03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 20 Ağustos 2017 EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ TASARIM: EMİNE BİLGET haber 5 AB Bakanı ‘sol’u Avrupa’da seviyor AB Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, IŞİD’in Barselona’daki terör saldırısının ardından yaşanan gelişmeler ile ilgili olarak, “Barselona’da İslam karşıtı gösteri düzenlemek iste yen faşist bir grubu, sol görüşlü Katalan örgütle rin temsilcileri ve halk engelledi. Bu olay bi Ömer Çelik le DAEŞ ve Avru pa’daki ırkçıların birbirirni nasıl beslediğini gösteriyor” dedi. Çelik, twitter mesajlarında, “Barselona’da İslam karşıtı gösteri düzenlemek isteyen faşist bir grubu, sol görüşlü Katalan örgütlerin temsilcileri ve halk engelledi. Sol görüşlü Katalan örgütlerin temsilcileri Barselona’nın hoşgörü kenti olduğunu, İslam karşıtı gösterilere izin vermeyeceklerini belirtti” dedi. “Sol görüşlü göstercilerin” “Faşistler dışarı”, “Halklar arasında dayanışma, ne DEAŞ, ne faşizm” pankartı taşıdıklarını aktaran Çelik, “Bu olay bile DAEŞ ve Avrupa’daki ırkçıların birbirirni nasıl beslediğini gösteriyor. DAEŞ’in İslam düşmanlığını beslemek ve kışkırtmak için nasıl hedef seçtiğinin de açık bir göstergesi. İslama ve insanlığa düşman bir yapı” değerlendirmesini yaptı. l ANKARA / Cumhuriyet Kazanım uyarısı Erdoğan’ın Almanya seçimleri ile ilgili “Ne Hıristiyan Demokratları ne SPD’yi ne Yeşilleri destekleyin” çağrısı Almanya’daki Türklerin tepkisini çekti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Almanya seçimleri ile ilgili Türk yurttaşlara yaptığı, “Sakın bu yanlışa dü ‘NE KADAR ETKİLİ OLUR’A YANIT ARANıYOR şüp de bunları desteklemeyin. Bunlar Türkiye düşmanlarıdır. Ne Hıristiyan Demokratları ne SPD’yi ne Yeşilleri destekleyin. Türkiye’ye karşı düşmanlık yapmayan partilere destek verin” çağrısına Sosyal Demokrat Halk Dernekleri Federasyonu tepki gösterdi. Sosyal Demokrat Halk Dernekleri Federasyonu (HDF) Genel Başkanı Necip Şahin, Almanya’daki seçimlerle ilgili Türk yurttaşlarının üzerinde etki edilmeye çalışılmasının onlara olumsuz yan Deutsche Welle, Erdoğan’ın çağrısının seçimlerde ne kadar etkili olabileceğini mercek altında aldı. Haberde, “24 Eylül’de seçime giden Almanya’da 3 milyon Türkiye kökenli insan yaşıyor. Göçmen gruplar üzerinde uzman Data4U adlı düşünce araştırma kuruluşu, Almanya’da 1 milyon 250 bin Türkiye kökenli seçmen bulunduğundan yola çıkıyor. Ancak toplam 61 milyon 500 bin seçmen arasında bu küçük bir oran olarak görülüyor” denildi. Haberde Data4U’nun anketine yer verilerek “2013 yılında Türk kökenlilerin yüzde 64’ü SPD’ye oy verdi. İkinci sırayı ise yüzde 12 ile Yeşiller ve Sol Parti paylaştı. Merkel’in partisi Hıristiyan Demokrat Birlik (CDU) ise sadece yüzde 7 oranında oy alabildi. Türkiye kökenlilerin seçimlere katılım oranı yüzde 71.5’ti. Şu anda Türkiye kökenli 11 milletvekili Meclis’te” denildi. ERDOĞAN: HOP OTURUP sıyacağını ve tehlike içerdiğini kaydetti. Çifte vatandaşlık, seçme ve seçilme hakları gibi sonradan elde edilmiş demokratik haklarını mücadele ederek kazandıklarını belirten Şahin, “Almanya ve Türkiye sıkıntı yaşıyor olsalar bile, uzun çabalarla elde ettiğimiz bu haklar, kısır çekişmelere kurban edilmemelidir. HDF olarak da hem Almanya’da, hem de Türkiye’de sosyal demokrat dayanışmayı sürdürmeye kararlıyız” dedi. l İSTANBUL/ Cumhuriyet Erdoğan HOP KALKIYORLAR Erdoğan, Amanya’da yaşayan Türk vatandaşlarına yaptığı “Türkiye düşmanı partilere oy vermeyin” çağrısının ardından Almanya’ya yönelik eleştirilerini sürdürdü. “Almanya rahatsız oldu, hop oturdu hop kalktı... Benim Avrupa’daki kardeşlerim inanıyorum ki siz Almanya’daki seçimlerde birilerine bir ders vereceksiniz. Sen oyunu Türkiye’ye düşmanlık yapmayana ver” ifadelerini kullanan Erdoğan, Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel’e “Hele şimdi bir de Dışişleri Bakanları var evlere şenlik. Hiç haddini bile bilmiyor. Sen kimsin ki Türkiye’nin Cumhurbaşkanı hakkında ko nuşuyorsun. Senin siyasetteki geçmişin ne, kaç yaşındasın? Sen git Dışişleri Bakanı ile konuş. Sen kimsin!” sözleriyle tepki gösterdi. Merkel Kurtardı, ispatlayamadı IŞİD tarafından annesi ve 3 kardeşiyle kaçırılan 6 yaşındaki Ezidi Lazım Ajo’yu babası insan kaçakçılarının elinden kurtardı. Ancak 2 aydır DNA testini bekliyorlar Irak’ın kuzeyinde bulunan Şengal’e 2014 yılında saldıran IŞİD üyeleri, Koço Köyü’nde oturan anne Wetha Ajo, çocukları o tarihte 14 yaşındaki Selam, 5 yaşındaki Hazım, 7 yaşındaki Basım ve 3 yaşındaki Lazım Ajo’yu kaçırdı. Evde olmadıkları için baba Kasım ve oğlu Ali Ajo ise kaçırılmaktan kurtuldu. Önce Irak’ın Telefer kentine ardından Suriye’’in Rakka kentine götürülen Ajo ailesinin fertlerinden haber alamayan baba Kasım Ajo, son olarak insan kaçakçıları aracılığı ile kaçırılan oğlu Lazım’ın (6) izine Suriye’de ulaştı. IŞİD’in kaçırdığı kişileri para karşılığı kaçıran insan kaçakçıları ile temas kuran Kasım Ajo, oğlu Lazım’ın kaçakçılar ta IŞİD’den gördüğü işkenceler nedeniyle konuşamayan Lazım babasından ayrılmak zorunda kaldı. rafından Suriye sınırından geçirildiğini öğrence Türkiye’ye geldi. İnsan kaçakçılarına 8 bin dolar para ödeyip oğlunu alan baba Kasım Ajo oğlu ile birlikte 18 Haziran’da Şırnak’ın Silopi ilçe si yakınlarında bulunan Habur Sınır Kapısı’na gitti. Habur Sınır Kapısı’ndan Irak’ın Duhok kentinde bulunan yakınlarının yanına gitmek isteyen baba Kasım Ajo, oğlu Lazım’ın kimliğinin bulunmaması nedeniyle onu yurtdışına çıkaramayacağını öğrendi. Lazım Ajo, babasından alınıp Şırnak Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü’nün Sevgi Evlerine yerleştirildi. Hakkında soruşturma açılan baba, oğlunun yerini öğrendikten sonra 25 Haziran’da Silopi Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurarak kimlik tespiti için kan örneği verdi. Şırnak Sulh Ceza Hâkimliği, baba Kasım Ajo ve oğlundan alınan kan testlerini DNA tes piti için Diyarbakır Adli Tıp Kurulu’na gönderdi. 3 yıl sonra oğlunu kavuşan baba Ajo, DNA testinin sonuçlarını bekliyor. Diğerlerinden haber yok Eşi ve diğer 3 çocuğunun yaşayıp yaşamadığını dahi bilmediğini söyleyen Kasım Ajo, “Yaşadığımız bu travmanın bir an evvel sonuçlanması için Türkiye’nin yetkililerinden yardım bekliyoruz. Büyük uğraştan sonra bir oğluma kavuştum. 3 yıldır gördüğü esaret koşulları nedeniyle beni tanıyamadı. Kimliği olmadığı için sınır kapasından benden aldılar. DNA testi sonucunun bir an önce açıklanmasını istiyorum” dedi. l DİYARBAKIR/DHA 2 yeni komutan daha belli oldu Yüksek Askeri Şura toplantısının kararlarının ardından yapılan iki atama daha belli oldu. Yaşar Güler’in Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na atanmasından sonda Jandarma Genel Komutanlığı’na Korgeneral Arif Çetin atandı. Çetin’den daha kıdemli olan, Güler’in Kara Kuvvetleri Komutanı olarak görevlendirilmesinden bu yana Jandarma Genel Komutanlığı’nı vekâleten komuta eden Korgeneral Ata Kalkan’in emekliliğini istediği öğrenildi. Yine kıdem ve rütbe krizinin yaşanması ile Oramiral Veysel Kösele’nin istifasını sunduğu Donanma Komutanlığı’na ise Koramiral Ercüment Tatlıoğlu atandı. OHAL döneminde çıkarılan 690 sayılı kararname ile İçişleri Bakanlığı’na bağlanan Jandarma Genel Komutanlığı’nın başına ilk kez kuvvet komutanı atanmış oldu. l ANKARA / Cumhuriyet Karaaslan’dan sürpriz karar Ankara Emniyet Müdürü Mahmut Karaaslan, sürpriz bir kararla, emeklilik dilekçesini vererek yıllık izne ayrıldı. Karaaslan, “Tamamen şahsi kararım. Ben böyle uygun gördüm. Emekliliğimi istedim. Dilekçemi de işleme koydular. Bundan sonrası bizim için hayırlı olsun” açıklamasını yaptı. Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Servet Yılmaz’ın, Karaaslan’dan boşalan Ankara İl Emniyet Müdürlüğü’ne atanacağı öğrenildi. Ankara Garı katliamının ardından, dönemin Ankara Emniyet Müdürü Kadri Kartal görevinden alınmış; Ankara Emniyeti, Merasim Sokak ve Kızılay Meydanı saldırıları sırasında vekâleten yönetilmişti. Karaaslan’ın yeni emniyet müdürleri kararnamesi ile merkeze alınacağını öğrenmesi üzerine emeklilik kararını verdiği belirtildi. l ANKARA / Cumhuriyet Çatışmada 1’i öldü 4’ü yakalandı Hatay’da IŞİD operasyonu Hatay MİT Bölge Başkanlığı ve Hatay Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube ekipleri, Suriye sınırından kaçak olarak Türkiye’ye sokulduğu belirlenen siyah lüks kamyoneti takibe aldı. Hatay’ı geçip İskenderun istikametiVurulan şüpheli yaşamını yitirdi. ne giden araç, Belen ilçesinden Topbağazı Mevkii’nde jandarma ve Özel Harekât timlerinin desteğiyle durduruldu. Kamyonette bulunan 4 kişi teslim olurken, 1 kişi direnip kaçmak istedi. “Dur” ihtarında bulunan ekipler, kaçan şüpheliyi ateş edip ayağından vurdu. Hatay Valiliği tedavi için Hatay Devlet Hastanesi’ne götürülen yaralının yaşamını yitirdiğini açıkladı. Bombalı tuzak ihtimaline karşın bagaj fünye ile patlatılarak açıldı ve 4 çanta incelenmek üzere Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü. Şüpheliler sorguya alınırken, zanlıların Türkiye’ye sansasyonel eylem yapmaya gelen IŞİD’liler olduğu ifade edildi. Öte yandan Gaziantep’te, 11 Ağustos’ta yapılan IŞİD operasyonunda gözaltına alınan 5 şüpheliden 3’ü tutuklandı, 2’si ise adli kontrol kararıyla serbest bırakıldı. l DHA Yıldız çiçekleri... Önce perdeleri çektim... Ay gökyüzüne dönüyordu susuz toprakların üstünde... Federico Garcia Lorca’nın tez solan mercanları, titremenin sarm aşığında çocuk gözlerimi büyütüyordu. Yıldız çiçekleri ve gülleri, yaşamın çoğaldığı saatlerde gölgeli ve serin örtüyü anımsatıyordu... Bir odanın içinde sabaha dek geçmişten konuşmak, yitik iklimlerde sevgiyi aramak artık çok geç... Kanat dolu bakışların isteksiz!.. Neredesin, kimse bilmiyor!.. Cezaevinde ölüm oruçları karşısında duyarlı olmak için salt ins an yüreği taşımak yeter de artar bile!.. Eğer korkusuz kentler kapılarını çoğaltırsa, ölümsüzlük kuşatacak dört bir yanımızı bilmelisin!.. Otuz yıldır çektiğimiz acıları belki de ölene dek yaşayacağız!.. Özgürlük âşığı genç kızların ve delikanlıların, avuçlarında sakladıkları sevdaları arayıp avunacağız! Zaman zaman da yıldızlara uzanıp kibrit çöplerinden alevler yak acağız! Bakıyorum gülümsüyorsun güzel çocuk siyah gözlerinle... Diyorsun ki: “Ben artık büyüdüm!” Sonra mavi perdelere dokunup “Bendeki rüzgârlar anason kokuyor” deyip ekliyorsun: “Sen uzaklardayken seni özleten şeyin ne olduğunu düşünüyorum. Orada gökyüzüne bakmanı, o kentin kahvelerinde oturmanı, martılarla konuşmanı kıskanıyorum. Ama sen kalkıp başka bir şehre gittiğinde ben biraz hüzünleniyorum.. HHH O anda bir şarkı başlıyor ahşap evde... Yerde bir kilim, bir de divan... Gramofon dönüyor, çok eski bir şarkı seni alıp çok uzaklara götürüyor: “Birçok kere yitirdim denizde kendimi Yeni kesilmiş çiçeklerle dolu kulaklarım Dilim sevgiyle, acıyla dolu Birçok kere yitirdim denizde kendimi Bazı çocukların kalbinde yitirdiğim gibi.” Yeşil rüzgâr ve yeşil dallar damar gibi akan ırmağın çevresinde kış çiçekleriyle buluşurken sen yaşanmamış aşkları anlatıyorsun hep!.. Diyorsun ki: “Bir güvercin gibi ak O gizli kıyıda Susadık öğle üzeri Ama tuzluydu sular.” O saatlerde Yorgo Seferis’le buluştuğunu biliyordum İyonya’da... Yaralarla dönmüştük yurdumuza, elimiz kolumuz tutmuyordu, ağzımız tuz pas içindeydi... Kuzeye doğru yol almıştık uyandığımızda; lekesiz kanatlarıyla bizi sislere salan kuğuların yaraladığı yabancılardık... Şimdi ellerimiz böğrümüzde... Sen ve ben, umutları, kışları bölüşüp işi sonuna vardırmıştık... Pablo Neruda’dan hüzün içinde aceleci bir günü ödünç alıp sandalcının türküsünü dinlemiştik... Deniz ilkbaharının kışkırtıcı öpücüğü, zindanlarda ölümü bekleyen çocuklarımızın tutkularına dönüşmüştü... Kendimizden utanıyorduk, elimiz kolumuz bağlı olduğu için... Susmuştuk... Sanat yapıtları, kurşun tablolar, iplikten kederli heykeller korkunç oldular... Kendini aydınlığı berbat etmeye adadı kitaplar; büyük işler pirinçliklerin çamurunda kan lekesiyle kendilerini kabul ettiler... Bizse olup bitenleri sadece seyrediyorduk!. HHH Yıllar hiç temiz değildi... Hele uzakta kalan acılar, günün telaşı, uzak adamın kanı köpüğe dönüşünce iyice şaşırıp kaldık!.. Denizin dalgaları lekelendi; ay ve yıldız lekelendi; mevsimler lekelendi... Hani ezilenlerin direnci gönlümüzün parçasıydı? Sonra, bir yerlere gittik gizlice... Yaşamımız altüst oldu... Kurbanlarının başını Erebos’a döndürdüklerinde, bizim hiçb ir şeyimiz yoktu; barışı, sevgiyi, aşkı öğretmekten başka... Yolda yürürken yıldızlarla konuştuk... Dedik ki: “Işıkta üç kırmızı güvercin alınyazımızı çiziyorlar ışıkta, renkleriyle, davranışlarıyla sevdiğimiz kişilerin.” Arkamıza bakmadan koşmaya başladık!.. Yıllara gömülen taşlara hiç bakmadan!.. Gerçekten kaçıyor, ölüm orucundaki Nuriye Gülmen ve Semih Özakça için kefen hazırlıyorduk! Diyarbakır’da Atatürk heykeline saldırı Diyarbakır Yenişehir ilçesindeki Şeyh Sait Meydanı’nda bulunan Mustafa Kemal Atatürk’ü yanında 2 çocukla tasvir eden anıta, sakallı bir kişi çekiçle dün saat 14.30’da saldırdı. Anıtın kaidesine tırmanan saldırgan elindeki çekiçle, Atatürk’ün heykeline vurmaya başladı. Çekici heykelin göğüs ve el bölümlerine peş peşe vuran saldırganı, Şeyh Sait Meydanı köşesindeki uygulama noktasında polisler fark etti. Polislerin müdahale ettiği saldırganın, İbrahim Yeşil adlı kişi olduğu açıklandı. Emniyet Müdürlüğü’nü götürülen ve akli dengesinin yerinde olmadığı ileri sürülen saldırgan Yeşil sorguya alındı. l DİYARBAKIR/DHA Matsis de geliyor İran Genelkurmay Başkanı’ndan sonra ABD Savunma Bakanı Jim Mattis Türkiye’ye geliyor. ABD Savunma Bakanlığı’nın açıklamasına göre Mattis, 23 Ağustos’ta Türkiye’yi ziyaret edecek. Mattis ziyaretinde, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Savunma Bakanı Nurettin Canikli ve Dişişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile görüşecek. Açıklamada, Mattis Türkiye temaslarında, “Bir NATO üyesi ülke olarak, ABD’nin Türkiye’ye olan sarsılmaz taahhüdünü” vurgulayacak. Görüşmelerde, bölgesel istikrarı geliştirmek için işbirliği çabaları ve Türkiye’nin, PKK ile mücadele dahil, meşru güvenlik endişelerine yönelik hassasiyeti gündemde olacak. l ANKARA / Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle