16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KULTUR Nedim Gürsel’in siyasi yazıları kitaplaştırıldı Nedim Gürsel’in siyasi yazıları “Turquie libre, j’écris ton nom  Özgür Türkiye, Yazarım Adını” başlığıyla Fransa’da, Bleuautour Yayınevi tarafından yayımlandı. Doğrudan Fransızca kaleme aldığı bu kitabında Gürsel, tek adam rejimini eleştirirken düşünce özgürlüğüyle hu kuk devleti ilkelerini savunuyor. Okurlarıyla demokrat ve daha özgür bir Türkiye özlemini paylaşan yazarın kitapta güncel yazılarının yanı sıra Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ve eski Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande’a yazdığı açık mektuplar da yer alıyor. 14 Malum bugün Cadılar Bayramı. Ecnebilerin deyişiyle Halloween. Paganik bir âdetin Hıristiyanlaştırılmış bir versiyonu olan Cadılar Bayramı her nedense bizde de bir süredir, dar bir çevrede de olsa, kutlanır oldu; elbette daha çok bir kostümlü parti eğlencesine indirgenerek. John Carpenter’ın 1978 tarihli korku filmi klasiği “Halloween”in (ve ardından çekilen 9 devam filmiyle çoğu Amerikan yapımı sayısız TV dizisindeki Halloween temalı bölümler ve esprilerin) bu tuhaf kültürel öykünmede önemli bir yeri olduğunu söylemek çok da yanlış olmaz herhalde. O halde biz de bugüne özel bir şey yapalım ve bu Cadılar Bayramı’nda, ilkinden 40 yıl sonra çekilen ve diğer tüm filmleri yok sayarak orijinal filme eklemlenen yeni “Halloween”e bir göz atalım. Dikkatli okurlar anımsayacaktır, yönetmenliğini David Gordon Green’in üstlendiği yeni “Halloween” gişede muazzam bir açılış yaptı ve ABD’de tüm zamanların en iyi açılış yapan üçüncü korku filmi oldu. Başrolünde 55 yaş üstü bir kadın oyuncunun oynadığı düşünülürse (ABD’de tüm bu faktörlerin Candan Erçetin’li Cumhuriyet Bayramı Türk pop müziğinin başarılı ismi Candan Erçetin, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı Kuşadası İsmail Cem Dostluk ve Barış Meydanı’nda verdiği konserle kutladı. Fener alayından sonra Cumhuriyet’in 95. yıldönümü kutlamaları kapsamında sahne alan Erçetin, 2 saate yakın performansını sergiledi. Konsere 10 bin kişi katıldı. Bugünkü özgürlüğümüzü Atatürk’e borçlu olduğumuzu belirten Erçetin, Ata’nın sanata verdiği değerin önemini vurguladı. l Kültür Servisi İdil Biret Bursalılarla yarın buluşacak Bursa Bölge Devlet Senfoni Orkestrası (BBDSO), yarın akşam ülkemizin önemli piyanistlerinden İdil Biret ile Mendelssohn ve Chopin’in eserlerini Bursalı müzikseverlerle buluşturuyor. Uludağ Premium’un sponsorluğunda Bursa Filarmoni Derneği’nin desteklediği BBDSO ve ünlü piyanistimiz İdil Biret Chopin’in 2 numaralı piyano konçertosunu seslendirecek. Orkestrayı şef Ender Sakpınar’ın yöneteceği konserde ayrıca Felix Mendelssohn’un 3 numaralı, “İskoç” adıyla bilinen ünlü senfoni de yer alacak. l Kültür Servisi 40 yıllıkEDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK TASARIM: BAHADIR AKTAŞ [email protected] korku efsanesi Günün anlam ve önemine denk düşen ‘Halloween’ ilki 40 yıl önce vizyona çıkan efsanevi serinin muhtemelen en iddialı devam filmi olarak izleyicisini bekliyor hesaba katıldığını belirtelim, maalesef böyle acımasız bir reyting sistemi var) bu gişe başarısının neden bu kadar önemli olduğu da anlaşılır. Öte yandan filmi izleyince şunu da anlıyorsunuz ki, tüm bunlar aslında çok sağlam bir tanıtım kampanyasının sonucu. Haftalar hatta aylar öncesinden öyle bir hava yaratılıyor ki daha filmi izlemeden bunun serinin en başarılı devam filmi olduğu duygusu yerleşiyor zihninize. Asıl başarı bu olsa gerek. Şiddeti yüksek gerilimi düşük John Carpenter’ı gerilim/korku sinemasında majör bir isim olarak tanıtan “Halloween” elbette yönetmenin en önemli filmi değildi ama zamanın ruhunu yakalamış, 80’lerin eşiğinde şiddetin gitgide yükseldiği bir dönemde ve orta sınıf beyaz Amerikan ailesinin dehşetle sınandığı/sindirildiği (ve Raegan’a hazırlandığı) bir zamanda popüler kültürde kendine genişçe bir yer açmayı bilmiş bir yapımdı. Haliyle devam filmleri de geldi. Ne var ki, hemen her klasikleşmiş tür filminde olduğu gi bi devam filmleri asla ilk film kadar başarılı olamadı, zira çekildikleri dönemin ruhunu yakalamaktan ziyade şiddet yoğunluklu formüllere saplanıp kaldılar ve klasik olmaktansa kült olmayı hedeflediler. İşin kötüsü onu da başaramadılar (belki bir tek Rom Zombie imzalı 2007 tarihli “Halloween” hariç, ama o da bir yere kadar elbette). Senaryosunu Danny McBride’ın (kendisi komedi dizilerinden tanıdğımız bir oyuncu) yazdığı ve kariyerinde daha çok komedi filmleriyle övgü toplamış David Gordon Green’in yönettiği son “Halloween”in de açıkçası bundan 10 yıl sonra çok hatırlanacağını sanmıyorum ama en azından orijinal filmin tonuna sadık kalarak, yani eşeği sağlam kazığa bağlayarak akıllılık ettiklerini söyleyebiliriz. Michael Myers hakkında neredeyse hiçbir yeni bilginin paylaşılmadığı film onu soyutlaşmış bir kötülük sembolü ele alarak ilk filmin yaklaşımına uygun bir anlatım yakalıyor örneğin. İlk filmin yapımcısı Mustapha Akkad’ın oğlu Malek Akkad’ın yapımcı olarak yer aldığı ve yıllar sonra ilk kez John Carpenter’ın da kenarından köşesinden de olsa dahil olduğu yeni film şimdiye kadarki tüm devam filmlerini bir kenara itiyor ve sanki 40 yıl boyunca hiçbir şey olmamış gibi Michael Myers ve Laurie Strode’un savaşına odaklanıyor. Çok fazla detaya girip seyir keyfini bozmayalım ama elbette bu film de olası bir devam filmine yetecek bir belirsizlikle sonlanıyor, hemen her korku filminde olduğu gibi. İlk filmden daha kanlı ama ne yazık ki gerilimi daha düşük bir film olsa da Carpenter’ın efsanevi müziği (yeni bir versiyonunu yine Carpenter bestelemiş), bir hayli yaşlanmış olsa da Jamie Lee Curtis’in sağlam performansı ve medarı iftiharımız Haluk Bilginer’in ilk filmdeki Dr. Loomis karakterini anımsatacak denli kilit önemi haiz Dr. Sartain’deki güçlü performansı filmi izlenir kılıyor. Yani bu akşam gideceğiniz bir parti falan yoksa sinemaya gitmek ve eski usul bir korku filmi izlemek iyi bir fikir olabilir. John Carpenter’ın 78’de yaptığını günümüz için başaran bir film arayanlara ise David Robert Mitchell’in 2014 tarihli “It FollowsPeşimdeki Şeytan” adlı filmini önerebilirim mesela. Arca Kulen Özyar’dan ‘Uzak Bedenler’ Uzun yıllar Füreya Koral atölyesinde çalışmış sanatçı Arca Kulen Özyar’ın “Uzak Bedenler” sergisi, 8 Kasım 1 Aralık tarihleri arasında Galeri FE izleyicisiyle buluşuyor. Arca Kulen Özyar’ın kişisel sergisi, renkli elbiseleri, kıvırcık saçları ve za man zaman beliren kanatlarıyla meleklerin seramik bedenlere dönüşünü konu alıyor. Özyar, beden ruh, yaşam ölüm gibi hayata dair zıt kavramların altını çizdiği sergide, kadın figürüne yöneliyor. l Kültür Servisi ‘Persona’ tiyatro sahnesinde Tiyatro Öteki Hayatlar, bu yıl tüm dünyada 100. doğum yılı kutlanan İsveçli yönetmen Ingmar Bergman’ın 1966 tarihli filmi “Persona”yı sahneye uyarlıyor. Oyunun ilk gösterimleri 16 17 Kasım’da bomontiada Alt’ta olacak. Oyunun biletlerine Mobilet’ten ulaşılabiliyor. Yazar ve dramaturg H. Can Utku tarafından uyarlanan ve Yiğit Tuna’nın sahneye koy duğu oyunda Berrin Dinçer ve Eda Erman rol alıyor. Uyarlama, filmin iki karakter arasındaki sürekli kimlik çatışmasını çeşitli yönlerden yorumlamaya uygun sinematografisini, sahne üzerinde farklı bir seyir boyutuna taşıyor. Saint Benoît Lisesi’nin destekleriyle sahneye koyulan oyun, sezon boyunca farklı sahnelerde seyirci karşısına çıkacak. l Kültür Servisi Assos’ta 2 bin yıllık ‘strigilis’ler bulundu Çanakkale’nin Ayvacık ilçesine bağlı Behramkale köyü sınırları içinde yer alan Assos antik kentinde, dönemin sporcuları tarafından güneşten korunmak amacıyla vücutlarına sürdükleri zeytinyağını temizlemek için kullanılan yaklaşık 2 bin yıllık bronz strigilisler bulundu. Demir ya da bronzdan yapılan strigilisler, şekil olarak yarım ayı andırıyor. Assos Antik Kenti Kazı Heyeti Başkanı Prof. Dr. Nurettin Arslan, “O dönem güneşten zeytinyağı kullanarak korunmayı tercih ediyorlar. Spor sonrası vücuttaki zeytinyağını da yine sabun veya çeşitli temizlik malzemeleri bulunmadığı için te mizlemek için bir yöntem bulmaları gerekiyor. Spor ve antrenman sonrası bu yağlardan kurtulması için ise elenmiş ince temiz kumu vücutlarına sürüyorlar, strigilis ile bu yağı emen kumu vücutlarından arındırıyorlar. Son olarak soğuk duş ile yağdan kurtuluyorlar” diye konuştu. Arslan, Assos’ta yapılan kazılarda tespit edilen erkek mezarlarının büyük bölümünde striligise rastlandığını hatırlattı. l AA ‘Yeşil Rehber’ İKSV Galaları’nda iki yeni film Her ay beklenen filmleri sinemaseverlerle buluşturan İKSV Galaları, kasımda “Widows / Dul Kadınlar” ve “Green Book / Yeşil Rehber” filmlerini sunacak. Oscar’lı yönetmen Steve McQueen’in, başrolünde Viola Davis ile Michelle Rodriguez’in yer aldığı yeni filmi “Widows / Dul Kadınlar”, 13 Kasım Salı akşamı 21.30’da Cinemaximum City’s Nişantaşı’nda gösterilecek. İKSV Galaları’nın diğer filmi Green Book / Yeşil Rehber ise 27 Kasım Salı akşamı 21.30’da Cinemaximum City’s Nişantaşı’nda sinemaseverlerin karşısında olacak. l Kültür Servisi ‘Dul Kadınlar’ Filmin Notu: 6/10 Çarşamba 31 Ekim 2018 Gençler artık büyüdü Geçen hafta dünya sahnelerinde ünlenen genç müzikçilerimiz Boğaziçi’nin Albert Long Hall sahnesindeydiler. Neredeyse hepsinin yıllar içinde nasıl geliştiklerini, Türkiye’den çıkıp nasıl dünya sahnelerine açıldıklarını izledik. Bugün ünlenen gençlerimiz Albert Long Hall’de ilk çaldıklarında kimi yedi buçuk, kimi on, kimi on beş yaşındaydı. Şimdi onları dünyaca ünlü yarışmaları kazanmış veya dereceye girmiş; aranılır sanatçılar olarak görmek büyük kıvancımız. Pekineller yıllar önce başlattıkları “Dünya Sahnelerinde Genç Müzisyenler” projesinde yetenekli gençlerimize nice ünlü sahnenin yolunu gösterdiler. Onlara çalgı temin ettiler, yurtdışındaki önemli müzik okullarında ünlü hocalarla çalışma olanağı yarattılar, sonra da yarışmalara girmeleri ve ünlü salonlarda çalabilmeleri için onları yüreklendirdiler. Üstelik her attıkları adımda onları izlediler. Güher ve Süher Pekinel bugün adlarını çağımızın yorumculuk tarihine yazdırtmış üstün müzisyenler. Çevreyi çok iyi tanıyorlar. Dünyanın dört bir yanındaki konservatuvarların, öğretmenlerin ve yarışmaların düzeyini biliyorlar. Pekineller’e de bir zamanlar Herbert von Karajan gibi tarihi bir şef bu şekilde yol göstermiş, şimdi kendi deneylerinden yararlanıyorlar. Kemancı Veriko Çumburidze 1996 Adana doğumlu. Geçen yıl dünyanın en prestijli keman yarışmalarından 15. Wieniawski keman yarışmasının birincisi oldu. Şimdi kendisine her yerden konser teklifi yağıyor. Kemancı Alican Süner 1992 Mersin doğumlu. 22.Postacchini keman yarışmasında tüm kategorilerin birincisi oldu ve kendisine İtalyan Cumhurbaşkanlığı madalyası verildi. Piyanist Can Çakmur 1997 Ankara doğumlu. 12. Uluslararası Roma yarışmasında ve 2017 İskoçya piyano yarışmasında birincilik aldı. Piyanist ve orkestra şefi Tolga Atalay Ün, 1995 Ankara doğumlu. Londra Thomas Harris Beethoven yarışmasında birincilik aldı. Biz geçen hafta bu azimli ve başarılı gençleri oda müziği ortamında ikili, üçlü ve dörtlü gruplar halinde dinledik. Onların yıllar içinde nasıl geliştiğini, sahne güveni kazandığını görerek kıvanç duyduk. Teknik üstünlükleri bir yana, her bir eserde bestecinin üslubuna titizlikle uymaları da dikkatimizi çekti. Umarım ilerde bütün bu gençler yeni yetişenlerin elinden tutar, onlara yol gösterirler. Tekfen’den sonbahar konseri Tekfen Filarmoni Orkestrası, son yıllarda artan konser sayısıyla ve yeni şefleri Aziz Shokhakimov ile dikkat çekiyor. İtalyan trompetçi Omar Tomasoni, Amsterdam Concertgebouw’ın birinci trompetçisi. Alexandr Harutyunyan’ın Doğu renkleri taşıyan ilginç konçertosuyla orkestranın solisti oldu. Orkestra son zamanlarda birinci kemanda Hande Küden ve birinci çelloda Nil Kocamangil gibi solistlerimizin yerleşiminde, emin ellerde yapılandığını kanıtlıyor. Özellikle Dvorak’ın 8. Senfonisi’nde eserin renklerini ve ses gürlüklerini görkemli bir şekilde ortaya çıkardı. ‘CRR Fuaye Dinletileri’ başladı İstanbul Büyükşehir Belediyesi Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda, yeni sezonda her etkinlik öncesi fuaye alanında müzik dinletisi sunuluyor. “CRR Fuaye Dinletileri” kapsamında, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Orkestralar Müdürlüğü Oda Müziği Topluluğu duo ve kuartet olarak performans sergiliyor. Saat 19.00 ile 19.45 arası sunulan dinleti, o akşam gerçekleşecek konserin içeriğine göre şekilleniyor. Flütte Duygu Şahiner ve arpta Burcu Aygider, duo olarak sergiledikleri performansta, Türk ve dünya müziğinden örnekler icra ediyor. Fagotta Hande Everes, obuada Beste Özensoy, klarnette Merve Türkmen ve flütte Ceyda Sağlam’ın kuartet olarak sundukları dinletinin repertuvarı ise dünya klasiklerinden oluşuyor. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle