23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 16 Eylül 2017 haber 4 EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN CHP YİNE HEDEF OHAL 12 Eylül’ü yaya bıraktı Salı günü 37. yılını tamamladığımız 12 Eylül’ün kurumları yaşamımızı olumsuz etkilemeyi hâlâ sürdürüyor. OHAL döneminin üniformasız görüntüsü, içinde bulunduğumuz sivil vesayetin, 12 Eylül askeri vesayetinin devamı olduğu gerçeğini görmemize engel olmamalıdır. Türkiye’yi küreselleşmenin öncüsü kapitalist âleme eklemleyecek düzeni oluşturmak ve yeşil kuşak projesi bağrındaki işlevlerini eksiksiz yerine getirebilmesini sağlamak amacıyla yapılan 12 Eylül darbesinden sonra, geçilen çok partili rejimin beklentileri tümüyle karşılayacak performansı gösterememesi üzerine, bu işlevi layıkıyla yerine getirecek sivil vesayet rejimine hayat verecek formül olan “ılımlı İslam” projesi için bir TürkAmerikan ortak yapımı olan AKP dizayn edildi. AKP İslamcı yönetimi, Türkiye’yi kapitalizmin çıkarları ve emperyalizmin bölgedeki emelleriyle bütünleştirecek kalıba sokmak üzere, doğrudan iktidar olarak, siyasal yaşama adımını attı. 12 Eylül ile aynı amaçlar doğrultusunda dizayn edilmiş olan AKP’nin, bir avantajı da sivil görüntüsü ve dini kullanmaktaki hüneriydi. HHH AKP üniformalı vesayeti tasfiye edip yerine, kendi vesayetini ikame ederken 12 Eylül’ün bütün yöntem ve kurumlarını kullandı. Böylelikle AKP iktidarında askeri vesayet yerine sivil vesayet kaim olurken baskı sürekliliği de sağlanmış oldu. 12 Eylül’ün 38. yılına girdiğimiz şu dönemde, ülke 12 Eylül’ün armağanı olan OHAL rejimi ile yönetilmektedir. OHAL’in bir yılı biraz aşkın uygulamaları dokuz yıllık 12 Eylül sıkıyönetim dönemini çoktan yaya bırakmıştır. Çarşamba günkü Cumhuriyet’te de yayımlanan rakamlar bu gerçeği bütün açıklığıyla ortaya seriyor. Nitekim 12 Eylül döneminde 35 bin kamu görevlisi ihraç edilirken, bu miktar OHAL döneminde 124 bine ulaşmıştır. 12 Eylül’de görevden alınan subay ve astsubay sayısı 2 bin iken sivil vesayet döneminde 7 bin 200 kişiye yükselmiştir. 12 Eylül döneminde hakkında işlem yapılan öğretmenler 3 bin 854 iken AKP döneminde 60 bin 532 olmuştur. 12 Eylül döneminde görevden alınan akademisyen sayısı 120 iken, AKP döneminde bu miktar 4 bin 931’e ulaşmıştır. 12 Eylül’de hakkında işlem yapılan hâkim ve savcı sayısı 47 iken, AKP döneminde 4 bin 238 hâkim ve savcı meslekten men edilmiş bulunmaktadır. 12 Eylül döneminde tutuklu gazeteci sayısı 31 iken AKP döneminde bu sayı 184’e ulaşmış bulunuyor. AKP’nin OHAL döneminin, 12 Eylül’ü yaya bıraktığını gösteren örnekleri artırmak mümkün ama gereksiz. HHH Burada üzerinde durulması gereken nokta, 12 Eylül vesayet rejiminin devamı olan AKP vesayet döneminin yine de amaçlarına ulaşma bakımından tam başarı gösteremediğidir. Bu konuyu irdelerken AKP’nin bir Amerikan Türk ortak yapımı olduğu ve ılımlı İslamın emperyalizm çıkarlarıyla ve kapitalist düzenle bağdaşmak amacıyla dizayn edildiğini unutmamak gerek. Bu alanda ılımlı İslam modeli evrensel ölçekte beklenen başarıyı gösterememiş ve Mısır örneğinde, İhvancı Mursi, Sisi darbesiyle devrilmiştir. Kimilerinin hâlâ nereye oturtacaklarını kestiremedikleri Türkiye’deki 15 Temmuz girişimini de bu açıdan ele alınca, durum açıklık kazanmaktadır. Hem Sisi hem de 15 Temmuz girişiminin ardında aynı gücün (ABD) desteğinin olması, ortak projenin baş mimarı ABD’nin son dönemlerde AKP ve ondan da çok liderine karşı tutumu, zaman içinde yeterince uyumlu görülmeyen, denetim dışı davranışlarla istenen hedeflere varılmasına katkıda bulunamayıp kendi emelleri peşinde koşan, dengesiz olarak algılanan “Türk ılımlı İslam modeli”nin artık ortak yapımcısının çıkarlarıyla çeliştiği, dolayısıyla kendi kuruluş amaçları açısından iflas ettiği gerçeğinin açık kanıtıdır. Bu da ılımlı İslam sivil vesayet rejiminin Türkiye’deki geleceği açısından ciddi bir tehdittir. MHP’de 150 istifa daha Mersin’in Mut ilçesinde belediye başkan yardımcılığı görevinden ayrılan Belediye meclis üyesi Özgür Demirdağ, eski ilçe başkanları, eski meclis üyeleri ve delegelerin de aralarında bulunduğu 150 kişilik bir grup, MHP’den isifa etti. Atatürk Anıtı önünde bir araya gelen grup adına konuşan MHP Mut eski ilçe başkanlarından Muhammet Kayhan, Meral Akşener liderliğindeki harekete destek olmak üzere 150 arkadaşıyla birlikte MHP’den istifa ettiklerini söyledi. l DHA Yargıtay hâkimiyken AKP’nin yargıdaki FETÖ ortaklığına tepki olarak istifa eden ve CHP’nin avukatlığını yapan Çelik, FETÖ iddiasıyla gözaltına alındı Celal Çelik gözaltına alınırken elini kaldırarak gazetecileri selamladı. Celal Çelik kimdir? Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu Celal Çelik, 1999 yılında Ka AKP’ye destek vermişti. Referandumun kabul edilmesinin ardından yapılan HSYK üye zarların, saygın bilim adamlarının, (özel görevli) yargı eliyle adeta avlanarak, zindanlar dıköy hâkim adayı olarak göreve başladı. Sı liği seçimlerini cemaathükümet listesi ka da çürütüldüğü ve böylelikle toplumda baskı rasıyla Isparta, Kırıkkale, Çankırı ve Yargıtay zanırken, Celal Çelik’in arasında bulunduğu oluşturulduğu”nu kaydetmişti. Tetkik Hâkimi olarak görev yapan Çelik, 2011 hâkim ve savcılar buna karşı çıkmıştı. 2010 İstifa etmesinin ardından avukatlığa baş yılında hâkimlikten istifa etti. ve 2011 yıllarındaki HSYK’nin atamalarıyla yar layan Celal Çelik, uzun süredir CHP ve Celal Çelik, Yargıtay Tetkik Hâkimliği gö gıda cemaatçi yapılanma oluşmuştu. Celal Kılıçdaroğlu’nun avukatlığını yapıyordu. Son revini sürdürürken Emine Ülker Tarhan’ın Çelik, yaşananlara tepki olarak Eylül 2011’de dönemde televizyonlardaki tartışma prog başkanlığını yaptığı YARSAV’da yönetim ku hâkimlikten istifa etmişti. Çelik, istifa dilek ramlarına hukukçu kimliği ile katılan Çe rulu üyesi olarak görev yapıyordu. AKP ikti çesinde yargının, hukukun üstünlüğü ve hal lik, AKP’nin FETÖ ile ilişkisine yönelik çarpı darı, o dönem yargıyı ele geçirmek için ana ka adalet dağıtmak ülküsünden uzaklaştığı cı yorumlarda bulunuyordu. Çelik, son olarak yasa değişikliği hazırlamış ve 12 Eylül 2010’da nı belirtirken, Ergenekon ve Balyoz davala Akıncı davasına Kılıçdaroğlu adına müdahillik referanduma sunmuştu. Şu an FETÖ adı al rı ile “Düşünen, söyleyen ve yazan muhalif talebinde bulunurken, FETÖ’nin siyasi ayağı tında soruşturulan cemaat de referandumda lerin; saygın basın mensuplarının, saygın ya nın ortaya çıkarılmasını istemişti. Kılıçdaroğlu: Akıl tutulması var TBMM’de konuya ilişkin gazetecilerin sorularını yanıtlayan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, “Hayatım boyunca hep demokrasiyi, insan haklarını savundum. Hayatım boyunca elimde bilgi ve belge olmadan hiç kimseyi suçlamadım. Ama bugün yapılanlar demokrasi adına yüz karası şeyler. FETÖ ile mücadele adı altında yapılan mücadele sadece ve sadece FETÖ’ye destek mücadelesidir. Bir avukat, düzgün bir avukat, Yargıtay’da FETÖ’nün egemen olduğu günlerde istifa etmek zorunda kalan bir avukat. FETÖ’nün oradaki egemenliğine isyan edip istifa eden bir insan. Akıl tutulması var, ne diyebilirim” değerlendirmesinde bulundu. ‘Kumpaslara direndi’ CHP Sözcüsü Bülent Tezcan, Celal Çelik’in evinin önünde yaptığı açıklamada, Çelik’in yaşamının hiçbir döneminde, FETÖ ile yolunun kesişmediğini vurguladı. Tezcan, “Dün tarihli bir soruşturmadan bahsediliyor. Bunu kabul edebilmek mümkün değil. Ne yazık ki yalanın sınırı yok. İftiranın insa ‘Gözaltı hukuk dışı’ Ömer Faruk Eminağaoğlu, Celal Çelik’in gözaltına alınmasının bile soruşturmanın hukukun dışına çıkılarak yapıldığını ortaya koyduğunu dile getirdi. Eminağaoğlu, “Hukukun dışına çıkılarak başlatılan adımların sonu başkaca hukuka aykırılıkları ortaya çıkarır. Bu da hukuk devleti yönünden daha büyük kaygıların ortaya çıkmasına yol açacaktır. Her geçen gün daha da karanlık tablo oluşuyor” diye konuştu. fı yok. Celal Çelik’i herkes bilir. Çelik, FETÖ’nün en kudretli olduğu dönemde, bu çetenin yargıda en yüksek noktalarda olduğu dönemde büyük bir cesaretle Ergenekon, Balyoz gibi FETÖ çetesinin yargı eliyle yaptığı kumpas davalarına karşı direnmiştir. Yaşamının her döneminde FETÖ ile mücadele etmiştir ve hâkimlik mesleğini kariyerinin en güzel noktasında cesaret edip bırakmıştır. Celal Çelik’in evinde bugün FETÖ’cü diye arama yapılabiliyorsa bilin ki Türkiye’de sokaktan geçen herkes artık bu tehdidin altındadır” dedi. Hâkim ve savcıları uyaran Tezcan, “Çelik’in yeni tezgâhlar kumpaslayabilmek için böyle bir muameleye maruz bırakılmasını ne hukuk ne adalet ne ahlak ne vicdan kabul eder. Buna yüksek sesle karşı çıkacağız. Yargı mensuplarının da savcılıkların da siyasetin parçası ve malzemesi olmadan doğrudan doğruya yargıç gibi, savcı gibi, hukuk adamı gibi hareket etmelerini bekliyoruz.” dedi. İktidara seslenen Bülent Tezcan, şunları söyledi: “Siyasetin, bu işin arkasında, herhangi bir şekilde parmağı varsa bilsinler ki bu kumpaslar da yarın açığa çıkacaktır. Eğer siyasi iktidarın arkadan koruma ve kollaması altında bu soruşturmalar yürümüyorsa biliniz ki özellikle kripto FETÖ’cüler işbaşında. Hâlâ birileri, bu soruşturmaları sulandırmak için böyle bir tezgah kurdu. Yok, eğer Ergenekon ve Balyoz kumpaslarında olduğu gibi yargıyı kullanan bu anlayış, bugün sizin korumanız ve kollamanız altında bu soruşturmaları yürütüyorsa bundan dün kimseye ekmek çıkmadı; bugün de kimseye ekmek çıkmaz.” CHP’Lİ ŞAFAK Pavey sağlık sorunları nedeniyle istifaSINI SUNDU Milletvekili olmadan mücadeleye devam CHP İstanbul Milletvekili Şafak Pavey, sağlık sorunlarını gerekçe göstere rek milletvekilliğinden istifa etti. İstifasının ardından açıklama yapan Pavey, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na teşekkür ederek, istifasına artan sağlık sorunlarını gerekçe olarak sundu. Pavey, “6 yıldır yürekten inanarak sürdürdüğüm mücadeleye bundan sonra da milletvekili olmadan devam etmeye kararlıyım” dedi. TBMM İçtüzüğü’ne göre tek taraflı olmayan milletvekilinin istifası durumun da Meclis Başkanlık Divanı tarafından istifanın geçerliliği tespit edilerek, Meclis Genel Kurul’unda oylamaya sunuluyor. İstifa, toplantıya katılanların salt çoğunluğunun oyuyla kabul edilebilir. Pavey’in istifasının kabul edilmesi durumunda CHP’nin sandalye sayısı 133’ten 132’ye düşecek. l ANKARA/Cumhuriyet CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun avukatı ve CHP Yüksek Disiplin Kurulu (YDK) üyesi Celal Çelik, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü FETÖ soruşturması kapsamında Ankara’da gözaltına alındı. Hâkimlik yaptığı dönemde yargıdaki FETÖ yapılanmasına karşı mücadelesiyle bilinen, AKPcemaat ortaklığıyla yapılan 12 Eylül 2010’daki anayasa değişikliğinin ardından yargıdaki kadrolaşmaya tepki olarak istifa eden Celal Çelik, son olarak Akıncı davasına Kılıçdaroğlu adına verdiği müdahillik dilekçesinde, FETÖ’nün siyasi ayağının ortaya çıkarılmasını da istemişti. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, yürüttüğü bir FETÖ soruşturması kapsamında, Kılıçdaroğlu’nun avukatı Celal Çelik hakkında dün sabah gözaltı kararı çıkardı. Savcılığın talimatı üzerine Ankara Emniyeti Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’ne bağlı polisler, sabah saatlerinde avukat Celal Çelik’in Ankara’daki evine giderek, gözaltı kararını bildirdi. Polisler, evde öğlene kadar süren bir arama gerçekleştirdi, dijital materyallere el konuldu. Arama sırasında CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Bülent Tezcan ve bazı milletvekilleri de eve gelerek süreci takip etti. Çelik, öğle saatlerinde aramanın tamamlanmasıyla TEM polisleri tarafından gözaltına alınarak İstanbul’a götürüldü. İddiaları AA geçti Celal Çelik henüz evde arama sürerken ve hakkındaki gözaltı nedenini bilmezken, savcılık ve polis gözaltı sebebini Anadolu Ajansı’na sızdırdı. AA’nın haberinde gözaltının “FETÖ’nün avukatlık yapılanmasına yönelik yürütülen FETÖ soruşturması kapsamında” olduğu öne sürülürken, “Şüphelinin kapatılan STV, Bugün gibi FETÖ kanallarının Digiturk’ten çıkarılması üzerine, aboneliğini iptal ettirdiği belirtildi. Öte yandan avukat Çelik’in MİT TIR’larının durdurulma sürecinde, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun eski başdanışmanlarından Fatih Gürsul ile yoğun şekilde irtibatlı olduğu belirtildi” iddiasına yer verildi. Erdoğan mesajı vermişti Gözaltının MİT TIR’ları paralelinde yapıldığının sızdırılması, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçen ayki sözlerini akıllara getirdi. CHP’li Enis Berberoğlu’nun MİT TIR’ları davasında ceza alıp tutuklanmasının ardından “Adalet” Yürüyüşü yapan Kılıçdaroğlu’nu hedef alan ve 13 Ağustos’ta açıklama yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ana muhalefetin başındaki zat, ülkesinin aleyhine işlediği bir suçtan dolayı halen cezaevinde bulunan milletvekili ile ilgili konunun kendisine kadar ulaşmasından endişe ettiği için şimdiden ön almaya, suyu bulandırmaya çalışıyor. Eğer yakında, bu içeride olan zat ile alakalı Kılıçdaroğlu’nun bağlantısı çıkarsa şaşmayın ha! İçeriden değişik haberler alıyorum” demişti. l ANKARA/Cumhuriyet Fransa Dışişleri Bakanı: Hükümet ile görüşen sadece biz kaldık İKLİM ÖNGEL ye Erdoğan’dan ibaret CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçda değil” karşılığını verdiği belirtildi. Kılıçdaroğlu’nun roğlu, Fransa Dışişle Meclis’teki makamın ri Bakanı Jean Yves Le Drian ile bir araya gel da gerçekleşen görüşmeden edinilen di. Türkiye AB ilişkilerinin gündeme geldiği bilgiye göre, Fransız Bakan, Adalet toplantıda Le Drian’ın Avrupa ülkeleri arasın Basına kapalı görüşme 45 dakika sürdü. Yürüyüşü’nün dünyada yankı uyandırdığını da kendileri dışında hükümet ile dialog ku söyleyerek Kılıçdaroğlu’nu “hukuktan ve deran ülke kalmadığını belirterek, Türkiye’nin mokrasiden yana tavrı nedeniyle” kutladı. özgürlük ve demokrasi konularında adım Le Drian daha sonra Başbakan Bina atmadıkça, AB’de bir ilerleme sağlanamaya li Yıldırım tarafından da kabul edildi. cağını söylediği öğrenildi. Kılıçdaroğlu’nun Başbakanlık’tan yapılan açıklamaya gö ise bu sözlere, “AB’nin Erdoğan’a dönük re, görüşmede mevcut işbirliğinin daha olumsuz yaklaşımı nedeniyle Türkiye’ye da güçlendirilmesi hususlarındaki ortak zarar verilmesini kabul edemeyiz. Türki karara varıldı. l ANKARA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle