28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 24 Temmuz 2017 4 haber EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: EMİNE BİLGET ‘Darbenin arkasında gülen var’ İngiltere’nin Ankara Büyükelçisi Moore, 15 Temmuz darbe girişimi ve FETÖ’ye karşı tutumlarını anlatan yeni açıklamalar yaptı CNN Türk’te Hakan Çelik’in sorularını yanıtlayan İngiltere’nin Ankara Büyükelçisi Richard Moore, Gülen yapı lanmasını bir ‘terör örgütü’ olarak tanı madıklarını çünkü bunun için belirli bir süreç gerektiğini söyleyerek yanıt verdi. Moore “Fakat bu önemli değil, bu darbe girişiminin arkasında Gülen ha reketinin olduğunu iyi biliyo ruz” diye devam etti. İngiltere’de Başbakan Theresa May’in darbe gi rişiminden yalnızca 2 gün önce göreve başladı ğını ve bunun yeni hü Richard Moore kümetin karşılaştığı ilk uluslararası kriz olduğunu belirten Moore, İngiltere’nin Türkiye’nin yanında durduğunu söyledi: “Başbakan May 13 Temmuz’da göreve başladı fakat çok erken aşamada bana belli emirler verdi: ‘Türk hükümetine tam destek verin.’ Çünkü bu darbe girişiminin gerçek yüzünü iyi tanıdı.” ‘Komplo teorileri seviliyor’ İngiltere’nin Ankara Büyükelçisi Moore kendisi için “İngiliz derin devletinin adamı” gibi ifadelerin kullanılması hakkında ise “Türk halkı komplo teorilerini çok seviyor. Biz İngiltere olarak Türkiye’yi bölmek istemiyoruz. Bunlar çok saçma iddialar. Güçlü bir Türkiye İngiltere’nin de menfaatleri ile de örtüşü yor” dedi. Moore, Türkiye’de insan hakları savunucularının tutuklanmasını ise eleştirdi: “Milletvekilleri, yöneticiler ve en son Uluslararası Af Örgütü liderleri tutuklandı. Bu durum bizim için endişe vericidir. İnşallah yakın gelecekte mahkeme serbest bırakacaktır. Çünkü bu durum Türkiye’ye de zarar veriyor.” Vize pahalı Bu arada İngiltere vizelerinin pahalı olduğunu dile getiren Çelik’e yanıt veren Moore, “İngiltere vizesinin biraz pahalı olduğunu inkâr edemem. Gerçekten seyahat pahalı. Genellikle işadamları için büyük bir sorun değil. Özellikle göçmen sistemi için kullanıyoruz” dedi. Yaptırımlara destek Steinmeier, ‘Tamamı Gülen hareketine dahil edilemeyecek olan muhalif kişiler ve eleştiri yapanların son kırıntıları da hapse atılıyor’ diye konuştu Almanya Cumhurbaşkanı FrankWalter Steinmeier, Alman hükümetinin Türkiye’ye karşı sertleşen politikasına destek vererek Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı sert bir şekilde eleştirdi. Steinmeier ZDF kanalına verdiği yaz söyleşisinde Alman hükümetinin geçen hafta Türkiye’ye karşı açıkladığı yaptırımları desteklediğini söyledi. Steinmeier, “Tamamı Gülen hareketine dahil edilemeyecek olan muhalif kişiler ve eleştiri yapanların son kırıntıları da takip ediliyor, hapse atılıyor, susturuluyor” diye konuştu. Almanya Cumhurbaşkanı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı eleştirerek, “Yıllardır bu devlette kendisi ve partisi ile beraber çalışan kişiler ya takibata uğradı, ya hapiste ya da ağzını açamıyor. Bunu kabul edemeyiz” dedi. Almanya Cumhurbaşkanı “Buna net bir şekilde dur demenin ülkemiz için bir kendine saygı meselesi olduğunu düşünüyorum” ifadelerini kullandı. Almanya Cumhurbaşkanı, Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel’in Almanya’daki Türklere hitaben yazdığı açık mektubu da memnuniyetle karşıladığını belirtti. Steinmeier Almanya’da yaşan üç milyon Türk’ün de Ankara ile inşa edilen köprülerin yıkılmasından derin bir üzüntü duyduğunu düşündüğünü söyledi. Steinmeier “Bu gerçekten çok acı ve bu nedenle Türk asıllı vatandaşlarımıza bir açıklama yapmak gerekiyordu” dedi. Almanya Dışişleri Bakanı Gabriel’in Almanya’daki Türklere hitaben yazdığı mektup Bild gazetesinde dün yayımlandı. Alman hükümetinin Türkiye’ye karşı takındığı sert tutumun gerekçesini anlatan Gabriel, Almanlar ve Türkler arasındaki dostluğu “büyük bir hazine” olarak değerlendirdi. Ancak Alman vatandaşlarının Türkiye’de tutuklanması nedeniyle Türkiye’ye karşı yeni bir politika benimsemek durumunda kaldıklarını ifade eden Gabriel mektubunda, “Biz her zaman Türkiye ile iyi ilişkilerden yana olduk, çünkü iyi bir ilişkinin sizler için önemli olduğunu biliyoruz” ifadelerini kullandı. Aralarında Alman vatandaşı Peter Steudtner’in de bulunduğu insan hakları aktivistlerinin Türkiye’de tutuklanmasının ardından iki ülke ilişkileri tekrar krize girdi. Bunun üzerine geçen hafta Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel, Alman şirketlerinin Türkiye’ye yaptıkları ihracata ve yatırımlarına uygulanan Hermes kredi garantisinin gözden geçirilmesi ve Alman vatandaşlarına seyahat uyarısı da dahil bir dizi önlem açıklamıştı. Gabriel, AB’nin Türkiye’ye sağladığı mali yardımların ödenmesi konusunda da Avrupalı ortakları ile görüşeceğini açıklamıştı. Almanya Cumhurbaşkanı FrankWalter Steinmeier, hükümetin yaptırım politikalarına ve açıklamalarına destek verdiğini ifade etti. Steinmeier, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı eleştirerek, “Yıllardır bu devlette kendisi ve partisi ile beraber çalışan kişiler ya takibata uğradı, ya hapiste ya da ağzını açamıyor. Bunu kabul edemeyiz” dedi. Steinmeier Almanlar daha sert politikalar istiyor! Bild am Sonntag gazetesi için yaptırılan anket, Almanların çoğunun Türkiye’ye karşı tutumu ‘yetersiz’ bulduğunu ortaya koydu Bild am Sonntag gazetesi için yapılan bir anket, Almanların çok önemli bir bölümünün Türkiye’ye yönelik politikayı ‘yetersiz’ bulduğunu gösterdi. Araştırmaya göre Almanların yüzde 76’sı Alman hükümetinin Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a karşı kendini yeterince savunamadığını düşünüyor. Halkın sadece yüzde 12’si bu düşünceye katılmıyor. Ankette ortaya çıkan bir başka sonuç da Almanların yüzde 49’u artık Türkiye’ye tatile gitmeyeceğini belirtiyor, yüzde 44’ü ise gidebileceğini kaydediyor. Almanya Dış Ticaret Odası Başkanı da Welt am Sonntag gazetesine yaptığı açıklamada, iki ülke arasında gerilen ilişkilerin Alman firmaları için belirsizlik yarattığını ve Türkiye’yle ticari hacmin 2 milyar Avro düşebileceğini belirtti. Bu arada Almanya Başbakanı Angele Merkel’in genel sekreteri Peter Altmaier Almanya’nın vatandaşlarını ve şirketlerini korumakla yükümlü olduğunu, bununla birlikte Türkiye’yle güçlü ilişkiler kurmak istediklerini kaydetti. ‘Hukukun üstünlüğüne bağlı kalınmalı’ Bild am Sonntag gazetesine demeç veren Altmaier, “Bu büyük ve önemli ülkeyle iyi ilişkilere sahip olmak istiyoruz fakat bu ancak Türkiye hukukun üstünlüğüne bağlı kalırsa mümkün olur” dedi. Altmaier, Türkiye’nin Alman askerlerinin ziyaretine izin vermemesinin, Almanları tutuklamasının ve Erdoğan’ın Almanya’yla ilgili son açıklamalarının kabul edilemez olduğunu söyledi. Altmaier, Berlin’in insan hakları savunucusu Peter Steudtner ve gazeteci Deniz Yücel’in serbest bırakılmasını istediğini, hükümetin konsolosluk yetkilileriyle görüşebilmelerinin sağlanması için her seçeneği değerlendirdiğini kaydetti. Altmaier, Alman hükümetinin Türkiye’deki gelişmeleri yakından takip ettiğini ve gerekli olduğu takdirde yaptırımlar konusunda karar vereceklerini söyledi. Almanya son günlerde Türkiye’ye yönelik baskısını artırmış durumda. Berlin, Türkiye’ye yönelik Alman yatırımlarının sonlandırılabileceğini belirtiyor. Ayrıca Türkiye’nin başvurduğu silah projeleri değerlendiriliyor. ‘Yüzde 50 oy ile anayasa yapılmaz’ Referandumdan ‘evet’ çıkmış olmasına rağmen her şeyin bitmediğini belirten Deniz Baykal, 2019 seçimleri için 2017 sonbaharının çok iyi değerlendirilmesi gerektiğini söyledi Mersin’in Anamur ilçesinde partisinin ilçe teşkilatını ziyaret eden eski CHP Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal, referandumdan ‘evet’ çıkmış ol masına rağmen her şeyin bitmediğini, 2019 seçimleri için hazırlanacakları nı söyledi. Seçimler için 2017 sonbaharının çok iyi değerlendirilmesi gerektiğini söyleyen Baykal, anayasa boyutunda da kaygılı olduklarını dile getirdi. ‘Millet yarı yarıya olmaz kardeşim dedi’ Türkiye Cumhuriyeti’nin darbelerle mücadele ettiğini aktaran Baykal, cumhuriyetin şahsa ya da kişiye endeksli olmadığını ifade etti. Atatürk’ün kurduğu düzenin devam ettiğini anlatan Baykal, şöyle konuştu: “Millet yarı yarıya dedi ki ‘olmaz kardeşim’. Bu anayasayı milletin çoğunluğu kabul etmedi. Dünyanın her yerinde yüzde 50 oyla milletve kili olunur, belediye başkanı olunur. Bir iktidar yüzde 50 oyla seçim kazanır. Ama yüzde 50 oyla anayasa yapılmaz. Millet bilerek ‘hayır’ dedi. Hayır kesiminin bir karargâhı var mıydı?” Deniz Baykal, ziyaretinin ardından Antalya’ya hareket etti. l DHA Adaletle yüz yüze... İşte bugün, adaletle yüz yüzeyiz. Cumhuriyet gazetesi yöneticileri, gazetecileri, yazarları, çizerleri yargıç karşısına çıkıyorlar. Aylarca tutuklu kaldıktan sonra yargıç karşısındalar. Artık bir dosya değiller. Akın Atalay. Hukukçu. Yurtdışından tutuklanacağını bilerek geldi. Bülent Utku. Hukukçu. Mustafa Kemal Güngör. Hukukçu. Murat Sabuncu. Gazeteci. Kadri Gürsel. Gazeteci. Güray Öz. Gazeteci. Hakan Kara. Gazeteci. Turhan Günay. Kitap Eki Yayın Yönetmeni. Musa Kart. Karikatürist. Önder Çelik. Gazete iç işler yöneticisi. Acaba yargıçlar bu arkadaşlarımızı tanıyorlar mı? Ahmet Şık. Gazeteci. Tutuklu. Kitaplarını okuyan olmuş mudur? Emre İper. Muhasebe görevlisi. Tutuklu. Şimdi adaletle yüz yüzeyiz. Göreceğiz. Adaleti temsil eden savcıları, yargıçları göreceğiz. O kürsülerde oturan nice savcılar gördük, nice yargıçlar gördük. Kürsüler. Cüppeler. Yetkiler. Göreceğiz. Neyin temsil edildiğini anlayacağız. Adalet mi temsil ediliyor? Yukarıdan gelecek kararın mizanseni mi hazırlanıyor? Göreceğiz. Çünkü biz hepsini gördük. Gerçek yargıçları da gördük. Engizisyon rahiplerini de gördük. HHH Atilla Ülkü’yü hatırlıyorum. Ali Sirmen de hatırlar. Ataol Behramoğlu da. Gencay Şaylan da. Bütün Barış Davası sanıkları hatırlar bu binbaşı yargıcı. Kürsüde görürdüm. Hükmünü önceden vermişti, bilirdim. Hepimiz bilirdik. Ona kalsa, bize istenen ceza bile azdı. Heyette Tarık Kale de vardı. Piyade Albay Ahmet de. Soyadını unutmuşum. Tarık Kale tutukluluk karşısında oy kullanırdı. 38 ay (20 günü de vardır) ceza onanmadan tutuklu yattık. Yargı, adaleti temsil etmiyordu. Yargı, askeri darbe iktidarını temsil ediyordu. Yargılama bir oyundu. Mizansendi. Duruşmalar oyunun epizotları idi. Ortaçağın yargıçları da vardı. Engizitörler. Engizisyonun temsilcileri. Adolf Hitler’in yargıçları da vardı. İnfaz timi. Berlin’de yargıçlar da vardı. Büyük Frederik, av köşkü için bir değirmencinin yerini beğenir. Köşkün oraya yapılmasını emreder. Değirmenci karşı çıkar. Vermez. “İmparator istiyor, sen kimsin ki?” derler. “Ben kimim ki?” der, “ama Berlin’de yargıçlar var”. Değirmenci o yargıçlara güvenmiştir. Biz de bakalım, ne göreceğiz? Adliyede yargıçlar mı var? Yoksa, bir peşin hükmü uygulayanlar mı? Biz göreceğiz. Siz de göreceksiniz. Ülke de görecek. Dünya da görecek. Ve tarih bunu unutmayacak... AVUSTURYA’DAN ÇAĞRI ‘Müzakereleri durdurun’ Avusturya Dışişleri Bakanı Sebasti an Kurz, Avrupa Birliği’ne Türkiye ile ilişkilerde da ha kararlı bir tutum sergi leme çağrısı yaptı. Avusturya Dışişleri Ba kanı Sebastian Kurz Welt am Sonntag gazetesi Sebastian Kurz ne verdiği demeçte, Alman vatandaşı Pe ter Steudtner gibi insan hakları aktivist lerinin ve Deniz Yücel gibi gazetecilerin Türkiye’de tutuklanmasının keyfi ve endi şe verici olduğunu kaydetti. “Türkiye’nin giderek Avrupa’dan uzaklaştığı yönünde ki değerlendirmemin doğru olduğu her ge çen gün daha fazla kanıtlanıyor” diyen Kurz, Alman mevkidaşı Gabriel ve Alman ya Cumhurbaşkanı Steinmeier’in Türk hü kümetine karşı söylemlerini sertleştirme sini memnuniyetle karşıladığını belirtti. Kurz, Türkiye’nin AB üyelik müzakerele rinin tamamen durdurulması için çaba sarf etmeye devam edeceğinin de altını çizdi. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle