05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 27 Temmuz 2017 14 haber/yorum EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: SERPİL ÜNAY Darwin uydurmuş! Rektörün biri “Evrime inanmıyorum!” dedi ve bu nedenle pek çok eleştirildi, hatta tiye alındı: Oysa haklıydı, Darwin büyük çapta yanılmıştır! İşin aslı şöyledir: Şuppiluliuma’dan, Hammurabi’den bile daha eski zamanlarda, yeryüzünde insanlar değil maymunlar yaşardı. Bunlar Afrika’nın doğusunda, Tanzanya’daki Olduvay Boğazı’ndaki ormanlarda birbirlerinin bitlerini ayıklayarak ve “maymuncuk” dedikleri çocuklarıyla oynayarak hoşça zaman geçirirlerdi. Ancak havalar zamanla ısınmaya başladı, yağmurlar seyreldi. Ormanlardaki ağaçlar kurumaya başlayınca maymunlar toplanıp ne yapacaklarını düşündüler. Ağaçlardan inelim, yerde yaşamaya başlayalım. Yerde gezersek kuyruklarımız ayaklarımıza dolanır, sık sık düşeriz. Çakmak taşlarını yontar, bunlarla keseriz. Bu görüş benimsendi, aralarından birkaçı kuyruk sünnetçisi olarak seçildi ve tarihte görülmemiş bir kuyruk kıyamı başladı. Kuyruğunu kestiren insan sayılıyordu, kestirmeyene kız verilmiyordu. Çok kuyruk kesilince civardaki sırtlanlar, aslanlar kan kokusu alıp gelmeye başladılar. Maymunların Başı, “Bundan böyle günde en çok üç kuyruk kesilecektir” buyurdu. Kuyruk kestirmek için Maymun Başı’ndan gün almak gerekiyordu. Bu kararnameden sonra çok uzun maymun kuyrukları oluştu. Yahu sıra ne zaman bize gelecek? Kuyruk kestirmek için Afrika güneşi altında kuyrukta günlerce beklemek olumsuz tepkilere yol açıyordu. Hele, Başkan’ın belli bir ödenti karşılığında kimilerini öne aldığı ve zürafalara, çakallara ve ibibik kuşları gibi maymun olmayanlara da kuyruk kestirtip insanlık belgesi dağıttığı duyuldu; protestolar çoğaldı. Maymunların çoğu kuyruksuzlaşınca Başkan’a “Seni insanlar değil, maymunlar seçti. Burada şimdi bir maymun değil insan milleti var. Bu nedenle biz artık maymunların seçtikleri bir başkanı istemeyiz. Seçimler yenilensin!” dediler. Yüksek seçim kurulu üyelerinin okuması, yazması yoktu, saymasını da bilmiyorlardı; işin içinden çıkamadılar. Başkan “Sonuçlar ne olursa olsun, ben kazandım sayılır!” deyince Olduvaylılar ayaklandı. Sokak çatışmaları uzun sürmedi; Başkan ve yalakalarının cephanesi tükendi. Sonra ne mi oldu? Hayır, Başkan yani yeryüzünün bu ilk diktatörü, sonrakiler gibi hızlı koşan bir deveye filan binip yurtdışına kaçmadı. Millet onu bırakıp kaçtı! Olduvay sakinleri, “O burda kalsın, biz başka yerlere gidelim!” dediler ve Afrika’dan Asya’ya, Avrupa’ya vb. göç ettiler. Torpil ve rüşvetle insan belgesi edinmiş ibibik kuşlarıyla çakallar da kalabalığa karışıp çeşitli yerlere gittiler. Böylece Darvin’in yanıldığını, maymunların evrimle değil kuyruklarını kestirip insan olduklarını ve çevrenizde gördüğünüz insan kılıklı çakalların nerelerden gelip böyle olmadık mevkilere atandıklarını da işte anlamış bulunuyorsunuz. 9 IŞİD şüphelisi serbest Konya’da 5 teröristin öldürüldüğü hücre evi operasyonunda gözaltına alınan 18 kişiden 9’u tutuklandı, 6’sı adli kontrol kararıyla serbest bırakıldı. Konya Emniyet Müdürlüğü, 12 Temmuz’da Meram ilçesi Yorgancı Mahallesi’nde Meram Bağları olarak bilinen Dudlukır mevkiindeki, IŞİD’in hücre evine düzenlenen operasyonda 5 kişi öldürülmüştü. Hücre evi baskınından sonra yürütülen soruşturmada, FETÖ üyeliğinden daha önce tutuklanan ve bir süre sonra tahliye olan ev sahibi M.Ö., 2 emlakçı, evi kiralayan Ahmet Y.’ye yardımcı olan Mehmet Akif Kök ile birlikte 18 kişi gözaltına alındı. Ev sahibi ve 2 emlakçı polisteki ifadelerinin ardından serbest bırakıldı. Mehmet Akif Kök’ün de aralarında bulunduğu 9 şüpheli tutuklanırken, 6 şüpheli de adli kontrol kararıyla serbest bırakıldı. l KONYA/DHA 27 TEMMUZ 2017 SAYI: 33531 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına Orhan Erİnç İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay Genel Yayın Yönetmeni MURAT SABUNCU Yazıişleri Müdürü Yazıişleri Müdürü (Sorumlu) Haber Koordinatörü Bülent Özdoğan Faruk Eren Aykut Küçükkaya Yayın Danışmanı Kadri Gürsel Reklam ve Pazarlama Danışmanı Ayşe Cemal Reklam Grup Koordinatörü Deniz Tufan Rezervasyon ve Planlama Koordinatörü Bülent Gürel l Görsel Yönetmen: Hakan Akarsu l Ekonomi: Olcay Büyüktaş l Dış Haberler: Mine Esen l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak Web Koordinatörü: Oğuz Güven [email protected] Ankara Temsilcisi: Erdem Gül Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 İzmir Reklam Tel: (0232) 441 12 20 0530 430 74 17 Okur Temsilcisi: Güray Öz [email protected] Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Hakan Kara. l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Doğan Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme Aracılık ve Tahsilat Sistemleri AŞ Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 04.00 03.51 04.21 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı 05.48 13.18 17.11 20.34 22.14 05.35 13.02 16.54 20.16 21.52 06.02 13.25 17.15 20.35 22.08 Pideci, balıkçı, çiğköfteci, parkeci, kaportacı, lokantacı... Bunlar Cumhuriyet iddianamesinin özeti. Kusura bakma Musa “düşene vurulmaz” dedin ama sanırım biraz vuracağım. Savcılık makamı neredeyse altı aya yakın bir zaman boyunca uğraşmış. Tutuklanan arkadaşlarımızı beş yaşındaki çocuğundan 44 yıl önce boşandığı eşine dek didik didik araştırmış. Çünkü elinde bir suç kanıtı yok. Belki geçmişten bir şeyler bulup çıkarırım demiş. Ve muhteşem deliller elde etmiş. Güray Öz, pide siparişi verirken yakalanmış. Neymiş? O pideci daha önce bir soruşturma geçirmiş. Ama öyle “FETÖ” soruşturması filan da değil. Önder Çelik, arabasını tamir ettirirken yakalanmış. Üstelik de tamir parasını ödediğine dair delil elde edilmiş. Vay efendim o paranın yatırıldığı banka hesabının sahibi daha önce bir işyerinde çalışmış ve o işyeri de soruşturma geçirmiş. İşte bu çok “şüpheli hareket”e yakından bakalım. Olay: Araba tamiri. Delil: Tamir bedeli 345 TL. Olay tarihi: 2011. Şüpheyi ortaya çıkaran soruşturmanın yaşandığı tarih: 2009... Lütfen gülmeyin. Sonuçta “gazetecilik” yargılanıyor. Dünyanın gözü bu davada. Devam edelim. Akın Atalay, evinin salonuna parke döşetmiş. O da parasını verirken yakalanmış. Parkeyi döşeyen adamın oğlu, bir gün Bursa’da acıkmış. Yandan çarklı iddianame Karnını doyurmak için bir restorana girmiş. İşte suç delili orada ortaya çıkmış. O restoranın işletmecisi daha önce bir soruşturma geçirmesin mi? Olay tarihi mi? 2011. Bülent Utku, sen ne yapmışsın öyle? Olayın içine çiğköfte ve balığı eklemişsin. Şimdi bütün esnaf tedirgin. Bu tarihi davaya nereden dahil olacağız diye bekliyor. Bütün müşterilerden sabıka kaydı istemeyi tartışıyorlardır, yok yok “vukuatlı sabıka kaydı” isteyelim diyenler daha fazla. Cumhuriyet gazetesinin de yazarı olan Melih Cevdet Anday’ın bir şiiri vardı; Şinanay. Sonradan şarkı yapılmıştı bu şiir. Sezen Aksu söylüyordu: “Ada vapuru yandan çarklı/ Bayraklar donanmış cafcaflı/ Simitçi kahveci gazozcu” Ben simitçi, kahveci, gazozcuyu çıkarıyorum: “Pideciii, kaportacııı, parkeciii...” Akılları zorlayan suçlamalardan biri de “Cumhuriyet’in tirajını düşürmüşsünüz”. Madem savcılık makamı bu konuyla bu kadar ilgileniyor. Bir ihbarda bulunuyorum o halde. Hani Cumhuriyet çalışanları için uydurduğunuz suç tarihleri var ya; 2011. İşte o tarihlerde AKP ile sıkı fıkı olan cemaatin gazetelerinden biri olan Zaman vardı. Araları açılınca el konulup kayyım atanan gazete. İşte o gazeteye atanan kayyım ne yaptı biliyor musunuz? Gazetenin 635 bin olan tirajını 10 günde 3 bine kadar düşürdü. Üstelik genel yayın yönetmeni olarak Akit gazetesinin haber müdürünü atamıştı. Neyse, ilişki ağını araştırmak size düşer. Nereden yemek ısmarlamışlar, arabalarını kime tamir ettirmişler, kimlerle konuşmuşlar, konuştukları kişilerin telefonlarında ByLock çıkmış mıdır, beş yaşındaki çocuklarının mal varlıkları var mıdır, ne maaş almışlardır? Ben bilemem. İşte tirajı bu kadar net düşürülen o gazete OHAL kararnamesiyle kapatıldı da kayyım yargılanmaktan kurtuldu. Ama Kanaltürk ve Bugün’de aynı şey olmadı. Ne oldu? Kayyım atanan Koza İpek Holding bünyesindeki İpek Medya Grubu’nun faaliyetlerine “zarar” nedeniyle son verildi. Yani Kanaltürk ve Bugün kapatıldı, çalışanların iş akdi feshedildi. Ne zaman mı? Geçen sene. Hani bir suç varsa diye vatandaşlık görevimi yerine getiriyorum. Çünkü Cumhuriyet yönetimini de gazeteyi zarar ettirmekle suçluyorsunuz ya. Şinanay da yavrum şina şina şinanay... Diyanet, ‘Kendi Dilinden FETÖ Örgütlü Bir Din İstismarı’ adlı raporunu yayımladı Gülen’i 40 yıl sonra keşfettiler Diyanet İşleri Başkanlığı, Fethullah Gülen’i 40 yıl sonra yeniden keşfetti. 1960’lı yıllardan itibaren Diyanet’e bağlı din görev lisi olan Gülen’in 80 kitabı ve 40 bin dakikayı bu lan sesli ve görüntülü konuşması ancak 15 Tem muz darbe girişiminin üzerinden 1 yıl geçince incelenebildi. Diyanet, 40 yıl sonra hazırlanan raporda Gülen’in ayetleri ve hadisleri çar pıttığı, sapkın olduğu, İslamı tahrif OZAN ÇEPNİ ettiği sonucuna ulaştı. Diyanet İşleri Başkanlığı Din İş leri Yüksek Kurulu Başkanlığı, 1960’lı yıllardan başlayarak Diyanet’e bağlı bir vaizken AKPCemaat kavgasına kadar görmezden gelinen Fethullah Gülen’in kitap ve konuşmaları na ilişkin 15 Temmuz’un ardından başlatılan dini değerlendirmeyi tamamladı. Gülen’in Türkçe ola rak basılmış 80 kitabını ve 40 bin dakikayı bulan (yaklaşık 670 saat) sesli ve görüntülü konuşma sını analiz eden Diyanet, incelemelerin ardından hazırlanan “Kendi Dilinden FETÖ Örgütlü Bir Din İstismarı” adlı raporunu yayımladı. Araştırma ihtiyacı hissedilmedi Raporda, Gülen’in içinde bulunduğu şartları ve kendisine çeşitli “mahfillerce” yani cami imkânlarını kullanıp 1970’lerden itibaren bir cemaat (örgüt) oluşturma sürecine girdiği belirtildi. Gülen’in on yıllar boyunca “toplumun en çok ihtiyaç duyduğu eğitim alanını” kendisine hedef olarak belirlediğini belirten Diyanet, “önce yurtiçinde sonra yurtdışında devşirdiği ümmetin evlatlarından önemli bir kısmını örgütünün bir parçası haline getirmiştir” değerlendirmesinde bulundu. Gülen Cemaati’nin 2013’e kadar incelenmediğini itiraf eden Diyanet, raporunda “17/25 Aralık 2013’e kadar ilgili kurum ve kuruluşlar bu kişinin dinî görüşlerini ve hareketin sürüklendiği mecrayı anlama ve araştırma ihtiyacını pek hissetmemişti” ifadelerini kullandı. Diyanet, kitap ve vaazlarında Gülen’in Allah ve peygamberle konuştuğu, sırlarını tuttuğunu söylediği, seçilmiş kişi vurgusu yaptığı, peygamberden emir aldığı, geçmiş İslam büyükleri ile görüştüğü, rüyalarını anlattığı, Hıristiyanlık ve İslamı birleştirme çabası içinde olduğu ve cincilik yaptığı konusundaki söylemlerine dini yorum getirdi. Diyanet İşleri Başkanı Görmez: Görevler emanet Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, raporunun kamuoyuna açıklandığı programının ardından görevi bırakacağı konusunda “Diyanet İşleri Başkanlığı görevini bırakıyor musunuz? Bıraktıktan sonra herhangi bir yerde göreve mi başlayacaksınız?” sorusu üzerine “Bütün görevler, makamlar, vazifeler sadece birer emanettir. O emanet, vakti, yeri ve zamanı geldiğinde teslim edilir. Diyanet İşleri Başkanlığı gibi bir makamdan sonra talip olduğum bir görev vardır, o da ilimdir. Hem aziz milletimizin hem de İslam dünyasının ilmi hayatına katkıda bulunmak için bir gayret içerisinde olacağım” dedi. Görmez, görevden ayrılacağı tarihe yönelik soruları ise yanıtsız bıraktı. Gülen’in her gün ve her an neredeyse Allah’la görüştüğü iddiasının en vahim durumu oluşturduğu vurgulanan raporda, “Peygamber olmasına rağmen Hz. Muhammed’in bile Gülen kadar Allah’la buluşup hasbihal etmediği”ni belirtti. Raporda, “Gülen ise gerek vaazlarında, gerekse kitaplarında ve son yıllarda da internet ortamlarında hemen her hareketinin Allah’ın iradesi ve yönlendirmesiyle olduğu algısını oluşturmak için çabalamış, bunun için ayetleri ve hadisleri bağlamlarından koparıp kendi istediği yorumu çıkarmak için çarpıtmıştır” dendi. Sapmış kimse Raporda, Gülen’i, “İslam yolundan sapmış kimse” olarak nitelendirdi. Gülen kültünde peygamberin adeta ev arkadaşı olduğu vurgulanan raporda, “sabah akşam oturup strateji konuşmaktadırlar ve daha sonra bu konuşmalar neticesinde kendisine tevdi edilen emaneti Gülen müritlerine ve mensuplarına aktarmaktadır. İlginçtir ki hemen hemen her karar, bir şekilde ‘Gülen’in Örgütü’nü tahkim edip onları sorgusuz sualsiz itaate yönlendirecek türden gizemlerle süslenmiştir” ifadeleri kullanıldı. Gülen’in bu söyleminin imanın en önemli esaslarından ikisini zedelediği belirtilen raporda Gülen’in düşünceleri için “sapkınlık olarak nitelemek kaçınılmazdır” değerlendirmesi yapıldı. Hazır fedailer İslamda inananlar arasında “seçilmişlik” gibi bir kavramın olmadığını belirten Diyanet, “Bu söylem, tarih boyunca dünyevi iktidarı ele geçirme arzusunda bulunan muhterislerin etkili bir motivasyonu olarak kullanılmıştır” dedi. Gülen’in kendi mensuplarına ise “ikinci sahabe nesli”, ‘kutsîler’ ve ‘rabbanîler’ diye hitap ederek onları seçilmiş bir topluluk olduklarına inandırırken aslında her dediğini yapmaya hazır fedailer yetiştirmeye odaklandığı raporda anlatıldı. Dinler arası diyalog sorunu Gülen’in İslamın Yahudilik ve Hıristiyanlıkla aynı düzlemde değerlendirilmesi ve önceki dinlerin de “hak din” olma özelliklerini devam ettirdiklerini söyleyerek “dinlerarası diyalog” çalışmaları yapılması, İslam açısından kabul edilebilir bir durum olmadığı sonucuna ulaşan Diyanet, “Dinlerarası diyalog bağlamında Gülen’in dile getirdiği düşünceler onun ‘hak din’ anlayışının da sorunlu olduğunu göstermektedir” dedi. l ANKARA KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK [email protected] Kebapçıdan ‘Darbeye’ Darbe girişimi sırasında, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nde 2’si polis 34 kişinin şehit edildiği olaylara ilişkin, 135’i tutuklu 143 şüpheli asker hakkında hazırlanan 1052 sayfalık iddianame İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. İddianamede, şüphelilerin 37’şer kez ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması isteniyor. 15 Temmuz Şehitler Köprüsü ile Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nün kapatılması ve kontrol altına alınması görevinin Kuleli Askeri Lisesi Komutanlığı’na verildiği, diğer birliklerin de takviye amacıyla görevlendirildiği anlatılan iddianamede, bazı şüphelilerin darbe girişimi günü saat 19.00 sıralarında ailece Üsküdar’daki bir kebap restoranına gittikleri, şüpheli eski Albay Muammer Aygar’a gelen telefon üzerine eşlerini bırakan subayların acilen yemekten kalkarak Kuleli’ye döndükleri aktarıldı. ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI [email protected] 310 sanıklı FETÖ davası Siirt’te darbe girişimi sırasında Siirt Valiliği’ni işgal etmeye çalıştığı iddia edilen ve içlerinde dönemin Siirt 3. Komando Tugay Komutanı Tuğgeneral Ahmet Şimşek’in de bulunduğu 110’u tutuklu 320 askeri sanığın yargılanmasının görüldüğü duruşma 3. gün de devam etti. Sanıkların dinlendiği duruşmada, Eruh 2. Komando Taburu 1. bölükte o dönem Astsubay Kıdemli Çavuş olarak görev yapan Orhan İpek, 15 Temmuz gecesi Siirt Valiliği’nin güvenliğinin sağlanması emriyle Siirt’e getirildiklerini ve darbe girişiminden haberleri olmadıklarını söyledi. Sanıklardan İrfan Bulut ve Emre Yüksel ise, Eruh 2. Komando Taburu’nda görevdeyken Siirt’te hendek operasyonu yapılacağı talimatı üzerine kendi birliklerinin şehir merkezine çağrıldığını, Valiliğin emniyetini almaya gittiklerini sandıklarını söyledi. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle