26 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 29 Haziran 2017 6 ‘Talan fonu!’ haber EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: EMİNE BİLGET CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, binlerce kamu personelinin iş güvencesini ortadan kaldırıp, işten atılmaları için hazırlık yapıldığını belirterek, “Varlık Fonu istiyor, AKP hayata geçiriyor. Bu fonun adı varlık değil, yağma fonudur” dedi. Ağbaba yaptığı yazılı açıklamada, hükümetin Meclis’e sunduğu İş Mahkemeleri Yasa Tasarısı’na tepki gösterdi. Ağbaba, tasarının binlerce kamu emekçisinin iş güvencesini ortadan kaldıracağını, ardından da işten atılmalarını kolaylaştırmayı hedeflediğini kaydetti. Ağbaba, tasarıya göre, Türkiye Petrolleri A.O. Genel Müdürlüğü, BOTAŞ, Sümer AŞ, Şeker AŞ, Kıyı Emniyeti Genel CHP Genel Başkan Yardımcısı Ağbaba İş Mahkemeleri Tasarısı’yla ilgili olarak, ‘Varlık Fonu istiyor, AKP hayata geçiriyor. Binlerce kamu personeli işsiz kalabilir’ dedi Müdürlüğü, TEMSAN ve bazı kamu iktisadi teşekkülleri ile Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığı portföyündeki bazı kuruluşlarda çalışan yaklaşık 7 bin “kapsam dışı personelin” yargı karşısında kamu personeli sıfatlarının kaldırılacağını, normalde İdare Mahkemeleri ve Danıştay’da görülen davalara artık iş mahkemelerinin bakacağını kaydetti. Ağbaba, yapılan değişikliğin binlerce kamu personeline tazminatlarını verip işten çıkarmayı hedeflediğini belirtti. Tasarının Varlık Fonu’nun isteğiyle hazırlandığını ifade eden Veli Ağbaba, “İlk günden itibaren Varlık Fonu’nun çalışma hayatında yaratacağı olumsuzlukları sıralamıştık. Varlık Fonu eliyle emekçilerin sendikal haklarına, örgütlenme haklarına yeni ve güçlü bir saldırının daha başlayacağını belirtmiştik. Gelinen noktada sinsice planlarla bunu hayata geçirmek istedikleri görülüyor. Varlık Fonu binlerce emekçinin aşına ekmeğine göz koymuştur” dedi. Emekçiden alınan vergilerle, kesintilerle kurulan İşsiz lik Sigortası Fonu’na bile göz koyulduğunu belirten CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, “İşsizlik Sigortası Fonu’ndan aldıkları paraların 3. havalimanı, 3. köprü, Kanal İstanbul gibi projelere aktarıldığı belirtiliyor. Bunun adı yağmadır, talandır. Özelleştirecek bir şey kalmayınca, kamu personellerini işten çıkarıp tasarruf yapmak istiyorlar. İş Mahkemeleri Kanunu Tasarısı’nın bu şekliyle yasalaşmaması için emekçilerle birlikte mücadele edeceğiz” dedi. l ANKARA / Cumhuriyet Polisi KHK kurtaracak Diyarbakır’da 4 yıl önce bir gösteri sırasında zırhlı araçla bir göstericiyi ezen polis, hapis cezası alsa da KHK’yle yapılan değişiklikle hapisten kurtulacak MAMHMUT ORAL Diyarbakır’da PKK lideri Abdullah Öcalan’ın yakalanmasının yıldönümü nedeniyle çıkan olaylarda 4 yıl önce zırhlı aracın altında kalarak yaşamını yitiren 19 yaşındaki Şahin Öner’in öldürülmesine ilişkin davaya bugün başlanacak. Öner’i ezen zırhlı polis aracının sürücüsü S.K. hakkında, 2 yıldan 6 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor. Ailenin avukatı ve İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi Hukuk Komisyonu üyesi Abdullah Zeytun, polis memuru S.K’nin, ceza alsa bile tek bir gün dahi hapis yatmayacağını vurguladı. Öner, Diyarbakır’ın merkez Yenişehir ilçesinde, PKK lideri Abdullah Öcalan’ın yakalanmasının yıldönümü nedeniyle çıkan olaylar sırasında 10 Şubat 2013’te zırhlı polis aracıyla ezilerek yaşamını yitirdi. Yayımlanan son Valiler Kararnamesi ile merkeze alınan dönemin Diyarbakır Valisi Mustafa Toprak, Öner’in, el yapımı bombayı polis aracına atmak istediği sırada elinde patlamasıyla öldüğünü açıkladı. Ancak daha sonra ortaya çıkan otopsi kayıtlarında, Öner’in zırhlı araç çarpması ve daha sonra da yerde sürüklenmesiyle yaşamını yitirdiği belirtildi. Öner ailesinin avukatı ve İHD Diyarbakır Şubesi Hukuk Komisyonu üyesi Abdullah Zeytun, AKP tarafından yürürlüğe konulan 671 sayılı KHK ile infaz sisteminde yapılan değişiklik nedeniyle, S.K’nin ceza alsa dahi hapse girmesine gerek olmayacağını belirterek, savcılığın başından beri olayı sıradan bir trafik kazası gibi göstermek istediğini ve iddianameyi de bu düşünceyle hazırladığını öne sürdü. Zeytun, “Adli tıp raporunda bile olayın herhangi bir gösteriyle ya da trafik kazasıyla olmadığı ortaya konmuşken, bizim bu olayı sıradan bir trafik kazası olarak kabul etmemiz mümkün değildir” diye konuştu. l DİYARBAKIR HDP Sur için adalet istedi HDP bileşenleri, Sur’daki yıkımlara ilişkin parti binasında basın toplantısı düzenledi. ‘Yıkım ve kültürel soykırıma hayır, Sur için adalet’ şiarıyla düzenlenen toplantıya Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Genel Başkan Yardımcısı Fadime Çelebi, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) İstanbul İl Eşbaşkanı Hülya Aydoğdu, Devrimci Parti Genel Başkanı Ufuk Göllü ve Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) Eş Genel Başkanı Ahmet Kaya katıldı. İlk olarak söz alan Fadime Çelebi, Sur’da yaşananların sadece Sur halkını değil, herkesi ilgilendirdiğini söyledi. Sur’daki yıkımları AKP’nin Kürt halkına yönelik topyekun saldırılarının bir parçası olarak değerlendiren Çelebi, “Sur insansızlaştırılmaya, direnişi hafızalardan silinmeye çalışılıyor. Devlet intikam almaya çalışıyor. Sur halkının ihtiyaçlarını batıya daha fazla anlatmak, destek sunmak gerek” dedi. SYKP Eş Genel Başkanı Kaya ise 16 mahalleden 6’sının yerle bir edildiğini belirtti. Kaya konuşmasını şöyle sürdürdü: “Devlet Sur’da intikamcı yaklaşıyor. Kürt halkının iradesini kırmak için, Sur’un politik ve etnik demografik yapısını değiştirmek istiyor. Tarihsel ve kültürel doku yerle bir ediliyor. 7 bin yıllık Sur hafızasızlaştırılmaya çalışılıyor. Dayanışmacı kültürün ortadan kaldırılması hedefleniyor. Rant alanı olarak kullanılıyor. Tarihi Sur bir karakol haline dönüştürülmeye çalışılıyor” dedi. l İSTANBUL/Cumhuriyet Dayakçı polise 4 yıl 2 ay hapis Mahkeme, Gezi Direnişi sırasında polisin Antalya’da ara sokakta bir müzisyeni sopalarla ve grup olarak dövmesini işkence kapsamına almadı Antalya’da Gezi direnişi eylemleri sırasında müzisyen Mustafa Düştegör’ü sopa ve coplarla dövdüğü iddiasıyla tutuksuz yargılanan polis memuru Ali Osman Parlar, 4 yıl 2 ay hapis cezasına mahkum oldu. Müzisyen Düştegör’ün avukatı Münip Ermiş, sanığa işkence suçundan ceza verilmesi gerektiğini belirterek karara itiraz etti. Gezi olayları sırasında 3 Haziran 2013 gecesi Kaleiçi’nde ki bir ara sokakta, polisler tarafından dövüldüğünü öne süren müzisyen Mustafa Düştegör, 40 kişiden oluşan amir, müdür, komiser ve polis memuru hakkında işkenceden suç duyurusunda bulundu. Güvenlik kamerası görüntülerinde Düştegör’ü yerde sürükleyen ve elindeki sopayla vurduğu görülen polis memuru Ali Osman Parlar hakkında 3 yıl, biri amir diğer 5 polis hakkında ise 6’şar ay hapis cezası istendi. Mahkeme, Ali Osman Parlar’ı 4 yıl 2 ay hapse mahkum etti. Diğer polislere ise 5 ay hapis cezası verilerek hükmün açıklanması geri bırakıldı. Müzisyen Düştegör’ün avukatı Münip Ermiş, kararla ilgili Antalya Bölge İdare Mahkemesi’ne itiraz etti. İtirazda, somut olayda, yalvarmasına rağmen tüm sanıkların katılımıyla Düştegör’ün ağır işkenceye maruz kaldığının her türlü kuşkudan uzak şekilde kanıtlandığı belirtildi. l DHA Aziz Sancar: Evrim gerçektir... “Aziz Sancar evrime inanmıyor, diyor ki: ben Allah’a inanırım, isteyen evrime isteyen Allah’a inansın...” Bu sözler Türkiye’de yankılanınca, inanmadım. Sancar, evrim konusunu bir “inanç meselesi” asla yapmaz. Bir çarpıtma vardı. Bu sözler ona ait olamaz, dedim. Çünkü Aziz Hoca, yaptığı araştırmalarda evrimsel gelişim değişime bizzat tanık olmuş bir bilim insanı. Ayrıca bilim dünyasında ciddi bir bilim insanı “Evrime inanmıyorum” demez. Aziz Hoca inançla bilimi her zaman ayrı tutar... Sancar, bizzat kendi araştırmalarında canlılardaki evrimsel gelişmeye değişime tanık olmuş bir insan. Örneğin, bitkilerde ve bazı canlılarda ışıkla harekete geçerek DNA bozulmalarını onaran Fotoliyaz enzimi üzerine neredeyse 40 yıl çalıştı. Bilim insanları bu enzimi insanlarda çok aradılar, hatta buldukları bazı genleri “Fotoliyaz” diye isimlendirdiler. Nobel’in Öyküsü kitabı Sancar ise, Fotoliyaz geninin proteininin insanlarda tam karşılığı olmadığını kanıtladı. Ama bu enzimin insanda başkalaşarak yine ışığa duyarlı, 24 saatlik biyolojik saatimizi ayarlayan bir başka gene proteine dönüştüğünü gösterdi ve bu geni Kriptokrom adıyla tescilledi! Bu 40 yıllık muhteşem öyküyü ve Aziz Sancar’ı “Aziz Sancar ve Nobel’in Öyküsü” kitabımda anlattım. Sancar araştırma makalelerinde evrimsel gelişmeye göndermeler yapan bir insan. Biyolojik varlığımızı evrimsel gelişmeden ayrı tutmak asla olası değil. Bunları bildiğim için Sancar’a sordum, nedir bu? Nihayet Gürcistan’dan önceki gün döndü ve yanıtladı: Evrim gerçektir! Sancar konuşuyor Aziz Hoca ile birbirimize güveniriz. Bizi derin yurtseverlik ve bilim bağlar öncelikle. Verdiği yanıtı yayımlama izni de verdi ama şunu da yazmak koşuluyla: “Aziz’i en çok üzen Türkiye’de üstümüze aptal tozu serpilmiş gibi durmadan akla mantığa sığmayacak sebepler bulup, tüm enerjimizi bu suni kavgalara harcıyor ve ülkemize zarar veriyoruz, bu büyük bir günahtır...” Tamamen katılıyorum. Yazıktır, günahtır bu ülkeye Peki, gerçek neydi? “Bir gencimiz bilim ve inanç konusunda soru sordu. Ona şu yanıtı verdim: ‘Ben Müslümanım ve Allah’a inanıyorum. Evrime inanmak gibi bir şey yoktur, Evrim bir gerçektir ve inanç meselesi değildir.” Aziz Hoca: “Suni kavgalar çıkarıp ülkemizi krizlere sürüklüyoruz... Bence bu suni kavga başka şeylerde olduğu gibi maalesef Amerika’dan ithaldir. Dünyanın en albenili ‘yaratılış müzesi’ benim eyaletimin batısındaki Tennessee’dedir ve Türkiye’deki birçok ‘creationist’ buradaki yobazlardan ithal malı fikirlerle maalesef ülkemizi fuzuli işlerle mesgul ediyor”. İlk evrimciler Müslüman bilimciler Sancar şunları da ekledi: “En eski evrimciler İslamın Altın Çağı denen dönemde şimdiki Irak’taki Müslüman bilim adamlarıydı; bunu evrim fikrinin tarihçesi üzerine bir kitapta okudum.” Aziz Hoca, kimya profesörü eşi Gwen’den önce evrim fikrini öğrendiğini söylüyor. Nedeni, Gwen’in okuduğu yıllarda Teksas’ta ortaeğitimde evrim okutulmamasıydı. Evrimi yine reddeden bir Methodist üniversitede okudu. Teksas’ta evrime karşı savaş açanlar o zaman başarı kazanmışlardı. Hoca diyor ki, “Şimdi ikimiz de evrim ve Allah hakkında benzer fikirdeyiz. Amerikalıların dediği gibi ‘you can’t cover the sun with mud’ (Güneşi balçıkla sıvayamazsın). Evrim vardır ve kim ne derse desin bu gerçek ortadadır.” ‘Bilerek yanlış yansıtıldı’ Aziz Hoca, Azerbaycan’daki konuşmasının Türkiye’ye bilerek yanlış yansıtıldığını düşünüyor. Medyaya hiç de çıkmak istemediğini biliyorum. Kendisine gelen görüşme, söyleşi vb. taleplerine yok diyor. Çünkü bu anlamsız tartışmaların içine çekilmek istemediğini belirtiyor. Şu sözleri ne kadar doğru: “Bu gibi abes işlerle uğraşsaydım sigaranın DNA’da kanserojen tahribatının haritasını, “Piri Reis Haritası”nı yapabilir miydim..” Sigaranın etkisi üzerine dünyada büyük ses getiren araştırmasını, Herkese Bilim Teknoloji dergisinde okuyabilirsiniz. T.C. GAZİANTEP 2. AİLE MAHKEMESİ’NDEN ESAS: 2016/820 Davacı Rahime Şahin ile davalı Salih Şahin arasında mahkememizde görülmekte olan boşanma davası nedeniyle; Davalı ile 23 yıl önce evlendiklerini, bu evlilikten 4 çocukları olduğunu, davalının kendisini ve çocuklarını zorla evden çıkardığını, davalıdan boşanmak istediğini, boşanmayla birlikte velayeti kendisine verilen çocuklar için her ay 1.000,00 iştirak nafakası ve kendisi için 25.000,00 TL maddi, 100.000,00 TL manevi tazminat talep ettiğini, davalının evine ve çocuklarına bakmadığını, beyan etmiştir. Davalı Salih Şahin; Davalı Şanlıurfa ili Birecik ilçesi Tüten mahallesi/köyü cilt 32, hane 5, T.C.NO: 43333968098’de nüfusa kayıtlı olan Hamaço ve Emine’den olma 05/07/1970 doğumlu SALİH ŞAHİN’in tüm aramalara rağmen kendisine tebligat yapılamamıştır. Mahkememiz dosyasının duruşmasının 07/11/2017 günü saat 10.25’de olması sebebiyle davalının kendisini bizzat veya bir vekil ile temsil ettirmesi aksi takdirde yokluğunda karar verileceği tebligat yerine kain olmak üzere ilanen tebliğ olunur. “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” (Basın: 628280) T.C. BAKIRKÖY 11. AİLE MAHKEMESİ HÂKİMLİĞİNDEN ESAS SAYISI : 2016/881 Esas DAVALI : AINAZ YAGHOUBI JENKANLO Davacı MEHMET ERASLAN tarafından davalı AINAZ YAGHOUBI JENKANLOU aleyhine açılan boşanma davasında dava dilekçesinde belirtilen adreste davalıya dava dilekçesi ve tensip zaptı edilemediğinden ilanen tebliğine karar verilmiştir. 12/06/2017 tarihli ön incelemesi duruşmasında davalı AINAZ YAGHOUBI JENKANLOU'ya tahkikat duruşma gününün ilanen tebliğine karar verilmiş olup, tahkikat duruşma günü olarak belirlenen 08/09/2017 günü, saat 11:00'te geçerli bir özrünüz olmadan mahkemede hazır bulunmadığınız takdirde, duruşmaya yokluğunuzda devam edileceği ve yapılan işlemlere itiraz edemeyeceğiniz ilanen tebliğ ve ihtar olunur. 07/04/2017 “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” (Basın: 622487) C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle