15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KULTUR ‘Ghost’ (Hayalet) müzikalinin provaları başladı 90’lı yılların Hollywood efsanesi “Ghost” (Hayalet), müzikal uyarlamasıyla 19 Ekim28 Ekim tarihleri arasında Zorlu PSM’de gerçekleşecek 13 performansın provalarına başladı. Müzikleriyle romantizmin bambaşka bir boyutunun eklendiği müzikal; etkileyici efektler ve hikâyesinin büyüsüne eşlik eden sahne kurgusuyla izleyicileri etkilemeye hazırlanıyor. 2011’de prömiyeri yapılan ve 3 Tony adaylığı bulunan müzikalin biletleri biletix.com üzerinden satışta. ‘Yolculuk, varılacak12 [email protected] EDİTÖR: eMRAH KOLUKISA TASARIM: eMİNE BİLGET Pazartesi 8 Ekim 2018 yerden önemli’ Adını büyükannesi Fahrelnissa Zeid’den alan Lübnan doğumlu sanatçı Nissa Raad’ın ilk solo sergisi Dirimart Nişantaşı’nda ziyaretçilerini bekliyor Nissa Raad kendisi henüz 10 yaşındayken hayata veda eden büyükannesi Fahrelnis sa Zeid’in üzerindeki etkisini yadsı mıyor. Adını da ondan alan ama kı saca Nissa olarak kullanmayı ter cih eden sanatçı ile ilk solo sergisi ni açmak üzere geldi ği İstanbul’da, sergi nin açıldığı Dirimart Nişantaşı’nda bir araya geldik ve kısa bir söy leşi yaptık. “Yarısı Do EMRAH lu” (serginin orijinal KOLUKISA adı olan “Sweetness of Lemons”ın tam kelime çevirisi “limonların tatlılığı”) başlığıy la iyimserlik imasında bulunan sergi sine dair ilk sorumuz o meşhur “mut luluğun resmi”ne dair oldu elbette. “İnsanları iyi hissettirmeyi seviyo rum. Mutlu sanat... Bu sergi için ‘ya şam sana limon veriyorsa limonata ya pacaksın’ deyişinden ilham aldım. Li monlar tatlı değil elbette, ekşi, onları tatlı yapacak olan sizsiniz. Hayatta da aynı şekilde, bazı zorluklar çıkabilir karşınıza ama olumlu olanı bulmak, iyiyi, güzeli, değerli olanı aramak zo rundasınız. Ve kötü şeyleri de silmeli siniz. O yüzden işte resimlerimde bol bol beyaz alanlar kullandım, sevme diğim alanlar onlar, ve sevdiklerime konsantre olmaya çalıştım. n Kullandığınız renklere anlam yüklüyor musunuz? Pek sayılmaz. Benim genel yaklaşı mım çok rastlantısal, spontane... Ne yaptığım üzerine hiç düşünmüyorum, çünkü fazla kafa yorduğunuzda genel likle iş berbat oluyor. Beyninizi değil, kalbinizi, ruhunuzu ve duygularınızı kullanarak resim yapmalısınız bence. Ben biten ürüne değil, o sonuca giden yola odaklanıyorum daha çok. Çün kü esere odaklanırsanız çok fazla mü kemmeliyetçi olup strese giriyorsunuz ve bütün süreçten zevk almayı başara mıyorsunuz. Yani yolculuk, varılacak yerden daha önemli. ‘Sanat güzel olmamalı’ n Stres dışında mükemmellikten uzaklaştıran ne var sizi? Bence mükemmeliyetçilik çok sıkıcı olabiliyor, oysa sanat güzel olmamalı, ilginç olmalı ve bir tepki yaratabil meli. Kötü bir tepki bile birisinin nefreti gibi hiç tepki almamasından daha iyidir. n Bu sergideki 10 tablo bir serinin parçaları mı? Aslına bakarsanız bunlar benim ilk soyut işlerim. Amman’daki ilk solo sergim “Hara” adını taşıyordu, yani “Mahalle”. Genel olarak Amman’dan ve oradaki küçük evlerden yola çıkan bir sergiydi. Sonraki sergim “Zen” adını taşıyordu ve büyük ölçüde doğadan ilham alıyordu. Doğadan figürler, organik formlar, kuşlar... Yani daha figüratif başladım ve burada ilk kez soyuta geçiş yaptım. Zorlayıcı ama bir o kadar da ilginç ve zevkliydi. n O zaman şunu sorayım, hangisi daha önce geliyor sizin için, renk mi, form mu? Renk... Form hakkında hiç kafa yor muyorum, o en son aşamada geliyor. Sanıyorum renklere olan sevgim bana büyükannemden geçmiş. Onun güçlü ve ifadeli renklerini miras almışım sanki. Zeid’in mirası n Onu ben de hissettim ama büyükanneniz Fahrelnissa Zeid’in son derece kontrollü soyut formlarına karşılık sizin... Nasıl söylemeli... Daha esnek formlar diyebiliriz belki. Resme ilk başladığımda mükemmelliğe çok odaklanmıştım. Kafamda önceden oluşturduğum bir şeyi yakalamaya çalışıyordum. Bu da beni mutsuz ediyordu çünkü hiçbir zaman onu tam istediğim gibi aktaramıyordum. Kafamı kullanmayı bıraktığım anda, düşünmeyip sadece çizmeye başladığımda güdüsel olarak yaratmaya baş ladım. Aslında o aşamada resim benim efendim, ben de onun kölesi oluyorum. Ne yapmam gerektiğini bana o söylüyor. n Fahrelnissa Zeid sanat dünyasında çok önemli bir isim. Hiç onun gölgesinde kalmak gibi bir endişeniz oldu mu? Elbette, nasıl olmasın. O öldüğünde ben çok küçüktüm ama büyürken etrafımda hep onun sanatı vardı. Hayatımda çok büyük bir etkisi vardır ve onunla aynı adı taşıdığımız için de ona layık olmak gibi bir endişem var hep. Keşke hayatta olsaydı da bu sergiyi görebilseydi... Eminim, daha doğrusu umarım, gurur duyardı benimle. Nissa Raad’ın “Yarısı Dolu” başlıklı sergisi 4 Kasım’a dek Dirimart Nişantaşı’nda ziyaret edilebilir. 14. Zürih Film Festivali WIm Wenders’lE sona erdi Ödüller hepimize iyi gelir ESİN KÜÇÜKTEPEPINAR Yaklaşık 160 filmlik devasa programıyla 27 Eylül7 Ekim arasında dünyanın sinemasını ve sinemacısını bir araya getiren 14. Zürih Film Festivali’nin önceki akşam benzersiz Zürih Operası’nda yapılan kapanış töreninde ödüller sahiplerini buldu, adına özel bir bölüm düzenlenen Wim Wenders’a da Onur Ödülü’lü sunuldu. “Bu yaşta ödül almanın keyfi büyük. Yaşam Boyu Onur Ödülü bile olsa hâlâ sevildiğinizi, işinizin henüz bitmediğini söylüyor sanki size. Gençlerde ise durum farklı olabilir, insan bir yerlere gelmek için çabalarken haklı olarak desteklenmek, kalabalıkların arasından seçilmek istiyor” diyen 73 yaşındaki sinemacı yine de yeni başlayanlara ‘ödüller semboliktir, hepimize iyi gelir ama çok ciddiye almayın, Wim Wenders olmayınca küsmeyin, devam edin’ mesajını verdi. 70’li yılların Yeni Alman Sineması ekolünün öncülerinden Wim Wenders’in “American Fri end” (1977) ve Altın Palmiye kazanan “ParisTexas” (1984) gibi önemli filmleri seyirciye ulaştı. “Alice Judi Dench ve Donald Sutherland gibi efsane oyunculara da Onur Ödülü veren festival Johny Depp, John C. Reilly, Viggo Mortensen, Nadin Labaki, Julian Schnabel, Pawel Pawlikovsky gibi isimleri yeni filmleriyle ağırladı. En iyi film “Girl” Kapitalin merkezi Zurih’te ünlülerin yanı sıra önemli bölüm başlıklarında küresellik ve acımasız kapitalizm çarkındaki insanlık halleri misali dünya meselelerine odaklanan filmler de büyük ilgi gördü, kentin muhtelif yerlerine yayılan sinemalardaki gösterimler tıklım tıklım doldu. “‘Hashtag#Bigdata’ başlığında “The Truth About Robots” gibi filmler gösterildi, maksat ‘bilginin’ ar tık yeni yüzyılın petrolü olarak değerlendiği üzerine kafa yormaktı. “Border Lines” bölümü ise adı üzerinde savaşlar ve ekonomik açmazlar nedeniyle sınırlar arasında telef olan insanlıktan manzaralar gündeme getirdi. Festivalin merakla izlenen Uluslararası yarışmasında, Altın Göz ödülünü 15 yaşındaki ergen bir trans bireyin balerin olma çabasını anlatan “Girl Kazandı. Lukas Dhont’un yönettiği, bu yıl Cannes’da ilk filmlere verilen Altın Kamera, Fipresci ve Kuir Palmiye ödülleriyle baştacı edilen film, bizim Filmekimi programında da yer alıyor. Uluslararası Belgesel Yarışması’nda ise TaylandDanimarka hattındaki evliliklerle değişen yaşamları anlatan “Heartbound” kazandı. Seyirci Ödülü’nü “Cold November” ile Ismet Sijarina alırken, İsviçreli eleştirmenler Danimarka filmi “Guilty”yi seçti. PAZARTESİ SİNEMASI’NDA ‘Mahler Bunalımda’BUGÜN GoetheInstitut Istanbul ve Beyoğlu Pera Sineması işbirliğiy adlı film gösterilecek. Gustav Mahler mektubu onu dehşete düşürmüştür;  1910 yazında Sigmund Freud’la görüş tanınmış mimar Walter Gropius,  bu le, Beyoğlu Pera Sineması’nda dü mek üzere Hollanda’ya gider. Çün mektupta Alma’yla yaşadığı aşk ma zenlenen Pazartesi Sineması etkin kü büyük müzisyen korkunç bir kıs cerasını tüm detaylarıyla anlatmak liğinde bu akşam saat 19.00’da yö kançlığın pençesinde kıvranmakta tadır. Mahler büyük bir bunalıma gi netmenliğini Percy Adlon ve Felix dır: Kendi adına gönderilmiş, ama rer. Sigmund Freud Mahler’i kendisiy Adlon‘un yaptığı “Mahler Bunalımda” eşi Alma’ya hitaben yazılmış bir aşk le acılı bir hesaplaşmaya zorlar. CRR’de Kromatik Konçerto 85 yıl sonra seslendirildi Cemal Reşit Rey ölümünün 33. ve doğumunun 114. yıldönümünde, adını taşıyan konser salonu CRR’nin 4 Ekim’deki sezon açılış konserinde, tamamı bestelerinden oluşan programla anıldı. Konserde Paris’teki ilk seslendirilişinden 85 yıl sonra Türkiye’nin yurtdışında seslendirilen ilk piyano konçertosu olan “Kromatik Konçerto” Aydın Karlıbel solistliğinde ilk kez seslendirildi. Tenor Hüseyin Likos’un da “Mistik” adlı şiirini seslendirdiği konseri piyanist şef Can Okan yönetti. Çoğu genç sanatçılardan oluşan 80 kişilik CRR orkestrası Rey’in “Ensantaneler” ve “Türkiye Senfonik Şiiri”ni heyecanla seslendirdi. Karlıbel bis parçası olarak da 1. Piyano Konçertosu’nun 2. Bölümü’nü Seher Tanrıyar anısına çaldı. Marmaris’te kısa film coşkusu Bu yıl 4’üncü kez düzenlenecek Marmaris Uluslararası Kısa Film Festivali, 914 Ekim tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Festival etkinlikleri, saat 10.0000.00 arasında Armutalan Kültür Merkezi, film gösterimleriyse saat 10.0012.30 arası Marmaris Sinemaları’nda, saat 11.0017:30 arası Marmaris Belediyesi Kültür Sanat Evi’nde, açık hava gösterimleriyse saat 20.3022.30 arası halk plajı ve Netsel Marina AVM’de gerçekleştirilecek. Festival direktörü, sinema sanatçısı ve yönetmen Şeref Öztürk, festivalle ilgili olarak, “Marmaris, bu festival sayesinde, uluslararası kimliğini ön plana çıkararak, dünya genelinde çok sayıda yönetmen, yapımcı, oyuncu ve sektörün önde gelen akademisyenlerine ev sahipliği yapacak, kentimizde alternatif turizmin öncüsü olma yolunda emin adımlarla yürüyecek ve sanat turizminin kalbi olacak. Bunun son örneği, Norveç’in Trondheim şehrinde yaşayan Türkler tarafından kurulan ve amacı Norveç ve Türkiye arasında karşılıklı olarak kültürel anlayışı arttırmak ve kültürel alışverişe destek olmak olan Trondheim NorveçTürk Derneği’nce alınan karar gereği, Marmaris Festivaliyle eşzamanlı olarak Norveç’te de gösterimlerin gerçekleştirilmesidir” diye konuştu. Ünlülerle söyleşiler Eskişehir Büyükşehir Belediye Başka nı Prof. Dr. Yılmaz Bü yükerşen, eski Kül tür Bakanı Suat Çağla yan, eski Devlet Baka nı Yılmaz Karakoyun lu, sinema eleştirme ni Atilla Dorsay, gaze teci yazar Merdan Ya nardağ, gazeteci yazar Nida Yılmaz, oyuncu Göksel Arsoy, oyun M. Samancılar cu Menderes Saman cılar, sinema yazarı Ba nu Bozdemir, akademisyenler Murat Tır pan ve Serdar Kökçeoğlu’nun konuşmacı olduğu panellerde, ülkemiz sinemasının sorunları ve çözümleri tartışılarak, dün den bugüne sinemamıza geniş bir yelpa zeden bakılacak. T.C. KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI DEVLET OPERA VE BALESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ İSTANBUL DEVLET OPERA VE BALESİ MÜDÜRLÜĞÜ THE RAKE’S PROGRESS* / I.Stravinskyopera3perde 12, 16, 17 Ekim Saat: 20.00 / 13 Ekim Saat: 16.00 GÜLDESTAN / B.Murphy modern dans 2 perde 17 Ekim Saat: 20.30 Zorlu PSMTurkcell Platinum Sahnesi DON KİŞOT* / L.Minkus bale 2 perde 19, 23, 25, 26 Ekim Saat: 20.00 / 20 Ekim Saat: 16.00 ARKEOLOJİ MÜZESİ DİNLETİLERİ 21 Ekim Saat: 13.00 İstanbul Arkeoloji Müzeleri FUAYE KONSERİ* 24 Ekim Saat: 18.00 * Kadıköy Belediyesi Süreyya Opera Sahnesi Bilet satış için: www.operabale.gov.tr / www.biletiva.com Kadıköy Belediyesi Süreyya Opera Sahnesi: 0216 346 15 31 / 120 121 C M Y B5 ekim ilan 1 10/5/18 1:37 PM
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle