04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DUNYA Ivanka Afrika oturumunda ABD Başkanı’nın yerini kızı Ivanka aldı Hamburg’daki G20 zirvesinde ABD kısa süreliğine si nedeniyle Afrika’nın sorunlarının görüşüldüde olsa Başkan Donald Trump tarafından değil, kı ğü masada babasının yerine geçti. Cumhurbaşkanı zı Ivanka Trump tarafından temsil edildi. 35 yaşın Erdoğan’ın da bulunduğu masada Ivanka Trump’ın daki eski model, yeni Beyaz Saray danışmanı Ivan yer alması yeni ABD yönetiminde akrabaların kayka Trump babasının Endonezya lideriyle görüşme rılması (nepotizm) suçlamalarını alevlendirdi. Pazar 9 Temmuz 2017 [email protected] EDİTÖR: BETÜL BERİŞE TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ 7 TrumpPutin rüzgârı [email protected] Trump’la ihtilaflar yüzünden ‘G19+1’e dönen G20’de, TrumpPutin görüşmesi ise olumlu geçti. Putin: Trump’la kişisel ilişki kurduk, işbirliğinin temelini attık G20 zirvesi ABD Başkanı Donald Trump’ın Paris İklim Anlaşması ve uluslararası ti Papa’dan uyarı caret anlaşmalarından çekilmesin Katolik dünyasının ruhani lideri Pa den kaynaklanan gerilimler içinde son bulurken medya gelinen noktayı “G19+1” diye yorumladı. ABD’nin İklim Anlaşması’ndan çekildiğini not eden, Trump’ın fosil yakıt, ticari korumacılıkla ilgili taleplerine yer veren pa Françesko, G20 ülkelerine “Tehlikeli ittifaklar kuruluyor, yoksullara ve mültecilere zarar veriliyor” çıkışı geldi. Papa, İtalyan gazetesi La Repubblica’ya verdiği söyleşide “Orantısız bir dünya görüşü olan güçlerABD ve Rusya, Çin ve Kuzey G20 zirvesinin sonuç bildirisinde di Kore, (Rusya Devlet Baş ğer yandan anlaşmadan geri dönüş ol kanı Vladimir) Putin ve madığı vurgulanıp Trump’ın yeniden (Suriye Devlet Başkanı müzakere talebi reddedildi. ‘Herkes ABD’ye karşı’ Beşşar) Esad arasındaki tehlikeli ittifaklar beni endişelendiriyor” de Zirvenin ev sahipliğini yapan ve anlaşmazlıklara rağmen bildirinin çıkmasını sağlayan Almanya Başbaka Kameralar, Trump’ın AB Konseyi Başkanı Tusk (üstte) ve Alman Başbakanı Merkel’le bazı gerilimli anlarını yakaladı. di. “Göçmen istilasından korkan ülkeleri” işaret eden Katolik lider, dünyanın karşı karşıya bulun nı Angela Merkel, “Uzlaşmaya vara le konuştuğunun son derece farkında, buldu” man duğu en büyük problemin madığımız çok net. Farklılıkları örtbas çok hızlı yanıt veriyor, analiz yapıyor. şetini atıp fo “aralarında göçmenlerin etmedik, açıkça ifade ettik. Britanya Bence aramızda kişisel ilişkiler ku toğraflar üzerin de bulunduğu yoksul, za Başbakanı Theresa May’in Trump’ın İklim Anlaşması’na geri dönebileceği görüşünü paylaşmıyorum” dedi. Merkel “İklim müzakereleri, herkesin ABD’ye karşı muhalefetini ortaya koydu. Ticaret müzakereleri, ABD’nin özel pozisyonlar alması yüzünden sıradışı rulmuştur” izlenimini aktaran Rus lider, “İhtiyaç olan işbirliği düzeyini en azından kısmen yeniden tesis edebileceğimize inanıyorum. Bunun için bazı temelleri şimdiden attık” diye devam etti. Suriye ile ilgili “Bence ABD’nin konumu daha pragmatik hale geldi. den “Putin’in başparmağına bakın, görüşmeyi kontrol ediyor” yorumunu yaptı. Lgoidnedcreak’ya yıf ve dışlanmış kişiler” olduğunu belirtti. Papa Françesko, dünya liderlerini sınırlarını kapatmalarının mümkün olduğu “illüzyonuna” karşı uyardı. zorlukta geçti” vurgusu yaptı. Çabalırımız birleştirirsek çok şey ba Kremlin yanlısı yorumcular, iki li sinde Britanya’da çok büyük muha Pduahtian:pSruargimyea’dtiek ABD şarabileceğimiz anlayışı hasıl oldu” di derin gözle görülür samimiyetinin, lefet olmasına rağmen Londra ziya yen Putin, Suriye’nin güneyi için va ABD’deki Trump muhalifleri için dar retini çok yakında gerçekleştirece rılan ateşkes anlaşmasının bunun so be olduğu görüşünü savundu. NTV, iki ğini duyurdu. Trump, Hamburg’da Trump ile Rusya Devlet Başkanı nucu ve önemli bir ilerleme olduğunu liderin birbirlerine gülümsemesinin eşi Melania’nın protestolar yüzün Vladimir Putin ise önceki gün 2 saat belirtti. “ABD’deki liberal kesimlerde öfke pat den otelinde mahsur kalmasına rağ 16 dakika süren görüşmeleriyle ilgili olumlu bir tablo çizdi. Dün Trump gö ‘Putin’in parmağında’ laması yarattığını” öne sürdü. Rus se men, Merkel’i şöyle övdü: “Zirveyi natör Aleksey Puşkov ise “Neoconlar G20’leri her yerde takip eden birkaç rüşmeden “şahane” diye söz ederken TrumpPutin görüşmesi, Rus med çok kızgın. Trump, Putin’in ABD se kişiye rağmen hiç sekteye uğratma Putin de “Gerçek hayattaki Trump, yasında da geniş yer buldu. Komso çimlerine Rusya’nın müdahil olmadığı dan o kadar profesyonel organize et TV’de gördüğünüz Trump’tan çok molskaya Pravda gazetesi “Putin ile sözlerini kabul etti” diye tweet’ledi. tiniz ki. Harikasınız, muhteşem bir farklı” diye konuştu. “Trump kimin Trump, Suriye’de barış için bir yol ABD Başkanı dün May’le görüşme iş çıkardınız.” ‘Devlet çöktü’ Almanya’nın kuzeydeki incisi Hamburg, G20 zirvesi sırasında göğe dumanların yükseldiği, dükkânların yağmalandığı bir savaş alanına döndü. Şehre başta tahmin edilen 100 binden çok daha fazla sayıda protestocu aktı. Başbakan Angela Merkel, zirve için radikal sol hareketlerin kalesi Hamburg’u tercih etmesi sebebiyle kamuoyunun eleştirilerinin hedefinde. En çok satan gazete Bild, dünkü başyazısında, Merkel’in eylüldeki genel seçim öncesi G20 protestolarıyla tam bir fiyaskoya yol açtığını öne sürdü. “Sokakları çeteler ele geçirdi, genel güvenlik hissinin ortadan kalkmasıyla devlet adeta çöktü” diyen Bild “Hamburg’un verdiği korkunç mesaj: Çeteler isterse yönetimi ele geçirebilir” ifadesini kullandı. Protestoculardan Georg Ismail, tepkilerini “Savaş, iklim değişikliği, yoksulluk, sömürü G20’nin arkasında durduğu kapitalist sistemin soncudur. Burada onu savunmak için üzerimize 20 bin polis saldılar” diye dile getirdi. Protesto koalisyo nu G20 Bloku, ABD’li first lady Melania Trump’ı mahsur bırakıp heyetlerin seyahatini engellemelerini “zafer” olarak ilan etti. “Sokaklar protestocularındır, zirvenin değil” sloganını kullanan G20 Bloku “Polis bize saldırıyor. Devlet şiddetine rağmen vazgeçmiyoruz” dedi. İzinli protestoların organizatörleri ise eylemlerin amacını aştığını, sokakların militanlaştığını söyleyip “Bu yanlış” dedi. Olaylarda 213’ü polis olmak üzere çok sayıda kişi yaralandı, yüzlerce kişi gözaltına alındı. ‘ABD planında Esad kalacak’ ABD Başkanı Donald Trump’ın yönetiminin Rusya’yı da kapsayan bir Suriye planı geliştirdiği ileri sürüldü. Daily Beast haber sitesinden Spencer Ackerman’ın haberine göre Trump’ın planı Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad’ın görevde kalmasını, Rusya ile müttefiklerinin hazırladığı “çatışmasızlık bölgeleri” anlaşmasına ABD’nin razı gelmesini, bu kapsamda Rusya ile işbirliğine gidilmesini ve hatta Suriye’nin bazı bölgelerinde Rus askerlerinin denetimine yaslanılmasını içeriyor. Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) Rakka’yı kurtarmasından sonrasi içinse “Irak’tan sahada gerçek bir güç olmadan kurtarılan toprakların yeniden isyancılara döndüğünü bilen ABD, kontrolü SDG’ye bırakacak” deniliyor. BM’nin Suriye Özel Temsilci Yardımcısı Remzi Ezzeldin Remzi’den ABD ile Rusya’nın Suriye’nin güneyinde ateşkes anlaşmasına varmasına “doğru yönde bir adım” açıklaması geldi. Erdoğan’dan iki kritik görüşme Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, dün Hamburg’daki G20 Zirvesi’nde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’le görüştü. Bir saatlik görüşmenin ardından Kremlin Sözcüsü Dimitri Peskov, Türk Akımı, Akkuyu nükleer santralı ve Suriye’nin ele alındığını belirtti. Putin, Erdoğan’a hitaben, “Sayın Cumhurbaşkanı, sizin şahsi yaklaşımınız sayesinde Suriye’deki durumu önemli ölçüde iyileştirdik. Terörist mücadelede önemli ilerleme kaydedildi” dedi. Trump’la 2. görüşme Erdoğan da, “TürkiyeRusya ilişkilerinin bölgedeki sağladığı olumlu neticeler, bölge ve dünyaya örnek teşkil edecek. Suriye, Irak... Beklentiler yüksek. Ekonomi, turizm, savunma sanayine yönelik gelişmeler ilişkileri çok daha güçlü konuma getirecek. Görüşmemiz bu bakımdan da çok önemli. Şu ana dek koyduğunuz iradeye teşekkür ediyorum” açıklamasını yaptı. Putin Erdoğan, zirvenin ilk günündeki birinci çalışma oturumunda bir süre görüştüğü ABD Başkanı Donald Trump’la dün de sürpriz bir görüşme gerçekleştirdi. Görüşme 20 dakika sürdü. Bu arada Erdoğan çiftinin önceki akşam Beethoven’ın 9. Senfonisi’nin icra edildiği konsere katılmadığı, ön sıralarda iki koltuğun boş kaldığı ve Erdoğan’ın konser öncesi çekilen çiftler halinde aile fotoğrafı ve sonrasındaki yemekte de olmadığı haberleri Alman basınına yansıdı. Salih Müslim’e vize verilmedi Daha önce G20 zirvesinde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın siyasetine karşı olanlar dahil her türlü barışçı protestoya izin vereceğini ama “terör örgütleri” listesindeki PKK’ye müdahale edileceğini açıklamış olan Alman hükümetinin, dünkü uluslararası yürüyüşe ana konuşmacı olarak beklenilen PYD Eşbaşkanı Salih Müslim’e vize vermediği öğrenildi. Müslim’e vize verilmediğini duyuran Avrupa Demokratik Kürt Toplum Kongresi Başkanı Yüksel Koç, Başbakan Angela Merkel’in bu kararla Erdoğan’ı “desteklediğini” ileri sürdü. Koç “Merkel, Erdoğan’a boyun eğmiştir. Erdoğan’ı memnun etmek için Müslim’in Almanya’ya gelmesi engellenmiştir” iddiasında bulundu. Dünkü uluslararası yürüyüşe Alman partileri, kiliseler, çevreci örgütlerin yanı sıra Kürt dernekleri, Alevi dernekleri, Haziran Hareketi, CHP katıldı. Kılıçdaroğlu’na teşekkürler… Önceki gece CNN’de Christian Amanpour’un Hamburg G20 zirvesi röportajını izliyorum. Tanınmış gazeteci önce G20 göstericilerini gösterdi. Sözü sonra Kılıçdaroğlu’nun “Adalet Yürüyüşü”ne getirdi. Kemal Kılıçdaroğlu’nun spotları ekranda belirince, görüntü aniden titremeye başladı ve elektrikler kesilmiş gibi hepten karardı. 34 dakikalık gizemli bir kesintiden sonra yeniden Amanpour karşımızda belirdiğinde, Kılıçdaroğlu’na ayrılan kısım sona ermişti. Rastlantı mı, yoksa ecinnilerin işi mi bilemiyorum ama “Adalet Yürüyüşü”nün son demini CNN ekranlarında Christian Amanpour’dan izlerken gençlik yıllarımın “necefli maşrapa” moduna bağlandık. Kod adı ‘umut yürüyüşü’ Bundan böyle “umut yürüyüşü” olarak adlandırabileceğimiz bu etkileyici serüven tam İstanbul sınırına ulaşırken, dünya, Kılıçdaroğlu ve bu yolculuğun adsız kahramanlarını keşfetti. Özetle ifade edilecek olursa, uluslararası kamuoyu Türkiye’nin yalnız Erdoğan’dan ibaret olmadığına uyandı. İlk günlerde “bi görelim bakalım!” yaklaşımını benimseyen dünya basınının bu ağır uyanışı, yaşadığımız hızlı “sosyal medya çağı”nda çok düşündürücü. Bunun tabii çeşitli nedenleri var. Bunlardan ilki, “anamuhalefet lideri Kılıçdaroğlu”nun uluslararası camiada bilinen bir figür olmaması. Ama bundan önemlisi Batı’nın Türkiye ile olan ilişkilerinde tüm göstermelik “Erdoğan muhalifliğine” karşın Latince deyişle “quieta non moveatur/bırak her şey olduğu gibi kalsın!” düsturuyla harmanlanmış bir statüko bekçiliğine şartlanmış olması. Ne zaman on binler yürüyüşe katıdı, “umut yürüyüşü” ancak o zaman görünmez olmaktan çıktı. Uluslararası ana akım medyanın önde gelen temsilcileri; son Amanpour örneğinde gördüğümüz gibi, nihayet ekranlarını ve sütunlarını Kılıçdaroğlu’na açtılar. New York Times, Frankfurter Allgemeine Zeitung, Guardian gibi gazeteler; “Ülkemde bir tek adam rejimi var. Biz bu rejimin taktığı ‘demokrasi maskesini’ indirmek için yürüyoruz” diyen Kılıçdaroğlu’nun yazılarını art arda yayımlamaya başladılar. ‘Siyaseti hatırlattı’ Son parkurda hatta yurtdışından doğrudan katılımlar oldu. İtalyan Parlamentosu alt kanadının dış ilişkiler ve insan hakları komisyonu başkanı olan sosyalist milletvekili Pia Locatelli örneğin; “Uluslararası dayanışma için yürüyüşe destek vermek boynumuzun borcu oldu” diyerek son haftada Türkiye’ye geldi. Berlusconi ailesinin gazetelerinden “Il Foglio” da yazan ünlü siyaset yorumcularından Adriano Sofri de beri yandan “hak, hukuk ve adalet yürüyüşünün”, “siyaset yapmanın anlamını yeniden hatırlatan” bir referans olduğunu söyledi. Türkiye gibi bir demokrasi açığı sorunu olmasa da muhalefetin bitkisel hayata girdiği İtalya’da da benzer inisiyatiflere ihtiyaç olduğu dokundurmasını yapan Sofri, “Cesur kadınlar ve erkeklere ihtiyaç duyan bir ülke olmak gerçi talihsizlik. Ama bu gereksinimi hissetmeyen bir ülke olmak yıkımdır!” dedi. Kılıçdaroğlu’na yeniden bizlere bir umut kapısı araladığı için sonsuz teşekkürler. Adı duyulduğu anda herkesin kaçacak delik aradığı ülkemizin namını, böyle ayrıca tekrardan ilham veren bir örneğe dönüştürdüğü için kendisine katmerli teşekkür ederiz. Kılıçdaroğlu Türkiye’nin sınırlarını aşan bir şekilde, bugün demokrasi, insan hakları ve adalet arayışının simgesi haline geldi. Şahsen Kılıçdaroğlu’nun bu serüveni İstanbul’a dek sürdürebileceğinden emin değildim. 70’ine merdiven dayayan birinin 400 küsur kilometreyi sonuna dek yürüyebileceğinden emin olamıyordum. Ancak o yürüdüğü her kilometrenin hakkını dimdik vererek, girdiği iddialı misyonun eri olduğunu gösterdi. Bedenini ortaya koyarak, her türlü fiziki ve siyasi engele karşın “umut yolu”nu bizlere açtı. Bu teşekkür tabi sadece Kılıçdaroğlu’na değil, “umut yürüyüşü”ne eşlik eden isimsiz tüm kahramanlara. Bu uğurda en başta “yaşamını yitiren” CHP milletvekili Hasan Tatlı’yı rahmetle anmak durumundayız. On beş gün içinde babasının bıraktığı meşaleyi yerden hızla alıp taşımaya devam eden merhum vekilin kızı Hande Tatlı’yı da ayrıca bu meyanda olağanüstü azm, kararlılığı ve metaneti için bilhassa kutlamak isterim. Adalet Yürüyüşü’nün de maalesef böylece bir şehidi olmuş oldu. Adaletin, demokrasinin ve insan haklarının… Şehitlere ihtiyaç göstermediği günlere tez elden kavuşmak ümidiyle. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle