20 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DUNYA Suu Kyi tepkileri dindirme peşinde Myanmar’ın fiili lideri, Nobel Barış Ödüllü Aung San Suu Kyi, 25 Ağustos’ta başlayan Arakanlı Müslümanların insani krizine uluslararası tepkilerin büyümesi üzerine ilk kez ulusa seslendi. Kriz nedeniyle BM Genel Kurulu toplantısına katılmayan Suu Kyi, bölgedeki insan hakları ihlallerini kı nayıp sorumlu olanların yargılanacağını söyledi. Uluslararası incelemeden korkmadıklarını da savundu. “Bangladeş’le 1990’larda onayladıkları teyit süreci uyarınca bu ülkeye kaçan ve sığınmacı oldukları teyit edilenleri sorunsuz kabul edeceklerini” kaydetti. Çoluk çocuk Arakanlıların Bangladeş’teki sığınmacı kamplarında yardım dağıtılırken yaşadıkları zorlu anlar dün bir kez daha objektiflere yansıdı. Çarşamba 20 Eylül 2017 [email protected] EDİTÖR: BETÜL BERİŞE TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Son dakika pazarlığı 13 IKBY lideri Barzani, Erbil ve Bağdat arasında, referandumun yerini tutacak anlaşma yapılıp, buna ABDAvrupa cephesinden garanti verilirse oylamayı erteleyebileceklerini söyledi Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) gelecek pazartesi düzenleyeceğini duyurduğu bağımsızlık referandumuna yönelik artan uluslararası baskılar üzerine dün “alternatif sunulması, garanti verilmesi halinde” geri adım atabilecekleri olasılığını masaya getirdi. IKBY Başkanı Mesud Barzani, referanduma alternatif sunulması şartıyla Bağdat hükümetine anlaşmaya varmak için süre tanıdıklarını duyurdu. Erbil’in Soran ilçesindeki mitingde konuşan Barzani, “Sorunlarının bölgesel ve merkezi hükümet arasında arabuluculuk yapmayı teklif eden uluslararası toplum olmadığını” söyledi. Referandumu ertelemenin ancak merkezi yönetimle referanduma denk bir anlaşma yapılmasına bağlı olduğunu kaydetti. Somut garantiler istediklerini belirten Barzani, ikiüç gün içinde referandumun ertelenmesine karşılık teklifin sunulması halinde 25 Eylül’de kutlama yapacaklarını, aksi halde sandığa gideceklerini yineledi. ‘bSeınliırrleBnaeğcdeakt’’la “Referandumun alternatifi Erbil ve Bağdat arasında... Referandumun yerini tutacak ikili bir anlaşma yapılıp, ABD ve Avrupa ülkeleri tarafından desteklenir ve yerine getireceğine dair garanti verilirse olur. Ancak dürüst olmam gerekirse Bağdat bu konuda istenilen seviyede değil” diye de ekledi. Dün Russia Today’e konuşan IKBY Başbakanı Neçirvan Barzani ise “Referandumun yapılması, hemen bağımsızlık ilan edileceği anlamına gelmiyor. Kürdistan sınırları Bağdat’la görüşmelerle belirlenecek. Gelecekte Kerkük yönetimine özel statü lazım” mesajlarını verdi. Kerkük’te önceki gün bir grup referandum yanlısı gösteri düzenledi. Kerkük’te eller tetikte IKBY’nin referandum adımı Kerkük’ü karıştırdı. Statüsü tartışmalı, petrol zengini Kerkük kenti, referanduma katılma kararı eşliğinde krizin parçası haline gelirken önceki gece çatışmalara sahne oldu. Irak Türkmen Milliyetçi Hareketi ofisleri önündeki çatışmalarda bir Kürt’ün ölmesi üzerine gece sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Kerkük üzerinden etnik savaş başlamasına dair endişeler de büyüdü. Irak Türkmen Cephesi’nin Kerkük yetkilisi Muhammed Seman Kenan, önceki akşam Kürt bayrakları taşıyan motosikletli saldırganların Türkmen ofisine ateş açması sonucu korumaların yanıt verdiğini, saldırganlardan birini öldürüp üçünü ağır yaraladığını anlattı. Birkaç saat sonra öldürülen saldırganın kardeşi nin de olduğu bir polis devriyesinin bir başka Türkmen ofisine saldırması üzerine yine çatışmalar çıktığını, ancak etnik olarak karışık bir güvenlik gücünün bölgeye gelmesiyle çatışmaların sona erdiğini söyledi. Kürt yetkililere göreyse referandumu kutlayan konvoylar geçerken Türkmen ofislerinden ateş açılması sonucu bir kişi öldü, 6 kişi yaralandı. Önceki gece Kerkük’e çok sayıda polis konuşlandı. Tüm etnik grupların temsil edildiği bir komitenin olayları soruşturduğunu duyuran Emniyet Müdürü Tuğgeneral Hattab Ömer, “pervasız heyecanlı gençleri” sorumlu tutarken gözaltılardan söz etti. Kerkük Polis Sözcüsü Albay Kamil Weysi ise Türkmen Milliyetçi Hareketi’nin binasından ateş açan 9 kişinin (korumanın) savcılık kararıy la gözaltına alındığını duyurdu. Kürt, Türkmen, Arap, Kelda ni ve Süryanilerin yaşadığı Kerkük, IKBY’nin içinde olmamasına karşın, 2014’te IŞİD’le savaşın başlamasından beri fiilen peşmerge kontrolünde. Irak Türkmen Milliyetçi Hareketi “Irak merkezi hükümetinden Kerkük’ün durumuna acilen el koymasını talep ediyoruz, yoksa durumun çok daha vahim olacağı aşikâr” çağrısı yaptı. Kerim meydan okudu Dün Kerkük İl Meclisi, Irak Meclisi’nin Vali Necmedin Kerim hakkında verdiği “görevden alma” kararını reddederken kentte refenduma katılım mitingi düzenlendi. Peşmerge kıyafetiyle gelen Kerim, “Kerkük, Kürdistan’ın Kudüs’üdür” dedi. SDG’YE 120 TIR SİLAH GİTTİ Suriye’de hem Rakka hem Deyr ez Zor’da operasyon yürüten, Ankara’nın terör örgütü gördüğü YPG’nin anabileşeni olduğu Suriye Demokratik Güçleri’ne (SDG) ABD yine askeri yardımda bulundu. Dün sabah SDG’ye ağır silah ve Hummer yüklü 120 TIR daha ulaştı. Kamışlı’da saldırı Öte yandan Kürt bölgesi Rojava’nın Kamışlı kentinde bombalı saldırı düzenlendi. Önceki gece otogarda bomba yüklü bir motosikletin patlatılması sonucu 5 yaşındaki bir çocuk öldü, 4 sivil yaralandı. Kürt güvenlik güçleri saldırıyla ilgili Suriye hükümetine bağlı milisleri suçladı. AFP ajansı, saldırının, PYD/YPG’nin Rojava’da federal bölge ilan etmesi sonrası cuma günü düzenlenecek seçimlerin öncesine denk geldiğine ve hem Şam’ın hem de Ankara’nın bu sürece kesinkes karşı çıktığına dikkat çekti. SIKIŞAN NUSRA HAMA’YA YÖNELDİ Suriye savaşına çözüm için Astana görüşmelerinin 6. turunda, garantör ülkeler Rusya, Türkiye ve İran, İdlib vilayetinin “gerilimi azaltma bölgeleri”ne katılması konusunda anlaşırken cihatçı örgütlerin dün Hama’nın kuzeyinde orduya karşı büyük bir saldırı başlattıkları bildirildi. Londra merkezli muhaliflere yakın Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, aralarında Nusra’nın başını çektiği çatı örgüt Tahrir el Şam’ın da bulunduğu cihatçı grupların Nusra’nın kontrolündeki İdlib ile komşu Hama arasındaki sınırda hükümetin elinde bulunan köylere saldırdığını duyurdu. Saldırıya Türkistan İslami Partisi militanlarının yanı sıra Özgür Suriye Ordusu’na (ÖSO) bağlı bir grubun da katıldığı kaydedildi. Bunun bölgede geçen marttan bu yana düzenlenen en büyük saldırı olduğu belirtildi. Gözlemevi, Suriye ve Rus savaş uçaklarının bölgeye bombardıman düzenlediğini, sahada şiddetli çatışmalar yaşandığını da aktardı. Hava saldırılarında İdlib’de üç hastanenin hedef olduğu iddia edildi. Suriye askeri kaynakları ise sadece muhaliflerin konvoylarının ve mevzilerinin vurulduğunu savundu. Lübnan Hizbullah’ı kaynakları ise Nusra saldırısını püskürttüklerini bildirdi. Bibi ile Sisi, New York’ta buluştu Trump: Yok İsrail Başbakanı Binyamin (Bibi) Netanyahu ile Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah Sisi, ilk kez kameraların karşısına birlikte geçti. BM Genel Kurulu toplantılarına katılmak için gittikleri New York’ta 1.5 saat görüşen iki liderin samimi pozları dikkat çekti. Bu, Sisi’nin Mısır lideri olmasından beri kamuya açık ilk görüşmeleri. Sisi ile Bibi’nin daha önce Ürdün ve Mısır’da gizlice görüştükleri iddia edilmişti. Dünkü açık görüşme Mısır’ın arabuluculuğunda Hamas’ın Fetih’le ulusal uzlaşı hükümetini kabul etmesinin ardından geldi. Bibi, bölgenin istikrarı konusunda Mısır’ın çabalarından memnuniyet duyduğunu söyledi. Sisi “İsrail ile Filistin’in kapsamlı bir çözüm için müzakerelere geri dönmesinin önemini” vurguladı. Sisi, Filistin Devlet Başkanı Abbas’la da bir araya geldi. ederiz ABD Başkanı Donald Trump koltuğa gelmesinin ardından dün “Burada temsil edilen haydut devletler bir ülke olarak” nitelendiren Trump, sadece terörü desteklemiyor, aynı za “tek ihracatı terörizm” suçlamasın ilk kez Birleşmiş Milletler (BM) Genel manda diğer ulusları ve kendi halkla da bulundu. Anlaşmanın ABD açısın Kurulu’na hitap ederken hedefinde yi rını insanoğlunun bildiği en yıkıcı si dan “bir utanç” olduğunu iddia etti. ne Kuzey Kore ve İran vardı. Trump, lahlarla tehdit ediyor” ifadelerini kul “İran, Hizbullah ve diğer terör rejimle “Kuzey Kore’nin pervasızca nükleer lanan Trump, “Tehditler karşısında rini destekliyor. İsrail ve diğer komşu silah, balistik füze peşinde koşması pasif davranmayacaklarını” söyledi. larını tehdit ediyor. Tüm dünya, İran’a bütün dünyayı tehdit ediyor. BM, Ku Trump’ın konuşması öncesinde K. Ko karşı bir araya gelmeli” dedi. Tahran’a zey Kore karşıtı yaptırımlara imza at re heyetinin salondan çıktığı görüldü. ABD vatandaşlarını serbest bırakması tı. Bunun için Rusya ve Çin’e teşekkür ediyorum ama daha fazlasını yapma ‘Utanç verici anlaşma’ çağrısı da yaptı. ABD Başkanı, “Radikal İslami terörü mız gerekiyor” dedi. Kuzey Kore lide ABD Başkanı, İran’la 2015 yılında durduracağız, ülkemize zarar verme ri Kim Jong Un’un “intihar misyonun varılan nükleer anlaşmayı da eleştir lerine izin veremeyiz. Bu terörü yayıl da” olduğunu savunup “Geri adım at di. İran’ı “ekonomik açıdan hukuksuz masını sağlayan finans gruplarını ve mazsa, Kuzey Kore’yi tama destek olan devletleri dışlamalı men yok etmekten başka ça yız” diye konuştu. Suriye’ye de remiz kalmaz” diye de ekledi. değinen Trump, Suriye halkı NGÜUKTLEERERRESU’YTEANRISI nı onurlandıracak şekilde krizin hafiflemesi ve politik çözüm arayışında olduklarını kaydetti. Türkiye’ye teşekkür 193 üye ülkeden katılımla önceki gün başlayan BM Genel Kurulu toplantılarında ilk kürsü konuşması dün Genel Sekreter Antonio Guterres tarafından gerçekleşti. Kuzey Kore krizine dikkat çeken Guterres, “Nükleer silahların kullanımının düşünülemez olması gerektiğini” vurguladı. “Milyonlarca insanın Pyongyang tarafından gerçekleştirilen nükleer ve füze denemelerinin gölgesinde yaşadığını, yükselen tansiyonun yanlış hesaplamalara neden olabileceğini” kaydetti, politik bir çözüme işaret etti. ABD Başkanı, konuşmasında sığınmacı krizi konusundaki ça baları nedeniyle Türkiye, Ürdün ve Lübnan’a da teşekkür etti. ABD’nin çıkarlarını savunma vurgusu yapan Trump, “Fark Bastille Günü’ne özendiM toplantıları çerçevesinde ABD Başkanı Trump ile BFransa Cumhurbaşkanı Macron ikili görüşme yaptı. Trump, “harika bir iş çıkardığını” kaydettiği Macron’a, geçen temmuzda Fransa’nın başkenti Paris’te birlikte izlemiş olduğu Bastille Günü’nü hatırlattı ve geçit törenine duymuş olduğu hayranlığı dile getirdi. Trump, ABD’nin bağımsızlık lı ülkelerden aynı kültürü, görüşü paylaşmasını beklemiyoruz ama her devletten diğer devletlerin egemenliğine saygı bekliyoruz” dedi. Trump konuşmasında Venezüella’ya da değindi, Maduro yönetimine yüklendi. “Eğer baskılar devam ederse re günü olan 4 Temmuz’da, başkent Washington’da benzeri bir jime karşı daha fazla adım atma askeri geçit töreni düzenlemeyi planladığını söyledi. ya hazırız” ifadesini kullandı. Katalonya ve kendi kaderini tayinünyanın gözü salt Irak Kürdis tan Bölgesel Yönetimi’nde 25 DEylül’de planlanan bağımsızlık referandumunda değil. Avrupa demokrasi ailesinin üyesi İspanya’nın Katalonya özerk bölgesinde 1 Ekim’de benzeri bir referandum planlanıyor. Hal böyleyken dikkatler, 21. yüzyılda büyük ölçüde kurumsallaşmış egemenlik sistemi ile epeydir emperyalist müdahaleler yoksa, kâğıt üzerinde kalmış ‘ulusların kendi kaderini tayin hakkında’... BM Şartı da dahil uluslararası belgelerde koşullarıyla birlikte anılan bu hak nasıl hayata geçirilebilir? Uluslararası hukukta devletlerin egemenlik hakları karşısında geçerliliği nasıl olabilir? Koşulsuz olabilir mi? Barışa mı hizmet eder, yeni çatışmalar mı doğurur? Bu ve benzeri sorular, hem liberal demokratik dünyada, hem dünya solunda yeniden ısınıyor. HHH Katalonya, 7.5 milyon nüfusuyla Batı’daki girişim olarak mühim bir örnek. İspanya’da Franco diktatörlüğünden demokrasiye geçişte 1977’ten itibaren yerel bütçe de yapabilen bölgesel hükümeti ile her tür kültürel hakkın kullanılabildiği, sanayileşmiş ve varlıklı eyalet. Ekonomik krizden beri milliyetçilik rüzgârı dinmiyor. Katalan milliyetçi muhafazakâr yerel hükümeti, İspanya’yı kızdıran 2014’teki sembolik referandumu bu kez resmileştirip AB içinde bağımsız olarak yerini almayı istiyor. Ayrılma arzusu daha ziyade ayrı ulusal kimliğe sahip olmalarından, daha modern milliyetçilik mefhumu yahut İspanya ortada yokken, Kastilya işgaline uğramış olmalarına uzanan tarihi savlarla gerekçelendiriliyor. Asıl mesele ekonomik. Madrid’le zenginliklerini paylaşırken kâfi pay alamamaktan şikâyetçiler. Eski gazeteci ve belediye başkanı olan Bölge Başkanı Carles Puigdemont i Casamajo, İspanya anayasası ve Kral Felipe’ye sadakat yeminini reddetmiş ilk Katalan lideri. Vatandaşlar da bölünmüş halde. Anketlerde bağımsızlığa destek yaklaşık yarı yarıya. Tıpkı ABD’nin yazdırdığı Irak anayasasındaki gibi İspanyol anayasasında da tek taraflı ayrılma hakkı yok. Madrid referandumu tanımıyor; Katalanları zor yoluyla engelliyor, polis sandıklara ve oy pusulalarına el koyuyor, bağımsızlık yanlısı belediye başkanları hakkında soruşturma açılıyor, internet siteleri kapatılıyor. En son özerk yönetimin eğitim, sağlık ve memur maaşları gibi temel kamu harcamalarının Madrid’deki Maliye’ye bağlanması hamlesi geldi. HHH Çare AB de değil. AB, ‘kendi kaderini tayin hakkını’ teslim etse de Katalonya’nın bağımsızlığını tanımayacağı ve üye yapmayacağını duyurdu. İskoçya ve Quebec gibi farklılaşan tartışmalı vakalar yıllardır baki. Aslında küresel neoliberal düzende, uluslararası hukukta bir ‘ilke’ gibi bahsedilen ‘kendi kaderini tayin hakkı’ işletilemiyor. Egemenlik hakları karşısında hükümsüz kalıyor. Batı’da tek barışçı ayrılık örneği Çekoslovakya. Yugoslavya emperyalist paylaşım savaşıyla parçalandı. Etnik ayrımların altını çizmek ‘bakiye ahalilere’ refah ve istikrardan çok bağımlılık olarak döndü. HHH Hal böyleyken tarihte ‘halkların kardeşliğinin’ var olabildiği, ulusların en kansız biçimde ayrılabildiği tek sahici örnek sistem aslında çöküp gitmiş Sovyetler Birliği. ‘Kendi kaderini tayin hakkını’ tanıyanlar da ironiktir son dönemde liberallerin Hitler ile kıyaslamayı pek sevdikleri Lenin ve Stalin gibi liderler. Marksizmde ‘kendi kaderini tayin hakkı’ diye koşulsuz bir ‘ilahi hak yahut ilke’ yokken, desteğin sebebi sömürgeciliğe karşı üçüncü dünya halklarının bağımsızlık savaşlarına verilen önem, ayrılma hakkını vurgulayarak birleştirme ve enternasyonal dayanışmaydı. Ötesi değil. Türkiye soluna gelince... Bizler hassasiyetlere dokunmaya korktuğumuzdan mevzuyu nedensonuç ilişkisi içinde koşullarıyla etraflıca tartışmaktan aciziz. Çünkü bu hak retorikte ‘ilkesel’ düzeye taşınmışken, Kosova için yazılanlar alkışlanır ama Kıbrıslı Türkler için 500 küsur sene sonra bu anılmak istenmez. Yunanistan’daki Türkler gerici taleplerle Batı Trakya’da ayrılıkçı mücadeleye girişse ne denileceği de bilinemez. Dolayısıyla geriye ‘biz bu hakkı tanırız ama bu her durumda onaylamak manasına gelmez’ kalır. ABD, Afganistan’a 3 bin ek asker gönderiyor ABD Başkanı Donald Trump’ın Afganistan’a takviye planını destekleyen Savunma Bakanı Jim Mattis bu ülkeye yaklaşık 3 bin asker daha yollayacaklarını teyit etti. Ancak henüz son imzaların atılmadığını belirtti. Takviyenin ardından ABD’nin Afganistan’daki toplam asker sayısı 14 bine çıkacak. Trump’ın istediği askeri harcama artışına da Senato onay verdi. 700 milyar dolarlık askeri bütçenin 640 milyarı Pentagon’un silah alımı ve askerlere yapılacak ödemeler gibi ana operasyonlarına harcanacak. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle