05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 7 Temmuz 2017 haber 2 EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: ZARİFE SELÇUK MEB cihada dokunamadı Talim Terbiye Kurulu’na iletilen binlerce tepkiye karşın cihada programların son halinde de yer veren MEB, yeni öğretim yılında ortaokuldan itibaren öğrencilere cihat kavramını anlatmaya hazırlanıyor Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), açıklanamayan müfredatta cihat kav zilik gibi konuların yanında anlatılacak cihat konusunda da 15 Temmuz’a atıf yapıl ramına dokunamadı. MEB Müs ması talimatını vermişti. MEB teşarı Yusuf Tekin ve bakanlık Müsteşarı Yusuf Tekin’in “Ci yetkililerinin uzun süredir müfredattan çıkartılacağını belirt OZAN ÇEPNİ mesine karşın cihat konuları, ba hadın kelime anlamı, çalışma çabalama, gayret etme anlamına gelir ama kamuo kanlık açıklayamasa da Din Öğreti yunda bir rahatsızlık varsa o düzel mi Genel Müdürlüğü tarafından öğret tilir” diyerek tartışmalı konunun Ta menlere sunulan tanıtım programda lim Terbiye Kurulu incelemesinin ar yer aldı. Talim Terbiye Kurulu’na ile dından programlardan çıkarılacağı tilen binlerce tepkiye karşın cihat ko nı işaret etse de Din Öğretimi Genel nusuna programların son halinde de Müdürlüğü’nün öğretmenlere gön yer veren MEB, yeni öğretim yılında derdiği eğitim programlarında cihat ortaokuldan itibaren öğrencilere cihat konusu yer aldı. kavramını anlatmaya hazırlanıyor. Çocuklara 7. sınıftan itibaren ci Kelimesine dokunulamadı hat kavramını anlatmaya hazırlanan Müsteşar Tekin’in “Metin okundu ve yeni dönemde “değerler” başlığı ğunda, savaş anlamında bir cihattan altında yer veren MEB, ortaöğretim kastedilmiyor, mücadele anlamında. de seçmeli ders olan “Temel Dini Bil Kelime olarak düzeltilebilir” diye giler Dersi” kapsamında şehitlik, ga rek çıkarılacağını vurguladığı cihat konusunun, öğretmenlere sunulan yeni programlar incelendiğinde hiç bir ders kapsamından çıkarılamadığı görüldü. Ayrıca bakanlık yetkililerinin de her fırsatta yeni müfredattan çıkarılacağını belirttiği cihat kavramında veliler, öğretmenler ve eğitim sendikalarının itirazlarına karşın herhangi bir düzenleme yapılmaması dikkat çekti. Cihat artık MEB değeri MEB Din Öğretimi Genel Müdürlüğü tarafından öğretmenlere gönderilen programlarda imam hatip ortaokulları için hazırlanan Temel Dini Bilgiler dersi kapsamında cihat konusu yeni dönemde işlenecek. İmam hatip ortaokullarında 7. sınıflarda okutulacak dersin kazanımlarında medeniyetin temel esaslarının önemi anlatılırken ‘cihat’ kavramı, temel hak ve özgürlükler ve vatan sev gisi konularıyla birlikte ele alınacak. 8. sınıf “Allah’a Kulluk ve İbadet” ünitesi başlığı altında ise “Allah yolunda mücadele: Cihat” konusu başlı başına işlenecek. Bu ünitenin kazanımlar kısmında ise cihat kavramı farklı boyutları ile ele alınacak. Ayrıca ortaokul 58. sınıf öğrencileri için hazırlanan “Peygamberimizin Hayatı” dersi kapsamında da konu olarak işlenmese de ‘cihat’ kavramı şehitlik, gazilik gibi kavramların yanında ‘değerler’ başlığı altında yer alacak. Bununla birlikte imam hatip liseleri meslek dersleri için hazırlanan taslakta da, Peygamber Muhammed’in “münafıklarla mücadele metodunu” ve “diğer din mensuplarıyla ilişkilerinin dayandığı ilkeler” kazanımları çerçevesinde de kazanımlar işlenirken cihadın önemine değinilmesi istendi. Kalp sağlığına dikkat ‘Her cinayetin arkasında akıl hastalığı yok’ Türkiye Psikiyatri Derneği Başkanı Prof. Dr. Timuçin Oral, yazılı ve görsel basında şiddet olaylarını konu alan kimi haberlerde şizofreni hastalığı ile ilgili olarak toplumu yanıltıcı yönlendirmelerin dikkat çekici olduğunu belirterek “Yeterince bilgilenmeden ve önyargılarla yansıtıldığını düşündükleri bu türden haberlerin, şizofreni hastaları üzerindeki damgayı pekiştirici olumsuz etkileri olduğunu üzülerek görmüş bulunuyoruz” dedi. Toplumun şizofreni hastalığını “saldırganlık” ile eşanlamlı olarak algıladığını, bu algının ise şizofreni hastalarına yapılan büyük bir haksızlık olduğunu anımsatan Oral, 10 şizofreni hastasından birinde saldırganlık ortaya çıkabildiğini, eğer hasta tedavi ediliyorsa saldırganlık riskinin belirgin olarak azaldığını vurguladı. ‘Toplum sahip çıkmalı’ Şizofreni Dernekleri Federasyonu Başkanı Doç. Dr. Haldun Soygür ise toplumun şizofreni hastalarından korkmaması, onlara sahip çıkması gerektiğini, tersi durumun, yani toplumun şizofreni hastalarını dışlamasının, tedavi olanaklarını azalttığı ve saldırganlık riskini arttırabildiğini söyledi. Soygür, şizofreni hastalarına destek olmanın iyileşmede çok önemli yeri olduğuna ve korkunun şizofreni konusunda bilgi sahibi olarak ve bilinçlenerek aşılabileceğine dikkat çekerek, şöyle devam etti: “Toplumun bütününde saldırganlığın görülme sıklığı yüzde 45 oranında. Şizofrenide bu oran yüzde 10’u geçmiyor. Her cinayetin arkasında şizofreni ya da akıl hastalığı bulunmuyor. Sık olmamakla birlikte, suç işleyen şizofreni hastaları için ise; koruyucu, tedavi edici ve rehabilite edici halk sağlığı stratejilerinin yaşama geçirilmeli, bu alandaki evrensel insan hakları ve yasal düzenlemelerin özenle uygulanması gerekir.” l İSTANBUL/Cumhuriyet Yaz mevsimi ile birlikte hava sıcaklıklarının aşırı artış gösterdiği, özellikle nemin yüksek olduğu bugünler kalp hastalıkları açısından risk taşıyor Finike Devlet Hastanesi Kardiyoloji Uzman Dr. Erdal Durmuş, sıcak ve nemli havada kalp sağlığına dikkat edilmesi gerektiğini kaydetti. Yaz mevsiminin gelmesi ile birlikte hava sıcaklıklarının aşırı artış gösterdiği, özellikle nemin yüksek olduğu bugünlerin kalp hastalıkları açısından risk taşıdığını belirten Durmuş, “Yaz mevsimi ile birlikte vücudun sıcağa karşı aldığı en etkili yöntem terlemedir. Nemli deriden su buharlaşırken ciltte de soğuma başlar. Doğal olarak bu durumda sıvı ve elektrolit özellikle tuz ve mineraller kaybedilir. Ancak terlemenin faydası yanında sıvı ve elektrolit kaybına yol açması nedeniyle, kanın yoğunlaşmasına neden olarak kalp krizi riski artmaktadır. Bunu önlemek için özellikle kalp hastası olan kişilerin bol sıvı alarak sıcak havaların zararlı etkilerinden korunmaları çok önemlidir” dedi. Uzman Dr. Erdal Durmuş, “Terlemenin oluşabilmesi için kan akımının cildi besleyen damarlara yönlendirilmesi, cilt damarlarında genişleme olması gerekmektedir. Bu durum ise, kalp, beyin ve böbrek gibi hayati organlara kan akışını azaltmaktadır. Sonuç olarak; yeterli sıvı alınmadığı takdirde böbrek ve kalp fonksiyonlarında bozulma meydana gelebilmek tedir. Bunu dengelemek üzere böbrek ve böbrek üstü bezlerinden salgılanan maddeler damarların büzüşmesine ve ani tansiyon yükselmeleri ile kalp yetersizliği bulgularının artmasına neden olabilmektedir.” Sıvı tüketimine dikkat Tüm bu uyarıların yanında Uzman Dr. Erdal Durmuşsıcak, havalardan korunmak için şu önerilerde bulundu, “Açık renkli, rahat ve bol, terlemeyi artırmayan kumaştan yapılmış giysiler tercih edilmeli, ağır ve yağlı yemeklerden kaçınıp, az ve sık aralıklarla, sebze ve meyveden zengin beslenmeye, 22.5 litre su tüketmeye özen gösterilmeli, soda ve maden suyu tüketiminde dikkatli olunmalı; çünkü kontrolsüz maden suyu ve soda tüketimi tansiyonu yükselteceği gibi, kalp yetmezliği bulgularının da ortaya çıkmasına ya da daha ağırlaşmasına neden olabilir. Özellikle güneşin dik olduğu saatlerde dışarıda bulunulmamalı, tuz tüketimine dikkat edilmeli, denize, sabah ve akşam saatlerinde aç karnına girilmeli, kumda güneş banyosu yapmaktan kaçınılmalı, denizde kıyıya paralel yüzülerek açıklara uzaklaşılmamalı, hipertansiyon ve kalp yetersizliği ilaçlarınız hekiminize danışılarak tekrar yaz ayına göre düzenlenmeli, uzun seyahate çıkılmadan önce mutlaka kalp ile ilgili kontrolleriniz yaptırılmalı, çocuklar ve bebekler park edilmiş araçlarda kesinlikle yalnız bırakılmamalı ve son olarak alkol tüketiminden uzak durulmalı, yinede tüketenler dikkatli olarak özellikle güneş ışınlarının dik geldiği saatlerde açık havada güneş altında kesinlikle alkol alınmamalıdır” diye konuştu. l ANTALYA /İHA Onları herkes dışlıyorSuriyeli seks işçileri Türklerin de Suriyelilerin de kötü muamelesine maruz kalıyor BM Nüfus Fonu Türkiye Ofisi’nin desteklediği, “Türkiye’deki Suriyeli Seks İşçilerinin Cinsel Sağlık Durumunun İyileştirilmesi Projesi” kapsamında hazırlanan raporda, Suriyeli seks işçilerinin dramı gözler önüne serildi. Türkiye vatandaşlarının ayrımcılığına maruz kalıyorlar, öte yandan diğer Suriyeliler tarafından dışlanıyorlar. Rapora göre, seks işçilerine resmi nikâhlı eşleri aracılık ediyor. Kolluk güçlerinin kötü muamelesine maruz kalıyorlar. Sağlık başta olmak üzere hiçbir kamu hizmetinden yararlanamıyorlar. Kırmızı Şemsiye Cinsel Sağlık ve İnsan Hakları Derneği’nce hazırlanan rapor için; İstanbul, İzmir, Gaziantep, Mersin, Hatay, Ankara, Adana, Bursa, Şanlıurfa ve Diyarbakır’da yaşayan 24’ü geçici koruma kimlik kartına sahip 26 seks işçisi ile görüşmeler yapıldı. Seks işçilerinin bir kısmı temizlikçilik, garsonluk gibi başka sektörlerde de çalışırken bir kısmı tam zamanlı olarak seks işçiliği yapıyor. Raporda, Suriyeli seks işçilerinin adalet mekanizmalarına erişimlerinin önünde de çeşitli engeller bulunduğu belirtil di. Bu engellerin en belirgin olanları şu şekilde sıralandı: n Suriyeli seks işçilerinin bilgi düzeyinin düşük olması, n Dil engeli. n Adli birimlerdeki görevlilerin mağdurlara yönelik ayrımcı tavırları, n Kolluk görevlilerinin Suriyeli seks işçilerine karşı şiddeti, n Kolluk görevlileri ve adli birimlerdeki görevlilere yönelik güvensizlik, n Adalete erişim sürecinde ihtiyaç duyabilecekleri sivil toplum kuruluşlarının desteğinin sınırlı olması. Hasta başına 5.000 Avro! Erken tanı ve tedavi romatoid artritin ekonomik yükünü azaltabilir Türkiye’de romatoid artrit (iltihaplı eklem romatizması) tedavi maliyetlerini hastalardan elde edilen gerçek yaşam verilerini kullanarak hesaplamayı hedefleyen Expert RA çalışmasının sonuçları açıklandı. Romatoloji uzmanı Prof. Dr. Vedat Hamuryudan ve arkadaşları tarafından gerçekleştirilen çalışmada, ülkemizin 10 farklı üniversite hastanesinde romatoloji kliniklerine başvuran 689 romatoid artrit hastasıyla yüz yüze yapılan anketler yoluyla romatoid artritin hastaların yaşam kalitesine etkisi ve yıllık tedavi maliyetleri değerlendirildi. Araştırmaya göre Türkiye’de romatoid artrit hastalığının hasta başına getirdiği doğrudan maliyet yıllık yaklaşık 4.954 Avro. Hastaların yüzde 5,5’ini etkileyen bu harcamalarla birlikte bu hastaların yıllık ortalama yükü 1.600 Avro’ya ulaşıyor. Poliklinik (ortalama 382 Avro) ve yatan hasta (ortalama 195 Avro) maliyetleriyle birlikte hasta başına düşen ortalama toplam yıllık maliyet 4.954 Avro’ya ulaşıyor. Ayrıca çalışan hastaların yüzde 62’sinin yılda ortalama 27 gün hastalık izni aldığı tespit edildi ve bunun maliyeti ise yılda 485 Avro işgücü kaybı olarak hesaplandı. Romatoid artrit Romatoid artrit genellikle eklemlerde şişlik ve ağrı ile ortaya çıkan ve tedavi edilmediği takdirde eklem hasarına neden olabilen kronik bir has talıktır. Ağrı ve yeti kaybı nedeniyle kısıtlanan günlük aktiviteler ve yaşam boyu tedavi ihtiyacı romatoid artrit hastalarının fiziksel ve zihinsel işlevlerini olumsuz etkiler. Bu nedenle romatoid artrit, kronik hastalıklar arasında yaşam kalitesini en çok düşüren hastalıklardan biridir. 190 Adalet için: 91 yaşında 5 kilometre Nurettin Karsu: 91 yaşında bir genç! 19 Haziran günü, Kılıçdar’la birlikte, “Adalet İçin” 5 kilometrelik bir bölüm de o yürüyor. Ve yürürken türküsünü de söylüyor: Yol ver Dağlar yol ver, aşmağa geldim Göl olup Deryaya taşmağa geldim Halkın dertlerini deşmeye geldim Kılıçdaroğlu’yla coşmaya geldim, Yüce Adaleti buluncaya dek, Nefes’in sonuna gelinceye dek. HHH Türkiye olumlu örneklere bakmayan, baksa da görmeyen, görse de söylemeyen, söylese de tekrarlamayan, tekrarlasa da anımsamayan bir azgelişmişlik kültüründen hâlâ kurtulamadı... Sevgili okurlarım, büyük bir üzüntüyle vurgulamak istediğim çok acı bir gerçek var: 1970’lerin başından beri gazetelerde yazılarımın yayımlanmaya başladığı tarihlerden bu yana, okurlarımdan en yoğun eleştiri aldığım yazılar, eleştiri değil, övgü yazılarıdır: Bir politikacıyı, bir kararı, bir yazarı, bir yazıyı, bir eylemi, bir söylemi eleştirdiğim zaman genellikle okurlardan ses gelmez. Çok nadiren bir katkı gelir. Buna karşılık bir politikacıyı, bir yazarı, bir eylemi, bir söylemi övdüğüm zaman, derhal eleştiriler yağmaya başlar: “Sen onun ne mal olduğunu biliyor musun?” tadında yazılan pek çok eleştiri alırım. Ama hemen belirtmeliyim ki bu tavır ve davranışlar eğitimde en önemli yöntem olarak gördüğüm “olumlu destek” yani “övgü”, “takdir” yönteminden beni uzaklaştırmaz. HHH Bugün de bir teknokrat, bir Sosyal Demokrat politikacı, 1980 öncesi bir CHP milletvekili olan Nurettin Karsu’dan söz etmek istiyorum. Bu sütunun okurları onu, ailecek Aydın’a sürgün edildiği Tunceli/ Dersim olayları hakkında yolladığı mektuplarla anımsayacaklar. İşte Kılıçdar’ın Adalet Yürüyüşü’ne, katılarak 5 kilometrelik etabı tamamlayan 91 yaşındaki genç, bu yılmaz Adalet ve Demokrasi âşığı Karsu... Şimdi de İstanbul Maltepe’deki mitingle sona yaklaşan bu Barışçı, Demokratik, Özgürlükçü, Adalet Yürüyüşü için bir dörtlük daha yollamış... Bu Yürüyüş’ü, “Bizim yaptığımız yollarda yürüyorlar”, “Bizim verdiğimiz izinle yürünüyor” diye saptırmak isteyenlere karşı sitem de içeren bu dörtlük ile: Hem onu, hem de Yürüyüş’e katılan, katılmayan, katılamayan, yüreğinde Demokrasi, Adalet ve Özgürlük ateşi olan tüm yurttaşları anıyorum: Adaletin Gelir Kendi Ne Reis Dinler Ne Efendi Sayılı Günler Tükendi Yolun Sonu Görünüyor! 95 TL, C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle