05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DUNYA ‘Tankla müdahale edecek değiliz’ Irak Başbakanı Haydar İbadi, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin (IKBY) 25 Eylül’de düzenleyeceği bağımsızlık referandumunu tanımayacaklarını, ama askeri müdahalede de bulunmayacaklarını söyledi. İbadi “Ne yapacağız? Tankları mı göndereceğiz? Bunu yapmam” dedi. Suriyeli Kürtlerden ‘ABD gitmesin, kalsın’ çağrısı YPG öncülüğündeki Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) siyasi kolu olan Suriye Demokratik Konseyi’nden (SDK) “ABD kalsın” çağrısı geldi. SDK Başkanı İlham Ahmed, “Amerikalılar bölgeyi ve kendi ülkelerini terörden korumak istiyorsa, Suriye’de demokratik sistem inşa edilip gelecek bütün ayrıntılarıyla şekillenene kadar buradaki çabalarına devam etmeli” dedi. Perşembe 27 Temmuz 2017 [email protected] TASARIM: ZARİFE SELÇUK İsrail’le Aksa düellosu [email protected] 7 Erdoğan’ın Mescidi Aksa çıkışına Netanyahu “Bize vaaz verebilecek son kişi”, İsrail Dışişleri “Camdan sarayda yaşarken taş atmasın” yanıtını verdi. Türk Dışişleri: Haddini bilmezler İsrail’in Kudüs’teki Mescidi Aksa’dan dedektörleri kaldırmaya başlamasına karşın İsrail ile Türkiye arasında söz düellosu tırmanıyor. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın İsrail’i “Aksa’yı Müslümanlardan almaya çalışmakla” suçlayıp Aksa’yı ziyaret çağrısı yapmasının ardından İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’nun ofisinden şu açıklama geldi: “Erdoğan Kuzey Kıbrıslılara ya da Kürtlere ne derdi acaba? İsrail’e vaaz verecek son kişi Erdoğan’dır.” ‘Osmanlı geride kaldı’ İsrail Dışişleri Sözcüsü de “Osmanlı İmparatorluğu geride kalmıştır” diyerek şu açıklamayı yaptı: “Erdoğan’ın partisinin toplantısındaki ifadeleri saçma, hayali ve çarpıtılmıştır. Kendi ülkesinin zor sorunlarıyla ilgilenmesi çok daha akıllıca olur. C? amdan bir sarayda yaşayanların başkalarına taş atmamaları gerekir.” İsrail Dışişleri, “Kudüs daima Yahudi halkının başkentidir. Hükümeti geçmişe nazaran güvenliğe, özgürlüğe, haklara saygılıdır” iddiasını da öne sürdü. Filistinli Müslümanlar, şimdilik Aksa’ya girmeyip sokaklarda namaz kılıyor. Bunun üzerine Dışişleri Sözcüsü Hüseyin Müftüoğlu, “haddini bilmez açıklamaları kınadıklarını” duyurdu. “Osmanlı döneminde Filistin’de farklı dinlerin barış içinde birlikte yaşamasını en iyi Musevilerin takdir etmesi beklenir. Türkiye Cumhuriyeti’nde Musevilerin inanç özgürlükleri devletimizin güvencesi altındadır” diyen Müftüoğlu, “50 yılı aşan işgal gerçeği ni örtbas etmeye çalışan” İsrail’i “statükoya geri dönüp ibadet özgürlüğünün önündeki engelleri tümüyle kaldırmaya” çağırdı. Bu kez İsrail Dışişleri, “Kuzey Kıbrıs’ı işgal eden, Kürt azınlığı zalimce ezen ve gazetecileri hapse atan Türk hükümetinin bölgedeki tek gerçek demokrasi olan İsrail’e ders vermesi absürd” iddiasıyla yanıt verdi. ‘çözülmezse din savaşı çıkar’ uyarısı İsrail’in Mescidi Aksa önündeki metal dedektörleri ve güvenlik kameralarını kaldırma kararını yetersiz bulan ve kısıtlamaların tamamen kaldırılmasını isteyen Filistinli Müslümanlar, önceki gün ve dün namazlarını Doğu Kudüs sokaklarında kıldı. İsrail güçlerinin müdahalesiyle arbedeler de yaşanırken kriz çözülmezse cuma namazı sonrası kanlı çatışmalar çıkabileceği endişesi BM tarafından da dile getirildi. Aksa İmam Hatibi İkrime Sabri “Sokakta ibadet ve protestolarımız sürecek. İsrail 14 Temmuz sonrası getirdiği kısıtlamaları kaldırmadan, Aksa’ya girmeyeceğiz” dedi. Filistin Yönetimi’nin Rusya Büyükelçisi Abdel Hafız Nofal, Aksa krizinin tüm Ortadoğu çapında bir din savaşına dönüşebileceği uyarısı yaptı. Nofal “En vahim gelişme, din savaşı çıkması olur. Böyle bir savaş Irak’tan Mağrip’e tüm bölgeyi kapsayabilir” dedi. Rajoy, partisinin yasadışı Rusya’ya yeni yaptırımlafinansmanı davasında mahkeme karşısına Trump’ın elleri bağlanıyorçıktı. Bİbsipraaişnlkyb:aa’dkaan ifade verdi İspanya’da ilk kez görevdeki bir başbakan ülkede uzun zamandır süren yolsuzluk davasında mahkemede tanık olarak ifade verdi. Başbakan Mariano Rajoy (62), lideri olduğu Halk Partisi’nin (PP) eski üyelerinin adının karıştığı “’yasadışı finansman sağlama planı” hakkında bilgisi olmadığını ve kendisinin yasadışı ödeme almadığını söyledi. Rajoy, devlet televizyonundan canlı yayımlanan duruşmada “parti içi finansal konularla uğraşmadığını dile getirdi. Dava, 2009’da tutuklanan işadamı Fransisco Correa’nın yardımcıları ve şirketler ağı sayesinde inşaat ve diğer işkollarındaki kamu sözleşmeleri karşılığında Halk Partisi (PP) için ücretsiz etkinlikler düzenlediği iddialarına odaklanıyor. ‘Maliyeye bildirilmedi’ Rajoy, ekimden beri süren ve ‘Gürtel olayı’ olarak adlandırılan yolsuzluk davasında, partisinin İspanyol maliyesine bildirilmeden dışarıdan maddi yardım aldığı iddiaları hakkında sorulara yanıt verdi. Rajoy mahkeme binasına gelirken bina önünde toplanan ellerinde düdüklerle 30 kişilik bir eylemci grup “Adalet”, “PP’yi yasadışı ilan edin” yazılı pankartlar taşıdı. Hakkında herhangi bir suçlama bulunmayan Rajoy, mahkemeye gelmek için çok meşgul olduğunu belirterek video konferans yoluyla ifade vermek istemiş ancak Yüksek Mahkeme gelmesini zorunlu kılmıştı. Rajoy, 2003’e dek PP genel sekreter yardımcısı, 2004’e dek genel sekreteri olması nedeniyle ifadeye çağırıldı. Temsilciler Meclisi’nin yaptırımı Trump’ı zorda bıraktı, AB’yi öfkelendirdi ABD Başkanı Donald Trump’ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’le uzlaşarak Suriye’de attığı kritik adımlara Kongre’nin yaptırım gölgesi düştü. Temsilciler Meclisi, Rusya, İran ve Kuzey Kore’ye yeni yaptırım tasarısını 3’e karşı 419 oyla onayladı. Üst kanat Senato’nun da onay vermesi halinde, tasarı nihai onay için Trump’ın imzasına sunulacak. Tasarıya karşı çıkan Trump, diğer yandan Kremlin’in yardımıyla seçilmekle suçlandığından, veto etmesi halinde iç siyasette zor durumda kalacak. AB’den enerji isyanı “Yaptırımlar Yoluyla Amerika’nın Düşmanlarıyla Mücadele” tasarısına meclis onayının ardından Beyaz Saray “Başkan, Kuzey Kore, İran ve Rusya’ya sert önlemleri desteklese de, nihai kararı önüne geldiğinde verecektir” dedi. Tasarıya göre Rusya, Kırım’ı işgal ettiği, İran terörizmi desteklediği ve Kuzey Kore de nükleer programı gerekçesiyle yaptırımlara maruz kalacak. Tasarı, ABD Başkanı’nın herhangi bir yaptırımı hafifletme ya da kaldırma yetkisini de sınırlandırıyor. Yasalaştığı takdirde, Trump, yaptırıma karşı yetkisini kullanmak isterse Kongre’ye gerekçelerini izah eden bir rapor sunmakla yükümlü olacak. Paketin Batılı şirketlerin Rus petrol ve gaz şirketleriyle iş yapmasını da engellemesi AB’nin şimşeklerini çekti. Avrupa Komisyonu Başkanı Jean Clauda Juncker “Önce Amerika sloganı Avrupa’nın çıkarları sonda gelir anlamına gelemez. Enerji güvenliğimizin tehlikeye atılması, endişemizin dikkate alınmaması halinde derhal harekete geçeriz” dedi. Yaptırımların, ABD’nin ticari çıkarlarını desteklemeye yönelik Putin ile Trump’ın 7 Temmuz’da G20 zirvesinde yaptığı iki görüşmeden Suriye ile ilgili önemli kararlar çıkmıştı. Trump’ı önceki gün Ohio mitinginde protesto edenler dışarı atılırken birinin elinde SSCB bayrağı da vardı. “endüstriyel politika aracı” haline gelmemesi uyarısı yapan Almanya, “ABD, Avrupa iş alemini hedef almamalı” dedi. Fransa “Tasarı uluslararası hukuk açısından yasadışı” diye çıkıştı. Moskova, Tahran kızgın Kremlin “RusAmerikan ilişkilerini düzeltme fırsatını mahvetmeye yönelik vahim bir adım” derken yasalaşırsa misilleme yapılıp yapılmayacağına Putin’in karar vereceğini belirtti. Tasarı, 18 İran şirketi, İran füze programıyla ilişkili kişiler ve Devrim Muhafızları’nı yaptırım kapsamına alıyor. İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, kesinkes misilleme uyarısı yapıp “Düşman ahdinin bir bölümünü çiğnerse biz de bir bölümünü, tümünü çiğnerse biz de tümünü çiğneriz” dedi. Hamas, kara listeden çıkamıyor Lüksemburg’daki Avrupa Adalet Divanı, Hamas’la ilgili yaptırımların sürdürülmesine karar verdi. Gazze Şeridi’ni 2007’den beri yöneten Hamas, Avrupa Birliği’nin “terör örgütlerine” uyguladığı yaptırımların dışında kalmak için AB Genel Mahkemesi’ne başvurmuş, buradan örgütün para varlığının dondurulmasını geçersiz kılan bir karar çıkmıştı. AB’nin en yüksek mahkemesi olan Adalet Divanı ise Hamas’ın 2001’den beri “terör örgütleri” listesinde bulunduğunu belirterek kararı yeniden değerlendirilmesi için Genel Mahkeme’ye geri gönderdi. Hamas, mayısta açıkladığı son siyaset belgesinde Müslüman Kardeşler’le bağını koparttığını açıklamıştı. Bu kararı, terör örgütleri listelerinden çıkma hamlesi olarak yorumlanmıştı. Diğer yandan Adalet Divanı, Sri Lanka’da faaliyet gösteren Tamil Eelam Kurtuluş Kaplanları’nın (LTTE) “terör” listesinde bırakılmasının doğru olmadığını belirterek örgütün Avrupa’daki varlığının 20012015 yılları arasında dondurulmasının geçersiz olduğuna hükmetti. Gazze’de Hamas’ın askeri kolu İzzeddin Kassam Tugayları devriye geziyor. AB sopayı gösterdi Polonya’da iktidardaki Hukuk ve tı. Dün yazılı açıklama yapan Avrupa Adalet Partisi, yargı bağımsızlı Komisyonu, Polonya hükümetine uya ğına müdahale girişimini, Cumhur rı mektubu gönderdiklerini ve bir ay başkanı Andrzej Duda’nın kısmi ve içinde cevap beklediklerini duyurdu. tosunun ardından nasıl devam et Avrupa Komisyonu Başkanı JeanClau tireceğini tartışırken Avrupa Birliği de Juncker de “Eğer Polonya hüküme (AB) harekete geçti. ti yargının bağımsızlığına ve hukukun ‘Oy hakkı elinden alınır’ üstünlüğüne zarar verecek bir adım atarsa 7. maddeyi devreye sokmanın Duda, milletvekillerine Ulusal Yargı dışında başka bir seçeneğimiz Konseyi’nin 25 üyesinden kalmayacak” dedi. 1997’de 15’ini seçme hakkı tanıyan AB Antlaşması’na dahil edi ve adalet bakanı ile vekille len 7. maddenin devre re Yüksek Mahkeme yargıç ye sokulması durumun larını yargı çevrelerine da da, üye ülkenin AB Konse nışmadan atama yetkisi ve yi’ndeki oy hakkı elinden alı ren tasarıları veto etmişti. nabiliyor. Polonya hükümeti Ancak yerel mahkemele ise “AB yetkililerinden ge rin işlevlerini yeniden düzenleyen üçüncü tasarıyı Polonyalılar yargıya müdahaleyi ellerinde anaya len şantajı kabul etmeyeceğiz” yanıtını vererek gerili imzalayacağını açıklamış sayla protesto ediyor. mi tırmandırdı. Eeeey Türkiye, Eeeey Vicdan! “Bu ülkede insanların kulakları ‘Eeeey!’ diye başlayan cümlelere aşinadır. Ben de savunmamı ‘Eeeey vicdan!’ diyerek noktalamak istiyorum” diye sonlandırdı sözlerini Musa Kart... Musa 35 yıldır karikatür çiziyor. Şimdi Demokles’in kılıcı gibi kafasının üzerinde sallanan “29 yıla varan bir hapis cezası” tehdidiyle yargılanıyor. Yani çizdiği her yıla karşılık nerdeyse bir yıl hapis yatmak riskiyle yüz yüze! Dokuz aylık Silivri tutsaklığı ardından “Balkanlar’ın en büyük adliye sarayı” Çağlayan’ın sauna gibi sıcak ve vıcık vıcık nemli ağır ceza mahkemesi salonunda, “terör örgütleri” ile “karikatür” arasında neden bir irtibat olmadığını, olamayacağını ve kendisinin her tür teröre yabancı bir konumda olduğunu anlatmaya çalışıyor. Karikatürün ayrıca ne olup ne olmadığını da açıklıyor ve tutarsız, akla ziyan suçlamaların hesabını vermek adına çaba harcıyor. Mevsim sıcaklarının tavan yaptığı bu yapış yapış yaz gününde, denizde şezlonglarında güneşlenen yazlıkçılar, Kart’ın “Eeey vicdan!” çığlığını muhtemelen duymuyorlar. ‘İzmir Marşı’yla avunmak Oysa bu çığlık yalnız iktidara değil, muhalefete de atılan bir çığlık aynı zamanda. Yalnız iktidardakilerin değil, muhalefettekilerin “vicdanını” da bağlıyor. Bakıyorum orada burada, alışveriş merkezlerinin dikkat dağıtan cazibesine dalan herkes alışverişe devam ediyor. Kaldırım üstüne masalarını atan restoranlar ve kafelerde yaşam keyfini çıkarmayı sürdürüyorlar... Çağlayan duruşmalarını izlediğim günlerden beri, etrafımdaki “günlük yaşamın acayip normalliği” ile duruşmada tanık olduğum devasa dramın arasındaki kopukluk beni afallatıyor. Sanki yaşadığımız tüm olaylar çok sıradışı değilmiş ve ülkede her şey her zamanki mecrasında akıyormuşçasına süregiden yaşam beni şaşırtıyor. Çağlayan’dan çıkıp eve dönmek üzere her seferinde arabaya, vapura bindiğimde bu şaşkınlığı yaşıyorum. İçerde gün boyu duyduklarımız, tanıklık ettiklerimize karşılık; günlük yaşamın sıradanlığına hayret ediyorum. Dışardan bir göz “şizofren” olarak adlandırabilecek bu ikili/düal gerçekliğe baktığında, esasında Türkiye’de bir rejim değişikliği yaşandığını fark etmeyebilir. Ama gerçekte bu çok yanıltıcı bir tablo ve bir avunmadan ibaret. Geçen akşam örneğin duruşma dönüşü bir Burgaz restoranında yaşadığım üzere, gece vakti bangır bangır hoparlörle insanlar dışarıya “İzmir Marşı” verdiklerinde, “eski Türkiye”nin alışıldık düzenini hâlâ sürdürdüklerini varsayıyorlar... Bir ‘metamorfoz’un davası Ama Cumhuriyet davasına tam 5 sayfa ayıran Fransız “Liberation” gazetesinin yazdığı gibi, Türkiye çok başka bir “metamorfoz”dan geçiyor. Ve Çağlayan’daki Cumhuriyet davası bu “metamorfoz”un davası. Dolayısıyla bu “metamorfoz”a duyarlılık taşıyan herkesin, tatilci şezlongunda dalgınca uyuklamak yerine bu tarihi davayı alabildiğince yakından izlemesi lazım. Musa Kart, Kadri Gürsel, Murat Sabuncu, Güray Öz, Ahmet Şık, Turhan Günay, Hakan Kara, Akın Atalay, Bülent Utku, M. Kemal Güngör, Önder Çelik, Emre İper arkadaşlarımızın birebir tarih yazan savunmalarına doğrudan tanıklık etmeleri lazım. Yirmi gün önce “Adalet Yürüyüşü”nü tamamlayan Kılıçdaroğlu nerede mesela? Neden Çağlayan’da değil? Niye aramızda yok? “Adalet” uğruna 430 km. yol kateden ana muhalefet lideri, Musa Kart’ın misal“Eeeey vicdan!” yakarışını yaptığı anda, bu salonda olmalıydı. Duruşma salonunda evet 20 civarı CHP temsilcisi var ama bu yeterli değil. Gözler (en azından benim gözlerim!) Adalet Yürüyüşü sonunda iddialı bir manifesto ortaya koyan Kılıçdaroğlu’nu arıyor. İngiltere’de İşçi Partisi lideri Jeremy Corbyn Ahmet Şık tişörtüyle görüntülenmeyi kendine eğer iş ediniyorsa, Kılıçdaroğlu’nun da bizzat burada olması gerekir. Bu sıradan bir basın davası değil. Hâlâ bunun ayırdına varmadınız mı? Venezüella’ya ABD kıskacı ABD Başkanı Donald Trump’ın yönetimi, Venezüella’daki sağcı muhalefete açık destek verirken, Devlet Başkanı Nicolas Maduro’nun solcu yönetimini hedef alan yaptırımlar açıkladı. İçişleri bakanı, emniyet müdürleri, ordu ve ulusal muhafız komutanları, seçim komisyonu başkanı ve devletin petrol şirketi PDVSA’nın başkanı dahil 13 yetkilinin ABD’deki mal varlıkları donduruldu. Eşzamanlı olarak muhalefet de iki günlük genel greve gitti. Öncesinde CIA, Maduro’nun istifası talebiyle nisandan beri süren ve 100’den fazla can alan protestolara yardım ettiğini üstü kapalı itiraf etti. Aspen Güvenlik Forumu’nda konuşan CIA Başkanı Mike Pompeo “Venezüella’da bir geçiş olabileceği konusunda çok umutluyuz ve CIA olarak oradaki dinamiği anlamak için elimizden gelenin en iyisini yapıyoruz” dedi. Pompeo, Meksika ve Kolombiya ziyaretlerini de “Onların yapabilecekleri şeyleri anlamalarına yardım etmeye çalıştım” diye gerekçelendirdi. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle