösteriyor. Sonuç ola rak ben bu sayılara bakarak diyorum ki; biz cezanın miktarı ile değil, delil toplama sistemimiz ile ilgilenmeliyiz.’’ İhlal edilen hakları İstanbul Barosu Çocuk Hakları Merkezi’nce “Çocuk Hakları Günü’’ nedeniyle yapılan açıklamada, çocukların ihlal edilen hakları şöyle sıralandı: n “Ülke sınırları içerisinde çocuğa yönelecek her türlü istismar ve şiddet eylemlerini engellemeye yönelik önleyici mekanizmaları oluşturamadığından, çocuğun cinsel istismardan korunma hakkı ihlal edilmiştir. n Leyla, Eylül ve daha niceleri en yakınları tarafından istismar edilip öldürüldü. Sözleşmenin kendisine vermiş olduğu yükümlülük yerine getirilmeyerek, çocuğun şiddetten korunma ve yaşama hakkı ihlal edilmiştir. n Engelli, mülteci, mahpus, azınlık gibi dezavantajlı çocuk gruplarının eğitimlerinin sağlanması için gerekli düzenlemeler yeterli ölçüde sağlanmadığından çocukların eğitime erişim hakkı ihlal edilmiştir. n Yargılama aşamasındaki çocukların yeterli araştırma ve delil tespiti sağlanmaksızın tutuklanmaları artmıştır. Bu nedenle çocukların özgürlüklerinin kısıtlanmasının en son çare olması ilkesi ihlal edilmiştir. n Çocuğun ekonomik sömürüden korunma hakkı ihlal edilmiştir. n Günümüzde artık ‘çocuk gelin’ teriminin ortadan kalkması gerekirken, Avrupa’da erken yaşta çocuk evliliklerinde Türkiye ilk sıradadır. Bu sebeple çocuğun gelişme, dinlenme ve oyun hakkı ihlal edilmiştir.’’ Cezaevindeki çocukların geçen yılki sergisinden. Mahpus çocukların dünyası Özgürlüğünden yoksun bırakılmış çocukların kendilerini ifade etmesini sağlamak ve çocuk adalet sistemindeki ihlalleri gündeme getirmek amacıyla İstanbul Barosu Çocuk Hakları Merkezi avukatlar ve Uluslararası Plastik Sanatçılar Derneği üyelerinin cezaevinde bulunan çocuklarla gerçekleştirdiği eserlerden oluşan sergi bugün açılıyor. Resimler, İstanbul Barosu’nda 15 gün boyunca görülebilecek. Resim çalışmasına, Maltepe 2 Nolu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu, Maltepe Çocuk ve Gençlik Kapalı Ceza İnfaz Kurumu ve İstanbul Çocuk Eğitim Evi kurumlarında bulunan 320 çocuk katıldı. Orta Amerika’dan ABD’ye ulaşmaya çalışan binlerce göçmen ailenin çocukları, Meksika’nın Tijuana kentinde bir sığınakta konaklıyor. 18 ayda 22 binCİMER SKANDAL VERİLERİ AÇIKLADI çocuk hamile Cezaevindeki çocuklar: İtiraz etsem ne olacak? ZEHRA ÖZDİLEK Bugün 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü. Ülkemizde özgürlüğünden, ailesinden, haklarından yoksun binlerce çocuk demir parmaklıklar arkasında soğuk hücrelerinde, koğuşlarında kendi günlerini karşılıyor. TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’nda Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü’nün açıklamasına göre 31 Ekim itibariyla 743’ü annesiyle kalan bebekler olmak üzere 3 bin 19 çocuk cezaevinde. Cezevinde ve yeni tahliye olan bazı çocukların notlarına İnsan Hakları Derneği (İHD) Hapishane Komisyonu’ndan ve Türkiye Çocuklara Yeniden Özgürlük Vakfı aracılığıyla ulaştık. Üzüntü verici notlar şöyle: n “Tahliyesiniz dediler. Biz inanamadık. Sonra arkadaşlarla vedalaşıp askeriyede işleri bitirip çıktık. Ailemize haber vermişler ama çıktığımızda daha gelmemişlerdi. Ak şam karanlığında tahliye olduk. Çıkar çıkmaz gökyüzüne baktım. Gökyüzüne hep başım dik bakardım, artık normal bakınca da gökyüzünü görebiliyordum. Yıldızlara, gökyüzünün o anki manzarasına âşık oldum. Ama oradan ben değil ‘içimdeki ağlayan çocuk’ dışarı çıktı. ” n “Arkadaşlarla kavga etmiştik bundan dolayı kötü muameleye maruz kaldım. 34 ay önce gardiyanlar tarafından dövüldüm. Boş memurun odasına götürüldüm. Tokat attılar, sopa attılar bunu yapan birden fazla gardiyandı. Çaresiz hissettim.” n “Beş defa disiplin soruşturması geçirdim. Mahkemede kavga etmek, odayı yakma, koğuşta kavga gerekçesiyle hakkımda disiplin soruşturması açıldı. Savunmayı sözlü ve avukatsız yaptım. 20 gün izin ertelemesi, üç gün hücre cezası, etkinliklere katılmama cezası, aldım. İtiraz etmedim, itiraz etsem ne olur ki.” l İSTANBUL Son 18 ayda, 21 bin 957 çocuğun gebe olarak hastanelerde kayıt altına alındığı ve her gün 40’tan fazla çocuğun gebeliğe zorlandığı açığa çıktı. Yalnızca gebe poliklinikleri ve doğumhanelerde kayıtlı; Adana, Diyarbakır, Gaziantep, Hatay, İstanbul, Konya ve Şanlıurfa’da gebeliğe sürüklenen kız çocuğu sayısı binleri aştı. Sağlık Bakanlığı’nın CHP İstanbul Milletvekili Ali Şeker’in “çocuk annelik” hakkında Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’ne (CİMER) yaptığı bilgi edinme başvurusuna verdiği yanıtlarda skandal veriler ortaya çıktı. Sağlığın Geliştirilmesi Genel Müdürlüğü’nün ulaşabildiği verilere göre, geçen yılda 15 bin 216, bu yılın ilk altı ayında 6 bin 741 olmak üzere son 18 ayda 21 bin 957 çocuğun gebeliğe zorlandığı kayıtlara geçti. Sadece son 18 ayda Adana’da 1348, Diyarbakır’da 1005, Gaziantep’te 1605, Hatay’da bin 43, İstanbul’da bin 731, Konya’da 1044, Şanlıurfa’da 1092 kız çocuğu gebeliğe sürüklendi. Her gün 40’tan fazla kız çocuğu gebeliğe zorlanmış oldu. CHP’li Şeker’in kız çocuklarının yaşlara göre dağılımı sorusu ve en küçük kız çocuğunun yaşının kaç olduğu sorusuna yanıt verilmedi. l ANKARA / Cumhuriyet Ürküten rakamlar Sevgili arkadaşımız Berat Günçıkan’ı kaybetmenin derin üzüntüsünü yaşıyoruz. Gülen yüzü ve kahkahalarıyla hep bizimle olacak... c çalışanları n Türkiye’de 2 milyon çocuk işçi var n 7 yılda 340 çocuk iş cinayeti kurbanı oldu n 1 milyon çocuk tarikatlara teslim edildi n İstismar davaları son 10 yılda yüzde 700 arttı CHP Parti Meclisi (PM) üyesi ve Ankara Milletvekili Tekin Bingöl’ün hazırladığı rapora göre, Türkiye, çocuklara karşı cinsel istismar, taciz ve tecavüz olaylarında dünyada üçüncü sırada yer alıyor. İstismar davalarının son 10 yılda ise yüzde 700 arttığı belirtilen rapor göre, yılda ortalama 8 bin çocuk istismara uğruyor. CHP Parti Meclisi Üyesi ve Ankara Milletvekili Bingöl, ‘20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü’ için bir rapor hazırladı. Raporda, 2018 yılının iktidar tarafından “Çocuk İşçiliği İle Mücadele Yılı” olarak ilan edilmesine rağmen çocuk işçiliğini önlemek bir yana daha da yaygınlaştıran yasal düzenlemeler yapılmaya devam edildiği belirtildi. AKP iktidarı döneminde çocuk işçiliği yüzde 20 arttığı kaydedilen rapora göre; Türkiye’de 2 milyona yakın çocuk işçi var. Çalışan her 10 çocuktan 8’i ise kayıt dışı olarak çalışıyor. Son 7 yılda 340’tan fazla çocuk çalışırken hayatını kaybetti. Okulöncesi eğitime katılım oranı OECD ülkelerinde yüzde 78; Türkiye’de ise sadece yüzde 9. Raporda, 482 bin 188 çocuğun eğitim dışı kaldığı belirtilirken, bir milyon çocuk ise tarikat elinde eğitim görüyor. Artan özel eğitim kurumlarının 3’te 1’inin bir tarikata bağlı olduğu kaydedilen rapora göre, tarikat yurtlarında kalan öğrenci sayısı ise 224 bin. Kadınların yüzde 26’sı 18 yaşından önce evleniyor, yüzde 10’u ilk çocuğunu 18 yaşından önce kucağına alıyor. Son 10 yılda 482 bin 908 kız çocuğu evlendirildi. Türkiye, çocuklara karşı cinsel istismar, taciz ve tecavüz olay larında dünyada üçüncü sırada yer alıyor. Yılda ortalama 8 bin çocuk istismara uğruyor. İstismar davaları ise yüzde 700 arttı. Adalet Bakanlığı verilerine göre, ceza mahkemelerinde karara bağlanan davalarda ‘çocuğa cinsel istismar’ ile ‘reşit olmayanla cinsel ilişki’ suçlarının sayısı son on yılda dört kat arttı. Türkiye’deki cinsel suçların yüzde 46’sı çocuklara karşı isleniyor. Son 10 yılda 482 bin 908 kız çocuğu devletin izniyle evlendirildi, son 6 yılda 142 bin 298 çocuk anne oldu. Bu çocukların büyük kısmı dini nikâh ile evlendirildi. 2002’den bu yana 18 yaşın altında 440 bin çocuk doğum yaptı. 15 yaşın altında cinsel istismara uğrayarak doğum yapan çocuk sayısı ise 15 bin 937 olarak kayıtlara geçti. l İSTANBUL ANKARA / Cumhuriyet haber 9 İktidarda sonbahar... Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı ve AKP Genel Başkanlığı koltuğuna oturduğu günden bu yana devlet çarkından ekonomi verilerine kadar her şey olumsuz seyrediyor. Bunun başlıca nedeni, getirilmek istenen yeni sistemin sistem olmaması.  Bin yıllık devlet geleneğimizin önemli bir halkası olan Başbakanlık kurumunun kaldırılması, parlamento ile bakanlar arasındaki bağlantının kopması, bir kurum olarak Bakanlar Kurulu’nun feshedilmesi, bakanların tek tek cumhurbaşkanına karşı sorumlu olması, bütçe yapımının bakkal hesabından daha sorumsuz şekilde bir kişiye bağlanması... Bütün bunlar gündemdeki uygulamaların bir sistem olmadığını gösteriyor.  Hani saati sökersiniz de tekrar takarken parça artınca, “gereksiz malzemeleri çıkardım” dersiniz ya, öyle bir şey... Saat çalışmayınca da arkasından oynar, doğru zamanı gösterirsiniz... Bu ne kadar gerçekçi olur? Erdoğan’ın yaptığı bu... HHH 24 Haziran genel seçimlerine giderken AKP, propaganda merkezine şunu oturttu: 16 Nisan referandumundan sonra sistemin rayına oturması için seçim gerekiyordu. Bu seçimle her şey rayına oturacak. Seçimden hemen sonra Erdoğan, 100 günlük bir strateji planı açıkladı. Plana göre yatırımlar artacak, enflasyon düşecek, kurumlara güven gelecekti... 100 günün sonunda gördük ki, sistem rayına değil, karaya oturdu. Birkaç yıl öncesine kadar, yatırım danışmanları yabancılara Türkiye’de neler yapabileceklerini anlatıyorlardı... Son durum şu: İş tersine döndü. Şimdi Türkiye’deki sermaye sahiplerine yurtdışında yapabilecekleri yatırımları öneriyorlar. Ekonomide yakın geçmişe kadar bütün rakamları baskılıyorlardı. Şimdi, gerçeğin yanında kamuoyuna anlatılacak veriler üretiyorlar. Bunun en somut örneği enflasyon. Resmi verilere göre yıllık enflasyon yüzde 30’un altında, gerçek verilere göre yüzde 60’ın üstünde. HHH İşte böyle bir ortamda yerel seçime gidiyoruz. İktidarın ekonomide başlıca hedefi şu: Yılbaşına dek, “en kötünün aşıldığı” havasını vermek. Zira, krizin yeni adı bu: “En kötü aşıldı!” Ardından da tüm olumsuzlukları 31 Mart’ın sonrasına süpürmek. Seçim süreci için ise ana hedef, eldekileri kaybetmemek, İstanbul ve Ankara’yı kesinlikle kaybetmemek... Bunun için tek başına kendi oyu yetmiyor. Hatta AKP anketçilerini de zorlayan bir oy erozyonu da söz konusu. Özellikle ekonomide “İyiye gidiyoruz” havası verilemezse ittifaklar da işe yaramaz. İstanbul, Ankara, Adana, Mersin, Antalya gibi büyük illerde ortalama 23 puanlık bir değişimle başkan da değişiyor. Muhalefetin kendi içindeki diyaloglar da iktidar ve ortağını yeni arayışlara itiyor. Zira CHP’nin İstanbul ve Ankara’dan birini, Adana, Mersin, Antalya’dan ikisini alması mümkün.  Görünen o ki, seçmen sosyolojik olarak ikinci tur yapılıyormuş gibi sandığa gidecek. Bu durumda seçmene dokunan, güven veren, her kesimden oy alabilecek adaylar öne çıkacak.  Anayasa değişikliğiyle ana muhalefet kalktı ama, CHP ana sorumlu olarak seçim ortamına giriyor. Bunun için önce kendi tabanına, devamında da tüm seçmene güven veren adaylar gerekiyor. İktidarda zor bir sonbahar havası var. İlkbahar, kışa iyi hazırlananın olacak. ‘Çocuklara kime güveneceklerini öğretin’ İLAYDA KAYA Çocuk, Ergen ve Genç Psikiyatrı Dr. Neslim Güvendeğer Doksat, çocuklara kime güvenip güvenmeyeceği konusunda eğitim verilmesi gerektiğini belirtti. Dr. Doksat, “Anneçocuk arasında iletişim kuvvetli olmalı. Çocuğun kendisini emniyette, güvende, sevilmeye değer hissettiği bir ortamın varlığı çok önemli. Çocuğun öz saygısını yükseltecek, her şeyin en iyisini hak ettiğine inandıracak bir güven ve aidiyet ortamı, zorda kaldığı ortamlarda sorunun aile içinde çözülebileceği algısının yerleşmesi de önemlidir” dedi. 18 yaş altındaki bireylere cinsel eğitimin anlatılması gerektiğinin de altını çizen Dr. Doksat, “Çocuklara kime güvenip kime güvenmeyeceği konusunda doğru eğitim ve donanımın verilmesi gereklidir. Aile içi çocuk istismarının engellenmesi şarttır. Zira, çocukluk dönemi travmaları ve çocuk istismarı yaşamış vakaların ileri yaşlarda fuhuşa sürüklenmeye daha yatkın oldukları bilinmektedir” diye konuştu. l İSTANBUL C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle