29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 20 Temmuz 2017 EDİTÖR: ŞEHRİBAN KIRAÇ TASARIM: SERPİL ÜNAY Vergi indi, Türkiye’ye ekonomi 9 kalitesiz demir akıyor İnşaatlarda kullanılan demirde kalitesizlik alarmı. İthalatı kolaylaştırmak için gümrük vergisi inince İtalya’dan Türkiye’ye 1 haftada 80 bin ton civarında kalitesiz ürün geldi İnşaat sektöründe demir sıkıntısı yaşanıyor bahane ile aynı oranda artıyor. Ürün 320 dolara iken iyi de 450 dolara çıkınca ni siyle geçen mayıs ayın ye şikâyet ediliyor. Fi da ithalatın önünü aç yat düşünce kimsenin mak için indirilen gümrük vergileri kalitesiz ŞEHRİBAN KIRAÇ şikâyeti olmadı. İnşaat çeliği konusunda suni ve denetimsiz demir çe bir ortam oluşturuldu ve lik ürünlerinin Türkiye’ye gir bunun faturasını sektör olarak mesine neden oluyor. Geçen ay biz ödedik” diye konuştu. İtalya’dan Cezayir pazarı için üretilen 80 bin ton civarında Bir yıldan eski kalitesiz ürün denetlenmeden TÇÜD’ün açıklamasına gö Türkiye pazarına girdi. re haziran ayının ilk haftasın Türkiye Çelik Üreticileri Der da, Türkiye’nin değişik liman neği (TÇÜD) Genel Sekrete larına Cezayir’in AFNOR stan ri Dr. Veysel Yayan, “Kalitesiz dardına göre üretilmiş, her bir ürünler bir ay önce Türkiye’ye gemide 5 bin ton ile 20 bin ton geldi. Bir hafta içinde 80 bin arasında değişen, İtalya men ton çeliğin girmesi çok büyük şeli, TS 708 standardına uygun bir orandır. Biz sorunu güm olmayan, sertifikasız, bir yıl rüklere bildirene kadar ürün dan fazla bekletilmiş ve pas pazara girmişti. Denetim lanmış inşaat demirinin indi ler artmazsa kalitesiz ürün rildiği görülüyor. ler Türkiye’ye gelmeye devam Yalnızca çelik sanayiini bal edecek” dedi. talamakla kalmayıp, aynı za Mayıs ayında inşaat demiri manda dünyanın en büyük ithalatına uygulanmakta olan ikinci inşaat demiri ihracat gümrük vergisi oranları yüzde çısı olan ve deprem bölgesin 30’dan yaklaşık yüzde 10’a dü de bulunması nedeniyle, belir şürüldü. li standartlarda inşaat Cumhuriyet’e açıklama ya demiri kullanma yü pan Yayan, “Çelik hangi ülke kümlülüğünün bu ye ihraç edilecekse ona göre lunduğu Türkiye’de, sertifikalandırılır ve başka bir tüketicilerin gü ülkeye satamazsınız. İtalya Ce venliğini de göz ar zayir pazarı için ürettiği ürü dı eden bu ve nü Türkiye’ye sattı” dedi. Ya benzeri du yan, Türkiye’nin çelikte ihtiya rumların cın üç katı üretim kapasitesine önlenmesi sahip olduğunu, demir fiyatla gerekiyor. rının artmasının Türkiye paza rına has bir durum olmadığı nı belirterek, “Fiyatlar dünya Veysel Yayan Son yılların en kötü dönemi Müteahhitlerin inşaat çeliği bulunamadığı iddiasıyla ithalatın kolaylaştırılması isteğinin ardından birçok çelik üreticisi ihracat siparişlerinin teslimini ötelemek için yurtiçi piyasaya yönelik üretim yapmıştı. Bunun etkisiyle temmuzun ilk iki haftasında inşaat çeliği ihracatı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 64 azalarak 92.4 bin tona düştü. Türkiye Çelik Üreticileri Derneği’nin açıklamasına göre, Türk çelik sektörü, 2012 2015 arasında, son yılların en kötü dönemini geçirdi. Türkiye’nin çelik üretimi yüzde 12.2, çelik ihracatı yüzde 17.5 gerilerken, çelik ürünleri ithalatı ise yüzde 61.8 yükseldi. 2016’da sektörde iyileşme başlarken bu tarihten sonra uygulanan politikalar, sektörde başlayan iyileşmeyi frenledi. TÇÜD’e göre Türkiye gibi tükettiğinin 2 katı inşaat demiri üretimi ve 3 katı üretim kapasitesi bulunan bir ülkede, vergilerin fiyatların suni şekilde yüksek kal masına imkân sağladığı iddiaları, gerçeği yansıtmıyor. 30 civarında ham çelikten üretim yapan kuruluşun, 50’den fazla haddecinin ve çok sayıda tüccarın faaliyet gösterdiği inşaat demiri piyasasında, fiyatların çok yükselmesi mümkün değil. Gümrük vergilerinin indirilmesi, bir yönüyle Türk çelik sektörünün sahipsiz olduğu, dolayısıyla Türkiye piyasasına kolaylıkla kalitesiz de olsa ürün satılabileceği yönünde kanaat oluşturdu. Zarar eden halka açılacak Yatırımda 419 milyar dolarlık açık Türkiye’nin yurtdışı var lıkları mayıs ayında 2016 sonuna göre yüzde 1.8 artarak 219.4 milyar dolara, yükümlülükleri ise yüzde 11.4 artışla 638.9 milyar dolara çıktı. Merkez Bankası tarafından, mayıs ayı sonuna ilişkin Türkiye’nin Uluslararası Yatırım Pozisyonu (UYP) verilerine göre Türkiye’nin yurtdışı varlıkları ile yurtdışına olan yükümlülüklerinin farkı olarak tanımlanan net UYP, mayısta 419.5 milyar dolar açık verdi. 2016 yıl sonunda 358 milyar dolar düzeyinde bulunan bu açık yılın ilk beş ayında 61.5 milyar dolar arttı. Varlıklar alt kalemleri incelendiğinde, rezerv varlıklar kalemi 2016 yıl sonuna göre yüzde 0.8 azalışla 105.4 milyar dolar, diğer yatırımlar kalemi yüzde 4.7 artışla 71.6 milyar dolar oldu. Yükümlülükler alt kalemleri incelendiğinde, doğrudan yatırımlar (sermaye ve diğer sermaye) piyasa değeri ile döviz kurlarındaki değişimlerin de etkisiyle 2016 yıl sonuna göre yüzde 25.5 artışla 171.5 milyar dolara yükseldi. l Ekonomi Servisi Borsa İstanbul’da zarardaki şirketlerin de halka arz edilebilecek. SPK’den onay çıkarsa dönem zararı yazan şirketler de borsaya kote olabilecek İkinci 500’de borçlar arttı İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) açıkladığı Türkiye’nin İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu Araştırması’na göre, KOBİ ölçekli şirketlerin yer aldığı İkinci 500 şirketlerinin kârlılık rasyolarında, mali dalgalanmaların etkisiyle düşüşler görüldü. İSO 500’de olduğu gibi İSO İkinci 500’de de mali borçlarda ve ödenen faizlerde ciddi artışlar yaşandığını belirten İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, “Finansman maliyetleri, İkinci 500’de de şirket karlılıkları üzerinde olumsuz etkisini sürdürüyor” dedi. 100 yeni şirket KOBİ’lerin ölçek büyütmek, rekabetçiliğini arttırmak ve pazarı genişletmek için büyük çaplı yatırımlara ihtiyacı olduğunu ve sermaye birikiminin daha sınırlı olduğunu aktaran Bahçıvan, “KOBİ’ler açısından kurlardaki yükseliş ve yüksek faiz ortamı, hiç kuşkusuz, dev şirketlere kıyasla daha zorlayıcıdır” diye konuştu. Öte yandan, 2016’daki liste ye 100 yeni firmanın girdiği duyuruldu. Bunlardan 77’sinin geçen yılki bin büyük kuruluşun dışından geldiği belirtilirken; 23 kuruluşun ise 2015’de İSO 500 içinde yer alıp, bu yıl İSO İkinci 500’e gerileyen şirketlerden oluştuğu bildirildi. Araştırmada, 2016’da üretimden satışlara kadar 242.3 milyon TL ile Modavizyon Tekstil ilk sırayı aldı. 242.1 milyon TL ile Marshall Boya 2. olurken, 241.5 milyon TL ile Dardanel Önentaş ise 3. oldu. l Ekonomi Servisi Finansman maliyetleri şirket kârlılıkları üzerinde baskı yaratmayı sürdürürken; sermaye piyasalarını büyütmek isteyen Borsa İstanbul, faaliyet kârı elde etmesine karşın finansman giderleri nedeniyle zarar yazan şirketlerin borsaya açılabilmesi için “dönem kârı” şartına istisna getiren mevzuat değişikliğini uygulamaya koymaya hazırlanıyor. Değişiklikle birlikte özellikle büyük yatırım gerektiren enerji ve sağlık sektörlerindeki faaliyet kârı elde eden ancak yatırım sürecindeki finansman maliyetleri nedeniyle net kâra geçemeyen şirketlerden talep beklediklerini kaydeden Borsa İstanbul Genel Müdür Yardımcısı Korkmaz Ergun, mevzuat değişikliğini yönetim kurulundan çıkardıklarını ve Sermaye Piyasası Kurulu’ndan (SPK) onay beklediklerini söyledi. 100 milyon TL kriteri Reuters’a konuşan Ergun, istisna getirilecek şirketler için halka arzda sermaye artışı yönteminin kullanılmasının ön şart olduğunu ve halka arz edilecek payların piyasa değerinin asgari 100 milyon lira olması gerektiğini; halka arzla birlikte kâra dönme projeksiyonu sunan şirketlerin Yıldız Pazar’a kote olabileceğini söyledi. l Ekonomi Servisi Yeni tür bir ilişki Faşizme karşı mücadelede, sosyalistler ile sosyal demokrasi (ya da cumhuriyetçi blok) arasındaki ilişki hep sancılı olmuştur. Bunun bir nedeni sosyalist hareket içindeki sol sekter yaklaşımlar (“sosyal demokrasi= sosyal faşizm”; “ya da peşine mi takılacağız” gibi) diğeri de sosyal demokrat parti ile etkin bir ilişki kurmaya uygun örgütsel biçimlerin geliştirilememiş olmasıdır. İngiltere’de, içinde çeşitli grupları, kimi bağımsız sosyalisti barındıran Momentum örgütü ile Corbyn liderliğinde İşçi Partisi arasındaki ilişki, “uygun örgütsel biçim nasıl olabilir” sorusuna, sanırım bir cevap sunuyor. Momentum deneyimi, bugünlerde özellikle Maltepe mitinginden sonra, muhalefetin momentumunu korumaya, sosyalist muhalefetin CHP ile ilişkilerini düzenlemeye çalışırken yararlanılabilecek kimi dersler sunuyor. Momentum... Momentum, 2015 yılında Corbyn’in İşçi Partisi başkanlığına seçilmesinde, partinin “sola dönmesinde”, partiye yeni üyeler getirerek, önemli bir rol oynayan bir grup sosyalist ve sendikacı tarafından 2015 yılında, bağımsız bir “taban/ kampanya örgütü” olarak kuruldu. Momentum 2016 yılında resmi üyelik sistemini benimsedi. Tüm üyelerinin aynı zamanda İşçi Partisi üyesi olması zorunluydu. Temmuz 2017 itibarıyla 27.000 üyesi, 200.000’den fazla destekçisi var. Momemtum’un çabalarıyla İşçi Partisi’nin üye sayısı, yeni katılan gençlerle, Blair döneminde, düş kırıklığı yaşayarak partiyi terk ettikten sonra şimdi geri gelen eski üyelerle, 600.000’e ulaştı; Corbyn, Blair’ci sağ kanadın, ulusal basının tüm karalama çabalarına karşın parti başkanlığı seçimini, ikinci kez, aldığı oy sayısını artırarak kazandı. Son genel seçimlerde, Momentum’un saha çalışmaları, taban faaliyeti İşçi Partisi’nin oyunun yüzde 40’a yükselmesinde belirleyici oldu. İşçi Partisi ve sosyalist hareketin çeşitli kanatları, Momentum sayesinde bir araya geldiler, etkinlikleri canlandı, moralleri yükseldi. İşçi Partisi seçimleri kazanamamış olmasına karşın, seçimlerden bu yana Momentum 1300, İşçi partisi 33.000 yeni üye kazandı. ... nasıl çalışıyor? Momentum’u oluşturanların sınıf yapılarına ilişkin ayrıntılı bilgi bulamadım. Ancak Momentum’un üyelerinin yüzde 18’ini 30 yaş altındakiler (genellikle öğrenciler) oluşturuyor. Momentum üyelerinin yüzde 76’sını, 3049 (yüzde 38) ve 5069 (yüzde 38) yaştakiler oluşturuyor. Bu üyelerin hepsinin aynı zamanda İşçi Partisi üyeleri, büyük çoğunluğunun Corbyn için gelen yeni üyeler olduğundan hareketle, Corbyn destekçilerine ve seçim sonuçlarına ilişkin verilere bakınca, karşımıza, ağırlıklı olarak “yeni işçi sınıfı” (kestirmeden orta sınıf olarak tanımlanan kesim) çıkıyor. Momentum, İşçi Partisi dışında “yaşıyor”, üyelerini genel seçimlerde sosyal medya platformlarının yanı sıra kendi geliştirdiği “app”lar aracılığı ile harekete geçiriyor. Bir “app” Momentum üyelerine, destekçilerine, enerjilerini yoğunlaştırmaları gereken en yakın kritik (kolaylıkla el değiştirebilecek) seçim bölgesini gösteriyor. Bir başka “app” üyelerin bir bölgeden diğerine giderken ortaklaşa yararlanacakları araçlar hakkında bilgi veriyor. Bir “app” seçmenlere telefon ederek doğrudan konuşmaya olanak veriyor. Momentum halen, seçim platformlarındaki konuları, parlamentoya gelen önerileri doğrudan tartışarak eğilim belirlemeye, üyelerini kampanya konularında eğitmeye yardımcı olacak “app”lar geliştiriyor. Son seçimlerden sonra Momentum’un etkinliklerini yerel sorunlar üzerinde yoğunlaştırdığı, en yakın ücretsiz “gıda bankasını” bulmayı kolaylaştıracak bir app ürettiği, bir bölgede, kayagazı projelerine karşı Yeşiller Partisi ile çalıştığı, böylece işçi sınıfı, toplum, içinde daha geniş, derin bir yer elde etmeye çalıştığı görülüyor. İngiltere ve Türkiye arasında işçi sınıfının örgütlenme geleneği, kültür yapısı, sosyalist hareketin geleneği, “sivil toplumun” gelişmişlik düzeyi, devletin baskı araçları gibi konularda önemli farklar var. Yine de, Momentum deneyiminden, “şablonculuk hastalığına” kapılmadan yararlanmayı deneyebiliriz. Yazılımcılar enflasyona yenilmiyor Türkiye Bilişim Sektörü Derneği (Tübider), “Bilişim Teknolojileri Meslek Seçimi ve Ücretler” araştırmasının 2017 sonuçlarına göre, bilgi ve iletişim sektörü, toplam istihdamı 130 bini buluyor. 2 bin 200’den fazla çalışanla yapılan araştırmaya göre, Bilgi Teknolojileri (BT) kategorisi toplam sektör içinde yüzde 66 payla yaklaşık 85 bin kişiyi istihdam ediyor. BT’de en yaygın meslek yüzde 15’lik pay ile bilgisayar donanım elemanı, ikinci sırada ise yüzde 10’luk payla BT yardım masası teknisyeni geliyor. Sektörün en önemli ihtiyacı, yazılımla ilgili yetişmiş eleman. Bu artan ihtiyaç nedeniyle yazılım alanındaki mesleklerin yıllık ücret artışları da enflasyonun üzerine çıkıyor. Araştırmaya göre yazılım mühendislerinin ortalama maaşları, eğitim durumlarına göre 6 bin TL ile 11 bin TL arasında değişiyor. l Ekonomi Servisi Halkbank 4 milyar dolar borçlanacak Halkbank yurtdışında toplam 4 milyar dolar tutarında iki farklı borçlanma aracı ihracı kararı aldı. Bankadan, Kamuyu Aydınlatma Platformu’na yapılan açıklamada, yurtdışında 2.5 milyar dolar veya muadili tutara kadar azami 12 yıl vade ile sınırlı tahvil ve benzeri borçlanma aracı ihracı ile 1.5 milyar dolar veya muadili tutara ve 10 yıl vadeye kadar İpotek/Varlık Teminatlı Menkul Kıymet ihracı için genel müdürlüğün yetkilendirildiği belirtildi. Geçen hafta, BDDK’nin banka sermaye yeterlilik rasyolarının hesaplamasında yaptığı değişiklikle, batık kredi sebebiyle bankada kalan gayrimenkullerin 3 sene sonra sermaye hesabından indirilmesi düzenlemesi kaldırılmıştı. Uzmanlar, bundan en çok Halkbank ve Vakıfbank’ın etkileneceğini açıklamıştı. l Ekonomi Servisi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle