19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 20 Kasım 2018 EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY / ELİF TOKBAY TASARIM: EMİNE BİLGET haber 3 HAVA Parçalı Bulutlu Bursa 210/1 2 0 Atina 220/1 4 0 TARİHTE BUGÜN BUZ GİBİ Doğu Anadolu’da kar yağışının ardından soğuk hava etkili oluyor. Bölgede gece en düşük hava sıcaklığı Kars ve Açık Sağanak Bulutlu Karlı Yağmur İstanbul 18/11 İzmir 20/14 Ankara 15/5 Trabzon 17/12 Diyarbakır Kars 8/5 Adana 230/1 0 0 Artvin 140/3 0 Çanakkale 160/1 1 0 Balıkesir 170/7 0 Sivas 100/ 2 0 Erzurum 60/ 9 0 Berlin Girne Londra Moskova Paris Madrid 30/1 0 230/15 0 70/4 0 30/3 0 60/2 0 130/8 0 1910: Meksika Devrimi başladı. 1924: Kırkkilise’nin adı Kırklareli olarak değiştirildi. 2003: İstanbul’da İngiltere Başkonsolosluğu 18/3 Eskişehir 160/5 0 Amsterdam 40/2 0 ile HSBC Bank Genel Ardahan’da eksi 10 derece olarak ölçüldü. Karla K. Yağmur Sisli Antalya 21/15 Mersin 22/13 Aydın 190/1 2 0 Gaziantep 150/5 0 Konya 170/6 0 Roma New York Tokyo 190/10 0 100/7 0 140/10 0 Müdürlüğü’ne yapılan intihar saldırılarında 27 kişi yaşamını yitirdi. Saray’ın çiftliği Isıtmalı hurmalarla gündeme gelen Saray’a şimdi de sera ve kümes kuruluyor Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın bahçesinde hurma ağaçları olduğu ancak meyve vermediği için ithal ısıtma sistemleri getirtildiği tartışma sı; Saray’da yeni bir yapının daha plan landığını ortaya çıkardı. Saray yerleşke sinde 2 bin metrekarelik bir sera kuruldu. Seranın plan notlarından süs bit kileri, salatalık, domates ve biber yetiştirileceği gö rüldü. Hurmalar ise sera SİNAN nın plan resimlerinde yer TARTANOĞLU aldı. Atatürk Orman Çiftli ği arazisine kurulan Saray için “Cumhurbaşkanlığı Çiftlik Yapıları” adıyla yapılan planlamada büyük bir kü mesin de yer aldığı öğrenildi. Ankara’da ‘sera hurması’ Mimarlar Odası Ankara Şubesi Başkanı Tezcan Karakuş Candan, hurma ağacının Ankara iklim koşullarında ancak bir serada canlı kalabileceğine dikkat çekti. Candan, bunun için Saray yerleşkesi içinde bir sera inşaatının planlamasının Ağustos 2017’de tamamlandığının bilgisini de verdi. Tezcan’ın verdiği bilgilere “Cumhurbaşkanlığı Çiftlik Yapıları” seranın yanında bir de kümes inşaatının planları hazırlandı. 2 bin metrekare sera Candan’ın paylaştığı planlara göre Saray’daki seranın toplam kapladığı alan 2 bin metrekareden fazla. Serada 1150 metrekarelik salatalık, biber ve domates alanı bulunuyor. Saksı bitkileri için ise 680 metrekarelik alan ayrılmış. Seranın depo ve teknik alanı ise 224 metrekare. Candan; seranın ve kümesin yapım maaliyetleri ile birlikte içinde kullanılan bitkilerin ve çiçeklerin maliyetlerinin kamuoyu ile paylaşılması gerektiğine dikkat çekti. İthal bitkilerden Ankara iklimine uygun olmayanların ısıtılması gerektiğinin bunun için de sera koşullarının sağlanması gerektiğinin altını çizen Tezcan, seranın ısıtma maliyetlerinin de hesaplanması gerektiğini vurguladı. Tezcan Karakuş Candan’ın paylaştığı plan resimlerinde seranın yanındaki alanlarda hurma ağacının bir türünün çizildiği görülüyor. Yüzde 80’i Alman firmadan Saray’daki bitki çeşitliliği, Cumhurbaşkanlığı teşkilatına hizmet etmeye başladığından bu yana, her bir harcama kaleminde olduğu gibi tartışılıyor. Daha önce Saray’ın ağaç ve bitki tedarikçisinin Alman Lappen firması olduğu ortaya çıkmıştı. Edinilen bilgiye göre Mimarlar Odası Ankara Şubesi, 2014 yılında Saray’a gönderilen ağaç ve bitki çeşitlerini sormuştu. Lappen firmasından Mimarlar Odası’na gelen yanıta göre; Saray’da kullanılan ağaçların yüzde 80’ini Lappen firması gönderdi. l ANKARA 232 ağacı yerinden etti Beştepe’deki Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın karşısında bulunan alanda 15 Temmuz 2016 Milli Mücadele Müzesi inşaatı tüm hızıyla sürüyor. Saray’ın karşısına daha önce yapılan 15 Temmuz anıtının arkasındaki alanda yaklaşık 90 dönümlük arazide inşaatı süren müzenin 15 Temmuz 2019’da açılmasının planlandığı belirtiliyor. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, CHP’li Sezgin Tanrıkulu’nun bu konudaki soru önergesine “Söz konusu alanda bulunan ağaçlardan ‘sadece 232 adedi’ yerinden başka yere nakledilmiştir. 6 ay içerisinde yaklaşık 6 bin adet yeni ağaç dikilecektir” yanıtını vermişti. Saray’ın karşısına 15 Temmuz müzesi Müze inşaatı, daha önce ‘ağaç kıyımı’ iddialarıyla gündeme gelmiş, inşaatın yapıldığı Devlet Mezarlığı orman alanında çok sayıda ağacın kesildiği öne sürülmüştü. wGünçıkan’ı uğurladık Berat Günçıkan, 59 yaşındaydı. Cumhuriyet’te uzun yıllar görev yapan Berat Günçıkan (59), yaşamını yitirdi. Cumhuriyet Pazar Dergi’nin Genel Yayın yönetmenlerinden Günçıkan’ın cenazesi Şakirin Camii’nde düzenlenen törenin ardından Karacaahmet Mezarlığı’nda toprağa verildi. Uzun süredir tedavi gören Berat Günçıkan’dan önceki gece acı haber geldi. Günçıkan için dün Üsküdar Karacaahmet’te bulunan Şakirin Camii’nde tören düzenlendi. Törene Cumhuriyet Genel Yayın Yönetmeni Aykut Küçükkaya, Yazıişleri Müdürü Olcay Büyüktaş Akça, yazarımız Orhan Bursalı, karikatürist Musa Kart, yazar Nebil Özgentürk, HDP milletvekili Filiz Kerestecioğlu, eski milletvekilleri Barış Yarkadaş, Ertuğrul Kürkçü, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Başkanı Şebnem Korur Fincancı, 78’liler Girişimi Sözcüsü Celalettin Can, insan hakları savunucusu Nimet Tanrıkulu, Cumhuriyet çalışanları ile Günçıkan’ın dostları ve arkadaşları katıldı. Günçıkan’ın cenazesi Karacaahmet Mezarlığı’nda toprağa verildi. l İSTANBUL / Cumhuriyet Muhalif ve feminist Yazılarında muhalif, feminist kimliğini öne çıkaran Berat Günçıkan, 1959 yılında Balıkesir’de doğdu. İlk ve orta öğrenimini Eskişehir’de tamamladı. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nden mezun olduktan sonra Eskişehir’de yerel gazetelerde çalışarak mesleğe başlayan Günçıkan, daha sonra Cumhuriyet Adana bürosuna geçti. Cumhuriyet ve Cumhuriyet Dergi’de yayımlanan belgesel röportaj yazılarını ve dizi “Haraşo’dan Nataşa’ya”, “Beyaz Ruslar”, “Kızıl Ruslar” , “Gölgenin Kadınları”, “Cumartesi Anneleri”, “Milliyetçilik”, “Linç Kültürünün Tarihsel Kökeni” isimleri altında kitaplaştırdı. Günçıkan’ın ayrıca “Benim Küçük İmparatorluğumMurtaza Çelikel Kitabı”, “Adalet Yoksa Gelecek de Yok Aysel Çelikel Kitabı” adlı kitapları bulunuyor. Günçıkan, son yıllarda yayınevlerinde editörlük yapıyordu. Akademisyenden tepki çeken paylaşım Necmettin Erbakan Üniversitesi Havacılık ve Uzay Bilimleri Fakültesi Deka nı Prof. Dr. Mehmet Karalı, yerel seçimler de kadın adaylara oy verme yeceğini söyledi. Karalı, Twit ter hesabı üzerinden yaptığı skandal paylaşımda iyi bir ço cuk yetiştirmenin ve iyi bir ‘ev hanımı’ olmanın ‘bakan, baş kan ya da başarılı bir iş kadı Mehmet Karalı nı’ olmaktan daha ‘elzem’ olduğunu savundu. “İlan ediyo rum” notuyla bir açıklama yayımlayan Karalı, “Aile hayatına yönelik bazı politikaları yanlış buluyorum. İyi bir çocuk yetiştirmek, iyi bir ev hanımı olmak bakan, başkan, başarılı bir iş kadını olmaktan elzemdir, seçimde kadın lara oy vermeyeceğim” ifadelerini kullandı. Öte yandan açıklamalarının başka yöne çe kildiğini öne süre Karalı, bir paylaşım daha yaparak, “Kadınlarımıza verilen değerin, aile bağlamından uzaklaştırılıp iş hayatındaki kat kılarıyla ölçülmesinden ve böylece ailenin za rar görmesinden rahatsızlık duyduğum için bir twit attım. Ancak konunun başka yerlere çe kilmesinden rahatsız olduğum için söz konusu twit’imi çekiyorum” dedi. l Haber Merkezi Engelin her tonu SGK’li hastaların vermesi gereken parmak ve avuç izi, engelliler için şart değil ama bilinmediği için zorluk çıkarılıyor Türkiye Sakatlar Derneği İzmir Şubesi Başkanı Psikolog İlknur Peder, özel hastane ve tıp merkezlerinde SSK’li hastalar için zorunlu olan parmak izi uygulamasının, elleri ve parmakları olmayan engelliler için fark lı sorunlara neden olduğunu söyledi. Peder, “Kendim dahil birçok arkadaşımız benzer sorunlar yaşıyor. Bakanlığın ilgili yönetmenliğine rağmen özel sağlık kurumu çalışanları ile yöneticilerinin bundan haberdar olmadıklarını, farklı zorluklar çıkardıklarını gözlemliyoruz” dedi. SGK’nin ilgili yönetmeliğinde “Acil durumlar ile genel sağlık sigortalı olan 12 yaş ve altı ço cuklar ile 65 yaş üstü kişiler, her iki eli olmayanlar, her iki elinde avuç içi damar izi bütünlüğü bozulmuş olanlar, felç ve benzeri tıbbi nedenlerden dolayı avuç içi damar izi alınamayan kişilerin, avuç içi damar izi sistemiyle biyometrik kimlik doğrulamasının yapılması gerekmiyor” ifadesine yer verildiğini anımsatan Peder, şunları söyledi: “Ciddi biçimde bilgi eksikliği var. Medula sisteminin el iziparmak izi alınması mümkün olmadığı durumlarda alternatif kayıt yöntemi var. Bu açıkça belirtilmiş, düşünülmüştür. Özel hastanelerin, sağlık kurumlarını bize karşı daha duyarlı olmaya davet ediyoruz.” l İZMİR / Cumhuriyet Kim inanır? Erdoğan, Cumhurbaşkanı sıfatıyla  yayımladığı 10 Kasım mesajında “Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal’i, ebediyete irtihalinin yıldönümünde saygıyla yâd ediyorum” demiş. Atatürk’e “Atatürk” diyemeyen Erdoğan’ın mesajı şöyle: “Milletine duyduğu sonsuz güven ve inancıyla çıktığı zorlu yolda, milletimizi müşterek bir ideal etrafında birleştirmeyi başaran Gazi Mustafa Kemal, İstiklal Mücadelemizi Cumhuriyetimizin kuruluşuyla taçlandırmıştır. Gazi’nin mücadeleci ve kurucu vasıflarını gençlerimize ve çocuklarımıza iyi anlatmalı, onun “en büyük eserim” dediği Cumhuriyetimizi ilelebet yaşatmak ve daha ileriye taşımak için üzerimize düşen sorumlulukları hep birlikte yerine getirmeliyiz. Cumhuriyetimizin 95. yılını iftiharla kutlayan Türkiye, istikrar içinde güçlenmeye ve büyümeye devam ederken, ecdadımızın her dönemde önüne çıkan engelleri birlik ve beraberlik içinde aştığını, milli ve manevi değerlerini her şart altında yaşattığını, inandığı yoldan asla dönmediğini, istiklaline ve istikbaline canı pahasına sahip çıktığını da unutmamalıyız.” HHH Ama aynı Erdoğan 2002 yılında, Star TV’de yayımlanan bir kasette, kurallarını kendi inancı dışındaki yapının koyduğu bir toplumda yaşadıklarını belirterek, “O kuralları değiştirip kendi nizamımızı getirmenin mücadelesini veriyoruz” diyor. Ardından mücadelenin yöntemini şöyle açıklıyor: “Biz bu toplumun içinde yeni bir nizamı hâkim kılmanın mücadelesi içindeyiz. Neydi o mücadele? Zamana ve zemine göre değişmeyen doğrunun iktidar olmasıdır. Bu mücadeleyi iktidara getirme noktasında gerekiyorsa ne yaparım dedim. Papaz elbisesi dahi giyerim. Bu var mı usulün içinde? Var tabii ki.” (İstanbul Milliyet, 30 Mayıs 2002) Hangi Erdoğan’a inanalım? Önemli olan ne yaptığı. 16 yıldır, 2002 yılında açıkladığı programı gerçekleştirmek için elinden geleni yapmakta. HHH Gerçekten kim inanır? AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın ağzından çıkan sözlere inanmamamız için binlerce neden var. Örneğin: “Biz bu toplumun içinde yeni bir nizamı hâkim kılmanın mücadelesi içindeyiz. Neydi o mücadele? Zamana ve zemine göre değişmeyen doğrunun iktidar olmasıdır” diyor. İsyancı ve darbeci bir iddia: 2002 yılında, Cumhuriyetin “nizamı” anayasanın Başlangıç Bölümü ile onun ilk dört maddesinde değişmez bir şekilde belirtilmiştir. Erdoğan’ın kurmak istediği “nizam”, o halde, Cumhuriyetin kuruluş ilkelerine karşıdır. Bu karşı oluşu 2003 yılından bu yana kanıtlamıştır: “Zamana ve zemine karşı değişmeyen doğru” ancak köktenci dinlerde ve dinci diktatoryada olur. HHH Atatürk’e inatla “Atatürk” diyemeyişinin mikrobunu bu nizamın cerahati üretmektedir. Erdoğan’a  göre Mustafa Kemal Paşa 1923 öncesini, Atatürk ise Erdoğan’ın hayal ettiği “nizam”a engel olan  Devrimci Laik Cumhuriyeti temsil etmekte. “Gazi Mustafa Kemal, İstiklal Mücadelemizi Cumhuriyetimizin kuruluşuyla taçlandırmıştır” diyor.  Peki, sonra ne olmuş? Erdoğan’ın hayallerine engel olan Cumhuriyet Devrimleri yapılmış… Zaten, kurallarını kendi inancı dışındaki yapının (yani Laik Cumhuriyetin) koyduğu bir toplumda yaşadıklarını belirterek “O kuralları değiştirip kendi nizamımızı getirmenin mücadelesini veriyoruz” diyor. 16 yıldır bu barbar mücadelenin hoyrat uygulamalarına hedef olmaktayız zaten! HHH Erdoğan’ın 10 Kasım mesajında sözünü ettiği, her dönemde önüne çıkan engelleri birlik ve beraberlik içinde aşan, milli ve manevi değerlerini her şart altında yaşatan, inandığı yoldan asla dönmeyen, istiklaline ve istikbaline canı pahasına sahip çıkan ecdadı kim? Kuşkusuz yıkmak istediği Laik Cumhuriyeti kuranlar değil! ENKAZIN YERİ TESPİT EDİLDİ Eğitim uçağı düştü: 2 kişi kayıp Denizli Merkezefendi yakınlarında dün sabah iki kişilik tek motorlu eğitim uçağı düştü. Aydın’daki bir uçuş akademisine ait olan ve içinde pilot Hamdi Yılmaz ile 2 yıldır uçak eğitimi aldığı öğrenilen öğrencisi teknisyen Merve Altun’un bulunduğu TCJZC tescilli tek motorlu Cessna 172 tipi uçak, dün sabah Çıldır Havalimanı’ndan havalandıktan kısa süre sonra Babadağ civarında radardan kayboldu ve telsiz irtibatı kesildi. Yoğun sis altında 7 saat süren çalışmaların ardından uçağın, kent merkezine yakın olan Merkezefendi ilçesi Başkarcı Dağı’na düştüğü tespit edildi. SABIKALI UÇAK Son dönemdeki ölümlü kazalar şöyle: l 30 Ekim 2018: Manavgat, Cessna 152 l 27 Haziran 2018: Adıyaman, Cessna 172SP l 16 Şubat 2018: İzmir, SF260D l 31 Ekim 2017: Tekirdağ, TCEOL l 24 Mart 2017: Samsun, Cessna 172 l17 Ağustos 2016: Tekirdağ, Tecnam P2006T l 12 Şubat 2013: Mersin, Cessna 17. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle